www.emeklilikhaber.com

SSK VE BAĞ-KUR EMEKLİLİK - Yeni Haberler

BÜYÜK HİZMET

Yeni SSK ve Bağ-kur Gelişmelerinden Anında Haberdar Olmak İstiyorsanız E-posta Adresinizi Ekleyin

Abone Olduktan Sonra Üyeliğinizi Onaylamayı Unutmayın

<$BlCumartesi>

<$BlSOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI


MADDE 1- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7), (14), (15), (17), (20) ve (21) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde ve (10) numaralı bendin “sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan” ibaresi “sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan” şeklinde değiştirilmiş, (29) numaralı bent aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve maddeye aşağıdaki (30) ve (31) numaralı bentler ile aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“7) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını,”
“14) Ay: Ücretleri; her ayın 15'inde ödenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın 1'i ilâ sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi,
15) Yıl: Ücretleri; her ayın 15'inde ödenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 15 Ocak tarihine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ilâ 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi,”
“17) Aylık: Malûllük, vazife malûllüğü, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi,”
“20) Kurum Sağlık Kurulu: Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle, çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını, erken yaşlanma hali ile vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücü kaybını, malûllük derecelerini belirlemeye yetkili hekimlerden ve/veya diş hekimlerinden oluşan kurulları,
21) Kamu idareleri: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı idare, ortaklık, müessese ve işletmeleri ve yukarıda belirtilenlerin ödenmiş sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları ortaklık ve işletmelerden Türk Ticaret Kanununa tabi olmayanlarla özel kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumlarını, ”
“29) Güncelleme katsayısı: Her yılın Aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranının % 100’ü ile sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının % 25’inin toplamına (1) tam sayısının ilâve edilmesi sonucunda bulunan değeri,
30) Vazife malûllüğü: Bu Kanunun 47 nci maddesinde tarif edilen vazife ve/veya harp malûllüğü hallerini,
31) Uluslararası sözleşmeler: Ülkemizin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmeleri,”
“Bu maddenin (29) numaralı bendinde belirtilen güncelleme katsayısının hesabında, en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı veya sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının eksi olduğu yıllarda eksi değerler sıfır olarak alınır.”




MADDE 2-5510 sayılı Kanunun;
A) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş, ikinci fıkrasının (b) bendindeki “çalışanlardan, düşünürlerden ve yazarlardan hizmet akdi ile çalışanlar” ibaresi, “çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasının (c) bendindeki “Cumhurbaşkanı,” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve maddeye üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“c) Kamu idarelerinde;
1) Bu maddenin (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp, ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,
2) Bu maddenin (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,”
“Üçüncü fıkranın (d) ve (e) bentlerinde belirtilen okulları tamamlamadan ayrılanlar ile bu okulları tamamlamalarına rağmen görevlerine başlamadan ayrılanların, bu okullarda geçen eğitim süreleri sigortalılıklarından sayılmaz.
Bu Kanunun kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümleri bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara bu kapsamda oldukları sürece uygulanmaz.”

B) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (f) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki (g) bendi eklenmiştir.
“b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır ve bu bentte sayılanlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışanların aylıkları kesilmeksizin haklarında kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, aylıkları kesilmeksizin uzun vadeli sigorta kolları uygulanır. Bunlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.”
“f) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneği ve ilgili kanunları gereğince kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan kişiler ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında çalışırken işsiz kalanlardan işsizlik ödeneğine hak kazananlar, işsizlik ve kısa çalışma ödeneğinin ödendiği süre içerisinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak bunlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.
g) Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, bu Kanunun 50 nci maddesinin ikinci fıkrasının Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile 50 nci maddenin (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.”

C) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi yürürlükten kaldırılmış, (l) bendindeki “kamu düzeninin” ibaresi, “ilgili mevzuatının” şeklinde değiştirilmiştir.

D) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir vergisi mükellefi olanların gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten; şirket ortaklarının şirket ortaklıklarının tescil edildiği tarihten; gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun kayıtlı oldukları tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten; köy ve mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten,
c) (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, göreve başladıkları veya bu Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen okullarda eğitime başladıkları tarihten,”

E) 8 inci maddesinin üçüncü, beşinci ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde, sekizinci fıkrasındaki “ikinci ve beşinci” ibaresi “ikinci, beşinci ve altıncı” şeklinde değiştirilmiş, dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişiler için; 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından, (4) numaralı alt bendi kapsamında sayılanlar için ise kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren kendi mevzuatlarına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birlikler veya vergi daireleri sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek, en geç onbeş gün içinde Kuruma vermekle yükümlüdür. Kurum bu bildirimden itibaren bir ay içinde tescili yapılan kişilere, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başladığını bildirir.”
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak işverenler, bu kapsamda ilk defa veya tekrar çalıştırmaya başlattıkları kişileri,
7 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren, onbeş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdürler. Aynı kamu idaresinin farklı birimleri arasındaki naklen tayin ve görevlendirmelerde bildirim yapılmaz.
5 inci maddenin (f) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişiler için Türkiye İş Kurumu tarafından, işsizlik ödeneğinin fiilen ödenmeye başlandığı tarihten itibaren bir ay içinde sigortalının işsizlik ve kısa çalışma ödeneğine hak kazandığı tarih Kuruma bildirilir.”

F) 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) ve (8) numaralı alt bentleri, (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri ile (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“4) Şirket ortağı olanlar için, şirketin iflâsına veya tasfiyesine karar verildiği veya münfesih sayıldığı tarihten, ortaklar kurulu kararı ile şirketin tasfiyesinin başlamasına karar verilenler, münfesih duruma düşenler veya resen tasfiye haline giren şirketler için, tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğunca tescil edildiği tarihten,”
“8) İflâsına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların, çalışmaya başladığı tarihten,”
“1) Ölüm veya aylık bağlanmasını gerektiren hallerde görev aylıklarının kesildiği tarihi, 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde belirtilen yaş hadleri ile sıhhi izin sürelerinin doldurulması halinde ise bu süre ve hadlerin doldurulduğu tarihleri takip eden aybaşından,
2) Diğer hallerde ise görevden ayrıldıkları tarihleri takip eden aybaşından,”
“e) 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamında olanlardan, çalışmakta iken bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumu ile irtibatlandırılanlar ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde, seçimini bu yönde kullananlar için sigortalandıkları tarihten,”

MADDE 3- 5510 sayılı Kanunun;
A) 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (d) bentleri ile ikinci fıkrasının (c) bendinden sonra gelen paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci fıkrasının (c) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,”
“d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,”
“iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.”

B) 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 15- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir.
Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri analık hali kabul edilir.”

C) 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki “çocuklara” ibaresi, “kız çocuklarına” şeklinde, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, çocuğun yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan asgarî ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği verilir.”
“Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
b) (b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması,
şarttır.”

D) 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
“b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalıların hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için,
c) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için,”
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara iş kazası veya meslek hastalığı halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.”
“İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisidir.”

E) 19 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, beşinci ve altıncı fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
“İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.”

MADDE 4- 5510 sayılı Kanunun;
A) 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 25- Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.
Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün % 60'ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya özrü sebebiyle malûllük aylığından yararlanamaz.
Yedek subay veya er olarak ya da talim, manevra, seferberlik veya harp dolayısıyla görevleri ile ilgileri kesilmeksizin silâh altına alındıkları dönemde malûl olup, bu malûllükleri asıl görevlerini veya işlerini yapmaya mani olmayanlar hakkında, bu hastalık veya özürleri sebebiyle malûllük sigortasına ilişkin hükümler uygulanmaz.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların yazılı talepleri halinde, haklarında bu madde hükümleri uygulanmaksızın malûllüklerinin mani olmadığı başka vazife veya sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını isteme hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya malûliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair usulüne uygun yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan, vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanlar, hastalıkları kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam etmesi halinde, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre malûl veya bu Kanunun 47 nci maddesi hükümlerine göre vazife malûlü sayılırlar.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan; personel kanunlarına tabi olmayanların hastalık sebebiyle malûl sayılmalarına esas alınacak hastalık süresi hakkında kendi özel kanunları yürürlüğe girinceye kadar 657 sayılı Kanunun hastalık iznine ilişkin hükümleri uygulanır. Kanunlarındaki yazılı sürelerden önce geçen hastalığı en çok bir yıl içinde nüksetmesi halinde eski ve yeni hastalık süreleri birleştirilmek suretiyle işlem yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

B) 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde, (c) bendinden sonra gelen paragraftaki “prim ve her türlü borçlarının” ibaresi, “prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının” şeklinde değiştirilmiştir.
“b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,”

C) 27 nci maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları yürürlükten kaldırılmış, maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Malûllük aylığı bağlandıktan sonra bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanlar hakkında kontrol muayenesine tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrası hükümleri uygulanır.”

MADDE 5 - 5510 sayılı Kanunun;
A) 28 inci maddesinin üçüncü fıkrasına “yaş hadlerine” ibaresinden sonra gelmek üzere “65 yaşını geçmemek üzere” ibaresi eklenmiş, yedinci fıkrasındaki “50” ibaresi, “55” şeklinde, sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde, dokuzuncu fıkrasındaki “prim ve her türlü borçlarının” ibaresi, “prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının” şeklinde değiştirilmiştir.
“Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan,
(b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise yetkili makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin kesilmesi şarttır.”

B) 29 uncu maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının; (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendine göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.”
“Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.”

C) 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile üçüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“b) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yetkili makamdan alınan emekliye sevk onayı üzerine görevleriyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden,
c) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan her ne şekilde olursa olsun görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış olanlar ile kontrol muayenesi sonucu aylığı kesilenlerden yaşlılık aylığına hak kazananlara ise istek tarihini takip eden,”
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra;
a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Bunlardan çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Yaşlılık aylığı kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanlara yazılı istek tarihini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılacak artışlar uygulanarak bu fıkrada belirtilen aylık başlangıç tarihi itibarıyla bulunan tutarı ile emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylığın toplamından oluşur. Emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylık, talep tarihindeki emeklilik öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylığın emeklilik sonrası prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır. Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılacak artışlar uygulanarak bu fıkrada belirtilen aylık başlangıç tarihi itibarıyla bulunan tutarı ile emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylığın toplamından oluşur. Emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmı aylık, talep tarihindeki emeklilik öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylığın emeklilik sonrası prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.
b) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere diğer alt bentlerine tabi çalışmaya başlayanların aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan, almakta oldukları aylıklarının % 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir. Sosyal güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına ilâve edilmez,
31 inci ve 36 ncı madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.”
“Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi faaliyete başladığı için üçüncü fıkranın (a) bendine göre yaşlılık aylığı kesilenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları devam ettiği süre içinde bu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendi hükümlerinin uygulanmasını; (b) bendi hükümlerine göre sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar ise haklarında üçüncü fıkranın (a) bendi hükümlerinin uygulanmasını isteyebilirler.”



D) 31 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 31- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının; (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan, herhangi bir nedenle çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise ödediği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde verilir.
Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre toptan ödeme veya kesenek iadesi yapılarak ya da zamanaşımına uğraması nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin veya kesenek iadesinin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, zamanaşımına uğramış hizmetler hariç olmak üzere bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır.”

MADDE 6- 5510 sayılı Kanunun;
A) 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki “eş ve çocuklara ” ibaresi, “eş ve kız çocuklara” şeklinde, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahipleri için ölüm aylığı;
a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,
b) Malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,
c) Bağlanmış bulunan malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,
durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması şarttır.”

B) 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Dul eşine % 50'si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75'i,
b) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının,
her birine % 25'i,
d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması veya gelir ve aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25'i oranında; çalışmayan ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması, gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın % 25'i,”

C) 36 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar, 34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.”

D) 37 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 37- Evlenmeleri nedeniyle 34 üncü maddeye göre bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken eş veya kız çocuklara, evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde yeniden hak sahibi olması halinde, bir yıllık sürenin sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.
Evlenme ödeneği verilmesi halinde, diğer hak sahiplerinin aylık veya gelirleri evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren 34 üncü maddeye göre yeniden belirlenir.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, asgarî ücret tutarında cenaze ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği, sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir.
Cenaze ödeneğinin üçüncü fıkrada sayılanlara ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, üçüncü fıkrada belirtilen tutarı geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan ölenlerin hak sahiplerine kendi kurumları tarafından ilgili mevzuat gereği ölüm yardımı ödeneği veya bu mahiyette bir ödemenin yapılması halinde, Kurum tarafından cenaze ödeneği ödenmez.”

E) 38 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Aylık bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık bağlanması için yazılı istekte bulunduğu, aylık bağlanması için istekte bulunmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasında geçen süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından sigortalılık süresi; sigortalılığın başlangıç tarihi ile 48 inci maddeye göre yetkili makamdan emekliye sevk onayının alınarak görevi ile ilişiğinin kesildiği ayın son günü arasında geçen süredir.”



MADDE 7- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 40- Aşağıda belirtilen işyerlerinde ve işlerde bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında çalışan sigortalıların, hizmet sürelerine, bu işyerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim ödeme gün sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere ait fiilî hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenir. Çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilebilmesi için sigortalının kapsamdaki işyerleri ve işlerde fiilen çalışması ve tablonun (13) ve (14) numaralı sıralarında belirtilen sigortalılar hariç söz konusu işlerin risklerine maruz kalması şarttır.
Aşağıdaki bentlerden birden fazlasına dahil olanlar için, en yüksek olan bentten fiilî hizmet süresi zammı uygulanır.

Kapsamdaki İşler/İşyerleri Kapsamdaki Sigortalılar Eklenecek Gün Sayısı
1) Kurşun ve arsenik işleri














1) Kurşun üretilen galenit, serüzit, anglezit gibi cevherlerin çıkarılmasına ilişkin maden ocağı işlerinde çalışanlar.
2) Kurşunlu madenlerden yahut içinde kurşun bulunan kül, maden köpüğü, kurşun fırın kurumu, üstübeç artığı ve benzeri maddelerden kurşun üretimi için yapılan izabe işlerinde çalışanlar.
3) Antimuan, kalay, bronz ve benzeri maddelerle yapılan kurşun alaşımı işlerinde çalışanlar.

4) Kurşun izabe fırınlarının teksif odalarında biriken kuru tozları kaldırma işlerinde çalışanlar.




60







90
2) Cam fabrika ve atölyeleri 1) Cam yapımında kullanılan ilkel maddeleri toz haline getirme, eleme, karıştırma ve kurutma işlerinde (bu işleri yapmak üzere tam kapalı odalar içinde otomatik makineli tesisat veya çalışma ortamındaki tozları sağlık için tehlike oluşturmayacak düzeye indiren havalandırma tesisatı bulunmadığı takdirde) çalışanlar.
2) Eritme işlerinde (otomatik besleme fırınlarıyla çalışılmadığı takdirde) çalışanlar.
3) Ateşçilik işlerinde çalışanlar.
4) Üfleme işlerinde (tamamen otomatik makinelerle yapılmadığı takdirde) çalışanlar.
5) Basınçla yapılan cam işlerinde (cam tazyiki işleri) çalışanlar.
6) Ayna camı sanatında potalı cam dökümü işlerinde (potalar kalıp masasına mekanik araçlarla taşınmadığı takdirde) çalışanlar.
7) Camı fırın başından alma işlerinde çalışanlar.
8) Yayma fırınlarında düzeltme işlerinde çalışanlar.
9) Traş işlerinde çalışanlar.
10) Asitle hak ve cilâlama işlerinde çalışanlar.
11) Basınçlı havayla kum püskürten cihazlarla yapılan işlerde (çalışma ortamındaki tozları sağlık için tehlike oluşturmayacak düzeye indiren havalandırma tesisatı bulunmadığı takdirde) çalışanlar.
12) Pota ve taş odalarında görülen işlerde çalışanlar.















60
3) Cıva üretimi işleri sanayii

1) Cıva izabe fırınlarında görülen işlerde çalışanlar.
2) Elementer cıva bulunan ocaklarda görülen işlerde çalışanlar.



90
4) Çimento fabrikaları
1) İlkel maddeleri kırma, ufalama, ezme, eleme ve karıştırma işlerinde çalışanlar.
2) Otomatik fırınlarda pişirme işlerinde çalışanlar.
3) Klinkeri öğütme, eleme, torba ve fıçılara koyma işlerinde (otomatik olarak tozun etrafa yayılmasını önleyici bir düzenleme yapılmadığı takdirde) çalışanlar.



60
5) Kok fabrikalarıyla termik santraller
1) Ateşçilik, ocak temizliği, jeneratör, doldurma, boşaltma ve temizleme işlerinde çalışanlar.
2) Kimyasal arıtma işlerinde çalışanlar.
3) Gazın geçtiği cihaz ve boruların onarılması ve temizlenmesi işlerinde çalışanlar.
4) Kok fabrikalarında kömür ve ocak işlerinde çalışanlar.
5) Elektrik enerji üretim santrallerinin kazan dairesindeki ateşçilik, kül ve kömürlerin taşınması işlerinde çalışanlar.
6) Termik santrallerle her çeşit buhar kazanlarının kazan dairesindeki ateşçilik, kül ve kömürlerin taşınması işlerinde çalışanlar.











60
6)Alüminyum fabrikaları
1) Alüminyum oksit üretimi işlerinde çalışanlar.
2) Alüminyum bronzu hazırlama işlerinde çalışanlar.
3) Alüminyum madeni üretimi işlerinde çalışanlar.


60
7) Demir ve çelik fabrikaları
1) Demir izabe fabrikalarında cevherin demire çevrilmesi işleriyle boru fabrikalarının fırın ve döküm dairelerinde yapılan işlerinde çalışanlar.
2) Çelikhanelerin çelik yapılan fırınlarıyla bunların teferruat ve eklentilerinden olan ikinci derecedeki fırınlarda ve konvertörlerde yapılan işlerinde çalışanlar.
3) Sıvı haldeki demir ve çeliğin tesisat ve teçhizatla veya mekanik olarak taşınmasına ilişkin işlerde çalışanlar.
4) Sıcak veya sıvı haldeki cürufun taşınması ve işlenmesi işlerinde çalışanlar.
5) Haddehanelerde (soğuk demirle çalışılan haddehaneler hariç), fırınlarda, hadde serilerinde, haddehaneyi kızgın veya sıvı çelik yahut demirle besleyen tesisat ve araçlarla görülen işlerle kızgın halde olan yarı mamul parçaların kesilmesi ve hazırlanması işlerinde çalışanlar.







90
8) Döküm fabrikaları
1) Döküm kalıp ve maçalarının yapılması ve döküme hazır duruma getirilmesi işlerinde çalışanlar.
2) Döküm şarjının hazırlanması ve her çeşit maden eritme (izabe) fırınlarının döküme hazır duruma getirilmesi işlerinde çalışanlar.
3) Maden eritme ve dökme işlerinde çalışanlar.




60
9) Asit üretimi yapan fabrika ve atölyeler
1) Asit için hammaddelerin hazırlanması işlerinde çalışanlar.
2) Asidin yapılma safhalarındaki işlerinde çalışanlar.
3) Baca gazlarından asit elde edilmesi işlerinde çalışanlar.




90
10) Yeraltı işleri
Maden ocakları (elementer cıva bulunduğu saptanan cıva maden ocakları hariç), kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altında yapılan işlerde çalışanlar.

180
11) Radyoaktif ve radyoiyonizan maddelerle yapılan işler
Doğal ve yapay radyoaktif, radyoiyonizan maddeler veya bütün diğer korpüsküler emanasyon kaynakları ile yapılan işlerde çalışanlar.


90
12) Su altında veya Su altında basınçlı hava içinde çalışmayı gerektiren işler
1) Su altında basınçlı hava içinde çalışmayı gerektiren işlerden 20- 35 metreye kadar derinlik veya 2-3,5 kg/cm2 basınçta yapılan işlerde çalışanlar.

2) Su altında basınçlı hava içinde çalışmayı gerektiren işlerden 35-40 (40 hariç) m. derinlik veya 3,5-4 (3,5 hariç) kg/cm2 basınçta yapılan işlerde çalışanlar.

3)Dalgıçlık işinde çalışanlar.



60
_______



90




13) Türk Silâhlı Kuvvetlerinde Subay, yedek subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar.

90

14) Emniyet ve polis mesleğinde, Milli İstihbarat Teşkilâtında Asaleti onaylanmış olmak şartıyla adaylıkta geçirilen süreler dahil polis, komiser yardımcısı, komiser, baş komiser, emniyet amiri, emniyet müdürleri ile bu ve daha yukarı maaş ve derecelerdeki emniyet mensupları, Milli İstihbarat Teşkilâtı mensupları.



90
15) İtfaiye veya yangın söndürme işleri Yangın söndürme işlerinde çalışanlar. 60

Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre hesaplanan fiilî hizmet süresi zammı, yukarıdaki tablonun (13) ve (14) numaralı sırasında yer alan sigortalılar için sekiz, tabloda yer alan diğer sigortalılar için beş yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden üç yılı geçmemek üzere yarısı indirilir. Tablonun (10) numaralı sırasında yer alan sigortalılar için beş yıllık süre sınırı uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkra hükmünden yararlanmak için tablonun (10) numaralı sırasında yer alan sigortalıların en az 1800 gün, diğer sıralarda yer alan sigortalıların ise en az 3600 gün belirtilen işyeri ve işlerde fiilen çalışmış olmaları şarttır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumun önerisi üzerine Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.

MADDE 8-5510 sayılı Kanunun;
A) 46 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay veya astsubaylığa nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, ilgisine göre talep tarihindeki en az aylık alan teğmenin, astsubay çavuşun veya polis memuru veya komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden, sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle borcun tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödenir.”
“Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalılardan, aylıksız izinli sayılmaksızın ve tabi olduğu personel kanunu ile ilgisi devam edecek şekilde yurt dışına geçici ya da sürekli görevle gönderilenlerin prime esas kazancının hesabında; geçici görevle gönderilenlerin bulundukları kadroya ilişkin prime esas kazancı, yurt dışı kadrolarına atananların ise yurt dışına atanma tarihi itibarıyla, atandıkları kadro ile atanmadan önceki yurt içi kadrosuna ilişkin prime esas kazançtan yüksek olanı esas alınır. Sürekli görevle atananların yurt dışı kadrolarına ilişkin prime esas kazancın hesabında dikkate alınacak ödeme unsurlarından, ilgili mevzuatı uyarınca söz konusu kadroya bağlı olarak belirleme yapılmamış ödeme unsur ve tutarlarını, kadrosunun bulunduğu kurum personelinin yararlanmakta olduğu ödeme unsurlarıyla sınırlı olmak ve aynı veya benzer nitelikteki kadroya ilişkin prime esas kazanca tabi ödemeleri gözönünde bulundurmak suretiyle belirlemeye ilgili kamu idaresinin görüşü üzerine Kurum ve Maliye Bakanlığı müştereken yetkilidir.”

B) 47 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Vazife malûllüğü
MADDE 47- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife veya harp malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir.
Vazife malûllükleri;
a) Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan,
b) Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan,
c) Yasak fiilleri yapmaktan,
d) İntihara teşebbüsten,
e) Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından,
doğmuş olursa bunlara uğrayanlar hakkında vazife malûllüğü hükümleri uygulanmaz.
Kamu idareleri vazife malûllüğüne sebep olan olayı, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatlarına göre yetkili mercilere derhal, Kuruma da en geç on beş iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür. Kuruma bildirim, aynı süre içerisinde sigortalılar veya hak sahiplerince de yapılabilir. Vazife malûllüğüne sebep olan olaydan kamu idarelerinin yetkili mercilerinin haberdar edilmemiş olması hali dışında; ilgililerin bildirimi, kamu idarelerinin bildirim sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Kuruma bildirim süresi;
a) Vazife malûllüğüne sebep olan olayın meydana geldiği tarihten,
b) Hastalıklarının sebep ve mahiyetleri dolayısıyla haklarında vazife malûllüğü hükümleri uygulanacaklar için, hastalıklarının tedavisinin imkânsız olduğuna dair düzenlenen kati raporun onay tarihinden,
c) Esirlik ve gaiplik hallerinde ise, bu hallerin sona erdiği tarihten,
başlar.
Süresi içerisinde bildirimde bulunulan vazife malûllüğü aylıkları, sigortalının ölüm ya da malûliyeti sebebiyle göreviyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren bağlanır.
Vazife malûllüğü süresi içerisinde bildirilmeyen sigortalılara; kamu idareleri ya da sigortalılar veya hak sahiplerince sonradan yapılacak bildirim üzerine, vazife malûllüklerinin belgelenmesi ve müstahak olmaları şartıyla, bu Kanunun zamanaşımı hükümleri dikkate alınmak suretiyle vazife malûllüğü aylığı bağlanır veya bağlanmış olan aylıklar düzeltilir. Bu durumda sigortalı veya hak sahiplerine bağlanacak aylık ya da aylık farklarının, vazife malûllüğünün bildirildiği tarihe kadar olan toplam tutarı Kurumca ilgili kamu idaresine ödettirilir.
Vazife malûllüğü aylığı, vazife malûllerinden itibari hizmet süreleri eklenmek suretiyle bulunacak prim ödeme gün sayısı toplamı;
a) 10800 güne kadar olanlara 10800 gün üzerinden,
b) 10800 günden fazla olanlara, toplam prim ödeme gün sayıları üzerinden,
en son prime esas kazancı esas alınmak suretiyle 29 uncu maddeye göre hesaplanır.
Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince görevlendirilen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların vazife malûllüklerinin;
a) Harpte fiilen ateş altında,
b) Harpte, harp bölgelerindeki harp harekât ve hizmetleri sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,
c) Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman silâhlarının etkisiyle,
d) Askerî harekâtı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,
e) Barışta veya olağanüstü hallerde, emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve tesirleriyle,
f) Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca Türk Silâhlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında,
vazife malûlü olanlara harp malûlü denir.
Bunlardan uzman erbaşlara bulundukları kademenin üç ilerisindeki kademenin, uzman jandarmalara bulundukları rütbenin bir üst rütbesinin aynı kademesinin; astsubaylarla yarbay rütbesine kadar (yarbay hariç) bir üst rütbenin aynı kademesinin, yarbaylara albay, albaylara kıdemli albay, kıdemli albay ile general ve amirallere bir üst rütbenin, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılara ise bir üst derecesine veya kademesine karşılık gelen prime esas kazancı üzerinden aylık bağlanır.
Bulundukları derecenin bir üst derecesi olmayanlar için o derecenin üç ilerisindeki kademe göstergesi, üç ilerisindeki kademe göstergesi olmayanlar için de o derecenin son kademe göstergesinin prime esas kazancı esas alınır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunan sigortalılardan, Türk Silâhlı Kuvvetlerince görevlendirilenlere, öğrenim durumlarına göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesinden; bunlardan öğrenim görmemiş olanlara aynı malûliyet derecesinden vazife malûlü olan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli gösterge tablosundaki ilkokulu bitiren kamu sigortalısına bağlanması icap eden derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesinden, yine bunlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memuriyeti yapanların ise memuriyette kazanılmış hak olarak kendilerine uygulanan derece ve kademenin bir üst derecesindeki aynı kademesinden vazife malûllüğü aylığı bağlanır.
Harp malûllerinin, malûllük derecesine göre aşağıdaki yazılı göstergelerin, memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktar "Harp malûllüğü zammı" olarak ayrıca eklenir.

Malûllük Derecesi Göstergeler
1 1100
2 950
3 800
4 600
5 500
6 400


Harp malûlü sayılanlardan bir harekâtın başarıyla sonuçlanmasını şahsen sağladığı ve örnek tutulacak cesaret ve fedakârlık gösterdiği sıralarda bu malûllüğe uğradıkları usulüne göre sıralı üstlerince saptanan Türk Silâhlı Kuvvetleri mensupları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince görevlendirilen sivil görevlilere, Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi ve Millî Savunma Bakanının onayı ile harp malûllüğü zamları % 25 fazlasıyla bağlanır.
Bu madde gereğince vazife malûllüğü aylığı almakta iken veya vazife malûllüğü aylığı bağlanması gerekirken ölenlerin, hak sahiplerine, müstahak olmaları halinde harp malûllüğü zammı da dahil olmak üzere prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.
Harp malûlü olanlara verilecek harp malûllüğü zammı tutarının Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamı en geç bir ay içinde Millî Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı tarafından Kurumun göstereceği hesaplara yatırılır. Süresinde yatırılmayan tutarlar için 89 uncu madde hükümleri uygulanır.
Harp malûllüğü dahil vazife malûllüğü aylığı almakta iken bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların; harp malûllüğü zammı hariç aylıkları kesilir ve görevinden ayrılarak yeniden aylık bağlanması için yazılı istekte bulunanlara yeni aylıkları bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre hesaplanır.
5 inci maddenin (c) bendi kapsamındakiler hariç vazife malûllüğü aylığı almakta iken 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilir ve bunlar hakkında 30 uncu maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır.
Vazife malûllüğüne bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, bu madde gereğince tespit edilecek aylık, 34 üncü ve 35 inci madde hükümlerine göre bağlanır. Ayrıca 37 nci madde hükümlerine göre hak sahiplerine cenaze ve evlenme ödeneği de verilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 9- 5510 sayılı Kanunun;
A) 51 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlar.”
“Ay içerisinde 30 günden az çalışan veya bu Kanunun 80 inci maddesi uyarınca prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saatinin 4857 sayılı Kanuna göre belirlenen günlük normal çalışma saatine bölünmesi suretiyle hesaplanan sigortalıların aynı ay içerisinde isteğe bağlı sigortaya prim ödemeleri halinde, ödenen primler zorunlu sigortalılığa ilişkin prim ödeme gün sayısına otuz günü geçmemek üzere eklenir.”

B) 52 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İsteğe bağlı sigorta primi, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında, sigortalı tarafından belirlenen prime esas aylık kazancın
% 32'sidir. Bunun % 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si genel sağlık sigortası primidir. Bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilenler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında olmak kaydıyla belirlenen günlük kazanç ve gün sayısı üzerinden malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi alınır.
İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdürler. 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının
(d) bendinde belirtilen kişilerden, Türkiye’de yerleşik olma hali bir yılı doldurmadıkça genel sağlık sigortası primi alınmaz ve bu kişiler genel sağlık sigortalısı sayılmaz.
Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12 aylık süreden sonra ödenen primler 89 uncu maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine göre iade edilir.”

C) 53 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve mevcut dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.
İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.”
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden resen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.”

D) 54 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendine “Malûllük” ibaresinden sonra gelmek üzere “,vazife malûllüğü” ibaresi eklenmiş,
(5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu bende aşağıdaki (6) numaralı alt bent eklenmiş; (b) bendinin (3) ve (4) numaralı alt bentleri ile (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“5) Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı,
6) Bu Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı almakta iken, tekrar sigortalı olanlardan hem vazife malûllüğüne hem de malûllük aylığına hak kazananlara bu aylıklardan yüksek olanı, aylıkları eşitse yalnızca vazife malûllüğü aylığı, bunlardan hem vazife malûllüğü hem de yaşlılık aylığına hak kazananlara, bu aylıklardan yüksek olanın tamamı, düşük olanın yarısı,”
“3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya, en fazla ödemeye imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan gelirin tamamı, düşük olan gelirin yarısı,
4) Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm gelirine hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak geliri,”
“c) Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler ile birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.”

E) 55 inci maddesinin madde başlığı “Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, alt sınırı, ödenmesi ve yoklama işlemleri” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir.
Bu Kanuna göre bağlanacak aylıklar, 82 nci maddeye göre tespit edilen prime esas günlük kazanç alt sınırının aylık tutarının % 35'inden az olamaz. Hak sahibi kimselerin aylıkları; hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre hesaplanan alt sınır aylığının % 80'inden, hak sahibi iki kişi ise % 90'ından az olamaz.”

MADDE 10- 5510 sayılı Kanunun;
A) 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş, (g) bendindeki “kişiler” ibaresi “vatandaşlar” şeklinde, (c) bendinin (1) ve (9) numaralı alt bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (9) numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (10) numaralı alt bent ilâve edilmiş, (d),
(e) ve (f) bentleri ile üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasındaki “ve (k)” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
“1) (a) ve (c) bentleri uyarınca sigortalı sayılan kişiler,”
“1) Harcamaları, taşınır ve taşınmaz malları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek her türlü gelirin aylık tutarı net asgari ücretin üçte birinden az olan kişiler,”
“9) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilen kişiler ile aynı Kanunun ek 16 ncı maddesine göre aylık alan kişiler,
10) 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
d) Mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla, oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişiler,
e) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanun gereğince işsizlik ödeneği ve ilgili kanunları gereğince kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan kişiler ile 506 sayılı Kanunun geçici
20 nci maddesi kapsamında çalışırken işsiz kalanlardan işsizlik ödeneğine hak kazanan kişiler,
f) Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık alan kişiler,”
“6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d), (e) ve (k) bentleri kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan hükümlü ve tutuklular, birinci fıkranın
(d) bendi kapsamına girenlerden Türkiye'de bir yıldan kısa süreyle yerleşik olanlar, (f) bendi kapsamında olup mülga 30/5/1978 tarih ve 2147 sayılı ve 8/5/1985 tarih ve 3201 sayılı Kanunlara göre borçlanarak aylık bağlanan kişilerden ise Türkiye’de ikamet etmeyenler genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.”

B) 61 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (d) bentleri ile üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) (c) bendinde sayılanlardan; (1) numaralı alt bentte belirtilenler Kurumca tescil edildiği, (3), (4), (5), (6), (8), (9) ve (10) numaralı alt bentlerde belirtilenler ise aylığa hak kazandıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır. Yukarıdaki alt bentler kapsamı dışında kalanlar ise vatansız ve sığınmacı sayıldıkları, korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ilgili kurumlarca kapsama alındığı tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirilir.”
“d) (e) bendinde sayılanlar, işsizlik veya kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ödeneğinin bağlandığı tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirilir.”
“60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı iken durumunda değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendine veya (g) bendi kapsamına giren kişiler durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç bir ay içinde Kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilerin 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamına girmediğinin tespit edilmesi halinde, durumlarında değişiklik olduğu tarihten başlamak üzere (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar.”
MADDE 11- 5510 sayılı Kanunun;
A) 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“d) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal tedavisi, hasta takibi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavilerinin 72 nci maddeye göre belirlenen tutarı ile 18 yaşını doldurmamış veya
45 yaşından gün almış kişilerin diş protezlerinin 72 nci maddeye göre belirlenen tutarının
% 50'si.”
“Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usul ve esasları Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir.”

B) 64 üncü maddesinin madde başlığı “Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasına “Kurumca” ibaresinden sonra gelmek üzere “finansmanı” ibaresi ve bu fıkraya aşağıdaki (c) bendi eklenmiştir.
“c) Yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları,”

C) 67 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki (c) bendi ile birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendine tabi olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan şartla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte 30 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması,
c) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (g) bentlerine tabi olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentlerde sayılan şartla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması,”
“Ancak, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamından çıkanların genel sağlık sigortalısı olduğu tarihten itibaren otuz gün içinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendindeki prim ödeme gün sayısı aranmaz.”

MADDE 12- 5510 sayılı Kanunun;
A) 68 inci maddesinin birinci fıkrasına (d) bendi eklenmiş, ikinci, dördüncü ve sekizinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“d) (b) bendinde belirtilenler hariç olmak üzere, yatarak tedavide finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri.
Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c) bentlerindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kişilerin prime esas kazançlarının, gelir ve aylıklarının tutarı ve benzeri ölçütler dikkate alınarak % 10 ilâ % 20 oranları arasında olmak üzere Kurumca belirlenir. Birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için belirlenen katılım payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır. Birinci fıkranın (a) bendi gereği katılım payını; birinci basamak hizmet sunucularında yapılan muayenelerinde almamaya ya da daha düşük tutarlarda belirlemeye veya tekrar birinci fıkranın (a) bendi için belirlenen tutara getirmeye, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmet sunucularında yapılan muayenelerde ise önceki basamaklardan sevkli olarak başvurulup başvurulmadığı dikkate alınmak suretiyle yarısına kadar indirmeye veya beş katına kadar artırmaya, gerektiğinde bu tutarları kanuni tutarlarına getirmeye veya indirmeye Kurum yetkilidir. Birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen sağlık hizmetleri bedelinin yüzde biri oranında katılım payı alınır. Katılım payı alınan bu kişilerden (b) bendinde sayılan sağlık hizmetleri için katılım payı ayrıca tahsil edilir.”
“Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin birinci fıkranın (b) bendi gereği ödeyecekleri katılım payının tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki asgarî ücretin % 75'ini, (d) bendi gereği ödeyecekleri katılım payının tutarı her bir yatarak tedavi için asgari ücretin dörtte birini, bir takvim yılında ise asgari ücret tutarını geçemez.”
“Katılım paylarının hesaplanmasında 72 nci maddeye göre tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır.”




B) 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirler.
Komisyon; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, Maliye Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığını, Hazine Müsteşarlığını temsilen birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur. Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile alır, kararlar Resmî Gazetede yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun sekreterya işlemleri Kurumca yerine getirilir.”
“Kurum, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile dernek, vakıf, federasyon, konfederasyon ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşlerini alabilir.”

MADDE 13- 5510 sayılı Kanunun;
A) 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 73- Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.
Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bulundukları sınıf için Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen sağlık hizmetleri bedelinin % 20’sine kadar genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden ilâve ücret talep edebilir.
Sözleşmeli kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları ise otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında, sağladıkları sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden ilâve ücret talep edemez.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, Kurumca belirlenmiş standartların üstündeki talepleri karşılayan otelcilik hizmetleri ile hayati öneme sahip olmama ve alternatif tedavilerin bulunması gibi hususlar göz önüne alınarak Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenen istisnai sağlık hizmetleri için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden belirlenen hizmet fiyatlarının 3 katını geçmemek üzere ilâve ücret alabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, Kurumca ödenecek sağlık hizmeti bedellerinin yayımlanmasını takiben otuz gün içinde ilâve ücret ödemeleri için belirlenen tavanlar dahilinde belirledikleri sağlık hizmeti fiyatlarını kuruma bildirmek zorundadır. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları fiyat değişikliklerini 5 iş günü içinde Kuruma bildirirler. Tavanlar dahilinde de olsa 3 aydan önce bu fiyatlarını artıramazlar.
Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır.
Acil haller dışında sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti bedelleri Kurumca ödenmez.
Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmeli ve sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.
Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya müstahak olup olmadığını, Kurumun elektronik veya diğer ortamlarda sağlayacağı yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve belgelemek zorundadır.
Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
B) 76 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde, altıncı fıkrasındaki “savsaması” ibaresi “ihmali” şeklinde değiştirilmiş ve beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması gerektiği halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlarda söz konusu işte çalışması tıbbî yönden elverişli olmadığı belirtildiği halde genel sağlık sigortalısını çalıştıran işverenlere, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir. Sağlık kurulu raporu ile belli bir işte çalışamayacağı belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki kişiler bu işte çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler, genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan masraflarını ödemekle yükümlüdür. Çalıştırılamayacağına dair raporu olan işlerde çalışan genel sağlık sigortalısının hastalığı sebebiyle yapılan tedavi masrafları kendisinden alınır.”
MADDE 14- 5510 sayılı Kanunun;
A) 80 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 80- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
a) Prime esas kazançların hesabında;
1) Hak edilen ücretlerin,
2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin,
3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,
brüt toplamı esas alınır.
b) Ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, Kurumca belirlenecek diğer aynî yardımların toplamının asgarî ücretin % 30'unu geçmeyen kısmı ile görevin yerine getirilmesi için zorunlu olarak yapılan aynî yardımlar prime esas kazanca tabi tutulmaz.
c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.
d) Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin üst sınırı aşan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak oniki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.
e) Saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde hükmüne göre belirlenen alt sınırdır.
f) Bir işverene tabi olarak çalışan sigortalının belirli ücretinin dışında ayrıca (e) bendi kapsamında ücret alması halinde, prime esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.
g) Primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.
h) Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak, işveren ve sigortalı arasında kısmî süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.
ı) İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı haftalık çalışma süresi en az yirmi saat kararlaştırılmış sayılarak (h) bendi hükmüne göre hesaplanır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
a) Aylık prime esas kazanç, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından Kurumca belirlenen sürelerde aylık prime esas kazanç beyan edilir. Ancak beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda, sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan prim tahsil edilir.
b) Sigortalı aynı zamanda işveren ise beyan edeceği aylık kazancı, çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamaz. Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, prime esas asgarî aylık kazanç üzerinden hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın düşük olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki farkın primi 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
Bu Kanuna göre ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanların prime esas kazançlarının hesabında;
a) Aylıklarını personel kanunlarına göre alan sigortalılar için;
1) İlgili kanunları uyarınca aylık gösterge ve ek göstergeler üzerinden ödenen aylık tutarlar,
2) Memuriyet taban aylık ve kıdem aylık tutarları,
3) Makam, temsil ve görev tazminatları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 152 nci maddesi uyarınca ödenen tazminatlar (bölgesel ve ilâve görevler için öngörülen ek tazminatlar hariç), 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin (A) bendinde yer alan cetvelde belirtilen oranlar üzerinden ödenen hizmet tazminatı (28/2/1982 tarihli ve 2629 sayılı Kanun ile 17/11/1983 tarihli ve 2955 sayılı Kanuna göre tazminat veya üniversite ödeneği alanların sadece rütbelerinin karşılığı hizmet tazminatları), 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca ödenen üniversite ödeneği ile ayrıca döner sermaye katkı payları ve döner sermayelerden başka adla yapılan bu nitelikteki her türlü ödemeler, ek ödemeler, ikramiyeler ve benzeri ödemelerin en yüksek Devlet memuru aylığının % 200'üne kadar olan kısmı,
4) Makam, temsil ve görev tazminatı alanlar hariç olmak üzere, fiilen yararlandırılıp yararlandırılmadığına bakılmaksızın 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen ek ödeme tutarı,
b) Kadro karşılığı sözleşmeli olarak görev yapan sigortalılar için işgal ettikleri kadrolar esas alınmak suretiyle (a) bendinde öngörülen unsurlar üzerinden hesaplanan tutarlar,
c) Başka bir kadro ya da görevin ödeme unsurları esas alınmak ve kıyaslanmak suretiyle aylık veya ücret ödenen sigortalılar için; emsal alınan kadro veya görevin prime esas kazanç tutarını geçmemek üzere, bu kazancın aylık veya ücret ödenmesinde öngörülen oranında hesaplanacak tutarı,
d) Büyükşehir belediye başkanları için bakanlık genel müdürünün, diğer belediye başkanları için ise öğrenim durumları itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre yükselebilecekleri dereceyi aşmamak kaydıyla, 657 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı ek gösterge cetvelinin “VIII. Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı” bölümünün (d) bendinde belirtilenlerin prime esas kazançları,
e) 78 sayılı Yüksek Öğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname eki cetvellerde yer alan yükseköğretim kurumlarına bağlı konservatuarlarda 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 15 inci maddesi uyarınca sözleşme ile istihdam edilen öğretim elemanlarından sanatçı öğretim elemanı olarak istihdam edilenler, anılan Kanunda öğretim görevlisi kadro unvanında istihdam edilenlerin tahsil ve dereceleri için belirlenen prime esas kazanç tutarı kamu idarelerinde sanatçı, sanatkar ve sanatçı öğretmen olarak sözleşme ile istihdam edilenler dereceleri itibarıyla 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan mühendislerin prime esas kazançları; kamu idarelerinde sanat uygulatıcısı ve sahne uygulatıcısı olarak sözleşme ile istihdam edilenler dereceleri itibarıyla 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan teknikerlerin prime esas kazançları,
f) İlgili kanunlarında emeklilik ya da ek gösterge açısından belirli bir kadro, unvan veya görevle bağlantı kurulanlar için, bağlantı kurulan kadro, unvan veya görevin prime esas kazancı,
g) Bu fıkranın (a) ilâ (f) bentleri kapsamı dışında kalan sigortalılar için atandıkları görev itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri sınıflardaki benzer görevlerin aynı kadro, unvan, tahsil ve derecesi için belirlenen prime esas kazanç tutarları,
esas alınır. Vekalet veya ikinci görev karşılığında ilgili mevzuatı uyarınca yapılacak ödemeler prime esas kazancın hesabında dikkate alınmaz.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

B) 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (g) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya (h) bendi eklenmiş, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkranın (e) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“ b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı uygulanan işlerde bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
1) (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, bu maddenin (a) bendinde belirtilen % 20 oranına; 40 ıncı maddeye göre 60 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 1 puan, 90 fiili hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 1.5 puan, 180 fiili hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 3 puan,
2) (c) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için ise uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, bu maddenin (a) bendinde belirtilen % 20 oranına; 40 ıncı maddeye göre 60 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 4 puan, 90 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 6 puan, 180 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 12 puan,
eklenmesi suretiyle belirlenir ve bu şekilde bulunan oran ile bu maddenin (a) bendinde belirtilen % 20 oranı arasındaki farka ait primin tamamı işveren tarafından ödenir.”
“g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar (a), (c) ve (f) bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden primlerini öderler.
h) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılara bağlanan veya bağlanacak vazife malûllüğü aylıkları ile bunların hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylıklarının karşılığı olmak üzere her yıl kamu idarelerinin bütçelerinin aylık veya ücret bölümlerindeki ödeneklerin % 5’i oranında ek karşılık primi alınır.
Devlet, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası priminin dörtte biri oranında Kuruma katkı yapar. Devlet katkısı olarak hesaplanacak tutar talep edilen tarihi takip eden 15 gün içinde Hazinece Kuruma ödenir.”

MADDE 15- 5510 sayılı Kanunun;
A) 86 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki “ayın yirmibeşinci gününün” ibaresi “ayda Kurumca belirlenecek günün” şeklinde ve yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.
Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurları ile kamu idarelerinin denetim elemanlarınca, işyerinde fiilen yapılan denetimler sonucunda çalıştığı belirlendiği halde, hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Kuruma bildirilmediği anlaşılan veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalıların geriye yönelik hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır.”

B) 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (f) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar için bunların işverenleri,”
“f) 5 inci maddenin (c) ve (g) bentlerine tabi olanlar için işverenleri veya kendileri,”

MADDE 16- 5510 sayılı Kanunun;
A) 88 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 88- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç ertesi ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.
Hak edilen ancak, ödenmemiş olan ücretler üzerinden hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (d) ve (g) bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar için, her ay otuz tam gün genel sağlık sigortası primi ödenmesi zorunludur. Şu kadar ki, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanların aynı ay içinde zorunlu sigorta kapsamında prim ödeme gün sayısı bulunması halinde, ayın kalan günleri için isteğe bağlı sigorta gün sayısı kadar genel sağlık sigortası primi ödenir.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına girenler için prim ödeme yükümlülerinin ödeyecekleri genel sağlık sigortası primi; primin tahakkuk ettirileceği ay itibarıyla anılan bendin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde sayılan toplam kişi sayısının dörde bölünmesi suretiyle bulunacak kişi sayısına (3) ilâ (10) numaralı alt bentlerde sayılan kişi sayısının eklenmesi suretiyle bulunacak toplam kişi sayısı esas alınarak hesaplanır. Ancak,
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamı dışındaki bentlerin kapsamına girerek genel sağlık sigortalısı sayılanlar bu fıkraya göre yapılacak kişi sayısı hesabına dahil edilmez.
87 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen yükümlüler, her aya ait primlerini takip eden ayın sonuna kadar Kuruma öderler. Bu kişiler primlerini en fazla 360 günle sınırlı olmak üzere peşin olarak erken ödeyebilir. Erken ödeme halinde erken ödenen her gün için 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesine göre erken ödeme indirimi hükümleri uygulanır. Ancak yapılan erken ödeme indirimi, prime esas kazançtan indirilmez. Erken ödemede sigortalılık süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk gününden itibaren, prim ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve prim ödeme gün sayısına dahil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona ermesi halinde, sigortalılık süresinden sayılmayan günlere ait primler ilgililere iade edilir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine tabi sigortalılar için, genel sağlık sigortası primi ile kısa ve uzun vadeli sigorta kolları primlerini ayrı ayrı veya birlikte tahsil edilecek şekilde prim ödeme tarihlerini veya dönemlerini belirlemeye Kurum yetkilidir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanların, her ay için otuz tam gün prim ödemesi zorunludur.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler, çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek, en geç ödemenin yapıldığı tarihi takip eden onbeş gün içinde Kuruma öderler.
87 nci maddenin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlüler, her aya ait primleri ilgili ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma öderler.
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir.
Prim borçları katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilir. Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde, yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde, süresinde mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen günden başlanarak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır. Kurum, Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile bu uygulamadan faydalanacak işverenleri; iştigal konusu, işletme türü ve işletme büyüklüğü itibarıyla belirlemeye ve lehine mahsup talebinde bulunulan işverenlerin prim borcu ödeme süresini otuz günü aşmamak üzere uzatmaya yetkilidir.
Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.
Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilât kuruluşlarını belirlemeye Kurum yetkilidir.
Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.
Kurum her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir.
Kurumun prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Bu alacaklar için tatbik edilen ihtiyati ve icrai hacizlerde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmüyle, Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.
Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.
Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Kurum, kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkilidir. Prim alacaklarının tahsili için en geç bir yıl içinde icra yoluna başvurmayan Kurum yetkili personeli hakkında genel hükümlere göre kovuşturma yapılır.
Miktarı Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarı geçen ve yurt dışına çıkış yasağı konulacağına dair ihtar tebliğ edilmesine rağmen, borcunu ödemeyen işverenlerin kendileri veya kanunî temsilcileri hakkında Kurumun talebi üzerine, 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile haklı sebebin neler olduğu, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

B) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif ve/veya pasifi ile birlikte devredilir veya intikal ederse ya da başka bir işyerine katılır veya birleşirse eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Kurum yetkilidir.”

C) 90 ıncı maddesinin madde başlığı “Prim ve idari para cezası borçlarının hakedişlerden mahsubu, ödenmesi ve ilişiksizlik belgesinin aranması” şeklinde, birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankalar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ihale yolu ile yaptırdıkları her türlü işleri üzerine alanları ve bunların adreslerini onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşverenlerin hakedişlerinin, Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenmesi, kesin teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iade edilir. İşverenlerin, kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar, bankalar ve kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar nezdindeki her çeşit alacak, teminat ve hakedişleri üzerinde işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere yapılacak her türlü devir, temlik, el değiştirme, ihtiyati haciz ve haciz işlemleri, Kurum alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder.
Hakedişlerin mahsubu ve ödenmesi ile teminatların prim ve idari para cezası borçlarına karşılık tutulmasına ilişkin işlemlerin usul ve esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.”
“Ülke çapında uygulanan ve özel bir izne veya belgeye dayanmayan genel düzenlemeler hariç olmak üzere, belirli bölgelere veya sektörlere yönelik ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen özel belgelere veya izinlere dayalı olarak kamudan kaynak tahsis edilmesi veya kamu alacaklarından vazgeçilmesi şeklinde kanun, kararname ve diğer mevzuatla sağlanan araştırma, geliştirme, üretim, yatırım, pazarlama ve benzeri tüm aşamalarda uygulanan devlet yardımı, teşvik ve desteklerin, daha önce başlayıp devam eden nakdi olmayanlar hariç olmak üzere, verilmesinden önce işverenlerden Kuruma muaccel olmuş prim ve idari para cezası borçlarının bulunmadığına veya tecil ve taksitlendirildiğine ya da yapılandırıldığına dair belge ve bilgilerin istenmesi zorunludur. Tecil ve takside bağlanmış ya da yapılandırılmış olan borçlara ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı anlaşması bozulanlardan veya bu sebepler dışında söz konusu yardım, teşvik ve desteklerden yararlanmaması gerektiği sonradan anlaşılanlardan, yapılan devlet yardımı teşvik ve destek ödemeleri ilgili mevzuat çerçevesinde müeyyideleri ile birlikte geri alınır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının görüşleri alınarak Kurumca belirlenir.”

MADDE 17- 5510 sayılı Kanunun;
A) 92 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kısa ve uzun vadeli sigortalar kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.”

B) 97 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “meslek hastalığı” ibaresinden sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiş, ikinci fıkradaki “genel hükümlere göre” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
“66 ncı madde gereği sağlanan sağlık hizmetlerinin bedelleri için, yurt dışında bulunan sağlık hizmet sunucusunun talebi halinde, sağlık hizmetinin sunumundan önce de avans ödenebilir.”

C) 100 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 100- Kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, Devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak hâller ile aile hayatının gizliliği ve savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaksızın gizli dahi olsa Kurum tarafından kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması, 6183 sayılı Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsili ile bu Kanun kapsamında verilen diğer görevler ile sınırlı olmak üzere istenecek her türlü bilgi ve belgeyi sürekli, belli aralıklarla veya münferit olarak vermeye, bilgilerin elektronik ortamda görüntülenmesini sağlamaya, görüntülenen bu bilgilerin güvenliğini sağlamaya, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü belge ile vermek zorunda oldukları bilgilere ilişkin mikrofiş, mikrofilm, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm sistem ve şifreleri incelemek için ibraz etmeye mecburdurlar.
Bu madde kapsamında ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar Kurumun belirleyeceği süre içerisinde söz konusu talebe cevap vermek ve gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.
Kurum, bu Kanun gereği verilecek her türlü belge veya bilginin internet, elektronik ve benzeri ortamda gönderilmesi hususunda, gerçek ve tüzel kişileri zorunlu tutmaya, Kuruma verilmesi gereken her türlü belge, bildirge ve taahhütnameyi diğer kamu idarelerine ait formlarla birleştirmeye, söz konusu belgeleri kamu idarelerinin internet ve elektronik bilgi işlem ortamından almaya, bu idarelere yapılacak bildirimleri Kuruma verilmiş saymaya, bu Kanunun uygulaması ile ilgili işveren, sigortalı ve diğer kurum, kuruluş ve kişilerin talepleri üzerine veya resen düzenleyeceği her türlü bilgi ve belgeyi bilgi işlem ortamında oluşturmaya, bu şekilde hazırlanacak olan bilgi ve belgelerin sadece internet ve benzeri iletişim ortamından ilgili kişilere verilmesini kararlaştırmaya yetkilidir. Elektronik ortamda hazırlanacak bilgi ve belgeler adli ve idari makamlar nezdinde resmi belge olarak geçerlidir.
Belge veya bilgileri internet, elektronik ve benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulan gerçek ve tüzel kişilerin, Kurumun bilgi işlem sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu belge ve bilgiyi, bu Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderememesi ve muhteviyatı primleri de yasal süresi içinde ödeyememesi halinde, sorunların ortadan kalktığı tarihi takip eden üçüncü işgününün sonuna kadar belge veya bilgiyi gönderir ve muhteviyatı primleri de aynı sürede Kuruma öder ise bu yükümlülükleri Kanunda öngörülen sürede yerine getirmiş kabul edilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 18- 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 102- Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda suç oluştursa dahi ayrıca bu Kanunun;
a) 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile 61 inci maddesinde belirtilen bildirgeleri, Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde vermeyenlere, her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında, idarî para cezası uygulanır.
b) 11 inci maddesinde belirtilen bildirgeyi, Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere;
1) Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin üç katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin iki katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî ücret tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
c) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usulde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;
1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî ücretin beşte biri tutarında,
2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî ücretin sekizde biri tutarında,
3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
4) Belgenin mahkeme kararı, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucunda veya bu idareler ve bankalar tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
d) 59 uncu maddesi uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından veya 59 uncu maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden, Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her bir ay için, aylık asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
e) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere;
1) Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler, aylık asgarî ücretin oniki katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler, aylık asgarî ücretin altı katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgarî ücretin üç katı tutarında,
4) Defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte, kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler, kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkân vermeyecek şekilde usulsüz, karışık veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o aya ait defter kayıtları, Vergi Usul Kanunu gereğince bilânço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
5) İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; asgarî olarak işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzası yer alır; ilişkin olduğu ay, sigortalının adı ve soyadı, ücret, ücret ödenen gün sayısı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen (makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret bordrosu için aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
idarî para cezası uygulanır. Verilen süre dışında ibraz edilen defter ve belgelerin tümünün veya bir bölümünün geçersiz olması durumunda, tutulan defter türü de dikkate alınarak bu bendin sadece (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerine göre idarî para cezası uygulanır.
f) 86 ncı maddesinin altıncı fıkrasında ve 85 inci maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine getirmeyenlere, aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
g) 8 inci maddesinin üçüncü ve altıncı fıkralarında, 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için aynı maddenin üçüncü fıkrasında, 47 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 90 ıncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere, aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.
h) 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurluklarına aylık asgari ücretin üç katı tutarında, aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara ise aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.
ı) Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının, bu Kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler, görevlerini yapmasına engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
j) 100 üncü maddesi kapsamında Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri belirlenen süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında, aylık asgari ücretin beş katı tutarında, geç verilmesi halinde ise aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.
Mahkeme kararına, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitlere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliklerinden verilmesi halinde, bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde öngörülen cezalar % 50 oranında uygulanır.
İdarî para cezası uygulanması 8 inci, 11 inci ve 86 ncı maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.
İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idarî para cezası kesinleşir.
İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idarî para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.
Mahkemeye başvurulması idarî para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idarî para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.
İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.
İdarî para cezaları hakkında, bu Kanun ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununda hüküm bulunmayan hallerde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.”

MADDE 19- 5510 sayılı Kanunun;
A) 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 103- Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b)Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde fark ücreti aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilî işleyen sağlık hizmeti sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilerek, Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.”
B) 104 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile ilgili mevzuatında emeklilik, malûllük, vazife malûllüğü ve sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine, iştirakçiliğe ve sigortalılığa, dul, yetim ve hak sahipliği şartlarına, emekli ikramiyesine, ek ödemelere, sağlık hizmetleri veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.”

MADDE 20– 5510 sayılı Kanunun 105 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 105- a) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun:
1) 72 nci maddesinin son fıkrasındaki “Bu Kanunun 64 üncü maddesinin (a, b, c, ç, d ve e) fıkralarında açıklanan” ibaresi “5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen” şeklinde değiştirilmiştir.
2) Ek 79 un¬cu mad¬de¬si¬nin al¬tın¬cı fık¬ra¬sı¬nın son cüm¬le¬si “Bu yar¬dım¬lar 1 Eylül- 31 Aralık tarihleri arasında yıl¬da bir kez ol¬mak üze¬re ve ilgili eğitim öğretim yılında öğrenci olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere, talepte bulunduğu yılın Ey¬lül ayın¬da ge¬çer¬li olan me¬mur ay¬lık kat¬sa¬yı¬sına göre hesap edilerek baş¬vu¬ru¬la¬rı¬nı iz¬le¬yen ay için¬de toptan öde¬nir.” şeklinde değiştirilmiştir.
b) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun:
1) 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 21- Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 29 uncu maddesinde belirtilen esaslara göre aylık bağlanır."
2) 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 30- Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere % 32,5 oranında prim alınır."
3) 39 uncu maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"a) Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13, 14, 19, 20, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 33, 34, 35, 36, 54, 55, 57, 58, 59, 60, 61, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73,76, 77,78, 88, 89, 94, 95, 96, 97, 100 ve 101 inci ve geçici 2 nci maddeleri ile 41 inci maddenin (b) bendi,
c) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ancak, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı Kanun gereği ödedikleri katılım payları ile diğer sağlık hizmetlerinin karşılanmayan kısmı, bu Kanun kapsamındadır. Ancak yıl içinde ödenen tutarlar, takip eden yılda Hazine tarafından Fona geri ödenir."
d) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin başlığı ve birinci fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ehliyet tespiti, imtihan ve hava değişimi için başka yere gönderilenler:
Memurlar, yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel ve kurumlarda yalnız ödenek mukabili çalışanlardan, memuriyet mahalli dışına;"
e) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun:
1) 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 1- Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir."
2) 2 nci maddesinin (a) bendinin sonuna "Sosyal Güvenlik Kurumu " ibaresi, (b) bendine “Sosyal Güvenlik Kanunları;” ibaresinden sonra gelmek üzere “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,” ibaresi eklenmiş ve aynı maddeye aşağıdaki (e) ve (f) bentleri eklenmiştir.
“e) Kurum; Sosyal Güvenlik Kurumunu,
f) Bakanlık; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,"
3) 3 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Başvurulacak kuruluş
MADDE 3- Sigortalılar ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri Kuruma müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar."
4) 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Borçlanma tutarı ve borçlanma tutarının iadesi
MADDE 4- Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir. Borçlanılan süreler, yurda kesin dönüş yapılmış olması şartıyla aylık tahsisi için yazılı talepleri halinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 41 inci maddesinin son fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Borçlanmaya ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilen borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca dahil edilir. Tahakkuk ettirilen prim borcunu tebligat tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenler için yeniden başvuru şartı aranır.
Borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faiz uygulanmaksızın iade edilir.
Yurt dışında iken borçlanma isteğinde bulunacak sigortalı veya hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek borç tutarını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak öderler."
5) 5 inci maddesinin birinci fıkrası "Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır." şeklinde değiştirilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasının sonuna "Bu durumda olanlar Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılır." cümlesi eklenmiş; maddeye "Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz." fıkrası eklenmiştir.
6) 6 ncı maddesinin (A) fıkrasının son paragrafı "Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre bağlanır." şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin (B) fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"B) Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.
Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır."


7) 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 10- Sosyal güvenlik sözleşmelerinin Türk vatandaşlarının yabancı ülkelerdeki sosyal güvenlik kurumlarına yatırdıkları primlerinin Türkiye’ye transferine imkan vermesi halinde, bu ülkelerde çalışan Türk vatandaşları bu ülkelerde prim ödedikleri sigortalılık sürelerini bu Kanuna göre borçlanabilirler. Bunlardan;
a) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin tamamını borçlanarak, tahakkuk ettirilen borçlarını ödemiş olanlara, transfer edilen primlerin tamamı,
b) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin bir kısmını borçlanarak tahakkuk ettirilen borçlarını ödemiş olanlar, transfer edilen primlerin borçlandıkları süreye tekabül eden orandaki miktarı,
transfer tarihindeki cari kur üzerinden sigortalıya, hak sahiplerine veya mirasçılarına iade edilir.”
f) 27/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile 10/7/1987 tarihli ve 285 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin onbirinci fıkrası hariç olmak üzere, diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
g) 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 16- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olup 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan 103 üncü maddede unvanları belirtilenlerin emeklilik kesenek ve karşılıkları ile emekli aylıkları ve ikramiyelerinin hesaplanmasında 29/6/2006 tarihli ve 5436 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki bu hususlara dair hükümlerin uygulanmasına devam olunur.”
h) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanunun ek geçici 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK GEÇİCİ MADDE 6- 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde belirtilen emekli sandıkları ile kanunla kurulu diğer emekli sandıklarınca kendilerine yaşlılık, malûllük veya ölüm aylığı bağlananlar, 1/10/1972 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamı dışında sayılırlar.
Ancak, bu Kanuna tabi hizmet süreleri, diğer kurum ve sandıklara bildirilmiş ise bu hizmetler geçerli sayılır.”
ı) 26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı Kanunun mülga 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“MADDE 5- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erenlerden gerekli şartları taşımamaları nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanamayanların kendilerine, sağlık sebepleri hariç olmak üzere Anayasanın 76 ncı maddesinde belirtilen nedenlerden dolayı milletvekili seçilme yeterliliğini korumaları kaydıyla bu Kanuna tabi sigortalı olarak çalışmadıkları ve gelir veya aylık bağlanmadığı sürece 30000 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar her ay temsil tazminatı olarak ödenir. Bunlardan ölenlerin hak sahiplerine 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlanmamış olması kaydıyla, bu tazminat 5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi hükümlerine göre ödenir. Ancak, geçici 8 inci madde uyarınca temsil tazminatı ödenmekte olanlara bu tazminat ödenmez. Bu maddeye göre ödenen tutarlar Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinden ödenir.”






MADDE 21- 5510 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 106- 1) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun, geçici 20 nci, geçici 81 inci ve geçici 87 nci maddeleri hariç diğer maddeleri,
2) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun geçici 10 uncu ve ek geçici 6 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri,
3) 29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci maddeleri,
4) 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,
5) 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,
6) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 1 ilâ 5 inci, 13 ilâ 17 nci ve 33 üncü maddeleri,
7) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 107 nci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,
8) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 55 inci maddeleri, 57 ilâ 59 uncu maddeleri, 61 ilâ 64 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri,79 uncu ve 80 inci maddesi, 82 nci maddesi ilâ 88 inci maddeleri, 90 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 104 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 124 üncü maddeleri, 127 ilâ 129 uncu maddeleri, 131 ilâ 135 inci maddeleri, ek 2 ilâ ek 4 üncü maddeleri, ek 8 ve ek 9 uncu maddeleri, ek 11 inci maddesi, ek 13 ile, ek 14 üncü maddeleri, ek 19 uncu maddesi, ek 21 ilâ ek 23 üncü maddeleri, ek 25 ilâ ek 27 nci maddeleri, ek 29 ve ek 30 uncu maddeleri, ek 31 inci maddesinin (a) ve (b) bentleri, ek 32 ilâ ek 34 üncü maddeleri, ek 37 nci maddesi, ek 39 uncu maddesi, ek 46 ve ek 47 nci maddeleri, ek 49 uncu maddesi, ek 56 ve ek 57 nci maddeleri, ek 59 uncu maddesi, ek 69 uncu ve ek 70 inci maddesi, ek 72 nci maddesi, ek 74 ve ek 75 inci maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8 inci maddesi, geçici 15 inci maddesi, geçici 16 ncı maddesi, geçici 54 üncü, geçici 65 inci, geçici 85 inci, geçici 86 ncı, geçici 88 inci, geçici 96 ilâ geçici 98 inci, geçici 103 üncü, geçici 104 üncü, geçici 109 ilâ geçici 113 üncü, geçici 115 ilâ geçici 118 inci, geçici 120 nci, geçici 139 ilâ geçici 140 ıncı, geçici 146 ncı, geçici
147 nci, geçici 150 ilâ geçici 151 inci, geçici 153 üncü, geçici 157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ilâ geçici 166 ncı, geçici 170 inci, geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 176 ncı, geçici
180 inci, geçici 182 ilâ geçici 186 ncı, geçici 190 ilâ geçici 192 nci, geçici 195 ilâ geçici 200 üncü, geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 nci ve geçici 208 inci, geçici 210 ilâ geçici 217 nci, geçici 219 uncu ve geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici 2 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 19 uncu, ek geçici 20 nci, ek geçici 22 nci ve ek geçici 23 üncü maddeleri,
9) 1/10/1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi, 24/11/1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve 13/6/2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,
10) 14/1/1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,
11) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 50 nci maddesinin beşinci fıkrası ile 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,
12) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186 ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,
13) 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 201 ilâ 203 üncü maddeleri,
14) 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,
15) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,
16) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun 89 uncu maddesi,
17) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 23 üncü maddesi,
18) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilâtı Kanununun 18 inci maddesi,
19) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile (g) bendinde yer alan "ve tedavileri yaptırılır" ibaresi,
20) 23/4/1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat kalanların tedavi giderleri" ibaresi,
21) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,
22) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 7 nci maddesi,
23) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,
24) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin (c) bendi ile 20 nci maddesi,
25) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanunun 7 nci, 11 inci, geçici 1 ilâ geçici 4 üncü maddeleri ile aynı Kanunda geçen "döviz" ibareleri,
26) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl sonra,
27) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi,
28) 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 65 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Kısa çalışma ödeneği aldığı süre içinde işçinin hastalık ve analık sigortasına ait primler İşsizlik Sigortası Fonu tarafından 2/3 oranında Sosyal Sigortalar Kurumuna aktarılır. Bu primler, sigorta primlerinin hesabında esas alınan en alt kazanç sınırı üzerinden hesaplanır.” cümleleri,
yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 22- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir.
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya talepte bulunulan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı ve 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı kanunlara göre ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak, ilgililerin gelir ve aylıklarına ilâve edilerek ödenir. Sosyal yardım zammının ilâvesinde tamamı dağıtılacak şekilde, hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılanlara ve bunların hak sahiplerine bağlanmış olan aylık ve gelirler, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre artırılır.
506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlar kapsamında geçen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı, genel sağlık sigortasının uygulanmasında gerekli olan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayılarında dikkate alınır.”

B) Geçici 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara tabi olanlara bağlanacak yaşlılık aylıkları aşağıdaki şekilde hesaplanır:
a) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait aylık; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesaplanır.
b) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.
c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmî aylıkların toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca 29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.
d) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmî aylıklara esas gösterge, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı esas alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tabloları esas alınarak belirlenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanuna göre yurt dışı hizmet borçlanması yapan sigortalıların bu sürelerinin, bu Kanuna göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; şayet borçlanma yapılan sürelerden önce sigortalılıkları varsa en son sigortalılık haline göre, şayet sigortalılıkları yoksa, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgarî aylık tutarı ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır.
Yurt dışı hizmet borçlanması yapanların aylıkları da yukarıda belirtilen fıkralara göre hesaplanır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı sayılanlardan, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili kanun hükümleri ile bu madde hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra çalışmaya başlaması nedeniyle aylıkları kesilenlerden, işten ayrılarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanların yeni aylıkları, bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre hesaplanır.
Malûllük ve ölüm aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümler esas alınarak,
27 nci veya 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olup bu tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, bu Kanunda belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanların tahsis taleplerinde, bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Bu Kanuna tabi geçen hizmetlerle 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde de mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.”

C) Geçici 3 üncü maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması
GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanuna göre çıkarılması gereken yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmaya devam edilir.”

MADDE 23- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenlere, 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz olmaları ve muhafaza etmeleri kaydıyla, tahsis talebine konu ödeme anılan Kanun hükümlerine göre hesaplanarak ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna göre iştirakçiliği sona erenlerin kendileri veya dul ve yetimlerinden tahsis talebinde bulunacaklar hakkında da ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
5434 sayılı Kanun hükümlerine göre iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan tahsis talebinde bulunacaklara veya bunların hak sahiplerine; 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz olmaları kaydıyla, tahsis talebine konu işlemler, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun esas alınmak suretiyle yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ihya ve hizmet borçlanmaları ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun esas alınmaya devam olunur ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmamış olmakla birlikte, geçici 2 nci maddenin altıncı fıkrası gereğince mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak 5434 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde aylık bağlanacaklar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmaya başlamış olup, çalışmaya başlamadan önce ilgili mevzuatına göre alınmış ve en az % 40 oranında özürlü olduklarını gösterir sağlık kurulu raporu bulunanlardan, aylık talep tarihinde bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlara; en az 5400 gün uzun vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş ya da emekli keseneği ödenmiş olması kaydıyla, istekleri halinde dördüncü ve beşinci fıkra hükümleri esas alınarak yaşlılık aylığı bağlanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 12 nci maddesi uyarınca isteğe bağlı iştirakçi olarak T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilenler ile bu Kanunun yürürlük tarihine kadar isteğe bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli şartları taşıyanlar hakkında, 5434 sayılı Kanunun isteğe bağlı iştirakçilikleri devam ettirilir ve bunlar hakkında dördüncü ve beşinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında dördüncü ve beşinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmaya başlamış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için; yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre kesenek ve karşılık, fiili hizmet zammı ve itibari hizmet süreleri karşılıkları, %25 giriş kesenekleri, %100 artış farkları alınmasına devam olunur. Ancak, emeklilik keseneğinin 5/16’sı genel sağlık sigortası primi, 11/16’sı uzun vadeli sigorta primi; kurum karşılığının ise 7.5 /20’si genel sağlık sigortası primi, 12.5/20’si uzun vadeli sigorta kolları primi olarak alınmış kabul edilir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, 81 inci maddenin ikinci fıkrasına göre Kuruma ayrıca katkı ödenir.
5434 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga geçici 191 ve geçici 192 nci maddeleri ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmakta iken anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci maddelerine göre zorunlu olarak, özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak çalıştırılmakta iken 28/5/1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 16 ncı ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci maddeleri uyarınca ve sözleşmeli olarak çalıştıkları kurumun özel kanunundaki hükümler nedeniyle T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanlar hakkında; aynı şekilde çalışmaya devam ettikleri müddetçe yürürlükten kaldırılan hükümler de dahil olmak üzere 5434 sayılı Kanun hükümleri ile bu maddenin dördüncü, beşinci, onuncu ve onbirinci fıkrası uygulanır.
Bu madde kapsamında ödenen aylıklar, Devlet memurları için uygulanan aylık katsayısı ile taban aylık katsayısı esas alınarak artırılır. Ayrıca, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra personel, teşkilât ve sair kanunlar ile bu madde gereğince alınacak emekli keseneğinin hesabına esas aylık unsurlarında; aylık katsayısı ile taban aylık katsayısından kaynaklanan artışlar dışında yapılan artışlar bu madde gereğince bağlanmış veya ödenmeye devam olunacak aylıklar hakkında da uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Emniyet Hizmetleri Sınıfında çalışmakta olanlarla daha önce bu sınıfta çalışmış bulunan personelden halen Emniyet Hizmetleri Sınıfında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin istekleri halinde; 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendinde belirtilen okullarda geçen başarılı eğitim süreleri; talep tarihindeki en az aylık alan polis veya komiser yardımcısı aylığının emekli keseneğine ait unsurları ve borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı esas alınarak hesaplanan tutarın tamamı borçlandırılmak suretiyle fiili hizmetten sayılır. Bundan doğacak borç tutarının tamamı borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren dört yıl içinde kendileri tarafından ödenir.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesine göre makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı ödenenler hariç olmak üzere, sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanlardan; 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, bu kişilerden bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar da dikkate alınarak, emsali belediye başkanının almakta olduğu makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı tutarı, bu Kanunun geçici 1 inci maddesi çerçevesinde almakta oldukları malûllük veya yaşlılık aylıklarına ilâve edilmek suretiyle ödenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanuna göre sigortalı iken malûllük veya yaşlılık aylığı bağlananlardan; 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara bu Kanunun geçici 2 nci maddesi hükümleri de dikkate alınarak bu fıkrada belirtilen şartlar dahilinde söz konusu tazminatlar aylıklarına ilâve edilmek suretiyle ödenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olanlardan ölenlerin bu Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen şartlara sahip olmaları halinde, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar da dikkate alınarak, hak sahiplerine bu Kanunun 34 üncü, geçici 1 inci ve geçici 2 nci maddeleri hükümlerine göre söz konusu tazminatlar bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ölenler için bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölenler için ise ölüm tarihinden itibaren ölüm aylıklarına eklenmek suretiyle ödenir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olanlardan; malûllük aylığı almakta olanlar ile malûllük aylığına hak kazanacaklar 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesinde belirtilen aylık bağlamaya ilişkin şartlar dikkate alınmaksızın yukarıda belirtilen tazminat haklarından yararlandırılır. Bu fıkraya göre tazminat tutarları ödendikçe Hazineden tahsil edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait 5434 sayılı Kanundan kaynaklanan alacakların takip ve tahsil işlemleri 5434 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre Kurumca sonuçlandırılır. Ancak bunlardan bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Maliye Bakanlığının ilgili birimleri tarafından takip ve tahsil işlemleri başlatılmış olanların işlemleri bunlar tarafından sonuçlandırılır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yaşlılık aylığı alanlardan 5434 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmaya başlayan ve bu çalışmalarından dolayı da anılan Kanuna göre emekli aylığına hak kazananlara; 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla değiştirilmeden veya yürürlükten kaldırılmadan önceki hükümlerine göre aylık bağlanır. Bu aylıklardan yüksek olanın tamamı düşük olanın yarısı ödenir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların borçlandığı, ihya ettiği hizmetleri ile birlikte bu Kanuna göre aylığa hak kazanmaları ve müracaat etmeleri halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren kendilerine aylık bağlanır. Ancak emeklilik ikramiyesi ödenmiş süreler emeklilik ikramiyesinde nazara alınmaz. Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.”

B) Geçici 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için bu Kanuna göre yapılacak toptan ödemelerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hizmet sürelerine ait bölümü, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan tutar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreler için bu Kanuna göre hesaplanan toptan ödeme tutarına ilâve edilerek ödenir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce toptan ödeme yapılarak tasfiye edilen hizmetlerin 31 inci, 36 ncı ve 41 inci maddelere göre ihyasında veya borçlanılmasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile ihya talebine ilişkin yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için, her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan değeri dikkate alınır. ”

C) Geçici 6 ncı maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan işyeri tescilleri, bu Kanun hükümlerine göre yapılmış sayılır.”
“Aylık bağlama şartları bakımından bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak aylık bağlanacaklar için;
a) 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen 9000 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 7100 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 7100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 9000 günü geçmemek üzere,
b) 28 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen 5400 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 4600 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle 5400 günü geçmemek üzere,
c) 28 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen 3960 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 3700 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 3960 günü geçmemek üzere,
d) 28 inci maddenin beşinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen 4320 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 3700 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4320 günü geçmemek üzere,
e) 28 inci maddenin beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen 4680 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 4100 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 4100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4680 günü geçmemek üzere,
uygulanır.
Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçilerinden, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sadece malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi topluluk sigortasına devam edenler ile isteğe bağlı sigortalı olarak söz konusu ülkelere götürülmüş olan sigortalıların, bu Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendi kapsamında sigortalılıkları bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içerisinde işverenlerince sağlanır ve buna ilişkin yükümlülükler yerine getirilir.”

MADDE 24- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7- Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.
5434 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre fiili hizmet süresine müstehak görevlerde çalışanların bu görevlerde geçirdikleri süreler bu Kanunun 40 ıncı maddesi gereğince aranan 3600 günün doldurulmasında nazara alınır. 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde sayılan itibari hizmet süresi kapsamında yer alıp bu Kanunun 40 ıncı maddesinde sayılmayan işlerde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen çalışma sürelerinin bu maddenin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesinde bu Kanunun 40 ıncı maddesinde belirtilen 3600 gün prim ödeme şartı aranmaz.
Kamu görevlilerinden borçlandırıldıkları paralardan ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç tutarlarından sigortalı hissesi oranında işverenleri tarafından aylıklarından tahsil edilerek Kuruma ödenir.
Türk vatandaşı olarak borçlanma talebinde bulunan ve kendilerine emekli aylığı bağlanan sigortalıların sonradan ıskat dışında başka bir devlet vatandaşlığını kazanmaları halinde de aylıkları ödenir.
Aylıkların hesabında 41 inci maddeye ve 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki sürelere ait kazançları, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemlere ait sürelerin bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra borçlanılması halinde de 41 inci madde ve 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ikiden fazla dosyadan gelir veya aylık alınması durumunda bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması durumunda yeni bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dahil olmak üzere mukayese yapılarak en düşük miktarlı dosya kapsamdan çıkarılır.
Birinci fıkrada belirtilen kanunlar kapsamında zorunlu sigortalı sayılanlar ile isteğe bağlı sigortalı olup sağlık sigortasından yararlananların prim ödeme gün sayıları da genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilir.”


B) Geçici 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar. Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine göre sigortalı sayılanların hak ve yükümlülüğü ise 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre başlar.
Ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunması halinde, vergi mükellefiyet sürelerinin tamamı 80 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine göre talep tarihindeki prime esas kazancının 81 inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (e) bentlerindeki oranları toplamı üzerinden hesaplanır ve sigortalıya tebliğ edilir. Sigortalının kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Sigortalıya tebliğ edilen borç tutarının bu süre içerisinde tam olarak ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve ödenen tutar bu Kanunun 89 uncu maddesine göre iade edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 1479 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi gereğince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takipleri anılan Kanun hükümlerine göre takip edilerek sonuçlandırılır.”

C) Geçici 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması veya kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar kadın ise 58 erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması veya 61 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.”

D) Geçici 10 uncu maddesinin başlığı “506 sayılı Kanunun malûllük ve sakatlık hükümlerine ilişkin geçiş hükümleri” şeklinde değiştirilmiş, maddeye beşinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve maddenin mevcut son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“1/1/2000 tarihinden itibaren sigortalı olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce malûllük aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunan sigortalılar ile ölen sigortalıların hak sahiplerine 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunla bağlanan aylıklar, aynı Kanunun geçici 89 uncu madde hükmünde belirtilen alt sınır aylığı esas alınarak yeniden hesaplanır.”

MADDE 25- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ile bunların hak sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur. Bu sigortalılar ile sisteme yeni katılacak sigortalıların tescilinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları sosyal güvenlik sicil numarası olarak esas alınır.”
“Hizmet akdiyle çalışan sigortalılar için Kanunun 17 nci maddesi gereğince tespit edilecek günlük kazanç hesabına esas üç aylık dönemdeki kazançları Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olanların son takvim ayı itibarıyla gelirlerinin hesaplanmasında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.”
“Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre iştirakçi çalıştıran ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştırmaya devam eden kamu idareleri 11 inci madde uyarınca işyeri bildirgesini Kurumca belirlenecek sürede vermek zorundadırlar. İşyeri bildirgesinin Kurumca belirlenecek süre içinde verilmemesi durumunda, 102 nci maddenin (b) bendi gereğince idarî para cezası uygulanır.”

B) Geçici 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli altyapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.
Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam eder. Ancak bu süre altı ayı geçemez.
Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanır.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl süresince 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun kapsamında yeşil kart verilen ve verilecek kişiler durumlarında değişiklik olmaması kaydıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun 60 ıncı maddesinin (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır. Bu süre içinde, 60 ıncı maddenin (d) ve (g) bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlardan; tescil talebi olmayanların 18 yaşından küçük çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlandırılması halinde bu kişilerin tescili çocuklarının sağlık hizmet sunucusuna müracaat tarihi itibarıyla yapılır. Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde, bu kişiler iki yıllık süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınır.
Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun olarak alınan sağlık hizmetlerinde 68 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen katılım payları, üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak uygulanabilir.
70 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 70 inci maddenin ikinci fıkrasının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir.
İlgili kanunları gereği tedavi yardımları karşılanan kişiler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ilgili kanunları gereği bakmakla yükümlü olunan kız çocukları bu Kanun gereğince de bakmakla yükümlü olunan kişi sayılır. Ancak durumlarında değişiklik olduğunda sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları bu Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenir. Bu kişilerin sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bilgileri ilgili kurumlar tarafından bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.
211 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun, bu Kanuna aykırı hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle uygulanır.
17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık hali devam eden sigortalılar ile bunların sağlık yardımına müstahak eş ve çocukları, genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkına sahiptir.
63 üncü maddede sayılan finansmanı Kurumca sağlanacak sağlık hizmetleri ile 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin 72 nci madde hükmüne göre Kurumca ödenecek bedelleri tespit edilip yayımlanıncaya kadar, Kurum tarafından belirlenmiş olan usul ve esaslar ile sağlık hizmeti bedelleri geçerlidir.”

MADDE 26- 5510 sayılı Kanunun;
A) İkinci Kısım, Üçüncü Bölümün başlığı “Hizmet Akdiyle veya Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Sigortalıların Tabi Olduğu Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri”,
B) 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendindeki “(a) ve (c) bentleri” ibaresi “(a) bendi”,
C) 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “(a) ve (c) bentleri” ibaresi “(a) bendi”,
D) 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki “prim ve her türlü borçlarının” ibaresi “prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının”,
E) 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki “dördüncü fıkrasında” ibaresi “üçüncü fıkrasında”, “hastalık ve analık” ibaresi “analık”,
F) 39 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki “malûl kalan” ibaresi “malûl veya vazife malûlü olan”,
G) 58 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “uhdesinde kamu görevi bulunanlara (2000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (3000)” ibaresi “(4000)” ve “dört” ibaresi “sekiz”,
H) 59 uncu maddesinin yedinci fıkrasındaki “denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları, ” ibaresi “denetim elemanları”,
I) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki “tedavisi mümkün olmadığı” ibaresi “tedavisinin yapılamadığı”,
J) 70 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “sınıflandırılır” ibaresi “basamaklandırılır”,
K) 78 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “olup olmadığına bakılmaksızın tüm” ibaresi “olan” ve ikinci fıkrasındaki “Bakanlıkça” ibaresi, “Kurumca”,
L) 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki “ayın veya dönemin ” ibaresi “ayı takip eden ayın”,
M) 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki “harp malûlleri ve vazife malûlleri hariç,” ibaresi “harp malûllüğü, vazife malûllüğü”,
şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 27- 5510 sayılı Kanunun;
A) 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine “malûllük” ibaresinden sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi,
B) 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasına “Malûllük” ibaresinden sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi,
C) 45 inci maddesinin birinci fıkrasına “Prime esas kazançların yarısı üzerinden prim alınanların prim ödeme gün sayısı bu sürelerin yarısı olarak hesap edilir.” cümlesi,
D) 58 inci maddesinin üçüncü fıkrasına “Bu kişilere de aynı miktar ve şartlarda huzur hakkı ödenir.” cümlesi,
E) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere “Yurt içinde yapılması mümkün olmayan tetkiklerin de yurt dışında yapılması sağlanabilir.” fıkrası,
F) 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine “ile organ” ibaresinden sonra gelmek üzere “, doku ve kök hücre;”, (f) bendine “(c) bendinin (4)” ibaresinden sonra gelmek üzere “numaralı alt bendinde belirtilen kişiler ile bunların eşleri” ibareleri,
G) 78 inci maddesinin ikinci fıkrasına “Bu kişi ve grupların sağlık bilgilerinin nasıl tutulacağı ilgili kuruluşların görüşleri alınarak hazırlanacak yönetmelik ile düzenlenir.” cümlesi,
H) 85 inci maddesinin ikinci fıkrasına “döner sermayeli kuruluşlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar” ibaresi,
I) 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasına “Malûllük” ibaresinden sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi,
eklenmiştir.

MADDE 28- 5510 sayılı Kanunun;
A) 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
B) 17 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi,
C) 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendindeki “ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz izinli sayılanların, her yıl için 3 ayı geçmemek üzere bu süreleri” ibaresi,
D) 50 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendindeki “veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak” ibaresi,
E) 70 inci maddesinin üçüncü fıkrası,
F) 71 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi,
yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 29- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“Sosyal güvenlik destek primine ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 14- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlar, malûllük ve yaşlılık aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primi bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Ancak;
a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı 80 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Bu oranın dörtte biri sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü bunların işverenleridir.
b) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı olarak bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen hükümler uygulanır.
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı almakta iken; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla çalışmaya devam edenler ile sonradan bu Kanuna tabi çalışmaya başlayacaklar için sosyal güvenlik destek primi uygulanmaksızın bu Kanunun 5 inci maddesinin (c) bendi hükümleri uygulanır.
d) 5434 sayılı Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı almakta iken bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerden, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yapacakları tercihleri doğrultusunda bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları veya sosyal güvenlik destek primine ait hükümleri uygulanır. Bunlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.

Prime esas kazancın beyanına ilişkin geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 15- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılardan, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olarak kaydı ve tescili yapılmış olanların bu Kanunun 80 inci maddesine göre belirlenen prime esas kazançlarını Kurumca belirlenecek sürede beyan etmemeleri halinde, ödeyecekleri aylık primler beyanda bulununcaya kadar daha önce ödemiş oldukları gelir basamaklarına karşılık gelen tutarlar üzerinden alınır.
Ancak, bu tutarlar 82 nci maddede belirtilen asgari günlük kazanç alt sınırına göre hesaplanan aylık prim tutarından az olamaz.

Kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan sigortalılara ilişkin geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 16- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde belirtilenler için bu Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde belirtilen “otuz” ibaresi ile 80 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen “otuz” ibaresi, 2008 yılı için “onbeş” olarak uygulanır ve prime esas günlük kazancın otuz katını geçmemek üzere takip eden her yıl için bir puan artırılır.

Kendi adına ve hesabına çalışanların sigortalılıklarının durdurulmasına ilişkin hükümler
GEÇİCİ MADDE 17- Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.

Bazı aylık tazminat ve yardımlara ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE l8- İlgili kanunlarında düzenleme yapılıncaya kadar;
a) 8/6/1949 ta¬rih¬li ve 5434 sa¬yı¬lı Ka¬nu¬nun 56 ncı mad¬de¬si¬nin bi¬rin¬ci fık¬ra¬sın¬da belirtilenlerden bu Ka¬nun¬la yü¬rür¬lük¬ten kal¬dı¬rı¬lan mad¬de¬le¬ri da¬hil 5434 sa¬yı¬lı Ka¬nu¬na gö¬re vazi¬fe veya harp malûlü sa¬yıl¬ma¬sı ge¬re¬ken¬le¬rin ve Türk Silâh¬lı Kuv¬vet¬le¬ri ta¬ra¬fın¬dan görevlediri¬lip görevlendi¬ril¬di¬ği ta¬rih¬te uzun vadeli si¬gor¬ta¬ kollarına tabi olarak çalışma¬yanlardan bu Ka¬nun¬la yürürlük¬ten kal¬dı¬rı¬lan mad¬de¬le¬ri da¬hil 5434 sa¬yı¬lı Ka¬nu¬na gö¬re harp malûlü sa¬yıl¬ma¬sı ge¬re¬ken¬le¬rin kendileri ile bun¬la¬rın dul ve ye¬tim¬le¬ri¬ne bağ¬la¬na¬cak ay¬lık¬lar hak¬kın¬da bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hü¬küm¬le¬rin uy¬gu¬lan¬ma¬sı¬na de¬vam olu¬nur.
b) 5434 sa¬yı¬lı Ka¬nu¬nun ek 77 nci mad¬de¬si¬nin bi¬rin¬ci fık¬ra¬sı ile bu Ka¬nu¬nun 47 nci madde¬si¬nin dokuzuncu fıkrasında sa¬yı¬lan¬la¬ra ve bun¬la¬rın haksahiplerine, il¬gi¬li ka¬nun¬la¬rı ve bu Ka¬nun çerçevesinde bağ¬la¬na¬cak ay¬lık¬la¬rı top¬la¬mı¬nın, em¬sal¬le¬ri¬nin 5434 sa¬yı¬lı Ka¬nu¬nun ek 77 nci mad¬de¬si¬ne gö¬re yük¬sel¬ti¬le¬rek hak ka¬zan¬dık¬la¬rı ay¬lık¬lar¬dan dü¬şük ol¬ma¬sı ha¬lin¬de, ara¬da¬ki fark ay¬rı¬ca öde¬nir.
c) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Kanunun ek 16 ıncı maddesi, 24/2/1968 ta¬rih¬li ve 1005 sa¬yı¬lı Ka¬nun, 3/11/1980 ta¬rih¬li ve 2330 sa¬yı¬lı Ka¬nun, 11/10/1983 ta¬rih¬li ve 2913 sa¬yı¬lı Ka¬nun, 28/5/1986 tarih¬li ve 3292 sa¬yı¬lı Ka¬nun, 12/4/1991 ta¬rih¬li ve 3713 sa¬yı¬lı Kanun ile yı¬lı büt¬çe ka¬nun¬la¬rı¬na ek¬li cetvel¬ler kap¬sa¬mı¬na gi¬ren ki¬şi¬le¬re ve di¬ğer ka¬nun¬lar¬da yapı¬lan atıf¬lar se¬be¬biy¬le 2330 sa¬yı¬lı Ka¬nun esas alı¬na¬rak il¬gi¬li¬le¬ri¬ne ay¬lık, tazmi¬nat ve ek ödeme verilmesi ile yar¬dım iş¬lem¬le¬ri hak¬kın¬da, bu Ka¬nun¬la yü¬rür¬lük¬ten kal¬dı¬rı¬lan mad¬de¬le¬ri da¬hil 5434 sa¬yı¬lı Ka¬nu¬nun il¬gi¬li hü¬küm¬le¬ri¬nin uy¬gu¬lan¬ma¬sı¬na de¬vam edi¬lir.
Bu madde kapsamına girenler için yukarıdaki fıkralar gereğince Kurumun yükleneceği ilâve giderler en geç iki ay içinde faturası karşılığı Hazineden tahsil edilir.

Aylık alanlardan kesilecek sağlık sigortası primi
GEÇİCİ MADDE 19- 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre aylık almakta olup ilgili dosyasından on yıl süreyle sağlık sigortası primi ödememiş olanlardan, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki sağlık sigortası primi kesilmiş olan süreler düşülmek kaydıyla, aylıklarının % 10’ u oranında ve 10 yıl süreyle genel sağlık sigortası primi kesilir.”

MADDE 30- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 31- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.







GENEL GEREKÇE


Mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin mali açıdan uzun dönemde sürdürülebilir olup olmadığını belirleyen en önemli değişkenlerden biri, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımıdır. 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması, sosyal güvenlik sisteminin bir yandan gelirlerinin azalması bir yandan da giderlerinin artması sonucunu doğurmaktadır. Ülkemizin şu anda genç bir nüfus yapısına sahip olmasına karşın geleceğe ilişkin projeksiyonlar, nüfusun hızla yaşlanacağını ortaya koymakta ve sadece bu husus dahi sosyal güvenlik sisteminde acil ve kapsamlı bir reformu zorunlu hale getirmektedir.
Sosyal güvenlik sistemlerinin temel amacından biri de insanları yoksulluğa karşı korumaktır. Yoksulluk, önlem alınmadığı takdirde, kendisini çoğaltan bir olgu olup, yüksek doğurganlık, yetersiz beslenme, sağlık problemleri, düşük eğitim düzeyi ve işsizlik gibi olumsuz bir döngü içinde kendini beslemektedir. Sosyal yardım ve hizmetler de dahil olmak üzere, ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının toplam harcamalarının milli gelir içerisindeki oranı yüksek bir düzeyde olmasına karşın, mevcut sistemin yoksulluğu önlemek konusunda yeterince etkili olduğunu söylemek mümkün değildir.
Sosyal güvenlik sisteminin yaşadığı finansman sorunu, kamu finansmanı üzerinde yarattığı baskı nedeniyle başta enflasyon olmak üzere, diğer temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda bizzat sosyal güvenlik sisteminin kendisi ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden biri haline gelmiştir. Kamu bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmak için söz konusu kurumlara yapılan transferlerin milli gelir içindeki paylarının yükselmesi, sorunun büyüklüğünü açık bir şekilde yansıtmaktadır.
Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğu dikkate alındığında, doğru tasarlanacak bir sosyal güvenlik sistemi ile açık vermek yerine, aynı dönemde fon birikimi sağlanarak ekonomiye olumlu katkı sağlanabilecektir.
İstihdam yapısını gösteren mevcut verilere göre, işgücünün ancak yarısı sosyal sigorta güvenlik kapsamına tabi çalışırken, işgücünün diğer yarısı (yaklaşık 11 milyon kişi) kayıt altına alınamamıştır. Bu durumda, mevcut sistemde, toplam nüfusun yaklaşık % 20’sinin efektif olarak sağlık güvencesi kapsamında olmadığı tahmin edilmektedir.
Sağlık hizmetlerine erişim, sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Zira, kötü sağlık yoksulluğu artırmakta, yoksulluk ise sağlık hizmetlerine ulaşımı engellemektedir. Kişilerin sağlık güvencelerinin olması, sağlık hizmetinin kullanımını olumlu yönde etkilemektedir. Kişilerin sağlık hizmetine kolay ulaşmaları hastalıkların ilerlemesine engel olmakta, toplumun genel sağlık göstergelerini iyileştirmekte, bu da, sağlık hizmetlerine, dolayısıyla, sosyal güvenliğe yapılan harcamaları azaltmaktadır.
Diğer yandan, sosyal yardımların farklı kurumlar eliyle sunulması, sistemi karmaşık bir hale getirmektedir. Sosyal yardım ve hizmetlerden yararlananlar ile ilgili merkezi bir bilgi bankası mevcut olmadığından, bu alanda faaliyette bulunan kuruluşlar arasında yeterli koordinasyon ve işbirliği sağlanamamaktadır. Dolayısıyla, bu sistemde yardım alan kişilerin birden fazla kuruluştan yardım alıp almadığının ve durumlarında bir değişiklik olup olmadığının periyodik olarak takip edilmesi sağlanamamaktadır.
Türk sosyal güvenlik sisteminin finansman sorununun bir bölümü gelirleri azaltıcı, diğer bir kısmı ise giderleri artırıcı gelişme ve uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Gelir azaltıcı faktörler; erken emeklilik uygulaması, prime esas kazancın düşük gösterilmesi, kayıt dışı istihdamın yüksekliği, prim tahsilat oranının düşüklüğü, afla ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, ödenmeyen primlerin gecikme cezalarına uygulanan aflar, prime esas kazanç sınırlarının düşüklüğü ve fon gelirlerinin yetersizliği, gider artırıcı faktörler ise; erken yaşta emeklilik uygulamaları, primi alınmadan yapılan sigorta ödemeleri, borçlanma kanunları, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının yanı sıra prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığı olarak sıralanabilir.
Diğer taraftan, sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok sayıda kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin hak ve yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sosyal güvenlik sistemi yaratmaktadır. Bu dağınık yapı, eşgüdüm sağlanmasını önlemektedir. Diğer taraftan, mevzuatın karmaşık olması, aşırı bürokratik işlemler, bilgi işlem altyapısının yetersiz olması ve personele ilişkin sorunlar sosyal güvenlik kurumlarının etkin çalışmasına engel olmaktadır. Bunun sonucunda, emekli aylığı bağlanmasından, sağlık raporu alınmasına ve sağlık hizmetine erişime kadar bir çok işlemin süresi uzamaktadır.
Sonuçta; “Nüfustaki yaşlanmanın hızlanması şeklindeki seyre karşı önlem alınmaması, mevcut sistemin yoksulluğa karşı etkin ve kapsamlı koruma sağlayamaması, sosyal güvenlik kurumlarının mali yönden açık vermesi ve bu açıkların büyüyerek artması sonucu ekonominin olumsuz etkilenmesi, mevcut yapının nüfusun tüm kesimlerini kapsamaması ve sosyal güvenlik kuruluşlarının yapısal olarak dağınık olması nedeniyle sorunların çözüme kavuşturulamaması ve norm ve standart birliği sağlanamaması” hususları, ülkemizde sosyal güvenlik reformunun yapılmasını gerekli hale getirmiştir.
Sosyal güvenlik sistemi ile ilgili reform, üç aşamalı olarak planlanmıştır. Bunlardan ilki, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi, ikincisi sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası hükümlerinin tek bir kanunla bir araya getirilmesi suretiyle norm ve standart birliğinin sağlanması, üçüncüsü de primsiz ödemeler sisteminin sosyal sigorta sisteminden ayıklanması ve tek elden yürütülmesidir.
Reformun ilk aşaması 20/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Kanunla hayata geçirilerek, mevcut sosyal güvenlik kuruluşları “Sosyal Güvenlik Kurumu” adı ve çatısı altında birleştirilmiştir.
Reformun ikinci aşaması için, “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Taslağı” Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş ve 31/5/2006 tarihli Resmi Gazetede 5510 sayılı Kanun olarak yayımlanmış ve yürürlük tarihi de 1/1/2007 olarak belirlenmiştir.
Söz konusu Kanun yürürlüğe girmeden bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Cumhurbaşkanlığı Makamı ve Ana Muhalefet Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 15/12/2007 tarihli ve E. 2006/111, K.2006/112 sayılı Kararı sayısı ile bazı maddeleri iptal edilmiş ve yürürlüğünü durdurma kararı verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Kararı üzerine biri 1/7/2007, diğeri de 1/1/2008 olmak üzere söz konusu Kanunun yürürlük tarihi iki kez ertelenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Kararında gerekçe olarak;
- “Çalışanlar için sosyal güvenlik hakkı ile ilgili düzenlemeler yapılırken, hukuksal konumları gözetilerek aynı statüde bulunmayanların bu statülerinin gerekli kıldığı kurallara bağlı tutulmalarının Anayasanın 10’ununcu maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesinin doğal bir sonucu olduğu, kanun önünde eşitliğin, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmediği, durumlarındaki özelliklerin, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebileceği,
-Anayasa’nın 128’inci maddesinde kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları, yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilerek, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin maddede sayılan özlük hakları bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuş olduğu,
-Memur statüsü ile emekli statüsü arasında organik bağ bulunduğundan memur statüsünde yapılacak değişikliklerin doğal olarak emeklilik statüsünde de etkisini gösterdiği,
-Tarihi süreç içerisinde geçmişi sosyal sigortadan çok daha eskilere dayanan memurların sosyal güvenlik haklarının en önemli güvencesinden olan emekli maaşı, önceki hizmetler de gözetilerek verildiğinden, devletin mali olanaklarının yeterliliği ve adil ölçüler içerisinde görevlerinin niteliğine uygun olması gerektiği, hukuk sistemimizde de bugüne kadar emekli maaşının hesaplanmasında, belirtilen özellikler dikkate alınarak hizmet süresi, yaş, görevin önemi, alınan ve alınmakta olan maaşlar ve kesenekler gibi unsurların etkili olduğunun görüldüğü,
-Devletin en temel işlevlerinden olan kamu hizmetinin görülmesinde yeri tartışmasız olan kamu görevlileri için statülerine, yaptıkları görevin gereklerine uygun, emekliler için de önceki statüleri ile uyumlu ayrı yasal düzenleme yapılmasını gerekli kıldığı, ancak, düzenlemenin aynı hukuksal konumda bulunmayanların bu özelliklerini ve farklılıklarını yansıtmak koşuluyla aynı veya başka bir yasa içinde yapılmasının yasa koyucunun takdirinde bulunduğu,
-Çalışanları ve emeklileri kapsayan genel sağlık sigortasından yararlanma hakkının da Anayasa’nın 128 inci maddesinde memurlar için yasayla düzenlenmesi öngörülen haklar kapsamında olduğundan, üstlendikleri görevleri aksatmadan yürütülmesi için bu düzenlemenin ayrı bir şekilde yer alması gerektiği”,
hususlarına yer verilmiş ve bu gerekçeler çerçevesinde; kamu görevlileri için kısa vadeli sigorta hükümlerinin uygulanmasına, emekli aylığına hak kazanma şartlarına, prime esas kazançların tespitine ve üst sınır aranmamasına, aylıkların hesaplanmasına, bazı kamu işyerlerine ilişkin fiili hizmet zammı hükümlerine, kamu görevlisi olarak emekli olanların aylıklarının artışına, kamu görevlilerinin genel sağlık sigortası kapsamında tedavi süreleri ve katılım payı alınmasına ilişkin bazı maddeleri istem doğrultusunda, zorunlu sigortalılık ve genel sağlık sigortalılık kapsamından kamu görevlilerinin çıkarılması ile Kanunun “Değiştirilen, eklenen ve uygulanmayacak hükümler” başlıklı 105 ile “Yürürlükten Kaldırılan Hükümler” başlıklı 106 ncı maddesinin kamu görevlilerine ilişkin bazı hükümleri ise 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 29 uncu maddesi doğrultusunda iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin gerekçeleri dışında iptal istem maddeleri de dikkate alınarak,
-Her üç statü için genel refah payını yansıtmaması gerekçesiyle aylık hesaplanması ve toptan ödeme ve ihya yapılmasında kullanılan “güncelleme katsayısı”,
-Kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışan sigortalılar için sosyal güvenlik destek priminin miktarına ilişkin hükümler,
- Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için 08/09/1999-01/01/2007 tarihleri arasında ilk kez sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanılması şartına yer verilmemesi gerekçesiyle Kanunun 106 ncı maddesinin 2 numaralı bendinde yer alan “diğer maddeleri” ibaresi de,
ayrıca iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin kamu görevlileri ile ilgili gerekçesi doğrultusunda iptal ettiği madde ve hükümler de dikkate alınarak, Kanun metninde mevcut “Kısım” ve “Bölümler” aynen muhafaza edilmiş ve genel anlamda kamu görevlileri açısından ve bazı konularda uygulama değişikliği için maddeler yeniden düzenlenmiş, özellikle Kanun iptal edilmeden önceki yürürlüğe girmesi aşamasında ikincil mevzuatın hazırlanması ve bilgisayar programlarının yapılması esnasında görülen eksikliklerin giderilmesi hususlarında ise bazı maddelerde değişikliğe gidilmiştir.
Bu çerçevede; Anayasa Mahkemesince iptal edilen madde veya hükümler ile diğer bazı uygulamalara ilişkin değişikliklerin gerekçesi aşağıda belirtilmiş, Kanunun yürürlüğe girme aşamasında ikincil mevzuat veya bilgisayar programlarının hazırlanması esnasında tespit edilen eksiklerin giderilmesine yönelik bazı maddelerle yapılan değişikliklere ilişkin gerekçelerde madde bazında verilmiştir.
- Güncelleme katsayısı, “tüketici fiyat endeksindeki değişim oranının tamamı ile yurtiçi gayri safi hasılada meydana gelen reel artışının % 25’nin toplamı”ndan oluşacak şekilde yeniden düzenlenmiş ve yeniden yapılan düzenleme ile güncelleme katsayısına atıf yapılan maddelerde herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek duyulmamıştır.
- Anayasa Mahkemesince diğer maddelerin iptali sonucu kamu görevlileri açısından Kanunun uygulama imkanı kalmadığından “Sigortalı sayılanlar” başlıklı 4 üncü maddesinin kamu görevlilerine ilişkin (c) bendi, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 29 uncu maddesine göre iptal edildiğinden, diğer maddelerdeki düzenlemeler ile iptal gerekçeleri yerine getirilmiş ve bu bent ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmayarak aynen muhafaza edilmiştir.
-Kamu görevlileri açısından; Kanunun yürürlüğe gireceği tarihte iştirakçi olarak adına kesenek ve karşılık ödeyenler için Kanunun geçici 2 nci maddesinde yapılan düzenleme ile prime esas kazancın tespiti ile aylıkların hesaplaması ve toptan ödeme ve ihya işlemlerinin yapılmasının mülga 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmesi, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa kamu görevlisi olacaklar için ise Kanunun 27, 29, 31 ve 33 üncü maddelerinde yer alan hükümlere göre işlem yapılması şeklinde değişikliğe gidilmiştir.
-Kamu görevlileri açısından emekliliğe hak kazanılmasına ilişkin Kanunun 28 inci maddesinin yaş da dahil bazı fıkraları iptal edilmekle birlikte, gerekçede bu konuda özel bir açıklama olmadığından, düzenleme aynen muhafaza edilmiş ve herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
-Anayasa Mahkemesi Kararı ve uygulamada yaşanan sıkıntılar dikkate alınarak, kamu görevlileri için kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık uygulamalarına ilişkin sürekli iş göremezlik geliri, geçici iş göremezlik ödeneği) kapsamından çıkarılmış, iş kazası ve meslek hastalığı geliri yerine, yapılan düzenlemelerle “vazife malullüğü” ikame edilmiştir. Bu çerçevede, vazife malullüğü için kamu idarelerine bildirim süresi ve süresinde bildirim yapılmaması durumunda idari para cezası uygulaması getirilmiştir. Ayrıca, bu düzenleme ile Kanunun 19 uncu maddesinin beşinci fıkrası ile ilgili herhangi bir değişikliğe gidilmesine gerek duyulmamış, ancak, Kanunun; 46 ncı maddesinin son fıkrası ile vazife malullüğüne ilişkin 47 nci maddesinde “iş kazası ve meslek hastalığı geliri” ibareleri metinden çıkarılmıştır.
-Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için sosyal güvenlik destek prim miktarına ilişkin iptal gerekçesi ve hizmet akdi çalışanlar için Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa sisteme gireceklerin 65’e varan yaşlarda emekli olacaklarından tekrar çalışmalarının gündeme gelmesinin ihtimal dışında olması, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için ileri yaşlarda emekli olmaları halinde de bedene dayalı çalışma zorunluluklarının bulunmaması ve kamu görevlileri için 5335 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak; sosyal güvenlik destek primi uygulamasında değişikliğe gidilerek Kanunun “Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi ve sosyal güvenlik destek primi” başlıklı 30, “Prim Oranları ve Devlet Katkısı” başlıklı 81, “Primlerin ödenmesi” başlıklı 88 inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve Kanuna ayrıca konuyla ilgili geçici madde eklenmiştir
Buna göre;
- Hizmet akdi ile çalışma olarak ilk defa sisteme girecekler için sosyal güvenlik destek primi uygulaması kaldırılmış, ancak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte hizmet akdi ile çalışanlar için tabi oldukları mülga kanun hükümlerine göre uygulamanın devamı sağlanmış olmakla birlikte, prime esas kazançları üzerinden % 30 ile kısa vadeli sigorta primi toplamı üzerinden prim alınması esası getirilmiştir.
-Kanunun yürürlük tarihinden önce kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile Kanunun yürürlük tarihinden sonra çalışacaklar için ise beyan edecekleri asgari prime esas kazanç üzerinden erken yaşlarda daha yüksek ileriki yaşlarda daha düşük olacak şekilde yaşa bağlı kademeli prim oranları getirilmiştir.
-Fiili hizmet zammı hükümlerini düzenleyen 40 ıncı maddenin ikinci fıkrasında yer alan tablodaki (8), (12), (13) ve (14) üncü sıralarda yer alan işyerleri iptal kararı doğrultusunda kapsam dışına çıkarılmış ve bu sıralarda yer alan işyeri ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Diğer taraftan, ilk defa bu Kanunla kapsama alınmakla birlikte uygulama imkanın dar olması ve uygulamada sıkıntı yaşanacağı gerekçesiyle kendi adına ve bağımsız olarak çalışan sigortalılar da kapsam dışında bırakılmıştır. Söz konusu düzenlemede yer alan, ancak günümüz şartlarında fiili hizmet zammı mantığı uygun düşmemesi gerekçesiyle “havayollarının uçucu personeli ve lokomotif makinistleri”, “basın kartı sahibi olmak suretiyle gazetecilik yaparken kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevde istihdam edilenler”, “infaz koruma memurları, baş memurları ve diğer personeli” ve “PTT dağıtıcıları” da kapsam dışında tutulmuştur. Yine, aynı fıkranın diğer bazı sıralardaki işyerlerinin kapsamı daraltılmış ve prime ödeme gün sayılarına eklenecek prim ödeme gün sayılarında da indirime gidilmiştir.
-“Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede belirtilen üst sınır aranmaz.” ibaresinin iptal edilmesi ile söz konusu ibare kaldırılarak herhangi yeni bir düzenlemeye yer verilmemiş, diğer yandan yine iptal kararı dikkate alınarak, yurt dışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kamu görevlilerinin prime esas kazançlarının uygulama yönünden daha uygulanabilir ve pratik olarak belirlenmesi açısından “Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının, görevi değiştirilerek yurtdışına gönderilenler için ise bağlı olduğu bakanlığın bakanlık müşaviri kadro görev ve unvanını geçmemek üzere emsali kadroya ait prime esas kazancını geçemez”şeklinde düzenleme yapılmıştır.
-Anayasa Mahkemesince diğer maddelerin iptali sonucu kamu görevlileri açısından Kanunun uygulama imkanı kalmadığından “Genel sağlık sigortalısı sayılanlar” başlıklı 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının kamu görevlilerine ilişkin (a) bendinin (1) numaralı alt bendi, 2949 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine göre iptal edildiğinden, genel sağlık sigortası bölümünde kamu görevlileri ile ilgili yapılan düzenlemeler ile iptal gerekçeleri yerine getirilerek bu bent ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmamış ve aynen muhafaza edilmiştir. Ayrıca, Kanunun genel sağlık sigortası maddelerinde kamu görevlileri ile ilgili olarak 63 ve 68 inci maddelerinin bazı hükümleri iptal gerekçeleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir.
-Kamu görevlilerinin aylık prime esas kazançlarının belirlenmesinde yapılan tüm ödemelerin brüt tutarının dikkate alınması nedeniyle prim matrahında artış olacağı gerekçesiyle, Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrası Kanunun yürürlük tarihinden sonra işe girecek kamu görevlileri için iptal gerekçesi ve aylıklarda düşme yaşanmaması hususları dikkate alınarak yeni matrah tanımı ile yeniden düzenlenmiş, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte iştirakçi olanlar için de 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bu Kanunda geçici maddelerde düzenleme yapılmıştır.
-Anayasa Mahkemesince kamu görevlileri ile ilgili bazı maddelerin iptal edilmesine paralel olarak 2949 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi gereğince uygulama imkanı kalmadığı düşüncesiyle, Kanunun “Değiştirilen, eklenen ve uygulanmayacak hükümler” başlıklı 105 inci maddesinin (a) bendinin (1), (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı bentleri ile “Yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 106 ıncı maddesinin (5), (7), (8), (9), (10), (15), (16), (18), (19), (20) ve (24) numaralı bentleri iptal edilmiştir. Buna göre, 105 inci maddenin (1) numaralı bendi yeniden düzenlenmiş ve diğer bentler de, Kanunda yapılan diğer düzenlemelere istinaden kaldırılmıştır. 106 ıncı maddede ise Kanunun diğer maddelerinde Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerine paralel değişiklik yapıldığından bu maddedeki bentlerle ilgili herhangi bir düzenleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.
-Anayasa Mahkemesince, 8/9/1999 ila Kanunun yürürlüğe gireceği tarih arasında çalışmaya başlayanların emeklilik aylığın hak kazanılması için geçiş sürecine Kanunda yer verilmemesi nedeniyle 106 ıncı maddenin bağımsız çalışanlara ilişkin (2) numaralı bendindeki “diğer maddeleri” ibaresi ile kamu görevlilerine ilişkin (8) numaralı bendindeki “30 ila 39 uncu maddeleri” ibaresi iptal edilmekle birlikte, Kanunun geçici 9 uncu maddesinde söz konusu eksiklik düzeltildiğinden, bu konuda 105 ve 106’ncı maddelerde değişiklik yapılmasına gerek duyulmamıştır.
-Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla gelir ve aylıkların Kanunun 55 inci maddesine göre artırılacağına ilişkin geçici 1 inci maddenin beşinci fıkrası da iptal edilmekle birlikte, geçici 4 üncü maddede gerekli değişiklik yapıldığından bu fıkrada herhangi bir değişikliğe gerek görülmemiştir.
-Kanunun yürürlük tarihinden önce ve sonra çalışmaları olan sigortalıların aylıkların hesaplanmasını düzenleyen geçici 2 nci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentleri kamu görevlileri açısından iptal edilmiştir. Kanundaki yeni düzenleme ile Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla iştirakçi olanlar için 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağından ve bu konuda kamu görevlileri için aynı maddeye yeni bir fıkra eklendiğinden söz konusu bentlerle ilgili herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
-Kamu görevlileri için emeklilik ikramiyelerinin Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla bir yıl süresince Kurum, daha sonraki sürelerde ise son çalıştığı kurumlarınca ödenmesine ilişkin hükmün iptali ile ilgili olarak Kanunun yürürlük tarihinden önce iştirakçi olanlar için mülga kanun hükümlerine göre ödeme yapılması yönünde düzenleme yapılmış, Kanunun yürürlük tarihinden sonra kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayacak olanlar için ise emeklilik ikramiyesinin ilgili kurumları ilgilendirdiği gerekçesiyle herhangi bir düzenleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.
- Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi olanlar için bu Kanuna göre belirlenecek prime esas kazanç sonucunda oluşacak matrah farkına ait sigorta priminin iki yıl süre ile kurumlarınca karşılanmasına ilişkin geçici 4 üncü maddenin dokuzuncu fıkrasının iptali ile ilgili olarak Kanunun 80 inci maddesinde gerekli düzenleme yapıldığından, söz konusu fıkra kaldırılmıştır.
-Kanunun geçici 9 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile kamu görevlileri için 8/9/1999 ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında ilk defa sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma şartları korunmadığından iptale konu olan fıkralar yeniden düzenlenmiş ve eksikliler giderilmiştir.


MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Madde ile 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
- (7) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Kamu görevlilerine vazifeden kaynaklanan malullükleri halinde uzun vadeli sigorta kollarından vazife malullüğü aylığı bağlanacak olup, kısa vadeli sigorta kolları uygulaması kamu görevlileri açısından kaldırıldığından, bu aylığı almakta iken ölen kamu görevlisinin aylık bağlanan eşi, çocuğu ve anne-babası da “hak sahibi” kavramına dahil edilmesi,
- (10) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Bentte yer alan “sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan” ibaresi, “sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan” şeklinde değiştirilerek, kavram kargaşasının giderilmesi,
- (14) ve (15) numaralı bentlerde yapılan düzenleme ile; personel ücretlerini her ayın 1’inde ödeyen kamu idarelerinin “ay” ve” yıl” kavramları kapsamına dahil edilmesi,
- (17) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin vazifeden kaynaklanan malullükleri halinde uzun vadeli sigorta kollarından bağlanan vazife malullüğü aylığının “aylık” kavramı kapsamına dahil edilmesi,
- (20) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; sağlık kurullarının görevleri içerisinde erken yaşlanma hali ile vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, malullük derecelerini de kapsayacak şekilde değişiklik yapılması,
- (21) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş olan şirketlerin kamu idareleri kapsamından çıkarılması,
- (29) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi dikkate alınarak güncelleme katsayısı yeniden tanımlanmış ve refah payının da aylık hesaplamasına yansıtılması,
amaçlanmıştır.
(30) numaralı bentte vazife malullüğünün, (31) numaralı bentte ise uluslararası sözleşmelerin tanımı yapılmıştır.
Ayrıca, maddeye eklenen fıkra ile güncelleme katsayısı tanımında yer alan TÜFE ve gelişme hızı değerlerinin “eksi” olması durumunda, nasıl hesaplama yapılacağı hususu düzenlemiştir.

MADDE 2- Madde ile 5510 sayılı Kanunun;
A) 4 üncü maddesinin;
-İkinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları, müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında istihdam edilenler ile düşünürler ve yazarların çalışmaları hizmet akdine dayanmadığından, “hizmet akdi” ibaresi metinden çıkarılmıştır.
- Üçüncü fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; “Cumhurbaşkanı”nın özel statüde olması nedeniyle sigortalı olarak sayılmamıştır.
-Maddeye eklenen fıkralarla; harp okulları, polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda TSK ile Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyanlardan, bu eğitimleri tamamlamamaları nedeniyle teğmen ve komiser yardımcılığına geçirilmeyenlerin eğitim sürelerinin sigortalılık süresinden sayılmaması yönünde mevcut uygulamaya paralel hüküm getirilmiştir. Ayrıca kamu görevlileri hakkında, bu Kanunun kısa vadeli sigorta kollarına ait hükümlerin uygulanmayacağı belirlenmiştir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olarak göreve başlayanların bu Kanuna göre sigortalı sayılmaları öngörülmektedir.

B) 5 inci maddesinin;
- (b) bendinde yapılan düzenleme ile; aday çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler ile öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrencilerin çalışmaları hizmet akdine dayanmadığından, “hizmet akdiyle çalışmamakla birlikte” ibaresi madde metninde çıkarılmıştır.
- (c) bendinde yapılan düzenleme ile; harp malûlleri, terörle mücadele, asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan, bu Kanuna göre sadece hizmet akdiyle ve kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmaları halinde aylıklarının kesilmeden çalışmalarına imkan tanınmış ve mevcut uygulamaya göre prim oranlarında da indirime gidilmiştir.
- (f) bendinde yapılan düzenleme ile; 4857 sayılı İş Kanununun 65 inci maddesine göre zorlayıcı nedenlerle işyerlerinde geçici olarak işin durması veya kısa çalışma hallerinde, işçilere çalıştırılmadıkları sürede; 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında çalışırken işsiz kalması nedeniyle işsizlik ödeneği almaya hak kazananların uzun vadeli sigorta kollarına ait primleri işsizlik sigortası fonundan karşılanmak suretiyle bu süreler hizmetlerine eklenmesi sağlanmıştır.
-(g) bendinin eklenmesi ile; sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası uygulanarak, istek halinde uzun vade sigorta kolları açısından isteğe bağlı sigortaya tabi tutulmaları ile gerek söz konusu işçilerin sosyal güvenliğinin sağlanması gerekse Türk işverenlerin rekabet gücünün desteklenmesi amaçlanmıştır.
C) 6 ncı maddesinin (j) bendi, bir gün içerisinde yevmiyeli olarak çalışanların da sigorta kapsamına alınması sağlanmış ve bu bentten sonra gelen bentler teselsül ettirilmiştir.
D) 7 nci maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca bir yıl içinde bildirilmesi halinde tescil edildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirim tarihinden itibaren tescillerinin yapılarak geçmişe yönelik sigortalılık durumu ve borçlarla karşılaşmalarının engellenmesi ve ilgili meslek kuruluşundan bildirim yapılması zorunlu olduğundan usulsüz ve geriye yönelik kayıtların önlenmesi amaçlanmıştır.
-Birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; sigortalılık başlangıcı açısından öğrenime başlamanın Kanun kapsamındaki harp okulu, polis akademisi olduğu açıkça belirtilmiştir.
E) 8 inci maddesinin;
- Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların ilgili meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren bir yıl sonra Kuruma bildirimleri halinde Kuruma tescil başlangıçlarının bildirim tarihinden itibaren yapılmasına yönelik düzenleme sonucunda, bu durumda olan meslek kuruluşlarına idari para cezası uygulanması için değişiklik yapılmıştır.
-Dördüncü fıkrasının kaldırılması ile; tarımda kendi adına ve bağımsız çalışan sigortalıların asıl olarak ilgili meslek kuruluşlarınca Kuruma bildirilmesi nedeniyle ikili bildirimin yaratacağı sıkıntılar dikkate alınarak bu durumdaki sigortalıların kendilerini bildirmeleri yükümlülüğü kaldırılmıştır.
- Beşinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu idarelerinin kamu görevlilerinin bildirimine açıklık getirilmiş ve kamu idareleri içerisinde naklen tayin ve görevlendirmelerde bildirim yükümlüğü kaldırılmıştır.
-Altıncı fıkrasında yapılan düzenleme ile; Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ve kısa çalışma ödeneği ödenen kişilerin Kuruma bildirilmesinde şekil şartı aranmaksızın bildirim yapılması amaçlanmış ve Kanun gereği kamu kurumlarına sigortalı bildirimlerinden dolayı idari para cezası uygulanmaması esas alınarak söz konusu bildirim idari para cezası dışında tutulmuştur.
-Sekizinci fıkrasında yapılan düzenleme; bu maddenin altıncı fıkrasında Türkiye İş Kurumu için idari para cezası yükümlülüğü kaldırıldığından idari para cezalarının düzenlendiği 102 inci maddeye yapılan atıflarda değişikliğe gidilmiştir.
F) 9 uncu maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; ortaklar kurulu kararı ile şirketin tasfiyesinin başlamasına karar verilenler, münfesih duruma düşenler veya resen tasfiye haline giren şirket ortaklarının sigortalılığının tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona ereceği öngörülmüştür.
- Birinci fıkrasının (b) bendinin (8) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; farklı yorumlanmaların önüne geçilmesini teminen bentte teknik düzenleme yapılmıştır.
-Birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; yaş haddi ve sıhhi izin sürelerin dolumu halinde hangi tarihlerde sigortalılığın sona ereceği belirlenmiştir.
- Birinci fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin sigortalılıklarının sona ermesi, tam prim alınması esasına göre düzenlenmiştir.

MADDE 3- 5510 sayılı Kanunun;
A)13 üncü maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlileri iş kazası ve meslek hastalığı kapsamından çıkarılmış ve kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar işyeri sınırları açıkça belirlenememesi nedeniyle değişiklik yapılmıştır.
- Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan kadın sigortalılar için iş mevzuatında emzirmenin işyeri içinde ve dışında şeklinde herhangi bir ayrıma yer verilmediğinden, bunlar için işyerinde emzirme esnasında meydana gelen iş kazası kapsam dışında tutulmuştur.
B) 15 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Kanunun uygulanması bakımından hastalık ve analık sigortaları kamu görevlileri açısından kapsam dışında bırakılmıştır.
- İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; emzirme ödeneğinin gelir ve aylık alanlara de verilmesi sağlanmıştır.
C) 16 ncı maddesinin,
-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme ile; gelir almakta iken evlenen erkek çocuklar için evlenmeleri nedeniyle gelirleri kesilmediğinden, erkeklerin kapsam dışında tutulması açıkça vurgulanmıştır.
-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; daha önce asgari ücretin üçte biri olarak 6 ay süreyle ödenmesi öngörülen emzirme ödeneğinin maliyeti dikkate alınarak, bu miktar, bir defaya mahsus ödenmesi şeklinde değiştirilmiştir.
-Üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; emzirme ödeneğinden yararlanılabilmesi için 120 günlük staj süresi getirilmiştir.
D) 18 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerinde yapılan düzenleme ile; hastalık ve analık hallerinde işyerinin kapalı kalmaması ve dolayısıyla gelir kayıplarının olmaması gerekçesiyle kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlara verilen geçici iş göremezlik ödeneği kaldırılmıştır.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için sadece iş kazası veya meslek hastalığı halinde geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi ve bunun için de genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartına bağlanmıştır.
-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; geçici iş göremezlik ödeneklerinde yatarak ve ayaktan ayrımı yapılarak Kuruma getirdiği maliyet dikkate alınarak, oranlar yeniden belirlenmek suretiyle mevcut uygulama ile paralellik sağlanmıştır. Ayrıca, pratikte uygulama imkanı olmaması nedeniyle net kazanca göre günlük kazancın tespitine ilişkin hüküm kaldırılmıştır.
E) 19 uncu maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; mevcut uygulamada sağlık kuruluşlarının sağlık kurulları tarafından düzenlenen raporlarda iş göremezlik derecesi konusunda herhangi bir tespit yapılmadığından ve birden fazla iş kazasına uğrayan ve bu kazalarda iş göremezlik derecesi %10’un altında kalan sigortalılar hakkında dosya açılmayacağından ve de daha sonra dosyaların birleştirme işlemlerinin yapılmasında zorluklar yaşanacağından, sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenen raporlarda iş göremezlik derecesinin % 10 olma şartı kaldırılmıştır.
Beşinci fıkrası, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, kamu görevlileri açısından kısa vadeli sigorta kollarına yer verilmemesi hususu dikkate alınarak madde metninden çıkarılmış ve yerine herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Altıncı fıkrasında; muhtaç olanlar dışında uygulamada ilk kez hesaplanan sürekli iş göremezlik gelirine bir üst sınır uygulaması getirilmesi sigortalılar arasında eşitliği bozacağı gibi üst sınırın belirlenmesinde gelir hesaplanmasında esas alınan kazanç her bir sigortalı için kesilen vergi ve sigorta primlerinin düşülmesi uygulaması işlemlerin süresinin uzamasına yol açacaktır. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığının tespit tarihi ile gelirin bağlanacağı tarih arasında zaman farkı sigortalının aleyhine olacaktır. Düzenleme ile bu olumsuzlukların önlenmesi amaçlanmıştır.

MADDE 4- 5510 sayılı Kanunun;
A) 25 inci maddesinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerine mahsus olmak üzere maluliyetin tespitine ilişkin çalışma gücü kaybı ve oranı dışında “vazifelerini yapamayacak derecede malul sayılma” hususuna yer verilmiş, kamu görevlileri için iş kazası ve meslek hastalığı gelirinin kaldırılması dikkate alınmış ve hastalık iznine ilişkin hususların tespiti için gerekli değişiklikler yapılmıştır.
B) 26 ncı maddesinin;
-Birinci fıkranın (b) bendinde yapılan düzenleme ile; tespitinin zorluğu ve uygulamada yaşanacak aksaklıklar dikkate alınarak, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olanlar için prim ödeme gün sayısı 1800 gün olarak belirlenmiştir.
-Birinci fıkranın (c) bendinden sonra gelen paragrafta yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların malullük aylığı bağlanmasında prim borçlarının olmaması sadece prime bağlı borçlarla sınırlandırılmıştır.
C) 27 nci maddesinde yapılan düzenleme ile, sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle malûllük aylığı kesilenlerden çalışması sona erip, malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanların yeni aylıklarının hesabı ile sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip, yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanların yeni aylıklarının hesabında paralellik sağlanmıştır.

MADDE 5- 5510 sayılı Kanunun;
A) 28 inci maddesinin;
- Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin emekliliklerinde uygulanan yaş haddinin 65 olması nedeniyle 5400 gün prim ödedikten sonra kısmi emeklilik aylığından yararlanmak isteyenlerin tabi olacağı emeklilik yaşı 65 ile sınırlandırılmıştır.
-Yedinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; erken yaşlanmada Kanunun 28 inci maddesinde belirtilen yaş hadleri ile paralellik sağlanması amacıyla yaş şartı 55’e çıkarılmıştır.
-Sekizinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin emekliliklerinde ilişiklerinin kesilmesine ilişkin esaslar yeniden düzenlenmiştir.
-Dokuzuncu fıkrasında yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların yaşlılık aylığı bağlanmasında prim borçlarının olmaması sadece prime bağlı borçlarla sınırlandırılmıştır.
B) 29 uncu maddesinin;
- Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesi iptal kararı dikkate alınarak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olarak göreve başlayanların emekli aylıklarının bu madde hükümlerine göre hesaplanması öngörülmektedir.
- Ülkemiz OECD ülkeleri arasında en yüksek aylık bağlama oranı olan ülkelerden biridir. Bu durumun sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengelerini olumsuz yönde etkilemesi dikkate alınarak aylıkların hesabına esas oranın tespitine ilişkin maddenin üçüncü fıkrası yeniden düzenlenmiştir.
C) 30 uncu maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlileri için yaşlılık aylığı bağlanmasında emekliliğe sevk işlemlerinin esasları yeniden belirlenmiştir.
-Üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının yeniden düzenlenmesi ile; hizmet akdiyle çalışanlar için emeklilik yaşının 65’e çıkarılması ve bu yaştan sonra yeniden çalışmanın mümkün olamayacağı, kamu görevlileri için ise 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi hükümleri dikkate alınarak, Kanuna göre ilk defa sigortalı olanlardan kamu görevlileri ve hizmet akdine dayalı çalışanların yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlamaları halinde aylıklarının kesileceği hüküm altına alınmıştır. Yaşlılık aylığı almakta iken kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmaya başlayanlar veya devam edenler için daha önce öngörülen sosyal güvenlik destek primi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden, aylıklarının % 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi sistemi getirilerek karara uygun bir düzenleme yapılmıştır.
D) 31 inci maddenin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olarak göreve başlayanlara yapılacak olan yaşlılık toptan ödemesinin bu madde hükümlerine göre hesaplanması öngörülmektedir.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerine kesenek iadesi yapılmak suretiyle veya zamanaşımına uğraması nedeniyle tasfiye edilen hizmetlerin de ihya edilmesine imkan sağlanmıştır.

MADDE 6- 5510 sayılı Kanunun;
A) 32 nci maddesinin;
-Birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; ölüm aylığı almakta iken evlenen erkek çocukların aylıkları kesilmediğinden ve bunların 37 inci maddede belirtilen evlenme yardımından yararlandırılmasına imkan bulunmadığından, aylık almakta iken evlenen kız çocukları kapsayacak şekilde düzenleme yapılmıştır.
-İkinci fıkrasının (a) bendinde yapılan düzenleme ile; Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölenler için Kurumun finansman yapısı da dikkate alınarak, mevcut sosyal güvenlik kanunları arasında norm ve standart birliği sağlanması amaçlanmıştır.
-İkinci fıkrasının (b) ve (c) beninde yapılan düzenleme ile; vazife malullüğü aylığı almakta iken veya vazife malullüğü aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine de ölüm aylığı bağlanması öngörülmektedir.
-Son cümlesinde yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların ölüm aylığı bağlanmasında prim borçlarının olmaması sadece prime bağlı borçlarla sınırlandırılmıştır.
B) 34 üncü maddesinin;
-Birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yapılan düzenleme ile; Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen bazı kısmi sigortalılık hallerinin eş ve çocukların hak sahipliğinin engellememesine ilişkin değişiklik ile zorunlu sigorta dışında, isteğe bağlı sigortaya devam ettikten sonra aylık bağlananların da ölen eş ve ana-babalarından dolayı hak sahibi olamayacakları öngörülmüştür.
-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenlemeler ile; ana ve babalara çocuklarından gelir ve aylık bağlanması şartları değiştirilmiştir.
C) 36 ncı maddesinin;
- Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa aynı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutarın, 34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilmesi öngörülmektedir.
D) 37 nci maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; ölüm aylığı/geliri almakta iken evlenen hak sahiplerine evlenme ödeneği verilmesi, evlenme nedeniyle aylığın/gelirin kesilmesi şartına bağlanmış olup, erkek çocukların evlenme nedeniyle aylıklarının/gelirlerinin kesilmesi öngörülmediğinden, fıkraya ibare eklenmiştir. Ayrıca, evlenme yardımı aldıktan sonra dul kalma veya malullük hallerinde bir yıllık süre içinde hak sahibi durumu ortadan kaldırılmıştır.
-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; vazife malullüğü aylığı almakta iken ölenlerin hak sahiplerine de cenaze ödeneği verilmesi sağlanmış, ayrıca cenaze ödeneğinin tutarı asgari ücret olarak belirlenmiştir.
-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; teknik açıdan redaksiyona gidilmiştir.
-Son fıkra ile; ilgili personel kanunlarına göre ölüm yardımı ödenenlere ayrıca bu tür ödenek verilmesi engellenmiştir.
E) 38 inci maddenin üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; sigortalılık süresi, uzun vadeli sigorta kollarından bağlanan aylıklara ait bir kavram olup, kısa vadeli sigorta kollarından bağlanacak gelirler için bir anlam ifade taşımadığından, “ve gelir” ibaresi fıkradan çıkarılmıştır. Ayrıca, kamu görevlileri için sigortalılık süresinin sonu tahsis talep tarihi yerine emekliye sevk onayının alınarak görevi ile ilişiğinin kesildiği ayın son günü olarak belirlenmiştir.

MADDE 7- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışanlarda fiili hizmet zammı uygulaması, sigortalının prim ödeme yükümlüsü kendisi olduğundan uygulama imkanı olmadığından kapsam dışında tutulmuştur. Ayrıca, çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilebilmesi, sigortalının kapsamdaki işyerleri ve/veya işlerde fiilen söz konusu işlerin risklerine maruz kalması şartına bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin fiili hizmet zammı süresi kapsamını düzenleyen tablodaki bentlerin iptal gerekçesi ve üretim teknolojisinde meydana gelen yenilikler dikkate alınarak sadece hizmet akdi ve kamu görevlisi olarak çalışan sigortalılar için geçerli olmak üzere fiili hizmet zammı süresi kapsamındaki ağır, yıpratıcı, zehirleyici ve öldürücü işler yeniden düzenlenmiştir. Fiilî hizmet süresi zammının subay, yedek subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlarla polis, komiser yardımcısı, komiser, baş komiser, emniyet amiri, emniyet müdürleri ile bu ve daha yukarı maaş ve derecelerdeki emniyet mensupları, Milli İstihbarat Teşkilatı mensupları için sekiz, fiilî hizmet süresi zammı kapsamındaki diğer sigortalılar için beş yılı geçmemek üzere prim ödeme gün sayısına eklenmesi öngörülmüştür. Fiili hizmet süresi zammının sigortalının prim ödeme gün sayısına eklenmesi ve emeklilik yaş hadlerinden indirilmesi, fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki işlerde yeraltı işlerinde çalışanlar için en az 1800 gün, diğerleri için en az 3600 gün çalışma şartına bağlanmıştır.

MADDE 8- 5510 sayılı Kanunun;
A) 46 ncı maddesinin;
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay veya astsubaylığa naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, ilgisine göre talep tarihindeki en az aylık alan teğmenin, astsubay çavuşun veya polis memuru veya komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden, sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle borcun tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödemeleri sağlanmıştır.
-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda kamu görevlileri için prime esas kazançların tespitinde üst sınır aranmayacağına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmış, ayrıca, yurtdışına sürekli veya geçici görevle gönderilenlerin prime kazançlarının tespit usulü değiştirilmiştir.
-Beşinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve kamu görevlileri için kısa vadeli sigorta kolları uygulamasının kaldırılması hususları dikkate alınarak, fıkra, madde metninden çıkarılmıştır.
B) 47 inci maddede yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kamu görevlileri için iş kazası ve meslek hastalığı gelirine ilişkin hükümlerin kaldırılması hususları dikkate alınarak, memur ve diğer kamu görevlilerinin vazife ve harp malullüğü ile ilgili hükümlerinin mevcut uygulama doğrultusunda değişikliğe gidilmiştir.
C) 48 inci maddede yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin emekliye sevk onaylarının alacak yetkili makamın yeniden belirlemesi şeklinde değişikliğe gidilmiştir.

MADDE 9- 5510 sayılı Kanunun;
A) 51 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; uygulamada çıkabilecek sıkıntıların giderilmesi amacıyla İsteğe bağlı sigortaya başlangıç tarihi, talep tarihini takip eden ay başı olarak değiştirilmiştir.
-İkinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; günlük olağan çalışma süresinin altında çalışılması nedeniyle ay içinde prime gün sayısının eksik kalan günlerinin isteğe bağlı sigortaya prim ödenmesi suretiyle tam ay üzerinden prim ödenmesi imkanı sağlanmıştır.



B) 52 nci maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sigortalılar için ay içinde diledikleri gün sayısı kadar isteğe bağlı prim ödemeleri yerine 30 gün üzerinden prim ödenmesi öngörülmüştür.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; yabancı ülke vatandaşlarının bir yıl geçmedikçe genel sağlık sigortasından yararlanmamaları amacıyla düzenleme yapılarak, zorunlu veya isteğe bağlı sigortalı olmadan genel sağlık sigortası kapsamına girenlerin aylık iki katı prim ödemeleri yerine bu durumda olanların isteğe bağlı sigortalı olmaları halinde yarısı kadar prim ödeyerek genel sağlık sigortasından yararlanma imkanlarının engellenmesi sağlanmıştır.
C) 53 üncü maddesinin;
-Birinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkralar ile; sigortalılık hallerinin birden fazla olması durumunda sigortalılık durumunun kesintiye uğraması hali ile kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların hizmet akdine dayalı çalışma bildirimlerinde bulunmayacaklarına açıklık getirilmiştir. Ayrıca isteğe bağlı sigortalılığın zorunlu sigortalılığın başlaması halinde sona ereceği konusunda açık hüküm getirilmiştir.
-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; birden fazla sigortalılık hali durumunda yaşlılık aylığı haricindeki maluliyet ve ölüm aylığı ile yaş haddinden emekli olma ve kanunla sigortalılık halinin değişmesi veya vazifeler atanma durumunda son bulunulan halden aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
D) 54 üncü maddesinin;
-Birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; aylıkların birleşmesi halleri sayılırken vazife malullüğü aylığı da eklenmiştir.
-Birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; teknik açıdan redaksiyona gidilmiştir.
-Birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinden sonra eklenen bent ile; hem vazife malullüğü aylığı ile malullük aylığının, hem de vazife malullüğü aylığı ile yaşlılık aylığının birleşmesi hallerinde ne şekilde aylık bağlanacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
-Birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; teknik açıdan redaksiyona gidilmiştir.
-Birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; vazife malullüğü aylığının gelirlerle birleşmesi hali düzenlenmiştir.
E) 55 inci maddesinde yapılan düzenleme ile; bu Kanuna göre sigortalı ve hak sahiplerine bağlanacak aylıklarda alt sınır uygulaması getirilmiştir. Ayrıca, bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenmesi öngörülmektedir.

MADDE 10- 5510 sayılı Kanunun;
A) 60 ıncı maddesinin;
- Birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalılar da genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır.
-Birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; 3816 sayılı Kanun kapsamındakiler kapsamdan çıkarılmış, her türlü gelirin aylık tutarı net asgari ücretin üçte birinden az olan kişiler genel sağlık sigorta kapsamına alınmıştır.
-Birinci fıkrasının (c) bendinin (9) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; geçici köy koruyucularının genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır.
-Birinci fıkrasının (c) bendinin (9) numaralı alt bendinden sonra eklenen bent ile; dünya, olimpiyat ve Avrupa şampiyonluğu kazanmış kişiler ile bunların aileleri genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır.
-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme ile; yabancı ülke vatandaşlarının genel sağlık sigortası kapsamına alınması için o ülkenin de Türk vatandaşlarına aynı hakkı sağlaması şartı getirilmiştir.
-Birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan düzenleme ile; İş Kanunu gereğince kısa çalışma ödeneği alanlar ile ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki kişilerden işsiz kalanlar da genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır.
-Birinci fıkrasının (g) bendinde yapılan düzenleme ile; “kişiler” ibaresiyle yabancı ülke vatandaşlarının bu madde kapsamında genel sağlık sigortası kapsamına alınabileceği değerlendirilerek “kişiler” ibaresi “vatandaşlar” olarak değiştirilmiştir.
-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; genel sağlık sigortası olmayanlar için Kanunun diğer maddeleri dikkate alınarak değişikliğe gidilmiştir.
B) 61 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b) alt bendinde yapılan düzenleme ile; primsiz ödemelere tabi olanların bazılarının genel sağlık sigortasına hangi tarih itibarıyla kapsama alınacağı belirlenmiş ve bunların genel sağlık sigortası giriş bildirgesi yerine, bildirim yapılması yeterli görülmüştür.
-Birinci fıkrasının (d) alt bendinde yapılan düzenleme ile; işsizlik ve kısa çalışma ödeneği alanlar için genel sağlık sigortası giriş bildirgesi yerine, bildirim yapılması yeterli görülmüştür.
-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; yeşil kart uygulamasının kaldırılmasına paralel olarak değişikliğe gidilmiştir.

MADDE 11- 5510 sayılı Kanunun;
A) 63 üncü maddesinin;
-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme; bu bentte sayılan tüm tedavilerin %50’ sinin karşılanacağı gibi yanlış yorumlamaları önlemek için değişiklik yapılmıştır.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Kurumun ödeme usul ve esaslarını da belirlemesinin Kanunda yer alması sağlanmış, “bilimsel” ifadesi çıkarılarak her türlü komisyon kurabilmesi imkanı sağlanmıştır.
B) 64 üncü maddesinin;
-Başlığı; Kurumca sağlık hizmetinin finansmanı sağlandığından, buna uygun olarak değiştirilmiştir.
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; başlıkta yapılan değişikliklere uygun olarak değişiklik yapılmıştır.
-Birinci fıkrasının (b) alt bendinden sonra gelmek üzere eklenen bent ile; yabancı ülke vatandaşlarının genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlüsü sayılmalarından önceki kronik hastalıklarının genel sağlık sigortası kapsamında karşılanmaması sağlanmıştır. Aynı zamanda, bu yolla Kurumun kronik hastalıkların finansmanını sağlamasının yolu kapatılmıştır.
C) 67 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenlemeler ile; metinde sadece “prim borcu” ibaresinin yanlış yorumlara neden olmaması için “prime ilişkin borçlar” ibaresi metne eklenmiş, ayrıca Bağ-Kur sigortalılarının 30 günden fazla prim borcunun olmaması halinde sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanmıştır. Eklenen (c) bendi doğrultusunda düzenlemeler yapılmıştır.
Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamındakilerin kendilerinin genel sağlık sigortalısı olması halinde 30 günlük süre aranmaması için düzenleme yapılmıştır.
MADDE 12- 5510 sayılı Kanunun;
A) 68 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasının (c) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (d) bendi ile; yatarak tedavilerde de katılım payı alınması ile sağlık harcamalarının kontrolüne kişilerin de katılması amaçlanmıştır.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da dikkate alınarak, katılım payı alınması veya alınmaması ve miktarlarının belirlenmesi konusunda Kuruma yetki verilmesine ilişkin değişikliğe gidilmiştir.
-İkinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen üçüncü fıkra ile; yatarak tedavilerde alınacak katılım payının miktarı ve esasları belirlenmiştir.
-Üçüncü fıkrası; ikinci fıkranın yeniden düzenlenmesine paralel olarak madde metninden çıkarılmıştır.
-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; yatarak tedavilerde alınacak katılım payının tavanı belirlenmiştir.
-Sekizinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sözleşmelerde gerekli müeyyideler öngörüldüğünden, idari para cezası uygulaması kaldırılmıştır.
B) 72 nci maddesinin;
-Birinci fıkrasında, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilmesi imkanı getirilmiştir. Kanunun 70 inci maddesinde sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları olarak basamaklandırılmıştır. Aynı basamaktaki sağlık hizmeti sunucuları arasında tıp eğitimine ve bilime sağladıkları katkı, kanıta dayalı tıp uygulamaları, devletin doğrudan sağlamış olduğu sübvansiyonlar gibi ölçütler nedeniyle maliyete yansıyan farkların olabileceği dikkate alınarak Komisyonun sağlık hizmeti sunucularını sınıflandırmasına imkan tanınmıştır.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Komisyonda Maliye Bakanlığının temsilcisinin olması nedeniyle tekrar Maliye Bakanlığının görüşünün alınmasının mükerrerlik yaratması nedeniyle madde metinden çıkarılmıştır. Ayrıca Komisyona Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcisi de eklenmiş ve Kurumu, Kurum Başkanı ile Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürünün temsil edebilmesi için Kurumun üye sayısı 2 olarak belirlenmiştir
-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile, madde metninde Komisyon çalışmalarına katılacak veya görüş alınacak olanların tek tek sayılması yerine gruplama yapılarak genel ibarelere yer verilmiştir.

MADDE 13- 5510 sayılı Kanunun;
A) 73 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; Kurumun, sağlık hizmeti sunucularından sözleşme yapmak suretiyle sağlık hizmeti satın alınabileceği ve sağlık hizmeti sunucularının hangilerinin hangi sağlık hizmetleri için ilave ücret alabileceği ve alabilecekleri ilave ücretin tavanı düzenlenmiştir.
Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının, kamu idaresi sağlık sunucularına göre personel, bina gibi bazı maliyetleri de kendi sağlık hizmeti gelirlerinden karşıladıkları, bu maliyetleri nedeniyle kamu idaresi sağlık hizmet sunucularına karşı maliyet dezavantajı ile karşı karşıya bulundukları dikkate alınarak, bulundukları sınıf için komisyonca belirlenen sağlık hizmetleri bedelinin % 20’sine kadar genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden ilave ücret alabilmesi,
Sözleşmeli kamu idaresi sağlık hizmeti sunucularının ise otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında, sağladıkları sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden ilave ücret talep edememesi öngörülmüştür.
Hastanın kendi tercihleri nedeniyle maliyetleri artıran durumlarda dahi alınabilecek ilave ücretler için tavan belirlenmiştir. Kurumun ihtiyacı olduğu yer ve alanlarda sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapması esas olduğundan ve Kurumun gerektiğinde ihtiyacı olmayan branşta hizmet almayacağından, bu husus metinden çıkarılmıştır. Diğer taraftan, sağlık hizmeti sunucularının Kurumun belirlediği tavanlar dahilinde belirledikleri sağlık hizmeti fiyatları Kuruma bildirmesi ile hangi şartlarda değiştirebileceği konusunda düzenleme yapılmıştır.
B) 76 ncı maddesinin; üçüncü ve altıncı fıkralarında yapılan düzenlemeler ile; hekim veya sağlık kurulu raporu ile hizmet akdine tabi olarak çalışmayacak kişileri çalıştıran işverenlerin sorumluluğu daha açık bir şekilde yeniden belirlenmiş ve bu konunun ayrı olarak düzenlendiği beşinci fıkra madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 14- 5510 sayılı Kanunun;
A) 80 inci maddesinde yapılan düzenleme ile; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren sigortalıların prime tabi olan ve olmayan kazançları sayılmış, aynı kapsamdaki sigortalıların çağrı üzerine çalışmada sigortalıların prim ödeme gün sayısının nasıl hesaplanacağı düzenlenmiş, ayrıca Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl hesap edileceği düzenlenmiştir. Öte yandan bu Kanuna göre ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanların prime esas kazanç unsurlarının neler olduğu ve nasıl hesap edileceği düzenlenmiştir.
B) 81 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; fiili hizmet zammı kapsamındaki işlerde çalışan sigortalıların malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranları her tam yıl için yararlanacakları fiili hizmet zammı süresi dikkate alınarak hizmet akdi ve kamu görevlisi sigortalıları için farklılık getirilmiş ve bu yolla işverenlerin prim yükünün hafifletilmesi sağlanmıştır.
-Birinci fıkranın (e) bendi Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve hizmet akdiyle çalışanlar için Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa işe gireceklerin sosyal güvenlik destek primine tabi olmayacakları hususları dikkate alınarak, madde metninden çıkarılmış ve sonraki bent numaraları yeniden teselsül ettirilmiştir.
-Birinci fıkranın (g) bendinde yapılan düzenlemeler ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranları Kanunun 30 uncu maddesinde düzenlendiğinden buna paralel olarak değişikliğe gidilmiştir.
-Birinci fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (h) bendi ile; memur ve diğer kamu görevlilerinin çalışmakta oldukları kamu idarelerinden, hem 5434 sayılı Kanun kapsamındaki hem de Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için ek karşılık primi alınması sağlanmıştır.
-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Devlet katkısının ne şekilde olacağı hususu daha açık bir şekilde madde metnine işlenmiştir.

MADDE 15- 5510 sayılı Kanunun;
A) 86 ncı maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; aylık prim ve hizmet belgesinin muhtasar beyannamedeki bilgileri de içerecek şekilde ve tek belge olarak alınması amaçlandığından, bu belgenin verilmesi gereken sürenin Kurumca belirlenmesi hükme bağlanmıştır.
-Yedinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sigortasız işçi istihdamının önlenmesi için Kuruma bildirimde bulunan idareler arasına bankalar da eklenmiştir.
-Yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen sekizinci fıkra ile; denetim elemanlarınca yapılan durum tespiti sırasında işyerlerinde çalıştığı saptanan kimselerin sigortasız olarak geçen hizmetlerinden geriye yönelik bir yıllık sürenin hizmetlerinden sayılması imkanı getirilmiştir.
B) 87 nci maddesinde yapılan düzenleme ile; hizmet akdiyle çalışanlar ile kamu görevlileri için sosyal güvenlik destek priminin kalıcı uygulama olmaktan çıkarılması nedeniyle bentte değişikliğe gidilmiştir.

MADDE 16- 5510 sayılı Kanunun;
A) 88 inci maddesinin;
-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; primlerin ödenmesi gereken sürenin Kurumca belirlenmesi hükme bağlanmıştır.
-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; isteğe bağlı sigortalı olanların aynı ay içinde zorunlu sigorta kapsamında primi ödeme gün sayısı bulunması halinde ayın kalan günleri için genel sağlık sigortası primi dahil isteğe bağlı sigorta primi ödenmesi hükmü getirilerek, genel sağlık sigortası yönüyle mükerrer prim alınmaması sağlanmıştır.
-Üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; primsiz ödemeler kapsamında genel sağlık sigortasına dahil olacaklar için primlerin nasıl tahsil edileceği hususu belirlenmiştir.
-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin aylıklardan tahsili konusuna Kanunun 30 uncu maddesinde yer verildiğinden söz konusu hükme ilişkin ibare metinden çıkarılmıştır.
-Dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlardan alınacak zorunlu sigorta primi ile genel sağlık sigortası priminin ayrı ayrı alınmasına imkan tanınmıştır.
-Beşinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sürekli uygulamanın sıkıntı doğuracağından, getirilen hüküm geçici maddeye alınmış ve metinden çıkarılmıştır.
-Dokuzuncu fıkrasında yapılan düzenleme ile; ürün bedellerinden tarımsal faaliyette bulunanlardan prim borcuna karşılık yapılacak kesinti oranı düşük olduğundan oran artırılmıştır.
-Kurumun alacaklarının teminatı olarak rehin alabilme hakkı düzenlenmiş, ayrıca Kurumun prim ve diğer alacaklarının amme alacağı niteliğinde imtiyazlı bir alacak olduğu belirtilerek, Kuruma ipotekten önce haciz veya ihtiyati hacze iştirak edebilme imkanı getirilmiştir.
B) 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; işyerlerinin devri, intikali, birleşmesi ve katılması durumunda eski işverenin Kuruma olan borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.
C) 90 ıncı maddesinde yapılan düzenleme ile;
-Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar da eklenmiş,
- İşverenlerin, madde kapsamında yer alan kurum ve kuruluşlar ile bankalar nezdindeki her türlü alacak, teminat ve hakedişleri üzerinde işçi ücretleri hariç olmak üzere yapılacak her türlü devir, temlik, el değiştirme, ihtiyati haciz ve haciz işlemlerinin Kurum alacaklarını karşıladıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade etmesi düzenlenmiş,
- Devletçe sağlanan teşvik ve desteklerden yararlanılabilmesi için işverenlerin Kuruma borçlarının bulunmaması koşulu getirilmiştir.

MADDE 17- 5510 sayılı Kanunun;
A) 92 nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; zorunlu sigortalılık ile genel sağlık sigortalılığın zorunlu, ancak ayrı ayrı olabileceğine dair değişiklik yapılmıştır. Ayrıca, metne sigortalıktan vazgeçilemeyeceği hususu eklenmiştir.
B) 97 nci maddesinde yapılan düzenleme ile; zamanaşımına vazife malullüğü aylığının bağlanması da dahil edilmiş, ayrıca yurtdışında sağlanan sağlık hizmetleri için daha fatura oluşmadan yurtdışındaki sağlık hizmeti sunucusu tarafından istenilen avansın ödenebilmesi sağlanmıştır.
C) 100 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; Kurumun, kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilerden bilgi ve belge isteme yetkisine imkan tanınması sağlanmış, Kuruma verilmesi gereken her türlü belgenin diğer kamu idarelerine ait formlarla birleştirilmesi, internet ve elektronik bilgi işlem ortamında alınması, bu idarelere yapılacak bildirimlerin Kuruma verilmiş sayılması, Kanundaki bildirim ve prim ödeme sürelerinin yeniden belirlenmesi, işveren ve sigortalılar ile ilgili her türlü bilgi ve belgenin bilgi işlem ortamında oluşturulması hususunda Kurum yetkili kılınmakta, ayrıca elektronik ortamda hazırlanacak bilgi ve belgelerin, adli ve idari makamlar nezdinde resmi belge niteliğine sahip olduğu düzenlenmiştir.

MADDE 18- 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi yeniden düzenlenerek idari para cezası verilmesine ilişkin hususlar belirlenmiştir.

MADDE 19- 5510 sayılı Kanunun;
A) 103 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; belirlenen tavanın üzerinde fark ücreti alanlara da yaptırım getirilmiş ve sözleşme yapılmayacak olan sürenin fiilin niteliğine göre değişmesi nedeniyle konunun sözleşmelerle düzenlenmesi esas alınarak Kurumca belirlenecek süreyle sözleşme yapılmaması esası getirilmiştir.
B) 104 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlileri açısından diğer kanun maddelerine yapılan atıflara açıklık getirilmiştir.

MADDE 20- 5510 sayılı Kanunun diğer maddelerinde yapılan değişikliklere paralel olarak 105 inci madde yeniden düzenlenmiştir.

MADDE 21- 5510 sayılı Kanunun diğer maddelerinde yapılan değişikliklere paralel olarak 106 ncı madde yeniden düzenlenmiştir.

MADDE 22- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 1 inci maddesi ile; Kanunun yürürlük tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir, aylık, sosyal yardım zammı ve diğer ödeneklere ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmektedir.
B) Geçici 2 nci maddesi ile; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bağlanacak aylıklarının hesabına ilişkin esaslar düzenlenmiştir.
C) Geçici 3 üncü maddesi ile; bu Kanun uyarınca çıkarılması gereken yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya kadar mevcut tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

MADDE 23- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 4 üncü maddesi ile; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olarak çalışanların bütün hak ve yükümlülükleri düzenlenmiştir.
B) Geçici 5 inci maddesi ile; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı sayılanların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet sürelerine ait toptan ödeme miktarlarının hesabı ile yine bu tarihten önce hizmetleri tasfiye edilen sigortalıların ihya işlemlerine ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmiştir.
C) Geçici 6 ncı maddesi ile; Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe göre prim ödeme gün sayısındaki kademeli geçiş süreci yeniden düzenlenmiş ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçilerinden, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sadece malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi topluluk sigortasına devam edenlerin işverenlerce bu Kanuna göre bildirimlerinin üç ay içerisinde yapılması öngörülmüştür.

MADDE 24-5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 7 inci maddesi ile; hizmet akdiyle ve kamu görevlisi olarak çalışanların Kanunun 40 ıncı maddesinde yer alan fiili hizmet zammı kapsamına geçiş süreci ile ilgili düzenleme yapılmış, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ikiden fazla dosyadan gelir veya aylık alınların Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması durumunda en düşük miktarlı dosyadaki gelirin/aylığın kapsamdan çıkarılmış, ayrıca mülga sosyal güvenlik kanunlar kapsamında zorunlu sigortalı sayılanlar ile isteğe bağlı sigortalı olup sağlık sigortasından yararlananların prim ödeme gün sayıları da genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesi sağlanmıştır.
B) Geçici 8 inci maddesi ile; sigortalılık başlangıcı ile ilgili önceki Kanun hükümlerine paralel düzenleme yapılarak hak kaybı önlenmiş ve uygulamada ortaya çıkacak sorunların önüne geçilmiş, ayrıca, vergi mükellefi ya da vergiden muaf olanların sigortalı sayılacakları ancak tescilleri yapılmayanların hak ve mükellefiyetlerinin 4/10/2000 tarihinden sonra başlatılması ve bundan önceki sürelerinin ise borçlanarak değerlendirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
C) Geçici 9 uncu maddesi ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dikkate alınarak, 1479 ve 5434 sayılı kanunlara göre 8/9/1999 tarihinden 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanların, yaşlılık aylığından yararlanma koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmemesi nedeniyle, bu eksikliklerden dolayı hukuksal boşluğa meydan verilmemesi bakımından madde metni yeniden düzenlenmiştir.
D) Geçici 10 uncu maddesi ile; 506 sayılı Kanuna göre, 2000 yılı başından sonra sigortalı olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce malullük aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunan sigortalılar ile ölen sigortalıların hak sahiplerine bağlanan aylıkların, aynı Kanunun geçici 89 uncu madde hükmünde belirtilen alt sınır aylığından az olamayacağı hükme bağlanmış, ayrıca sosyal güvenlik destek primi geçici 14 üncü maddede düzenlendiğinden madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 25- 5510 sayılı Kanunun;
A) Geçici 11 inci maddesi ile; hizmet akdiyle çalışan sigortalılar için Kanunun 17 inci maddesi gereğince tespit edilecek günlük kazanç hesabına esas üç aylık dönemdeki kazançları Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olanların son takvim ayı itibarıyla gelirlerinin hesaplanmasında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, Kanun yürürlüğe girmeden önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre iştirakçi çalıştıran ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da kamu görevlisi olarak sigortalı sayılan kişileri çalıştırmaya devam eden kamu idarelerine 11 inci madde uyarınca işyeri bildirgesini kurumca belirlenecek sürede vermek zorunluluğu getirilmiş ve işyeri bildirgesinin Kurumca belirlenecek süre içinde verilmemesi durumunda idarî para cezası uygulanması esası getirilmiştir.
B) Geçici 12 inci maddesi ile; bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl süresince 3816 sayılı Kanun kapsamında yeşil kart verilen ve verilecek kişilerin başka bir işleme gerek kalmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılması öngörülmüş; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde genel sağlık sigortalısı iken durumunda değişiklik olan kişilere, durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç bir ay içinde 3816 sayılı Kanun gereği yeşil kart veren kuruma başvurma zorunluluğu getirilmiş; 18 yaşından küçük çocuklarından herhangi birinin sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte genel sağlık sigortası kapsamına girme zorunluluğu getirilmiş; bu Kanuna göre bakmakla yükümlü olunan kapsamında sağlık yardımı alamamakla birlikte, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte devredilen kurumların sağlık yardımlarından yararlanan kız çocuklarının durumlarında değişiklik olana kadar Kanun kapsamında sağlık yardımlarından yararlanmaya devam etmeleri öngörülmüş; 211 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun, bu Kanuna aykırı hükümlerinin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl yerine iki yıl süreyle uygulanması konusunda değişikliğe gidilmiş ve Kanunun 72 nci maddesi gereği tespit edilecek olan fiyatların tespit zaman alabileceği için herhangi bir hukuki boşluk olmaması için Kurumun tespit ettiği fiyatların geçerli olması sağlanmıştır.

MADDE 26- 5510 sayılı Kanunun çeşitli maddelerinde geçen ibarelerde, Kanunun diğer maddelerinde yapılan genel düzenlemeler çerçevesinde değişiklikler yapılmıştır.

MADDE 27- Kanunun diğer maddelerinde yapılan genel düzenlemeler çerçevesinde, 5510 sayılı Kanunun çeşitli maddelerine ilaveler yapılmıştır.

MADDE 28- Kanunun diğer maddelerinde yapılan genel düzenlemeler çerçevesinde yürürlükten kaldırılması gereken hükümler düzenlenmiştir.

MADDE 29- Madde ile; 5510 sayılı Kanuna geçici maddeler ilave edilmektedir.
Geçici 14 üncü madde ile; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet akdiyle çalışanlar için prime esas kazançları üzerinden kısa vadeli sigorta kolları primi ile ayrıca %30 oranındaki prim toplamı kadar, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için aylıkları üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinde belirtilen oranda sosyal güvenlik destek primi alınması öngörülmektedir.
Geçici 15 inci madde ile; 1479 sayılı Kanuna tabi kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bu Kanuna göre prime esas kazanç beyanında bulunmamaları halinde eski basamak değerlerine en yakın tutar üzerinden prim alınması amaçlanmıştır.
Geçici 16 ncı madde ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunanlar için asgari günlük kazanç farklılaştırılarak prime esas kazançlarının buna göre faklı belirlenmesi, ancak kademeli bir geçişle yıllar itibarıyla diğerleri ile eşitlenmesi ve yine buna göre sigortalı sayılmaları için düzenleme yapılmıştır.
Geçici 17 nci madde ile; Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulananların Kurumca yapılacak süre içerinde prim borcunu ödemelerine göre sigortalılıklarının belirlenmesine ilişkin 1479 sayılı Kanunun ek 19 uncu madde hükümlerinin Kurumca yapılacak tebliğ suretiyle bir defaya mahsus yapılması öngörülmüştür.
Geçici 18 inci madde ile; kamu görevlilerinin vazife malullüğüne ilişkin geçiş hükümleri düzenlemiştir.
Geçici 19 uncu madde ile; 1479 ve 2926 sayılı kanunlara tabi sigortalılardan aktif sigortalılık döneminde sağlık sigortası primini 10 yıl süre ile ödememiş olanlardan 10 yıla tamamlayacak şekilde sağlık sigortası priminin tahsil edilmesi öngörülmüştür.

MADDE 30- Yürürlük maddesidir.

MADDE 31- Yürütme maddesidir.

<$I10 Yorum4>