www.emeklilikhaber.com

SSK VE BAĞ-KUR EMEKLİLİK - Yeni Haberler

BÜYÜK HİZMET

Yeni SSK ve Bağ-kur Gelişmelerinden Anında Haberdar Olmak İstiyorsanız E-posta Adresinizi Ekleyin

Abone Olduktan Sonra Üyeliğinizi Onaylamayı Unutmayın

<$BlCuma>

<$Bl
Halen aktif sigortalıyım emekliliğe ne zaman hak kazanırım?-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Sayın Ali Öztürk; 01/01/1962 doğumluyum. sigorta başlangıç 11/12/1983 (60 gün) emekli sandığı 460 gün bağkur 9 yıl 11 ay 7 gün halen aktif sigortalıyım (1170 gün gözüküyor) emekliliğe ne zaman hak kazanırım. ilginize teşekkürler. CEVAP: BU VERİLERLE 01.01.2010 tarihinde emekli olabilirsiniz. ANCAK ASKERLİĞİ 11/12/1983 YANİ İLK İŞE GİRİŞ TARİHİNDEN ÖNCE YAPMIŞSANIZ VE BORÇLANIP ÖDERSENİZ DAHA ERKENDE EMEKLİ OLABİLİRSİNİZ. AYRICA PRİM GÜNÜNÜZ DOLMUŞ ANCAK BAĞKURDAN SSK YA GEÇİŞTE 1260 GÜN ŞARTI İÇİN 1170 GÜNÜ 90 GÜN DAHA ÖDEYİP 126O GÜNE TAMAMLAYIN. SONRA PRİM ÖDEMESENİZDE 0CAK 2010 DA EMEKLİSİNİZ. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

ASKERLİK BORÇLANMASIYLA İLK İŞE GİRİŞ TARİHİM NASIL GERİ GELİR ?-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
hocam mrb ben ssk na kayıtlı bir işçiyim 10/01/1961 doğumluyum ssk dan askerlik borçlanmasını talep ettim ve sonuç 2 hafta içinde elimde olacak. Benim size sorum askerlik borçlanmasını yatırdığınızda yatıracağınız gün kadar sigorta tarihiniz geriye gidiyor peki geriye gitmesi için askerlikten önce sigortanız olması lazımmı yoksa askerlikten sonrada olsa sigortanız geriye dönermi cevabınızı bekliyorum hocam şimdiden teşekkürler CEVAP: EĞER ASKERDEN ÖNCE SSK ÖDEMİŞSENİZ ASKERLİK BORÇLANMASI İLK İŞE GİRİŞ TARİHİNİZİ GERİ GÖTÜRMEZ SADECE PRİM GÜN SAYINIZA EKLENİR. FAKAT ASKERDEN ÖNCE SSK KAYDINIZ YOKSA ASKERLİK BORÇLANMASI İLK İŞE GİRİŞ TARİHİNİZİ ASKERLİK YAPTIĞINIZ SÜRE KADAR GERİ GÖTÜRÜR. BU DURUMDA EMEKLİ OLACAĞINIZ YAŞI VE GÜN SAYISINI AŞAĞI ÇEKER. YANİ DAHA AZ PRİM ÖDEYEREK DAHA ERKEN EMEKLİ OLURSUNUZ. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Babam ne zaman emekli olabilir?-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
ali bey merhabalar benim babamın emekliliği ile ilgili sorum olacak Doğum tarihi:02.02.1962 İşe başlama tarihi:01.01.1981 (sigorta açılışı) Şu ana kadar oluşan pirim gün sayısı: 5450 nezaman emekli olabilir ay yıl ve gün olarak belirte bilirseniz çok memnun olurum şimdiden ilginize ve cevabınıza çokkk teşekkürler CEVAP: Babanız 02.02.2008 tarihinde emekli olabilir. Bunun için prim yeterli. 3 Şubat 2008'de başvurunuzu yapın Mart 2008 itibariyle maaşı bağlanır. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Sosyal Güvenlik Yasası yine ertelendi:"Yasanın yürürlük tarihi 1 Haziran 2008"
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Çalışma Bakanı Çelik: "Yasanın yürürlük tarihi 1 Haziran 2008"13.12.2007 13:05 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın yürürlük tarihinin 1 Haziran 2008 tarihine ertelendiğini bildirdi. Çelik, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve beraberindeki heyeti Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nda kabul etti. Çelik, burada yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında kararın gerekçeleri üzerinde durduklarını, norm ve standart birliğinin sağlanması konusunda bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. Yasanın değişiklik tasarısının TBMM'de olduğunu anımsatan Çelik, Alt Komisyon'un ilk toplantısını bugün gerçekleştireceğini belirtti. Çelik, tasarı üzerinde ittifak sağlanırsa sosyal amaçlı değişikliklerin gündeme gelebileceğini, bu tür önerilere katkı sağlayabileceklerini kaydetti. Çelik, alternatifli yaklaşımlara hazır bir mekanizmalarının bulunduğunu söyledi. ''Sosyal Güvenlik ile ilgili düzenlemeyi sadece bir finans sorunu olarak görmediklerini'' ifade eden Çelik, ''sosyal güvenlik sisteminin 70 milyonun gelişmişlik farklılığını ortadan kaldırması gerektiğini'' belirtti. Çelik, herkesin kayıt altına alınması gerektiğini vurgulayarak, Sosyal Güvenlik Reformunu'nun amacının da bu olduğunu söyledi. Bütçe Kanunu'na bir madde eklenerek Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın yürürlük tarihinin 1 Haziran 2008 tarihine ertelenmesi konusunda önerge verildiğini bildiren Çelik, yasanın ay sonuna kadar çıkabileceğini, ancak bu sürenin 15 Ocak 2008'e kadar da sürebileceğini bildirdi. Bu nedenle yasanın yürürlük tarihi olarak 1 Haziran 2008 tarihinin öngörüldüğünü belirten Çelik, ''Bayram dolayısıyla Meclis çalışmalarında bir sıkıntı olabilir. Düzenlemenin bazı maddelerinin yürürlüğü 3, 6 ayı bulabilir. Düzenlemenin kazaya uğramaması açısından Bütçe Kanunu'na ilaveyi doğru bulduk. Yasa, aralık ayında çıksa bile yürürlük tarihi 1 Haziran 2008 olacak'' dedi. Faruk Çelik, yasanın kademeli olarak yürürlüğe girecek kısımlarının daha sonra netleşeceğini bildirdi. A.A.

Emeklilik süremi yakın tarihe çekebilirmiyim?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Ali bey, Kolay gelsin. Eksik günlerle ilgili net bir bilgi edinemediğim ve mevzuatı da bilmediğim için size soruyorum. 1959 doğumlu bir bayanım. İlk sigortam 1994 yılı 3 ayda başladı. Şu ana kadar 1661 gün yatırılmış pirimim var. 1994 ten bu yana çalıştığım bazı yerler sigorta bildiğrimi yapmadığı yada eksik bildirim yaptığı için yanlış hesaplamadıysam yaklaşık 3.000 gün eksiğim var. Ben bu 3.000 günden kaynaklanan boşlukları toplu ödeme yaparak doldurabilirmiyim. Ve bu şekilde emeklilik süremi yakın tarihe çekebilirmiyim. Cevaplandırırsanız sevinirim. Aynur Y. CEVAP: Hanımefendi SSK'da boş geçen günleri borçlanamazsınız ve toplu olarak ödeyemezsiniz. Ancak dediğiniz gibi işveren günlerinizi bilginiz dışında eksik yatırmışsa bu dönemler için iş mahkemesine dava açarak bu günleri kazanma yoluna gidebilirsiniz. O zaman tabiki ilk işe giriş tarihi değişirse emeklilik şartlarınızda değişir öne gelir. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Basamak satın alan Bağ-Kur emeklisinin farkı ödenecek
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Basamak satın alan Bağ-Kur emeklisinin farkı ödenecekÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, basamak satın alan Bağ-Kur`lulara müjdeli haber verdi. Bu durumdaki emeklilerin maaşlarına basamak artışları yansıtılacak ve meydana gelen farklar da defaten ödenecek. 2 Ağustos 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı yasa ile 1479 sayılı kanuna tabi sigortalılara, fark primi ödeyerek bulundukları basamakları on iki basamağa kadar yükseltme hakkı tanınmıştı. Bakanlıktan konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, söz konusu şekilde basamak yükseltmesi yapan sigortalılara yeni basamağa göre düzenlenen intibak tarihinden itibaren üç yıl sonra aylık bağlanmasının öngörüldüğü kaydedildi. Bugüne kadar basamak yükseltme hakkından 9 bin 451 Bağ -Kur sigortalısının yararlandığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: "Bu sigortalılardan aylık bağlama hakkını yerine getirenlere sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri amacıyla 2007 yılı Ocak ayında basamak yükseltme öncesindeki durumlarına göre geçici aylıkları bağlanmış, 2007 Haziran ayından itibaren de belirlenen esaslar dahilinde yeni aylıkları bağlanmıştır. Ancak söz konusu sigortalıların basamak yükseltme nedeniyle ödedikleri fark prim tutarlarına göre bağlanan aylıklarının düşük olduğu yönünde başvuru ve itirazlar gelmiştir. Bunun üzerine sigortalılarımıza bağlanacak aylıkların esasları yeniden belirlenmiş ve sigortalılarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için genelge çıkarılmıştır. Bu duruma göre, söz konusu sigortalılarımızın yükselttikleri basamaklara göre yaklaşık 150-200 yeni lira arasında aylıklarında artış meydana gelecek olup, aylık başlangıç tarihinden bugüne kadar oluşan fark tutarları defaten ödenecektir." Ankara , Zaman 2007-12-13 01:40:13 Zaman

Emekli aylıkları
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Emekli aylıklarıBakanlar Kurulu Kararıyla, SSK ve Bağ-kur emeklilerinin Aralık 2007 aylıkları, Kurban Bayramı`ndan önce ödenecek. Resmi Gazete `de yayımlanan karara göre, tahsis numarasının son rakamı 1 ve 3 olanlara 14 Aralık 2007, tahsis numarasının son rakamı 2, 8 ve 9 olanlara 17 Aralık 2007, tahsis numarasının son rakamı 0, 6 ve 7 olanlara 18 Aralık 2007, tahsis numarasının son rakamı 4 ve 5 olanlara 19 Aralık 2007 tarihinden itibaren aylıkları peşin olarak ödenecek. Ödeme tarihlerinin öne alınması nedeniyle gelir ve aylıklardan herhangi bir kesinti yapılmayacak. 2007-12-13 12:07:23 TGRT Haber

Sağlıkta bıçak yarası: Dr. Zeki Gül
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Dr. Zeki Gül Sağlıkta bıçak yarası Hafta sonu Ahlat ’taydım. SES Sendikası Bitlis Şubesi “Sağlıkta dönüşüm programının sağlık çalışanlarına ve halka etkileri” konulu eğitim toplantısı düzenlemişti. Konuşmacıları arasında olduğum bu eğitim çalışması dönüşü yolumuz kahvaltı salonları ile ünlü Van ’ın “Bak Hele Bak Yusuf Konak Kahvaltı Kültür Sarayı ”na düştü. Her geleni “hoş geldiniz güzel insan” diye karşılayan ev sahibi, mizah ustası Yusuf Bey konuklarına fıkradan bilmeceye hoşsohbet anlar yaşatıyor. Duvarları yolu kahvaltı salonuna uğrayanların fotoğrafları ile süslü bu mekanda sanatçılardan yazarlara politikacılardan bakanlara kimler yoktu ki? Onca bilmece ve fıkra ardından ödüllü son bilmece tesadüf bu ya masalar arasında bize düşmüştü: “Doktorlar ameliyatta neden eldiven takar?” Takıldığımızı hissedince salona bizden önce yolu düşen Sağlık Bakanı ’nın da epeyce zorlandığını aktardı. Yanıtı meğerse “parmak izi bırakmamak” imiş. Şimdi bakandan yanıt aradığı diğer soruya yanıtı birlikte aramaya ne dersiniz? “Doktorlar ameliyatta neden maske takar?” Evet yanılmadınız; söz hazır sayın bakandan açılmışken cevabınızın “tanınmamak için” olduğunu duyar gibi oluyorum. Peki tanınmamaya kimlerin gereksinimi var? Dedim ya; kahvaltıya çantamızda özü yıkım olan “sağlıkta dönüşüm” sunumları sonrasında gitmiştik. Kulaklarımızda ise sağlıksız dönüşümün ipuçlarını yaşamlarından kesitlerle bizimle paylaşan Bitlisli sağlık çalışanlarının aktarımları çınlıyordu. Bizi bekleyen ise sadece kahvaltı değil aynı zamanda bir mizah ustasının ağzından sağlık bakanından aktarılan ipuçlarıydı. Evet, daha önceki yazılarımda da değindiğim bazı konulara hayatı 500 sözcükle anlamlandıranların anlayacağı yalınlıkta yaklaşmak gerekiyor. Kolaylaştırıcı olması adına yeni bazı soruları birlikte oluşturmaya ne dersiniz? - Bıçak parası alanların en son ne zaman parmak izi alındı? - SSK yönetim kurulu üyelerinin geçmişte yaptıkları açıklamalarda ifade ettikleri haliyle “SSK ’ya gerçeğin üç katına kadar fatura düzenleyen Sağlık Bakanlığı hastanelerinin yaptığı işe ne denir? - SSK fatura kontrol komisyonları neden ödemelerde ‘gerçekle uyumsuz beyanlar’ savıyla kısıntıya gider de sağlık bakanlığına bağlı sağlık kuruluşları alacaklarına dair yargı yoluna başvurmazlar? - SSK ve diğer sosyal güvenlik kurumlarına gerçek ötesi faturalar düzenleyen kamusal sağlık kurumları için Sağlık Bakanlığı ve denetçi devlet kurumlarınca bugüne değin bir soruşturma açılmış mıdır? - Doğumunu yaptırdığı meslektaşından özel hastanede ücret almayan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimlere para cezası keserek ‘kendi eşinin doğumunu yaptırsan bile fatura kesip vergilendireceksin’ diyen kamusal denetleme mekanizmaları ‘kurumsal bıçak parası’ terminolojisine ne zaman ulaşacak? - Sahte fatura düzenlemeyi teşvik etmek nasıl bir duygudur? - Sayın Sağlık Bakanımızın bundan dört yıl önceki “bıçak parasına son vereceğiz” yönündeki beyanlarından bu yana kaç olgu ortaya çıkmıştır? - “Bıçak parası” hastadan alınmış haksız bir kazançsa vergilendirince adı ne oluyor? - “SSK ’lı hastalar istediği özel hastaneden sevksiz yararlanacak” dedikten sonra hastalardan alınan tavanı serbest bırakılmış katkı payları ne anlama geliyor? Vergisi alınmış bıçak parası sakın böyle bir şey olmasın? - Bir taraftan sevk zorunluluğunu kaldırıp öte yandan gerek GSS gerekse aile hekimliği uygulamalarında sevksiz gidişi engelleyerek cepten ek para talebini kurgulamak olası mağdur hasta için “bıçak parasından” farklı bir anlam ifade eder mi? - Üniversitelerde öğretim üyelerinin mesai saatleri içerisinde “prim vakası” adıyla vergilendirilmiş ücret almaları hastaya yatış ve ameliyatlarda hatta tetkiklerde öncelik tanıyorsa bu ne anlama geliyor? Cepten ödemelerin bir kısmının üniversite ve maliyeye gitmesi, yaşamı 500 kelimeyle algılayan hastalar için hazır bıçak parasını biliyorken dağarcıklarına “prim vakası” sözcüklerini eklemeyi gerektirir mi? - Sağlık alanındaki tüm mal varlıklarına adeta el konulan SSK devirden önce belli kentlerdeki kendisine bağlı bazı hastanelerde hayata geçirdiği “Suretime ve Gönüllü Mesai ” hakkında şimdilerde ne düşünüyor? Hani SSK ’lı hastaların cepten ek para ödediklerinde hastaneye yatış ve ameliyatları için parası olmayan SSK ’lı hastaların önüne geçirildiği vergilendirilmiş, hem uygulamayı kabul eden hekim ve sağlık çalışanlarının hem de SSK ve maliyenin kazanç hanesini şişiren uygulamayı şimdinin SSK ve Çalışma Bakanlığı yöneticileri nasıl algılıyor? Hükümet üyesi sağlık bakanının artık kullanmaz olduğu bireysel ‘bıçak parasına son’ söylemi ışığında meseleyi kurumsal bıçak parası olarak algılıyorlarsa ‘haksız’ ödemeleri maliye ve SSK cep mağduru eski suretime ve gönüllü mesai mağduru hastalara geri ödemeyi düşünüyorlar mı? - Yıllardır muayenehane hekimleri üzerinden “bıçak parası” özeleştirisi geliştiren sağlık çalışanları şimdilerde bazen de kendileri farkında olmadan hazırlanan gerçek ötesi faturalar karşılığı sosyal güvenlik kurumlarından alınan paraların performans adı altında kendilerine dağıtılmasının parmak izini reddetmek için daha ne kadar sabredecekler? - SSK ’nın asılsız fatura düzenlemekle itham ettiği devlet hastanelerinin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı her 14 Mart Tıp Bayramı ’nda en çok işlem girdisi yapan hekimleri illerde yılın hekimi ilan ederek bir anlamda sağlık çalışanlarını suça teşvik etmiş olmuyor mu? - Sağlıkta dönüşüm illüzyonu sonrası sezaryen oranlarının normal doğumlara oranının gerek kamu gerekse özel sağlık kuruluşlarında inanılmaz artmış olması bıçak parasının sağlıkta bıçak yarasına dönüştürülmüş hali değildir de nedir? - Sakın bu kurumsal bıçak paraları şu an TBMM ’de görüşülen Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı ’nın hayata geçmesi ardından denetimin de özelleştirilmesi için kurgulanmış olmasın? - İlgili tasarı yasalaştığında performans puanlarının gerçeğe uyumlu hale getirilmesi ile gerek hastane puanlarının A’dan E’ye geriletilerek satışa gerekçe yapılması, gerekse kişisel performans puanlarının şaibeden gerçeğe yolculuğu ile performans düşüklüğü bahanesi ile emeğin ucuzlatılmasında araç olarak kullanılacak olmasın? Bunca soru ardından sanırım içiniz daraldı. Vanlı Yusuf Bey ’in sorularını özlediyseniz gelsin ondan bir uyarlama: - Kamu Hastane Birlikleri sonrası borcu olmayan Devlet Hastanesine sahip ilçe hangisi? “Ödemiş , bütün borçlarını ödemiş !” Sağlıcakla kalın ve her şeye karşın mizahın uzağına düşmeyin. 2007-12-12 10:54:09 Evrensel

aliozturkekonomist GRUBU ARŞİVİ
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
Emekli maaşınız eksik olabilir mi? Vatandaşı hayrete düşüren daha önce görülmemiş esrarengiz meyve Çalışanlar soruyor Ali Tezel cevaplıyor SSK REHBERİ BAĞ-KUR REHBERİ EMEKLİ SANDIĞI REHBERİ YAŞLI VE ÖZÜRLÜ REHBERİ TÜM YAZI ARŞİVİ NOT: BU ARŞİVİ YALNIZCA ÜYELER OKUYABİLİR. ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ: http://sosyalguvenlikhaber.blogcu.com

Emekli maaşınız eksik olabilir mi?
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
NOT: BU YAZILARI YALNIZCA ÜYELER OKUYABİLİR. ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ: http://sosyalguvenlikhaber.blogcu.com Emekli maaşınız eksik olabilir1ali öztürk (1 yazar)00:07SSK ve Bağ-Kur emeklilerine bayram müjdesi1ali öztürk (1 yazar)12 AralıkErken Yaşlananlara SSK’ dan Kolay Emeklilik1ali öztürk (1 yazar)11 AralıkSosyal güvenlik reformu şirket ortaklarını vuracak1ali öztürk (1 yazar)10 AralıkAli Tezel:Sosyal güvenlik başsız nereye gideceği de belli değil1ali öztürk (1 yazar)10 AralıkDeğerli Grup üyelerimiz hepinize merhaba;1ali öztürk (1 yazar)8 AralıkPOSTA Gazetesi: Yasa yeni hak getiriyor diye bekleyen boşa beklemiş olur1ali öztürk (1 yazar)8 Aralık`2 çalışana 1 emekli düşüyor, bunu dünya standartına çekeceğiz`1ali öztürk (1 yazar)7 AralıkSosyal Güvenlik Reformu üçüncü kez erteleniyor- Ali ÖZTÜRK Ekonomist TEKSKON Dergisi Kasım-Aralık 20071ali öztürk (1 yazar)6 AralıkTURKEY PHOTO GALLERY1ali öztürk (1 yazar)5 AralıkEmeklilik hayal mi olacak?1ali öztürk (1 yazar)4 AralıkEv hanımlarına emeklilik olanağı1ali öztürk (1 yazar)4 Aralık500 SÜPER LİNK1netten elişlerim (1 yazar)3 AralıkSGK`den KEY Hesapları Açıklaması1ali öztürk (1 yazar)3 AralıkSORUN CEVAPLAYALIM1ali öztürk (1 yazar)2 AralıkDüşen Atlasjet MD-83 TC-AKM uçağı1ali öztürk (1 yazar)1 AralıkSizin yazılarınız sayesinde anneannem emekli oldu-Ali ÖZTÜRK Ekonomist1ali öztürk (1 yazar)1 AralıkKorkunç şüphe: Uçak düşürüldü mü?1ali öztürk (1 yazar)30 KasımSizce Bağ-kur'dan mı yoksa SSK'dan mı emekli olsam iyi olur?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist1ali öztürk (1 yazar)30 Kasım300 GÜZEL YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLA1ali öztürk (1 yazar)29 KasımBakmaya Doyamayacağınız Kadar Güzel Türkiye Fotoğrafları1ali öztürk (1 yazar)29 KasımSON 275 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ1ali öztürk (1 yazar)28 KasımSSK , Bağ -Kur ve Emekli Sandığına bağlı hastalar, özel hastanelerde en kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor!1ali öztürk (1 yazar)26 KasımTÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU http://emeklilik.blogcu.com EYLÜL-EKİM-KASIM 2007 YAZI ARŞİVİ1ali öztürk (1 yazar)23 KasımSosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt `un hazırladığı ve Dünya gazetesinin manşetinden yayınladığı inceleme raporu:1ali öztürk (1 yazar)23 KasımResul Kurt'tan MUHTEŞEM bir yazı: Sosyal Güvenlik Reformunda ne var1ali öztürk (1 yazar)22 Kasım25 ferrari photo gallery http://ferrariphotogallery.blogcu.com/1ali öztürk (1 yazar)22 KasımBAĞ-KUR'LU 900 GÜN HAKKINDAN YARARLANAMAYACAK MI? ‏Ali ÖZTÜRK Ekonomist1ali öztürk (1 yazar)22 KasımBağ- Kur’dan kurtul, SSK’dan emekli ol1ali öztürk (1 yazar)21 Kasım

Vatandaşı hayrete düşüren daha önce görülmemiş esrarengiz meyve
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
NOT: BU YAZILARI YALNIZCA ÜYELER OKUYABİLİR. ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ: http://sosyalguvenlikhaber.blogcu.com Vatandaşı hayrete düşüren daha önce görülmemiş esrarengiz meyve1ali öztürk (1 yazar)20 KasımBugün ULUSAL Basında Yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri1ali öztürk (1 yazar)20 KasımBugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları1ali öztürk (1 yazar)19 KasımDünya Şehirlerinden Muhteşem Fotoğraflar için tıklyanız.1ali öztürk (1 yazar)18 KasımAli TEZEL Zaman Gazetesinde ZİYA PERVER Müstear adıyla yazdı: Hak etmeyene ödenen emekli maaşında sorumluluk sadece vatandaşın değil1ali öztürk (1 yazar)17 KasımKişi başına gelir 10 bin $ olur mu?1ali öztürk (1 yazar)16 KasımAli TEZEL yazdı: Reform, emekli aylıklarına haczin de yolunu açıyor1ali öztürk (1 yazar)15 KasımDevlet 1,2 milyon kişinin ensesinde1ali öztürk (1 yazar)14 KasımBBC WORLD NEWS1ali öztürk (1 yazar)13 KasımSosyal güvenlik 1 Ocak"a tamam1ali öztürk (1 yazar)13 Kasım5 çocuk doğuran anaya emeklilik bedava1ali öztürk (1 yazar)12 KasımAtatürk’e çek yırttıran adam...1ali öztürk (1 yazar)11 KasımBağ-kur’a 5 Yıl ve Daha Fazla Prim Borcu Olanlara Müjdeli Haber- Ali ÖZTÜRK Ekonomist TEKSKON Dergisi Eylül-Ekim 20071ali öztürk (1 yazar)10 KasımReform süt ile cenaze paralarını da tırpanlayacak-SGK’nın istediği belgelere yabancılar gülüyor--KEY ana paranız 5 değil 6 lira1ali öztürk (1 yazar)9 KasımSağlıkta devrim1ali öztürk (1 yazar)8 KasımReform sonrası gençlerin emekli aylığı 150 lira olacak1ali öztürk (1 yazar)7 Kasım16 yıllık sosyal güvenlik açığı 500 milyar dolar1ali öztürk (1 yazar)5 KasımSosyal güvenlik reformu zaruri1ali öztürk (1 yazar)3 KasımVergi dairesi beni geçmişe yönelik mükellef yapıyor....1ali öztürk (1 yazar)2 KasımBize'BİZ'i anlatacak mezar taşları1ali öztürk (1 yazar)30 Ekim`SGK` nasıl okunacak?1ali öztürk (1 yazar)29 EkimSigortalı Olarak Yükümlülüklerim Nelerdir?1ali öztürk (1 yazar)29 EkimSosyal Güvenlik`te yeniden iptal uyarısı1ali öztürk (1 yazar)27 EkimOlağanüstü" masallar!2ali öztürk (1 yazar)27 EkimDEĞERLİ GRUP ÜYELERİMİZ ARKADAŞLARINIZA Üye davet et BÖLÜMÜNDEN DAVETİYE GÖNDEREBİLİRSİNİZ.1ali öztürk (1 yazar)26 EkimULUSAL BASINDA YAYINLANAN SSK VE BAĞKUR HABERLERİNİ VE KÖŞE YAZILARINI OKUMAK İÇİN ÜYE OLUN.1ali öztürk (1 yazar)25 EkimKanun çıktı, `ballı emeklilik maaşı`na son verildi...1ali öztürk (1 yazar)25 EkimCep telefonu markaları1ali öztürk (1 yazar)24 EkimBir gün herkes emekli olacak1ali öztürk (1 yazar)24 EkimPKK'yı markalaştırıyorlar1ali öztürk (1 yazar)23 Ekim

Çalışanlar soruyor Ali Tezel cevaplıyor
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
NOT: BU YAZILARI YALNIZCA ÜYELER OKUYABİLİR. ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ: http://sosyalguvenlikhaber.blogcu.com 12 asker burada şehit düştü FOTO1ali öztürk (1 yazar)22 EkimÇalışanlar soruyor Ali Tezel cevaplıyor1ali öztürk (1 yazar)20 EkimEmeklilere müjde var maaş farkı kaldırılıyor1ali öztürk (1 yazar)18 EkimEMEKLİLER! UMUT TACİRLERİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEYİN...1ali öztürk (1 yazar)3 EkimEmekliye süper formül1ali öztürk (1 yazar)30 EylülSSK VE BAĞKUR BLOGSPOTLARI1ali öztürk (1 yazar)25 EylülHz. Muhammed'e (sav) hakaret karikatürlerine hayır diyelim.‏1ali öztürk (1 yazar)22 EylülALİ TEZEL TARAFINDAN CEVAPLANMIŞ SSK VE BAĞKUR EMEKLİLİK SORULARI1ali öztürk (1 yazar)22 EylülSSK VE BAĞKUR YAZI ARŞİVİ 20071ali öztürk (1 yazar)20 EylülBBC Haber1cemal aslan (1 yazar)20 EylülSosyal Güvenlik Nedir? Sağlıkta da Tek çatı Dönemi Başladı...-Selim EROL Bugün Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)19 Eylülİlginizi Çeken Konunun Üzerine Tıklayınız1ali öztürk (1 yazar)18 Eylül16.9.2007: İşyeri kapanınca tazminat alınır -Ali TEZEL Akşam Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)16 EylülSÜPER LİNKLER İÇİN TIKLAYINIZ1ali öztürk (1 yazar)15 EylülKategori Listesi1ali öztürk (1 yazar)15 EylülTÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU http://emeklilik.blogcu.com/1ali öztürk (1 yazar)14 EylülSSK VE BAĞKUR LİNKLERİ TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU www.emeklilik.blogcu.com1ali öztürk (1 yazar)13 EylülEarth Guide3ali öztürk (1 yazar)11 EylülSSK VE BAĞKUR İLE İLGİLİ TÜM YAZILARI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ http://emeklilik.blogcu.com/archive/1ali öztürk (1 yazar)9 EylülBağ-Kur’u mahkemeye verin -Ali TEZEL Akşam Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)7 EylülBağ-Kur’da fıkra gibi uygulamalar -Prof. Dr. Şükrü KIZILOT Muhteşem bir yazı mutlaka okuyun...1ali öztürk (1 yazar)5 EylülBağ-Kur basamak mağduru-Ali TEZEL Akşam Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)4 Eylül'İşini bitiren istediği kadar tatil yapabilir' http://emeklilik.blogcu.com/1ali öztürk (1 yazar)3 EylülBağ-kur'dan emeklilik müracatımı yaptım ama bir sürü problem çıkardılar. - Ali ÖZTÜRK Ekonomist1aliozturk.tr (1 yazar)30 AğustosEmeklilikte işe girişteki yaş geçerlidir -Ali TEZEL Akşam Gazetesi3ali öztürk (1 yazar)28 AğustosBERAT KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN.‎1ali öztürk (1 yazar)27 AğustosDepresyon yüzünden emekli olanın aylığı vasisine verilir - Ziya PERVER Zaman Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)27 AğustosTARİH VE BİYOGRAFİ KİTAP ÖZETLERİ1ali öztürk (1 yazar)25 Ağustos50 SORUDA BAĞKUR VE SSK REFORMU http://emeklilik.blogcu.com/3990349/1ali öztürk (1 yazar)24 AğustosSayın aliozturkekonomist Grubu Üyeleri Sizlerden bir ricamız var.1ali öztürk (1 yazar)23 Ağustos

SSK REHBERİ BAĞ-KUR REHBERİ EMEKLİ SANDIĞI REHBERİ YAŞLI VE ÖZÜRLÜ REHBERİ TÜM YAZI ARŞİVİ
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
NOT: BU YAZILARI YALNIZCA ÜYELER OKUYABİLİR. ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ: http://sosyalguvenlikhaber.blogcu.com SSK REHBERİ BAĞ-KUR REHBERİ EMEKLİ SANDIĞI REHBERİ YAŞLI VE ÖZÜRLÜ REHBERİ TÜM YAZI ARŞİVİ http://emeklilik.blogcu.com/1ali öztürk (1 yazar)22 AğustosBAĞKUR SAĞLIK REHBERİ Sorular Cevaplar1ali öztürk (1 yazar)21 AğustosREKLAM OKUYARAK PARA KAZANMAK İSTİYORSANIZ ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ.1ali öztürk (1 yazar)21 AğustosSosyal Güvenlik Yazarı Ekonomist Ali ÖZTÜRK'den Emeklilik Hakkında Pratik Bilgiler...1ali öztürk (1 yazar)20 Ağustos19.8.2007: Çalışma Bakanı’nın beş yıllık karnesi -Ali TEZEL Akşam Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)19 AğustosSüperTeklif'e üye ol, sen de kazan!1ali öztürk (1 yazar)18 Ağustos18.8.2007: Sakın Ola Bağ-Kura Geçme -Ekrem SARISU Posta Gazetesi1ali öztürk (1 yazar)18 AğustosFerrari'si 2.31 milyon dolar http://emeklilik.blogcu.com/3921675/1ali öztürk (1 yazar)17 AğustosBebeğimizi @ diye çağırsınlar1cemal aslan (1 yazar)16 Ağustosİşine son verilen Çölaşan konuştu1emeklilikhesapl...@hotmail.com (1 yazar)16 Ağustos16.8.2007: Kıdem tazminatını SSK değil işverenler öder -Ali TEZEL Akşam Gazetesi http://emeklilik.blogcu.com/3911165/1ali öztürk (1 yazar)16 AğustosDÜNYADAN ŞEHİR MANZARALARI2ali öztürk (1 yazar)15 AğustosDÜNYA ŞEHİRLERİNDEN FOTOĞRAFLAR http://worldtownguide.blogspot.com/2ali öztürk (1 yazar)14 AğustosBBC ABDULLAH GÜL HABERİ http://bbclivenews.blogspot.com/2007/08/new-turkey­-presidency-row-looms.html2ali öztürk (1 yazar)14 AğustosSSK VE BAĞKUR HABERLERİNE ARKADAŞLARINIZI ÜYE YAPIN1ali öztürk (1 yazar)13 AğustosPOSTA GAZETESİ'NİN SOSYAL GÜVENLİK UZMANI EKREM SARISU'NUN AĞUSTOS 2007 SSK VE BAĞKUR YAZILARI http://emeklilik.blogcu.com/archive/1ali öztürk (1 yazar)13 AğustosKanun değiştiren bürokrasi! -Şerif AKÇAN Türkiye Gazetesi http://emeklilik.blogcu.com/3874679/1ali öztürk (1 yazar)12 AğustosTÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU www.emeklilik.blogcu.com1ali öztürk (1 yazar)11 AğustosDEĞERLİ ÜYELERİMİZ GRUBUMUZUN ÜYE SAYISINI ARTIRMAK İÇİN LÜTFEN AŞAĞIDAKİ İLETİYİ TÜM ARKADAŞLARINIZA GÖNDERİNİZ.1ali öztürk (1 yazar)11 Ağustos11.8.2007: Emekli işçiye de kıdem tazminatı ödenmesi gerekir -Ali TEZEL Akşam Gazetesi www.emeklilik.blogcu.com1ali öztürk (1 yazar)11 Ağustos9.8.2007: Kredi kartı borcu nedeniyle emekli aylığınıza haciz koyamazlar http://emeklilik.blogcu.com/3842081/1ali öztürk (1 yazar)10 AğustosSSK VE BAĞKUR REHBERİ TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU www.emeklilik.blogcu.com4cemal aslan (1 yazar)9 Ağustos7.8.2007: Bağ-Kur primlerini ödemeden SSK’dan emekli olabilirsiniz- Ali TEZEL Akşam Gazetesi http://emeklilik.blogcu.com/3825349/1ali öztürk (1 yazar)7 AğustosULUSAL GAZETE MANŞETLERİ http://ulusalgazetemansetleri.blogcu.com/archive/1ali öztürk (1 yazar)7 AğustosVatandaşa eziyeti sevenler SGK Sosyal Güvenlik Kurumu'nun da mayasını bozacak - Ali TEZEL Akşam Gazetesi http://emeklilik.blogcu.com/3809368/1ali öztürk (1 yazar)6 AğustosSSK'da Büyük Yenilik Büyük Hizmet... Artık Tüm Hizmetler Aynı Dökümde Elinizde. http://emeklilik.blogcu.com/3752825/1ali öztürk (1 yazar)1 AğustosSSK VE BAĞKUR EMEKLİLİK REHBERİ www.emeklilik.blogcu.com TEMMUZ 2007 YAZI ARŞİVİ1ali öztürk (1 yazar)28 TemmuzTÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU www.emeklilik.blogcu.com TEMMUZ 2007 YAZI ARŞİVİ1aliozturk.tr (1 yazar)28 TemmuzTÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU www.emeklilik.blogcu.com TEMMUZ 2007 YAZI ARŞİVİ1ali öztürk (1 yazar)26 TemmuzSSK VE BAĞKUR REHBERİ Sosyal Güvenlik Reformu ve Yeni Meclis www.emeklilik.blogcu.com1ali öztürk (1 yazar)26 Temmuz

aliozturkekonomist GRUBUNA ÜYE OLANLAR BURAYA TIKLAYARAK ARKADAŞLARINI LİSTEYE EKLEYEBİLİRLER
14 Aralık 2007 Bugün, 1 saat önce
SOSYAL GÜVENLİK HABERLERİNE ÜYE OL ! aliozturkekonomist GRUBUNA ÜYE OLANLAR BURAYA TIKLAYARAK http://groups.google.com.tr/group/aliozturkekonomist/members_invite?hl=tr&_done=%2Fgroup%2Faliozturkekonomist%2Fmembers%3Fhl%3Dtr ARKADAŞLARINI LİSTEYE EKLEYEBİLİRLER. TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU Sitemizde Sosyal Güvenlikle İlgili Ulusal Basında Çıkan Haberlerin ve Yazıların Tamamına Yakını Günlük Olarak Yayınlanmaktadır. SSK'LILAR, BAĞKUR'LULAR, MUHASEBECİLER, MALİ MÜŞAVİRLER VE STAJYER SMMM ADAYLARI ULUSAL GAZETELERDEKİ SOSYAL GÜVENLİK HABERLERİNİ MESAJ OLARAK ALMAK İSTİYORSANIZ YUKARIDAKİ LİNKE TIKLAYARAK E-MAİL ADRESİNİZİ LİSTEYE EKLEYİNİZ. SONRA MAİL KUTUNUZA BİR ONAY MAİLİ GELECEKTİR. BU İLETİYİ ONAYLADIKTAN SONRA SİTEMİZDE YAYINLANAN HABERLER SİZE GELMEYE BAŞLAYACAKTIR. BİZ SSK VE BAĞKUR'LA İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLERİ DERLEYİP SİZE GÖNDERECEĞİZ. aliozturkekonomist GRUBUNA ÜYE OLANLAR BURAYA TIKLAYARAK http://groups.google.com.tr/group/aliozturkekonomist/members_invite?hl=tr&_done=%2Fgroup%2Faliozturkekonomist%2Fmembers%3Fhl%3Dtr ARKADAŞLARINI LİSTEYE EKLEYEBİLİRLER.

Bakan Çelik: Sosyal güvenlik 22 GAP yuttu
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Bakan Çelik: Sosyal güvenlik 22 GAP yuttuÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bugüne kadar sosyal güvenlik açıklarına 850 milyar YTL kaynak aktarıldığını söyledi. Bu rakamın 22 GAP büyüklüğünde olduğunu vurgulayan Çelik, reformun, hiçbir siyasi beklentiye girmeksizin gelecek kaygısıyla çıkarılması gerektiğini belirtti. Sosyal Güvenlik Reformu `nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu `nda görüşmelerinde konuşan Çelik, 1990 yılına kadar açık vermeyen sistemin, popülist uygulamalar yüzünden 1994`ten itibaren açık vermeye başladığını aktaran Çelik, halen fiili emeklilik yaşının kadınlarda 44, erkeklerde 47 olduğunu vurguladı. Genç emeklilerin kayıt dışı çalışması sebebiyle işsizlerin iş bulmakta zorlandığını belirtti. Prim gelirlerinin emekli aylıklarını karşılama oranının da yüzde 77`ye gerilediğini, sağlık giderlerinin 20 milyar YTL `yi bulduğunu dile getirdi. Çelik`in talebi üzerine, yapılan oylama ile tasarı alt komisyona sevk edildi. Kanunun yürürlüğe girmesi için önce mevzuatın, yönetmeliklerin, altyapının ve bilgisayar programlarının yazılımı gerçekleşecek. "Bunun için 6 ay gerekli." diyen Çalışma Bakanı Faruk Çelik , tasarının bu ay içinde yasalaşmasını istediklerini ifade etti. Öte yandan basamak satın alan Bağ -Kur`luların sorununu çözecek genelge dün yayımlandı. Çelik, "Basamak satın alan Bağ -Kur`luların, burada 100-200 milyonluk kayıpları söz konusuydu. Bu insanlar 9 bin 400 kişi civarında. Basamak satın alarak hak elde etmiş, ama aynı oranda aylıklarına yansımamış vatandaşlarımızın sorunu bugün itibarıyla çözüldü." dedi. Bağ -Kur`da fark primini ödeyerek basamak yükselten emeklilerin maaşları, mevzuattan kaynaklanan sebeple aynı oranda yükseltilmemişti. Bu durum, Bağ -Kur emeklilerinin mağduriyetine yol açmıştı. İsa Yazar , Ankara 2007-12-12 02:08:08 Zaman

Basamak Satın Alan Bağ-Kur`lulara Müjde
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Basamak Alan Bağ-Kur`luya DüzenlemeBasamak alan emeklilerin maaşları 150-200 YTL artacak. Basamak satın alarak hak elde etmiş Bağ -Kur`luların emekli maaşlarında 150 ila 200 YTL artış olacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı `nca, Bağ -Kur`luların basamak yükseltmek için ödedikleri prim farklarına karşılık bağlanan aylıkların düşük olduğu yönündeki itirazlar üzerine yeni düzenleme yapıldı. Buna göre, Bağ -Kur`luların yükselttikleri basamaklara göre aylıklarında yaklaşık 150 ila 200 YTL artış olacak. Aylık başlangıç tarihinden itibaren oluşan farklar da ödenecek. 2007-12-12 13:05:23 TRT

Emekli maaşınız eksik olabilir
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Emekli maaşınız eksik olabilirSosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, Türkiye"de ilk kez geliştirdiği emekli aylığı hesaplama sistemini www.alitezel.com internet sitesinde hizmete koydu. Tezel, Türkiye"de emekli aylıklarının büyük bölümünün yanlış hesaplandığını söylüyor. İSTANBUL - “Emeklilikte Süper Formül ü halka duyurunca 3 yıldır sürdürdüğü Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul 1 No’lu Grup Başkanlığı görevinden alınan ve hakkında soruşturma açılan Başmüfettiş Ali Tezel , çalışanlar için süper bir hizmet daha hazırladı. Sosyal Güvenlik Kurumu "nun (SGK ) emeklilik aylıklarını yanlış hesaplayabildiğini, vatandaşların da bu yanlışlığı fark edemediğini söyleyen Tezel , 3 ay süren yoğun bir çalışma sonunda, emekli aylığını doğru hesaplama programı geliştirdiğini ve internet sitesinden tüm çalışanların hizmetine açtığını anlattı.Emekli aylığı hesaplama sisteminin alitezel.com internet sitesinde 3 gündür hizmette olduğunu ve günde yaklaşık 6 bin kişinin emekli aylığını hesaplamak için başvurduğunu söyleyen Tezel , süper hizmeti NTVMSNBC"ye şöyle anlattı: TÜRKİYE "DE BUNU HESAPLAYAN BAŞKA BİR PROGRAM YOK "Türkiye "de ilk defa oluyor. Türkiye "de bunu hesaplayan başka bir program yok. İlk defa, SSK "dan emekli olacak birisi kendi bilgilerini girerek, bugün emekli olsa ne kadar emekli maaşı alabileceğini hesaplayabilir. 3 aydır bu programı yazdırmak için uğraşıyordum. Gazete ve televizyon programlarına en çok gelen sorular, ne zaman emekli olacaklarından sonra, eBugün emekli olsam kaç para alırım" ve eSSK"dan emekli oldum, maaşımın yanlış hesaplandığını düşünüyorum, doğrusu nedir" oluyor. İnsanların kafalarında soru işaretleri var. eNe zaman emekli olurum" sorusunu cevaplamak kolay; birkaç saniyelik iş. Tek bir kişinin eEmekli aylığım ne kadar olur" sorusunu elle cevaplamak benim bir saatimi alıyordu. Bu da çok uzun bir süre olduğu için pek çok soruyu cevaplayamıyordum. Vatandaşların bunu herhangi bir yerde öğrenme şansları da yok. Bu nedenle cebimden para harcayarak program yaptırdım. KURUM BAŞINA İŞ ALMAK İSTEMİYOR Tezel , bu hizmeti Sosyal Güvenlik Kurumu "nun da internet sitesinden verebileceği halde neden yapmadığı sorumuzu ise şöyle yanıtladı: "Emekli aylıklarının büyük bölümü yanlış hesaplanıyor. Vatandaşın kendi bilgileri ile memurun bilgisayara girdiği bilgiler yanlış olabiliyor. Fark olunca da vatandaş daha az emekli aylığı alıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu da ortaya çıkıp yeniden başlarına iş almak istemezler. Vatandaşlar kendi haklarını takip etmesinler diye yapmıyor olabilirler. Bunu yapabilirlerdi; ben yapmamalarını iyi niyetli bulmuyorum. 2007-12-12 15:10:18 NTV-MSNBC

SOSYAL GÜVENLİK HABERLERİNE ÜYE OL !
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
SOSYAL GÜVENLİK HABERLERİNE ÜYE OL ! TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EMEKLİLİK BLOGU Sitemizde Sosyal Güvenlikle İlgili Ulusal Basında Çıkan Haberlerin ve Yazıların Tamamına Yakını Günlük Olarak Yayınlanmaktadır. SSK'LILAR, BAĞKUR'LULAR, MUHASEBECİLER, MALİ MÜŞAVİRLER VE STAJYER SMMM ADAYLARI ULUSAL GAZETELERDEKİ SOSYAL GÜVENLİK HABERLERİNİ MESAJ OLARAK ALMAK İSTİYORSANIZ YUKARIDAKİ LİNKE TIKLAYARAK E-MAİL ADRESİNİZİ LİSTEYE EKLEYİNİZ. SONRA MAİL KUTUNUZA BİR ONAY MAİLİ GELECEKTİR. BU İLETİYİ ONAYLADIKTAN SONRA SİTEMİZDE YAYINLANAN HABERLER SİZE GELMEYE BAŞLAYACAKTIR. BİZ SSK VE BAĞKUR'LA İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLERİ DERLEYİP SİZE GÖNDERECEĞİZ.

Bugün yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Yazıları
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
`Sosyal güvenliğe 851 katrilyon lira transfer edildi` Sigortalının ölümü dahi süreci noktalamıyor! ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI: `SOSYAL GÜVENLİKTE YÜRÜRLÜK ALTI AY... `Bu primle emekli aylığı zor ödeniyor` Ali TEZEL:Fazla veren işsizlik sigortası sosyal sigorta değil mi? SSK ve Bağ-Kur emeklilerine bayram müjdesi Sahte emeklilik çetesine darbe 3,5 yıl işçi olarak çalışması durumunda SSK şartlarına göre emekli olabilir mi? -Ali ÖZTÜRK Ekonomist Emeklilik blog sitemiz Kasım 2007'de 135.000 kez tıklandı- Ali ÖZTÜRK Ekonomist OKULUM UZADI VE YAŞIM 22 OKULUMUN UZAMASI MAAŞ ALMAMA ENGEL Mİ?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Sorulara cevap yetiştirmekte zorlanıyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Bir çok kişiye gösterdik ve emekli olabileceği söylendi-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Aynı anda hem SSK'ya hemde Bağ-kur'a prim ödemeye başladım- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Erken Yaşlananlara SSK’ dan Kolay Emeklilik

SON 400 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
`Sosyal güvenliğe 851 katrilyon lira transfer edildi` Sigortalının ölümü dahi süreci noktalamıyor! ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI: `SOSYAL GÜVENLİKTE YÜRÜRLÜK ALTI AY... `Bu primle emekli aylığı zor ödeniyor` Ali TEZEL:Fazla veren işsizlik sigortası sosyal sigorta değil mi? SSK ve Bağ-Kur emeklilerine bayram müjdesi Sahte emeklilik çetesine darbe 3,5 yıl işçi olarak çalışması durumunda SSK şartlarına göre emekli olabilir mi? -Ali ÖZTÜRK Ekonomist Emeklilik blog sitemiz Kasım 2007'de 135.000 kez tıklandı- Ali ÖZTÜRK Ekonomist OKULUM UZADI VE YAŞIM 22 OKULUMUN UZAMASI MAAŞ ALMAMA ENGEL Mİ?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Sorulara cevap yetiştirmekte zorlanıyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Bir çok kişiye gösterdik ve emekli olabileceği söylendi-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Aynı anda hem SSK'ya hemde Bağ-kur'a prim ödemeye başladım- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Erken Yaşlananlara SSK’ dan Kolay Emeklilik AMERİKA FOTOĞRAFLARI Uçak savuran rüzgar... / Video Sosyal güvenlik reformu şirket ortaklarını vuracak Fener, Galatasaray ve Beşiktaş’a müjde-Şükrü KIZILOT Bugün yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri Ali Tezel:Sosyal güvenlik başsız nereye gideceği de belli değil 10,6 milyon kişi sigortasız çalışıyor `Devlet sosyal güvenliğe sahip çıkmadı` Sosyal Güvenlik Rant İçermiyor Sosyal güvenlik yasasına karşı çağrı Esas sorun medya satışı değil sosyal güvenlik reformu! Sosyal Güvenlik Reformu üçüncü kez erteleniyor- Ali ÖZTÜRK Ekonomist TEKSKON Dergisi Kasım-Aralık 2007 Sahteciliğe karşı ilaçlar tüketiciye kadar izlenecek Apne hastaları SGK"dan şikayetçi Emeklilerin yüzde 60`ı mevcut emeklilik yaşının altında Sosyal devlet kömüre kaldı İşverene prim artışı şoku: İndirimden önce bindirim... Uslu`dan Sosyal Güvenlik Eleştirisi Faruk Çelik`ten Eleştirilere Yanıt Sosyal güvenlik bu yıl yasalaşacak Sosyal Güvenlik Tasarısına Tepkiler Sosyal güvenlik Ağustos"u bulabilir Sosyal Güvenlik geçerse Türkiye"nin notuna yansır Sosyal Güvenlik"e üçüncü "erteleme" Sosyal güvenlik geçerse kredi notunuz da yükselir Sosyal Güvenlik Kanunu`na erteleme Sahteciliği önlemek için ilaç takip sistemi geliyor 70 milyar dolarlık bütçeyi kim bırakmak ister? Sosyal Güvenlik Yasası`na Erteleme Meclis`te bütçe görüşmelerine sert polemikler damgasını vurdu Sosyal güvensizlik reformu tartışılıyor SSGSSKT Sosyal güvenlik reformu kademeli olarak yürürlüğe girecek Çelik: Sosyal Güvenlik"te bazı maddeler ocakta da yürürlüğe girebilir Sosyal güvenlik reformu için 3 aşamalı uygulama SSK`lıya kapıyı kapatma hazırlığı "Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez" "Eğer kazanamıyorsa, taviz verir" "İlk önce anlaşılmayı isterler" "Kazan / kaybet anlayışı hakimdir" "Acil olan şeyi en önce yaparlar" "Açık bir hedefle çalışmazlar" "Tepkiseldirler" Hugo Chavez, ABD'yi tehdit etti Stalin'in gözü de Türkiye'de imiş... İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu meslek dalları Acilen 400 bin eleman aranıyor! Melih Arat, bu kez etkisiz insanların 7 ortak özelliğini yazdı. 'Sezer, atamak için CHP'li arıyordu' Karttan para çeken bu haberi iyi okusun Castro, Chavez'i uyardı: Kendini kolla Kürtler şerefli kardeş, PKK şerefsiz örgüt 99 YTL’ye Atatürk süveteri Uçak 10 saat içinde 5 sefer yapmış Acemi sürücülere müjde Stajyer yetimin aylığı kesilemez Emeklilik veya toptan ödeme seçeneği arasında karar vermek Muayene parası ve yatan hasta katkı payı da başlıyor Sağlıkta fark mı yoksa katkı payı mı baslıyor? Malul aylığı alan çalışamaz Nüfusun yarısı emeklilik sistemi dışına çıkarılıyor Değerli Blogcular bize sitenizde link vererek ziyaretçilerinizin SOSYAL GÜVENLİK konusunda bilinçlenmesine katkıda bulunabilirsiniz.... Bir okurdan Ali TEZEL'e tebrik İşte Isparta'da düşen uçağın resmi Türkiye'nin 21 önemli uçak kazası Feci kazanın tanıkları o anı anlattı İnternet ucuzluyor: ADSL'de yeni indirim müjdesi geldi EL CEZİRE: Kazanın uçağın inmesinden kısa bir süre önce meydana geldiğini kaydetti. LE MONDE:“Şu an için kazanın nedenleri bilinmiyor” diye yazdı. CNN : Türkiye’de 56 kişiyi taşıyan jet yolcu uçağı Türkiye’nin güneyinde pilot inişe hazırlanırken düştü BBC : Türkiye’nin güney batısında meydana gelen uçak kazasında 56 kişi öldü. Kaza dünyada flaş haber oldu Sizin yazılarınız sayesinde anneannem emekli oldu-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Korkunç şüphe: Uçak düşürüldü mü? 57 kişinin öldüğü korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında önemli kişiler varmış Mali Müşavir ve Sosyal Güvenlik Genç Astsubaydan Sitem Bağ-kur'dan emekli olanlar SSK'dan yetim aylığı alamazlar-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Uçağa binmedi, ölümden döndü Eğer memurluktan bu gün istifa etsem hizmetimi SSK'ya aktarma şansım var mıdır?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Yeni Çağ: AKP, emeklinin maaşını kesiyor İşte madde madde sağlıkta devrim SSK"lı işçiye çeyiz parası (evlenme yardımı) verilmez Sizce Bağ-kur'dan mı yoksa SSK'dan mı emekli olsam iyi olur?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Bağkur borcumdan kurtulmak için ek 19. maddeden yararlanmak istiyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist SON 300 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

`Sosyal güvenliğe 851 katrilyon lira transfer edildi`
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
`Sosyal güvenliğe 851 katrilyon lira transfer edildi` AA-Çelik, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarının, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, sosyal güvenliğin; insan onuruna yaraşır biçimde, başka insanlara muhtaç olmadan yaşama ve kişisel özgürlüklerin teminatı olduğunu söyledi. Bakan Çelik , Türkiye `de gelinen noktada sistemin bu teminatı sağlamada zaafa düştüğünü dile getirerek, 1990 öncesi kendi kendine yeten sistemin, 1991 ve 1994`ten itibaren tehlike çanları çalmaya başladığını bildirdi. Sisteme bir an önce müdahalenin yapılmasının zaruri olduğunu, bu konuda zaman kaybına tahammülün kalmadığını anlatan Faruk Çelik , "Bu reformun özünde, geçmişte yapılan hataları, gelecek nesillere fatura etmeme anlayışı yatmaktadır. Geçmişte yapılan hatalardan ders alarak, geleceği inşa etmeliyiz" diye konuştu. SSK emeklilerinin yüzde 60`ının 60 yaşın altında olduğunu, bunun da giderleri artırdığını anlatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik , şöyle devam etti: "Genç emekliliğin diğer bir sonucu da kayıt dışılıktır. Genç yaşta emekli olanlar, yeniden ve kayıt dışı çalışmaya başlamaktadır. Bu durum genç issizlerin istihdamını zorlaştırmaktadır. Bu şekilde çalışan emekli sayısı 2 milyon 135 bin kişidir. Aktif pasif bozulması, aktüeryal dengeleri de bozuyor. 1991`de GSMH `nın onbinde 5`i olan açık, yüzde 4`e ulaştı. Bugünkü prim gelirlerimiz emekli aylıklarını bile karşılamıyor." Bakan Çelik , bu reformun tek amacının açıkları kapatmak olmadığını, reformun temel amacının tüm vatandaşlar için eşit, adil, kolay erişilebilir bir sağlık ve sosyal güvenlik sistemi oluşturmak olduğunu vurguladı. Bugüne kadar tasarıya ilişkin siyasi partilerden ciddi bir katkı almadıklarını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik , bu katkının sağlanması açısından tasarının alt komisyonda ele alınmasını önemsediklerini sözlerine ekledi. 2007-12-11 16:21:52 HaberX

Sigortalının ölümü dahi süreci noktalamıyor!
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Sigortalının ölümü dahi süreci noktalamıyor! Sosyal devletin bitirildiği, sosyal güvenlik tartışmalarında yeni liberal politikaların buram buram koktuğu ortamda, kapitalist sistem için doğru politika; sigortalının artık çalışamaz duruma geldiği yaşlılık döneminde ölmesini bekemek olmalıydı. Sistem, çalışanı posası çıkana kadar çalıştırıp, 65 yaşına geldiğinde de emekli etmek istiyor. Emekli olduğunda, sigortalı hemen ölürse yaşlılık aylığı ve hastalık masrafından tasarruf edileceğinden, bu iş tadından yenmez olabilir. Yasa koyucu bu mantıktan yola çıkmış olmalı ki, yaptığı düzenlemeyle yaşlılık döneminde hakları inanılmaz boyutlarda kısıtlayacak. 5510 sayılı Yasa’da “norm ve standart” birliği en az hak veren sosyal güvenlik kurumunda birleşme sağlamak seklinde gerçekleşti. Birçok hak kısıtlanırken yasa koyucu bir konuda cömertlik yaptı: Ölüm sigortası! Emekli Sandığı Yasası , hizmet süresi 10 yıl olana ölüm sigortası hakkı verirken, SSK ve Bağ Kur Yasaları ise 5 yıl prim ödeyene bu hakkı vererek aylık bağlıyordu. Yasa koyucu, her ne kadar prim gün sayısını iki katına çıkartmış olsa da, burada “büyüklük” göstererek daha az sürede hak sağlayan kurumlar düzeyinde düzenleme yaptı. Yasa koyucunun cömertliği, 5510 sayılı Yasa’da cenaze ödeneğinin iyileştirilmesiyle de devam etmiş ve asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze ödeneği verilmesi kabul edilmişti. Ne oldu bilinmez, ancak bugün tartışılan taslakta, bu miktar aşağı çekilerek önce iki asgari ücret, sonra da bir asgari ücret düzeyine indirildi. Rakamlara dökersek; halen 224-850 YTL arasında ödenen, 5510 sayılı Yasa ile 1755 YTL düzeyine çıkan cenaze yardımı, son olarak 585 YTL düzeyine indirildi. SSGSS ’de garip olan bir şey daha var: “Her ödemenin prim olarak karşılığı olması gerekir” düşüncesi ağırlık kazanmış olsa gerek ki, cenaze ödeneği alabilmek için 360 gün prim ödemesi süresi şartı getiriliyor. Bu da yetmiyor, ölen sigortalıların GSS dahil prim borcunun bulunmaması gerekiyor. Yani prim borcu olanların ölümü dahi süreci noktalamıyor. İlgisi nedir bilmiyoruz ama 5510 sayılı Yasa, “cenaze ödeneği” ile “evlenme ödeneği” konularını “evlenme ve cenaze ödeneği” başlığı altında tek madde içerisinde değerlendirmiş. Cenaze ödeneği, ölen sigortalının hak sahiplerine, evlenme ödeneği ise sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi eş ve kız çocuklarına, evlenmeleri halinde veriliyor. Halen sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi kız çocuklarına, evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere aylık veya gelirin iki yıllık tutarında evlenme yardımı verilerek gelir veya aylıkları kesiliyor. Burada amaç, ‘hak sahibi evlensin de aylık vermekten kurtulalım’ politikası! İki yıl içerisinde meydana gelen boşanma veya dul kalma halinde bu süre için tekrar aylık veya gelir ödenmiyor. Yeni yasaya göre eş veya kız çocukların, almakta oldukları aylık veya gelirin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus evlenme ödeneği olarak ödenecek, yani bu hak yarı yarıya kısıtlanacak. Hak sahipleri bu yasa sonrasında, bakmakla yükümlü kişi sayılmayacak. Bu kişiler kısa ve uzun vadeli sigorta primi ödemekle yükümlü olacak. Yani zor durumdaki kadınlara sağlanan pozitif ayrımcılık sonlandırılacak. 2007-12-11 12:37:05 Evrensel

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI: `SOSYAL GÜVENLİKTE YÜRÜRLÜK ALTI AY...
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , Sosyal Güvenlik Reform tasarısının bu ay sonuna kadar Meclis `ten geçirmeyi planladıklarını belirterek, uygulama için altı aylık süre gerektiğini ifade etti. Tasarı Meclis Plan Bütçe Komisyonu tarafından alt komisyona sevkedildi. ANKARA (ANKA ) ? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu tasarısının bu ay sonuna kadar Meclis `ten geçmesini planladıklarını ancak yürürlüğünün fiilen altı ay sonra gerçekleşeceğini söyledi. Sosyal Güvenlik Reformu tasarısı Meclis Plan Bütçe Komisyonu `nda üzerinde görüşme yapılmadan, verilen bir önergenin kabul edilmesiyle alt komisyona sevkedildi. Komisyondan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, tasarının 31 Aralık `a kadar Meclis `ten geçmesinin mümkün olduğunu ancak bunun bu hafta alt komisyonun yapacağı çalışmanın başlamasıyla netleşeceğini belirtti. Alt komisyonda, AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu , AKP Ankara Milletvekili Mehmet Zekai Özcan , AKP Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu , AKP İstanbul milletvekili Alaattin Büyükkaya , AKP Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın , MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı , CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak , DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak yeraldı. - BİLGİSAYAR PROGRAMLARI- Çelik, tasarıyla Bağ -Kur`da basamak sisteminin kaldırıldığını ve bunun uygulamaya geçirilebilmesi için ek bir süreye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Çelik, `Yasanın parametreleri ortaya çıkmadan yasayla ilgili bilgisayar programları yazılamıyor. Bankalar Bağ -Kur`da basamak kalktığı için neye göre ödeme yapacaklar. Tüm bunların dizaynı bir süreyi gerektiriyor. Yönetmeliklerin, alt yapının, bilgisayar programlarının yazımı için` dedi. Çelik, tasarının Aralık sonunda çıkmasıyla, Ocak ayının 15`inde çıkmasının kendileri açısından fark olmadığını söyledi. Çelik, `Emekli Sandığı için daha az bir süreye ihtiyaç var. Bağ -Kur için daha uzun süreye ihtiyaç var. Birinci ayda yasa çıkar ama yürürlük tarihi yine altıncı ayın 30`dur. Yasayla da getirsek aynı tarihi vereceğiz, on gün de gecikse, aynı tarihe uzatacağız` dedi. - SSK EMEKLİLERİ- Çelik, sosyal güvenlik alanında geçmişte bir çok hata yapıldığını ve o hatalardan ders alarak geleceği inşa etme anlayışı içinde hareket ettiklerini belirtti. Çelik, 1960`larda 24 çalışanın bir emekliyi finanse ederken, bugün iki çalışanın bir emekliyi finanse eder hale geldiğini bildirdi. Çelik, sürdürülebilir bir sistem için bu oranın, dört çalışana bir emekli olması gerekirken, bugün 2`ye bir oranının bulunduğunu söyledi. Çelik, SSK emeklilerinin yüzde 60`ının 60 yaşın altında olduğunu ve genç emekliliğin diğer bir sonucunun da kayıt dışılık olduğunu, çünkü bu kişilerin yeniden kayıt dışı çalışmaya başladıklarını ve bunların da 2 bin 135 kişi olduklarını bildirdi. Çelik, 2006`da prim gelirleri 41.6, emekli aylıkları ise 45 katrilyon iken, 2007 yılında ise prim gelirlerinin 42.5, emekli maaşları ise 54.9 katrilyon olarak tahmin edildiğini ifade etti. Çelik, `Herkesin yükü eşit adil şekilde paylaşması gerektiğine inanıyoruz. Hiçbir iktidar siyasi getirisi olmayan böyle bir yasayı getirmek istemez. Biz hiçbir zaman koltuk kaygısı duymadan bu reformu getirmiş bulunuyoruz` dedi. (ANKA) (AYL /ZG) 2007-12-11 16:21:48 HaberX

`Bu primle emekli aylığı zor ödeniyor`
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
`Bu primle emekli aylığı zor ödeniyor`Mevcut sosyal güvenlik sistemiyle toplanan primlerin emeklilik aylığını karşılama oranı giderek düşüyor. Faruk Çelik, `Primlerin emekli aylığını karşılama oranı yüzde 77`ye indi. Bir yıl önce bu oran yüzde 84`teydi` dedi RADİKAL - ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , sosyal güvenlik sisteminde toplanan primlerin sağlık harcamaları bir yana, emekli aylıklarını ödemeye bile yetmediğini belirterek, primlerin emekli aylığını karşılama oranının bu yıl sonunda yüzde 77`ye ineceğini belirtti. Çelik, kayıt dışılık, işverenin çalışanı düşük ücretten göstermesi, erken yaşta emeklilik gibi nedenlerle giderek sorun yumağı haline gelen mevcut sosyal güvenlik sisteminin kötü sonuçlarından birine parmak basan Çelik, emeklilik aylığı ödemesinin, toplanan primlerle giderek zorlaştığını söyledi. Bugün görüşülecek TBMM Sağlık Komisyonu `nda geçen hafta geneli üzerinde görüşme yapılan ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri dinlenen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu `nda görüşülmeye başlanacak. Çalışma Bakanlığı , tasarıyla ilgili gelen görüş ve önerileri 25 başlık altında toplayarak, dün Sosyal Güvenlik Kurumu `nda bir araya gelen işçi, işveren, memur sendikalarıyla 25 dolayında sivil toplum örgütünden oluşan sosyal taraflarla tartışmaya açtı. Faruk Çelik , buradaki konuşmasında sosyal güvenlik reformunun gerekliliği konusunda tüm tarafların mutabakatı bulunduğunu, tüm siyasi partilerin de bu konuya programlarında yer verdiklerini söyledi. Reformun, norm ve standart birliğinin sağlanması , sağlık hizmetlerinden tüm vatandaşların yararlandırılması ve açıkların artık sürdürülebilir olmaktan çıkması nedeniyle zorunlu hale geldiğini kaydeden Bakan Çelik , şöyle konuştu: "2006 yılında sosyal güvenlik sisteminde toplam 41.6 milyar YTL prim toplandı . Emekli aylığı giderleri ise 45 milyar YTL oldu. Yeniden yapılandırılan prim borçları dolayısıyla yapılan tahsilatlar bir yana bırakılırsa primlerin emekli aylığını karşılama oranı yüzde 84 olmuştu. 2007 yıl sonuna ilişkin tahminimize göre ise prim gelirleri 42.5 milyar YTL , emekli aylığı ödemeleri de 54.9 milyar YTL olacak. Primlerin emekli aylığını karşılama oranı yüzde 77`lere gerileyecek. Sağlık giderleri de yok bunun içinde. Bunun birçok nedeni var, ama ana nedeni sosyal güvenlikte aktif/pasif oranının bozulmasından kaynaklanıyor. Bugün mevcut emeklilerin yüzde 60`ı, 1999`da çıkarılan sosyal güvenlik yasasının öngördüğü 58-60 yaşın çok altında. Şu an emeklilik yaşı bayanlarda 44, erkeklerde 47`de. Söz konusu yasanın öngördüğü 58-60 yaş noktasına kademeli olarak ancak 2028 yılında ulaşabileceğiz. O tarihte nispeten bir düzelme gerçekleşmiş olacak." 2.2 milyon emekli işte Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Faruk Çelik , insanların 40 yaşında emekli olması dolayısıyla halen emeklilerden 2 milyon 165 bininin bir işte çalıştığını ancak kayıt dışında olduklarını belirtti. Sosyal güvenlik yasa tasarısının geçen hafta TBMM Sağlık Komisyonu `ndaki sekiz saatlik görüşmeleri sırasında sivil toplum örgütlerinden gelen önerileri 25 başlıkta topladıklarını anlatan Çelik, bunların hangilerinin tasarıya konulup, hangilerinin niye konulmayacağını sosyal taraflarla birlikte değerlendireceklerini söyledi. Çelik, değiştirilmesi kararlaştırılan düzenlemeleri TBMM Plan Bütçe Komisyonu `nda hayata geçirmek için çaba harcayacağını ifade etti. "Bu tasarı hepimizin" diyen Çelik, işi alıp kaçırmak gibi bir niyetlerinin olmadığını söyledi. Emeklilere bayram müjdesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , 14-19 Aralık arasında SSK ve Bağ -Kur emeklilerine ödeme yapılması için Bakanlar Kurulu `na önerge sunacaklarını söyledi.Sosyal Güvenlik Reformunu tartışmak üzere sosyal taraflarla bir araya geldiği toplantı öncesinde açıklama yapan Faruk Çelik , SSK ve Bağ -Kur emeklilerine bayramdan önce maaş ödemesi yapılması için Bakanlar Kurulu `na önerge sunacaklarını belirterek, ödemenin 14-19 Aralık arasında yapılacağını kaydetti. Çelik, Bağ -Kur ve SSK emeklilerine toplam 3.3 milyar YTL `lik ödeme yapılacağını söyledi. 2007-12-11 12:56:46 Radikal

Ali TEZEL:Fazla veren işsizlik sigortası sosyal sigorta değil mi?
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Fazla veren işsizlik sigortası sosyal sigorta değil mi? Avrupa Sosyal Şartı ve 1952 yılında imzaya açılmış olan “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları” hakkındaki 102 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi’ne imza koyan üye ülkeler aşağıda yazılı olan risklere karşı çalışanlarını güvence altına almakla yükümlüdür. 1-Hastalık (Sağlık Yardımı) 2-Hastalık (Gelir Kaybını Karşılayan Ödenekler) 3-Yaşlılık (Emeklilik) 4-İş kazası ve meslek hastalığı 5-Analık (Doğum) 6-Sakatlık (Malüllük ) 7-Ölüm 8-İşsizlik 9-Aile yükleri (çocuk ve kira yardımı) Bahse konu Uluslararası Sözleşmeye ülkemizde imza koymuş olmakla birlikte, ilk yedi sosyal riske karşı ülkemizde var olan SSK , Bağ -Kur ve T.C. Emekli Sandığı ’nın bileşkesi olan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ), kendisine bağlı olanlara güvence sağlamaktadır. 1-İşsizlik sigortasında 31 milyar var Son ikisi olan Aile yükleri ile işsizlik riskine karşı ise 1999 yılına gelinceye kadar herhangi bir güvence ortada yok iken 4447 Sayılı Kanun ile bağımlı çalışan işçiler için işsizlik riski güvence altına alınmıştır. Ancak aynı kanun gereğince ilk prim kesintisi Haziran 2000’de başlamış ve ilk işsizlik sigortası ödemeleri de 2002 yılının şubat ayında başlamıştır. Son sıradaki son sosyal risk olan Aile yüklerine karşı da ülkemizde herhangi bir sosyal güvence yoktur. Birçok çalışanın bir an önce emekli olmaya çabalamasının en önemli sebebi de aile yardımı alamamasıdır ki. Çalışan, emekli olup emekli aylığını aile yardımı gibi yani ev kirası, çocukların yiyeceği için kullanmak ve sonra da emekli olup çalışmaya devam etmek çabasındadır. İşsizlik sigortası konusuna gelince şu an “İşsizlik Sigortası Fonu ’nun net birikimi kasım sonu itibarıyla 30 milyar 58.4 milyon YTL ’ye ulaşmış durumda. Bu paralar da iç borçlanma ihalelerinde devlet iç borçlanma senetlerinde kullanılmaktadır. Yani, 30 milyon lira devletin elinde. Kasım sonu itibarıyla 31 milyar 576 milyon lira geliri olan fon bugüne kadar, işsizlere sadece 1 milyar 509 milyon YTL . ödeme yapmış durumda 2-Sosyal güvenlik açığı ise 26 milyar lira Öte yandan gündemde sosyal güvenlik reformu var ve deniyor ki bu sene açık 26 milyar lira olacakmış ama birkaç sene öncesine gidersek rakamları daha net görebiliriz. Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere, SGK ’nın açıkları esasen sağlık giderlerindedir ve 2004 yılında 10 milyar lira olan sağlık giderleri bu yıl sonunda 22 milyar liraya ulaşacaktır. Emeklilik giderleri ise 2004 yılında 35 milyar lira iken bu yıl 51 milyar liraya ulaşmıştır. Sonuç olarak emeklilik giderleri 2004 yılından bugüne yüzde 145 artmış ama sağlık giderleri yüzde 220 artmıştır. Bu arada açık denilen rakamların yaklaşık 10 milyar lirası da T.C. Emekli Sandığı ’na verilen görev zararları diyebileceğimiz ve faturası karşılığından Hazine ’den alınan paralar mesela malül kalan erlere veya vefat eden erlerin geride kalanlarına ödenen aylıklar, ikramiyeler, 65 yaş aylıkları gibi giderler de var. Bunları hesaba kattığımızda gerçek açık 16 milyar liradır. 3-İlaç giderleri çok fazla Sağlık giderlerinin ise ilginç bir yönü var tüm dünyada sağlık giderlerinin ortalama yüzde 20-25’i ilaç giderlerine harcanırken ülkemizde yüzde 50’si ilaç giderleridir. Yani 2005 yılı şubat ayında SSK ve tüm kamu hastanelerinin Sağlık Bakanlığı ’na devrinden sonra gerek ilaç firmalarına ve gerekse özel sağlık kuruluşlarına 12 milyar liradan yani eski parayla 12 katrilyondan fazla para aktarmışız. 4-Sonuç; Görüldüğü üzere Sosyal Güvenlik Sistemi bu sene 26 milyar açık vereceği ifade ediliyor ama gerçek açık 16 milyar lira ve işsizlik sigortasında da devletin kullandığı 30 milyar lira öylece duruyor. İşsizlik sigortası da sosyal sigorta yardımlarından olduğu halde milletin emekli aylıklarını düşürmek için 31 milyar fazlayı hesaplarda göstermiyorlar. Vatandaşın gereksiz dediği... Ali Bey , gazetedeki sütununuza gereksiz o kadar çok şey yazıyorsunuz bunları okuyan var mı yok mu bilmiyorum. Sütununuza boş ve gereksiz şeyler yazacağınıza milletin sorularına yanıt verseniz daha iyi değil mi? Kimin umurunda SGK başkanının istifası, kimin umurunda sosyal güvenlik reformu . Bizleri hiç ilgilendirmiyor. Dört aydır cevap bekliyorum hâlâ cevap alamadım boş ve gereksiz yazılarınızdan. Sorumu tekrar soruyorum. Ben, 1.7.1957 doğum tarihliyim 1.10.1987 yılında SSK ’ya başladım ve şu an 3680 günüm var. Ben kaç yaşında emekli olurum? Müjgan Hanımefendi iletinizi aynen yazdım bakalım sizinle aynı görüşte olanlar var mı diye. Zira gereksiz dedikleriniz tüm ülke insanlarını ilgilendiriyor. Bu arada sizin özel durumunuz olan emekliliğinize gelince, yukarıdaki bilgilere göre 54 yaşında yani 01.07.2011 günü SSK ’dan emekli olacaksınız. Şayet prim ödemeye devam eder de 5225 günü tamamlarsanız yaş beklemeden 5225 günü tamamladığınız anda emekli olursunuz. 11.12.2007 2007-12-11 12:28:24 Akşam

SSK ve Bağ-Kur emeklilerine bayram müjdesi
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine bayram müjdesiÇalışma ve sosyal Güvenlik bakanı Faruk Çelik, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarının Bayram`dan önce verilmesi ile ilgili kararnameyi bugün Bakanlar kurulu`na sunacaklarını açıkladı. Çalışma ve sosyal Güvenlik bakanı Faruk Çelik , SSK ve Bağ -Kur emeklilerinin maaşlarının Bayram`dan önce verilmesi ile ilgili kararnameyi bugün Bakanlar kurulu`na sunacaklarını açıkladı. 2007-12-10 15:07:38 TGRT Haber

Sahte emeklilik çetesine darbe
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Sahte emeklilik çetesine darbeMANİSA’DA para karşılığında BAĞ-KUR ve SSK’ya bağlı kişilere sağlık raporu ve bilgisayar ortamında... MANİSA ’DA para karşılığında BAĞ -KUR ve SSK ’ya bağlı kişilere sağlık raporu ve bilgisayar ortamında gün artırımı yaparak haksız şekilde emekli olmalarını sağladığı iddia edilen 8 kişi ile haksız şekilde emekli olduğu öne sürülen 10 kişi yakalandı. Zanlılardan 4’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Ahmet ÜNSAL 2007-12-10 06:16:57 HO Tercüman

3,5 yıl işçi olarak çalışması durumunda SSK şartlarına göre emekli olabilir mi? -Ali ÖZTÜRK Ekonomist
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
ALİ BEY İLK ÖNCE BİLGİNİZİ ÖNYARGISIZ PAYLAŞMANIZDAN ÖTÜRÜ TEŞEKKÜR EDER SAYGILAR SUNARIM.1988-2000 arası aralıklı olarak ssk lı olan, 2003-31/12/07 arası bagkurlu olan birinin;01/01/2008 de yürürlüğe girecek olan sosyal güvenlik yasası ile hangi kurumdan emekli olacaktır(bagkur veya ssk). diyelimki 01/01/2008 de işçi olarak bir işyerinde çalışmaya başladı 3,5 yıl işçi olarak çalışması durumunda ssk şartlarına göre emekli olabilrimi yoksa sosyal güvenlik kanunu yayınlandığı tarihde bagkurlu olduğu için bagkur kanununa göremi emekli olacak. Cevabınız için şimdiden çok teşekkür ederim. - VOLKAN KARAKOÇ CEVAP: Volkan bey sizin sorunuzdaki kişiler için durum değişmeyecek. Yani son 7 yılda en fazla nereye prim ödenmişse yine o kurumdan emekli olunacak. Son 7 yıl 2520 gündür. Bu sayının yarısı yani 1260 gün en son nereye prim yatmışsa oradan emekli olunacak. Örneğin kişi şimdi Bağkur'lu olsa bile 2008 sonrası SSK'ya geçer en az 1260 gün SSK öderse SSK kanunlarına göre olur. Tersi bir şekilde kişi şu an SSK'lı ise ve 2008 sonrası Bağkur'lu olur 3,5 yıl yani 1260 gün Bağkur öderse Bağkur kanunlarına göre emekli olur. Burada 2008 öncesi veya sonrası nerede olduğu ve nereye geçtiği önemli değildir. Hangi kuruma son 7 yıl içinde en fazla prim yatırdığı önemlidir. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Emeklilik blog sitemiz Kasım 2007'de 135.000 kez tıklandı- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
13 Aralık 2007 Dün, 01:41:08
Sevgili okuyucular Kasım 2007 istatistiklerine göre blog sitemiz 135.054 gösterimle rekor kırdı. http://emeklilik.blogcu.com da günlük en çok 7861 sayfa gösterildi. Ayrıca blog sitemiz Kasım ayında 41.524 tekil kişi tarafından ziyaret edildi. Herkese gösterilen bu ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Özellikle www.blogcu.com sahibi Nokta İnternet Teknolojileri A.Ş.'ye bize sağlamış oldukları bu imkandan ötürü hem kendi adıma hem de emeklilik blog sitemizden yararlanan sigortalılar adına teşekkürü borç biliyorum. Saygılarımla... SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

OKULUM UZADI VE YAŞIM 22 OKULUMUN UZAMASI MAAŞ ALMAMA ENGEL Mİ?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
11 Aralık 2007 Salı, 23:48:40
İYİ GÜNLER BABAM 2003 YILINDA VEFAT ETTİ VE BEN ONUN ÜZERİNDEN ÜNİVERSİTE OKUDUĞUM İÇİN MAAŞ ALDIM FAKAT OKULUM UZADI VE YAŞIM 22 OKULUMUN UZAMASI MAAŞ ALMAMA ENGELMİ ACABA ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER SEDAT VERDİ CEVAP: Sedat bey; Kurumu bildirmemişsiniz ben SSK'ya göre cevaplandırıyorum. 25 yaşına kadar üniversite öğrencisi olarak babanız üzerinden aylık alabilirsiniz. SSK İLGİLİ MADDELER AŞAĞIDA VERİLMİŞTİR. Eş ve çocuklara aylık bağlanması: a) 18 yaşını , ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malül bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan ( erkek ibaresi 29.07.2003 - 4958 / 35 md. ile metninden çıkarılmıştır. Y.T. 06.08.2003) çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir ve ya aylık almayan kız çocukların her birine % 25'i , b) (a) fıkrasında belirtilen ve sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan yahut sigortalı babanın ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber anaları sonradan evlenenlerin her birine % 50'si, Oranında aylık bağlanır. Sigortalının ölüm tarihinde 18 veya 20 yaşını doldurmuş olup, aylığa hak kazanmamış durumda olan erkek çocuklar, sonradan öğrenim yaparsa (a) fıkrasındaki haklardan yararlanırlar. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Sorulara cevap yetiştirmekte zorlanıyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
11 Aralık 2007 Salı, 23:48:40
Değerli okurlar hepinize merhabalar... Şubat 2007'de sadece 2 köşe yazımı yayınlayarak başladığım bu blog sitesine ilginiz her geçen gün artıyor. Son olarak açtığım SORUN CEVAPLAYALIM bölümümüze gelen sorular o kadar çok ki bunları cevaplamakta zorlanıyorum. Elbette şunu bilmenizi isterim. Karşınızdaki bir kişiye soru yöneltirken o sorunun muhakkak cevaplanacağı düşüncesiyle yöneltirsiniz. Ancak kamuya açık işlerle ilgili soru ve sorunlarınıza her zaman anında cevap alamazsınız. Bu konuda bana empati yapmanızı rica ediyorum. Her gün gelen onlarca soruyu yanıtlamak sanıldığı kadar basit değil. Yanıtlanmış sorular halka açık blog sitemizde de yayınlandığından tekrar tekrar gözden geçiriliyor. Bu durumda bu iş için ayırdığım vakitte en fazla 2-3 soruyu cevaplandırmama imkan veriyor. Bu vesileyle sorularına cevap alamayan kıymetli okurlarımızın affını diliyorum. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Bir çok kişiye gösterdik ve emekli olabileceği söylendi-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
11 Aralık 2007 Salı, 23:48:40
sayın ali bey;öncelikle kolay gelsinbiz 06/11/2007 tarihinde annemim emekliliği için evraklarımızı teslim ettik.ssk'nın yapmış olduğu araştırma sonucunda 54 yaşında annemim emekli olacağı söylenmiş . ben şimdi size annemin bilgilerini yazıyorum.bir çok kişiye gösterdik ve emekli olabileceği söylendi. sizde bir bakarsanız ve bize yardımcı olursanız sevinirim. yücel yurdakavuşan isteğe bağlı 3600 günden olucak. ( 4200 günü var)işe başlama tarihi : 02/11/1992doğum tarihi : 04/10/1955 teşekkürler CEVAP: Yücel bey bir çok kişiye gösterdik emekli olacağını söylediler bir de siz bakın diye yazmışsınız. Kim emekli olacak demişse ya şaka yapmış ya da sanıldığından daha karmaşık olan sosyal güvenlik kanunlarımızı bilmiyor. Tabi ben onlara kızamıyorum. Kızamamda. Çünkü bu ülkenin sosyal güvenlik kanunları bayram sonrası E-5 karayolu gibi. Herkesin aynası birbirine değiyor. Bir kanunun verdiği bir hakkı başka bir kanunun ek maddesi iptal ediyor. Böyle oluncada yasaları takip ve tahlil zorlaşıyor. Her şeyi yazamıyor ve eleştiremiyoruz. Bunu bilin. Daha yeni Ali TEZEL'e neler yapıldığını gördünüz. Sorunuzun cevabına gelince; Kadınlar için 3600 günden emeklilik şu şartlara bağlıdır. I- En az 15 yıllık sigortalılık süresini tamamlamak,II- En az 3600 gün prim ödemek,III- 50 yaşını tamamlamak. İşe giriş tarihiniz 02/11/1992 üzerine 15 yıl eklersek 02.11.2007 yapar Anneniz 50 yaş şartını 04/10/2005 tarihinde tamamlamış. Üstte belirtilen bu üç şartı;24.05.2005-23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler, 54 yaşında emekli olabilirler. Dolayısıyla SSK doğruyu söylemiş. 54 yaşını bekleyin. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Aynı anda hem SSK'ya hemde Bağ-kur'a prim ödemeye başladım- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
11 Aralık 2007 Salı, 23:48:40
Ali bey iyi günler, ben su anda hem bagkur ,hemde ssk ya kayıtlıyım. .ilk baslangıcım ssk.daha sonra işyeri acıp bagkura gectım.işyerımı kapatmadan bır fırmada calışmaya basladım.calışmaya basladıgım şirkette adıma ssk prımı odemeye basladı.aynı anda hem ssk ya hemde bagkura pırım odemeye başladım.yaklaşık 2.5 yıldır da bagkur a pırım odemeyı kestım.ssk pırımıne devam etmemın sebebı ,şirketimin ssk sız calıştıramıyacagını soylemesı vede ssk prımının yuksek olması dır.Bu sorunu nasıl halledebılırım.detaylı bilgi verebilirmisiniz iyi çalışmalar dilerim ŞÜKRÜ Y. CEVAP: Şükrü bey ; daha önce SSK'lı olduğunuzu ve sonra işyeri açarak Bağ-kur'a geçtiğinizi yazmışsınız. Aynı anda iki kuruma prim ödenmez. Buradaki ayrıntı şu: Önce başlayan SSK kesintiye uğramadan devam etmesi halinde BAĞKUR işlemez. Ancak 1 günlük bir SSK kapanışı halinde vergi kaydından dolayı otomatik olarak Bağkur başlar ve artık SSK ödeyemezsiniz. Siz hiç ara vermeden SSK ödemeye devam etseydiniz Bağkur ödemenize gerek kalmayacaktı. Ancak böyle olmamış ara verilmiş ve Bağ-kur başlamış. Şu an Bağ-kur'lusunuz. SSK ödenmesi yanlıştır. Ne yapmam gerekiyor diye soruyorsunuz. Tercihte bulunacaksınız. Birini seçeceksiniz. Bu ileride başınızı ciddi biçimde ağrıtabilir. Ayrıca konu hakkında muhasebenizle görüşerek SSK ve Bağkur'a yatan çakışan primlerin iadesini veya birbirine mahsup edilerek doğru yere aktarılmasını talep edin. Yanlış vapurdanız. Fazla vakit geçmeden doğru limanda inin. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Erken Yaşlananlara SSK’ dan Kolay Emeklilik
11 Aralık 2007 Salı, 23:48:40
Selim EROLselimerol@bugun.com.tr Annem bir özel hastanede, hasta bakıcı olarak çalışıyor. Doğum Tarihi:21.03.1959, Küçük yaştan beri çalışmakta, dört çocuk sahibi bir bayan. Bizler büyüdük evlendik, bir tane bekar kardeşimiz kaldı. Bizleri büyütürken yıprandı. SSK’lı olarak 01.02.1994 tarihinden bu yana çalışmakta.Toplam prim günü:4.800 gün. Daha önceleri kasabada çiftçilik yaptığı için sosyal güvencesi yok. Bu çalışmalardan dolayı zaman içinde çok yıprandı, şu anda hastanede 3 vardiya (07-15, 15-23, 23-07) olarak çalışıyorlar, haftalık vardiyalar değişiyor... Erken Yaşlananlara SSK’ dan Kolay Emeklilik Annem bir özel hastanede, hasta bakıcı olarak çalışıyor. Doğum Tarihi:21.03.1959, Küçük yaştan beri çalışmakta, dört çocuk sahibi bir bayan. Bizler büyüdük evlendik, bir tane bekar kardeşimiz kaldı. Bizleri büyütürken yıprandı. SSK’lı olarak 01.02.1994 tarihinden bu yana çalışmakta.Toplam prim günü:4.800 gün. Daha önceleri kasabada çiftçilik yaptığı için sosyal güvencesi yok. Bu çalışmalardan dolayı zaman içinde çok yıprandı, şu anda hastanede 3 vardiya (07-15, 15-23, 23-07) olarak çalışıyorlar, haftalık vardiyalar değişiyor. İşten geldiği zaman yorgunluktan kendini yatağa zor atıyor ve ne kadar uyursa uyusun vücudu dinlenemiyor, yorgun ve halsiz oluyor. Daha öncede yüz felci geçirmişti, bir kaç ay tedavi görmüştü. Emeklilik ve Kıdem tazminatı için sabrediyor. Emekli olmasına hesaplamalarıma göre daha uzun bir süre var. Bu süre kadar çalışıp çalışamayacağı konusunda kendisine güvenemiyor. En azından kıdem tazminatını alıp, çalışmadan emeklilik yaşı veya sigortalılık süresini bekleyelim diye düşünüyoruz. Yardımlarınızı bekliyorum. (Ramazan KUŞ-DENİZLİ) Sayın KUŞ, Analarımız başımızın tacı. Onların hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Bu vesileyle tüm analara saygılarımız gönderiyor ve ellerinden öpüyoruz. -Annenizin normal şartlarda emekli olabilmesi için; 20 yıl sigortalılık süresi, 5.675 gün sayısı ve 50 yaş şartını tamamlamış olması gerekmektedir. Bu durumda 50 yaş şartını 21.03.2009, prim gün sayısını 01.05.2010 yılında, sigortalılık süresini de 01.02.2014 yılında tamamlamış olacaktır. -Ancak sorunuzda belirtmiş olduğunuz üzere annenizin kendini daha yaşlı hissetmesi ve uzun süre daha çalışacak gücünün bulunmaması nedeniyle hangi şartlarda erken emekli olabileceğini açıklamaya çalışalım. Erken Yaşlananların Emeklilik Şartı Nedir? 506 sayılı SSK Yasanın 59 ncu maddesi uyarınca; 50 yaşını dolduran ve erken yaşlanmış olduğu tespit edilen sigortalılar; -En az 5000 gün veya, -15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün prim ödeme şartıyla emekli aylığına hak kazanma imkanı tanınmıştır. Sigortalılar Erken Yaşlandığını Nasıl Belgeleyecek? Bu uygulamadan yararlanmak üzere, erken yaşlandığını düşünen ve 50 yaşını doldurmuş olan sigortalıların bağlı bulundukları SSK(Devredilen) Müdürlüğüne erken yaşlanma talebiyle müracaat etmesi ve durumunu sağlık raporu ile belgelemesi gerekmektedir. -SSK mevzuatı uyarınca; 50 yaşını doldurmuş ancak yaşlılık aylığından yararlanma yaşını doldurmadan, biyolojik yönden bu yaşı doldurmuş bir insan derecesinde yaşlanmış ve çalışma gücünün bu seviyeye düşmüş olduğu mevzuat hükümlerine göre tespit olunanlar erken yaşlanmış sayılacaktır. Erken Yaşlananların Emeklilik Başlangıcı Nedir? -506 sayılı Yasanın 62 nci maddesi uyarınca, Erken yaşlanmış olması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalının bu husustaki raporunun tarihi, yazılı isteğini takip eden takvim ayından sonraki bir tarih ise, yaşlılık aylığı, raporun tarihinden sonraki aybaşından başlanarak verilecektir. .Erken Yaşlananlar Kıdem Tazminatı Alabilir mi? -4447 sayılı Yasa uyarınca İş Kanunun kıdem tazminatını düzenleyen madde hükmüne getirilen düzenleme ile; emekli aylığı bağlanabilmesi için gerekli olan gün sayısı ve sigortalılık süresini yerine getiren sigortalıların, sadece yaş haddi nedeni ile emekli olamamaları halinde, kendi isteği ile kıdem tazminatını alarak işten ayrılabilmelerine imkan tanınmıştır. -Dolayısıyla bu hak emeklilik için yasada öngörülen yıl ve prim ödeme gün sayısı şartını yerine getirip sadece yaşı bekleyecek olan sigortalılara tanınmıştır. -Sayın KUŞ, Annenizin normal emeklilik şartı olan sigortalılık yılı ve prim ödeme şartını tamamlamamış olması nedeniyle bu haktan şu an yararlanma imkanı bulunmamaktadır. -Ancak anneniz erken yaşlanma nedeniyle emekli olabilirse, kıdem tazminatı alabilecektir. Erken Yaşlananlarda Yıl Şartı Aranacak mı? -Sayın KUŞ, annenizin erken yaşlandığını belgeleyebilmesi halinde, 15 yıl şartını 01.02.2009 yılında tamamlayacağı için, mevcut 4.800 gününü (yıl şartı aranmaksızın) 5.000 güne ikmal ederek daha yakın bir tarihte emekli olması mümkündür. Sağlıcakla ve sosyal güvenlikle kalın...

AMERİKA FOTOĞRAFLARI
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
• The USS Ronald Reagan aircraft carrier• The north side of the White House, home and work place of the U.S. president• The west front of the United States Capitol, which houses the United States Congress• Immigrants landing at Ellis Island, New York, 1902• U.S. growth by date of statehood and ratification of the Constitution• Declaration of Independence, by John Trumbull, 1817–18• The Mayflower transported Pilgrims to the New World in 1620• Formerly endangered, the bald eagle has been the national bird of the United States since 1782• Climate zones of the continental United States• Great Seal• Flag

Uçak savuran rüzgar... / Video
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Portekiz'de Madeira Havaalanı'nda büyük panik. Havalimanına inişe gelen uçaklar ecel terleri döktü. Sert esen rüzgarda pisti pas geçen bir uçak yere çakılmaktan son anda kurtuldu... 10 Aralık 2007 15:48 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } Portekiz'de Madeira Havaalanı'nda büyük panik. Havalimanına inişe gelen uçaklar ecel terleri döktü. Pistin denize birleşik kısmından amatör bir kamerayla çekilen görüntülerde ilk uçak sağa sola yattıktan sonra pisti doğruladı ve inişini zar zor gerçekleştirdi. Ancak piste yönelen ikinci uçak o kadar şanslı değildi. Aynı uçak 2. denemesinde pisti tuttururken büyük panik yaşandı....İŞTE MADEİRA HAVALİMANI'NDA YAŞANAN KORKU DOLU ANLARliveleak

Sosyal güvenlik reformu şirket ortaklarını vuracak
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Meclis’e gönderilen sosyal güvenlik reformu şirket ortakları için de büyük dezavantaj oluşturacak ince ayrıntıları var. Hatır ortakları bile bakın ne kadar prim ödeyecek: 10 Aralık 2007 12:34 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } Yahya Arıkan'ın analizi Reform sonrası hatır ortağı olanlar bile aylık en az 196 YTL prim ödemek zorunda olacak. Halen yürürlükte olan Bağ-Kur Kanunu’na göre; şirket ortakları kaç şirkette ortak olurlarsa olsunlar her ay sadece bir defa prim ödemektedirler. Çünkü, Bağ-Kur primini ortak oldukları şirketler değil, bizzat kendileri ödemektedir. Yani, halen ödenecek Bağ-Kur primi ortak olunan şirket sayısına bağlı olmayıp, bulunduğu basamağa göre, aylık bir kez ödenmektedir. 5510 Sayılı Kanun yürürlüğe girerse haksız ve adaletsiz bir uygulama başlayacak. Örneğin, 10 ayrı limited şirkette yüzde 1 ile yüzde 3 arasında hisse sahibi olup, Bağ-Kur’un 12. basamağından aylık 274.98 YTL Bağ-Kur primi ödeyen iş adamı Hüseyin Bey, sosyal güvenlik reformu yürürlüğe girdikten sonra asgari ücret üzerinden prim ödese bile her bir şirket için aylık 196 YTL olmak üzere 10 ayrı şirkete ortak olduğu için, toplam 10 x 196 YTL= 1.960 YTL Bağ-Kur primi ödeyecek. (Bugünkü asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır) Söz konusu iş adamının çalıştırdığı işçilere yüksek ücret ödediği düşünüldüğünde, 10 şirkette ortaklığı olan bir iş adamının ödeyeceği tutar aylık 5-6 bin YTL’den fazla olabilecek. Hatır ortakları yandı Doktor, mali müşavir, mühendis, mimar gibi bir çok kişinin gerçekten hiçbir ortaklığı olmamasına rağmen sırf Ticaret Kanunu hükümlerine uygunluk sağlanması için hatır ortağı olduğu görülmektedir. Reform yürürlüğe girdiğinde, hatır ortağı olanlar buradan hiçbir ticari geliri olmadığı halde bu durumdaki her bir şirket ortaklığı için en az aylık 196 YTL prim ödeme zorunluluğu geliyor. İşçi ücreti yüksek olanlarda bu tutar 1.482 YTL’ye kadar çıkıyor. (Bugünkü asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır) Destek primi artacak Halen yürürlükte olan uygulamaya göre, Bağ-Kurdan emekli olup ticari faaliyetine devam edenlerin Bağ-Kur emekli aylığından yüzde 10 (yaklaşık 68 YTL) oranında, Bağ-Kur dışındaki kurumlardan emekli olanlardan ise 12. basamağın yüzde 10’u oranında sosyal güvenlik destek primi alınmaktadır. Oysa sosyal güvenlik reformu ile almakta oldukları aylıklarının yüzde 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi alınması öngörülüyor. Bu tutar yaklaşık 100 YTL’ye çıkartılıyor. Diğer bir deyişle Bağ-Kur’lu emeklilerin destek primi artırılıyor! Aylığını kesip çalışan dul kadını cezalandırıyor Halen yürürlükte olan uygulamaya göre, çalışan kadınlar vefat eden eşlerinden dolayı dul aylığını çalışmayan kadınlarla aynı düzeyde (aylık alan çocuğu olmayan kadınlarda yüzde 75) almaktadır. Ancak, 5510 sayılı Kanun’la çalışan kadına dul aylığı yüzde 25 eksiltilerek verilecek olup, adeta çalışan kadınlar cezalandırılmakta, toplum tembelliğe yönlendirilmektedir. Çalışan, üreten bir kadına vefat eden kocasından dolayı alması gereken dul aylığının sadece yüzde 50’si ödenmektedir. Oysa, çalışmayan veya kendi çalışması nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde yüzde 75’inin ödeneceği öngörülmektedir. Bu şekliyle reform çalışan kadını cezalandırmaktadır. Reform, işçi ücretlerini kayıt dışına itecek Bu düzenlemeyle; Bağ-Kur’lu olmasını gerektirecek bir faaliyette bulunan kişiler asgari ücretle, asgari ücretin 6.5 katı arasında olmak koşuluyla her ay dilediği rakam üzerinden yüzde 33.5 ila yüzde 39 prim ödemekle yükümlü olacak. Ancak, reform ile sigortalı çalıştıran şirket ortaklarının beyan edeceği aylık kazancının, çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamayacağı öngörülüyor. Bu durum, yüksek Bağ-Kur primi ödemek istemeyen işverenlerin, işçi ücretlerini düşürerek kayıtdışına itilmesini teşvik etmektedir. Örneğin, limited şirket ortağı Mehmet Bey, şirketinde en yüksek ücreti 3.802,50 YTL ile müdürü Hüseyin Bey’e ödemektedir. Mehmet Bey, reformdan sonra en yüksek ücret ödediği işçisinden daha az matrah beyan edemeyeceğinden ayda 3.802,50 YTL üzerinden ayda en az 1.274 YTL kadar primi ödeyecektir. (Vatan)

Bugün yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Ali Tezel:Sosyal güvenlik başsız nereye gideceği de belli değil 10,6 milyon kişi sigortasız çalışıyor `Devlet sosyal güvenliğe sahip çıkmadı` Sosyal Güvenlik Rant İçermiyor Sosyal güvenlik yasasına karşı çağrı Esas sorun medya satışı değil sosyal güvenlik reformu! SSK provizyon kavgasında savunmaya geçti Sosyal güvenlik reformuna tepkiler Emeklilik çetesine operasyon; 4 tutuklama Neden Sosyal Güvenlik Reformunu yazmıyorum?

Ali Tezel:Sosyal güvenlik başsız nereye gideceği de belli değil
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Ali Tezel Sosyal güvenlik reformunun en çok konuşulduğu günler ama 70 milyona hizmet eden SGK başsız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , SGK Başkanı Birol Bey izinli diyor ama SGK Başkanı Birol Aydemir istifa ettiğini, bir daha da geriye dönmeyeceğini açıklıyor. Ekim 2006’da kendisinin davetiyle ilk defa tanışmış ve kaynaşmıştık. Şimdi tam bir yıl sonra ayrılması hoş olmadı. O dönemde Birol Aydemir ile 4 ay kadar gece-gündüz birlikte çalışmış kendisini yakinen tanımıştım. Aşırı derecede zeki ve inanılamayacak kadar da çalışkan birisiydi. Aslında teknik olarak uzak sayılması geeken konuları bile bir kere anlatmakla hemen kapıyor, üstelik detaylara bile inebiliyordu. Öte yandan 4 ay süresince her gün sabah 09.00’da başlayan ve gece saat 03.00’te biten yoğun bir çalışma temposu uyguluyordu. Öyle ki birçok kere, meslektaşım Resul Kurt ile birlikte, “her işi öğrenmek zorunda değilsin, her işi illa ben karar vereceğim diyemezsin sen başkansın işi yapacak birilerini görev vermen gerekir, yapamazsa da değiştirirsin..” şeklinde eleştirilerimize bile gülüp geçen birisiydi. Şimdi ise istifa ettim dönmem artık diyor. Bana göre de istifasının altında yatan en önemli sebep SGK ’nın olmazsa olmazı olan “ÖZERKLİK” konusudur. Zira, bu kurum özerk olmazsa, imza yetkisi olmayan ama ağzıyla talimat verip, talimatının sorumluluğunu üstlenmeyen siyasilerin çiftliği olursa batar. Şimdiki gibi her 2 yılda bir reform yaparız!!! İşin en kötü yanı ise yeni kurulan SGK ’nın 2 yılı tamamlayamadan 2 başkan eskitmesidir. Ülke nüfusunun hemen hemen tamamına hizmet veren SGK ’nın yeniden yapılanmasını sürdürdüğü bugünlerde başsız kalması doğru değil. Reformun direksiyonu da boş Sosyal güvenlik reformu niçin gerekli, gerçekten bir reform veya düzenleme yapmak zorunda mıyız? Yoksa birileri istiyor diye mi yapıyoruz? İşte bunun değişik cevapları var, esasen sosyal güvenlikte düzenleme yapmanın iki değişik ve taban tabana zıt gerekçesi var. 1-Bu sene 26 milyar YTL ’ye ulaşacağı tahmin edilen açıkların kapatılması, 2-Üç farklı sosyal güvenlik kurumunun uyguladığı beş farklı sosyal sigorta kanunlarındaki nimet külfet dengesinin olmaması yani bilinen adıyla NORM ve STANDART birlikteliğinin olmaması. u İlk gerekçeyi savunanlar, açıklar çok fazla bu nedenle açıkların azaltılması için sosyal sigorta yardımları azaltılmalı diyorlar yani daha az emekli aylığı, daha az süt veya cenaze yardımı, daha az geçici işgöremezlik ödenekleri verilmesini savunuyorlar ki şu an TBMM ’deki hükümet tasarısı da bunu öngörüyor. Bu görüşün ürünü hatta yetmiyor uluslararası finans ve not çevrelerinin de bu görüşü destek verir beyanatları basında çarşaf çarşaf yayınlanıyor. u İkinci gerekçeyi savunanlar ise SSK ’lı dul ve yetime 900 günle aylık veriyorsun, iş memura gelince 3600 gün arıyorsun, en çok prim ödeyen Bağ -Kur’luya en az aylığı, en az prim ödeyen kamu görevlisine en çok aylığı veriyorsun nerede adalet diyenler . İşte bunlar adaletçi olanlar, gelirin yeniden paylaşımında fakiri-fukarayı da düşünenler. İşi norm ve standarda bağlamaya çalışanlar. İşte iki görüşün çarpıştığı, milletini sevenlerle, sermayeye uşaklık edenlerin savaştığı bu reformun direksiyonu şu an boş. Bir an önce doldurulmazsa da şarampole doğru gideriz, hatta şu an yoldan çıkmış durumdayız. Bağ -Kur’dan basamak satın alanlar Sayın Ali Tezel , bizlerin sanki umut ışığı haline geldiniz. Biz Bağ -Kur’da uğradığımız haksızlığı sadece sizlere anlatabildik. Bundan dolayı ki her gün ilk işimiz sizlerin köşe yazılarına bakmak oldu, sizin bir yazınızda Bağ -Kur basamağı satın alıp da mağdur olanlara müjde vereceğim diyordunuz. Biz bu müjdeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Birçok yere mesaj çektim, çoğu yerden cevap dahi gelmedi. Bağ -Kur Genel Müdürlüğü ise bizimle dalga geçer gibi hesaplamalarda yanlışlık yok şeklinde cevap gönderdi. Basamak satın alıp da hakkımızı almak için ne yapmalıyız. Lütfen bizlere ne yapmamız gerektiği konusunda yardımcı olunuz. Çünkü bizler devletine güvenip devletinden basamak satın almaktan başka suç işlemedik. l Haydar Yamçıçıer-Tokat Sayın okurum, sizler gerçekten haksızlığa uğramış 12 bin Bağ -Kur’dan basamak satın almış kişilerden birisisiniz. Ancak, basamak satın alırken dairesini, tarlasını satıp o zamanki paralarla 30-40 hatta 50 milyar lira (bugünkü parayla 100 bin liradan fazla) para ödeyip 10 basamak satın alan sizlere, Bağ -Kur şimdi aylık hesaplarken bunu gözetmeden 10-20 lira gibi komik farklar veriyor. Bunun tek sebebi var Bağ -Kur bilgisayar programının yenisini yapamadılar, bunu da size söyleyemiyorlar. İstifa ettiğini açıklayan SGK Başkanı Birol Aydemir ile daha önce sizlerin durumu ile ilgili bir gece vakti görüşmemizde “Biz basamak satın alanları çok mağdur ettik şimdi de geçmiş farklarını da sanki son basamaklarından emekli olmuş gibi hesaplayacağız, bunun için genelge ve bilgisayar programı hazırlıyoruz” dediği için müjde vereceğim demiştim. Şimdi ise Birol Aydemir artık yok. Sizlere tavsiyem en yakın iş mahkemesine gidip dava etmenizdir. Zira geçen iki hafta önce Sayın Cumhurbaşkanımızın hemşehrisi olan 300 Kayserili dava açmak için danıştılar sanırım açmışlardır. Davanızda bana düşen bir iş olursa da hakimin isteği üzerine hemen yerine getiririm. Kanada ’da ve Maltepe ’deki Ali Tezel ’leri rahatsız etmeyin Dün Kanada ’dan bir mesaj geldi, diyor ki, “Benim adım da Ali Tezel ama ben Kanada ’da yaşıyorum. Size gelmesi gereken bir sürü e-mail bana geliyor. Lütfen duyurun, posta kutum her gün doluyor”. İşte bu nedenle sadece bu sayfada yazan e-posta adreslerine gönderimde bulunun yoksa alitezel@gmail .com yazarsanız Kanada ’ya gidiyormuş haberiniz olsun. Öte taraftan Türk Telekom ’un eski adıyla bilinmeyen numaralar 11811 bölümünü arayıp “Ali Tezel ” ismine kayıtlı ev telefonu soranlara ise İstanbul Maltepe ’de oturan bir adaşımın numarasını veriyorlar. Adamcağız gece gündüz ben o değilim demekten usanmış ama bir o kadar da “sizinle aynı ismi taşımaktan gururluyum ” diyor. “ÇOK ÖNEMLİ DUYURU Birçok okurumuzun ısrarla istediği emekli aylığı hesaplama modülü www .alitezel.com web sayfasına yerleştirilmiştir. Siteye girip kendi kendinize bugün emekli olsam ne kadar emekli aylığım olurun cevabını bulabilirsiniz...” 08.12.2007 2007-12-08 04:11:04 Akşam

10,6 milyon kişi sigortasız çalışıyor
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Çalışma Bakanı Faruk Çelik TÜİK`in 2006 yılı verilerine göre 10 milyon 655 bin kişi kayıt dışı çalışıyor. Bu kişilerin kayıt altına alınması halinde devlet yaklaşık 17 milyar YTL sigorta prim geliri elde edebilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , DSP Milletvekili Süleyman Yağız `ın soru önergesi üzerine, kayıt dışı istihdamla ilgili açıklamalarda bulundu. Çelik, kayıt dışı istihdamın yol açtığı gelir kaybına ilişkin şu bilgiyi verdi: "TÜİK `in 2006 Hane Halkı İş Gücü Anketi Nisan Dönemi sonuçlarına göre; SSK `ya kayıtlı çalışması gereken 3 milyon 861 bin kişi, Bağ -Kur`a kayıtlı olarak çalışması gereken 3 milyon 757 bin kişi, ücretsiz aile işçisi sayılan 3 milyon 37 bin kişi olmak üzere toplam 10 milyon 655 bin kişi kayıt dışı çalışmaktadır." Bakan, kayıt dışı ile mücadeleyi planlı ve koordineli bir şekilde yönetmek için bakanlık bünyesinde Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Koordinatörlüğü kurulduğunu ifade etti. Bu kapsamda, Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Projesi , 2006 yılında uygulamaya konuldu. Proje kapsamında 3 bin adet kitapçık hazırlanarak dağıtıldı. Ayrıca 40 bin 840 kişiye, sosyal güvenlik ve sigortalılık bilincinin artırılması yönünde eğitim verildi. Projenin icrası, İçişleri Bakanlığı , Maliye Bakanlığı , Milli Eğitim Bakanlığı , Sanayi ve Ticaret Bakanlığı , Ulaştırma Bakanlığı , Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı , Hazine Müsteşarlığı , Gümrük Müsteşarlığı ile Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı `nın koordinasyonunda gerçekleştiriliyor. Ankara , Zaman 2007-12-09 02:13:58 Zaman

`Devlet sosyal güvenliğe sahip çıkmadı`
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
AKP Hükümeti `nin yılbaşına kadar Meclis `ten geçireceğini açıkladığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS ) Kanun Tasarısı `na bilim insanlarından da tepki geldi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Güzel , tasarının diğer yasal düzenlemelere hiç benzemediğini belirterek "Diğer düzenlemeler toplumun belli kesimlerini ilgilendirirken sosyal güvenlik toplumun bütününü ilgilendiriyor. Türkiye `deki sosyal güvenlik sistemi hiçbir zaman bir devlet politikasına dönüşmedi. Devlet, sosyal güvenliğe sahip çıkmadı" değerlendirmesinde bulundu. Siyasi iktidarların, Türkiye bütçesinden sonra en yüksek bütçeye sahip sosyal güvenlik kurumlarının kaynaklarını devlet borçlarında kullandığını ifade eden Güzel, "İktidarlar kaynakları eritme yoluna gitti ve sosyal güvenlik sistemi kimi iktidarlarca `oy toplama aracı` haline getirildi. Şimdi uygulanmak istenen model ise `sosyal güvenlik, sağlık, devletin görevi değildir. Devlet bu alandan elini çekmelidir. Birey kendi geleceğini, sağlık sorumluluğunu kendi üstlenmelidir` anlayışına dayanmaktadır" diye konuştu. `REFORM YANILGILAR ÜZERİNE KURULU` Sosyal güvenlik hakkının sosyal devleti yaşama geçiren unsurlardan birisi olduğunu belirten Güzel şunları kaydetti: "Söz konusu reform sosyal devlete karşı olan Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF ) tarafından üretildi. SSGSS `nin yaşama geçmesiyle temel insan hakları ortadan kalkacak, sosyal güvenlik piyasa kurallarına feda edilmiş olacaktır. Reform yanılgılar üzerine kuruludur, bilimsel dayanaktan uzaktır. 1980`li yıllarda ilk kez Şili `de sosyal güvenliğin özelleştirilmesine gidilmiş ve sistemin kısa süre içinde çöktüğü görülmüştür. Uluslararası Çalışma Örgütü , Polonya , Macaristan ve Çek Cum -huriyeti`nde de uygulanan sosyal reformun ne getirdiğini araştırmış ve prim oranlarında yükseliş, emekli aylıklarda düşüş gibi nedenlerle toplumda kaos ortamının yaratıldığını ortaya koymuştur." Güzel, bugüne kadar hiçbir iktidarın işsizliği önleyici politikalar üretmediğini vurgulayarak, sosyal güvenlikteki sorunların çözülebilmesinin istihdam alanı yaratmak ve kaçak istihdamın önüne geçmekle mümkün olabileceğini kaydetti. MUHALEFET VEKİLLERİNDEN ELEŞTİRİ Öte yandan muhalefet milletvekilleri mecliste, TBMM Sağlık , Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasan üzerindeki görüş ve önerilerini dile getiriyor. DTP ve CHP `li milletveilleri, yaptıkları konuşmada, AKP `nin SSGSS `yi hazırlarken ne kendilerinin ne de sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin dikkate almamasını eleştirdi. DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır herkese rağmen yasa çıkartılmasının yanlış olacağını vurgulayarak, "Katılımcılık, uzlaşı, sosyal devlet olgusu nerede kaldı? Sosyal güvenlik kuruluşlarının kara delikleri kapatılmak istenirken, sosyal devlet olgusunda kara delikler açılıyor. Sivil toplum kuruluşlarının görüşleri mutlaka dikkate alınmalı" dedi. CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarıyı hiçbir sivil toplum kuruluşunun içine sindiremediğini söyledi. Tasarıyı tali komisyon olarak ele almalarının kendilerini incittiğini ifade eden Bingöl , Plan ve Bütçe Komisyonunun asli komisyon yapılmasını eleştirdi. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ise, Bağ -Kur`luların sosyal güvenlik sisteminde sürekli mağdur edildiğini söyledi. Bağ -Kur`luların prim borçları ödememeleri durumunda sağlık hizmeti alamadıklarını hatırlatan Susam, tasarıdaki bu düzenlemenin kaldırılmasını ya da sürenin uzatılmasını istedi. Erdöl `ün "Öneriniz ne?" diye sorması üzerine de Susam, devletin prim borçlarını amme alacakları kapsamında tahsil etmesi gerektiğini, sağlık hizmeti verilmesindeki bu koşulun tamamen kaldırılmasını istedi. ÖZLEM ZORCAN ANKARA 2007-12-08 11:00:05 Birgün

Sosyal Güvenlik Rant İçermiyor
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Sosyal Güvenlik Rant İçermiyor`Çelik:Sosyal Güvenlik Tasarısı,gelecek nesillere yönelik bir düzenleme Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin siyasi rant içermediğini belirterek, sokaklara taşınmaması gerektiğini söyledi. Faruk Çelik , Meclis Genel Kurulu `nda, sosyal güvenlik sistemiyle ilgili eleştirileri yanıtladı. Çelik, "Çocuklarımıza, torunlarımıza dönük bir düzenlemedir. Alanlara, sokaklara taşınması gereken bir konu değil" dedi. Sosyal tarafların görüşlerine önem verdiklerini ifade eden Çelik, tasarıyla ilgili katkılara Genel Kurul aşamasında da açık olacaklarını söyledi. 2007-12-08 19:09:33 TRT

Sosyal güvenlik yasasına karşı çağrı
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
HABER MERKEZİ Çeşitli meslek odaları ve sendikaların İstanbul şubeleri yarın bir araya gelerek AKP hükümetinin 2006"da IMF ile Dünya Bankası "nın talimatıyla uygulamaya koyduğu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu "nu, toplumda yaratacağı sorunları ve mücadele yöntemlerini tartışacak. Aralarında TMMOB , DİSK , KESK , İstanbul Tabip Odası , Türk-İş ve Türk Dişhekimleri Birliği "nin de bulunduğu örgütlerin İstanbul şubelerinin katılacağı toplantı hakkında bir çağrı yayınlayan düzenleme kurulu metninde, "Herkese Sağlık , Güvenli Gelecek talebiyle yürütülmekte olan mücadeleye ivme kazandırmak, hukuksal ve siyasal durum hakkında bilgilendirme yapmak ve İstanbul `da yapılabilecekleri değerlendirmek amacıyla düzenleyeceğimiz toplantıya katılımınız bizlere güç katacaktır" dedi. Toplantıya davet Çağrı metninde herkese sağlık ve güvenli gelecek için birlikte mücadeleye vurgu yapılarak AKP Hükümeti `nin IMF ve Dünya Bankası `nın direktifiyle 2006 yılı Mayıs ayında çıkardığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nun bir dizi maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından Aralık ayında iptal edildiği bilgisine yer verildi. Çağrıda, "hükümet söz konusu kanunun yürürlüğünü önce 1 Temmuz 2007`ye erteledi. Ancak vatandaşların çok büyük bölümünün sağlık ve sosyal güvenlik haklarını yok eden bu kanuna karşı toplumun göstereceği tepkiyi genel seçimler öncesinde göze alamadı ve yürürlük tarihi ikinci defa 1 Ocak 2008`e ertelendi. AKP Hükümeti `nin hazırladığı yeni kanun tasarısı geçen hafta TBMM `ye gönderildi. Tasarı eğer yasalaşırsa sağlık ve sosyal güvenlik, yasalarda dahi bir hak olmaktan çıkacak ve verili haklarımızda bir dizi kayıp oluşacak. Bu gayri vicdani, gayri ahlaki, gayri insani girişimi durdurmak için "Herkese Sağlık , Güvenli Gelecek " talebiyle yürütülmekte olan mücadeleye ivme kazandırmak, hukuksal ve siyasal durum hakkında bilgilendirme yapmak ve İstanbul `da yapılabilecekleri değerlendirmek amacıyla düzenleyeceğimiz toplantıya katılımınız bizlere güç katacaktır" denildi. Toplantı 9 Aralık Pazar (yarın) saat 15:00"te İstanbul Mecidiyeköy Kültür Merkezi "nde düzenleniyor. Toplantıya İstanbul Tabip Odası , İstanbul Dişhekimleri Odası , İstanbul Veteriner Hekimler Odası , İstanbul Eczacı Odası , İstanbul Barosu , İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası , TMMOB , Türk-İş İstanbul Şubeleri, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği katılıyor. 2007-12-08 08:52:23 soL

Esas sorun medya satışı değil sosyal güvenlik reformu!
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Deniz Gökçe Dün bu köşede, yurtdışında yazılmış, ABD ve dolar için felaket senaryolarını aktardım. Tabii “Bu yazının içinde on tane ekonomik saçma var” diyerek! Saçma sayısı konusunda tutucu davranmış olabilriim, belki de on beş saçma bile çıkar! Ancak bir Türk vatandaşı olarak günde elli tane saçma ekonomi yorumu ile bombardıman edilenler artık saçmakolik haline gelmiş bulunuyorlar! Bu nedenle de esas dikkat edilmesi gerekenleri ıskalıyorlar. Dün Doğan Grubu medyası ve özellikle Ertuğrul Özkök , patronunun 500 milyon dolarlık çeki davetsiz TMSF kapısına dayanıp bugün 1.1 milyar dolar peşin para ile satılan ATV ve Sabah’ı ucuza kapatamamış olmanın üzüntüsü içinde idiler. Başlıklar “Taban Fiyatına Medya”, “SABAH-ATV Şipşak Satıldı”, “Başbakanın Damadı Çalık ’ın başında!” gibi ilginç yaklaşımlarla atıldı. Ama özür talep eden Ertuğrul Özkök ’ün esas özür dilemesi gereken kişi olduğunu da Yavuz Semerci açık seçik belirtti. Acaba sahiden kimin utanması ve özür dilemesi gerekiyor? Doğan medyasında manşette yer alması gereken, fakat bazılarınca pek itibar edilmeyen ve manşete çıkarılması gerekirken çıkarılmayan, esas ekonomi haberi ise Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili idi. Çalışma Bakanı Faruk Çelik açık ve seçik söylemişti! Manşete çıkamayan sayfalara gizlenen “esas haber” aşağıdaki cümle! “1994-2007 arasında sosyal güvenlik açığının maliyeti bugünkü değerler ile 851 milyar YTL ”dir!” Tekrar edelim “851 milyar YTL ”. Dolar olarak gene bugünkü değerler ile kabaca yuvarlak hesap 700 milyar dolarcık kadar. Yani bu ülkenin 73 milyon nüfusunun önümüzdeki yıl üreteceği tüm gelirin tamamından da fazla! Biz bu hesabın bile küçük olduğunu düşünüyoruz! Birincisi “Babamız” sosyal güvenlik sistemi ile oynayarak 1970’li yılların başında bir kere batırmış, ILO ’dan gelen Zalenka adlı uzman düzeltmişti. Sonra ikinci defa 1991 seçimlerinde siyaseten vaat vererek, bando mızıka ile tekrar, ikinci defa batırdı. 1994 yılına gelindiğinde sosyal güvenlik sistemi açıkları GSMH oranı olarak yüzde ikiye yollanmıştı. Bugün ise yüzde 5’e yollanıyor. Yani yılda 25 milyar doları aşmak üzere. 1999 yılında yeni kanun çıkarıldı ve Anayasa Mahkemesi ’ne müracaat edenler, geçiş hükümlerini iptal ettirerek, reformu uygulanamaz hale getirdiler. Milyarlarca dolar da bu yaklaşım ekledi. Sonra 2006 yılında bir kere daha muhalefet, cumhurbaşkanlığı ve sendikalar, konuyu anlamaya çalışacaklarına, reformu engellediler. Bu da milyar dolarlar ekledi. Sonuçta bugün sosyal güvenlik ve sağlık reformu konusu (yılda 30 milyar doları aşan ithal enerji bağımlılığı maliyeti ile beraber) bu toplumun en büyük ekonomik sorunudur. Bir kere daha söyleyelim. Birincisi, yeni reform 30 yıl sonra uygulanacak birtakım önlemler getiriyor. Engellemeyin! İkincisi, reforma izin verilmediği takdirde bu ülke dünyanın en genç nüfusu ile dünyanın en ahmakça sosyal güvenlik ve sağlık sistemi çöküşünü yaşar ! Korkun! Üçüncüsü, birçok ekonomi cahili, ülkenin iç ve dış borçlarından bahsediyor. Sosyal güvenlik sisteminin şu anda çalışanlara ileride ödemeye mecbur olduğu borçlarını ve şu anda emekli kişilerin, yaşam sonuna kadar sosyal güvenlik ve sağlık sisteminden olan alacaklarını kimse hesaplamış mı? Hesaplayın ! Önce ülkenin iç ve dış borcuna bak! Sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin geleceğe dönük ödemelerinden (yukarıdaki iki tür ödemeden) doğacak borçlar mı daha büyük, yoksa iç ve dış borç toplamı mı? Var mı bir hesap yapan? Kork ve hesapla! 08.12.2007 2007-12-08 04:11:04 Akşam

Fener, Galatasaray ve Beşiktaş’a müjde-Şükrü KIZILOT
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Şükrü KIZILOT SADECE Fenerbahçe , Galatasaray ve Beşiktaş ’a değil, diğer kulüplere de müjde!.. Korkulu bir rüyadan kurtuluyorlar. 1 Ocak 2008’den itibaren, ne yapacaklarını şaşırıp, soğuk terler dökecekleri, büyük bir sorun çözümleniyor. OLAY NE? Futbolcular, birkaç yıldır vergi cennetinde yaşıyorlar. Ödenen transfer ücretlerinin tamamı, gelir vergisinden müstesna. Yalnızca yüzde 15 stopaja (vergi kesintisine) tabi tutuluyor (Bkz. Gelir Vergisi Kanunu , Geçici Madde 64). Bu balayı, 31 Aralık 2007 tarihinde sona erecek. Yeni bir yasa çıkmadığı takdirde, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren futbolculara yapılacak ödemeler, yüzde 35 oranında gelir vergisine tabi olacak. Buna göre; Fenerbahçe ’nin; Alex , Roberto Carlos , Kezman , Deivid , Edu , Lugano , Galatasaray ’ın Lincoln , Linderoth , Bouzid, Nonda , Beşiktaş ’ın Delgado , Cisse , Tello, Diatta , Higuen gibi yabancı futbolcular başta olmak üzere, diğer futbolculara ödenecek transfer ücretleri, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren, yüzde 35 gelir vergisine tabi olacaktı. Futbolcular, kulüpleriyle genellikle "net transfer ücreti" üzerinden anlaştıkları için, bu vergi kulüp tarafından üstlenilecek, böyle olunca da (Gençlerbirliği hariç) borçtan gırtlağına kadar gömülmüş olan kulüpler, çok zor durumda kalacaklardı. MÜJDE NE? Müjde tahmin ettiğiniz gibi... Kulüplerin uzun süredir bekledikleri müjdeyi Maliye Bakanı Kemal Unakıtan verdi ve Gelir Vergisi Kanunu ’nun Geçici 64. maddesinin, yılbaşına kadar çıkartılacak bir yasa ile uzatılacağını açıkladı. Böylelikle, futbol kulüplerine tanınan "vergi avantajı" 2008 yılından itibaren de devam edecek. Sporculara, transfer ücretleri dahil, ödenen tüm ücretler, yine Gelir Vergisi ’nden müstesna tutulacak, ödemelerden yalnızca yüzde 15 vergi kesintisi yapılacak. Özetle, futbolcular ve kulüpler yine yaşadı... Ütü SARIŞIN yanmış iki kulağıyla doktora gider. Doktor: - Kulaklarına ne oldu? Sarışın: - Ütü yapıyordum ve telefon çaldı. Ben de telefon diye ütüyü koydum kulağıma... Doktor: - Peki öteki kulağına ne oldu? Sarışın: - Lanet olası tekrar aradı!.. (Teşekkürler Av . Bülent KURDOĞLU ) Ayda 500 YTL ASKERDEN yeni dönen ve iş arayan delikanlı, gazetede iş ilanı okur. Büyük bir müzikhol, striptizci kızlar için diplomalı bir masajcı arıyor. Hemen bildirilen adrese gider ve kendini tanıtır. - Efendim. Aradığınız bütün vasıflara sahibim. Bunlar da diplomalarım. Eğer kabul ederseniz hemen striptizci kızlara masaj yapmaya başlayabilirim. Yetkili kişi, diplomalarını inceler ve sorar: - Ayda 500 YTL kabul mü? Delikanlı, acınacak bir yüz ifadesiyle; - Efendim, uzun zamandır işsizim. Mümkünse biraz indirin, bu kadar parayı her ay veremem... Taktik HIZLI bir çapkın, arkadaşına taktik veriyordu. - Güzel bir kadına , duyacağı bir şekilde "Kendini beğenmiş sen de!..", çirkin kadına ise "Güzel ama, zavallının bundan haberi yok" diye laf attın mı, ikisi de avucunun içine düşer. Sosyal Güvenlik Yasası ve kadınlar SOSYAL güvenlik yasa tasarısı, mevcut şekliyle yasalaşırsa, kadınları çok üzeceğe benziyor. Örneğin; - Kocası ölen kadın çalışmıyorsa, "dul aylığı"nın yüzde 75 oranında, çalışıyorsa yüzde 25 eksiltilerek, yüzde 50 oranında bağlanması öngörülüyor. Bu da "Yeni yasada, çalışan kadınlar cezalandırılıyor" tepkisine neden oluyor... - SSK ’lının dul eşine aylık bağlanabilmesindeki 900 günlük prim ödeme koşulu, 1.800 güne çıkartılıp, dul kalan kadınlar mağdur ediliyor. - Yürürlükteki mevzuata göre, inek doğum yaptığında 80 YTL ’den başlayan ve 104 YTL ’yi bulan bir yardım yapılıyor. Kadın doğum yaptığında ise, yapılacak yardım 58 YTL !.. Bu da "Yeni yasada, kadının inek kadar değeri yok" şeklinde yorumlara neden oluyor. Dünyayı kadınlar yönetseydi Alışveriş bir spor türü olurdu. Erkekler namuslu görünerek "kısmet" beklerdi. Kadının ideal kilosu 20 kg . artardı. Erkekler oturup, kadının ne istediğini ve onu nasıl kendine bağlayacağı gibi sorunları çözmeye çalışırdı. Dergilerde mayolu erkek resimleri olurdu. Erkekler "Sen artık beni sevmiyorsun" diye ağlardı. Erkekler buluşup karısını metresinden koparmak için büyücüye giderdi. Kocasını öldüren kadınlar "Kadınlığıma dil uzattı hakim bey " diye ceza indirimi isterdi. Cinsel ilişki kuran erkeğin namusu kirlenirdi. KADIN VE ERKEK Bir kadın olmadan yaşanmayacağı doğru değildir. Bir kadın olmadan yaşanmış olunmaz sadece... Karl Kraus Kadın, kocasını daha az sevmeli ama daha çok anlamalı, Erkek, karısını daha çok sevmeli ama anlamaya çalışmamalıdır. Oscar Wilde Kadınlar, sevmedikleri adama asla acımazlar. Alexandre Dumas ÖĞRENCİLİK VE TATLI YALANLAR Derslerim çok iyi anne. Bu Hoca bana kafayı taktı. Vallahi hayatımda hiç kopya çekmedim Hocam . Aslında sorular çok kolaydı. Anne, bu akşam arkadaşlara ders çalışmaya gideceğim. DÖRT DURUM Taş atıldıktan sonra, Söz ağızdan çıktıktan sonra, Fırsat kaçtıktan sonra, Zaman geçtikten sonra, Telafi edilemez. (Teşekkürler Av . Zafer KÖKEN) EVLİLİK VE YILLAR Evliliğin ilk yılında, adam konuşur kadın dinler. İkinci yılında, kadın konuşur adam dinler. Üçüncü yılında, her ikisi de konuşur, komşular dinler. (Teşekkürler Reyhan YILDIZHAN ) İyiler asla düşmansız olamaz. Alessandro Manzoni 2007-12-09 02:44:30 Hürriyet

SSK provizyon kavgasında savunmaya geçti
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
BİR türlü normal çalışmayan provizyon sistemi eczacıyı ve vatandaşı mağdur ederken SSK savunmaya geçti. Provizyon sistemindeki aksaklıklar eczanelerde hastane kuyruklarını aratmayan görüntüler oluşturuyor. SSK Genel Müdürü Sami Türkoğlu sorunun sadece Sosyal Güvenlik Kurumu "ndan değil, Telekom ve eczacı bilgisayarındaki aksaklıklardan da kaynaklandığını belirtti. Sami Türkoğlu "Ne zaman sistemde bir sorun olsa suçu bizim üstümüze atıyorlar. Oysa bizden kaynaklı herhangi bir sorun yaşandığı takdirde zaten "provizyon sistemimiz çalışmamaktadır" diye duyuru yapıyoruz " dedi. "2 SAAT BİLE ÇALIŞMIYOR" SİTEMİ TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan ise, eczacılar 24 hizmet verdiklerini anımsatarak, provizyon sisteminin 24 saat içinde 1-2 saat bile düzgün çalışmadığını kaydetti. Nurten Saydan "Bizler eczanelerimizde 24 saat hizmet veriyoruz ve bir türlü doğru çalışmayan bir sistemle çalışıyoruz. Şunu belirtmeliyim ki, eczanelerimizde son teknolojiyi kullanıyoruz. Biz askeri reçeteleri de karşılıyoruz. TSK provizyon sistemi eczanelerimizde çalışıyor da, SGK "nın provizyon sistemi neden çalışmıyor? Eczaneler bilgisayarlarda en son teknolojiyi kullanmaktadır" diye konuştu. 2007-12-08 09:01:46 Star

Sosyal güvenlik reformuna tepkiler
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
AA - Sivil toplum kuruşları, TBMM Sağlık , Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarı üzerinde görüş ve önerilerini dile getirdi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken , halen Türkiye `de 325 bin esnaf ve sanatkarın, sosyal güvenlik destek primi olarak devlete 160-180 trilyon lira civarında ödeme yaptığını söyledi. Görüşülen yasa tasarısıyla esnaf ve sanatkarlardan alınan destek priminin artırıldığına dikkati çeken Palandöken , "Bu tasarıyla 2001 krizinin mağduru olan esnaf ve sanatkarlar zor durumda kalacak. Devlet esnaf ve sanatkardan aldığı bu destek primlerinden vazgeçmeli" dedi. TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler de tasarıda işverenler için sorun yaratan maddelerin bulunduğunu anlatan Pirler , "Yüzde 5`lik SSK prim indiriminden bahsedildiği bir dönemde işverenler ciddi prim artışlarıyla karşı karşıya" dedi. Pirler , tasarının yasalaşması halinde, "kayıt dışılığın artacağı" iddiasında bulundu. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ise sosyal güvenlik açıklarının "kara delik" olarak nitelendirilmesini eleştirdi. Bu ifadenin sosyal devlet anlayışına yakışmadığını belirten Akyıldız , sosyal güvenlik açıklarının kapatılması için kayıt dışılığın kayıt altına alınması gerektiğini söyledi. Memur-Sen`e bağlı Sağlık-Sen Genel Mali Sekreteri Yaşar Başaran , yasa tasarısının iyi ve kötü yönlerinin bulunduğunu, ancak tasarıya "toptan kabul veya toptan ret" mantığıyla bakılmaması gerektiğini belirtti. Başaran , Memur-Sen olarak KESK , DİSK ve Türk Tabipler Birliği gibi kuruluşların düzenleme hakkındaki görüşlerine katılmadıklarını söyledi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy da mutlaka aktif koruyucu hekimlik sistemine geçilmesi gerektiğini ifade ederek, "Uygulanan sağlık sistemi, ilaç ve teknoloji tüketimini körüklüyor. Bu da açıkların artmasına neden oluyor. Sağlıkta şalter, devletin elinde olmalı. Bu sayede kara delikler kapatılır" dedi. DİSK Genel Sekreter Yardımcısı Perihan Sarı da tasarı hazırlanırken sosyal tarafların görüşlerinin dikkate alınmadığı iddiasında bulundu. Tasarıyla "kazanılmış hakların korunduğu" iddiasında bulunduğunu, ancak bunun gerçek olmadığını dile getiren Sarı , "Doğacak olan çocuklarımızın hakları elinden alınırken bize susmamız gerektiği telkini yapılıyor. Çalışanların hakları sınıfsal olarak kazanılmıştır. Bunları korumak da bize düşer" dedi. TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi de tasarıyla gazetecilerin yıpranma haklarının elinden alındığına dikkati çekerek, "Yıpranma hakkı bir imtiyaz değil, 30 yıllık kazançtır. Fiili hizmet zammıyla ilgili işverenden yüzde 3 oranında prim kesiliyor. Bu paradan Sosyal Güvenlik Kurumu mahrum edilecek" dedi. Gazetecilerin zor koşullar altında çalıştığını anlatan İpekçi , "Buna bir örnek vermek gerekirse, Isparta `daki uçak kazasında olay yerine gecenin bir yarısında ilk gidenler jandarma, sağlık ekipleri ve gazetecilerdir. Hangi koşullar içinde çalıştığımız konusunda takdir sizindir. Ağır koşullarda çalışıp çalışmadığımızın takdirini size bırakıyorum " diye konuştu. PMD Başkanı Hıdır Göktaş da basın çalışanlarının güçlü olması durumunda kamunun sağlıklı haber alacağına dikkati çekti. Bunun için gazetecilerin mevcut haklarının daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Göktaş , "30 yıllık yıpranma hakkımız elimizden alınıyor. 30 yılda ne değişti de yıpranma kaldırılıyor" diye sordu. 2007-12-08 08:36:00 HaberX

Emeklilik çetesine operasyon; 4 tutuklama
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Manisa`da para karşılığında Bağ-Kur ve SSK`ya bağlı kişilerin haksız şekilde emekli olmalarını sağladığı iddia edilen aralarında doktorların da bulunduğu 8 kişi ile haksız şekilde emekli olduğu öne sürülen 10 kişi yakalandı. Zanlılardan 4`ü tutuklandı. Manisa Jandarma Alay Komutanlığı `na bağlı istihbarat birimleri, para karşılığında Bağ -Kur ve SSK `ya bağlı çalışan kişilere sağlık raporu ve bilgisayar ortamında gün artırımı yaparak, emekli olmalarını sağladığı iddia edilen şebekeye yönelik operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda, Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi `nde görevli uzman doktorlar O.Ö.Ö. ve E.E., İzmir SSK Bölge Müdürlüğü `nde memur A.E., Manisa Bağ -Kur İl Müdürlüğü `nde memur Ü.B. ile aracılık yaptıkları öne sürülen M.B., İ.M., D.Ş. ve E.Ö. gözaltına alındı. Haksız şekilde emekli oldukları öne sürülen 10 kişi de yakalandı. Mahkemeye sevk edilen zanlılardan iş takipçisi Ü.B., aracılar İ.M., D.Ş. ve E.Ö. tutuklandı. Diğer şahıslar, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Manisa , aa 2007-12-09 01:40:22 Zaman

Neden Sosyal Güvenlik Reformunu yazmıyorum?
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
Şerif Akcan Bilindiği üzere, sosyal güvenlik sistemimizi A`dan Z`ye değiştirecek olan "Sosyal Güvenlik R ... Bilindiği üzere, sosyal güvenlik sistemimizi A`dan Z`ye değiştirecek olan "Sosyal Güvenlik Reform Kanun Tasarısı " Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Meclis Çalışma, Sosyal İşler ve Aile Komisyonu söz konusu tasarıyı görüşerek Meclis Başkanlığına iletti. Bundan sonra Plan ve Bütçe Komisyonu `nda görüşülecek. Tasarıya asıl şekil verilecek yer burasıdır. Daha sonra Genel Kurulda nihai şeklini alacak ve kanunlaşacaktır. Son günlerde bazı okuyucularımızdan neden bu kadar önemli bir tasarı hakkında değerlendirme yapmadığımıza dair eleştiriler almaya başladık. Böyle düşünen okuyucularımız haklılar. Biz tasarının her aşamasını ciddi bir şekilde takip ediyoruz. Bundan şüpheniz olmasın. Ancak, söz konusu tasarının mevcut hali ile devam etmeyeceğini düşünüyoruz. Gerçekten önemli eksiklikleri ve yanlışlıkları içinde barındıran tasarı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda daha ciddi bir şekilde ele alınacaktır. Muhtemelen de çok önemli değişiklikler yapılacak. Yapılması gerektiğini de düşünüyoruz. Değişmesi muhtemel bir tasarı hakkında yorumlar yaparak kafaları karıştırmak istemiyoruz. Biraz sabırlı olunuz. Biz bu reformun siyasi veya felsefi boyutunu bu köşede tartışmıyoruz. Somut olarak hukuki sonuçlarını ele alacağız. Hukuksal anlamda neler getiriyor, neler götüruyor? Bunlara bakacağız. Bu kısa açıklamadan sonra bu hafta tamamen okuyucularımızdan aldığımız ve uzun zamandan beri cevaplayamadığımız bazı soruları cevaplandıracağız. >> OKUYUCULARA CEVAPLAR Sigorta müdürlüğüne başvurunuz A. Öz: Sosyal güvenlik kanunlarımıza göre işçilerin işe alındıkları günden itibaren sigortalı yapılmaları gerekir. Bir yıl gibi uzun bir süre sigorta tescilinizin yapılmaması ciddi bir eksiklik. Bu konuda ücret alacaklarınız ve tazminatlar için Bölge Çalışma Müdürlügüne, sigorta haklarınız için ise Sigorta Müdürlüklerine müracaat ediniz. Denetim yapılmadan işinizden ayrılmayınız. Ayrılırsanız mahkeme yolu ile hak aramanız gerekecektir. Yaş haddini bekleyeceksiniz A. Kara: İzmir -Verdiğiniz bilgilere göre, yaklaşık üç yıl daha çalıştıktan sonra prim ödeme gün sayınız 5000 günü geçecektir. Ancak sigortalılık süreniz 25 yıldan az olduğu için emekli olmak için en az 25 yıllık sigortalılık sürenizin tamamlanmasını beklemek durumundasınız. Ayrıca kademeli yaş haddine göre emeklilik hesabınız yapılacak. Buna göre en erken 48 yaşınızı ikmal ederek emekli olabilirsiniz. M. Kalaycı: Bağ -Kur`dan normal şartlarda emekli olabilmeniz için en az 25 tam yıl prim ödemeniz gerekmektedir. Ancak en az 15 tam yıl prim ödemek şartı ile 56 yaşınızı tamamlayarak emekli olabilirsiniz. Verdiğiniz bilgilerden yaklaşık 15 yıl prim ödediğiniz anlaşılıyor. Askerlik borçlanması yapmanıza gerek yok. Prim ödemeden beklerseniz yaş haddinden dolayı 4 yıl sonra kısmi emekli olabilirsiniz. Y. Erdil : Emekli Sandığı `ndan erkek sigortalıların emekli olabilmesi içi normal şartlarda en az 25 yıl fiili hizmetin bulunması gerekmektedir. Verilerinize göre askerlik borçlanması dahil 19 yıllık hizmetiniz var. Yaş haddi dışında kalmışsınız. Yaş ile ilgili sorun yok. Yaklaşık 6 yıl daha çalışmaya devam etmeniz gerekiyor. 25 tam fiili hizmet süresiyle emekli olabilirsiniz. Muhtarlar Bağ -Kur`lu olmak zorunda Y. Aslantaş : Bildiğiniz üzere, muhtarlar Bağ -Kur sigortasına tabi olmak zorundadırlar. Siz muhtar seçildiğiniz tarihte başka bir kurumda sigortalı olarak çalışmadığınız için Bağ -Kur sigortasına girmeniz yasal bir zorunluluk. SSK `dan emekli olabilmek için, Bağ -Kur sigortalılığını gerektiren durumunuzun sona ermesi ve SSK sigortasına girip en az 3.5 yıl prim ödemeniz gerekiyor. İsteğe bağlı sigortaya prim ödeyerek 3.5 yılı tamamlayabilirsiniz. Ancak, eski SSK hizmetlerinizin toplamının en az 1080 gün olması lazım. Muhtar olduğunuz sürece SSK sigortasına giremezsiniz. Hizmet birleştirmesi yapabilirsiniz S. Bahadıroğlu : Verilerinize göre 25 yıllık sigortalılık sürenizin tamamlanacağı Ağustos 2008 ayı içinde emeklilik müracaatı yapabilirsiniz. Son yıllarda SSK `ya isteğe bağlı olarak ve normal sigortalı olarak prim ödemeniz, emekliliğinizde olumsuz bir neticeye neden olmaz. Bağ -Kur hizmetiniz eski yıllara ait olduğu için herhangi bir sorun yaşamazsınız. Bağ -Kur hizmetleri emeklilik aşamasında birleştirilecektir. Emeklilik talep formunda ne kadar Bağ -Kur hizmetinizin olduğunu yazarsanız, SSK `da kendiliğinden hizmet birleştirmesi yapılır. Mutlaka birleştirmek istiyorsanız müracaatınızı yapabilirsiniz. K. Aslan : Sigortalılık başlangıcınız 1975 olduğuna ve 2000 yılından sonra 3.5 yıldan fazla SSK `ya prim ödediğinize göre hemen yaşlılık aylığı talebinde bulunabilirsiniz. Askerlik borçlanmasının sizin için bir anlamı kalmamış . Tercih size aittir. 2007-12-09 03:19:19 Türkiye

Süper Fotoğraf Galerileri
10 Aralık 2007 Pazartesi, 23:00:02
1-25 TURKEY PHOTO GALLERY 101-125 Turkey Photo Gallery 126-150 Turkey Photo Gallery 151-175 Turkey Photo Gallery 176-200 Turkey Photo Gallery 201-225 Turkey Photo Gallery 26- 50 TURKEY PHOTO GALLERY 51- 75 TURKEY PHOTO GALLERY 76- 100 TURKEY PHOTO GALLERY ALANYA PHOTO GALLERY ANKARA PHOTO GALLERY ANTALYA PHOTO GALLERY ATATURK PHOTO GALLERY DUBAI PHOTO GALLERY Emblem Fethiye Photo Gallery Flag iNEBOLU PHOTO GALLERY iSTANBUL PHOTO GALLERY iZMiR PHOTO GALLERY KONYA PHOTO GALLERY Marmaris Photo Gallery Motto SUPER DUVAR KAGITLARI Turkish Cuisine Photo Gallery WORLD PHOTO GALLERY 25

TURKEY PHOTO GALLERY
09 Aralık 2007 Pazar, 19:58:13
TURKEY PHOTO GALLERY Geführte Wüstentour im Emirat Dubai Moschee in Dubai, Jumeirah Strand Abra über den Dubai Creek Dubai mit Dubai Creek – Tradition und Moderne Dubai, Wolkenkratzer an der Scheich-Said-Straße International Convention Centre Glòries at night The entrance to Gaudi's "Park Güell" Barcelona from the air Bautätigkeit an der Scheich-Said-Straße Jumeirah Mall of the Emirates Gold-Suk DUBAi PHOTO GALLERY The Sony Ericsson building at Dubai Internet City Dubai Media City The campus of the American University in Dubai. Old and New water transportation (Abra (boat)) in Dubai Dubai International Airport. Dubai Marina. The Burj Al Arab in Dubai. Jumeirah Mosque in Dubai. The Margham desert sand dunes south of the city of Dubai Old watch tower in Bur Dubai Kategorilerim 1-25 TURKEY PHOTO GALLERY 101-125 Turkey Photo Gallery 126-150 Turkey Photo Gallery 151-175 Turkey Photo Gallery 176-200 Turkey Photo Gallery 201-225 Turkey Photo Gallery 26- 50 TURKEY PHOTO GALLERY 51- 75 TURKEY PHOTO GALLERY 76- 100 TURKEY PHOTO GALLERY ALANYA PHOTO GALLERY ANKARA PHOTO GALLERY ANTALYA PHOTO GALLERY ATATURK PHOTO GALLERY DUBAI PHOTO GALLERY Emblem Fethiye Photo Gallery Flag iNEBOLU PHOTO GALLERY iSTANBUL PHOTO GALLERY iZMiR PHOTO GALLERY KONYA PHOTO GALLERY Marmaris Photo Gallery Motto SUPER DUVAR KAGITLARI Turkish Cuisine Photo Gallery Arkadaşlarım ferrariphotogallery EarthGuide bbcworldnews photoarchive Europephotogallery Bağlantılarım 500 SÜPER LİNK YACHT PHOTO GALLERY FERRARİ PHOTO GALLERY EUROPE PHOTO GALLERY İGOOGLE NEWS WOODEN HOUSE PHOTO GALLERY

Değerli Grup üyelerimiz hepinize merhaba
09 Aralık 2007 Pazar, 19:58:13
Değerli Grup üyelerimiz hepinize merhaba; Büyük bir özveri ve gayretle ULUSAL BASINDA YAYINLANAN SSK VE BAĞKUR HABERLERİNİ derleyip sizlere ulaştırıyorum. Elbette bu hizmetimize ilgi zaman alacaktır. Grubumuza her gün ortalama 20-30 kişi üye olmaktadır. Siz değerli üyelerimizden istirhamım grubumuza kendi mail listenizsdeki arkadaşlarınızı davet etmenizdir. Üyelerimizin üye davet etme hakkı bulunmaktadır. Grubumuz üyesi olarak arkadaşlarınızı Üyeleri e-posta ile davet et buraya tıklayıp davet edebilirsiniz. Çok yakından tanıdığınız dostlarınızı ise davet etmeksizin Üyeleri doğrudan ekle bölümüne tıklayarak listeye abone yapabilirsiniz. Bu talep ve istirhamıma gereken ilgiyi göstereceğinizi umuyorum. Saygılarımla...

Uçak Resimleri
08 Aralık 2007 Cumartesi, 19:17:18
• Airbus A380• Airbus A350• Airbus A340• Airbus A330• Airbus A320 family• Airbus A310• Airbus A300

Atatürk, Suudi Kralı’nın oğlu için protokolü çiğnemişti
08 Aralık 2007 Cumartesi, 19:17:18
* Mustafa Armağan m.armagan@zaman.com.tr Gelin görün ki, aynı çevrelerin arkasına sığındıkları Atatürk’ün, sağlığında Suudi rejimine bakışı, zannedildiği kadar olumsuz değildir. Hatta olumsuz bile olduğu söylenemez. Birazdan göreceğiz: Atatürk, Suudi Arabistan devletinin kuruluşunu desteklemiş, hatta onu Türkiye’nin en sıkı müttefiklerinden biri olarak görmüştü. İşte Atatürk’ün 1932 yılında “Şeriatçı” Suudi yönetimine karşı şimdilerde bize şaşırtıcı görünen olumlu yaklaşımı. Emir Faysal Türkiye’de Bugünkü Suudi Arabistan devleti Hicaz, Necd ve yöresi topraklarını birleştiren Abdülaziz ibn Suud’un 8 Ocak 1926 tarihinde Melik, yani Kral ilan edilmesiyle bağımsızlığına kavuştuğunda İslam âleminde olduğu kadar Türkiye’de de iyimserlik meltemleri estirmişti. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti yönetici kadrosunun, çöken Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan üçüncü bağımsız devlet kimliğiyle Suudi Arabistan’la yakınlaşma, hatta dayanışma içerisine girmekte tereddüt göstermediklerini biliyoruz. (Bir not olarak belirtelim ki, bizden önce bağımsızlığına kavuşan ilk Müslüman devlet, İmam Yahya’nın önderliğinde kurulan Yemen’dir ve bağımsızlık tarihi, Osmanlı Devleti’nin savaştan çekiliş tarihi olan Mondros Mütarekesinin imzalandığı 30 Ekim 1918 kabul edilir.) 1932 yılında Suudi Arabistan’ı resmen tanıyan ilk devletin Türkiye Cumhuriyeti, ilk kutlama mesajını çeken devlet başkanının da Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal olması, bu şaşırtıcı gerçeğin ipuçlarından bir kaçıdır sadece. Ancak daha ilginç bir nokta ise şudur: Yıllar sonra Suudi Arabistan tahtına oturacak ve 1975 yılında hanedan içi bir suikaste kurban gidecek olan Kral Abdülaziz ibn Suud’un oğlu genç vezir Emir Faysal, 1932 yılında kendilerini resmen tanıyan ülkelere çıktığı teşekkür turunda Türkiye’ye de uğramıştı. Emir Faysal, Türkiye’ye yaptığı ziyarette kelimenin tam anlamıyla “krallar gibi” karşılanmış, yani kralın oğlu olduğu halde kendisine Türkiye Cumhuriyeti’nin kraliyet protokolü uygulanmıştı. Bu protokol dışı muamele, bir istisna olarak tarihe geçecektir. Faysal Türkiye’de başta Cumhurbaşkanı Atatürk, Başbakan İsmet İnönü, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Meclis Başkanı Kâzım Özalp ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras olmak üzere devlet adamları ve askerî erkândan, ayrıca da halktan çok yakın ve sıcak bir ilgi görmüş, hatta gazete haberlerine bakılırsa sokağa çıktığında halk tarafından coşkulu bir şekilde alkışlanmıştır. İşin tuhaf yanı, Türk basınının bu ziyaret sırasında Suudi rejiminin “Şeriatçı” olup olmadığıyla değil, bağımsızlığına yeni kavuşmuş bir kardeş İslam ülkesiyle buluşma bağlamında ilgilenmiş olmasıdır. Hele bu ziyaret vesilesiyle Yunus Nadi’nin Cumhuriyet gazetesine yazdığı bir yazı vardır ki, birazdan okuyunca hep beraber göreceğiz ki, bugün o yazının aynı gazetede yayınlanması maalesef tam bir hayal olmuştur! Yunus Nadi’nin Suudi muhabbeti 14 Haziran 1932 tarihli “Hicaz Melîki’nin oğlu Ankara’da” başlığını taşıyan bu şaşırtıcı yazıda Misak-ı Milli sınırları kavramına da açıklık getiren Yunus Nadi, onun yalnız Türkiye’nin bağımsızlığını değil, aynı zamanda Osmanlı’dan ayrılan ülkelerin de bağımsızlığını içeren bir proje olduğunu söyler. Buna göre, aslında Türkiye’ye Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras kalmış olan ‘İslam âlemini koruma ve kollama’ görevi, Misak-ı Milli’nin de kapsama alanına dahildir! Emir Faysal’ın ziyaretinden fazlasıyla heyecana kapılmış olan Yunus Nadi, bu yazısında Arapların birleşmesini dahi savunmaya kalkmıştır. İşte bu konuşmadan ibretlik bir pasaj: Biz, imparatorluğun zaruri tasfiyesini idrak ve tespit eden Millî Misakımızdaki esasa bağlandığımızı açıklık ve kesinlikle ilan ettik: 1. Türkiye’nin istiklâli, 2. Türkiye’den ayrılan Müslüman memleketlerin istiklâli. İmparatorluğun tasfiyesini kabul eden Türkler, kendi istiklâllerinin yanı başında, İmparatorluktan ayrılan dünkü kardeş insanların dahi kendi sınırları içinde kendi istiklâl haklarına sâhip birer mevcudiyet hâlinde tebarüz etmelerini istediler. Biz hiçbir muahedede [antlaşmada] İmparatorluktan ayrılan hiçbir milletin herhangi bir esaret altında kalabilmesi ihtimâlini kabul etmedik. Adı değişmiş bir istilâ demek olan “Manda”, bizim andlaşmalarımızda yer bulmamıştır. Biz İmparatorluktan ayrılan Müslüman milletlerin müstakil bir hayata kavuşmalarını esas tuttuk. Hızını alamayan Yunus Nadi, bırakın Suudileri ‘Şeriatçı’ diye eleştirmeyi, aksine onları övgüye boğacaktır. Şöyle yazar Cumhuriyet’teki köşesinde: İlk günlerden beri bu Hükûmetle maalmemnuniye [memnuniyetle] temas ve münasebete geçtik ve işte şimdi, Melîk Abdülaziz Hazretleri’nin mahdumlarının [oğullarının] şahsında, bu müstakil ve haysiyetli Devletin asîl bir mümessilini selâmlamakla saadet duyuyoruz.(…) Millî hissiyâtın tekâmülüne hürmetimiz öyledir ki, şimdi muhtelif mıntıka ve sınırlarda bir nevi’ müteferrik hayat yaşayan Arapların aralarında müttehid [birleşik] ve fakat dâimâ millî istiklâl esâsına dayanan bir câmiaya doğru terakki etmelerini bile bizce yalnız hoş sayılacak değil, hattâ arzuya pek layık görülecek bir gaye olarak ilânda tereddüde mahâl görmeyiz. Atatürk Çankaya’da protokolü atlıyor Bugünün penceresinden baktığımızda bu ziyaretle ilgili şaşırtıcı bir gerçeğe daha tosluyoruz. Emir Faysal’ın zaman zaman tercüman kullanmayıp İstanbul şivesiyle Türkçe konuştuğunu öğrenince o zamanın gazetecileri gibi bizim de hayret damarlarımız kabarıyor. Sebep basittir oysa: Fethi Tevetoğlu’nun verdiği bilgilere göre, Emir Faysal’ın dedesi Muhammed es-Sanayan, vaktiyle Osmanlı ordusunda savaşırken şehit düşmüştür! Üstelik gezi sırasında Faysal’ın yaverlik ve tercümanlığını yapan Binbaşı Halid Bey de Çanakkale gazilerindendir! (Ne tuhaf: Kral Abdullah’ın dedesiyle benim dedem Çanakkale’de aynı saflarda çarpışmış.) 11 Haziran 1932 akşamı Suudi heyeti İstanbul’dan Ankara’ya yola çıkmışlardır. Ancak küçük bir ayrıntı, yine Atatürk’ün bu ‘özel misafir’e ne denli önem verdiğini gösterecektir. Atatürk, yurt seyahatlerinde kullandığı yataklı vagonu, Hicaz Emiri Faysal Hazretleri’ne tahsis etmiştir. Ankara’ya Atatürk’ün kendisine tahsis ettiği özel yataklı vagonla gelen Faysal, garda resmi erkân yanında kalabalık bir halk topluluğu tarafından karşılanmış ve yollarda alkışlanmıştır. Karşılamaya gelenler arasında kimler yoktur ki: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk’ün Başyaveri Celal Bey, TBMM Başkan Vekili Hasan Saka, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, CHP Genel Sekreteri Recep Peker ve diğer protokol Şehzade Faysal’ı alıp İstanbul Palas Oteli’ne bırakmışlardır. Ardından Dışişri Bakanı Emir şerefine bir öğle yemeği vermiş ve yemekte yine kalabalık bir protokol hazır bulunmuştur. Ve ertesi gün Emir Faysal Çankaya’dadır. Saat 15,30’da Atatürk tarafından kabul edilen Emir Faysal’a, aynı günün akşamı saat 18.00’da iade-i ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı, gece 20.30’da ise misafirin şerefine Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde bir ziyafet vermiştir. Ziyafette bütün bakanlar ve hükümet erkânı hazır bulunmuştur. Ertesi gün Anadolu Ajansı “Gazi Hazretleri”nin gezi münasebetiyle “irad ettikleri” şu nutku yayınlayacaktır: [Bu ziyaret] münasebetlerini samimiyet ve karşılıklı itimad esasları üzerine kurmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti ile Hicaz-Necd ve Yöresi Devleti arasındaki bağları daha ziyâde kuvvetlendirecektir... Memleketlerinizin terakki yolunda inkişafı için sarfolunmakta bulunan gayret, Türkiye’de alâka ve takdirle takip olunmaktadır... Sonu, kavi devlet ve millî saadet ve refah temin eden mesai ve gayret ne kadar azimkârane olursa, muvaffakiyetin o kadar tam ve çabuk olacağına şüphe yoktur. Türk milleti, devletiniz ve milletiniz için devrin icablarına göğüs gerecek ciddî mesâide büyük muvaffakiyetler kazanılmasını bütün samimiyetiyle arzu etmektedir. Haşmetlû Melik Hazretleri ile yüksek Hânedânının saadeti ve Devletinizin ikbal ve tealisi hakkındaki kalbî temennilerimi bu vesile ile de ifade etmek isterim. Bunun bende hâsıl ettiği zevk büyüktür. Ancak dikkat; yanılmayalım: Bunlar diplomatik nezaket kelamlarından ibaret sözler değildir. Öyle olsaydı Atatürk’ün Suudi Arabistan’ın bağımsızlığını ilk tebrik eden devlet başkanı olmak için onca acelesine ne lüzum vardı? 1932’den bu yana ne değişti? Buraya kadar anlattıklarımızı okuduktan sonra o zamanlar Suudi Arabistan’ın bugünkü gibi “katı” bir şeriat rejimiyle yönetilmediğini söyleyip, daha az Vehhabi ve daha az “İslamcı” olduğunu bahane etmeye kalkacaklar fazla heveslenmesinler. Zira Emir Faysal’ın İstanbul’daki basın toplantısında yaptığı konuşma ve gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar basına yansımış ve hiçbir gazete de “Şeriatçılar adam kesiyor” yaygarası koparmamıştır. Genç devlet adamı, basın mensuplarına, lafı eğip bükmeden, ülkesinde Şeriat hükümlerinin geçerli olduğunu, hırsızlık yapanların ellerinin kesildiğini, katillere kısas uygulandığını, içki içenlerin mülklerinin ellerinden alınıp sınır dışı edildiğini, tiyatro ve sinemanın yasak olduğunu söylemiştir. Yine çıt çıkmamıştır! Garip değil mi? Peki o günden bu güne ne değişti acaba? Neden o zaman aziz misafirimiz diye karşılanan bir devletin başkanına bugün adeta hakaret etme yarışı içindedir basınımız? Anlamak mümkün değil. Türkiye Atatürk zamanından daha mı laik oldu yoksa? Ya da Suudi Arabistan mı daha Şeriatçı oldu? Hayır, ikisi de oldukları yerde duruyor. Hatta ters yönde hareket ederek birbirlerine eskisinden daha yakın olduklarını bile söyleyebiliriz. Yani onlar Kral Abdülaziz ibn Suud zamanındakinden daha açıklar, biz ise daha muhafazakârlaştık. Buna rağmen Atatürk dönemi basınının olgun tavrını mumla aramaktayız. Demek ki, 1930’lardan 1990’lara gelene kadar kafalarımız epeyce yıkandı, çitilendi, ütülendi. Baksanıza, Cumhuriyet gazetesi dahi artık Atatürk gibi bakamıyor Suudi Arabistan Kralına. O zaman son bir soru soralım: 1932’den beri Suudi Arabistan mı, yoksa biz mi çok değiştik? Ya da şu sorunun kuyruğunu çekelim: Bugün Suudi Arabistan Kralına ‘alçak’, ‘rezil’ diyecek kadar gemi azıya almış olan birileri, Atatürk’ün izinden gitmiyor olabilirler mi? İçinizden sanki, “Zaten onu hiç izlememişlerdi ki!” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Öyleyse? Öyleysesi şu: Kolları sıvayıp yakın tarihin içine girecek ve ihtilallerin beyinlerimizi nasıl yıkadığını sabırla deşifre edeceğiz. Öncelikle de şu 27 Mayıs’ın sadece Menderes’e değil, beyinlerimize ne korkunç darağaçları kurduğunu ortaya çıkarma zamanı gelmiştir de geçmektedir bile. Faust öyle demişti değil mi: “Dostum, geçmiş bizim için yedi mühürlü bir kitaptır.” Mühürler açılacağı günü bekliyor. Murat Bardakçı nasıl yanıldı? 25 Mart 2001 tarihli Hürriyet’te Tanzimat Fermanı’nı 1826’da, yani 13 yıl önce ilan ettirerek mutlu bir erken doğum yaptıran(!) Murat Bardakçı, 13 Ağustos 2006 günü aynı gazetede Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ülkemizi ziyaretiyle ilgili bir yazı kaleme almıştı. Başlık her zaman olduğu gibi çarpıcıydı: “Gayet sıcak ağırladığımız Suudi Kralı Abdullah’ın büyük dedesinin kellesini kesmiştik.” Kuşkusuz olay doğru. Ancak bir tarih yazarı için vahim olan nokta, aktarılan bilgilerde tam 2 yıllık ciddi bir sapma olması. Dahası Murat Bardakçı, meslekten bir iktisatçıdır, yani hesap kitabının benden iyi olması gerekir. Murat Bardakçı, idam olayının 1820 yılında cereyan ettiğini söylüyor ve kaynak olarak kullandığı Târih-i Cevdet’deki 15 Safer 1234 tarihini garip bir şekilde Rumi takvime göre verilmiş zannediyor. Halbuki bilindiği üzere Safer ayı, Ramazan, Şaban, Şevval gibi Hicri aylardandır. Rumi takvimde Safer diye bir ay olmadığını bilecek kadar müktesebatı olduğunu sanıyordum tarihçimizin. En azından İslam Ansiklopedisi’ne bakmış olsaydı, orada doğru çevrilmiş tarihi görür ve bu vahim hatayı işlemezdi. Bu durumda Kral Abdullah’ın büyük dedesi Abdullah ibn Suud’un idam tarihi, 14 Aralık 1818 gününe denk gelmektedir. Üstelik Sayın Bardakçı’nın yazdığı gibi, bu tarihte bayram filan yoktu. Safer ayında ne bayramı bu üstad?

SGK HABER
08 Aralık 2007 Cumartesi, 19:17:18
Dünya Gazetesi: İhbar tazminatının ödenme süresi ve süresinde ödenmemesinin sonuçları Radikal:Sorun yanıtlayalım POSTA Gazetesi: Yasa yeni hak getiriyor diye bekleyen boşa beklemiş olur Türkiye Gazetesi-Grup şirketlerinde kıdem tazminatı Bulgaristan Göçmeni Türkiye’de Emekli Olabilir mi? Akşam Gazetesi-Kefen parasında kamu görevlileri çok avantajlı-Çalışan emekliler de ücretli değil mi? Sözcü-İşçi-Çalışanlara Asgari Geçim İndirimi Başlıyor--46 yaş 9 aylık iken emekli olacak Sosyal güvenlik`te asıl sorun emeklilik değil, sağlık giderleri Sizin yazılarınız sayesinde anneannem emekli oldu-Ali ÖZTÜRK Ekonomist YAZARLAR AHMET KIVANC ALi OZTURK ALi TEZEL EKREM SARISU iBRAHiM ISIKLI RESUL KURT SELiM EROL SERiF AKCAN SEVKET TEZEL ZiYA PERVER

`2 çalışana 1 emekli düşüyor, bunu dünya standartına çekeceğiz`
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Sosyal Güvenlik Reformu `na yönelik eleştirileri yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , kimsenin şu aşamada tasarının yangından mal kaçırır gibi parlementoya getirildiğini iddia edemeyeceğini vurguladı. Erdoğan "Bugün çalışan her 2 kişiden biri, 1 emeklimizi finanse ediyor. Dünyada 4 çalışana 1 emeklidir. Bu dengeyi tutturmamız kaçınılmaz" dedi. Türk-İş Başkanı Salih Kılıç ise kıdem tazminatına dokunulduğu taktirde greve gideceklerini ifade etti. Türk-İş`in 20. Olağan Genel Kurulu dün Ankara `da başladı. Genel kurulda, mevcut başkan Salih Kılıç ile Genel Sekreter Mustafa Kumlu 2 ayrı listeyle başkanlık için yarışıyor. Genel kurul çalışmaları 9 Aralık pazar günü yapılacak seçimlerle son bulacak . Genel kurulun dünkü bölümüne TBMM Başkanı Köksal Toptan , Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , DSP Genel Başkanı Zeki Sezer , BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve milletvekilleri de katıldı. `Hükümet işçi dostudur` Kurulda konuşan Erdoğan, işçi dostu bir hükümetin görev yaptığını belirterek, uzun süredir çalışmaları devam eden istihdam paketinin de yılbaşına kadar tamamlanacağını söyledi. Konuşmasında özellikle Sosyal Güvenlik Reformu `na dair eleştirileri yanıtlayan Erdoğan, kimsenin şu aşamada tasarının yangından mal kaçırır gibi parlementoya getirildiğini iddia edemeyeceğini vurguladı. Erdoğan şöyle konuştu: "Bugün çalışan her iki kişiden biri, bir emeklimizi finanse etmek için çalışıyor. 1960 yılında 24 çalışana 1 emekli düşerken, süreç içerisindeki savurganlık, sorumsuzluk nedeniyle 2 çalışana 1 emekli seviyesine gelinmiştir. Bunun standardı dünyada 4 çalışana 1 emeklidir. Bizim de bu dengeyi tutturmamız artık kaçınılmaz hale gelmiştir." `Kıdeme dokunmak grev demek` Kılıç ise Sosyal Güvenlik Reformu "na dair eleştirelirini dile getirdi. Kılıç , kurumun finansman açığının büyümesine neden olan en temel etkenin prim, tahakkuk ve tahsilatındaki yetersizlikleri ile prim affı uygulamaları olduğunu kaydederek, "Sayın Başbakan 4 yıl önceki genel kurulumuzda bu kürsüden sendikalara örgütlenme çağrısında bulunmuştu. Bu açıklama bize şevk vermişti. Sizin bu çağrınızla birlikte örgütlenme çalışması yapan sendikalarımız ve işçilerimiz ağır bedeller ödemiştir" diye konuştu. 2003-2007 yıllarında Türk-İş üyesi sendikalarca yapılan örgütlenme faaliyetleri sonucunda yalnızca sendikalara üye oldukları için 20-25 binden fazla işçinin işten atıldığını hatırlatan Kılıç , kıdem tazminatı hakkının geriye götürülmesi durumunda genel greve gideceklerini de bir kez daha yineledi. TBMM Başkanı Köksal Toptan ise yeni anayasa çalışmalarını anlatırken, CHP Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi , MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici ime DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de hükümeti kimseyi dinlememekle eleştirdi. 2007-12-07 01:55:54 Referans

`Ulusal değil sosyal güvenlik tehdit altında`
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Basın meslek örgütleri, bugün yapılacak büyük yürüyüş öncesi dün Meclis `te gazetecilerin `yıpranma hakkı` tazminatlarını ortadan kaldıran SSGSS Yasa Tasarısı `nın yasalaşmaması için destek aradıkları Meclis ziyaretlerine devam etti. ÖDP Genel Başkanı ve ÖDP İstanbul milletvekili Ufuk Uras ile biraraya gelen Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi , hükümetin, basın emekçileri için 30 yıldır uygulanan yıpranma payını kaldırmayı amaçladığını belirterek "Yasa tasarısının sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmayı amaçladığı söyleniyor ancak gazetecilerden yüzde 3 oranında fazla prim kesiliyor. Bu ayda 1 milyon YTL yapıyor. Eğer yıpranma payı ortadan kaldırılırsa bu farktan da mahrum olunacak. Eski hakkın devamını istiyoruz" dedi. Ufuk Uras da, hükümetin yaptığı düzenlemeye ilişkin "madem hükümet basın emekçilerinin durumunu çok iyi görüyor o halde milletvekili maaş ve özlük hakları da basın emekçilerinin maaş ve özlük haklarına endekstensin" önerisini getirdi. Dünyanın her yerinde milletvekili maaşlarının kamu çalışanlarına endeksli olduğunu hatırlatan ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras , basın emekçilerinin yıpranma payının hiçbir şekilde düşürülemeyeceğini vurgulayarak, gazeteci örgütlerine "Taleplerinizin her zaman yanında olacağız. Hep ulusal güvenlik tehdit altında denir ama asıl sosyal güvenlik tehdit altında" dedi. Gazeteciler, dün haklarının korunması amacıyla TBMM `de yakalarına kokart takarak eylem yapmak istedi, ancak Meclis İçtüzüğü `ne aykırı olduğu gerekçesiyle kokartlar polislerin uyarısıyla çıkarıldı. Ziyaretleri öncesinde TBMM Başkanlığı Şeref Ho -lü`nün önünde bakan ve milletvekillerinin gelmesini bekleyen gazeteciler, yakalarına "yıpranma hakkı gasp edilemez", "yıpranıyoruz" ve "geleceğimize dokunma" yazılı kokart taktı. BÜYÜK YÜRÜYÜŞ BUGÜN Gazeteciler, kendi hakları, çocukları ve sevdiklerinden çalınan zamanları, törpülenen ömürleri adına bugün Taksim Meydanı `ndan seslerini yükseltecekler. Yıpranma hakkının kaldırılmasına ve diğer haklarının çiğnenmesine karşı çıkan gazeteciler, bugün saat 09:45`te Taksim Meydanı `ndaki tramvay durağında toplanacak, saat 10:00` da tramvay durağından başlatacakları yürüyüşle Galatasaray Lisesi önüne gelerek, burada yazdıkları dilekçeleri imzalayıp hükümet yetkililerine postalayacak. 2007-12-05 01:59:45 Birgün

Asgari geçim indirimi yılbaşında başlıyor
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
İşçi ve memurlar, 1 Ocak 2008’de uygulamaya girecek olan asgari geçim indirimi için çalıştıkları kurumlara aile bildirimi verecek Asgari geçim indirimi tutarı ücretliye o ayki ücretle birlikte nakden ödenecek MALİYE Bakanlığı , asgari geçim indiriminin uygulama esaslarını Gelir Vergisi Genel Tebliği ile belirledi. Başbakanlığa gönderilen tebliğe göre, net ücret üzerinden anlaşmak suretiyle çalışanlar da asgari geçim indiriminden yararlanacak. Bunların hesaplanan vergiden mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarları, net ücretleri ile birlikte ödenecek. Peşin ödenen ücretler, asgari geçim indirimi uygulaması yönünden, nakden veya hesaben ödemenin yapıldığı dönemin geliri sayılacak. Maaşlara eklenecek Asgari geçim indirimi tutarının, ücretlinin aylık hesaplanan vergisinden fazla olması halinde fazlası dikkate alınmayacak. Ücretlinin faydalanacağı azami indirim tutarı, elde edilen ücret geliri üzerinden hesaplanan gelir vergisi ile sınırlı olacak. Bu nedenle mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde ücretliye herhangi bir iade yapılmayacak. Bu arada uygulama öncesi ücretliler, medeni durumları ve çocuk sayıları ile eşinin iş ve gelir durumu hakkında ‘’Aile Durumu Bildirimi’’ ile işverenlerine bildirimde bulunacaklar, durumlarında herhangi bir değişiklik olması halinde de bu değişiklikleri işverene 1 ay içinde bildirecekler. İşverenler, mevcut medeni durum ve çocuk sayısı bilgileri doğrultusunda, her yıl ocak ayı itibarıyla Asgari Geçim İndirimi Bordrosu düzenleyecek. Yıl içerisinde meydana gelen değişiklikler için ayrı bir bordro düzenlenebileceği gibi değişiklikler, aynı bordro üzerinde de gösterilebilecek. İşverenler tarafından hizmet erbabının ücret gelirlerinden kesilen gelir vergisinden mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarı, ücretliye o ayki ücretle birlikte nakden ödenecek. Aksi halde, asgari geçim indirimi, işverenler tarafından haksız yere yapılan bir mahsup işlemi niteliğini taşıyacak. Bu durumda, işverenler hakkında cezalı tarhiyat yapılacak. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ’ın verdiği bilgiye göre maaşlarda 90 YTL ’ye varan artış olacak. (AA) Sosyal Güvenlik Yasası yine ertelenecek 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girecek Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ’nun yürürlüğü, bütçe kanununun maddelerinde verilecek bir önerge ile 1 Temmuz 2008 tarihine ertelenecek. Alınan bilgiye göre, kanunda değişiklik öngören tasarının görüşmelerinin yeni yıldan önce tamamlanamayacağı ihtimalinin ağırlık kazanması üzerine, kamuoyunda “Sosyal Güvenlik Kanunu ” olarak bilinen kanunun yürürlük tarihinin 3. kez ertelenmesi kararlaştırıldı. 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ’nın maddeleri görüşülürken verilecek bir önergeyle Kanunun yürürlük tarihi 1 Temmuz 2008’e ertelenecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ’in bugün saat 11.00’de basın toplantısı düzenleyerek, konuyla ilgili alınan kararları kamuoyuna açıklaması bekleniyor. Sosyal Güvenlik Kanunu ; sağlık giderlerinin ödenmesi, emekli maaşlarının bağlanması, devlet memurları ile işçi statüsünde çalışanların emekli olmalarına ilişkin bir takım yeni düzenlemeler içeriyor. (AA) 2007-12-05 14:16:06 HO Tercüman

"Sosyal güvenlik reformunda ben bildim, ben ...
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Sosyal güvenlik reformunun Meclis komisyonundaki görüşmeleri başladı. Komisyonda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , tasarının çok kapsamlı ve katkıya muhtaç bir tasarı olduğunu belirterek, "Bizim olaya bakışımız, çok samimi ve net. Ben bildim, ben yaptım, anlayışıyla bir şeyi gerçekleştirme niyetinde değiliz" dedi. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası `nda değişiklik öngören kanun tasarısı , tali komisyon olan TBMM Sağlık , Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Milletvekillerine tasarı hakkında sunum yapan Çelik, taslağı, ilgili sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle paylaştıklarını vurgulayarak, "Sosyal taraflardan, 25 Ekim ile 18 Kasım arasında 198 öneri geldi. Bunların 71`i, o gün çalıştığımız taslakta yerini aldı ve değişiklik olarak yansıdı" dedi. sunumunun ardından tasarı üzerinde usul tartışması yaşandı. CHP `li milletvekilleri, tasarı üzerinde alt komisyon kurulmasını, AK Parti `li milletvekilleri ise sadece tümü üzerinde görüşme yapılmasını istedi. Komisyon ise AK Parti `li üyelerin önerisini kabul etti. 2007-12-07 01:55:53 Referans

Sosyal güvenlikte parçalı bulutlu tablo
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Sosyal güvenlik reformunun bu yıl bitmeden yasalaşacağı, bazı maddelerin Ocak ve Mayıs aylarında yürürlüğe gireceği belirtilirken, IMF`le 7`nci gözden geçirme için bütçenin yasalaşması beklenecek Devlet Bakanı Mehmet Şimşek , sosyal güvenlik reformunun bu yıl bitmeden yasalaştırılaca- ğını , bazı maddelerinin Ocak 2008`de, alt yapı çalışması gereken bazı maddelerinin de Mayıs 2008`de yürürlüğe gireceğini söyledi. Şimşek, dün öğleden sonra da TBMM `de bütçe görüşmeleri sürerken, kuliste sosyal güvenlik reformunun bazı maddelerinin 6 ay kadar erteleneceğini bildirdi. TEMMUZA ERTELENECEK Hükümet bütçenin maddelerine geçildiğinde bir önergeyle sosyal güvenlik reformunun bazı maddelerinin uygulamasını 1 Temmuz 2008`e bırakmayı planlarken, Bakan Şimşek, katıldığı TÜSİAD `ın "Türkiye Ekonomisi için büyüme stratejileri" konferansı sonrasında, sosyal güvenlik reformunun TBMM `nin ilgili komisyonların hala gündemine alınmaması konusuna açıklık getirdi. Şimşek, `Maalesef yasal sınırlamalar nedeniyle sistem çok uzun bir süre dengeye gelemeyecektir. Ama yine de uygulamaya koyacağımız bu reform, Türkiye `de önümüzdeki dönemlerde yapacağımız potansiyel üretimi artırıcı adımlar için gerekli mali imkanı oluşturabilecek nitelikte bir reformdur` dedi. Şimşek "IMF heyetini 7. gözden geçirme için davet edecek duruma geldik mi?" sorusu üzerine, "davet ettiğimiz de öğrenirsiniz" dedi. "Gözden geçirme bu yıl biter mi?" sorusuna "Bu yılın sonunda veya gelecek yılın başında tamamlanır" karşılığını veren Şimşek, "Ön koşul mu var?" sorusuna karşılık da "Bütçe meclisten bir çıksın hele" dedi. Şimşek, Merkez Bankası `ndaki 2 atamanın ne zaman yapılacağı yönündeki bir başka soruya "Şu anda Para Politikası Kurulu çalışıyor, atamalar zamanı geldiğinde yapılır" yanıtını verdi. ENFLASYON HEDEFİ ŞAŞTI `Bu sene aslında çekirdek enflasyon itibariyle ciddi bir başarı elde edilmişti` diyen Şimşek, enerji, emtia ve gıda fiyatlarındaki artışın enflasyonu ciddi bir şekilde hedeften uzaklaştırdığına işaret etti. Çekirdek enflasyona yoğunlaşmada fayda bulunduğuna işaret eden Şimşek, `Petrol fiyatları 50 dolarlardan 100 dolarlara çıkmıştır. Ama bunun tekrarlanmayacağını varsayarsak, enflasyondaki başarı aslında ortadadır. Yani orta dönemde Türkiye , düşük tek haneli enflasyonu gerçekleştirme hedefinde kararlı bir şekilde yoluna devam etmiştir` diye konuştu. ALİ BERAT MERİÇ / ANKARA 2007-12-05 02:12:20 Yeni Şafak

Sosyal Güvenlik Reformu Temmuz 2008`e kalıyor
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Kamuoyunda `Sosyal Güvenlik Reformu` olarak bilinen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı geçen hafta TBMM`ye sunuldu. Anayasa Mahkemesi `nin 22 maddesini iptal ettiği tasarının tekrar erteleneceğine yönelik söylentilere Devlet Bakanı Mehmet Şimşek açıklık getirdi. TÜSİAD `ın düzenlediği `Türkiye ekonomisi için büyüme stratejileri` konferansına katılan Şimşek, reformun yıl sonuna kadar yasalaşacağını; ancak bazı maddelerinin yürürlük tarihinin Mayıs 2008 olacağını duyurdu. Reformun önümüzdeki dönemin en önemli yapısal değişikliği olacağını belirten Şimşek, reforma rağmen sistemin dengeye oturmasının uzun süre alacağını vurguladı. 1 Ocak 2008`de yürürlüğe girecek kanunun yürürlüğü, Bütçe Kanunu `nun maddelerinde verilecek bir önerge ile 1 Temmuz 2008`e ertelenecek. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ise konferanstaki konuşmasında, makroekonomik alandaki başarılara rağmen, halen atılması gereken adımlar olduğunu söyledi. "İşsizlik, yurtiçi tasarruf açığı, bölgesel gelişim farklılıkları, kayıt dışı ekonomi, teknoloji ve innovasyonun yaygınlaştırılması gibi temel ekonomik alanlarda tıkanıklıklar ne yazık ki devam ediyor." diye konuşan Yalçındağ , önümüzdeki 6 yıllık dönemde ortalama yüzde 7,5 büyümenin, geride kalan son 5 yıla oranla çok daha zor olacağına dikkat çekti. TÜSİAD Başkanı, 2014 yılında Türkiye `de kişi başı gelirin AB ortalamasının en az yarısı kadar olmasının, üyelik sürecinde ülkenin eline güçlü bir koz vereceğini vurguladı. Hüseyin Sümer , Ankara 2007-12-05 01:41:50 Zaman

SSGSS’de ‘sosyal güvenlik’ hakkı 2
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Herkes sigorta kapsamına alınacak prim karşılığı olmayan sigorta hizmeti kaldırılacak! ‘Sosyal sigorta’ kavramı değişti Mevcut sisteme göre; sigortalılar prim ödeyerek, hastalık, analık, iş kazası ve meslek hastalığı, malûllük , işsizlik, yaşlılık ve ölüm sigortalarından; kendi hesabına çalışanlar yine prim ödeyerek, sağlık, malûllük , yaşlılık ve ölüm sigortalarından; devlet memurları malûllük , yaşlılık ve ölüm sigortalarından prim ödeyerek hastalık ve analık sigortalarından ise prim ödemeden (genel bütçeden) yararlanma hakkına sahip. Yeni yasa sosyal sigorta normlarını gelire göre iki kategoriye ayırdı. Birincisinde; kısa vadeli sigorta kolları kapsamında, hastalık, analık, iş kazası ve meslek hastalığı sigortaları; ikincisinde; uzun vadeli sigorta kolları kapsamında, malûllük , vazife malûllüğü, yaşlılık ve ölüm sigortaları yer alıyor. Kısa vadeli sigorta kolları için verilecek sağlık hizmetlerinin finansmanını Genel Sağlık Sigortası (GSS ) sağlayacak ve bu hizmetin sınırları Kurum tarafından belirlenecek. Eski yasalarda prim oranları 506 sayılı Yasa kapsamındakiler; prime esas kazancın yüzde 11’i kadar (yüzde 5 sigortalı, yüzde 6 işveren) hastalık primi, yüzde 1.5-7 arasında (tamamı işveren tarafından) iş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi, yüzde 20-22 (yüzde 9 sigortalı, yüzde 11-13 işveren) malûllük , yaşlılık ve ölüm sigortası primi öderken; ayrıca analık sigortası için yüzde 1 (işveren), işsizlik sigortası için yüzde 4 (yüzde 1 sigortalı, yüzde 2 işveren, yüzde 1 devlet) oranında prim ödüyor. Toplam prim; prime esas kazancın yüzde 37.5-45 arasında (devlet yüzde 1, sigortalı yüzde 15, işveren yüzde 21.5-29). Bağ -Kur kapsamındaki sigortalılar gelir basamağı tutarının yüzde 20’si kadar isteğe bağlı sağlık primi, yüzde 20’si kadar da yaşlılık ve ölüm sigorta primi ödüyorlar. Emekli Sandığı kapsamındakiler için emekliliğe esas aylık tutar üzerinden toplam yüzde 36 (yüzde 16 iştirakçi, yüzde 20 kurum) prim ödeniyor. Yeni yasada prim oranları Hastalık ve analık sigortası herkes için zorunlu olurken, tüm çalışanlar için prim oranları aynı olacak. GSS için yüzde 5 sigortalı, yüzde 7.5 işveren hissesi olmak üzere prime esas kazancın yüzde 12.5’i oranında prim toplanacak. Yalnızca GSS ’ye tabi olanlar ise (bu kişiler muhtemelen düşük gelirliler olacak) yüzde 12 oranında primi kendisi ödeyecek. Memurlar adına emekliliğe esas aylık tutar üzerinden yüzde 12.5 (yüzde 5 memur, yüzde 7.5 devlet) prim GSS için yatırılacak. Prime esas kazancın yüzde 1-6.5 arasında (tamamı işveren tarafından) prim ödenmesi gereken iş kazası ve meslek hastalığı sigortası 5510 sayılı Yasa ile çalışan herkes için zorunlu hale gelmesine rağmen Anayasa Mahkemesi ’nin iptal kararı sonrasında taslakta uygulama memurlar yönünden kaldırıldı. Ancak, yeni düzenlemeye göre kamu çalışanları için vazife malullüğü ve ölüm aylığına karşılık olmak üzere kamu bütçesinden yüzde 5 ek prim aktarılacak. Uzun vadeli sigorta kolları zorunlu olmayacak ve herkesi kapsamayacak. Prime esas kazancın yüzde 20’si (yüzde 9 sigortalı, yüzde 11 işveren) oranında uzun vadeli sigorta primi (fiili hizmet zammı olan işlerde bu oran yüzde 12 kadar artabilir) ödenecek. Memurlar adına emekliliğe esas aylık tutar üzerinden yüzde 23.5 (yüzde 11 memur, yüzde 12.5 devlet) oranında prim uzun vadeli sigorta kolları için yatırılacak. Memurlar dışındakiler için ödenmesi gereken toplam prim oranları (işsizlik sigortası da eklendiğinde) prime esas kazancın yüzde 37.5-43 arasında (yüzde 15 sigortalı, yüzde 21.5-27 işveren, yüzde 1 devlet) değişmektedir. Eski ve yeni yasalar prim açısından karşılaştırıldığında 506 sayılı Yasa kapsamındakiler için hastalık primi oranları; yüzde 11’den yüzde 12.5’e çıkmıştır (sigortalı hissesinde yüzde 20, işveren hissesinde yüzde 16.6 artış). İş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi işveren lehine değişmiştir. Uzun vadeli sigorta kolları için ödenen prim oranları çalışanlar için aynı kalırken, işveren lehine yüzde 2 düşürülmüştür. Bağ -Kur kapsamındakiler için sağlık primi oranı düşmüştür, ancak “isteğe bağlı” özelliği nedeniyle emekli olanlar GSS ’den yararlanabilmek için geçmişe dönük prim ödemek zorunda kalacaklar. Bağ -Kur sigortalılarının uzun vadeli sigorta kolları priminde değişiklik olmadı. Emekli Sandığı kapsamındakiler; daha önce kesilen emekliliğe esas aylık tutar üzerinden değişmeksizin toplam yüzde 36 (yüzde 16 memur, yüzde 20 devlet) prim ödeyecek. 3816 sayılı Kanun kapsamındaki sadece GSS ’ye tabi olan yeşil kartlılar bakımından prime esas aylık kazancın tespitinde; “Harcamaları, taşınır ve taşınmaz malları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak test edilecek her türlü gelirin aylık tutarı net asgari ücretin üçte birinden az olan kişiler” dikkate alınacak. Bugünkü rakamlar üzerinden hesap yaptığımızda, aylık geliri 140 YTL ’den az olanlar GSS hakkından yararlanacak. Aylık geliri 140 YTL sınırını aşanlar, prime esas aylık kazanç üzerinden 2007 rakamlarıyla aylık 70 YTL GSS primi ödeyecek. “En yaygın finansman modeli, özünde tahsis edilmiş vasıtalı vergi niteliğindeki sigorta primleri ile karşılanan sosyal sigorta sistemidir” vurgusunu yapan yasa gerekçesinden de anlaşılacağı gibi; siyasi iktidar, sosyal güvenlik hizmetinin maliyetini üzerinden atıp, sistemin finansmanını kişilere yükleyerek, toplanan primlere (ek vergiler) karşılık sosyal güvenlikten yararlanma hakkı getirecek yeni bir sistem kurguluyor. YARIN: Yeni yasa kimleri kapsıyor 2007-12-06 12:49:12 Evrensel

Çelik: Sizi değil gelecek kuşağı mezarda emekli edeceğiz
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Hükümet Sosyal Güvenlik `Reformu `nu gelen tepkiler üzerine kadameli olarak yürürlüğe sokmayı planlıyor. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , yasaya gelen tepkilerin `anlamadan, incelemeden yapıldığını` iddi ederken, daha büyük bir gaf yaparak "Hem şimdi emekli olanlara bir zararı yok ki bu yasanın" diyerek, yasayla gelecek kuşakların mezarda emekliliğe mahkum olacaklarını ifade etti. Daha sonra Sosyal Güvenlik `Reformu ` ile ilgili yasanın yürürlüğe konması hakkında kararlı olduklarını vurgulayan Çelik, yasanın bazı maddelerinin yürürlük tarihlerinin ise farklı farklı olabileceğini belirtti. Çelik, "Yürürlük tarihi, yasanın alacağı şekle göre bazı maddeler için 3, bazı maddeler için 5, bazı maddeler için 8`inci ayı bulabilir" dedi. MUHALEFETE AÇIK DEĞİL! Sosyal Güvenlik `Reformu `nu savunan Faruk Çelik , yasanın muhalefet etmeye açık bir konu olmadığını, konunun muhalefet etme aracı gibi düşünülmemesi gerektiğini öne sürerek, "Türkiye `nin geleceği, meydanlara taşınmamak" dedi. Tasarıyı TBMM `ye sevk etmeden önce, sosyal taraflarla yaptıkları görüşmelerde "konuyla ilgili ilgisiz" 198 öneri aldıklarını savunan Çelik, "Elimizdeki dosyada kim ne öneride bulunmuş tamamı mevcut. Hangileri hangi gerekçelerle taslakta yerini almış, hangisi almamış burada var. Getirilen önerilerden 71`i taslakta yerini almıştır" iddiasında bulundu. Meclis `e sevk edilen tasarıyla ilgili sosyal taraflardan esasa ilişkin herhangi bir teklif gelmediğini öne süren Çelik, eleştirilerin önemli bir bölümünün, basında yer alan haberler üzerinden yapıldığını savundu . YASA ARALIK `TA TBMM `DEN GEÇİRİLECEK Sosyal taraflarla önümüzdeki günlerde bir araya gelerek tasarının son şekliyle ilgili katkılarını isteyeceklerini bildiren Çelik, başta fiili hizmet sürelerinin kaldırılması gibi konuları da TBMM `de kurulacak alt komisyonda ele alabileceklerini anlattı. Çalışmaları yoğun şekilde sürdürdüklerini belirten Çelik, "Aralık ayının bu yasanın geçmesi için yeterli olacağını diye düşünüyorum" dedi. Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Birol Aydemir `in görevden alınıp alınmadığına ilişkin bir soruya karşılık da, Aydemir `in 12 günlük izne çıktığını, görevden alınması veya istifasının söz konusu olmadığını belirtti. "SSK `de bir Daire Başkanlığı görevinde iken hakkındaki iddialar nedeniyle yargılanan Hülya Özdemir `in, yargılama sürerken ilaç ödemelerine karar veren komisyonun başkanlığına getirildiği"ne ilişkin haberlerin anımsatılması üzerine Çelik, komisyonunun nasıl oluşturulduğu, ne amaca dönük olduğunun değerlendirileceğini, bu konuda almaları gereken bir önlem varsa alacaklarını ifade etti. Çelik, bir soru üzerine, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği yasa taslağını da 2008 yılının ilk çeyreğinde parlamentoya göndermeyi amaçladıklarını kaydetti. HAK-İŞ BİLE ELEŞTİRDİ AKP `in arka bahçesi olduğu yönünde eleştirilen ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası `na karşı birleşen hemen bütün emek örgütleri ve meslek örgütleri arasında yer almayacağını ve eylemlere katılmayacağını açıklayan Hak-İş Konfederasyonu , 1 Temmuz 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi kararlaştırılan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nun hazırlanış şekli ve içeriğini kabul etmediklerini, bazı maddelerine yönelik itirazları bulunduğunu belirtti. Geçtiğimiz günlerde yapılan genel kuruluna Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan `ın katıldığı Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu , kanun ile ilgili yeterli tartışma ortamı oluşmadan tasarının TBMM `ye sevk edilmesini eleştirerek, Sosyal Güvenlik `Reformu `nun, tüm vatandaşları kapsaması, norm ve standart birliği sağlayarak, herkese eşit hizmetler sunan tek bir sistem olarak hayata geçirilmesi gerektiğini savundu. Uslu, "Aksi takdirde bu bir reform değil, sosyal konsolidas-yondur, sosyal hakların geriletilmesi ve ötelenme-sidir" dedi. Birgün, 2007-12-06 09:58:08 Birgün

Banka emeklisi işyeri açabilir mi?
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
RESUL KURT Yazılarınızı star gazetesinden takip etmeye çalışıyorum. Sizler sayesinde edindiğim bilgilerle çevremdekilere yardımcı olmaya çalışıyorum, bunun için de ayrıca teşekkür ederim. Babam, bir bankadan emekli olduktan sonra kendi üzerine bir işyeri açıp elektronik eşya alım satım işini düşünmeye başladı. Sorum kısaca şöyle; babam lise mezunu ve 1999 yılında bankadan emekli oldu. Bir işyeri açara Bağ -Kur"a herhangi bir ödeme yapması gerekir mi? 5510 sayılı yasa yürürlüğe girerse babamın durumunu etkiler mi? Yusuf Baş Diğer emekliler gibi, banka emeklileri de işyeri açabilir ve ticari faaliyette bulunabilir. Ancak, Bağ -Kur Kanunu dışındaki diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık veya malullük aylığı bağlananlardan Bağ -Kur Kanunu kapsamında olmayı gerektiren bir faaliyette bulunanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, Bağ -Kur Kanununa göre belirlenen onikinci gelir basamağının % 10"u (68,75.-YTL ) oranında sosyal güvenlik destek primi öderler. Bu şekilde sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler Bağ -Kur kanununa göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmemekte, sigortalılara toptan ödeme olarak iade edilmemekte ve 2829 sayılı " Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun " hükümleri de uygulanmamaktadır. Ayrıca, sosyal güvenlik destek primi ödenen süreler yaşlılık aylığında herhangi bir artışa yol açmadığı gibi diğer Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından emekli olup diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlanan ve Bağ -Kur"a destek primi ödeyenler için ikinci bir yaşlılık/malullük aylığı bağlanması da mümkün bulunmamaktadır. Bağ -Kur destek primi için Bağ -Kur müdürlüğüne müracaat edilerek örneği Bağ -Kur müdürlüklerinden temin edilebilecek matbu olarak hazırlanmış bulunan talep dilekçesi ile SGK Bağ -Kur müdürlüğüne başvurmanız gerekmektedir. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışanlar (eski ifadeyle Bağ -Kur"lular) için sosyal güvenlik destek primi oranı almakta oldukları aylıklarının % 15"i olarak öngörülmüştür. 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra sosyal güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilecektir. Emeklinin çalışması yasaklanıyor mu? Ben emeklilik hakkımı almama rağmen hala SSK "lı olarak bir işyerinde çalışmaktayım. Yeni çıkacak sosyal güvenlik reformuna göre emekli olanlar tekrar herhangi bir yerde çalışamayacak mı? Bu tarihten önce emekli olmam benim için avantaj olur mu? Ramazan Keleş Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili olarak kamuoyunda yanlış anlaşılan konulardan birisi de emeklilerin çalışmasıyla ilgilidir. Gerek halen sigortalı olarak çalışanlar ve gerekse de sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığı alanlar sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabileceklerdir. Bunların çalışmaya başlamaları halinde emekli aylıklarının kesilmesi söz konusu değildir. Ancak, sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilmesi öngörülmektedir. Bunlardan çalıştıkları süre zarfında prime esas kazançları üzerinden kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınacaktır. Yaşlılık aylığı kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanlara yazılı istek tarihini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanacaktır. 2007-12-06 07:52:10 Star

SON 375 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Sosyal Güvenlik Reformu üçüncü kez erteleniyor- Ali ÖZTÜRK Ekonomist TEKSKON Dergisi Kasım-Aralık 2007 Sahteciliğe karşı ilaçlar tüketiciye kadar izlenecek Apne hastaları SGK"dan şikayetçi Emeklilerin yüzde 60`ı mevcut emeklilik yaşının altında Sosyal devlet kömüre kaldı İşverene prim artışı şoku: İndirimden önce bindirim... Uslu`dan Sosyal Güvenlik Eleştirisi Faruk Çelik`ten Eleştirilere Yanıt Sosyal güvenlik bu yıl yasalaşacak Sosyal Güvenlik Tasarısına Tepkiler Sosyal güvenlik Ağustos"u bulabilir Sosyal Güvenlik geçerse Türkiye"nin notuna yansır Sosyal Güvenlik"e üçüncü "erteleme" Sosyal güvenlik geçerse kredi notunuz da yükselir Sosyal Güvenlik Kanunu`na erteleme Sahteciliği önlemek için ilaç takip sistemi geliyor 70 milyar dolarlık bütçeyi kim bırakmak ister? Sosyal Güvenlik Yasası`na Erteleme Meclis`te bütçe görüşmelerine sert polemikler damgasını vurdu Sosyal güvensizlik reformu tartışılıyor SSGSSKT Sosyal güvenlik reformu kademeli olarak yürürlüğe girecek Çelik: Sosyal Güvenlik"te bazı maddeler ocakta da yürürlüğe girebilir Sosyal güvenlik reformu için 3 aşamalı uygulama SSK`lıya kapıyı kapatma hazırlığı "Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez" "Eğer kazanamıyorsa, taviz verir" "İlk önce anlaşılmayı isterler" "Kazan / kaybet anlayışı hakimdir" "Acil olan şeyi en önce yaparlar" "Açık bir hedefle çalışmazlar" "Tepkiseldirler" Hugo Chavez, ABD'yi tehdit etti Stalin'in gözü de Türkiye'de imiş... İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu meslek dalları Acilen 400 bin eleman aranıyor! Melih Arat, bu kez etkisiz insanların 7 ortak özelliğini yazdı. 'Sezer, atamak için CHP'li arıyordu' Karttan para çeken bu haberi iyi okusun Castro, Chavez'i uyardı: Kendini kolla Kürtler şerefli kardeş, PKK şerefsiz örgüt 99 YTL’ye Atatürk süveteri Uçak 10 saat içinde 5 sefer yapmış Acemi sürücülere müjde Stajyer yetimin aylığı kesilemez Emeklilik veya toptan ödeme seçeneği arasında karar vermek Muayene parası ve yatan hasta katkı payı da başlıyor Sağlıkta fark mı yoksa katkı payı mı baslıyor? Malul aylığı alan çalışamaz Nüfusun yarısı emeklilik sistemi dışına çıkarılıyor Değerli Blogcular bize sitenizde link vererek ziyaretçilerinizin SOSYAL GÜVENLİK konusunda bilinçlenmesine katkıda bulunabilirsiniz.... Bir okurdan Ali TEZEL'e tebrik İşte Isparta'da düşen uçağın resmi Türkiye'nin 21 önemli uçak kazası Feci kazanın tanıkları o anı anlattı İnternet ucuzluyor: ADSL'de yeni indirim müjdesi geldi EL CEZİRE: Kazanın uçağın inmesinden kısa bir süre önce meydana geldiğini kaydetti. LE MONDE:“Şu an için kazanın nedenleri bilinmiyor” diye yazdı. CNN : Türkiye’de 56 kişiyi taşıyan jet yolcu uçağı Türkiye’nin güneyinde pilot inişe hazırlanırken düştü BBC : Türkiye’nin güney batısında meydana gelen uçak kazasında 56 kişi öldü. Kaza dünyada flaş haber oldu Sizin yazılarınız sayesinde anneannem emekli oldu-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Korkunç şüphe: Uçak düşürüldü mü? 57 kişinin öldüğü korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında önemli kişiler varmış Mali Müşavir ve Sosyal Güvenlik Genç Astsubaydan Sitem Bağ-kur'dan emekli olanlar SSK'dan yetim aylığı alamazlar-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Uçağa binmedi, ölümden döndü Eğer memurluktan bu gün istifa etsem hizmetimi SSK'ya aktarma şansım var mıdır?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Yeni Çağ: AKP, emeklinin maaşını kesiyor İşte madde madde sağlıkta devrim SSK"lı işçiye çeyiz parası (evlenme yardımı) verilmez Sizce Bağ-kur'dan mı yoksa SSK'dan mı emekli olsam iyi olur?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Bağkur borcumdan kurtulmak için ek 19. maddeden yararlanmak istiyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist SON 300 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Emeklilerin yüzde 60`ı mevcut emeklilik yaşının altında
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı`nın hazırlanış sürecinde, her kesimin görüşlerinin gözönünde bulundurulduğunu belirterek, ``Şimdi bu noktada hiç kimse bu tasarı, `yangından mal kaçırır gibi parlamentoya gelmiştir, çok acele bir şekilde çıkartılmıştır` diyemez`` dedi. Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu `nda düzenlenen Türk-İş 20. Genel Kurulu `nun açılışında yaptığı konuşmada, Türk-İş`in, Türkiye `de emek hareketinin, çalışma şartlarının, çalışanların haklarının korunmasında, mevcut noktalara taşınmasında tarihi katkıları olduğunu söyledi. Sosyal güvenlik sistemine de değinen Erdoğan, geçmiş iktidarlar döneminde yapılan hataların, popülist uygulamaların, Türkiye `ye çok ağır bir bedel ödettiğini belirti. Erdoğan, şunları kaydetti: ``Bugün çalışan her iki kişiden biri, bir emeklimizi finanse etmek için çalışıyor. Yani Türkiye `de her iki çalışana bir emekli düşüyor. 1960 yılında 24 çalışana 1 emekli düşerken, süreç içerisindeki savurganlık, sorumsuzluk nedeniyle 2 çalışana 1 emekli seviyesine gelinmiştir. Bunu Türkiye uzun süreli taşıyamaz, bu bedeli uzun süre ödememiz mümkün değildir. Bunun standardı dünyada 4 çalışana 1 emeklidir. Bizim de bu dengeyi tutturmamız artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Dikkat edin şu anda emeklilerimizin yüzde 60`ı mevcut emeklilik yaş sınırının altındadır. Yani çalışabilir yaşta olan milyonlarca vatandaşımızdan prim almak yerine emekli aylığı ödüyoruz. Bununla kalıyor mu? Hayır. İkinci bir iş, ama o ikinci iş kayıt dışı iş.`` -``EMEKLİ AYLIKLARINDA İYİLEŞTİRMELER YAPTIK``- Erdoğan, emeklilere milletin vefa borcu olduğunu, emeklilerin, yıllarca çalıştıktan, emek sarf ettikten sonra artık insanca bir yaşam standardına kavuşmayı hak ettiklerini, emekli aylıkları konusunda hükümet olarak imkanların çok üzerinde iyileştirmeler yaptıklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan , 2002 yılından bugüne kadar SSK emekli aylığını yüzde 113, tarımdan Bağ -Kur emeklisi olanların aylığını yüzde 334, memur emekli aylığı yüzde 90 ve 65 yaş aylığını da yüzde 229 oranında arttırdıklarını belirterek, yapılan iyileştirmeleri yeterli bulmadıklarını ve zaman içerisinde aylıkları daha iyi yerlere getireceklerini söyledi. -``BU ÜLKEDE DOĞAN SİGORTALI OLARAK DOĞACAKTIR``- Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir hale getirmek zorunda olduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan , sözlerini şöyle sürdürdü: ``Bu noktada bir düzenleme yapacağız. Çalışmalarımız da devam ediyor. Getirdiğimiz yeni düzenlemeyle geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların genel sağlık primleri Hazine tarafından karşılanacaktır. 18 yaş altındaki herkes prim borcu, sigortalılık ve benzeri hiçbir şart aranmaksızın sağlık hizmetlerinden yararlanabilecektir. Yani, bunun anlamı şudur; Bu ülkede doğan sigortalı olarak doğacaktır. Bu sosyal güvenlik sisteminde kelimenin tam anlamıyla bir devrimdir. Sosyal devlet, sosyal koruma da işte bu şekilde olur. Yani demokratik, laik sosyal bir hukuk devletinin gereği budur. Vatansızlar ve sığınmacılar dahil Türkiye `de genel sağlık sigortası kapsamında bulunmayan hiç kimse kalmayacaktır. Anayasa Mahkemesi `nin iptal gerekçelerini dikkate alarak ama reformun norm ve standart birliği amacına da uygun yeni bir tasarı hazırlandı. Bu tasarı, 25 Ekim 2007`de toplanan Üçlü Danışma Kurulunda sosyal taraflara sunuldu. Siyasi parti gruplarına, üniversitelere ilgili kamu kurumlarıyla sivil toplum kuruluşlarına gönderilerek, görüşleri istendi. Bu süreçte işçi, işveren ve memur konfederasyonları başta olmak üzere meslek örgütlerinden, sivil toplum örgütlerinden ve kamu kurumlarından alınan görüşler hazırlanan tasarıya yansıtılmıştır. Dolayısıyla her kesimin katkı ve katılımlarını esas alan bir süreci işlettik.`` Başbakan Erdoğan , gelen tüm görüş ve öneriler ışığında tasarıya son şekli verildiğini, Bakanlar Kurulunun bilgisine sunularak, TBMM `ye gönderildiğini anımsattı. Erdoğan, ``Şimdi bu noktada hiç kimse bu tasarı, `yangından mal kaçırır gibi parlamentoya gelmiştir, çok acele bir şekilde çıkartılmaktadır` diyemez. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan etmiştir. Tüm sosyal tarafların görüşlerine başvurulmuş, bu görüşlerden de büyük ölçüde yararlanılmıştır. Her şey bu şekilde gayet ciddiyetle ele alınarak, bir sona doğru gidiyoruz`` diye konuştu. Zaman zaman tasarıyı eleştirenlerin bulunduğunu belirten Erdoğan, ``Ancak, bakıyoruz ki tasarının, kapağını dahi açmamışlar, incelememişler. Anayasa tartışmalarında olduğu gibi hiç aklımızın ucundan dahi geçmeyen şeylerle yargılandığımız gibi. Az önce TBMM Başkanımızın ifade ettiği gibi, öyle şeyler konuşuldu ki hiç gündemimizde olmayan anayasayı dahi, taslağı dahi görmemiş olanların yaklaşım tarzları. Bunlar hep üzücü şeyler. Enerjimizi bu tür bilmediğimiz, görmediğimiz taslaklar üzerinden yapmamalıyız`` diye konuştu. Öte yandan, Başbakan Erdoğan `ın konuşmasının sonlarına doğru salonun üst katında bulunan bir işçi, Erdoğan`a seslendi. Başbakan Erdoğan `a sorununu anlatmak istediğini belirten İsa Çakmak adlı işçi, Erdoğan`ın talimatı üzerine korumalar tarafından oturduğu yerden alınarak Başbakan`ın yanına götürüldü. Daha sonra Başbakan Erdoğan `ın bu kişiyle bir süre görüşerek sorununu dinlediği öğrenildi. TCDD Genel Müdürlüğü `nde geçici işçi olarak çalışan Çakmak `ın, Başbakan Erdoğan `a, geçici işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili çalışmanın dışında tutulduğunu, kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup işçinin kadroya alınmasının ``bürokratlarca engellendiğini`` ileri sürdüğü ifade edildi. Erdoğan`ın Çakmak ile görüşmesi sırasında yanlarında bulunan Demiryol -İş Sendikası Genel Başkanı Ergun Atalay , Çakmak `ın da aralarında bulunduğu işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili bir sorun olmadığını, bu konudaki gecikmenin yürütülen çalışmalardan kaynaklandığını, bu bilgiyi Başbakan Erdoğan `a da aktardıklarını söyledi. 2007-12-06 14:09:50 Zaman

Sosyal devlet kömüre kaldı
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Hükümet sosyal devlet anlayışını kendi ideolojik bakış açısıyla yorumylayarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bütçeyi buna göre tasarlıyor. 2008 bütçesine ilişkin maraton önceki gün Meclis Genel Kurulu `nda başladı. İki hafta boyunca devam edecek olan bütçe görüşmelerinin ilk gününde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan `ın verdiği rakamlar, hükümetin "sosyal devlef`ten ücretsiz kömür ve kitap dağıtımını anladığını ortaya koydu. 60. hükümetin bütçesini "sosyal yönü güçlü bütçe" sözleriyle savunan Başbakan Erdoğan buna örnek olarak ise 2008 yılında yapılacak ücretsiz kömür dağıtımı ve kitap yardımını gösterdi. Erdoğan`ın sözleri, 2009 yılında yapılacak yerel seçimler öncesinde hükümetin en önemli seçim yatırımlarından birinin, yaklaşık 5 yıldır uygulanan ücretsiz kömür dağıtımı olacağının da işaretini verdi. 232 MİLYONLUK ÜCRETSİZ KÖMÜR İşsizliği çözemeyen, çalışanların tepkilerine rağmen, emekçiler aleyhine düzenlemeler öngören Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısını IMF `nin istekleri doğrultusunda hazırlayan, gerek kamu çalışanlarına gerekse asgari ücretliye verilecek zam oranlarında "sosyal devlet" ilkesini göz ardı eden AKP hükümeti, muhalefetin "sadaka kültürünün yaygınlaşmasına neden olduğu eleştirilerine rağmen, 2008 yılında, varoşlarda AKP `li belediyeler aracılığıyla 232 milyon YTL `lik ücretsiz kömür dağıtacak. Hükümet, ücretsiz kömür yardımının yanı sıra ilkokul ve liselerde ücretsiz kitap yardımını 2008 yılında da sürdürecek. Bunun için de bütçeye 290 milyon YTL ödenek konuldu. MAAŞLARA İLGİNÇ SAVUNMA Bütçe konuşmasında, kamu çalışanlarının maaşlarına da değinen Erdoğan, göreve geldiklerinde memuru, işçiyi, emekliyi, Bağ -Kur`luyu enflasyona ezdirmeyeceklerini söylediklerini ve ezdirtmedikleri-ni savundu. En düşük devlet memuru maaşının 2002 Aralık ayında 392 YTL olduğunu, bu rakamı 2007 Aralık ayında 843 YTL `ye çıkardıklarını belirten Erdoğan, bu dönemde en düşük memur maaşının yüzde 115 oranında arttığını kaydetti. Erdoğan, 5 yılda kamu çalışanlarına yapılan zammı ise "Maaşlar enflasyon oranında artmış olsaydı, bugün en düşük memur maaşının 631 YTL olması gerekirdi" sözleriyle savundu. 2008 yılında kamu çalışanlarının maaşlarında yapılacak zam oranlarına ilişkin de bilgi veren Başbakan, 2008 Ocak ayında en düşük memur maaşının 887 YTL , Temmuz ayında ise 925 YTL olacağını belirtti. Erdoğan, 2008`de en düşük memur maaşının yüzde 10.5, ortalama memur maaşının yüzde 7.6 ve en yüksek memur maaşının ise yüzde 4.1 oranında artacağını bildirdi. Erdoğan, net asgari ücretin 184 YTL `den 419 YTL `ye yükseldiğini dile getirirken en düşük SSK emekli aylığının da yüzde 33.8 oranında arttığını söyledi. EVRIN GÜVENDİK ANKARA 2007-12-06 09:58:07 Birgün

İşverene prim artışı şoku: İndirimden önce bindirim...
07 Aralık 2007 Cuma, 19:10:32
Uzun süredir SSK primlerinde 5 puanlık indirim bekleyen işveren yeni sosyal güvenlik reformuyla hayal kırıklığına uğruyor. Meclis `te görüşülmeye başlayan yeni tasarı birçok sektörde işverenin prim yükünü 2-4 puan artırmayı öngörüyor. Hükümetin programında yer alan 5 puanlık SSK işveren prim indiriminin bekleyen iş dünyası, yeni sosyal güvenlik reformuyla, çeşitli sektörlerde 2-4 puan arasında değişen prim artışlarıyla karşılaşacak. Reform taslağında yer alan 80. ve 40. maddelerle birçok sektörde işverene ilave prim artışı getiriliyor. İlave prim artışının belli sektörlerde 4 puana kadar çıktığı belirtilirken, birçok sektörde 2.5-3.5 puan arasında bir prim artışının kaçınılmaz olduğunu vurgulanıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi `nde dün görüşmeleri başlayan sosyal güvenlik reformu tasarısı, tartışılmaya devam ediyor. Tasarıda yer alan bazı maddelerle, işverenin prim yükünün artacağına dikkat çekiliyor. Buna göre, tasarıda yer alan 40. madde ile bazı sektörlerde fiili hizmet zammı uygulaması kaldırılırken, birçok yeni sektörde ise bu uygulama başlatılıyor. Taslağın yasalaşmasının ardından kurşun ve arsenik işleri, cam fabrika ve atölyeleri, civa üretimi, çimento fabrikaları, kok fabrikaları, termik santrallar, alüminyum, demir çelik döküm fabrikaları, asit üretimi yapan fabrika ve atölyeler, yeraltı işleri ve radyoaktif maddelerle yapılan işlerde "fiili hizmet zammı" uygulamasına geçilecek. Yetkililer söz konusu tazminatın geçerli olduğu sektörlerde işverenin prim yükünün 2 puan artacağını belirtiyor. İkramiye ve primler hesaba giriyor Kaynakların verdiği bilgiye göre, tasarının 80. maddesi de işverenler için ortalama 1.5-2 puanlık SSK prim artışını öngörüyor. Maddeye göre tasarının yasalaşmasının ardından, çalışana maaş dışında prim veya ikramiye olarak yapılan ödemeler de, o ayın prime esas kazanç hesabına dahil edilecek. Ancak dahil edilen rakamla birlikte, o ay için prime esas kazanç prim tavanı aşılıyorsa; aşan kısım diğer ayların "prime esas kazancına" dahil ediliyor. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, şu anda prime esas kazançta tavan 3 bin 800 YTL düzeyinde bulunuyor. Net 1.500-2 bin YTL düzeyinde maaş alan bir çalışana prim veya ikramiye adı altında ek bir ödeme yapıldığında tavanın aşılacağına dikkat çeken yetkililer, artan rakamın da diğer ayın prime esas kazançlarına ekleneceğini belirtiyor. Bu yolla, işverenin prim yükünün de ortalama 1-2 puan arttığını kaydeden yetkililer, "Birçok işletme bu düzenlemeden olumsuz etkilenecek" bilgisini verdi. Sosyal güvenlik tasarısıyla prim yükü artacak olan işverenler bir süredir, hükümetin seçim vaadi olan SSK işveren primlerindeki 5 puanlık indirimin takvimlendirilmesini bekliyor. Hükümet programında da yer alan düzenlemeye için, 2008-2012 yıllarına dönük olarak hazırlanan eylem planında da yer verilldi. Planda, 2008 yılı son çeyreğinde yasal düzenlemenin yapılması, 2009 yılında da 5 puanlık indirimin yürürlüğe girmesi öngörüldü. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da, geçtiğimiz günlerde SSK primlerindeki 5 puanlık indirimin yapılacağını belirtirken, "Bu indirim rakamlara yansımazsa, yeniden bindiririz" değerlendirmesinde bulunmuştu. Mevcut durumda

Sosyal Güvenlik Reformu üçüncü kez erteleniyor- Ali ÖZTÜRK Ekonomist TEKSKON Dergisi Kasım-Aralık 2007
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Ali ÖZTÜRK Ekonomist TEKSKON Dergisi Kasım-Aralık 2007 Sosyal Güvenlik Yazısı Sosyal Güvenlik Reformu üçüncü kez erteleniyor... Reform 1 Ocak 2007'de yürürlüğe girmesi beklenirken Anayasa Mahkemesinin bazı maddelerini iptal etmesinin ardından önce 1 Temmuz 2007'ye sonra da 1 Ocak 2008'e ertelendi. Yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ''Sosyal güvenlik reformu Kasım ayının ikinci yarısı komisyona sevk edilecek. Komisyonda da Kasım sonu ele alınır. Aralık ayının ilk haftasında Meclis Genel Kurulu'na gelir. Yürürlük tarihininse teknik gerekçelerle Nisan ayının sonu Mayıs ayınını başı gibi olacağını tahmin ediyoruz'' diyor. Böylece sosyal güvenlik reformumuz üçüncü bir ertelemeyle Mayıs 2008'e kalıyor. Reformun ikide bir ertelenmesi ise en çok SSK'da olduğu gibi 900 günden ölüm aylığı almak isteyen Bağ-kur ve Emekli Sandığı mensuplarını hayal kırıklığına uğratıyor. Fakat aşağıdaki alt başlıkta belirttiğim gibi yeni hazırlanan reform taslağı meclisten geçerse bu artık mümkün olmayacak. SSK'da 900 Günden Ölüm Aylığı Uygulaması Kalkabilir... Değerli okurlar bilindiği üzere SSK daha önce ölmüş olan sigortalıların hak sahibi eş ve çocuklarına ne zaman öldüğüne bakılmaksızın 5 yıllık sigortalılık süresi ve 900 günlük yani 2,5 yıl ödenmiş primle ölüm aylığı bağlıyor. Bu uygulamaya ilgi o kadar yoğun oldu ki on binlerce kişi ölüm aylığı almaya hak kazandı. Halihazırdaki duruma göre ölüm aylığı için SSK 2,5 yıl, Bağ-kur 5 yıl , Emekli Sandığı 10 yıl ödenmiş hizmet şartı arıyor. Eğer yeni sosyal güvenlik reformu yasa tasarısı olduğu gibi meclisten geçerse; kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahipleri için ölüm aylığı SSK, Bağ-kur ve Emekli Sandığı mensubu olan herkese ''En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi'' ödeme şartına bağlanacak. Bu durumda SSK'lılar 900 günden ölüm aylığına hak kazanma konusunda avantaj kaybederken şimdiki kanuna göre 3600 günden ölüm aylığına hak kazanabilen Emekli Sandığı mensupları 1800 güne indiği için karlı çıkacak. Bağ-kur sigortalıları içinse hem şimdi hem de reform yasası çıktığında 1800 gün şartı arandığından değişen bir şey olmayacak. SGDP Sosyal Güvenlik Destek Primi Kademeli Olarak Uygulanacak. SGK tarafından hazırlanan reform taslağına göre emekli olduğu halde vergi mükellefi olanlarla yani Bağ-kur kapsamına giren emeklilere yaşlarına göre SGDP kesintisi uygulanacak. Buna göre; 55 ve altındaki yaşlarda olan emeklilerden aylık prime esas kazancın yüzde 16'sı; 56 ve üstü yaştaki emeklilerden ise aylık prime esas kazancın yüzde 14'ü sosyal güvenlik destek primi olarak kesilecek. Ali Tezel'e de her şeyi yazdırmıyorlar... Sosyal güvenlik alanında hiç kuşkusuz en büyük üstat Ali Tezel. O bir fenomen. Hep fildişi kulelerinden yazıyor diye kendisine gıpta ederdim. Fakat son yaşanan olaylardan sonra O'nunda ayağına birilerinin basabildiğini hep beraber gördük. Ali Tezel'e mevcut bir uyanıklığı kamuoyu ile paylaştığı için ayıp edildi. Aslında kanuni bir uyanıklıktı bu. 1 Ocak 2000 tarihinden sonra emekli aylığı bağlama yöntemi değiştirildi. Eskiden emekli olup düşük emekli maaşı alanlar emekli maaşını kestirip yeniden işe girerek birkaç gün çalışıp yeniden emeklilik başvurusunda bulunuyor, yeni bağlanan emekli maaşına ülkenin gelişme hızındaki artış yani refah payı yansıtılınca da vatandaşın maaşı eskiye oranla %40'lara varan oranda artıyordu. Bunu herkes bilmiyordu ama bilenler uyguluyor emekli maaşlarını artıyordu. 10.500 kişi bundan yararlandı. Ali Tezel herkes bilsin ve faydalansın istedi. Engellediler. Hem kanunu değiştirdiler hem de Ali beyi grup başkanlığı görevinden aldılar. Fakat şu da bir gerçek ki kaç vatandaş SGK Başkanını veya SSK genel müdürünü tanır? Ali Tezel herkes tarafından tanınıyor ve seviliyor. Çünkü vatandaşa faydalı bir iş yapıyor. O'nu gerek kurum içinden gerekse dışından popüler olduğundan dolayı çekemeyenlerin olduğunu dile getirmeye gerek yok. Bu dünyanın her yerinde böyle. Çok başarılı adamları birileri hep çelmeliyor. Haksız yere emekli aylığı aldığı tespit edilenlerin aylıkları kesiliyor. SSK, Bağ-kur ve Emekli Sandığının birleşmesiyle otomasyon sisteminin uygulanmaya başlatılmasının ardından bu üç kurumdan haksız yere maaş alanlar bir bir tespit edilerek aylıkları kesiliyor. Karmaşık sosyal güvenlik sistemimiz masum sigortalıları hak ve yükümlülüklerini bilme ve talep etme açısından mağdur ederken uyanık kötü niyetli vatandaşı bir bakıma ödüllendiriyordu. Bu tespitin ne kadar doğru olduğunu ise; 79.433 kişinin otomasyondan sonra haksız yere maaş aldığının ortaya çıkarılması ve bu kişilerin aylıklarının kesilmesi tescil etti. 30 kişiyi sahte evraklarla emekli yapan SSK dolandırıcıları yakalandı... Kurdukları paravan turizm ve temizlik şirketleriyle vatandaşlara emeklilik vaat eden bir şebeke İstanbul'da yakalandı. Söz konusu çetenin 30 kişiyi sahte evraklarla emekli ettiği aynı şekilde 26 kişi içinde iş göremez raporu aldığı öğrenildi. Evet yanlış okumadınız tam 1.613 sahte sağlık karnesi de operasyonda ele geçirildi. Başka bir gazeteye göre ise zanlılar sahte evraklarla 13 ayrı şirket kurmuşlar ve bu işyerlerinde 1.250 kişiyi çalışıyor gösterip bu kişilerin yakınlarına sağlık karnesi almışlar. SGK'nın bu dolandırıcılık olayın zararı 925 bin YTL yani eski parayla 925 milyarmış. Ulusal basına yansıyan bu haberlere yorum yapmak istiyorum. Değerli okurlar insan nasıl olur da sahte evraklarla birilerinin kendisini emekli yapmasını kabul edebilir? Buna inanamıyorum. Ya halkımız çok çaresiz son çare böyle bir çıkmaz yola umut bağlayıp sahte de olsa emekli olmayı kabul ediyor ya da kendini çok uyanık ve akıllı zannediyor. Bu resmen ahmak uyanıklığı... Ey kendini uyanık zanneden ahmaklar bak nasıl tespit edildiniz şimdi sizden aldığınız o paraları bakın nasıl geri alacaklar. Oh olsun size... Böylelerine zerre kadar acımayın değerli okurlar bunlar akıllarınca SGK'yı dolandırdıklarını sanıyorlar ama asıl dolandırdıkları 70 milyonluk Türkiye'dir. Resmi Nikahı Olmayanlara 900 Günden Maaş Bağlanır mı? Özellikle; SSK'da 900 günden ölüm aylığı bağlanmasının ardından bu tip sorular çoğalmaya başladı. Bir Mali Müşavir okurumuz; ölen bir sigortalıdan çocuklarının ölüm aylığı aldığını ancak resmi nikahı olmadığı için çocukların anasının maaş alamadığını belirterek ne yapmaları gerektiğini soruyor. Çocuklar babalarının üzerine nüfusa kayıtlı ise ölen babalarından dolayı ölüm aylığı alırlar. Ancak medeni kanunun kabulünden sonra imam nikahlı anne ; her ne kadar o çocukların nüfusta annesi olarak gözükse de ölen sigortalı ile resmi nikah bağı olmadığından ölen kişiden dul aylığı alamaz. Sorularınıza Cevaplar... Acaba geçmişe dönük bir borçlanma söz konusu olabilir mi? Ali bey merhaba. Sizi BURSA BEBE ÇOCUK GİYİM DERGİSİ ve internette dolaşırken gördüğüm sitenizden takip etmekteyim. Babam 11.08.2003 tarihinde vefat etti. SSK'dan sadece 175 gün ödenmiş primi var. Askerlik borçlanması yaptırmak için müracaat ettim fakat 20 ay askerlik yaptığından ( 20*30=600) + 175 = 775 güne ancak ulaşabiliyorum. Bu da anladığım kadarıyla anneme ölüm aylık bağlanması için yeterli bir rakam değil. Babamın şöylede bir durumu var. Kendisi 1979-81 ve 1983-1987 aralıklarında iki ayrı iş yeri açmış ve çalıştırmış . Fakat Bağ-kur kaydının olmadığını biliyoruz. Acaba geçmişe dönük bir borçlanma söz konusu olabilir mi? Eğer mümkünse nerelere nasıl başvurmam gerekiyor ve hangi evrakları ayarlamam gerekiyor? Yardımcı olabilirseniz memnun olurum. Saygılar. Yıldız Etiket Ölen kişinin hak sahiplerinin SSK'dan ölüm aylığı alabilmesi için sigortalının öldüğünde SSK'lı olması ve 5 yıllık sigortalılık süresi+900 gün prim koşullarını taşıması gerekiyor.Askerliği borçlansanız bile 775 günde kalacağından bu durumda ölüm aylığına hak kazanamazsınız. İkinci olarak ''Babam 1979-81 ve 1983-1987 aralıklarında iki ayrı iş yeri açmış ve çalıştırmış . Fakat Bağ-kur kaydının olmadığını biliyoruz. Acaba geçmişe dönük bir borçlanma söz konusu olabilir mi?'' diye soruyorsunuz. Bir defa babanızın sağlığında bile bu yılları borçlanabilmesi için ''1979-81 dönemi için 20.4.1982 öncesinde Bağ-kur kaydının olması gerekiyordu. 1983-1987 döneminin borçlanılması içinse 4.10.2000 öncesi Bağ-kur kaydının olması lazımdı. Babanızın Bağ-kur kaydı olmadığını sorunuzda belirtmişsiniz. Dolayısıyla bu günkü SSK ve Bağ-kur kanunlarına göre ölüm aylığı almanız mümkün görünmemektedir Emekliyim vergi mükellefi olacağım.‏ Sayın Ali Öztürk; internette bir siteden isminize ulaşmış bulunmaktayım. Emekli sandığından emekli olan bir kişiyim. Tüccar basit usulde vergi mükellefi olacağım. Benim Bağ-kur'lu olma zorunluluğum var mıdır? Bağ-kur'a düzenli olarak herhangi bir prim yada başka ad altında ödeme yapmam gerekiyor mu? Bağ-kur'a mail gönderdim, cevap alamadım. Teşekkürler. Hüseyin Akkuş Hüseyin bey emekli olduğunuz halde vergi mükellefi olursanız SGDP sosyal güvenlik destek primi ödemek durumundasınız. Siz Emekli Sandığından emekli olduğunuz için bağlı bulunduğunuz vergi dairesinden alacağınız vergi kaydınızı gösteren İB formu ile Bağ-kur'a gidiniz emekli olduğunuzu ve SGDP için kendinizi bildirmek istediğinizi söyleyiniz. Size Bağ-kur dışındaki kurumlardan (SSK, Emekli Sandığı ) emekli olup SGDP ödeyecekler için ''Kimlik bilgilerim yukarıda belirtilmiş olup, 1479 sayılı Kanunun Ek 20. maddesi gereğince 12. gelir basamağının %10’u oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyeceğimi arz ederim.'' şeklinde biten matbu bir beyan dilekçesi imzalattırıp başvurunuzu kabul edeceklerdir. Bundan sonra da Bağ-kur'a yaklaşık 69 YTL SGDP ödeyeceksiniz. Emeklilik ve diğer hususlardaki sorularınız için aliozturk.tr@hotmail.com adresine mesaj gönderebilirsiniz. Sorularınız yanıtlanacaktır. Lütfen TEKSKON BEBE ÇOCUK GİYİM DERGİSİ okuru olduğunuzu belirtiniz… Not: Bu yazı 12 Kasım 2007 tarihinde yazılmıştır.

Sahteciliğe karşı ilaçlar tüketiciye kadar izlenecek
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
SAHTE ilaçlara karşı dünyada ilk kez Türkiye "de kapsamlı takip sistemi kurulacak. Toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit eden sahte ilaca karşı önlem olarak Sağlık Bakanlığı "nca geliştirilen ilaç takip sistemi projesini destekleyen ilaç sektörü, sistemin pilot uygulamadan sonra hayata geçirilmesini öneriyor. Sağlık Bakanlığı pilot uygulama yerine geçiş süresi verilmesini planlıyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Gümrükçüoğlu , ilaç takip sisteminin hem Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) hem de vatandaşların bedelini ödeyecekleri ilaçlar için uygulanacağını söyledi. Her ürünün bir kimlik numarası olacağını, ilaç firmasının bu numarayı depolara ürün göndereceği zaman SGK "nın provizyon sistemine aktaracağını anlatan Gümrükçüoğlu , depoların da eczanelere çıkış yaptığı zaman, hangi ürünleri hangi eczaneye göndereceğini bildireceğini söyledi. 2008"DE BAŞLANACAK Eczanenİn de bir ürünün satışını yaparken sistemden provizyon alacağını ifade eden Gümrükçüoğlu "Bildirilmiş bir numara değilse sistem uyarı verecek ve o satış noktası hakkında işlem yapılacak. 2008"de başlanması planlanan sistemle, kopyalanma söz konusuysa ve ürün daha önce o seri numarasıyla provizyon almışsa sistemin ikinci giriş yeri ve ilk satış noktası belirlenebilecek. 2007-12-04 08:54:18 Star

Apne hastaları SGK"dan şikayetçi
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Özel hastane ve tıp merkezlerinin uyku laboratuarlarından alınan uyku apnesi raporlarının kabul edilmediğini söyleyen uyku apnesi hastaları Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan şikayetçi. İZMİR - Her an uykuda ölebilecekleri endişesiyle yaşadıklarını söyleyen uyku apnesi hastaları, kurumun tedavi için değeri 2 bin 500 YTL "yi bulan solunum maskesinin bedelini ödemesini istiyor.Uykuda solunumun kısa süreli durması ve kandaki oksijen seviyesinin düşmesiyle baş gösteren bir hastalık "uyku apnesi . Uyku apnesinin kesin teşhisi ve şiddetinin ölçülebilmesi için uyku laboratuvarlarında inceleme yapılması gerekiyor. Uyku sırasında bir çok parametre kaydedilerek, kalp fonksiyonu, solunum fonksiyonu, uykunun yapısı ve uyku bozuklukları hakkında en sağlıklı bilgilerin alınması sağlanıyor. Ölümcül olabilen bu hastalığın tedavisi için, hastalar, değeri 2 bin 500 YTL "yi bulan solunum maskesini kullanmak zorunda. Ancak bu maskeyi almak kolay olmuyor. Cihazı alamayan hastalar ise büyük tedirginlik yaşıyor, çünkü uyku apnesi uykuda ani ölümlere neden olabiliyor. Uyku apnesi hastaları tedavi için değeri 2 bin 500 YTL "yi bulan solunum maskesinin bedelini Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmesini, Sağlık Bakanlığı "nın bu konuda yeni düzenlemeye gitmesini ve mağduriyetin giderilmesini istiyor. 2007-12-05 11:36:42 NTV-MSNBC

Uslu`dan Sosyal Güvenlik Eleştirisi
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
"Tüm vatandaşları kapsamalı ve eşit hizmet sunmalı, aksi takdirde..." Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu , sosyal güvenlik reformunun tüm vatandaşları kapsaması ve herkese eşit hizmetler sunması gerektiğini söyledi. Uslu, "Aksi takdirde bu bir reform değil, sosyal hakların geriletilmesi ve ötelenmesidir" dedi. Salim Uslu düzenlediği basın toplantısında, Meclis `te yasalaşması beklenen Sosyal Güvenlik Reformu `nu eleştirdi. Uslu, yasayla, memur tanımına girenler için ayrı ve imtiyazlı bir sınıfın yaratılmaya çalışıldığını savundu. Uslu, Kamu Personel Reformu yapılmadan Sosyal Güvenlik Reformu `nun mümkün olmayacağını kaydetti. 2007-12-05 12:30:45 TRT

Faruk Çelik`ten Eleştirilere Yanıt
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Faruk Çelik`ten Eleştirilere Yanıt"Sosyal tarafların görüşleri Sosyal Güvenlik Tasarısı`na yansıtıldı" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , Meclis `e gönderilen yeni Sosyal Güvenlik Tasarısı `nın Anayasa Mahkemesi `nin iptal kararı çerçevesinde düzenlendiğini söyledi. Tasarıya yönelik eleştirileri de değerlendiren Çelik, "Sosyal taraflarla bir araya geldik, onların görüşlerini sunması için bir süre tanıdık. Onlardan gelen 198 önerinin 71`i tasarıya yansıtıldı" diye konuştu. Çelik, sivil toplum kuruluşları ne önerdi, hangi öneri tasarıya yansıdı ya da neden yansımadı bunların hepsinin açıklamalarıyla dosya olarak ellerinde bulunduğunu da belirtti. 2007-12-05 12:10:51 TRT

Sosyal Güvenlik Yasası`na Erteleme
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Sosyal Güvenlik Yasası`na ErtelemeYürürlük tarihi Temmuz 2008`e ertelenecek. Sosyal Güvenlik Yasası `nın yürürlük tarihi üçüncü kez erteleniyor.... 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi gereken Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nun yürürlük tarihi 1 Temmuz 2008`e ertelenecek. Anayasa Mahkemesi `nin iptal ettiği Sosyal Güvenlik Kanunu ile ilgili olarak yeniden hazırlanan tasarının görüşmelerinin yılbaşına kadar tamamlanamayacağı ihtimalininin ağırlık kazanması üzerine, kanunun yürürlük tarihinin üçüncü kez ertelenmesi gündeme geldi. Meclis Genel Kurulu `nda görüşmeleri devam eden 2008 Bütçesi`nin maddeleri ele alınırken bir önerge verilerek, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nun yürürlük tarihi 1 Temmuz 2008`e ertelenecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik `in yarın (05.12.2007) bir basın toplantısı düzenleyerek, konuya ilişkin ayrıntıları açıklaması bekleniyor. 2007-12-04 17:21:51 TRT

Sosyal güvenlik bu yıl yasalaşacak
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Devlet Bakanı Şimşek, sosyal güvenlik reformunun yıl sonuna kadar yasalaşacağını ancak bazı maddelerinin yürürlük tarihinin Mayıs 2008 olacağını söyledi. ANKARA - TÜSİAD "ın düzenlediği eTürkiye ekonomisi için büyüme stratejileri" konferansına katılan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek , sosyal güvenlik reformunun önümüzdeki dönemin en önemli yapısal düzenlemesi olacağını söyledi.Şimşek, reforma rağmen sistemin dengeye oturmasının uzun süre alacağını vurguladı. Devlet Bakanı Şimşek, yasanın Meclis komisyonundaki görüşmelerinin ertelenmesi ile ilgili bir soru üzerine, düzenlemenin bu yıl yasalaşacağını vurguladı. Şimşek, yürürlük tarihi konusunda ise, bazı maddeler için hemen, bazı maddeler için ise Mayıs 2008 tarihini verdi. Enflasyondaki yükselişi değerlendiren Şimşek, "Çekirdek enflasyon bir ay öncesine kadar yüzde 5-6 arasındaydı. Kuraklık ve enerji fiyatlarındaki artışlar enflasyonu yukarı doğru itti. Biz bunun geçici bir şok olmasını ümit ediyoruz. Bu türden şoklar kalıcı değildir. 12 ay sonra bu şokun etkisi sistemden çıkar diye bakıyoruz dedi. Hazır olduklarında IMF "yi çağıracaklarını kaydeden Şimşek, bu yıl veya 2008"in başında gözden geçirme çalışmalarının tamamlanacağını ifade etti. 2007-12-04 11:39:48 NTV-MSNBC

Sosyal Güvenlik Tasarısına Tepkiler
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Kamu-Sen:İptal gerekçesi dikkate alınmadı; Hak-İş: Herkesi kapsamalı Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı `na tepkiler sürüyor. AK Parti Grubu `nu ziyaret eden Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Tasarısı `ndan, kamu çalışanlarına ilişkin düzenlemenin çıkarılmasını istedi. Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu , sosyal güvenlik reformunun tüm vatandaşları kapsaması ve herkese eşit hizmetler sunması gerektiğini söyledi. Akyıldız : "İptal Gerekçeleri Dikkate Alınmadı" Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız , AK Parti Grup Başkanvekilleri Sadullah Ergin ve Mustafa Elitaş `ı ziyaret etti. Akyıldız , Anayasa Mahkemesi `nin iptal gerekçelerinin dikkate alınmadığını öne sürdü. Sadullah Ergin de kamu çalışanlarının haklarını gözetirken, ülkenin geleceğini gözardı etmeden dengeli bir politika izlenmesi gerektiğini söyledi. Ergin , Sosyal Güvenlik Reformu `nun ilgili komisyonlarda görüşülmesi sırasında sosyal tarafların vereceği katkılarla daha da olgunlaşacağını belirtti. Mustafa Elitaş da 2008 bütçesinde kamu çalışanlarının haklarının gözetildiğini bildirdi. Uslu: "Tüm Vatandaşları Kapsamalı ve Eşit Hizmetler Sunmalı" Öte yandan, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da Sosyal Güvenlik Reformu `nun tüm vatandaşları kapsaması ve herkese eşit hizmetler sunması gerektiğini söyledi. Uslu, "Aksi takdirde bu bir reform değil, sosyal hakların geriletilmesi ve ötelenmesidir" dedi. Salim Uslu düzenlediği basın toplantısında, Meclis `te yasalaşması beklenen Sosyal Güvenlik Reformu `nu eleştirdi. Uslu, yasayla, memur tanımına girenler için ayrı ve imtiyazlı bir sınıfın yaratılmaya çalışıldığını savundu. Uslu, Kamu Personel Reformu yapılmadan Sosyal Güvenlik Reformu `nun mümkün olmayacağını kaydetti. 2007-12-05 15:23:43 TRT

Sosyal güvenlik Ağustos"u bulabilir
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Çalışma Bakanı Çelik, sosyal güvenlik reformuyla ilgili yasanın maddelerinin yürürlük tarihlerinin farklı olabileceğini belirterek, "Yasanın alacağı şekle göre bazı maddeler için 3, bazı maddeler için 5, bazı maddeler için 8"inci ayı bulabilir dedi. ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , TBMM "de bulunan sosyal güvenlik reformunun kademeli olarak yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan Faruk Çelik , bazı maddeler için yürürlük tarihinin gelecek yılın Ağustos ayını bulabileceğini söyledi.Çelik düzenlediği basın toplantısında, "Bazı maddelerin yürürlüğü 3. ayı, bazıları 5. ayı, bazıları ise 8. ayı bulabilir dedi. Reform konusunda gelecek her türlü katkı ve öneriye açık olduklarını söyleyen Çelik,, Reform tasarısını siyasi arenaya çekmeyi doğru bulmuyorum diye konuştu. Sosyal taraflarla Pazartesi günü yeniden bir araya geleceklerini de kaydeden Çelik, Aralık ayında tasarıyı parlamentodan geçirmeyi düşündüklerini belirtti. HAK İŞ "TEN TEPKİ Öte yandan, Hak-İş Başkanı Salim Uslu , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu "nun hazırlanış şekli ve içeriğini kabul etmediklerini, bazı maddelerine yönelik itirazları bulunduğunu söyledi. Uslu, tasarının yeterli tartışma ortamı oluşmadan Meclis "e sevk edilmesini de eleştirdi. Uslu, sosyal güvenlik reformundan önce kamu personel reformunun gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu. Salim Uslu , reforma tepki olarak yapılan sendika toplantılarının, sadece DİSK tarafından yürütülmesine de tepki gösterdi. 2007-12-05 14:08:45 NTV-MSNBC

Sosyal Güvenlik geçerse Türkiye"nin notuna yansır
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
LONDRA/ANKARA - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Standard and Poor"s"un Türkiye analisti Faruk Soussa, Sosyal Güvenlik Reformunun Meclis"ten başarılı bir şekilde geçmesinin, Türkiye"nin kredi notu açısından mevcut "olumlu" ekonomik görünü... LONDRA /ANKARA - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Standard and Poor`s`un Türkiye analisti Faruk Soussa , Sosyal Güvenlik Reformunun Meclis `ten başarılı bir şekilde geçmesinin, Türkiye `nin kredi notu açısından mevcut "olumlu" ekonomik görünümünü daha da güçlendireceğini söyledi. Faruk Soussa , Meclise sevk edilen Sosyal Güvenlik Reformu `nun Türkiye ekonomisine ve kredi notu üzerindeki etkilerine yönelik sorularını yanıtladı. Sosyal Güvenlik Reformu `nun, kısa vadede, Türkiye `nin mali dinamikleri üzerinde herhangi bir etkide bulunmayacağını belirten Soussa , orta ve uzun vadede, mali dinamikleri güçlendireceğini vurguladı. Adil ve üzerinde uzlaşılan bir Sosyal Güvenlik Reformu `nun etkinlik açısından önemine dikkat çeken Soussa , bu reformun başarılı bir şekilde Meclis `ten geçmesinin iki önemi bulunduğunu belirterek, bu etkileri şöyle sıraladı: "Bunlardan ilki, sosyal direnci yüksek, zor ve popülist olmayan bir reformun yürürlüğe girmesi; Hükümet`in, reformları gerçekleştirebileceği, mali disiplini korumaya kararlı olduğu konusunda, hem ulusal hem de uluslararası piyasalara çok güçlü bir sinyal verecek. İkinci önemli konu ise bu reform, yurt içi tasarrufların yükselmesine ve mevcut cari açığın azalmasına katkıda bulunacak." Açıklar yüzde 1`e iner Sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girmesinin, kredi notunun mutlaka yükseltileceği anlamına gelmediğine de dikkat çeken Soussa , ancak bu reformun, mevcut belirsiz küresel finansal ortamda, Türkiye `nin dış kırılganlığını azaltacağını söyledi. 30 yıllık bir süreçte, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemini amaçlayan Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde, halen, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla `nın yüzde 5`i düzeyindeki sosyal güvenlik finansman açığının, ilk 10 yıl içinde yüzde 1 oranında azalması bekleniyor. Analistler, ülkeler açısından gerçekleştirilmesi en zor reformlardan biri olan Sosyal Güvenlik Reformu `nu, Türkiye `nin kredi notunu yükseltebilecek en önemli unsurlardan biri olarak değerlendiriyorlar. 2007-12-04 16:24:02 Dünya

Sosyal Güvenlik"e üçüncü "erteleme"
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
ANKARA - 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi planlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun yürürlüğü, bütçe kanununun maddelerinde verilecek bir önerge ile 1 Temmuz 2008 tarihine erteleniyor. Kanunda değişiklik öngören tasarının... ANKARA - 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi planlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nun yürürlüğü, bütçe kanununun maddelerinde verilecek bir önerge ile 1 Temmuz 2008 tarihine erteleniyor. Kanunda değişiklik öngören tasarının görüşmelerinin yeni yıldan önce tamamlanamayacağı ihtimalinin ağırlık kazanması üzerine, kamuoyunda "Sosyal Güvenlik Kanunu " olarak bilinen kanunun yürürlük tarihinin 3. kez ertelenmesi kararlaştırıldı. 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının maddeleri görüşülürken verilecek bir önergeyle Kanunun yürürlük tarihi 1 Temmuz 2008`e ertelenecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik `in yarın saat 11.00`de basın toplantısı düzenleyerek, konuyla ilgili alınan kararları kamuoyuna açıklaması bekleniyor. Sosyal Güvenlik Kanunu ; sağlık giderlerinin ödenmesi, emekli maaşlarının bağlanması, devlet memurları ile işçi statüsünde çalışanların emekli olmalarına ilişkin bir takım yeni düzenlemeler içeriyor. 2007-12-04 23:14:20 Dünya

Sosyal güvenlik geçerse kredi notunuz da yükselir
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Standard and Poor"s Türkiye analisti Soussa , Sosyal Güvenlik Reformu "nun Meclis "ten geçmesinin Türkiye "nin "olumlu" kredi notu görünümünü güçlendireceğini söyledi. Soussa reformun orta ve uzun vadede mali dinamikleri kuvvetlendireceğini belirtti ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşlarından Standard and Poor"s"un Türkiye analisti Faruk Soussa , Sosyal Güvenlik Reformu "nun Meclis "ten başarılı bir şekilde geçmesinin, Türkiye "nin kredi notu açısından mevcut "olumlu" ekonomik görünümünü daha da güçlendireceğini söyledi. Sosyal Güvenlik Reformu "nun, kısa vadede Türkiye "nin mali dinamikleri üzerinde herhangi bir etkide bulunmayacağını belirten Soussa , reformun orta ve uzun vadede, mali dinamikleri güçlendireceğini vurguladı. CARİ AÇIĞI DÜŞÜRÜR ADİL ve üzerinde uzlaşılan bir Sosyal Güvenlik Reformu "nun etkinlik açısından önemine dikkat çeken Soussa , bu reformun başarılı bir şekilde Meclis "ten geçmesinin iki önemi bulunduğunu belirterek, bu etkileri şöyle sıraladı: "Bunlardan ilki, sosyal direnci yüksek, zor ve popülist olmayan bir reformun yürürlüğe girmesi, hükümetin reformları gerçekleştirebileceği, mali disiplini korumaya kararlı olduğu konusunda, hem ulusal hem de uluslararası piyasalara çok güçlü bir sinyal verecek. İkinci önemli konu ise bu reform, yurtiçi tasarrufların yükselmesine ve mevcut cari açığın azalmasına katkıda bulunacak." KIRILGANLIĞI AZALTIR SOSYAL Güvenlik Reformu "nun yürürlüğe girmesinin, kredi notunun mutlaka yükseltileceği anlamına gelmediğine de dikkat çeken Soussa , ancak bu reformun, mevcut belirsiz küresel finansal ortamda, Türkiye "nin dış kırılganlığını azaltacağını söyledi. 30 yıllık bir süreçte, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemini amaçlayan Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde, halen, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla "nın yüzde 5"i düzeyindeki sosyal güvenlik finansman açığının, ilk 10 yıl içinde yüzde 1 oranında azalması bekleniyor. Analistler, ülkeler açısından gerçekleştirilmesi en zor reformlardan biri olan Sosyal Güvenlik Reformu "nun Türkiye "nin kredi notunu yükseltebilecek en önemli unsurlardan biri olarak değerlendiriyorlar. 2007-12-04 08:54:18 Star

Sosyal Güvenlik Kanunu`na erteleme
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girecek Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlüğü, 1 Temmuz 2008 tarihine ertelenecek. Kanunda değişiklik öngören tasarının görüşmelerinin yeni yıldan önce tamamlanamayacağı ihtimalinin ağırlık kazanması üzerine, kamuoyunda "Sosyal Güvenlik Kanunu " olarak bilinen kanunun yürürlük tarihinin 3. kez ertelenmesi kararlaştırıldı. 2008 Bütçesi görüşülürken verilecek bir önergeyle kanunun yürürlük tarihi 1 Temmuz 2008`e ertelenecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik `in yarın saat 11.00`de basın toplantısı düzenleyerek, konuyla ilgili alınan kararları kamuoyuna açıklaması bekleniyor. 2007-12-04 18:05:55 TGRT Haber

Sahteciliği önlemek için ilaç takip sistemi geliyor
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
İlaçta sahteciliğe karşı, her ilaca bir kimlik numarası uygulaması esasına dayanan ilaç takip sisteminin yürürlüğe girmesi planlanıyor TOPLUM sağlığını ciddi şekilde tehdit eden sahte ilaca karşı önlem olarak Sağlık Bakanlığı ’nca geliştirilen ilaç takip sistemi, dünyada uygulanacak ilk geniş kapsamlı proje olma özelliğini taşıyor. Projeyi destekleyen ilaç sektörü, sistemin pilot uygulamadan sonra hayata geçirilmesini önerirken, Sağlık Bakanlığı pilot uygulama yerine geçiş süresi verilmesini planlıyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Gümrükçüoğlu , ilaç takip sisteminin hem Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) hem de vatandaşların bedelini ödeyecekleri ilaçlar için uygulanacağını söyledi. Yeni sistemde her ürünün bir kimlik numarası olacağını, ilaç firmasının bu numarayı depolara ürün göndereceği zaman SGK ’nın provizyon sistemine aktaracağını anlatan Gümrükçüoğlu , depoların da eczanelere çıkış yaptığı zaman, hangi ürünleri hangi eczaneye göndereceğini bildireceğini söyledi. 2009’da başlar Eczanenin de bir ürünün satışını yaparken sistemden provizyon alacağını ifade eden Gümrükçüoğlu , “Önceden bildirilen bir numara söz konusu değilse sistem uyarı verecek ve o satış noktası hakkında işlem yapılacak. Bir şekilde kopyalanma söz konusuysa ve ürün daha önce o seri numarasıyla provizyon almışsa bu durumda sistemin ikinci giriş yeri ve ilk satış noktası hakkında uyarı verecek, her iki satış noktasıyla ilgili de işlem yapılacak” diye konuştu. 31 Ekim -1 Kasım tarihleri arasında Londra ’da yapılan GS1 (Türkiye ’nin de üye olduğu, dünyanın barkod otoritesi olan birlik ) Healthcare Konferansı ’nda Türkiye ’de uygulanacak sistemle ilgili bilgi verildiğini bildiren Gümrükçüoğlu , “Information Sharing System Model-4” olarak kayıtlara geçen Türk sisteminin “Dünyadaki ilk geniş kapsamlı uygulama” olarak kabul edildiğini belirtti. 2008 yılı içinde İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan bir ekip tarafından altyapı çalışmalarının tamamlanacağını belirten Gümrükçüoğlu , 2009 yılı başından itibaren hiçbir ilacın “ikincil tanımlayıcı” (barkod ) olmaksızın basılmayacağını bildirdi. (AA) 2007-12-05 06:17:27 HO Tercüman

70 milyar dolarlık bütçeyi kim bırakmak ister?
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Sosyal Güvenlik Kanunu`nun hazırlanması safhalarını çok iyi hatırlıyorum. Hükümet, o günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu`nun sendikalar ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki itibarını çok iyi değerlendirerek sessiz sedasız yasanın oluşmasını sağladı. Ufak tefek karşı çıkışlar dışında yasanın Anayasa Mahkemesi dışında çok fazla karşı duranı olmadı. Şimdi mahkemenin iptali nedeniyle bazı maddeler üzerindeki çalışmalar tekrar yapıldı. Bu tür yasaların hazırlanması sadece Türkiye için değil bütün dünyada da kolay olmuyor. Toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren bir konuda geneli memnun etmek hiç kolay değil. Sonuçta o günler aşıldı; Bağ -Kur, SSK ve Emekli Sandığı , Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) çatısı altında birleşti. Başına ise daha sonraları AK Parti çevrelerince çok tartışılan Tuncay Teksöz getirildi. Sıkıntılı ve sancılı dönemler, kurumun ilk başkanı Teksöz `le aşıldı. Sonuçta bir belgeye attığı imza nedeniyle, Başesgioğlu `nun, `istifa et` demesi ile görevden elini eteğini çekti. Tabii böylesi etkin bir kurumun başına gelmiş bir kişiyi birçok kurum kendi bünyesinde çalıştırmak ister. Her ne kadar SGK `nın başında bulunduğu dönemlerde, `ilaç şirketlerinin ekmeğine yağ sürüyor` eleştirisi yapılmış olsa da Teksöz , bugün Pfizer ilaç şirketinde sağlık politikası koordinatörlüğü görevini sürdürüyor. Nihayetinde devlet geleneğinden gelip özel sektöre giden önemli isimler arasına katılmış oldu. Bir insanı yetiştirmek kolay değil. Hele hele sözünü ettiğimiz kişi kamuda ise on kat daha zor. Bu zorlukları aşıp gelen Teksöz `den boşalan koltuğa bu kez DPT Müsteşar Yardımcısı Birol Aydemir oturdu. Aydemir , 2002 yılındaki AK Parti `nin acil eylem planının hazırlanmasında etkin rol aldı. SGK Başkanlığı koltuğunda da önemli projelere imza attı. Üniversite hastanelerinin kapısını bütün sigortalılara açarak adından söz ettirdi. Şimdi ise sıkıntılar yaşadığına dair bilgiler Ankara kulislerinde dolaşıyor. Murat Başesgioğlu döneminde de bakanla sık sık anlaşmazlığa düştüğü bilinen Başkan , farklı sorunları bu kez yeni Bakan Faruk Çelik `le yaşamaya başladı. Tabii ben burada kişiler arası problemlere değinmek amacında değilim. Kurumlar kalıcı, insanlar gidici. Kurum kültürünü oluşturmak işin özünü oluşturuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK arasında yaşanan sıkıntının püf noktası da bu olsa gerek. SGK tarafından istenen; tıpkı Enerji Piyasası Denetleme Kurulu `nda (EPDK ) ya da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu `nda (BDDK ) olduğu gibi bağımsız olma çabası. Buna karşın Çalışma Bakanlığı , etki gücü çok büyük olan SGK `yı bırakmak istemiyor. Belki de bağımsız olmasının getireceği sakıncaları düşünüyor; bunları henüz bilmiyoruz. 70 milyar dolarlık bütçenin patronunun kim olacağı henüz belli değilken Anayasa Mahkemesi `nin iptal kararı nedeniyle, yürürlük tarihi bir yıl ertelenen Sosyal Güvenlik Reformu `nun yeni hali bu hafta Meclis `te görüşülmeye başlanacak. Türkiye `nin önümüzdeki günlerde Meclis `e gelecek olan reformu hayata geçirmesini gerektiren en önemli neden sosyal güvenlik açıkları. 2006`da 26,4 milyar YTL olan açıklar, 2007`de 29 milyar YTL `yi bulacak. Milli gelire oranı yüzde 5`e yükselen açıklar, bütçenin de en büyük kara deliğini oluşturuyor. Öte yandan tasarı, bazı işkollarında başta pilotlar ve gazeteciler olmak üzere `yıpranma payını` kaldırıyor. Son uçak kazasından sonra bir kez daha pilotlar konusunun tartışılması gerekiyor. Öte yandan gazetecilerin konumunun gözden geçirilmesi ayrı bir konu. Gelirleri 57 milyar, giderleri 81 milyar YTL olan koca bir kurum var ortada. Burada yaşanan her şey büyüklüğü ölçüsünde önem arz ediyor. SGK `nın ve Çalışma Bakanlığı `nın önünde yukarıda sözünü ettiğim çözüm bekleyen birçok konu varken yapılan tartışmalar doğal olarak kamuoyunun da dikkatini çekiyor. Kimse alınmasın! 2007-12-04 02:06:05 Zaman

Meclis`te bütçe görüşmelerine sert polemikler damgasını vurdu
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
2008 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu`nda görüşülmeye başlandı. Bütçe görüşmelerinin ilk gününe liderlerin polemikleri damgasını vurdu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan `ın sunuş konuşmasıyla başlayan oturumda liderlerden ilk olarak CHP Lideri Baykal kürsüye geldi. Baykal `ı MHP Lideri Bahçeli takip etti. Liderlerden en son kürsüye çıkan isim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu. İlk olarak kürsüye CHP Lideri Baykal geldi. Baykal , ``Geride baktığımız dönemde, Türkiye , o kriz döneminde şekillendirilen maliye politikasıyla yürüdü. Bu politika, başlangıçta güzel sonuçlar da verdi. Enflasyon, 2002`deki iktidar değişikliğinden önce yüzde 70`lerden yüzde 29`a düştü, ekonomik büyüme çok çarpıcı şekilde kendini gösterdi`` diye konuştu. Bu politikanın, 5 yıldan bu yana kararlılıkla uygulandığını ifade eden Baykal , artık bu politikanın aynı sonuçlar vermediğinin ve yeni sorunlara neden olduğunun ortaya çıktığını belirtti. Baykal , ekonomik büyümenin 2004`ten bu yana ciddi şekilde düştüğünü ifade ederek, ekonomi politikasının amacının büyüme olduğunu, Türkiye gibi bir ülkenin, ekonomik büyümeyi istikrarlı bir şekilde sürdürebilmesi halinde, mali, siyasi ve sosyal istikrarı sağlayabileceğini vurguladı. Baykal , Türkiye `nin ekonomik büyümesinin 2004`te yüzde 9,9, 2005`te yüzde 7,6, 2006`da yüzde 6 ve 2007`de yüzde 5 olduğunu anımsattı. Baykal , 2007 yılının başlangıcı ile sonu arasındaki 3 aylık dönemlere bakıldığında, büyüme kırılmasının, kalıcı şekilde şekillendiğinin görüldüğünü vurguladı. Baykal , ``Yüzde 5, bizim yeterli sayamayacağımız, mutlaka artırmamız gereken bir düzeydir`` dedi. -``MALİYE POLİTİKASINI SAVUNMAK MÜMKÜN DEĞİL``- Bütçenin, her an açık vermeye hazır bir yapı içinde olduğunu, seçim olasılığının bütçe dengelerini allak bullak edebileceğinin bu yıl içinde yaşananlarla ortaya çıktığını ifade eden Baykal , 2006`da 4 milyar dolar açık veren bütçesinin, 2007`de 16-17 milyar dolar açık vereceğini söyledi. Baykal , bütçenin açık verdiğini, bu yılın maliye politikasını savunmanın ve sahip çıkmanın mümkün olmadığını vurguladı. Baykal , dış ticaret açığının kabul edilemez ölçekte olduğunu, bunun, cari açığa indirgendiğini dile getirerek, cari açığın alarm verdiğini belirtti. Baykal , cari açığın bu yıl 36 milyar dolar olacağını, Hükümetin göreve geldiği dönemde bu rakamın 1,5 milyar dolar olduğunu söyledi. Türkiye `nin, 1 yılda verdiği cari açık kadar, GSMH `sini büyütemediğini, 1 dolar zenginleşmek için 1 dolardan daha fazla cari açık vermek durumuna geldiğini belirten Baykal , Türkiye `nin, yoksullaştıran bir büyüme, dış ticaret düzeni ve ithalat patlamasına sürüklendiğini savundu. -``SICAK PARA CENNETİ ``- Baykal , izlenen kur politikasını da eleştirdiği konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Türkiye , kendisini pahalılaştırıyor, yabancı ülkeleri ucuzlaştırıyor. Bunun sonucu, Türkiye `de sağlanabilecek üretim, dışardan ithal ediliyor, üretime değil, ithalata şartlanmış ekonomi haline geliyoruz. Aldığımız her ürünle, içerdeki üretimi darbeliyoruz. Bu çark, sıcak parayla ve borçlanmayla dönüyor. Türkiye , sıcak para cenneti olmuştur. 100 milyar doların üzerinde sıcak para var. Türkiye , varını, yoğunu borç ödemeye, faize ayırmıştır ama borçlanmaya da devam etmektedir. Sıcak para, dünyanın en yüksek reel faiziyle Türkiye `de oturuyor. Sıcak para, dünyanın en yüksek reel faizini Türk ekonomisinden alıyor. Türkiye , o faizi kimin sırtından ödüyor, kim ödüyor büyük faizi o insanlara? Bu hale gelmiş ekonominin, üretim ekonomisi olduğundan söz etme imkanı var mı? Bu bir rant ekonomisi, haram,kazanç, faiz ekonomisidir. Türkiye , böyle bir yapının içine oturtulmuştur. Bunun, üretime, emeğe, alın terine, çabaya ödül veren bir ekonomi politikası olduğu söylenemez. Türk ekonomisi, reel faizle kanıyor. Bu kadar büyük borç, sıcak para, açık, reel faiz, bu Türk ekonomisini perişan etmenin reçetesidir. Bu reçete uygulanıyor.`` -``EKONOMİ EL DEĞİŞTİRİYOR``- ``Enflasyon tınmadan devam ediyor`` diyen Baykal , resmi rakamlara göre Türkiye `deki 29 milyon kişinin yoksul olduğunu, 1 milyon kişinin ise gece yatağına aç girdiğini söyledi. Türkiye `nin rant ekonomisine dönüştürüldüğünü, izlenen politikalarla ekonominin el değiştirdiğini savunan Baykal , borsanın yüzde 70`inin yabancıların kontrolünde, bankaların yüzde 43`ü ile sigorta sektörünün 3`te 2`sinin yabancıların elinde olduğunu kaydetti. Baykal , Türkiye `nin kur politikasını ve ekonomik yapısını değiştirmesi, sanayileşme, yatırım, kalkınma politikasına yönelmesi gerektiğini vurguladı. -``YOLSUZLUK İLE İÇ İÇE ``- GAP `ın, Türkiye `nin tarımsal kalkınma, enerji, sosyal değişim ve barış projesi olduğunu, ancak ihmal edildiğini, iktidarın bunu rafa kaldırdığını, buzdolabına koyduğunu ileri süren Baykal , Türkiye `nin ``Büyük Ortadoğu Projesi (BOP ) ile değil, GAP ile kalkınacağını`` ifade etti. Baykal , teşvik politikalarının da köklü şekilde değiştirilmesi gerektiğini dile getirerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu `ya verilen tüm teşviklerin, Bursa `nın altında olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Baykal , ``Türkiye `de izlenen ekonomi politikası, yolsuzluk tablosuyla el ele, iç içe gerçekleştiriliyor`` dedi. ``HADİ BAKANLARIN DOKUNULMAZLIĞI VAR, MAHDUMLARIN DA MI DOKUNULMAZLIĞI VAR?`` Baykal , Türkiye `de herkesi rahatsız eden bir yolsuzluk manzarası olduğunu söyledi. Yolsuzluğun nitelik değiştirdiğini, yaygınlaştığını ve kökleştiğini ifade eden Baykal , ``Artık bunun ansiklopedik bir anlam kazanmaya başladığını görüyoruz`` dedi. Deniz Baykal , iktidarın ``hortumu kestik`` dediğini, ancak hortumun bir yerden alınıp, bir başka yere, iktidarın kendi yandaşlarına doğru bağlandığının anlaşıldığını öne sürdü. Türkiye `deki yolsuzluk iddialarına ilişkin örnekler veren CHP Genel Başkanı Baykal , Tüpraş `ın yüzde 14.76`lık hissesinin satışında 750 milyon dolarlık bir yolsuzluk olduğunu savundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yolsuzluklarla içli-dışlı bir bakanlık haline geldiğini, yolsuzluk denilince akla bu bakanlığın geldiğini ileri süren Baykal , Hükümet ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının, Beyaz Enerji yolsuzluğunu üzerine almadan seyrettiğini öne sürdü. Beyaz Enerji yolsuzluğunun hesabı sorulmadan, Mavi Akım yolsuzluğunun gündeme geldiğini anımsatan Baykal , bunların hepsinin AK Parti `nin önerisiyle atanmış üst düzey bürokratlar görev başındayken yaşanan manzaralar olduğunu iddia etti. CHP Genel Başkanı Baykal , PETKİM `in özelleştirme ihalesine, ``hakkında ihalelere katılmama hükmü verilmiş kişilerin de katıldığı``nın, artık sıradan gazete haberi haline geldiğini savundu . -MALİYE BAKANI UNAKITAN `IN OĞLUNUN ŞİRKETİ- Tokat Sigara Fabrikasının satışıyla ilgili olarak, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan `ın oğlunun şirketinde görev yapan santral memuruna, onayın ertesi günü 30 bin doların geldiğini iddia eden Baykal , şöyle konuştu: ``Müfettiş gidiyor, bu kişinin ifadesini alıyor, `Sen, kimin gönderdiğini biliyor musun?` diyor. `Hayır, bilmiyorum` diyor. Sana bu paranın gelmesinin bir sebebi var mı? `Hayır` diyor. 30 bin dolar... Peki nasıl alınıyor ? Bu santral memuru, o şirketin saymanıyla birlikte gidiyor, onunla alınıyor. Sayman paraya el koyuyor, bunu gönderiyor. Kim bu kişi? Kimin şirketi? Maliye Bakanının oğlunun şirketi... Peki Maliye Bakanının bu işle bir ilgisi var mı? Parayı gönderen kim? Mahkemeye intikal etmiş olan, yeni diye verilmiş olan ikinci el makinayı satmış olan şirket. Parayı gönderen o şirket. Parayı alan, bu şirketin bu söylediğim insanları... Ne oldu? Ne yapıldı? Aylardır bu konuda hiçbir ciddi adli mekanizma harekete geçirilmemiştir. Hadi bakanların dokunulmazlığı var, mahdumların da mı dokunulmazlığı var?`` Yolsuzlukların önlenebilmesi için dokunulmazlık konusunun çözülmesi gerektiğini anlatan Baykal , ``Dokunulmazlıklardan medet uman siyasetçilerin elinde ülke yönetildiği sürece, yolsuzluklarla mücadeleyi başarıya götürmek mümkün değildir`` dedi. -KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI- Dokunulmazlığa muhtaç ve bağımlı siyasetçilerin yönettiği ülkelerde, yolsuzlukların ortaya çıkacağına işaret eden Baykal , ``Yapılması gereken çok açıktır. Burada kürsü dokunulmazlığı olur, herkes düşüncesini söyler ama işlenen suçlardan dolayı yargı karşısında, ister milletvekili ol, ister sade vatandaş ol, herkes hesap vermemelidir. Bunu sağlamak zorundayız. Ne yazık ki bu konuda daha önce verilen sözlere rağmen hiçbir ilerleme gerçekleştirilememiştir`` diye konuştu. -BELEDİYELERDE YOLSUZLUK- Belediyelerde olağanüstü bir yolsuzluk tezgahının işlediğini ileri süren Baykal , geçmiş dönemlerde normal 5 yıllık bir belediye yönetiminde, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 400 kadar imar dosyası gündeme geldiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan `ın belediye başkanlığı döneminde bu sayının katlanarak artmaya başladığını ileri süren Deniz Baykal , ``Şimdi son 3.5 yılık dönemde akla mantığa sığmayan imar plan değişiklikleri belediyeyi meşgul etmeye başlamıştır. Son 3.5 yılda belediyeden geçen değişiklik sayısı 3 bin 850`dir. 400 nerede 3 bin 850 nerede?`` dedi. -``MİLLETE DEĞİL, KENDİNİZE ÇALIŞIYORSUNUZ``- Baykal , ``Çalışıyoruz`` diye laf atan AK Parti milletvekillerine, ``Evet çalıştığınız açık ama hayra değil, şerre çalışıyorsunuz. Millete değil kendinize çalışıyorsunuz`` karşılığını verdi. Plan değişiklerinin, parsel bazında ve kişiye yönelik olduğunu savunan Baykal , kendisine laf atan AK Parti milletvekillerine şöyle seslendi: ``Bu yolsuzluklar karşısında iki grup duruş var. Birisi doğrudan yolsuzluğa bulaşmış olanlar. Onların tepki göstermesini anlıyorum. Ama yolsuzluğa doğrudan bulaşmamış insanların, partizanca gayretlerle yolsuzluğu savunmaya kalkmaları, yolsuzluğu yapmaktan çok daha ağır bir suç işlemek anlamına gelir. Yolsuzluk karşısında cesaretle sesinizi çıkaramıyorsanız, hiç olmazsa sesini çıkaranların karşısına çıkmayın...`` CHP Genel Başkanı Baykal , imar değişikliklerinin tamamına yakınının bürokratların muhalefetine karşın geçtiğini kaydetti. UNAKITAN BAYKAL `A CEVAP VERDİ: ``HANGİ BİRİNİZ BAKAN OLDUĞU ZAMAN ÇOCUĞU ÇALIŞMADI Baykal `ın kendisine ve ailesine yönelik iddiaları nedeniyle söz alan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan , Baykal `ın konuşmasında iftira kampanyasının devam ettiğini söyledi. Baykal `a, ``Şu iftiralardan vazgeç artık, bununla bir yere varılmıyor`` diye seslenen Unakıtan, Deniz Baykal `ın, ``PETKİM ihalesinde yasaklı firma ihaleye girdi`` sözünün, gerçeği yansıtmadığını söyledi. Unakıtan, Baykal `ın, ``TÜPRAŞ `ın yüzde 14.76`sı satıldı, devlet 700 milyon dolar zarar etti`` sözünü de kabul etmediğini ifade ederek, ``Hayır, efendim. Eğer o TÜPRAŞ `ın yüzde 14.76`sı satılmasaydı, devlet 458 milyon dolar zarara uğrardı`` dedi. Bununla ilgili mahkemeye gidildiğini kaydeden Kemal Unakıtan , ``Özelleştirme idarecilerini mahkemeye verdiler. Ankara 28. Asliye Asliye Ceza Mahkemesi , `Burada kamu zararı yoktur` diye karar verdi`` diyerek, mahkeme kararını gösterdi. -``DİNLEYİN, DİNLEYİN``- Maliye Bakanı Unakıtan , CHP `li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine, ``Dinleyin, dinleyin. Buraya geliyorsunuz, at, at... Ona iftira, buna iftira... Olmaz böyle bir şey`` dedi. ``TEKEL `in aldığı makinelerden dolayı benim oğluma 30 bin dolar gelmiş. Bir defa, TEKEL öyle makineleri almadı`` sözlerine ``aldı aldı`` diyerek tepki gösteren CHP `lilere , Unakıtan, ``Bırak şimdi. Almadı geri gönderdi, yok öyle bir şey`` karşılığını verdi. Birleşimi yöneten TBMM Başkanı Köksal Toptan , CHP `li milletvekillerinin, laf atmalarını ve tepkilerini sürdürmeleri üzerine, ``Sayın Deniz Baykal , çok önemli bir iddiayı kürsüye getirdi. Sayın Bakanla ilgili önemli ithamlar var, Sayın Bakan da bu iddialara cevap veriyor. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Lütfen susar mısınız?`` diye konuştu. -``PARA GETİRDİ DENİLEN ADAM, OĞLUMUN ŞİRKETİNDE ÇALIŞMIYOR``- Kemal Unakıtan , sürekli kendisine laf atan CHP `li milletvekillerine yönelik şunları söyledi: ``(Para getirdi) denilen adam, o tarihte söyledikleri, tarihte bir defa oğlumun şirketinde çalışmıyor. O para ne şirketin adına ne oğlumun adına ne benim bir yakınımın adına geliyor. Gelip gelmediği de belli değil. O adam çok sonradan bir şirkete geliyor, çalışıyor ve çıkıyor. Çalıştığı tarihte böyle bir şey yok. Ondan çok evvel çalışmadığı tarihte, böyle bir şeyle bize yamandırmaya niye çalışıyorlar? O şirket, bırakın 30 bin dolar, milyonlarca dolar vergi veriyor. Sizin burada aldığınız vergilerin bir çoğunu o veriyor. Ondan sonra kalkıyorsunuz, illa bir şeyi bir şeye yamandırmak için... Deyin ki; `Bakanların çocukları çalışamaz, söyleyin öyle bir şey, bir kanun çıkarın` anlayalım. Hangi biriniz bakan olduğu zaman çocuğu çalışmadı, söyleyin, bir tane örnek verin bana. Çocukları çalışmayan bir milletvekiliniz var mı? Millet her şeyi biliyor. Bunları daha önce de yaptınız, bu millet size cevabını verdi. Sayın Baykal , bu türlü politikalara lütfen devam etmeyin, sonra sizi biz bile kurtaramayacağız bak...`` Maliye Bakanı Unakıtan `ın konuşmasının sonunda, ``Sayın Baykal , sizin bu Angora evlerinde kaçak yapılarınız vardı, ne oldu onlara acaba? Kamunun malı, işgal ettiğiniz yerler vardı, onlar ne oldu, onu da merak ediyorum`` demesini, CHP `li milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak protesto etti. BAHÇELİ KÜRSÜDE Unakıtan`ın Baykal `a cevap verdiği konuşmanın ardından kürsüye MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geldi. Bahçeli, ``Karşımızdaki gerçek Türkiye tablosu ile AKP `nin çizmeye çalıştığı pembe tablolar arasında fark, gece ve gündüz farkı kadar büyüktür`` dedi. Bahçeli, bütçe görüşmelerinin, hükümetlerin icraatlarının muhasebesinin yapıldığı, muhalefetin; siyasi iktidarın politikaları açısından uyarı, tenkit ve tavsiyelerini dile getirdiği önemli bir imkan olduğunu söyledi. Bahçeli, 3 Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen ve 22 Temmuz`da yetki tazeleyen AK Parti `nin, 5 yıldır ülke yönetiminde olduğunu, bu süreçte AK Parti hükümetlerinin, ``Millet öncelikli siyaseti şiar edindiklerini, büyüme ve adaletli kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeyi ve Türkiye `yi bir hukuk devleti haline getirmeyi amaçladıklarını`` söylediklerini kaydetti. ``İçeride, siyasi, ekonomik güven ve istikrar ortamı, dışarıda da güçlü ve itibarlı bir Türkiye `nin``, AK Parti hükümetleri tarafından klişe bir slogan olarak kullanıldığını ifade eden Devlet Bahçeli , ``Ancak Türkiye `nin gerçekleri ve yaşanan gelişmeler, bu sloganların içinin doldurulamadığını, izlenen politikaların fiili sonuçlarının, bunların boş bir iddia olduğunu ortaya koymuştur. Karşımızdaki gerçek Türkiye tablosu ile AKP `nin çizmeye çalıştığı pembe tablolar arasında fark, gece ve gündüz farkı kadar büyüktür`` diye konuştu. Bütçelere güven duyulabilmesi için öngörülebilir hedeflere ve sağlam kaynaklara dayanması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, bütçenin başarısının, mali disiplin ile birlikte yapısal reformların gerçekleştirilmesine, vergi geliri performansının artırılmasına ve faiz dışı ekonominin azaltılmasına bağlı olduğunu bildirdi. Dar ve sabit gelirlilerin yükünü artıracak, adil olmayan tedbirlerden kaçınılmasının bir zaruret olduğunu vurgulayan Bahçeli, AK Parti iktidarının, kendisinden önce yapılanları yok saydığını bildirdi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, başta enflasyon hedeflemesi ve dalgalı kur politikası olmak üzere bugün Türkiye `de uygulanan ekonomik politikaların temellerinin, 57. hükümet döneminde atıldığına dikkati çekerek, 2001 krizi sonrası hayata geçirilen ekonomik programa değindi. Bu program kapsamında, ekonominin yapısal sorunlarının giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınıp uygulanmaya konulduğunu anlatan Bahçeli, 57. Hükümet döneminde Merkez Bankasının bağımsızlığına kavuştuğunu, BDDK `nın faaliyete geçirildiğini, hortumlanan bankaların TMSF `ye devredildiğini anlattı. -``HORTUM İSTİSMARI``- ``AKP `nin hortum edebiyatını istismarı hakkında bir noktaya dikkat çekmek isterim`` diyen Devlet Bahçeli , 22 Temmuz seçimleri öncesinde, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, parti sözcülerinin, batık bankaların ``57. Hükümet döneminde hortumlandığı`` gibi bir takdime gittiğini, bunun siyasi etikle bağdaşmadığını söyledi. Bahçeli, şöyle devam etti: ``Bu konuda karalama kampanyası başlatan AKP `nin, 57. Hükümet döneminde yolsuzluk operasyonlarıyla tutuklanan ve mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararı konulan bir çok hortumcunun vergi borçlarını affetmesi, kendileri açısından hazin bir ibret vesilesi olarak hatırlatırım. 58 ve 59. hükümetlerin en büyük şansı, böyle bir tabloyu devralmış olmasıdır. Yeni bir program hazırlamak bir yana devraldığı ekonomik programın hakkını vererek uygulama basiretini gösteremeyen Hükümet, alması gereken önlemleri zamanında almamıştır. Bunun yerine uluslararası piyasalarda faizlerin düşmesi, likidite bollaşması gibi konjonktür gelişmelerin ekonomide yarattığı bazı olumlu etkileri kendi başarısı zannederek, sürdürülebilirliği şüpheli başarıları, gerçek ekonomik gelişme ve ekonomik kalkınmaya tercih etmiştir. Türkiye ekonomisi, bütün bu yanlış anlama ve uygulamalar neticesinde yeniden aşırı değerlenmiş Türk Lirası , çok yüksek dış açıklar, bunca özelleştirme ve yerli şirketlerin yabancılara satışına rağmen, artan iç ve dış borçlar, işsizlik ve yoksulluk sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır.`` -DIŞ BORÇLANMA MALİYETİ- Uygulanan sıcak paraya dayalı ekonomik politikaları desteklemek için elde tutulan rezervlerin, maliyeti giderek arttığını, bu maliyetin milyar dolarları geçtiğini anlatan Bahçeli, ``Hükümet dış borçlanma maliyetlerinin yüzde 7`ler civarında seyrettiği bir dönemde, elde bulunan rezervlerin yüzde kaç getiri ile plase edildiğini ve aradaki farktan dolayı ne kadar kaynağımızın başta ABD olmak üzere Batılı ülkelere transfer edildiğini açıklamalıdır`` dedi. Devlet Bahçeli , AK Parti hükümetleri döneminde yaşanan iç talep, yüksek değerli TL ve ithalata bağımlı büyümenin, ancak dışarıdan sermaye ya da borç bulunduğu sürece sürdürülebileceğini ifade ederek, şunları söyledi: ``Türkiye `de ekonominin bu derece sıcak paraya ve dış borca bağımlı kılınması bu Hükümetler döneminde dış politikamızın da bir finansman aracı haline gelmesine sebep olmuştur. Hükümetin 2004 yılından itibaren sıcak para girişlerini denetleme yoluna gitmemesi, ülkemiz ekonomisini kur hareketlerine aşırı derecede duyarlı hale getirmiş ve Hükümetin elini kolunu bağlamıştır. Yanlış anlaşılan ve uygulanan enflasyon hedeflemesi, ülkemizde örtülü bir kur hedeflemesi sistemine dönüşmüştür. Bugün ülkemizde yaşanan enflasyon düşüşü ve büyüme, baştan sona aşırı değerlenen TL ve kısa vadeli sermaye girişlerinin bir sonucudur. Bütün bunlardan daha vahim olanı Sayın Başbakan`ın durumu anlamamakta ısrar ederek TL `nin aşırı değerlenmesinden mütevellit dolar cinsinden GSMH hesaplarıyla kişi başına gelirin 7 bin dolarlara çıktığını iddia etmesidir. Cumhuriyetin kişi başına geliri 80 yılda 2500 dolara çıkardığı, oysa kendi dönemlerinde bunun 5 bin doları geçtiğini söyleyerek kendi dönemlerinde yapılanları, Cumhuriyetin bütün yaptıklarından daha fazla olduğunu söyleyecek kadar ölçüyü kaçıran Sayın Başbakan, bunun sebebinin yüksek faiz ve sıcak para olduğunu hala görememekte yada görmek istememektedir.`` Uygulanan ekonomik politikaların bugüne kadar çökmemiş olmasının, ``Güney Amerika `daki Peso problemi`` vakasına işaret ettiğini dile getiren Bahçeli, önümüzdeki süreçte Türkiye `nin düşük kur, yüksek faiz politikalarından vazgeçmediği ve ihracata ve ülkenin döviz cinsinden gelirlerini artırıcı politikalara yönelmediği sürece, işsizlik ve yoksulluğun azalmayacağını, dış açıkların kapanmayacağını bildirdi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, ``Büyük dış açıkların borçla ve sıcak parayla finansmanı, uyuşturucu ile tedavi gibidir ve bu süreçte hastalık tedavi edilmemekte aksine ilerlemektedir`` diye konuştu. ERDOĞAN MUHALEFET LİDERLERİNE CEVAP VERDİ Erdoğan`ın konuşmasından bölümler: Göreve geldiğimizde Merkez Bankası `nın döviz rezervi 27 milyar dolardı şimdi 70 milyar doları aştı. Ne diyelim söylemeyelim mi? Gerçekçi olalım. MHP `YE YTL ELEŞTİRİSİ Hele hele Türk lirasının değerlendirmesinden rahatsız olanları takip ediyorum. Paramız değer kaybına uğradığı zaman Türk parası delik deşik oldu demiyorlar mıydı? Türk parası değerlendi diye milliyetçi kardeşlerimiz niye rahatsız oluyor. Döviz büroları kapandı. Artık cebinde yeni türk lirası var. Önümüzdeki yıldan itibaren de YTL olmayacak Türk lirası olacak. Türkiye , bir felaketin eşiğindeydi. Türkiye kriz ortamından çıkmıştır. Türkiye 10 yıllar içinde yapamadığını 5 yıl içinde yapmıştır. Milletimiz bunu 22 Temmuz `da görmüştür. Yüzde 47 oyu milletimiz verdiyse bundan dolayı vermiştir. 2004 yılında tek haneye indirilmiş bir enflasyon var. 2007 yılı kasım ayı itibariyle TÜFE `nin yıllık artış hızı 8,4`tür. IMF POLİTİKALARI ELEŞTİRİSİNE CEVAP Herkes IMF `ye vuruyor. Biz IMF `ye borçlanırken yüzde kaçla borçlanıyoruz ona bakarız. Başarıda insan yönetimi ne kadar önemliyse para yönetimi de o kadar önemlidir. IMF `ye olan borç biz göreve geldiğimizde 23 milyar dolardı. Bugün 7 milyar dolardır. Bunu söylemeyeyim mi? Devraldığımız borçlarımızı eritiyoruz. Merkez Bankamız rezervini devamlı artıyor. Geçen yıl Mayıs Haziran aylarında yaşanan kriz Merkez Bankamız bu kadar güçlü olmasaydı korkunç boyutlarda Türkiye `yi vurabilirdi. FAİZ ORANLARINA ELEŞTİRİYE CEVAP Geldiğinizde faiz yüzde 63`tü . 1995-1996`da CHP lideri Başbakan yardımcılığı yaptı. Enflasyon yüzde 8.4 nominal faiz ise yüzde 16`dır. Aradaki farkı hesap edin. Reel faiz yüzde 10`un altına inmiştir. İŞSİZLİK ELEŞTİRİSİNE CEVAP Avrupa `da İspanya `dan sonra en fazla tarım dışı istihdam oluşturan ülke Türkiye `dir. İlk günkü azim ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Bu yolun Türkiye `yi aydınlığa götüreceğine samimiyetle inanıyoruz. Türkiye güçleniyor. Onun Türkiye `nin borç miktarları bizi o kadar alakadar etmiyor. Benim milli gelirim 180`den 480`e çıkmış. Vergi gelirlerinin yüzde 84`ünü faiz ödemek için kullanıyordu. Bırakın ihtiyaçları karşılamayı yatırım yapmayı, memurun maaşlarını bile ödemekte zorlanır hale gelirsiniz. Biz bu oranı yüzde yüzde 33`e indirdik. En düşük devlet memuru maaşı 2002 yılı sonunda 392 YTL `ydi. 2007 Aralık ayında 843 YTL olmuştur. Enflasyon oranı dikkate alındığında En düşük memur maaşı 630 YTL olması gerekirdi. 2008 Ocak ayında en düşük devlet memuru maaşı 880 YT , Haziran`da ise bu rakam 925 YTL `ye yükselecektir. Net asgari ücret 184 YTL iken bugün 419 YTL `dir. En düşük SSK aylığı yüzde 113 artmıştır. Tarım emekli aylığı yüzde 138 oranında artmıştır. KLAVUZU KARGA OLANIN BURNU SIKINTIDAN KURTULAMAZ. İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilgili iddialar. Kargayı klavuz yapanın burnu sıkıntıdan kurtulmaz. 14 ay sonra Belediye seçimi var. Halkımız belediyeden şikayetçiyse halkımız İstanbul `daki belediyelerden AK Parti `yi def eder CHP `ye teslim eder. Niye rahatsız oluyorsunuz. `HOPLAMA BAYKAL !` Siz ta ailelere varınca kadar konuşacaksınız. Ama sizin karanlık defterleriniz açıldığı zaman hoplayacaksınız. Sayın Baykal , hoplama yerinde otur . Rahat ol. Sayın Unakıtan `ın oğlunun dokunulmazlığı yok. Suç duyurusu yapın. Hakkında soruşturma açılsın . İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Suç duyurusunda bulunursunuz. Gereği yapılır. `TÜRKİYE `NİN DERDİ GAP DEĞİL, CHP `DİR` GAP `la ilgili konuşuyorsunuz. Türkiye `nin derdi GAP değil, CHP `dir. Hayatınızda hiçbir zaman bunun derdi olmadı ki? GAP `a tarihinde yapılan yatırımların ortalaması yüzde 7`dir. Bizim dönemimizde GAP `a yapılan yatırımlar ortalamanın kesinlikle altında değildir. Üstündedir. 2007-12-04 19:01:05 Zaman

Sosyal güvensizlik reformu tartışılıyor
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Sosyal Güvenlik Reformu milletvekileri dışında tüm çalışanların aleyhine düzenlemeler içeriyor. Süt ve cenaze parasını bile düşüren, yıpranma payını kaldıran tasarı yasalaşırsa, yaklaşık 35 milyon kişi emekliliği unutacak. İSTANBUL - Kamuoyunda "Sosyal Güvenlik Reformu olarak bilinen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı geçen hafta TBMM "ye sunuldu ve daha TBMM "de görüşmeler başlamadan sert eleştirilere hedef oldu. Tasarı, geçen yıl TBMM "den geçen, ancak 22 maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından "kamu görevlilerinin diğer çalışanlarla eşit olamayacağı, hatta aynı yasada birlikte isimlerinin geçemeyeceği görüşü ile iptal edilmişti. Hükümet"in yeniden gündeme getirdiği tasarının bu yıl sonuna kadar yasalaşması bekleniyor.Protestolar sürerken, Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel , NTVMSNBC"ye tasarının ne getireceğini, ne götüreceğini anlattı. Tezel "in verdiği bilgiye göre; tasarı kanunlaşırsa aylık geliri asgari ücretten az olan çiftçi, amele ve küçük esnaf emekliliği unutacak. Yaklaşık 35 milyon kişi emeklilik sisteminin dışına çıkacak. Fakirler emekli olamadan ölecek. Memur ve işçi emeklileri ile Bağ -Kur emeklilileri arasında farklılıklar nedeniyle kaos doğacak. Ali Tezel tasarının detaylarını anlatıyor Gazeteci, postacı, makinist ve infaz koruma memuru gibi işlerde, diğer meslek gruplarına göre fazla prim ödeme karşılığı "yıpranma hakkı kaldırılacak. TSK , Emniyet ve MİT personelinin yıpranma hakkı ise korunacak. Özellikle esnafın ve işçinin zararına olacak tasarıya göre 1999 ile 2008 yılları arasında işe girenlerin emekli aylığı büyük oranda düşecek. Süt ve cenaze parasını da düşüren tasarı sadece milletvekillerine yarayacak. Prof. Güzel"e göre iflas projesi DİSK , TÜRK-İŞ, TESK , Kamu-Sen, Memur-Sen, Tabibler Birliği , Türk Diş Hekimleri Birliği , Eczacılar Birliği , TÜRMOB , Barolar Birliği , Emekli Dernekleri gibi sayıları 14"ü bulan sendika ve sivil toplum kuruluşu, çıkarılmak istenen yeni yasaya karşı güçbirliği yapma kararı aldılar. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi , küreselleşmenin sonucunda birçok ülkede uygulanan benzeri düzenlemeler sonucunda sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerinin çöktüğüne dikkat çekerek şunları söyledi: Bir tek nedenden, yeni dünya düzeninin acımasızlığının en etkin biçimde uygulanmasıdır. IMF "nin talebinin yerine getirilmesidir. Sağlığı bir biçimde özelleştirmeyi, insan sağlığı üzerinde sermayeye, özel hastane sahiplerine kaynak aktarımının amacı olarak tasarlanıyor bu yasa. Bir yandan sosyal güvenlik açıklarının büyüdüğü söylenirken bir yandan da sağlık alanındaki uygulamalarla, özel hastaneler ve sağlık tekellerine aktarılan kaynağı arttırmayı hedefliyor. Küreselleşmenin sonucu birçok ülkede bu tip uygulamalar var ama bunların çoğunun sosyal güvenlik ve sağlık sistemi çökmüştür. Gazeteciler nasıl yıprandıklarını gösterecek 2007-12-04 16:36:48 NTV-MSNBC

SSGSSKT
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
SSGSSKT Mustafa Aysan Ankara `da `reform`dan söz edilmesi beni endişelendiriyor. Daha önce birçok reform(!) girişiminin `deformasyon`a (bozulmaya) yol açtığı görülmüştür. Hele, TBMM `de tartışılmakta olan tasarı maddeleri konusunda belirli beklentilere girmemek daha doğrudur. Önceki dönemlerde, yıllar süren araştırmalardan sonra Meclis `e sunulan kanun tasarılarının, önerilenin tam tersi hükümlerle Meclis `ten çıktığı görülen örneklerdendir. 1970`lerin başında `büyük reform` olarak Meclis `e sunulan `Devlet Personel Kanunu Tasarısı `nın başına gelenler bu açıdan incelenebilir. SSGSSKT`de (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı da) benzer bir kadere doğru yönelmiş gibi gözükmektedir. 5510 sayı ile Meclis `te kanunlaştıktan sonra, SSGSSKT`de Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile uygulaması bir yıl ertelenmiş bulunan bu kanun, şimdi Meclis `e sunulan SSGSSKT`de Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun `da Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun `la yeniden değiştirilmektedir. Gerçekten sosyal güvenlik kurumlarımızın mali durumları içinden çıkılmaz haldedir; kurumların açıklarının ödeme yükümlülükleri de devlet bütçesi üzerindedir; bu bozulmanın düzeltilmesi zorunludur. Aksi halde, enflasyonun temel kaynağı olan bütçe açıklarını daha da azaltmanın çaresi yoktur. Aslında, bilimsel yaklaşımla sorun çok basittir: Sosyal Sigortalar Kurumu , Bağ -Kur ve T.C. Emekli Sandığı `ndan oluşan üç büyük sosyal güvenlik kuruluşumuzun, 20.05.2006 tarihli ve 5502 sayılı kanunla, Sosyal Güvenlik Kurumu olarak birleştirilmesinden sonra, 16.06.2006 tarihli ve 5510 sayılı kanunla, sosyal güvenlik kurumları açıklarının azaltılması amacıyla sistemin değiştirilmesine çalışılmıştır. Önemli maddelerin Anayasa Mahkemesi `nce iptal edilmesi sonucunda bu kanunun uygulanması 01.01.2008`e kadar ertelenmişti. Meclis `te görüşülmeye başlanan kanun tasarısı , 5510 sayılı `reform kanunu`nu yeniden yürürlüğe koyacaktır. Sistem, çok sık değişen kanun hükümleriyle içinden çıkılmaz durumdadır. Bu yeni değişiklikler sistemi daha da karmaşıklaştırmamalıdır. Çözümler bilimsel yaklaşımla aranmalıdır: - Geçmişte, sosyal sigorta kurumları sırtından halka kaynağı düşünülmeden ikramlarda bulunulması, sistemin bozukluk nedenlerinden en önemlisidir. Şimdi bunların düzeltilmesi için, kazanılmış haklara dokunmayan bir çözüm bulunmalıdır. Bu çözüm aslında bulunmuş ve önceden verilmiş hesapsız hakların azaltılmasının, kanun çıktıktan sonra işe girenlere uygulanması yolu seçilmiştir. Bu yöntem seçildikten sonra, yeni kanunda bu hakları değiştirmeye çalışmak yanlıştır. - Bundan sonrası bilimsel matematik bir hesap meselesidir: Her kurumun primleri farklı olduğu için, üç kurumun sigortalısına sağladığı hakları eşitlemeyi sonraya bırakarak, gelirine göre, gelecekte ne ölçüde hak elde edebileceğini tespit etmek için `aktüaryel hesap` yapmak teknik bir iştir. Dünyadaki tüm sigorta kurumları aynı hesabı yaparlar ve sigortalıdan elde ettikleri olanaklarla hem sigortalıya söz verdikleri ödemeleri yaparlar, üstüne de para kazanırlar. - Bizim sosyal güvenlik kurumlarımızın gelirleri, uzun yıllar boyunca, amaçlar dışında kullanılmış olduğundan giderleri karşılayamamakta ve açıkları da devletçe ödenmektedir. Bu yanlışın da düzeltilmesi zorunludur. Sosyal güvenlik kuruluşlarımızın açıkları gerçekten çok fazladır (2006 bütçe giderleri toplamının yüzde 15`i); yıllık artış hızı çok yüksektir (yüzde 12 kadar) ve giderilmelidir. Yukarıda önerilen bilimsel hesap yapılmalı, bundan sonra kurumların gelirlerine dokunulmamalı, işe yeni girenlerin emeklilik ve öteki konulardaki primden doğan hakları eksiksiz karşılanmalıdır. Bilimsel yaklaşım tüm sorunları çözecektir. Gelecekte konu yeniden ele alınacaktır. 2007-12-05 05:01:38 Radikal

SSK`lıya kapıyı kapatma hazırlığı
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
SSK`lıya kapıyı kapatma hazırlığı Özel sağlık kurumları Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası nedeniyle diken üstünde. `Yasa uygulanırsa nasıl olsa batacağız` görüşünü taşıyan sektörün eylemi, hastaneleri devlete kapatmaya kadar gidecek Nazlı Topçuoğlu / Referans Gazetesi Yeni yılda uygulamaya girmesi beklenen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası özel sektörde panik yarattı. Özel sağlık kurumları, SSK `lı hastalardan alınan ücret farklarının en fazla yüzde 20 ile sınırlandırılmasını öngören yasa tasarısına karşı eylem hazırlığında. Orta yol bulunmazsa sektörün tepkisi hastaneleri devlete kapatma eylemine kadar gidecek. Özel hastanelerin temsilcileri önceki gün eylem planı oluşturmak için masaya oturdu. 219 hastanenin temsilcilerini bir araya getiren toplantıda Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD ) tam yetki alarak hükümet görüşmelerine başladı. OHSAD yönetimi dün ve bugün Ankara `da ilgili bakanlıklar ve Başbakanlık `a özel sektörün taleplerini iletecek. OHSAD görüşmelerin ardından pazartesi günü de eylem planını açıklayacak. Barıştan yanayız ama yaşamak istiyoruz Sağlık Bakanlığı `nın "herkese tüm hastanelerde aynı fiyattan hizmet vaadi ", sigortalı hastaları hedefleyen özel sektörü diken üstünde tutuyor. Fark almaksızın maliyetlerini kurtaramayacaklarını ifade eden özel hastaneler bakanlığı yolundan çevirmek için her türlü eylemi yapacaklarını söylüyor. OHSAD Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım Türkiye `nin yüzde 85`lik yatak kapasitesini oluşturan 219 hastaneden yetki aldıklarını ve hükümet görüşmelerinden umutlu olduklarını ifade etti. Buna karşılık yatırımlarının çoğunu sosyal sigortalı hastaları hedefleyerek yapan sektördeki panik havası, hükümetle bir orta yol bulunmazsa hastaneleri devlete kapatma eylemine gideceğine işaret ediyor. İsmini vermek istemeyen bir yönetici kamu fark alımını yasaklarsa ayakta kalamayacaklarını ve tepkilerini koymak için "zaten batacak olan hastaneleri" devlete kapatacaklarını söyledi. Bu tepkiler doğrultusunda Yaşar Yıldırım da şu açıklamayı yaptı: "Şu anda görüşmelerin sonucu belli değil. Biz barıştan ve hizmeti sürdürmekten yanayız. Ama yaşamak istiyoruz." Erteleme gündeme gelebilir Diğer taraftan iki kez ertelenen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası `nın tekrar ertelenmesi gündemde. Yasada yapılacak değişikliklerin ardından yeni yılda uygulanması beklenen sistemin 1 Temmuz`a erteleneceği Meclis kulislerinde dolaşıyor. Söylentilerin özel sektöre yansıması ise "En azından biraz zaman kazanır; kamuyla orta yol buluruz" şeklinde. OHSAD Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım ertelenme söylentilerini de "Henüz resmi bir açıklama olmadı ama erteleme kararı ağırlık kazandı. Bu bize ve hükümete zaman kazandıracaktır ve avantaja dönüşecektir. Bu erteleme gerekli düzeltmelere yol açabilir. Yoksa bu kadar dar zamanda hareket etmek çok zor" diye değerlendirdi. 2007-12-05 15:12:10 Milliyet

Sosyal güvenlik reformu kademeli olarak yürürlüğe girecek
06 Aralık 2007 Perşembe, 18:07:29
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , Sosyal Güvenlik Reformu `nun kademeli şekilde yürürlüğe gireceğini bildirerek, "Yürürlülük tarihi ikinci mevzuatın hazırlanmasına göre belli olacak. Yasanın çıkış şekline bağlı olarak ikinci mevzuat düzenlemeleri seri ve yoğun şekilde yapılacak. Bundan dolayı bazı maddeler üçüncü ayda bazı maddeler beşinci ayda bazı maddeler ise sekizinci ayda yürürlüğe girecek. Ocakta da yürürlüğe girebilecek bazı maddeler olabilir" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili yapılan eleştirilere düzenlediği basın toplantısında yanıt verdi. Sosyal Güvenlik Reformu `na ilişkin yeni yasa tasarısının TBMM `de olduğunu anımsatan Çelik, Sosyal Güvenlik Reformu `nun herkesi ilgilendirdiğini, bu yüzden de yapılan yorumlardan rahatsız olmadıklarını söyledi. Çelik, Sosyal Güvenlik Reformu `nun bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini ifade ederek, iptal sonrasında Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu ve bilim adamları ile yapılan toplantılarda reformun devam edilmesine karar verildiği kaydetti. SOSYAL GÜVENLİK REFORMU UZUN İNCE BİR YOL Anayasa Mahkemesi `nin iptal kararından sonra Sosyal Güvenlik Reformu `nun değerlendirilerek yeniden taslak haline getirildiğine dikkat çeken Çelik, Sosyal Güvenlik Reformu `nun uzun ince bir yol olduğunun altını çizdi. Çelik, "Gök kubbe içerisinde bu konu ile ilgili söylenmedik laf kalmamıştır. Konuşulması gerekenler söylenmiştir" dedi. Sosyal taraflara `Sosyal Güvenlik Reformu `nun çok önemli olduğunu, bu işin çok sürümcemede` kaldığını söylediklerini kaydeden Çelik, reform ile ilgili Çalışma Bakanlığı ile sosyal tarafların teknik çalışma yaptığının söyledi. Yapılan çalışmalar sonrasında sosyal tarafların konu ile ilgili 198 görüş ve öneride bulunduğunu, 71 tanesinin tasarıya yansıtıldığını dile getiren Çelik, dosyaları göstererek "Bunların içeriğinde sosyal tarafların görüşleri kimin ne söylediği yer alıyor" dedi. Mecliste olan reformun hala görüşlere açık olduğunu vurgulayan Çelik, 5434 sayılı yasaya göre kamu çalışanları ve 5510 sayılı yasaya göre kamu çalışanları reformun merkezi olmasına rağmen bu konu ile ilgili sosyal taraflardan teklif gelmediğini kaydetti. REFORM MUHALEFET ARACI OLMAYA MÜSAİT DEĞİL "Diyaloğa kapalı bir bakan veya bir yönetim anlayışı olur ise minderden çekilirsiniz" diyen Çelik, buna saygı duyacaklarını, fakat işin başından beri diyalogtan yana olduklarını söyledi. Gelecek nesilleri ilgilendiren yasa ile ilgili görüş ve önerilere sonuna kadar açık olduklarını vurgulayan Çelik, "Minderden kaçmak yok. Kimse minderden işi başka yerlere taşımaya kalkmasın. Görüş ve önerilere 24 saat açık bir bakanlıktan bahsediyorum. Konuştuğumuz konu Türkiye `nin geleceği. Bu konuyu muhalefet etme aracı yapma gibi yanlışlığa düşmeyelim. Bu konu muhalefet etme aracı olmaya müsait ve olmaya açık bir konu değil. Kapılar sonuna kadar açık. Kimse `dialog görüş ve düşüncelerimi yansıtmada dikkate alınmadım` gibi bir şey söyleme lüksüne sahip değil. Bundan sonra da olmayacak" diye konuştu. Reformu bir muhalefet stratejisine veya siyasi arenaya çekmeyi doğru bulmadığını belirten Çelik, Türkiye `nin geleceğinin meydanlara taşınmaması gerektiğini kaydetti. "TASARININ KAPAĞINI AÇMADAN DEĞERLENDİRME YAPIYORLAR" Sosyal Güvenlik ile ilgili yapılan yorumları yakından takip ettiklerini ifade eden Çelik, "İnanın çok az sayıdaki arkadaşımız veya konunu uzmanları tasarının kapağını açmış durumda. Ne var bunun içerisinde konusunu değerlendiren maalesef çok az sayıda insan var. Genelde yapılan değerlendirmeler siyasi mesajlara dönüşmekten ibaret" dedi. Sosyal Güvenlik Reformu `nda eleştirilen bazı konulara da değinen Çelik, özellikle emzirme yardımının çok tartışıldığını söyledi. Çelik, "SSK `lılar 58 YTL emzirme yardımı alıyor. Biz reformla emzirme yardımını hem 200 YTL `ye çıkardık hem de Bağ -Kur`luları emzirme yardımı kapsamına alarak, kapsamı genişlettik" diye konuştu. Çelik, Türkiye `de 18 yaşın altında 24 milyon 389 bin nüfusun, asgari ücretin üçte birinden daha az alan vatandaşın, sığınmacıların ve vatanı olmayanların genel sağlık sigortası kapsamına alındığına dikkat çekti. "YANLIŞ DEĞERLENDİRMELER YAPILIYOR" Sosyal güvenlik reformunun madde boyutunda incelenmemesinden dolayı yanlış değerlendirmelerin yapıldığını vurgulyan Çelik, "Sanki Güvenlik Reformu yürürlüğe girince maddeler hemen uygulamaya başlayacak gibi yorumlar yapılıyor. Sosyal Güvenlik Reformu gelecek nesillere dönük reformdur" dedi. Emeklilikte 60 yaş sınırının da 2028, 65 yaş emekliliğin ise 2048 yılında uygulamaya geçeceğini ifade eden Çelik, emekliliğin sabahleyin başlayacakmış gibi toplumun önüne sunulduğunu kaydetti. Prim ödeme gününde 7 binden 9 bine hemen çıkarılmayacağını dile getiren Çelik, 2008-2009 da işe girecek olan vatandaşın 9 bin iş günü prim ödemesi gerektiği yorumlarının da doğruyu yansıtmadığını kaydetti. Çelik, 20 yıl sonra ilk defa işe girecekler için 9 bin prim günü ödenmesi gerektiğini dile getirerek, her yıl kademeli olarak prim gününün 100 gün artırılacağını söyledi. Çelik, emeklilerinde destek primi ödeyerek çalışamayacak düzenlemesinin olduğunu fakat bunun da 20-30 yıl sonra emekli olacakları kapsayacağını ifade etti. SOSYAL GÜVENLİK AÇIĞI TÜRKİYE `NİN BİR YILINI GÖTÜRÜYOR Sosyal güvenlik açıkları ile yapılan yorumlara tepki gösteren Çelik, Sosyal güvenlik açığının yüzde 4-10 olsun değerlendirmelerini sorumluluk anlayışı ile bağdaştıramadığını kaydetti. Çelik, Türkiye `nin GSMH 2007 sonu olarak 640 milyar YTL civarında, toplam borç stokunun ise 350 milyar YTL civarında olacağına dikkat çekerek, Türkiye `nin 1994-2007 yıllarındaki sosyal güvenlik açığının kamuya maliyetinin ise 851 milyar YTL olduğuna işaret etti. Bu açığın Türkiye `nin bir yılı götürdüğünün altını çizen Çelik, bunu körlerin bile görebileceğini kaydetti. Parlamentoda alt komisyon kurulmadan önce perşembe günü tasarının Çalışma Sağlık Komisyonu `nda ele alınacağını ifade eden Çelik, "Çalışmalar parlamento düzeyinde devam ettiği sırada sosyal taraflarla önümüzdeki pazartesi günü tekrar bir araya gelmeyi düşünüyoruz. Komisyon safhasında da pek çok konuyu ele alacağız. Basının fiili hizmet zammı gibi konuları alt komisyonda ele alcağız" diye konuştu. Yalnız Sosyal Güvenlik Reformu ile değil sendika yasaları ile ilgili bir değişiklik takvimi belirlediklerini belirten Çelik, Aralık ayına kadar teknik heyetlerin çalışacağını, Ocak ayında da Üçlü Danışma Kurulu `nun bir araya gelerek son değerlendirmeyi yapacağını söyledi. İKİNCİ MEVZUAT ÇALIŞMALARI YÜRÜRLÜLÜK TARİHİNİ ETKİLEYECEK Basının yürürlülükle ilgili soruların yanıtlayan Çelik, ikinci mevzuatın hazırlanmasının, yasanın çıkış şekline bağlı olduğunu kaydetti. Bu konularla ilgili yoğun ve seri çalışmayı yasa çıkmadığı için gerçekleştiremediklerini belirten Çelik, yasanın alacağını şekilin altyapı çalışmalarını etkilediğini söyledi. İkinci mevzuattan dolayı bazı maddelerin üçüncü ayda, bazı maddelerin beşinci ayda, belki bazı maddelerin ise sekizinci ayı bulabileceğini açıklayan Çelik, bununla ilgili teknik çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. Maddelerin yürürlülük tarihlerinin farklı olacağını açıklayan Çelik, ilk yapılan çalışmalara göre emekli sandığını ilgilendiren bölümlerle ilgili yürürlülük tarihinin daha önce gerçekleşebileceğini kaydetti. Çelik, Ocak `ta da yürürlüğe girecek maddelerin olabileceğine dikkat çekti. Herkesi memnun edecek köklü bir düzenlemeyi yapmanın mümkün olmadığını, yasaların dörtdörtlük olamayacağını, 2 ay sonra yapılan toplantıda değiştirilebileceğini söyledi. İSTİFA EDEN 21 MİLLETVEKİLİ TEMSİL TAZMİNATI ALIYOR Milletvekili maaşlarının Sosyal Güvenlik Reformu ile bağlantılı olmadığının altını çizen Çelik, milletvekili özlük haklarını düzenleyen bir değişiklik yapıldığını söyledi. 21. döneme kadar milletvekillerine temsil tazminatı ödendiğini dile getiren Çelik, istifa eden 21 milletvekilinin temsil tazminatı aldığını kaydetti. Çelik, 21 döneme kadar uygulanan temsil tazminatının meclis bütçesi uygulamasına yönelik bir karar olduğunu vurguladı. Emekli aylığı bağlama oranı ile ilgi soru üzerine Çelik, yüzde 3`lerde olan emekli aylığı bağlama oranının bütün dünya ülkelerinin üzerinde olduğunu ifade etti. Sosyal Güvenlik Reformu yasasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildikten sonra Türkiye `nin zaman kaybettiğini dile getiren Çelik, Türkiye `nin iç çekişmelerden dolayı zaman kaybettiğini söyledi. "SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI İZİNLİ" Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Birol Aydemir `in görevden alındığına ilişkin soru üzerine ise Çelik, "Başkan 12 gün izinli. Görevden alınma söz konusu değil" dedi. (ANKA) 2007-12-05 15:53:45 Sabah

65 yaş aylıkları hafta sonunda alınabilecek
04 Aralık 2007 Salı, 23:06:14
Ziraat Bankası`nın işlem yükü fazla şubeleri, 65 yaş ve Emekli Sandığı ödemelerinin çakışmasının yol açtığı yoğunluk sebebiyle hafta sonu da hizmet verecek. Bankadan yapılan açıklamada, 1 Aralık Cumartesi ve 2 Aralık 2007 Pazar günü 65 yaş ödemelerinin yoğunlukla yapıldığı şubelerin açık bulundurulacağı kaydedildi. 2007-12-01 02:03:13 Zaman

Sosyal güvenlik reformu Aydemir`in başını yemek üz...
04 Aralık 2007 Salı, 23:06:14
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, sosyal güvenlik reformu maalesef bir teknokratın daha başını yemek üzere. Kim diyecek olursanız... Duyduğuma göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) Başkanı Birol Aydemir , görevini bırakmaya hazırlanıyor. Hatırlayacaksınız 2006 yılının Ağustos ayında Kurumun Başkanı Tuncay Teksöz görevinden istifa etmişti. Teksöz , sosyal güvenlik reformunu hazırlayan ekibin başındaydı ve reformun mimarı olarak tanınıyordu. Teksöz "ün sürpriz istifası tüm kesimlerde şok etkisi yaratmıştı. İstifa gerekçesi olarak da, bakanlık bürokrasisi ile yaşadığı sorunlar gösteriliyordu. Tuncay Teksöz "ün istifasından iki ay sonra da, ekim ayında, Kurumun Başkanlığına, Devlet Planlama Teşkilatı "nda (DPT ) 2002 yılından beri Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan Birol Aydemir atandı. O dönemlerde Aydemir "in adı Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı için de geçiyordu. Hatırladığım kadarıyla AK Parti hükümeti, Birol Aydemir ile Mehmet Şimşek "in Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı , Al Baraka Türk Genel Müdürü Ahmet Büyükdeniz "in de bankanın başkanlığına atanması için kararname hazırlamış ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer "den geri dönmüştü. Bildiğim kadarıyla da Birol Aydemir , hem AK Parti "nin parti programının hem de Acil Önlemler Paketi"nin hazırlanmasında etkin görev almıştı. Anlayacağınız Aydemir , AK Parti "ye yakın teknokratlardandı. Gerekçe, Tuncay Teksöz ile aynı Bu yüzden de sosyal güvenlik reformunun önemli kısımlarından olan Genel Sağlık Sigortası ile emeklilik sistemini 2007"nin başında uygulamaya sokmak isteyen hükümet -ki, sonrada 2008"e ertelendi ve bu tarihte de uygulanıp, uygulanmayacağı belli değil- Birol Aydemir "i SGK "nın başına getirdi. Şimdi ise Birol Aydemir "in görevinden istifa edeceği konuşuluyor. Gerekçe ise Tuncay Teksöz "ün istifa gerekçesiyle aynı; bakanlık bürokrasisinde yaşanan sorunlar. İşin aslını isterseniz ne Teksöz "ün ne de Aydemir "in istifaları beni pek de şaşırtmadı. Çünkü sosyal güvenlik reformunun en önemli bacağını SSK , Bağ -Kur, Emekli Sandığı "nı tek çatı altında toplayan SGK oluşturuyordu. Bu çerçevede de 1945"te kurulan SSK , 1949"da kurulan Emekli Sandığı , 1971"den beri faaliyet gösteren Bağ -Kur; yerini, tüm vatandaşları çatısı altında bulunduran Sosyal Güvenlik Kurumu "na bırakıyordu. Dolayısıyla ortaya gerek teşkilat yapısı, gerek bütçesi, gerek verdiği hizmet ile bir dev çıkıyordu. Ve bu devin bir taraftan Sağlık Bakanlığı diğer taraftan da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ortak çalışması gerekiyordu. Sorun da zaten buradan çıkıyordu. Abdullah Gül devreye girdi mi Nitekim Birol Aydemir "in uzun zamandır hem Sağlık Bakanlığı ile hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile arasının iyi olmadığı, anlaşamadığı kulislerde konuşuluyordu. Hatta her iki bakanlığın da Birol Aydemir "e sormadan kuruma atamalar yapmasından duyduğu rahatsızlığı Aydemir , yakın çevresi ile paylaşıyordu. Ne ilginçtir ki, geçtiğimiz haftalarda hükümetin Genel Sağlık Sigortası "nda yaptığı değişiklikleri SGK "nın internet sitesinden kamuoyuna duyurduğu gün; Birol Aydemir , apar topar izne ayrılmıştı. Ve bu davranış, "istifaya hazırlanıyor" yorumlarına neden olmuştu. Aldığım duyumlara göre Aydemir , hem yetki karmaşasından hem de bakanlık bürokrasisinden duyduğu sıkıntıdan bunalmış ve ayrılacağını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile paylaşmış. Gül de, Başbakan Tayyip Erdoğan "a; Aydemir "e herhangi bir görev düşünülmüyorsa, Köşk"e, yanına alacağını söylemiş. Tayyip Erdoğan ise, Aydemir "i eski görevine yani, DPT Müsteşar Yardımcılığına getireceğini söylemiş. Sizin anlayacağınız Birol Aydemir , SGK Başkanlığından ayrılacak ve uzun yıllar sürdürdüğü DTP Müsteşar Yardımcılığı görevine yeniden atanacak. Bu atamanın da önümüzdeki günlerde yapılması bekleniyor. 70 milyar doları kim yönetecek Konuyu merak edip, ilgili çevrelere sordum; topu topu iki yıldan biraz fazla bir zamanda SGK gibi bu kadar önemli bir kurumda neden iki başkan istifa ediyor? Huzursuzluk nereden kaynaklanıyor? Aldığım yanıt ilginç... SGK "nın yıllık bütçesinin 70 milyar dolar gibi inanılmaz bir rakam olduğunu, bakanlıkların ise bütçesinin (Örnek olarak da Sağlık Bakanlığı "nın bütçesini veriyorlar) taşı çatlatsanız yıllık 10 milyar doları bulduğunu söylüyorlar ve hiçbir bakanın altındaki bir bürokratın kendisinden yedi kat büyük bütçeli bir kurumu yönetmesini istemeyeceğini ve çekemeyeceğini vurguluyorlar. Ayrıca SGK Başkanlığı "nın müsteşar ayarında bir konum olduğunu, oysa her iki Bakanlıkta da yani, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı "nda da birer müsteşar bulunduğunu, dolayısıyla da kimin kimin üzerinde olduğu, kimin kime hesap vermesi gerektiği gibi yıllardır ciddi bir yetki karmaşasının yaşandığını da belirtiyorlar. Bu noktada da konuştuğum kişiler, SGK "nın tıpkı Rekabet Kurumu , Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDKK ) gibi bağımsız ve tamamen Başbakana bağlı bir kurum olması gerektiği üzerinde ısrarla da duruyorlar. Görünen o ki, SGK yapısı gereği hem bakanlıklar arasında sorun oluyor hem de hedef haline geliyor. Dolayısıyla başına kimi atarsanız atın , Kurum"un yapısı değişmedikçe bu sorun bitmeyecek. Tuncay Teksöz gidecek, yerine Birol Aydemir gelecek, o da gidecek, başkası gelecek. Bu böyle sürecek. Sosyal güvenlik reformunun temel direğinde daha şimdiden bu kadar ciddi sorunlar yaşanırsa, ileride reform diye konuşacak bir konumuz olmayacak. 2007-12-03 01:55:58 Referans

Bir Vatandaşın Sorusuna Cevap:
04 Aralık 2007 Salı, 23:06:14
Mehmet Şevket Eygi Ayda Kaç Lira Maaş ve Ücret Alıyorum? HABER 5"te yayınlanan bir yazımın altına okuyanlardan biri şöyle bir mesaj göndermiş, önce onu okuyalım (aynen alıyorum), sonra cevabımı. mehmet şevki beye ... abim benim çok medyatik birisin valla... ben ahmet hakanın müslüman olduğuna 100 inanıyorum şüphemde yok ama sende şüphe varki bir müslümana saldırmakla ne elde ediyorsun bilemiyorum yoksa tekbir giyime ortak filanmısın yoksa oradan mı nemalanıyorsun yoksa bu kadar baskı yapmazsın bırakın şu goygoyculuğu abi sahi ya b, işe soracam maaşın ne kadar Mehmet abi yan gelirin nedir buraya yazarsan memnun olurum ben 750 ytl alıyorum açıkçası... mehmet halı / 30 kasım 2007 Cevaplarım: İsmimi Şevki diye yazmışsınız, halbuki Şevket "tir. Size dikkatsiz desem darılır kızar mısınız? Ahmet Hakan "a ben saldırmadım, o bana saldırdı , savunma hakkı kutsaldır, cevap verdim. Tekbir Giyim "le bir alakam yoktur. Gelelim maaşıma; Millî Gazete "de 1991"den beri maaş ve ücret almadan yazıyorum. Tam 16 yıldır. Niçin? Çünkü ben bu yazılarımla dinime hizmet ettiğime inanıyorum. Az veya çok... Para almamayı uygun görüyorum. Benim yazılarım misyon yazılarıdır. Başka tür gazetecilik hizmetleri yapsam maaş ve telif ücreti alırım, bu yazılardan almam. Bu benim vicdanî kanaatimdir. Kimseye bir şey dediğim de yoktur. 1966 ile 1971 yılları arasında BUGÜN gazetesini yayınlıyordum. Her sene Ramazan ayında okuyucularıma açık mal ve servet beyanında bulunurdum. O zaman hiçbir gayr-i menkulüm (taşınmaz malım) yoktu. Vatandaşların, hele okuyucuların gazetecilerden, köşe yazarlarından mal beyanı istemeleri onların en tabiî haklarındandır. Yazıp çiziyorlar, atıp tutuyorlar, ileri geri fikir beyan ediyorlar, elbette bunların karşılığında ne aldıklarının bilinmesi gerekir. Mal beyanım şöyledir: 1. Oturduğum daire. 2. İstanbul civarında tek katlı bir bağ evi. Kesinlikle villa değildir. Çok mütevazıdır. 3. 1951 modeli eski bir otomobil. Satsam 5 bin lira etmez. 4. Şahsî zengin bir kütüphanem var, bir yere bağışlamayı düşünüyorum. 5. Salon mu dersiniz oda mı, işte onun duvarlarında hatlarım var. 6. Banka hesabım yoktur. Dolayısıyla çek defterim de yoktur. Kredi kartı falan da kullanmam. Bir hayır işinde kullanmak üzere bir kenarda tuttuğum birkaç bin lira , birkaç bin dolar emanet para var. Geçimime gelince: Bağ -Kur emeklisiyim. Ayda 400 küsur lira alıyorum. Küçük bir yayınevim vardır, oradan geçimim için her hafta harçlık gelir. Zaman zaman, yazdırdığım hatlardan, yaptırdığım tezhiplerden birkaç yüz lira ... Bu beyanlarımın doğru ve şeffaf olmadığına inanıyorsanız size vekaletname vereyim, istediğiniz inceleme, araştırma ve tahkikatı yapın. Benim aylık gelirim , birtakım kalemşörlerin şarap, rakı ve meze masraflarından kat kat azdır. Türk medyasında bir ara (şimdi o kadar alan var mı bilmiyorum) ayda 150 bin dolar maaş ve ücret alanlar vardı. Hatta günlük bir gazetenin genel yönetmeni, ayda 10 bin dolar kira ödeyerek lüks bir rezidansta oturuyordu. Mesajınıza kızmadım, üzülmedim... Keşke biraz insaflı, âdil olsaydınız. Bana sorduğunuz soruyu bana saldıranlara da sormanızda yarar vardır sanıyorum. Selâm ve hürmetlerimle... Başka bir zatın sorusuna da cevap vermek isterim: Gazeteciliğe 1960"da haftalık Yeni İstiklâl gazetesinde başladım. O zaman ne siyasal İslâm vardı, ne de İslâmcılık cereyanı. İslâm vardı, Müslümanlar vardı... Bütüncü/entegrist bir Müslümanım . İtikad ve amelde mezhebim Ehl -i Sünnet ve Cemaattir. Tasavvuf konusundaki meşrebimi ve muhabbetimi kesinlikle açıklamam. En nefret ettiğim şey din ve mukaddesat yoluyla para vurmak, servet sahibi olmaktır. Din sömürücülerini, harbî kâfirlerden daha zararlı görürüm. Siyasî veya şahsî hiçbir emelim yoktur. Siyasetten fazla anlamam (bazıları hiç anlamıyor...), binaenaleyh siyasete karışmam. Elli yıla yakın bir zamandan beri çok hakarete, haksızlığa, iftiraya uğradım. Artık kanıksadım. Kaybedecek bir şeyim yoktur. Vicdanım ve kalemim satılık veya kiralık değildir. Kur"ân"dan, Sünnetten , fıkıhtan, ahkâm -ı şer"iyeden, ahlâk-ı islâmiyeden, hikmetten, gerçek tasavvuftan başka referans kabul etmem. Benlik sahibi miyim? Bu soruya kim değilim cevabını verebilir? Keşke bir hiç olabilsem... 2007-12-02 00:52:03 Milli Gazete

Ev hanımlarına emeklilik olanağı
04 Aralık 2007 Salı, 23:06:14
Çalışmayan kadınlar, isterlerse hem SSK ya da Bağ -Kur sigortalısı olabilir, hem de belirli bir süre prim ödemek şartıyla emekli de olabilirler. 1-Öncelikle Bağ -Kur Yasası `nın ev kadınlarına "isteğe bağlı sigortalı olma" imkanı tanıyan değişik 79. maddesi hükümlerini ele alalım. Herhangi bir işyerinde çalışmayan ev kadınlarının, Bağ -Kur`dan isteğe bağlı sigortalı olabilmeleri için, görevli "Bağ -Kur İl Müdürlüğü "ne yazılı olarak başvurmaları gereklidir. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın çalışmayan eşlerinin ise, Bağ -Kur Genel Müdürlüğü `ne başvurmaları gerekiyor. Başvurular posta ile de yapılabilir. İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyen ev kadınlarının, Bağ -Kur gelir basamaklarının ilk 12`si arasından, diledikleri bir basamağı seçmeleri gerekmektedir. Daha önce, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşu kapsamında çalışmış olan ev kadınlarının bu kurumlardaki hizmet süresi de göz önünde bulundurularak basamak belirlemesi yapılmaktadır. Sözkonusu İlk 12 basamağın, her bir basamağındaki bekleme süresi bir (1) yıl; 13-24 arası basamaklardaki bekleme süresi ise iki (2) yıldır. İsteğe bağlı sigortalılık, sigortalılık tescil talebinin kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlar ve terk talebinin kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erer . 2926 sayılı Tarım Bağ -Kur Kanunu kapsamına girmeden önce, Esnaf Bağ -Kur Kanunu kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların, isteğe bağlı sigortalılıkları devam eder. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, Bağ -Kur Kanunu `nun 24. maddesi kapsamına girmeyenlerden ev kadınları - bir mesleği icra eden kadınlar hariç -, isteğe bağlı Bağ -Kur sigortalısı olabilmektedir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi , 13.10.1983 tarih ve 4319 / 4967 sayılı Kararı`nda "ev kadınlığı" sıfatı üzerinde titizlikle durmuş; isteğe bağlı sigortalılıkta ev kadınının bu sıfatına itiraz edeni, iddiasını ispatla yükümlü tutmuştur. Bununla birlikte ev kadını olduğuna ilişkin belgeyi ikametgah muhtarlığı dışında bir muhtarlığa onaylatması halinde ise ispat yükümlülüğünün ev kadınına düşeceği görüşünü de açıklamıştır. İsteğe bağlı sigortalılık için, BAĞ -KUR`A İSTEĞE BAĞLI SİGORTALI GİRİŞ BİLDİRGESİ ile müracaat edilmelidir. Yurtiçinden isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler, daimi ikametgahlarının bulunduğu yerdeki İl Müdürlüğüne; yurtdışından isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler, doğrudan Genel Müdürlüğe müracaat ederler. İsteğe bağlı sigortalılık, terk talebinin kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başlama tarihi itibariyle sona erer . Ayrıca, 3201 sayılı Yasa uyarınca, yurtdışında bir veya birçok işyerinde çalışan erkek vatandaşlarımızın yanlarında bulunan ve herhangi bir işte çalışmayan eşleri de, isteğe bağlı sigortalılık hakkından yararlanabilmektedirler. Sigorta primleri ilgili ayın sonuna kadar ödenir. Ödenmemiş borcun, üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde, daha önce ödenen primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle isteğe bağlı sigortalılık sona erer . 2-Bir işte çalışan sigortalı ev hanımları, çeşitli nedenlerle işten ayrılırlarsa, SSK sigortalısı olmayı devam ettirerek emekliliğe hak kazanmaları da mümkündür. Bunun için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gereklidir: a)İsteğe bağlı olarak, sigortalılığa devam edeceğini belirten bir yazıyla Kuruma başvurmak, b)Kuruma en az 1080 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, c)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak ve buralardan kendi çalışmalarından dolayı aylık bağlanmamış olmak, d)İsteğe bağlı olarak sigortaya devam edeceğini belirten başvurunun, Kurumca alındığı tarihi izleyen ayın başından itibaren başlayarak, her ay kesintisiz 30 gün üzerinden "malullük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi" ödemek. İsteğe bağlı olarak, sigortalılıklarını devam ettirmek isteyen ev hanımları, ödeyecekleri sigorta primlerini, prime esas kazancın alt ve üst sınırı arasında olmak koşuluyla kendileri belirlerler (SSK Md. 85). Belirlenen tutarın da, yüzde 30`u oranında prim öderler. Daha önce yüzde 20 olan bu oran , 1 Mayıs 2003 itibariyle yüzde 50`lik artışla, 30`a yükseltildi. İsteğe bağlı sigorta primlerinin en geç ilgili olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Primlerini ardarda üç ay ödemeyenlerin sigortalılıkları, primi ödenmiş son ayın bitiminden itibaren sona erer. 3.İsteğe bağlı sigortalı ev kadınlarına, Bağ -Kur mevzuatındaki tam yıl prim ödeme ve yaş şartlarını; veya sosyal sigortalar mevzuatındaki sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve öngörülmüşse yaş şartlarını yerine getirirlerse "yaşlılık ve malullük sigortasından aylıkları" bağlanmaktadır. Sigortalının ölümü halinde ise, yakını olan hak sahiplerine "ölüm aylığı" bağlanacaktır. İsteğe bağlı sigortalı olan ev kadınları, sadece emeklilik dönemlerinde `sağlık sigortası` hizmetlerinden de yararlanabilirler. Enson haber 2007-12-03 13:26:42 Haber7

Atlasjet yolcularının ölüm nedenleri
04 Aralık 2007 Salı, 23:06:14
Isparta`da düşen Atlasjet uçağının gövdesi sağlam kaldı, yangın çıkmadı. Peki yolcuların tamamı niçin hayatını kaybetti. ODTÜ Profesörü Cüneyt Can, bu durumu şöyle açıkladı: Düşen Atlasjet uçağının gövde kısmının sağlam kalması ve yangın çıkmamasına rağmen yolcuların tümünün neden öldüğünün ardında basit bir fizik kanunu bulunuyor. Kazada ölen fizikçi Prof. Dr. Engin Arık ile birçok projede ortak çalışmış olan ODTÜ Fizik Profesörlerinden Cüneyt Can, ölüm nedenini şöyle açıkladı: "Bu uçak iniş için hazırlandığına göre hızı 300-400 km/saat düzeyine düşmüş olmalı. Dağa çarptığı yerde fazla sürüklenmemiş olması, uçağın en azından 10 g"lik (yerçekimi ivmesinin 10 katı) bir yavaşlama ivmesiyle, çok kısa sürede ve çok kısa mesafede durduğu olasılığını kuvvetlendiriyor. 10 g insanlar için azami ivme olarak düşünülür. Dolayısıyla yolcuların bu büyük ivme nedeniyle çok büyük kuvvetlerin etkisi altında kaldıklarını ve bedenlerinin belki de dışarıdan görülmeyen tahribata ve iç kanamalara uğradığını sanıyorum. Bu olayın benzerleri duvardan ayaklar üstüne düşüldüğünde veya kafa kafaya araba kazalarında da görülür. Bu nedenledir ki, çok küçük yaşta bile yataktan atladığımızda dizlerimizi bükeriz ve yerle çarpışma süresini ve yavaşlama mesafesini artırırız. Böylece üzerimizde oluşan kuvvetler azalır." Hürriyet 2007-12-03 08:51:15 Haber7

Yeni piyade tüfekleri G-3`ü tahtından indirecek
04 Aralık 2007 Salı, 23:06:14
Savunma Sanayi Müşteşarı Murad Bayır , G-3`ün yerine son teknoloji bir piyade tüfeğinin geliştirildiğini söyledi. Yeni piyade tüfekleri G-3`ü hem tahtından indirecek, hem de hafif ve bakımı kolay olacak.. Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar , yıllardır Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin piyade tüfeği ihtiyacını karşılayan G-3`ün yerine son teknolojiler kullanılarak yeni bir piyade tüfeği geliştirilmesi konusunda karar aşamasına gelindiğini belirtti. Bayar , Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında yeni model gerilla savaşına uygun teknolojilerle üretilecek piyade tüfeği geliştirilmesi konusunda karar verilmesinin beklendiğini söyledi. G-3 GÖREVİNİ YAPTI G-3`lerin tutukluk yaptığı veya namlunun şiştiği şeklinde eleştirilere maruz kalması konusundaki tartışmalara da değinen Murad Bayar , şunları kaydetti: ``Daha modern bir silah üzerinde çalışıyoruz. Bunun geliştirilmesi konusunda icra kurulunda karar alınması bekleniyor. G-3 tüfekleri görevini yaptı. Zaten bu silahlar düzenli ordu savaşları için üretilmişti. Daha hafif ve bakımı kolay gerilla savaşlarında kullanılabilecek yeni bir silaha ihtiyaç duyuldu. G-3 model tüfekler çok güçlü bir silah, vurduğunda öldüren cinsten. Yeni silahlar öyle değil, yaralamaya dönük, etkisiz hale getirmeye dönük silahlar.`` 3 TÜFEK GELİŞTİRİLİYOR Ayrıca tamamen bilgisayar destekli tasarım ve üretim yapabilen bir Ar -Ge birimi oluşturan MKE , 7.62 mm ve 5.56 mm piyade tüfeklerinin 3 adet geliştirilmiş modeli ile biri yarı otomatik, diğeri tek atışlı iki adet sniper (keskin nişancı) tüfeği üretti. TAI , F-35 iCiN 500 MUHENDiS ALACAK Dünyanın en gelişmiş savaş uçakları arasında gösterilen F-35 görünmez savaş uçakları üretiminde görev alan TAI , (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A .Ş.- Turkish Aerospace Industries), üstlendiği iş payına yönelik hazırlıkları başlattı. Katılımcı firmalar arasında yapılan iş paylaşımı çerçevesinde TAI , bu uçakların orta gövde kompozet parça üretimini yapacak. Programa göre, ilk uçağın orta gövde kompozet parça üretimi TAI `nın Ankara `daki tesislerinde önümüzdeki yılın haziran ayında gerçekleştirilecek. F-35, F-16’LARIN YERİNİ ALACAK F-16 savaş uçağı üretimine sağladığı yüzde 90 oranındaki yerli katkı payı ile bu alanda önemli kabiliyet kazanan TAI , F-35 uçak üretimi ile de teknolojik kazanımlar elde etmeyi hedefliyor. Bu arada TAI , hedeflediği kabiliyetlerle ülke ekonomisine yapacağı katkının yanı sıra 20 yıl boyunca 500 mühendis ve teknisyene iş olanağı da sağlamış olacak. ABD `li Lockheed Martin `in ana üstleniciliğini yapacağı ``Müşterek Taarruz uçağı`` uçan en güçlü tek motorlu taarruz uçağı olacak. Süpersonik, çok fonksiyonlu beşinci jenerasyon bir casus taarruz uçağı olan F- 35, F-A-18, AV -8B, A-10 ve Türkiye `nin de kullandığı F-16 uçaklarının da yerini alacak. 2007-12-03 01:47:08 Bugün

Tükçe konuşma yasağı geri tepti
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Almanya'nın Bottrop kentindeki bir okulda başlatılan Türkçe konuşma yasağı Türk ailelerin yoğun tepkilere neden olunca Başkonsolosluk devreye girdi ve sorun aşıldı. 03 Aralık 2007 00:40 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Yaklaşık 500 Türk öğrencinin eğitim gördüğü okulun müdürü Detlef Greyebellus ile Başkonsolosluk binasında görüşen Eğitim Ataşesi Ali Çevik, daha sonra Türk veli temsilcileriyle toplantı düzenleyerek, okulda Türkçe konuşulmaması uygulamasından vazgeçildiğini bildirdi. Toplantıda konuşan Muavin Konsolos Süalp Erdoğan, okul müdürüyle yapılan görüşmede kendisinin yasal haklar konusunda bilgilendirildiğini ifade etti. Erdoğan, "Çocuklarımıza yapılan baskılar yanlıştır. Bu konuda haklarımızın üzerine hukuk yoluyla gitmeye çalışıyoruz, bizim duruşumuz böyle olmalı. Biz sorun yaratan taraf değiliz. Burada bir gerilim var. Tahrik edici uygulamalardan kaçınmalıyız. Karşı tarafa haklarımızı bildirdik, şimdi uygulama bekliyoruz" dedi. Çevik de, okul müdürünün "Okulda Türkçe konuşma yasağı yok" şeklinde açıklama yaptığını belirterek, "Biz kendilerinden uygulama istedik. Aksi takdirde yargı yoluna başvuracağımızı da kendilerine ilettik' diye konuştu. Türk veli temsilcilerinden İlyas Usluer de, okul müdürünün gelecek günlerde öğrenci velileriyle toplantı yapmak istediğini, bu isteğin öğrenciler aracılığıyla ailelere iletildiğini söyledi. Okul Müdürü Greyebellus'un Türk öğrencilere okul bahçesinde ve aralarında Türkçe konuşmalarını yasaklaması tepkiyle karşılanmış, protesto amacıyla Türk velilerden toplanan yaklaşık 1000 imza okul idaresine iletilmiş, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti Eğitim Bakanlığı, KRV Aile ve Uyum Bakanlığı, Münster Valiliği, KRV Yabancılar Meclisi ve Türk Veliler Federasyonuna da birer duyuru gönderilmişti.

'Türk ordusu halkımızı hedef almaz'
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Türk Ordusu'nun Kuzey Irak halkını hedef almayacağını düşünen Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nden Dr. Fuad Hüseyin, 'Türkiye'nin son saldırsına operasyon diyemeyiz' dedi. 03 Aralık 2007 00:20 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Genelkurmay Başkanlığı'nın, Kuzey Irak'ta bazı hedeflerin vurulduğu yönündeki internetten yaptığı açıklamayı değerlendiren Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Bölge Başkanlığı Divan Başkanı Hüseyin, Türk Ordusu'nun bölgesel yönetimi ya da halkı hedef alacağına inanmadığını söyledi. Bölgedeki krizin kontrol altına alındığını savunan Hüseyin, "Yeni kontaklar, yeni görüşmeler olacaktır. Türkiye, Irak, İran ve bölgesel yönetim yeni görüşmeler ile bu problemi sona erdirecektir. Türkiye, genel anlamı ile diyalog dili kullanıyor" dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garkuk bölgesine füze saldırısı yaparak, bölgedeki dağlık alanı topçu ateşine tuttuğunu söyleyen Hüseyin, "Buna Kuzey Irak'a askeri operasyon yapıldı diyemeyiz. Türkiye ve İran, sınırdaki dağlık alanları 1 aydan beri zaman zaman topçu ateşine tutuyor" diye konuştu. PKK konusunda Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin Türkiye ve ABD ile özel bir anlaşmaları bulunmadığını kaydeden Hüseyin, Türkiye'nin ABD ile görüşmesinin ardından ABD'nin de bu konuda Kürt liderler ile görüştüğünü söyledi. Hüseyin, krizin kontrol altına alınması ve durumun yönetilmesi anlamında Türkiye ve ABD ile ortak çalışma anlamında görüş birliği içinde olduklarını sözlerine ekledi.İHA

Askerlik borçlanması ile ilgili olarak kanun taslağında bir değişiklik var mı?-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
İyi günler Ali bey, öncelikle hazırlamış olduğunuz siteden askerlik borçlanması ile ilgili bulabildiğim yazıları okudum ama problemimi çözemedim. Benim sıkıntım babam 1985 te bağkura girmiş bu güne kadar borcumuz yok halen esnaf olarak çalışıyor.Bağkurdan bize askerlik borçlanmasını yaparsanız mayıs 2008 de emekliliğe hak kazanacağını ve dilekçemizi verebileceğimizi söylediler. Benim problemim maddi durumumuz şu anda iyi değil askerlik borçlanmasını yapma durumumuz pek yok ama yeni çıkacak olan yasada askerlik borçlanmasının kalkması(benim korkum bu hakkımızın yeni yasa ile elimizden gitmesi) gibi bir durumu olabilir mi? ben taslağı internetten buldum ama askerlikle ilgili bir açıklamayı bulamadım kanunlardanda haberdar ollmadığımız için konuyu çözümleyemedim.Sizden istediğim bu alanın uzmanı olarak bana ve aileme yardımcı olmanız.(Askerlik borçlanması ile ilgili olarak kanun taslağında bir değişiklik var mı? ve askerlik borçlanmasının kanunen tam şartları nelerdir? Bu konuda ne yapmamı önerirsiniz ne yap yap yeni kanun çıkmadan borçlan veya korkulacak bir durum yok mu dersiniz?) Eğer problemimle ilgilenirseniz bir aileyi mutlu edeceksiniz. Şimdiden işlerinizde ve hayatınızda sağlık başarı ve mutluluklar dilerim. TEŞEKKÜRLER Cevap: Askerlik borçlanması hakkı kalkmayacak endişe etmeyin. Ama hemen başvurunuzu yapın. Size 6 ay süre verilecek. Ödemeyi Mayıs ayının başında da yaparsınız. 31 Aralıktan önce yapmanızı öneririm. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Basın örgütlerinden CHP`ye "yıpranma" ziyareti.
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Ankara - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu , "(Hak verilmez alınır) sloganı tersine döndü. Eskiden sendikaların söylediğini şimdi hükümet söylüyor" dedi. Basın meslek örgütleri temsilcileri, "Gazetecilerin yıpranma hakkının kaldırılmasını da öngören" yasa tasarısının değiştirilmesi için CHP Grubunu ziyaret ederek destek istedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi , Türkiye Gazeteciler Cemiyeti , Çağdaş Gazeteciler Derneği , Parlamento , Foto , Ekonomi ile Diplomasi muhabirleri dernekleri, Avrupa Gazeteciler Birliği , Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası temsilcilerinden oluşan heyet, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu `nu ziyaret etti. Ercan İpekçi , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarıda, gazetecilik iş kolunda çalışan basın emekçilerinin yıpranma hakkının ortadan kaldırılmasının öngörüldüğünü kaydetti. Yıpranma hakkının gazetecilere tanınmış bir imtiyaz olmadığını vurgulayan İpekçi , basın emekçilerinden diğer iş kollarına göre her ay 3 puan fazla SSK primi kesildiğini belirterek, bu primin işveren tarafından karşılandığını söyledi. Gazetecilere yıpranma hakkının 30 yıl önce tanındığını ve o günden beri uygulandığını anlatan Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı İpekçi , "30 yıldır yerleşmiş bir uygulamanın tartışılmaması gerekir. Gazetecilerin yıpranma hakkı, bir imtiyaz olarak kabul edilmemelidir. Gazeteciler de en az yıpranma hakkı olan polisler ve askerler kadar mesai harcıyor" diye konuştu. "Başbakan, intikam alıyor..." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre gazetecilik iş kolunda 15 bin kişinin çalıştığını, TÜİK verilerine göre ise çalışanların sayısının 28 bin olduğunu kaydeden İpekçi , 13 bin gazetecinin de kayıt dışı çalıştırıldığını bildirdi. Ercan İpekçi , gazetecilerin yıpranma payının kaldırılmak istenmesiyle sağlanacak olan faydanın, kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınarak elde edilebileceğini ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan `ın bazen medyayı eleştirdiğini hatırlatan İpekçi , "Başbakan medya patronlarını eleştirirken, intikamını gazetecilerden alıyor" dedi. CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu da sendikaların eskiden, "Hak verilmez, alınır" sloganının bugün Hükümet tarafından söylenmeye başlandığını belirterek, "Slogan tersine döndü. Eskiden sendikacıların söylediğini şimdi Hükümet söylüyor" diye konuştu. Gazetecilik mesleğinin güçlüklerine işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu , "Gazeteciler, 08.00-17.00 arasında haber olmasını bekleyemez. Gece uçak düşer, olay yerine koşarlar. Gazetecilik mesleği, normal iş ortamı gibi değerlendirilmemeli. Mesai saati gözetilmeden haber yapılıyor" dedi. 2007-11-30 13:15:36 HaberX

SGK`den KEY Hesapları Açıklaması
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
"Hak sahiplerinin listeleri açıklanacak, başvuru yapmaya gerek yok." Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ), konut edindirme yardımları (KEY ) için hak sahiplerinden müracaatta bulunmamalarını istedi. Sosyal Güvenlik Kurumu `ndan yapılan açıklamada, konut edindirme yardımlarından faydalanacak olan hak sahiplerinin listelerinin, önümüzdeki dönemde TOKİ ve Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı `na ait internet sayfaları ile Resmi Gazete `de yayımlanacağı bildirildi. Emekli ya da sigortalı olan hak sahiplerinin bu tarihe kadar başka bir müracaatta bulunmalarına gerek olmadığı belirtilen açıklamada, "Yardım tutarlarının nakit ya da hisse senedi olarak alınabilmesi amacıyla SSK il müdürlüklerine başvuruda bulunulmasına da gerek bulunmamaktadır" denildi. 2007-11-30 17:08:24 TRT

Sağlıkta birçok ülkeden öndeyiz
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Türk-İş 9. Bölge Temsilciliğini ziyaret eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ , Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sağlıktaki dönüşümlerden iftihar edebileceklerini söyledi. Bakan Akdağ , "Sağlıkta birçok Avrupa ülkesinden öndeyiz. Vatandaşlarımız , sağlıkta birçok Avrupa ülkesinden daha çabuk hizmetlere ulaşabiliyor. Bu ülkede göreve geldiğimizde vatandaşın cebinden sağlığa harcaması yüzde 30`du , bugün yüzde 19`lara düştü. Bu ülkede doktor açığı var ve biz bunu önümüzdeki dönemde bir şekilde kapatacağız. Kayseri `de geçmişte bir devlet hastanesi ile SSK hastanesi vardı. Aralarında yüksekçe bir duvar vardı. Arasına birkaç metre duvar koymuşlar, işçiler bu tarafa geçemiyordu. Bu ülkede herkes bu devletin vatandaşı. İlk işimiz bu duvarı yıkmak oldu" dedi. 2007-12-02 02:11:24 Yeni Şafak

`1.5 milyar dolar yatırdık, yasa çıkarsa batarız`
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Özel sağlık kurumları Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `na karşı harekete geçiyor. Sektör temsilcileri, `Yasa çıkarsa birçok özel hastane kapanmak zorunda kalacak` uyarısında bulundu. Özel sağlık kurumları, SSK `lı hastalardan alınan ücret farklarının en fazla yüzde 20 ile sınırlandırılmasını öngören Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (GSS ) Kanunu `na karşı çıkmak için olağanüstü zirve kararı aldı. "Yasa çıkarsa birçok özel hastane kapanacak" diyen üst düzey hastane yöneticileri eylem planı hazırlamak için pazartesi günü İstanbul Eresin Otel `de toplantı yapacak. SSK `lı hastalara da hizmet verebilmek için sektörün 1.5 milyar dolarlık yatırım yaptığını belirten Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım , "Yasa çıkarsa birçok özel hastane kapanmak zorunda kalacak. Sistemin değişmesi ile yılda 35 milyon muayene, 850 bin ameliyat ve 200 bin anjio yapan sektör çökecek. Bu yasa özel hastaneleri 20 yıl geriye götürecek ve hastaneleri kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak. Durumun vahameti küçümsenmemelidir" açıklamasını yaptı. Referans Gazetesi `nin sponsorluğunda gerçekleşen "Özel Hastanelerin Geleceği" konulu konferansta konuşan Yaşar Yıldırım , 3 Aralık Pazartesi günü Eresin Otel `de sektör üst düzey yetkilileri ile bir araya gelip yeni düzenlemeyi masaya yatıracaklarını söyledi. Yıldırım, "Daha önce 240 hastaneyi temsilen 150 hastane yöneticisinin katıldığı bir toplantı yapmıştık. Şimdi de derneğimiz üyesi olan ve olmayan tüm özel hastane sahiplerini, yönetim kurulu üyelerini veya hastane adına imza atmaya yetkili üst düzey yöneticileri toplantıya davet ediyoruz" diye konuştu. 2007 yılı içinde SSK sözleşmesi ve sağlık sigortası yasasının son şeklini aldığını, özel sektörün de buna bağlı olarak yatırımlar yaptığını dile getiren Yıldırım, yeni düzenlemenin yaratacağı sıkıntıyı anlatmak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan `dan randevu istediklerini belirtti. İyi planlama şart Konferansa katılan ABD `nin önde gelen medikal danışmanlık şirketi HAYES Consultancy`den Dr. Larry Perin de "Hekimler İçin Modern Hastanecilik Örnekleri" konulu konuşmasında özel sağlık kurumlarının mutlaka kuvvetli vizyona sahip olması gerektiğini belirtti. Perin , "Ne tip yemek pişireceğinizi ve kimi davet etmek istediğinizi bilmelisiniz. Eğer sektörde kalmak istiyorsanız pazardaki konumunuzu iyi planlamalısınız. Eğer uluslararası bir pazara hizmet edecekseniz teknoloji sizin için çalışmalı" dedi. Amerikan Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Danışmanı George Rountree, özel hastanelerin yabancı bir tıp fakültesi ile işbirliği içine girerek doktorlarını eğitmesinin fark yaratabileceğini ve uluslararası bir hastane eğitim programı uygulanması gerektiğini söyledi. Philips Medikal Sistemler Güneydoğu Avrupa Ülkeleri ve Türkiye Genel Müdürü Willem Theodoor Rozenberg, 60 yaş grubunun arttığına işaret ederek, 2050 yılında dünyada 2 milyar kişinin 80 yaşın üstünde olacağını belirtti. Türkiye `de kişi başı sağlık harcamalarının Almanya ve Hollanda `nın altıda biri kadar olduğunu dile getiren Rozenberg, yeni teknolojik gelişmelere de açık olunması grektiğini ifade etti. BSK`dan Anadolu `da 3 yılda 100 milyon dolarlık yatırım Esas ve Eren Holding `in ortak olduğu Birleşik Sağlık Kurumları (BSK), Anadolu `daki bağımsız küçük ve orta ölçekteki hastaneleri bir şemsiye altında birleştirmek için yola çıktı. Ekim ayında kurulan BSK, şimdiden 20 hastaneden ortaklık teklifi aldı, 4 hastane ile niyet anlaşması imzaladı. BSK CEO `su Dr. Murat Dayanıklı , 3 yıl içinde 100 milyon doların üzerinde bir yatırıma imza atacaklarını açıkladı. "Küçük veya büyük ortak olarak girerek hastanelerle hissedarlarının çalışanlarının ve hastalarının mutlu olacağı bir sistem yaratmayı hedefliyoruz" diyen Dayanıklı, şöyle devam etti: "Türkiye `nin en büyük ve coğrafi olarak en kapsamlı hastane zincirini oluşturacağız. Projeyi oluştururkan hedef kitlemizi 50 yatak ve üzerinde 28 ilde var olan 100`ün üzerindeki hastane olarak belirledik. 29 adet hastanenin bu sistemde ortak olmayı arzu ettiğimiz niteliklere sahip olduğunu gördük. Çok ciddi bir talep var. Gelecek kasım ayına kadar en az 10 ortağı olan bir sistem yaratmak, üç sene içinde 30 hastanenin içinde olduğu Türkiye `nin en yaygın hizmet ağına sahip bir sistem kurmayı amaçlıyoruz." 2007-12-01 01:56:30 Referans

Bütün emekçiler eşittir memurlar daha eşittir
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Tasarı aynen çıkarsa, işçiyle esnafın prim ödenen her yıla ilişkin emekli aylığı bağlama oranı daha da düşecek. Tasarıda memurların oranına dokunulmadı... AHMET KIVANÇ (Arşivi ) Yeni sistemde işçi-esnaf emeklileriyle memur emekli aylıkları arasında halen yüzde 15 olan makas yüzde 50`ye ulaşacak. ANKARA - 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK ) Tasarısı `nda yapılacak değişiklikle, işçi ve esnafın prim ödedikleri her yıla ilişkin emekli aylığı bağlama oranı yıllık yüzde 2.6`dan yüzde 2`ye çekilirken, işçi ve memur arasındaki emekli aylığı uçurumu daha da açılacak. Halen aynı süredeki ve aynı kazançtaki çalışmaya karşılık memur emeklileri yüzde 75, işçi ve esnaf emeklileri yüzde 65 emekli aylığı alabiliyor. Yeni sistemde memurlarınki aynı kalacak, işçi ve esnafın emekli aylığı ise yüzde 50`ye düşecek. 20 yıldır aylık ortalama bin YTL gelirle çalışmakta olan bir işçi, 25 yılın sonunda mevcut sistemde emekli olsaydı 650 YTL emekli aylığı alabilecekken, yeni sistemde 620 YTL emekli aylığı alabilecek. Hükümetin önceki gün TBMM `ye sunduğu, Anayasa Mahkemesi `nce memurlarla ilgili maddeleri iptal edildiği için yürürlük tarihi 1 Ocak 2008`e ertelenen 5510 Sayılı Kanun `da değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı, işçilerle memurlar arasındaki emekli aylığı makasını daha da açacak. Halen 25 yıllık sigortalılık süresi için SSK ve Bağ -Kur`da prime esas kazancın yüzde 65`i oranında; Emekli Sandığı `nda (ES) ise emeklilik keseneğine esas kazancın yüzde 75`i oranında emekli aylığı bağlanıyor. Makas daha da açılacak Bu oranlar yıllık bazda SSK ve Bağ -Kur`da yüzde 2.6`ya, ES`de ise yüzde 3`e denk geliyor. 25 yılın üzerine çalışılan ilave her yıl için aylık bağlama oranlarında SSK ve Bağ -Kur`da yüzde 1.5, ES`de ise yüzde 1 artış yapılıyor. 5510 Sayılı Kanun `da, memurlar da dahil tüm çalışanlar için aylık bağlama oranının 2016`ya kadar yüzde 2.5 olarak uygulanması, 2016`dan sonra da yüzde 2`ye çekilmesi öngörüldü. Ancak, TBMM `ye sunulan tasarıda kademeli geçiş süresi kaldırılarak, yasa yürürlüğe girdikten sonra işçi ve esnafın aylık bağlama oranının yüzde 2 olması öngörülüyor. 25 yılın üzerine çalışılan her yıl için halen yüzde 1.5 olan aylık bağlama oranı da bundan sonra yüzde 2 olarak uygulanacak. Yapılan bu değişiklik, halen bir işte çalışmakta olan işçi ve esnafın, yasanın yürürlüğe gireceği tarihten sonraki çalışma sürelerini de olumsuz etkileyecek. Mevcut memurlar ise halen olduğu gibi yüzde 3 aylık bağlama oranıyla çalışmaya devam edecekler. Yasa yürürlüğe girdikten sonra işe giren tüm işçi ve memurlar ile esnafın aylık bağlama oranı ise çalışma yaşamları boyunca yüzde 2 olarak uygulanacak. Mevcut sistemde, prime esas kazancı çalışma yaşamı boyunca bin YTL varsayılan bir işçi 25 yıllık çalışma sonunda 650 YTL `lik emekli aylığına hak kazanıyor. Aynı durumdaki bir memur ise 750 YTL emekli aylığı alıyor. Anayasa Mahkemesi `nce iptal edilen 5510 Sayılı Kanun, işçi, memur ve esnaf arasındaki emekli aylığı uçurumunu kapatmayı öngörüyordu. İptal kararıyla memurların sosyal güvenlikle ilgili mevcut tüm hakları koruma altına alındığı için onlara dokunulmadı. Ancak işçi ve esnafın aylık bağlama oranının düşürülmesiyle, işçi-esnaf emeklileriyle memur emekli aylıkları arasında halen yüzde 15 seviyesinde olan makas yüzde 50`ye ulaşacak. Çünkü yeni sistemde 25 yıllık çalışmanın sonunda bin lira maaşlı memurlar 750 YTL emekli aylığı almaya devam ederken, işçi ve esnafın emekli aylığı 650 YTL `den 500 YTL `ye düşecek. Çalışanlar ne olacak? Getirilen bu uygulamadan, halen çalışmakta olan işçi ve esnafın bundan sonraki çalışma süreleri de etkilenecek. Örneğin, 20 yıldır aylık ortalama bin YTL gelirle çalışmakta olan bir işçi, 25 yılın sonunda mevcut sistemde emekli olsaydı 650 YTL emekli aylığı alabilecekken, yeni sistemde 620 YTL aylık alabilecek. Vekile avanta para Halen çalışmakta olan işçi ve esnafın emekliliğe kalan süresi ne kadar artarsa, alabileceği emekli aylığı miktarı da o kadar düşecek. Aynı örnekten hareketle, 15 yıldır aylık ortalama bin YTL gelirle çalışmakta olan ve kalan çalışma süresini de aynı gelirle sürdüreceği varsayılan bir işçi, yeni sistemde 650 YTL yerine 590 YTL ; mevcut sistemde 10 yıl, yeni sistemde de 15 yıl geçirecek bir kişi ise 650 YTL yerine 560 YTL emekli aylığı elde edebilecek. Değişiklik tasarısının Çalışma Bakanlığı `ndaki görüşmeleri sırasında, herhangi bir işte çalışmayan ve emekli aylığı da almayan eski milletvekillerine, bir işte çalışıncaya kadar her ay 30 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımına tekabül eden 1.480 YTL tutarında temsil tazminatı ödenmesini öngören düzenlemeden ise, gelen tepkiler üzerine vazgeçildi. Bu durumdaki eski vekillere herhangi bir ödeme yapılmayacak. DİSK Başkanı: Emek cephesini bölme taktiği DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi , sosyal güvenlik yasa tasarısıyla ilgili olarak Çalışma Bakanlığı `nda sosyal taraflarla gerçekleştirilen görüşme sürecini eleştirdi. Tasarı daha önce 85 maddeden oluşmasına karşın, en son 16 Kasım Cuma günü yapılan toplantıda önlerine 35 maddelik bir taslak konulduğunu kaydeden Çelebi , "Çalışma Bakanı Faruk Çelik , önümüze bu kadar kapsamlı bir değişiklik getirilmiş olmasına rağmen taslağı 19 Kasım Pazartesi günü Bakanlar Kurulu `na sunacağını söyledi. Taslağı incelemek için süre verilmesini istedik ama kabul etmedi" dedi. 5510 Sayılı Kanun `un sosyal güvenlik alanında yapılacak değişikliklerin Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu `nda ele alınmasını öngördüğünü, bunun yapılmadığı gibi Çalışma Bakanlığı `ndaki toplantıların işçilerle ayrı, memurlarla ayrı gerçekleştirildiğini ifade eden Çelebi , "Memurun ne dediğini işçiler bilmiyor, işçinin ne dediğini memurlar bilmiyor" dedi. Çelebi , bakanın yapmadığı Yüksek Danışma Kurulu toplantısını kendilerinin yapma kararı aldıklarını belirterek, 3 Aralık günü Türk-İş`te yapılacak toplantıya, Yüksek Danışma Kurulu `nun Hak-İş dışındaki tüm emek kanadının katılacağını söyledi. İşçi ve esnafın aylık bağlama oranının düşürülerek daha düşük emekli aylığının yolunun açılmasını değerlendiren Çelebi , bunun emek cephesini bölme taktiği olduğunu, böylece bir tarafın susturulmasının amaçlandığını savundu. Çelebi , sosyal güvenlikle ilgili en büyük adaletsizliğin Anayasa Mahkemesi `nin iptal kararıyla memurların sistemin dışına çıkartılması olduğunu vurgulayarak, "Anayasa Mahkemesi `nin görmediği olay bizim sürekli haksızlığa uğramamızdır. Artık ortak bir yasa olmuyor bu yasa; ortak bir sosyal güvenlik şemsiyesi de değil. Memurla işçiyi karşı karşıya getiren bir anlayışı doğru bulmayız. Böl parçala sisteminin bir stratejisidir bu" dedi. 2007-11-30 10:51:47 Radikal

Gazeteci `yıpranma` için Meclis`te
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Sosyal Güvenlik Reformu`nda yıpranma hakkı kaldırılan gazeteciler, muhalefeti ziyaret etti. TGS Başkanı İpekçi, "Yıpranma payı bir imtiyaz değil, haktır" diye konuştu.. Meclis `e gönderilen ve 18 Aralık `a kadar yasalaşması beklenen Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası `ndaki düzenlemeyle yıpranma hakkı kaldırılan meslek grubu içinde yer alan gazeteciler, dün Meclis `te muhalefeti ziyaret etti. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi , Türkiye Gazeteciler Cemiyeti , Çağdaş Gazeteciler Derneği , Parlamento Muhabirleri Derneği , Foto Muhabirleri Derneği , Ekonomi Muhabirleri Derneği ile Diplomasi Muhabirleri Derneği temsilcileri ile Avrupa Gazeteciler Birliği , Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası temsilcilerinden oluşan heyet, dün önce CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu `nu ziyaret etti. Ercan İpekçi , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `nda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarıda, gazetecilik iş kolunda çalışan basın emekçilerinin yıpranma hakkının ortadan kaldırılmasının öngörüldüğünü hatırlattı. Yıpranma hakkının gazetecilere tanınmış bir imtiyaz olmadığını vurgulayan İpekçi , basın emekçilerinden diğer iş kollarına göre her ay 3 puan fazla SSK primi kesildiğini belirterek, bu primin işveren tarafından karşılandığını söyledi. Gazetecilere yıpranma hakkının 30 yıl önce tanındığını ve o günden beri uygulandığını anlatan Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı İpekçi , "30 yıldır yerleşmiş bir uygulamanın tartışılmaması gerekir. Gazetecilerin yıpranma hakkı, bir imtiyaz olarak kabul edilmemelidir. Gazeteciler de en az yıpranma hakkı olan polisler ve askerler kadar mesai harcıyor" dedi. Temsilciler, diğer muhalefet partileri ile iktidar partisi yetkililerini de ziyaret ederek, sıkıntıları anlatacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre gazetecilik iş kolunda 15 bin kişi çalışıyor. TÜİK verilerine göre ise çalışanların sayısının 28 bin. 13 bin gazeteci ise kayıtdışı çalışıyor. 2007-12-01 01:52:40 Sabah

Askerlik borçlanmasının erken emekliliğe faydası olur mu?
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
RESUL KURT 01.01.1970 doğumluyum. 01.09.1995"de ilk defa sigortalı oldum. Yeni kanuna göre 5750 prim ve 01.01.2025 yılında emekli olabiliyorum. Benim esas sormak istediğim şu: 30.05.1990"da askere gittim 18 ay (550 gün) askerlik yaptım. Bu askerlik borçlanmasını yatırırsam emeklilik günümde veya prim ödeme günümde ne gibi faydası olur? Harun Hato Askerlik borçlanması hem gün sayısını artırmakta, hem de askerden sonra sigortalı olanların başlangıç tarihlerini geriye götürmektedir. SSK kapsamında sigortalı olanlar, askerlikte er/erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen sürelerinin tamamını veya bir kısmını borçlanabilirler. Eğer, askerlik borçlanması yaparsanız, sigorta başlangıç tarihi geriye gideceğinden 54 yaşını, 5675 prim gün sayısını doldurmak koşuluyla 01.01.2024 tarihinden sonra emekli olabileceksiniz. Bu nedenle askerlik borçlanması yapmanızı tavsiye ederim. *** SSK "dan malulen emeklilik Annem 1953 doğumlu. İlk sigortasını 20/10/1997 de olmuş, o sene sadece 11 gün prim ödenmiş. 2005"e kadar hiç prim ödenmemiş. 2005 de 94 gün, 2006 da 360 gün, 2007 de 360 gün prim ödemesi yapılmış. Halen de çalışıyor. Öğrenmek istediğim şu; raporu aldık diyelim -ki sanırım alacak, 900 (180*5) günü tamamlayınca (bu yıl sonu itibariyle toplam 825 gün olacak) malulen emekli olma şansı var mı? Yani bu tabloya göre 2008"de 3-4 ay daha prim ödese ve raporunu alsa malulen emekli olma hakkı doğuyor mu? Didem Gezer Sosyal Sigortalar Kanununa göre, en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması ve çalışma gücünün en az 2/3"ünün yitirildiğinin tespit edilmesi halinde maluliyet aylığı bağlanmaktadır. Ancak okurumuzun annesi ilk defa 20.10.1997 tarihinde sigortalı olduğu için çalışma gücünün en az 2/3"ünün yitirdiğinin tespit edilmesi ve 1800 prim gün sayısını doldurması halinde malulen emekli olabilir. *** Ne zaman emekli olacak? Sayın Resul Kurt , öncelikle böyle bir hizmet sunduğunuz için tüm star gazetesi okurları adına bir okurunuz olarak çok teşekkür ediyorum. Benim iki tane sorum var. Birincisi ben 15.05.1963 doğumluyum. 01.10.1980 tarihinde sigorta girişim var. Kesintisiz 960 gün. 1983 yılında askere gittim. Askerden döndükten sonra 01.04.1985 yılında aktif Bağ -Kur"lu oldum (Askerlik borçlanması yatırmadım). Hala devam etmekteyim. 22 yıl 7 ay Bağ -Kur"luyum. Ben ne zaman emekli olabilirim ? İkinci sorum 13. basamaktan emekli olan 12. basamaktan emekli olandan daha mı az maaş alıyor? Eğer doğru ise bu bir çelişki değil midir? Mehmet Şimşek Okurumuz Mehmet Şimşek "in, 01.06.2002 tarihi itibariyle hizmet süresi 19 yıl 10 ay olup, bu tarihte 25 yılı tamamlamasına 5 yıldan fazla-6 yıl 6 ay ve daha az bir süre kaldığı için 47 yaşını ve 25 tam yılını doldurması halinde emekli olabilecektir. Siz 25 tam yılı doldurmuş olmanıza karşın yaşınızın dolmasını beklemeniz gerekmektedir. Askerlik sürenizi belirtmemişsiniz ancak, askerlik borçlanmasıyla 1 yıl daha erken emekli olabilmeniz de mümkün olacaktır. İkinci sorusuna gelince eski tarihli Bağ -Kur emeklileri ile Bağ -Kur"dan yeni emekli olanlara bağlanan aylıklar arasında farklılık bulunabilmektedir. Bu durum bir çelişki gibi görünse de, Bağ -Kur emeklilerinin maaşlarında TÜFE kadar artış yapılmasına karşın, emekli aylığı hesaplanmasında kullanılan ve her yıl Ocak (bazen de Ocak /Temmuz) ayında değiştirilen gelir tablosunun enflasyon oranının altında artırılmasından kaynaklanmaktadır. 2007-12-01 08:52:33 Star

KEY`de liste bildirimine 3 ay uzatma
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
HAZİNE , 3-5 milyon arasında olduğu tahmin edilen hak sahibi listelerinin bildirilmesine ilişkin bugün dolacak sürenin 3 ay daha uzatılması için hazırladığı yazıyı Başbakanlık `a gönderdi. KEY birimi de uzatım talebinde bulunursa, hak sahipleri en erken mayıstan sonra ilan edilebilecek. Süre uzatımının hükümet tarafından uygun bulunması durumunda, ilgili kurumlar, listelerini şubat ayı sonuna kadar listelere ilişkin bilgi girişini yapan tasfiye halindeki Emlak Bankası `nm KEY Birimi `ne iletebilecek. Mayıs ayında çıkarılan KEY Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanun ve buna dayanarak çıkarılan yönetmelik uyarınca, hak sahibi olanlara nakit veya hisse senedi olarak yapılacak ödemelerin belirlenmesi için, kurumlara, kesinti yapılan personele ilişkin listelerin iletilmesi için 30 Kasım `a kadar süre verilmişti. Bu tarihe kadar, işçiler için SSK bölge müdürlüklerinin, memurlar için de ödemeyi yapan kurum hangisi ise defterdarlıklar , saymanlıklar , mal müdürlüklerinin, kanunla kurulan kuruluşlar ve bankaların da doğrudan listelerini Tasfiye Halindeki Emlak Bankası bünyesindeki KEY birimine iletilmesi gerekiyordu. Listelerde, 1 Ocak 1987 ile 31 Aralık 1995 tarihleri arasında adlarına kesinti yapılan personele ilişkin bilgiler ve kesinti tutarları yer alacak. 2007-11-30 11:08:52 Birgün

SSK prim indirimi sanayiciye ne sağlayacak?
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Esin Gedik Sanayiciler uzun süredir hükümetten mikro reformlar yapmasını bekliyor; bu reformların içinde de ilk sıraya istihdam üzerindeki yükleri koyuyor. Yeni hükümetin kurulmasının ardından iş dünyası da beklentilerini yüksek sesle dile getirmeye başladı. “Hükümetin seçim beyannamesine koyduğu ve seçimden sonra da söylediği SSK primlerinde 5 puanlık indirimin yapılmasını istiyoruz” diyordu herkes. IMF ile toplantıdan dönen bakan Mehmet Şimşek , “kemer sıkmamız gerek, indirim olmayacak” deyince sanayici panikledi, ekonomiden sorumlu diğer bakanlar ‘çalışıyoruz’ diyerek tepkileri yumuşattı. Nihayet hem Başbakan hem de eski bir sanayici olan Çalışma Bakanı Zafer Çağlayan , SSK primlerinde 5 puanlık indirimin 2008 yılında yapılacağını açıkladı. 2009’da mı uygulanacak? Ancak sanayicilerin kafası hâlâ karışık; çünkü söylentiler SSK primindeki indirimin 2008 yılında yapılıp, bir sonraki yıl uygulamaya konulacağı yönünde. Hükümetin diğer üyelerinin açıklamaları ve IMF ’nin beklentileri göz önüne alındığında bu söylentinin gerçek olma olasılığı oldukça yüksek görünüyor. Geçen hafta İstanbul Sanayi Odası ’nın düzenlediği Sanayi Kongresi ’nde sanayicilerin gündeminde yine bu prim vardı. Sanayicilere “prim indirimi şirketinize ne kadar katkı sağlayacak, hesapladınız mı?” diye sordum. Yanıtlar çok çeşitliydi; çoğu henüz böyle bir hesaplama yapmamıştı, yapanlar da farklı oranlar üzerinde yapıyordu kesintiyi. Bir sanayici şöyle bir hesap yapmış: Bir işçinin işveren üzerindeki toplam maliyeti yüzde 56, bu indirim SSK primi üzerinden yapılacağına göre yüzde 35’lik bölüm, yüzde 30’a inecek. Ortalama bir işçiye 1 milyar maaş verdiğimizi hesapladığımızda işçi başına 40-50 YTL indirim olacak.” Bir diğer sanayici ise bu kadar yüksek bir indirimin mümkün olmadığını asgari ücretli bir işçi için ancak 15 YTL avantaj sağlayacağını belirtiyordu. Anlayacağınız sanayici indirim istiyor ancak bunun kendisine ne kadar bir maliyet avantajı sağlayacağını hesaplamamış. İşçi başına 50 YTL sağlasa bile 100 işçi çalıştıran bir işyerinde bu rakam ancak 5 bin YTL yapar ki bir işveren için ne kadar önemli bir miktar siz karar verin! Aklıma daha önce yaşadığımız şu tablo geldi. Birkaç yıl önce tekstil ve hazır giyim sektörünün temsilcileri Başbakan Erdoğan ’la bir araya gelmişti. Büyük beklentilerle yapılan toplantının ardından KDV ’de indirim çıkmış ve deyim yerindeyse attıkları taş kurbağayı ürkütmemişti. Durumlarında herhangi bir değişiklik olmayan tekstil ve hazır giyimciler itiraz ettiklerinde hükümet “istediğiniz verdik işte” demişti. Sanki yine aynı durum yaşanacak gibi; primler düşecek, hükümet “sanayiciye istediğini verdik” diyecek, ancak bu karar işletmeleri rahatlatmaya yetmeyecek! Sanayici de sürekli devletten bir şeyler bekleyen, kamuya bağımlı görünüşünü sürdürecek. İndirimden önce 2 puanlık artış Herkes indirim diye beklerken sosyal güvenlik reformu kapsamında SSK primlerine 2 puanlık indirim haberi geldi. Anayasa Mahkemesi daha önce yapılan bir başvuruyu değerlendirerek 506 sayılı Sigortalar Kanunu ’nun ek beşinci maddesinde değişik yapılmasını kabul etti ve SSK prim oranlarında toplam 2 puanlık bir artış yapılmasına karar verdi. Bu karar karşısında şaşkınlığa uğrayan işadamları, hükümetten aralık ayında Meclis ’te görüşülecek olan Sosyal Güvenlik Kanunu ’nda değişiklik yapılmasını talep ediyor. İş dünyası, bu kararın sadece işverenleri zor duruma sokmayacağını, toplumsal refahı da olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. 02.12.2007 2007-12-02 04:13:27 Akşam

Uçak kazasında "Da Vinci kodları" tesadüfü!
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
Bugün, yani 30 Kasım 2007 tarihinin iki önemli haberi bulunuyor. Birisi "ilginç" birisi "flash" haber. İlk haber kuşkusuz Isparta"da yaşanan ve tüm ülkeyi yasa sürükleyen uçak kazası. Bu kazayla ilgili en önemli bilgi ise, hayatını kaybedenlerin içinde bulunan altı bilim adamımız. iyibilgi Ankara Şu sıralarda bile tüm internet haber portalları (iyibilgi bilim adamlarımızla ilgili seri özel haberler ve bilgileri aktardı) bilim insanlarımızın kimlileri, yaptıkları çalışmalar üzerinde duruyor. Bu bilim insanlarımızım özellikle fizik, nükleer santraller, toryum ve uluslar arası çalışmaları hakkında haberler hatta spekülasyonlar ve komplo teorileri kaleme alınıyor. Elbette uçağın neden düştüğüne ilişkin olarak da bunlar yapılıyor. İkinci haber ise dünyaca ünlü yazar Dan Brown "un yeni kitabı hakkındaki duyurular ve haberler. Bu haber tüm internet sitelerinde genişçe tartışılıyor ve yorumlanıyor. Ancak iki haber arasında önemli bir bağlantı daha doğrusu çok ilginç bir tesadüf var. Hiç yorum yapmadan ve herhangi bir komlo teorisi yaklaşımına prim vermeden, bağlantıyı yazıyoruz. İşte ntvmsnbc"nin diğer haber kanalları ile birlikte verdiği haberden bir spot: "Isparta yakınlarında düşen Atlasjet uçağında konferans vermek üzere Isparta "ya giden bilim adamları da bulunuyordu. Kazada ölen Prof. Dr. Engin Arık , İsviçre "deki "European Organization for Nuclear Research -CERN "deki "Atlas Deneyi"nde çalışıyordu." Bu da Dan Brown "un Melekler ve Şeytanlar isimli kitabının ilk cümlesi: " GERÇEK: Dünyanın en büyük bilimsel araştırma merkezi İsviçre "deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi yakın zaman önce ilk karşı madde zerreciklerini üretmeyi başardı." Kitap da zaten bu merkezin küresel tezgahları üzerine kurgulanıyordu. Kitap, Türkiye "de de büyük okur kitlesine ulaşmıştı. 14:41 2007-12-02 00:17:05 iyibilgi.com

Esrarengiz kaza: Akıl karıştıran detaylar!
03 Aralık 2007 Pazartesi, 22:10:16
CHP lideri Deniz Baykal Isparta`daki kaza ile ilgili `düşündürücü` tespitinde bulunuyor. Baykal kuşku duymakta pek de haksız sayılmaz. Çünkü kaza ile ilgili detaylar üst üste konduğunda çok ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. İşte akıl karıştıran detaylar... iyibilgi zoom CHP lideri Deniz Baykal kaza haberini alır almaz taziye mesajı yayınladı ve kazanın düşündürücü olduğunu belirtti. CHP liderini kazayı "düşündürücü" diye tanımlamaya neler itti bilinmez ancak kazayla ilgili detaylar ve Türkiye `nin içinde bulunduğu tartışmalar kaza ile ilgili farklı soru işaretlerine yol açıyor. Havacılara göre esrarengiz bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü kaza sırasında uçağı kazaya itebilecek gözle görülür bir neden yok. İki pilot son simülasyon eğitiminden başarıyla dönmüş uzman pilotlar... Uçağın teknik bakımının da eksiksiz olduğu açıklandı. Hava koşulları da normaldi. Abla Öztan : Sabotaj! Soru işaretleri kazada yakınlarını kaybedenler için de geçerli. Uçağı kullanan kaptan pilot Serhat Özdemir"in İzmir "de yaşayan ablası Nevin Öztan , kardeşinin çok iyi bir pilot olduğunu, uçağın pilot hatasından veya teknik arızadan dolayı düştüğüne inanmadıklarını, olayın sabotaj olabileceğini belirtiyor. Abla Öztan kardeşinin Hava Harp Okulu mezunu olduğunu, İTÜ elektrik-elektronik mühendisliğini bölümünü bitirdiğini, 1981 yılından bu yana pilotluk yaptığını ve çok başarılı olduğunu belirtiyor. Öztan şunları söylüyor: Benim kardeşim profesyonel bir pilottu. Teknik arızası olan bir uçakla kesinlikle uçmazdı. Uçakta öğretim üyeleri de varmış. Uçağın pilot hatasından veya teknik bir arızadan dolayı düştüğüne inanmıyorum. Sabotaj olabilir. Acil durum sinyali yok! Kaza ile ilgili ilginç bir detay da düşen uçaktan kontrol merkezine acil durum sinyalinin gitmemesi. Isparta Süleyman Demirel Havaalanı kulesinin, pilotlara ``yaklaşmaya devam edin `` uyarısı yaptığı sırada uçakla bağlantının kesildiği, ancak bağlantının kesilmesinden önce uçaktan acil durumlar için gönderilen sinyalin gelmediği belirtiliyor. Acil durum sinyalinin Antalya ve Ankara `daki radar istasyonlarının yanı sıra Isparta Süleyman Demirel Havaalanı kulesinden ve bölgede uçuşunu sürdüren uçaklardan da alınabileceği, bu sinyal sayesinde düşen uçağın yerinin çok daha kısa sürede tespit edilebileceği ifade ediliyor. Nükleer alanda çalışan bilim adamları! Kaza ile ilgili akıl karıştıran en önemli detay ise yolcular arasında Türkiye `ye önemli katkıları bulunan bilimadamlarının yolcuların arasında bulunması. Türkiye `de nükleer tartışmalar yaşanırken bu kazanın meydana gelmesi ve alanında uzman ve başarılı altı bilimadamının hayatını kaybetmesi gelecek günlerin önemli tartışma konularından birisi olacağa benziyor. Isparta `ya gelen bilim adamlarının, Eğirdir ilçesinde gerçekleştirilecek `Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarının Kurulması` başlıklı DPT projesinin IV . Çalışma toplantısına katılmak için yola çıktıkları biliniyor. Kazada hayatını kaybedenlerin arasında bulunan 6 bilimadamının Türkiye `nin nükleer araştırmalarında çok önemli role sahip oldukları da. iyibilgi.com 2007-12-02 00:17:05 iyibilgi.com

Hükümet, 2008'de asgari ücrete ne kadar zam planlıyor?
02 Aralık 2007 Pazar, 21:29:22
12-13 milyon kişinin zam pazarlığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu, gelecek yıl geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için ilk toplantısını yarın yapacak. Hükümet, 2008'de asgari ücrete ne kadar zam planlıyor? 02 Aralık 2007 14:59 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2008 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere komisyonu toplantıya çağırdı. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndaki toplantı yarın saat 10.00'da başlayacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 5'i işçi, 5'i işveren, 5'i de hükümet temsilcisi olmak üzere, toplam 15 kişiden oluşuyor. Komisyonda işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını ise TİSK temsil ediyor. İş Kanunu gereğince, ücretlerin asgari düzeyinin komisyon aracılığı ile en geç 2 yılda bir belirlenmesi gerekiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın tespit ettiği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp, oy çokluğu ile karar veriyor. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunluk sağladığı kabul ediliyor. Komisyon, asgari ücretin belirlenmesinde, ''ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını'' göz önünde bulunduruyor. Öte yandan, işverenlerin, yanlarında çalışan işçilere komisyonca belirlenen ücretlerden düşük ücret ödememe yükümlülüğü bulunuyor. İşverenlerin, işçilere sağlanan sosyal yardımlar sebebiyle asgari ücretten herhangi bir indirim yapmamaları gerekiyor. İşverenlerin, yayımlanan asgari ücretleri iş yerlerinde işçilerin kolayca görebilecekleri bir yerde ilan etmek zorunluluğu bulunuyor. Asgari ücret halen 16 yaşını doldurmuş işçiler için brüt 585, net 419,15 YTL olarak uygulanıyor. Asgari ücretten yapılan kesintiler 165,85 YTL'yi buluyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti ise 710,78 YTL'ye karşılık geliyor. 2008 Yılı Hükümet Programı'nda asgari ücretin Ocak ayında yüzde 6 oranında artırılması öngörülüyor. ALIM GÜCÜ ARAŞTIRMASI Bu arada, DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Dairesi'nin ''TÜİK madde fiyatları üzerinden indeksleme yöntemi ile yaptığı'' belirtilen araştırmada, 2007 yılında asgari ücrete yapılan yaklaşık yüzde 10'luk zammın temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışlarının gerisinde kaldığı savunuldu. Asgari ücrete yapılan zammın en önemli harcama kalemi olan ekmekteki fiyat artışları karşısında alım gücünü 8 ayda tamamen kaybettiği öne sürülen araştırmada, Ekim ayı içinde kaybın yüzde 3'e ulaştığı iddia edildi. Araştırmada, ''Aralık 2006'ya göre asgari ücretli 37 adet daha az ekmek alabiliyor. Asgari ücretlinin aldığı 38 YTL zamma karşılık ev kiralarındaki artış yılın 10 ayında 54 YTL'ye ulaştı. Asgari ücretliye yapılan zam kira karşısında ancak Haziran ayına kadar yetti'' denildi. Bu dönemde servis, dolmuş, banliyo trenleri, metro, belediye otobüsü fiyatlarının ortalama yüzde 18,9 artış gösterdiği belirtilen araştırmada, asgari ücretin toplu ulaşımdaki fiyat artışları karşısında yüzde 7,5'luk kayıp yaşadığı savunuldu. DAHA AZ VE DAHA ÇOK ALINABİLEN ÜRÜNLER Araştırmaya göre, Aralık 2006'dan bu yana asgari ücretin bazı maddeler karşısındaki alım gücündeki değişim şöyle oldu: ''Asgari ücretli 33 kilogram daha az tavuk alabiliyor. Buna karşın 1 kilogram daha fazla dana, 3 kilogram daha fazla koyun eti temin edebiliyor. Asgari ücretli 12 kilogram daha az yoğurt alabilirken, 1,5 kilogram daha fazla süt alabiliyor. Bakliyatta, 19 kilogram daha az mercimek alırken, 1 kilogram kuru fasulye ve 4,65 kilogram daha fazla nohut temin edebiliyor. Beyaz peynir 32 kilogram daha az alınırken, krem ve kaşar peynirin alım gücünde bir artış söz konusu olmadı.'' ''12-13 MİLYON KİŞİYİ İLGİLENDİRİYOR'' Birleşik Metal-İş Yönetim Kurulu'nun konuyla ilgili değerlendirmesinde, Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kayıtlı işçinin yüzde 44'ünün asgari ücretle çalıştığı ya da asgari ücretli olarak gösterildiği, asgari ücretin ailelerle birlikte toplumda yaklaşık 12-13 milyon kişiyi ilgilendirdiği belirtildi. Asgari ücretlinin temel harcama kalemlerindeki fiyat artışlarının, enflasyonun çok altında kaldığı savunulan değerlendirmede, ''Asgari ücretliye geçen yıl verilen yüzde 10'luk zam TÜİK'in enflasyon verilerine rağmen temel harcama kalemlerinin fiyatları karşısında eriyip gitmiştir'' denildi. Değerlendirmede, şu görüşlere yer verildi: ''Antidemokratik yapısı ile işçileri açlığa ve sefalete mahkum eden Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısı emekçilerin ağırlığı artırılarak genişletilmelidir. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır. Asgari ücret net olarak belirlenmeli. Asgari ücret üzerinden alınan vergiler kaldırılmalıdır. Asgari ücretin herkese bölge, yaş, iş kolu vb. ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi esas alınmalı, bölgesel asgari ücrete uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulmalıdır. Bu ülkenin insanı açlıkla terbiye olmayacaktır.'' AA

GÜNÜN SÖZÜ
02 Aralık 2007 Pazar, 21:29:22
"Bir hata işlediğin zaman tozlar içinde sürüklenebilirsin. Fakat o tozlar içinde yatıp kalmamalısın" Chateaubriand

UEFA: Ezeli rakiplerin buluşması
02 Aralık 2007 Pazar, 21:29:22
Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), resmi internet sitesinde 13. Avrupa Futbol Şampiyonası Gruplarını “Ezeli rakiplerin buluşması” başlığıyla değerlendirdi. 02 Aralık 2007 15:31 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Sitede yapılan değerlendirmede, Hollanda, İtalya, Romanya ve Fransa'dan oluşan (C) Grubu, ağır sıkletlerin buluştuğu grup olarak gösterildi. Haberde, bu şampiyonayı daha önce kazanan Hollanda, İtalya ve Fransa'yı ağır sıklet olarak değerlendiren UEFA, Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında Hollanda ile aynı grupta yer alan ve Hollanda'nın önünde bu şampiyonaya katılmaya hak kazanan Romanya'yı da dikkat edilmesi gereken takımlar arasında gösterdi. Sitede yapılan haberde, grup kuralarında ezeli rakiplerin birbirlerini buldukları belirtilirken, 2006 Dünya Kupası finalistleri İtalya ve Fransa'nın aralarındaki hesaplaşmanın bu turnuvada da devam edeceği ifade edildi. Grup kuralarında (B) Grubunda yer alan ev sahibi Avusturya ile komşusu ve ezeli rakibi Almanya arasındaki mücadelenin de önemli olduğu belirtildi. AA

Meraklı vatandaşlar enkaz bölgesinde
02 Aralık 2007 Pazar, 21:29:22
Meraklı vatandaşlar enkaz bölgesinde Süleyman Demirel Havaalanı'na inmek üzereyken düşen Atlasjet uçağının enkazı, meraklı vatandaşların akınına uğradı. Jandarma, meraklı vatandaşların kaza bölgesine girerek enkazı yakından görmelerine izin verdi 02 Aralık 2007 14:41 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Isparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşen Atlasjet'e ait yolcu uçağının enkazını görmek üzere çok sayıda vatandaş bölgeye geldi. İstanbul-Isparta seferini yaptığı sırada Süleyman Demirel Havaalanı'na inmek üzereyken düşen Atlasjet Havayollarına ait yolcu uçağının enkazı, meraklı vatandaşların akınına uğradı. Kaza bölgesine gelerek uçağın enkazını görmek isteyen vatandaşlar ile jandarma arasında zaman zaman tartışma çıktı. Vatandaşlar, kaza görüntülerini televizyondan izlediklerini belirterek, enkazı yakından görmek konusunda ısrar edince, jandarma kısa süreliğine vatandaşların kaza bölgesine girmelerine izin verdi. Enkazı görmeye gelenlerin Isparta, Burdur, Afyonkarahisar ve ilçelerinden olduğu öğrenildi. Öte yandan, düşen uçakta incelemelerde bulunmak üzere McDonnel Douglas firmasından bir ekip de bölgeye gelecek.AA

'Acı çeken' eşini öldürdü
02 Aralık 2007 Pazar, 21:29:22
'Acı çeken' eşini öldürdü İtalya'da 77 yaşındaki bir kişi, Alzheimer tedavisi gören 82 yaşındaki karısını "acı çektiğini görmeye dayanamadığı" için öldürdü. Saldırının ardından tutuklanan yaşlı adama nasıl bir ceza verileceği henüz bilinmiyor. 02 Aralık 2007 15:10 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Yerel basının haberine göre, Toskana'da meydana gelen olayda adı açıklanmayan yaşlı adam, dün akşam üzeri karısının Alzheimer tedavisi gördüğü hastaneye giderek, diğer hastaların ve hastane personelinin gözü önünde eşine 3 el ateş ederek öldürdü. Saldırının ardından tutuklanan yaşlı adama nasıl bir ceza verileceği henüz bilinmiyor. Polis, eşinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden yaşlı kadının 8 yıldır Alzheimer hastası olduğu ve hafta başında hastaneye yatırıldığını belirtti. AA

Atlasjet Uçuş 4203
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25

Düşen Atlasjet MD-83 TC-AKM uçağı
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25

BANKA KREDİSİYLE HACCA GİDİLİR Mİ?
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Banka kredisiyle Hac ve 'boş ol' sözü BANKA KREDİSİYLE HACCA GİDİLİR Mİ? SORU: 60 yaşındayım. Bir takım sağlık problemlerim var. Hac ibadetini yerine getirmeyi çok arzu etmeme rağmen maddi imkansızlıklar sebebiyle nasip olmadı. Gelecek yıllarda belki maddi imkanım olur. Ama sağlığım elvermeyebilir. Ölmeden önce hacca gitmeyi çok arzu ediyorum. Emekli maaşımdan artırarak Diyanet İşleri Başkanlığının bir hac ibadeti için talep ettiği miktarı temin ettim. Fakat hac ibadetini ifa edeceğim süre içerisinde cebime ve evde kalan aileme harçlık kalmadı. Bu harçlığı temin etmek için bankadan 1000 YTL kredi çekmek istiyorum. Banka kredisiyle hacca gidebilir miyim? CEVAP: Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Hac ibadeti hem mali hem de bedeni bir ibadettir. Herkese farz değildir. Ayette şöyle buyrulmaktadır: "(hacc ibadeti için) yolculuğa gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır" (Al-i imran 3/97) Bu ayete göre haccın farz olabilmesi için gerekli şartlar şunlardır: - Müslüman olmak - Akıl-baliğ olmak Yukarda ki iki şart bütün ibadetlerden sorumlu olmak için elzem olan şartlardır. Sağlıklı olmak Özgür olmak Yurt dışına çıkma kısıtlılığı bulunmamak Yol güvenliği bulunmak Hac mevsimine yetişmiş olmak Can, mal ve namus güvenliğinin sağlanmış olmak Ekonomik yönden hac görevini yapma imkanına sahip olmak Bu son şartı açıklayalım. Hac yolculuğuna çıkacak kişinin, gidip dönünceye kadar hem kendisinin hem de bakmakla yükümlü olduğu kimselerin sosyal seviyelerine uygun biçimde geçimlerini sağlayacak mali güce sahip olması gerekir. Yukarda saymış olduğumuz şartların tamamına sahip olmayan kimselere hac ibadeti farz değildir. Buna göre siz hac ibadetiyle sorumlu değilsiniz. Gelelim banka kredisiyle hacca gitme meselesine Hiçbir banka faizsiz kredi vermez. Faiz ise İslam’a göre haramdır. Bir taraftan bir ibadeti yerine getirip sevap elde edeyim derken diğer taraftan harama bulaşmak dine de akla da aykırıdır. Buna göre banka kredisiyle hac yapmak caiz değildir. EŞİM 3 KEZ BOŞ OL DEDİ, BEN BOŞANDIM MI?SORU: 10 yıllık evliyim. Bu süreçte eşimle ciddi hiçbir problemimiz olmadı. Birkaç gün önce eşim şaka yollu üç defa seni boşadım dedi. Eşim inançlıdır. Ancak dini vecibelerini yerine getiren ve dini hassasiyetleri dikkate alan biri değildir. "üç defa boşadım" sözü de onun için önem arz etmediği gibi evliliğe de herhangi bir zarar gelmediğine inanmaktadır. Eşim beni boşamış olur mu? Boşanma gerçekleşmiş olur mu? CEVAP: Evlilik ve aile ciddi bir kurumdur. Bu kurumu devam ettirirken ciddi olmak elzemdir. Şaka yollu bu türlü sözler söylemek aile müessesesini yıpratır. Ayrıca eşler birbirlerinin hassasiyetlerine kıymet ve değer verirlerse bu kurumun devamı kolaylaşır. Bir erkek, nikahlı eşine, iki adet kanaması arasındaki süre içinde ister şaka yollu, ister gerçek olarak "Seni boşadım" sözünü söylerse bir talak(boşama) gerçekleşmiş olur; kaç kez derse desin eşini bir talakla boşamış olur. Karısına daha sonraki iki adet arasında iken bir daha (şaka yollu yada gerçek olarak) "Seni boşadım" derse ikinci boşama da gerçekleşmiş olur. Bu durum daha sonra bir daha tekerrür ederse üçüncü boşama gerçekleşir; işte bu takdirde bu çiftin evliliğe dönmeleri -kadın ciddi olarak (birinci eşe dönmek için bir çare olarak değil) ikinci bir evlilik geçirmedikçe- imkansız hale gelir. Siz, yeniden nikah akdi yaparak evliliğe dönebilirsiniz, ama kocanızın iki boşama hakkı kalmış olur, bundan sonra bu hakkı kullanmasın, eşiniz boşama hakkını israf etmesin. Böylece birbirinize olan sevgi ve muhabbeti de israf etmemiş olursunuz. KILMADIĞIM NAMAZLARIN KAZASI NASIL OLUR?SORU: Uzun zamandan beri namaz kılmadım. Şimdi ise namazlarımı vaktinde kılıyorum. Eskiden kılamadığım namazları kaza etmek istiyorum. Fakat ne kadar kaza namazım olduğunu bilmiyorum. Kılamadığım namazları nasıl kaza edebilirim? CEVAP: Namazların vaktinde kılınması gerekir. Vaktinde kılınamayan namazlar kaza edilmek suretiyle eda edilir. Kaç vakit namaz kılamadığını bilemeyenler ‘’ niyet ettim Allah rızası için vaktinde kılamadığım ilk sabah, ilk öğle, ilk ikindi, ilk akşam, ilk yatsı namazlarının farzını kılmaya ‘’ diyerek niyet eder. Hangi vakti kaza edecekse o vakte niyet eder. Yada "Niyet ettim Allah rızası için vaktinde kılamadığım son sabah, son öğle, son ikindi, son akşam, son yatsı namazlarının farzını kılmaya" diyerek niyet eder. Bu namazlar ayrı ayrı niyet edilerek kaza edilir. aslan.citir@hotmail.com HABER7

Abdüllatif Şener: Sizi bu millet bitirecektir
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
* Osman Özsoy yazaramesaj@gmail.com Birinci olduğu yarışmada ödülünü almak için sahneye çıktığında başörtüsü nedeniyle Kozan Kaymakamı ve Garnizon Komutanı tarafından kürsüden indirilen İmam Hatip Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tevhide Kütük'ün başına gelenleri biliyorsunuz. Aklın ve havsalanın sınırlarını zorlayan işler oluyor bu ülkede. Üstelik en olmaması gereken zamanda oluyor. Ülke nerede ise bir yangın yeri gibi… Her gün şehit cenazeleri geliyor ülkenin dört bir yanına. Terör belası başörtülü başörtüsüz anne evladı ayırımı yapmadan fidan gibi evlatları vuruyor. Anaların yürekleri yanıyor. Ve bu yangını söndürmek için milletçe daha da kenetlenmemiz gerekirken tam tersi işler oluyor bu ülkede. Kızlarının başarısını alkışlamak için salonda yerini alan anne-babanın, kız evlatlarının kıyafetinden dolayı horlanması ve gözyaşları arasında kürsüden uzaklaştırılması karşısında, içlerinden geçen fırtınanın boyutunu tartabilir mi oradaki askeri ve mülki erkân. Bir empati yapıp, onların hissiyatını anlayabilirler mi? Ne yapmış bu kız evlat, ne suç işlemiş de derdest edilip aşağı indirilmiş. Takdir edilmeyi beklerken tekdir edilmek nasıl bir duygudur hissedebiliyor musunuz? Hele daha küçücük bir çocuk vicdanına sahipseniz... Bir şeker kıvamında ödül beklerken şamarla karşılaşmak nasıl bir şeydir? Değdi mi? Böyle davrandınız da ne oldu? Ülkenin gayri safi milli hâsılası mı arttı, akademik yayın sıralamasında bir basamak yukarı mı çıktık, ülke bir adım daha ileri mi gitti? Yunus Emre bir şiirinde; “Çalış, kazan, ye, yedir / Bir gönül ele getir / Yüz Kâbe’den yeğrektir / Bir gönül ziyareti…” der. Bir gönlü fethetmeyi yüz Kâbe’ye tercih eden bir anlayışın, bir kültürün evlatlarına, 15 yaşındaki bir kız evladının bir kristal kadar hassas gönül tacını kırmak ve gücendirmek yakışık kaldı mı? Bakın yine hoşgörü abidesi Yunus Emre’den devam edelim: “Yunus Emre der ey hoca / İstersen var bin hacca / Hepsinden iyice / Bir gönüle girmektir…” Dayanışmaya en muhtaç olduğumuz bir dönemde teker teker küstürülüyor bu ülkenin evlatları. Güvenlik güçlerine silah çeken Deniz Gezmiş’e haksızlık yapıldı diye 30 yıldır ağıt tutanlar, ölünce beni de Deniz’in yanına gömün diye vasiyet edenler, ne suç işlediğini bile bilmeden kürsüden alaşağı edilen 15 yaşındaki kız evladının uğradığı muamele karşısında sessizliğe gömülüyorlar. Bu ne çirkin bir çifte standarttır, bu nasıl bir anlayıştır. Çare yok, kendi ağıtımızı kendimiz yakacağız demek ki… Tevhide’nin başına gelenlerle ilgili olarak neler yazmak, neler söylemek lazım diye düşünürken ve arşivlerin tozlu rafları arasında dolaşırken, Kur’an Kursları ile ilgili yasal düzenlemelerin tartışıldığı 1999 yılının Temmuz ayında Meclis’te yapılan görüşmelerin tutanakları geçti elime. Bülent Ecevit’in başbakan olduğu, DSP-MHP-ANAP koalisyonunun oluşturduğu 57. Hükümet döneminde Meclis’te yaşanan diyaloglar ilgimi çekti. Bunlardan bazıları şöyle; Cemal Enginyurt (MHP): 57'nci hükûmet başörtüsü meselesini hal'etmeye çalışıyor... Önümüzdeki günlerde, inşaallah başörtüsü meselesini de hal'edeceğiz. Eldeki tek sermaye olan başörtüsü de hal edildikten sonra, sizi Vural Savaş'ın kapatmasına bile gerek kalmayacak. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar) Abdüllatif Şener (FP): Hemen konuyu Vural Savaş'a ihale anlayışı, sakat bir anlayıştır. Bu, tek parti, muhalefetsiz bir iktidar anlayışıdır. Sizi bu millet bitirecektir …ve gerçekten de bittiler. Şu an siyaset dışında kalan Abdüllatif Şener o dönemde haklı çıktı. Bir sonraki seçimde bu üç parti de Meclis dışında kaldı. İşlediği suçun ne olduğunu bile bilmeden Tevhide’yi gözyaşları arasında kürsüden alaşağı edenleri de milletin vicdanı hakikaten affetmez. Evet, bu çarpık zihniyetiniz gün gelecek sona erecek, bugün yaptıklarınızdan gelecekte çok utanacaksınız, ama o gün Tevhide’lerin gönlünü kazanmak için belki de çok geç kalınmış olacak. Tevhide’ye değil, inanın sizin durumunuza çok üzülüyorum. İnsan bunu düşmanına yapmaz. Bu kadar gönül kırmaya değer mi?

Evliliğinizi kısırdöngülere mahkum etmeyin!
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Kişinin fasit daireden kendini ve eşini koruyabilmesi için, olumlu özellikler edinmesi gerekiyor. Bunları "olumluluk, açıklık, bağlılık, sosyal çevre ve sorumlulukları paylaşma" olarak adlandırabiliriz. 26 Kasım 2007 11:03 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Öyle zamanlar olur ki, bazı duygu, düşünce ve davranışlarımızdan dolayı bir kısırdöngü içinde dolanıp dururuz. Fakat bizi yalnızlığa ve çaresizliğe iten bu davranışlarımızdan, yine kendi gayretlerimizle kurtulabiliriz. Eşler arasında çözüme kavuşturulamamış kızgınlıklar, ilgisizlik, karşıt gereksinimlerin karşılanmadığına dair düşünceler, sevginin kıtlığı, beraber olmanın yetersizliği, tatillerin nasıl geçirileceği, kıskançlık, sözünü yerine getirememe, ana-babalığın nasıl olacağı, para, güç, beni dinlemiyor gibi birçok konuda çatışma yaşanabilir. "Benim dediğim doğru, benim dediğim olacak" gibi bir davranış içindeyseniz, çatışmayı başlatır ve kısırdöngünüze doğru yol almaya başlarsınız. Bu arada eşinizi de yalnızlığa itersiniz. Anlaşılmadığını ve yalnız kaldığını düşünen eş, zamanla sevgisini yitirmeye başlar. Eşine karşı farkındalığı azalır. Bu noktadaki sevgisizlik ortamını artık siz hayal edin. Siz sevdiğinizi, ilgi duyduğunuzu söyleseniz bile, davranışınızı değiştirmedikçe bu sizin için bir kısırdöngüye dönüşür. Mutlu evliliğe sahip olan eşler de zaman zaman çatışma yaşarlar. Fakat çatışmalarını kavgaya dönüştürmezler. Bardağın dolu tarafını görmeye kendimizi alıştırmalı, sanki bir "özel dedektif" gibi hep olumsuz şeylere odaklanmamalıyız. Olumsuzluklar üzerine yoğunlaştıkça hayattan alınan mutluluk azalır, her şey siyah-beyaz renklere bürünür, başka renkleri düşünemez hale gelirsiniz. Çözüm, "sabır, anlayış ve müsamaha" şifrelerinde gizli. Zamanın her şeyin ilacı olduğunu unutmayalım. * Psikolojik Danışman, Aksaray Özel Sema Koleji Aziz Yıldırım* Zaman

Mutlu evliliğin formülü bulundu
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Bir yastıkta ömür boyu mutlu evlilik yaşamak hayal değil. Uluslararası Aile Terapi Derneği Genel Sekreteri Dr. William J. Hiebert, 30 yıllık araştırmasının sonuçlarını açıkladı. İşte işin sırrı: 21 Kasım 2007 09:39 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } ABD’de 30 yılı aşkın bir üredir evlilik ve aile terapisi konusunda çalışma yürüten Uluslararası Aile Terapi Derneği Genel Sekreteri Dr. William J. Hiebert, günün modern toplumlarında evliliklerin ‘’işlerden arta kalan zamanlarda idare edilmesinden dolayı’’ sorunlar yaşandığını söyledi. Çiftlere, sağlıklı bir ilişki için evliliklerine zaman ayırmalarını öneren Hiebert, ‘’Eşinizle baş başa zaman geçirin. İlişkinizi canlı tutmak için aktivitelerde bulunun’’ dedi. UZMANA DANIŞIN Evlİlİk sorununa Amerikan ve Türk çiftlerinin bakış açısının farklı olduğunu da anlattı. Ülkesinde çiftlerin boşanma aşamasına gelmeden durumdan anne-babalarını haberdar etmediklerini, sorunlarının çözümü için terapiste gittiklerini anlatan Hiebert, Türkiye gibi geleneksel toplumlarda ise bu sorunların ailelere danışıldığını bildirdi. Hiebert, ‘ABD’de aileler, çocuklarının evliliklerine müdahalenin uygun olmadığını düşünür. Çocukları için endişelenirler, hatta terapi için ödeme yapmayı bile önerirler, ama evliliklerine karışmazlar. 25 yıllık bir evlilikte kazanılan tecrübeyle 50 yıllıkta kazanılan tecrübe farklıdır. Oysa Türkiye’de örüntülü ilişkiler, kuşaklar arası meseleler var. Aileler, çocuklarının sorunlarına objektif yaklaşamaz. Her biri kendi kızının ya da oğlunun haklı olduğuna inanır. Tarafsız bir aile terapistinin sorunların çözümüne daha fazla katkısı olur’ diye konuştu. Eğitim ya da iş nedeniyle ailesinden uzaklara yerleşenlerin sayısının artığını kaydeden Hiebert, araya coğrafi uzaklıkların girdiği ailelerde kaynana-kayınpederden kaynaklanan sorunlar yaşanmadığını belirtti. EKONOMİK SORUNLAR Daha düşük sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde ise bu tür sorunlar yaşanabildiğini ifade eden Hiebert, ABD’de çiftlerin daha çok duygusal yakınlaşma sorunları yaşadıklarını söyledi. Hiebert, kadın ve erkeğin her ikisinin de gününü dışarıda geçiren bireyler olmaları halinde ev işleri ve çocukların paylaşımı, iş yerinde karşı cinsle ilişkiler ve ebeveynlik gibi konularda desteğe gereksinim duyduklarını anlattı. İŞTE İŞİN SIRRI Evliliğinize de işinize ayırdığınız kadar zaman ayırın. İlişkinizi canlı tutmak için eşinizle baş başa zaman geçirin. Sağlıklı bir ilişkide önce evlilik, sonra çocuklar gelmelidir. Ev ve aile ortamı dışında hobilerinizi geliştirebileceğiniz ya da gönüllü olarak çalışabileceğiniz alanlarla ilgilenin. Cinsel isteğin azalması son yıllarda çiftlerin yaşadığı sorunların başında geliyor. İlk çocuk gelinceye kadar bir sorun olmuyor ama sonrasında şikayetler başlıyor. Hem bebek hem de iş yaşamı çiftleri yorgun düşürüyor. Bu nedenle çiftler yaptıkları her şeyi sürekli değerlendirmemeli ve birbirlerine zaman ayırmalıdırlar. Çiftler çok yorgun ya da endişeli olduklarında cinsel yaşamları olumsuz etkilenir. Dolayısıyla planladıkları program çok yorgun ya da endişeli oldukları bir dönem için düşünülmemelidir.’’ Star gazetesi

Evliliğinizi sağlamlaştıracak 5 ipucu
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Kimileri aşkın varolduğuna inanmazken, kimileri ise aşksız yaşayamayanlardan. Peki siz aşka inanıyor musunuz? 30 Kasım 2007 07:47 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Kimileri aşkın varolduğuna inanmazken, kimileri ise aşksız yaşayamayanlardan. Peki siz aşka inanıyor musunuz? Güven veren, mutlu ve sağlıklı bir ilişki mi yaşamak istiyorsunuz? Yanıtınız "evet" ise, mutlu bir aşk için 5 ipucu size yol gösterebilir... 1. Sadık olun: Sağlıklı ve mutluluk verici bir ilişkinin temeli bağlılığa dayanır. Yakınlaşmaktan korktuğunuz için sevdiğinizden uzaklaşmak isteseniz de, sadakat sayesinde ona bağlı kalırsınız. Sadakat, sorumluluk almak, korkuları kontrol etmek ve duygusal olarak hazır olmak demektir. Eğer iki taraf da gereken sadakati gösterirse, sağlıklı bir ilişki için ilk adım atılmış olacaktır. 2. Kişisel sorumluluklar alın: İnsan, olgunlaştıkça kendi sorumluluklarını öğrenir ve bu sorumluluklar çerçevesinde hareket eder. Ancak bazı sorumluluklar vardır ki, bunlar başkasına karşıdır. Partnerinizi olduğu gibi kabul edin. Bu ilişkinin sadece sizin değil, ikinizin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için olduğunu unutmayın. 3. Kendinize iyi bakın: Hiç kimsenin sizin mutluluğunuzu ‘sağlamasını’ beklemeyin. Eğer kendinize iyi bakar, ihtiyaçlarını karşılarsanız, ilişkinizin daha dengeli olmasını sağlarsınız. Partneriniz için her şeyi siz yapmayın. Unutmayın ki, onun ‘kendisine’ iyi bakmayı öğrenmesi gerekiyor. 4. Dürüst olun: Kafanızı karıştıran, sizi üzen konuları, ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi, duygularınızı ve sınırlarınızı dürüstçe ve açık olarak ifade edin. Doğruları söyleyip söylememe çelişkisine düşmeyin. Doğruları, ilişkinizi zedelemeyecek biçimde söylemeye dikkat ederseniz, mutlu olursunuz. 5. Kendinize düşen görevi yapın: Sağlıklı ve mutluluk verici bir ilişki çaba gerektirir. Elinizden geldiği kadar ‘canlı’ yaşamaya çalışın, duygusal sorunlarınıza çözüm arayın, her şeyi yönetmeye çalışmayın, geçmişinizdeki sorunlarla yüzleşin ve korkularınızı yenin. Böylece ‘sağlıklı bir ilişki’ için kapasitenizi artırmış olacaksınız! İmedya

Annesiz öğrencinin anneye mektubu ödül aldı
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Yurt genelinde düzenlenen 'Anneye Mektup' yarışmasında annesi olmayan ve yuvada kalan ilköğretim 6. sınıf öğrencisi Bahar Sağır birinci oldu. 28 Kasım 2007 18:32 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Adana'da, emekli öğretmen Namıka Gündeşlioğlu'nun 30 yaşında kaybettiği kızı Gamze Gündeşlioğlu anısına bu yıl 4.'sünü düzenlediği 'Anneye Mektup' yarışmasını Sevgi Çocuk Yuvası'nda kalan ve annesi olmayan Bahar Sağır kazandı. Türkiye genelinde 2 bin 56 mektubun aday gösterildiği yarışmada "Melek Annem" başlıklı mektubuyla birinci olan Sağır, başarısını Vali Hali Halil Işık'la paylaştı. Vali Halil Işık'ı makamında ziyaret eden ilköğretim 6. sınıf öğrencisi Sağır, yazdığı mektubu Vali'ye okuyunca duygulu anlar yaşandı. Vali Halil Işık, Bahar Sağır'a kol saati hediye ederek, "Bahar Sağır, devletimize ve milletimize emanet edilmiş bir öğrencimizdir. Gösterilen başarı hepimiz açısından büyük önem taşıyor. Böyle öğrencilerimizin yetişmesinde görev ve sorumluluk alan herkesi kutluyorum" dedi.

Soğuk Havalarda Sıcak Tutan Yiyecekler!
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Sıcak Tutan Yiyecekler! Soğuk havalarda sıcak şeyler içerek ve kalın giyinerek fiziksel olarak ısı kaybını önleyebiliriz. Ayrıca, doğru bir besin seçimi ile de vücudumuzdaki ısı kaybını engelleyebiliriz... 30 Kasım 2007 22:41 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Soğuk havalarda sıcak şeyler içerek ve kalın giyinerek fiziksel olarak ısı kaybını önleyebiliriz. Ayrıca, doğru bir besin seçimi ile de vücudumuzdaki ısı kaybını engelleyebiliriz... İnsanlarda vücut sıcaklığı dış sıcaklığa aksi olarak değişir. Dış sıcaklık ne kadar azalırsa bedende oksidonyonlar o kadar hızlanır. Bunun neticesi olarak ısı oluşumu o kadar artar. Yalnız soğukta karaciğerde oksidonyonlar artar ve sıcaklık birkaç derece yükselir. Soğuk havalarda sıcak şeyler içmek ve iyi giyinmek suretiyle fiziksel olarak ısı kaybını önleyebiliriz. Doğan Sağlık Grubu Diyetisyeni Emine Sezen; “Yağlar en fazla enerji veren besin öğesidir. Eşit miktarlardaki karbonhidrat ve proteinlerin iki katından fazla enerji verir. Böylece vücut en ekonomik şekilde enerji gereksinimini yağlardan karşılayabilir. Devamlı yağ tabakası ise vücut ısısının kaybını önler. Karbonhidrat ise karaciğerde glikojen olarak depolanır. İhtiyaç duyulduğu anda glikoz formuna dönecek enerji ihtiyacımız karşılanır. Tüm bu bilgiler ışığında kişi duyarlı beslenmeli,tüm besin gruplarından almalı,enerji versin diye tek tip beslenme yapmamalıdır.” dedi. Bu bölümden soğuk iklimlerde fazla yağ alınması fizyolojik bir ihtiyaca cevaptır. Bunun yanı sıra karbonhidratlarda enerji veren kaynaklardandır. Bütün bu nedenle kişiler ihtiyacı olan kaloriyi yalnız yağ veya yalnız karbonhidrat tüketerek değil dengeli bir şekilde yani; Günlük kalori ihtiyacının; Yüzde 50-60 karbonhidrat Yüzde 15-20 prot Yüzde 25-30 yağdan gelecek şekilde beslenmesi en doğru yoldur. Bunları temin ederken de tüm besin gruplarını gün içinde mutlaka tüketmek gerekmektedir. Bunlar; 1. Süt veya yoğurt 2. Et grubu (et, yumurta, peynir) 3. Ekmek grubu (çorba, makarna, pilav, kuru baklagiller) 4. Sebze grubu 5. Meyve grubu 6. Yağ grubu 7. Şeker grubu olarak 7 grubun hepsinden almak gereklidir. Eğer kişi dengesiz beslenirse vücut direnci düşecek ve enfeksiyonlara yakalanma riski artacaktır. Enfeksiyonlar vücut doku ve sıvılardaki C vitamini miktarını azaltmaktadır. Yeşil sebzeler, turunçgiller, çilek, domates, kuşburnu, C vitamini açısından zengindir. Yine maydanoz C vitamini a.ısından çok zengin olmakla birlikte çok az tüketildiği için günlük diyete fazla bir katkısı olmaz. Bunun yanında doğru yöntemle pişirilmiş patates, her mevsim, her yerde bulunduğu ve fazla miktarda kullanıldığı için C vitamini ihtiyacınızı meyve suyu yerine meyvenin kendisini posası ile birlikte almak daha yararlıdır. ÖRNEK MENÜ Sabah · Ihlamur · Peynir · Pekmez+zeytinyağı+domates+salatalık · Ekmek Ara öğün · Ilık süt Öğle · Et yemeği · Yoğurt · Ekmek İkindi · Bir porsiyon hamur tatlısı · Yoğurt · Ekmek Akşam · Çorba · Sebze yemeği · Ekmek Yatmadan önce · Süt · Meyve www.doganhastanesi.com

Yazık Günah: Mükerrer oya 2,5 yıl hapis
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Mükerrer oya iki hapis cezası daha Gaziantep'in İslahiye ilçesine bağlı Boğaziçi beldesinde yaşayan Arslan çifti, 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde mükerrer oy kullandıkları gerekçesiyle 2.5'ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. 01 Aralık 2007 12:26 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } 28 Mart 2004 seçimleri öncesinde İslahiye ilçesine bağlı Altınüzüm beldesinde yaşayan İhsan-Güler Arslan çifti, 3 çocuklarıyla birlikte seçimlere kısa bir süre kala Boğaziçi beldesine göç etti. Seçimler için her iki beldede de seçmen kağıdı gelen Arslan çifti, her iki beldede de oy kullandı. Çiftin mükerrer oy kullandıkları yapılan inceleme sonucu ortaya çıkınca haklarında dava açıldı. İslahiye Adliyesi'nde yargılanan Arslan çiftine 2.5'ar yıl hapis cezası verildi. Cezalarının onaylanmasından sonra İhsan ve Güler Arslan çifti, 20 Kasım 2006 tarihinde cezalarını çekmek üzere cezaevine teslim oldu. İslahiye'de kadın tutukevi olmadığı için çift, cezalarını çekmek üzere Kilis Cezaevi'ne gönderildi. Burada durumları incelenen çiftin geride kalan çocuklarına bakacak kimse olmadığı için anne Güler Arslan'a çocuklarına bakması için 6 ay özel izin verildi. Baba İhsan Arslan'ın cezaevinde kaldığı sürece anne Güler Arslan'a özel izin verildi. İhsan Arslan cezasını tamamlayarak evine döndü. Şimdi 2008 Nisan ayına kadar izinli olan Güler Arslan, cezaevine girmek için gün sayıyor. Eşinin cezaevine girmemesi için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yanı sıra Abdullah Gül'e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdığını söyleyen İhsan Arslan, "Gerekirse eşimin cezasını ben çekmek istedim, ama olumlu cevap alamadım" dedi. 3 çocuğu bulunduğunu ve cezaevine girmek istemediğini ifade eden Güler Arslan, yetkililerin kendilerine yardımcı olmasını istedi. Güler Arslan, "Ben mükerrer oy kullanmanın suç olduğunu bilmiyordum. İki ayrı beldede oy kullandık. Ancak, sonucunda 2.5 yıl ceza verildi. Ben şimdi 3 çocuğumu kime teslim edip cezaevine gireceğim. Çocuklarımı kime güvenip bırakayım. Benim cezamın affını istiyorum" diye konuştu. Arslan çiftinin çocukları, annelerinin cezaevine girmesini istemediklerini ifade ederek gözyaşları döktü. (aa)

SON 350 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
"Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez" "Eğer kazanamıyorsa, taviz verir" "İlk önce anlaşılmayı isterler" "Kazan / kaybet anlayışı hakimdir" "Acil olan şeyi en önce yaparlar" "Açık bir hedefle çalışmazlar" "Tepkiseldirler" Hugo Chavez, ABD'yi tehdit etti Stalin'in gözü de Türkiye'de imiş... İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu meslek dalları Acilen 400 bin eleman aranıyor! Melih Arat, bu kez etkisiz insanların 7 ortak özelliğini yazdı. 'Sezer, atamak için CHP'li arıyordu' Karttan para çeken bu haberi iyi okusun Castro, Chavez'i uyardı: Kendini kolla Kürtler şerefli kardeş, PKK şerefsiz örgüt 99 YTL’ye Atatürk süveteri Uçak 10 saat içinde 5 sefer yapmış Acemi sürücülere müjde Stajyer yetimin aylığı kesilemez Emeklilik veya toptan ödeme seçeneği arasında karar vermek Muayene parası ve yatan hasta katkı payı da başlıyor Sağlıkta fark mı yoksa katkı payı mı baslıyor? Malul aylığı alan çalışamaz Nüfusun yarısı emeklilik sistemi dışına çıkarılıyor Değerli Blogcular bize sitenizde link vererek ziyaretçilerinizin SOSYAL GÜVENLİK konusunda bilinçlenmesine katkıda bulunabilirsiniz.... Bir okurdan Ali TEZEL'e tebrik İşte Isparta'da düşen uçağın resmi Türkiye'nin 21 önemli uçak kazası Feci kazanın tanıkları o anı anlattı İnternet ucuzluyor: ADSL'de yeni indirim müjdesi geldi EL CEZİRE: Kazanın uçağın inmesinden kısa bir süre önce meydana geldiğini kaydetti. LE MONDE:“Şu an için kazanın nedenleri bilinmiyor” diye yazdı. CNN : Türkiye’de 56 kişiyi taşıyan jet yolcu uçağı Türkiye’nin güneyinde pilot inişe hazırlanırken düştü BBC : Türkiye’nin güney batısında meydana gelen uçak kazasında 56 kişi öldü. Kaza dünyada flaş haber oldu Sizin yazılarınız sayesinde anneannem emekli oldu-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Korkunç şüphe: Uçak düşürüldü mü? 57 kişinin öldüğü korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında önemli kişiler varmış Mali Müşavir ve Sosyal Güvenlik Genç Astsubaydan Sitem Bağ-kur'dan emekli olanlar SSK'dan yetim aylığı alamazlar-Ali ÖZTÜRK Ekonomist Uçağa binmedi, ölümden döndü Eğer memurluktan bu gün istifa etsem hizmetimi SSK'ya aktarma şansım var mıdır?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Yeni Çağ: AKP, emeklinin maaşını kesiyor İşte madde madde sağlıkta devrim SSK"lı işçiye çeyiz parası (evlenme yardımı) verilmez Sizce Bağ-kur'dan mı yoksa SSK'dan mı emekli olsam iyi olur?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Bağkur borcumdan kurtulmak için ek 19. maddeden yararlanmak istiyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist SON 300 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

"Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez" Durum ne kadar kötü olursa olsun, ortaya çıkacak bir değişimden sonra durumun daha kötü olmayacağına ilişkin bir garanti yoktur. Değişimden konferanslarda söz etmeyi çok severler, ama kendilerini değiştirmeye ihtiyaçları yoktur. Onlar zaten mükemmeldir. İyileştirmelerle ilgilenmezler; "damlaya damlaya göl olur" onlara ait bir atasözüdür ve sadece söylendiği dönem için geçerlidir. Büyük bir kriz ortaya çıkmadıkça değişmezler. Ne dersiniz, bir birey olarak sizde bu özellikler var mı, varsa ne yapmayı düşünüyorsunuz? Ben, kendi hesabıma kara kara düşünüyorum.

"Eğer kazanamıyorsa, taviz verir"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "Eğer kazanamıyorsa, taviz verir" Çok kötü kaybetmektense, az kaybetmeyi tercih ederler. Bu birlikte kazanma anlayışına yakın görülebilir, ama aslında ilgisi yoktur. Kıran kırana bir kazan / kaybet mücadelesinden sonra, hâlâ iki tarafın da kaybettiği "başarılı" bir modele varılamamışsa, taraflardan birinin kaybettiği ideal modele ulaşılmış demektir. Artık diyalog içinde birlikte kazanma anlayışını gerçekleştirecek zemin kalmamıştır. Taraflardan birinin galibiyeti kabul ediliyorsa, diğer taraf en az zararla durumu kurtarmak için taviz vermeye başlar.

"İlk önce anlaşılmayı isterler"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "İlk önce anlaşılmayı isterler" Kendileri mutlaka haklı, hatta en haklı olduklarından, önce kendileri konuşmalıdırlar. Diğerleri onların kıymetli mesajlarını anlamalı ve dinlemelidir. Zaten diğerlerinin söyleyecekleri çok da fazla değerli bilgileri yoktur. Kendi söylediklerine odaklı olduklarından hiç kimse birbirini dinlemez ve saatlerce yapılan toplantılardan güçlü olanın kararıyla çıkarlar. Ama herkesin kafasında hâlâ kendi fikri vardır.

"Kazan / kaybet anlayışı hakimdir"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "Kazan / kaybet anlayışı hakimdir" Kafalarında mutlaka kazanmak anlayışı hakimdir. İşte, apartmanda, siyasette ve diğer ortamlarda, diğerleri her zaman rakiptir. Rakiplerle birlikte kazanmak yerine herkesin kaybetmesi yeğdir. Bu hayatta ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. Başka türlüsü olamaz. Birlikte kazanma (win-win) masal kitaplarında anlatılan bir hikayedir.

"Acil olan şeyi en önce yaparlar"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "Acil olan şeyi en önce yaparlar" Neyin öncelikli olduğunu hiç belirlemediklerinden, öncelikli yapılması gerekenler geniş zaman dilimleri içinde yapılmazlar, vadeleri bittiğinde, artık bu işler acil işlere dönüşür. Tıpkı dersini zamanında çalışmayıp kendini başka şeylerle oyalayan öğrencilere benzerler. İş teslim zamanı (öğrenci örneğinde sınav günü) geldiğinde kriz içine girerler; acilleşen işlere odaklanırlar. Kriz süreci (iş teslim, iş bitirme süreci) bir şekilde sona erip yeni döneme girildiğinde ders alıp geleceği hedefe göre planlamak yerine, rehavet içine girerler. Bu rehavet ortamı içinde geleceğin krizlerini ortaya çıkaracak işleri yaparlar ya da yapmadıkları işler geleceğin krizlerini ortaya çıkarır.

"Açık bir hedefle çalışmazlar"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "Açık bir hedefle çalışmazlar" Geleceğe ilişkin açık ve net bir hedefleri bulunmaz. Tepkisel yaklaşımlar aslında, hedefsizliğin bir sonucudur. Vizyon, yapılan işin kendisidir. İşin nasıl yapılacağı, ne olduğundan daha önemlidir. Üstelik "işi yapmak gerçekten gerekiyor mu" sorusuyla uğraşılmaz, hatta bu soru çoğu zaman akla bile gelmez. Nasıl sorusu, ne ve niçin sorularını önemsizleştirmiştir.

"Tepkiseldirler"
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN "Tepkiseldirler" Gelişme ve değişim meydana getirmek yerine, başkalarının yaptıklarına tepki verirler. Bir şeyler olur ve üstüne konuşurlar ya da harekete geçerler. Bu tepkisel yaklaşımlar, önemli ölçüde sorgulanmayan bir kültüre, kısa vadeli çıkarlara dayanır.

Melih Arat, bu kez etkisiz insanların 7 ortak özelliğini yazdı.
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Etkisiz insanların 7 tipik özelliği- ZAMAN Kişisel gelişim uzmanı ve yazar Melih Arat, konuları farklı yönleriyle ele almasıyla bilinen bir isim. Melih Arat, bu kez etkisiz insanların 7 ortak özelliğini yazdı. 01 Aralık 2007 11:50 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Amerikalı bir araştırmacı, etkisiz insanların 7 tipik özelliği nedir diye merak etmiş ve aşağıdaki sonuçlara ulaşmış. Yedi temel özelliğin başlıkları araştırmacıya, başlıkların altındaki açıklamalar da bana ait. "Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez" "Eğer kazanamıyorsa, taviz verir" "İlk önce anlaşılmayı isterler" "Kazan / kaybet anlayışı hakimdir" "Acil olan şeyi en önce yaparlar" "Açık bir hedefle çalışmazlar" "Tepkiseldirler"

'Sezer, atamak için CHP'li arıyordu'
01 Aralık 2007 Cumartesi, 20:48:25
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, anamuhalefet partisinin iktidarda olduğu dönemlerde atanan hakim ve savcıların, o günden buyana “CHP militanı gibi çalıştığı” tartışması yaşandı. 01 Aralık 2007 10:32 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } AK Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün, önceki gün Meclis Genel Kurulu’nda, adalet sistemine pek çok yenilik getiren Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifine “AKP kendine yakın avukatları hakim yapmaya çalışıyor.” diye tepki gösteren CHP’ye cevap verirken Mehmet Moğultay’ı hatırlattı. Muhalefetin “Bu teklifle, sınavı kazanan hakim ve savcı adaylarının başarısı, eğer AK Partili değilse bu adaylar, mülâkat marifetiyle ortadan kaldırılacaktır.” dediğini söyleyen Ergün, şöyle devam etti: “Demek ki, bugün görev yapan hakim ve savcıların başarıları, geçmişte yapılan, iktidar partilerinin hükümette olduğu zamanlarda ortadan kaldırılmış, şimdiki hakim ve savcılar aslında başarısız adamlar ve mülâkat sebebiyle, iktidarda kimse onlar tarafından alınmış ve bugün kendilerini işe alan hakim, savcı yapan hükümetlerin, siyasilerin emri altında çalışan adamlar mıdır? Evvela, bu ifadeler, bugün görev yapan hakim ve savcılara yönelik büyük ithamlardır.” DEMİREL’İN, SOL TANDANSLI ATAMALARIAsıl kadrolaşmanın onaya, idari veya yargısal denetime tabi olmayan kurumlarda yaşandığını da ifade eden AK Partili Ergün, CHP’nin desteğiyle Köşk’e çıkan 9. Cumhurbaşkanı Demirel’in sol tandanslı atamalara damgasını vurduğunu hatırlattı ve “Sayın Demirel, CHP’nin, o günkü SHP'nin büyük desteğiyle Cumhurbaşkanı olmuştu. Ama Allah için, yedi yıl boyunca sol tandanslı atamalara damgasını vurdu, hiç itiraz eden olmadı” dedi. 50-60 KİŞİLİK BASKIN NE?Ergün, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu yasa teklifi eşkıyalık ürünüdür, eşkıyalıkla parlamentoya inmiştir.” yönündeki ifadeleriyle ilgili olarak da “Bu yasa eşkıyalıksa, 50-60 kişiyle Komisyonu basmak ne? O ne? Yasama faaliyetlerine 50-60 kişilik baskınla engel olmaya çalışmak ne?” diye sordu. SEZER RESMEN CHP’Lİ ARADIArdından Köşk’e çıkan 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in de atamalarında CHP’li aradığına dikkat çeken Nihat Ergün, şöyle konuştu: “Yedi yıl boyunca Sayın Sezer, Cumhuriyet Halk Partili aradı atamak için. Hatta bazı kişiler ‘Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim, yanlış yapıyorsunuz’ diye atamayı geri çevirdiler. Buralarda çok önemli kadrolaşmalar oldu.” (Vakit)

İnternet ucuzluyor: ADSL'de yeni indirim müjdesi geldi
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Türk Telekom internet servis sağlayıcı-larına yönelik yeni bir kampanya başlatıyor. 1 Aralık 2007'de başlayacak kampanyada bir indirim, bir de limit artımı bulunuyor. 30 Kasım 2007 16:53 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Bu kampanya kapsamında 1 Aralık sonrasında yeni abone olan müşterilerden 29 YTL’lik bağlantı ücreti alınmayacak ayrıca limitli bağlantı sahibi tüm müşterilere de ücretsiz olarak 2 GB ek limit imkânı sağlanacak. Türkiye’de internet kullanımını kolaylaştırmak ve yaygınlaştırmak için çalışmalarını sürdüren Türk Telekom, ADSL’de yeni bir kampanya başlatıyor. Türk Telekom, toptan satış tarifelerinde Internet Servis Sağlayıcılara(ISS) sunacağı yeni avantajlarla, bu indirimlerin ISS’ler tarafından son kullanıcılara yansıtılmasının yolunu açacak. Türk Telekom’un yeni kampanyası 1 Aralık 2007 tarihinde başlıyor ve 31 Aralık 2007 tarihinde sona eriyor. Kampanyada bir indirim, bir de limit artımı bulunuyor. Buna göre Türk Telekom, ISS’lerden 1 Aralık 2007 tarihi itibarı ile kampanya bitimine kadar olan sürede abone başına 29 YTL’lik bağlantı ücretini almayacak. Türk Telekom ayrıca kampanyada, mevcut durumda limitli bağlantıya sahip tüm aboneler için de 2 GB ekstra limit imkânı sağlıyor. Bu durumda hiçbir ücret talep edilmeden, 4 GB internet kullananların limiti 6GB’ye, 6 GB limiti olanların limiti ise 8 GB’ye yükselecek. Bu uygulama ile internette kullanımı artan ses ve video içeriğinin limit sıkıntısı yaşamadan rahat bir şekilde kullanımına destek sağlanmış olacak. Türk Telekom bu ve benzeri kampanyalarla Türkiye’de 2007 yılında 4,3 milyonu aşan genişbant internet kullanıcı sayısını artırmayı ve tüm Internet Servis Sağlayıcıları’nın yeni ADSL müşterisi kazanmasını ve böylece toplam pazarın büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Türk Telekom’un toptan tarifelerde yaptığı bu indirimlerle, ISS’ler de kendilerine Türk Telekom tarafından sağlanan imkanları temel alarak ve kendi imkanlarını kullanarak müşterileri için geçmişte olduğu gibi cazip kampanyalar yapabilecekler. HABER 7

EL CEZİRE: Kazanın uçağın inmesinden kısa bir süre önce meydana geldiğini kaydetti.
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
EL CEZİRE: El Cezire Televizyonu, haberinde ise, kazada kurtulan olmadığını vurgularken kazanın uçağın inmesinden kısa bir süre önce meydana geldiğini kaydetti. Kanal, kazanın nedeni olarak hava koşullarının dışlandığını da belirtti.

LE MONDE:“Şu an için kazanın nedenleri bilinmiyor” diye yazdı.
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
LE MONDE: Fransız Le Monde gazetesi, internet sayfasında ise, 56 kişinin bulunduğu uçağın kazasında kurtulan olmadığını belirtirken “Şu an için kazanın nedenleri bilinmiyor” diye yazdı.

CNN : Türkiye’de 56 kişiyi taşıyan jet yolcu uçağı Türkiye’nin güneyinde pilot inişe hazırlanırken düştü
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
CNN : Türkiye’de 56 kişiyi taşıyan jet yolcu uçağı Türkiye’nin güneyinde pilot inişe hazırlanırken düştü. Düşen uçağın şirketi Atlas Jet Genel Müdürü Tuncay Doğaner şu ana kadar kazadan kurtulan kimsenin olmadığını belirtirken uçağın World Focus Havayollarından kiralandığını açıkladı.

BBC : Türkiye’nin güney batısında meydana gelen uçak kazasında 56 kişi öldü.
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
BBC : Türkiye’nin güney batısında meydana gelen uçak kazasında 56 kişi öldü. Uçak 49 yolcu ve 7 mürettabat taşıyordu. Düşmeden önce radardan çıkan uçak İstanbul’dan Isparta’ya gidiyordu. Bir yetkili uçağın pilotunun uçak düşmeden biraz önce iniş için izin aldığını belirtti. Kazayla ilgili olarak kriz masası kuruldu.

Kaza dünyada flaş haber oldu
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Türkiye'deki uçak kazası dünya basınında geniş yankı buldu. Yabancı medya kuruluşları kazayı birinci ve flaş haber olarak duyurdu. Yabancı basın kuruluşlarında, kazada kurtulan olmadığına dikkat çekildi. 30 Kasım 2007 14:22 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Dünyanın önde gelen basın kuruluşları kazayı ilk flaş haber olarak şöyle duyurdu : BBC : Türkiye’nin güney batısında meydana gelen uçak kazasında 56 kişi öldü. Uçak 49 yolcu ve 7 mürettabat taşıyordu. Düşmeden önce radardan çıkan uçak İstanbul’dan Isparta’ya gidiyordu. Bir yetkili uçağın pilotunun uçak düşmeden biraz önce iniş için izin aldığını belirtti. Kazayla ilgili olarak kriz masası kuruldu. CNN : Türkiye’de 56 kişiyi taşıyan jet yolcu uçağı Türkiye’nin güneyinde pilot inişe hazırlanırken düştü. Düşen uçağın şirketi Atlas Jet Genel Müdürü Tuncay Doğaner şu ana kadar kazadan kurtulan kimsenin olmadığını belirtirken uçağın World Focus Havayollarından kiralandığını açıkladı. EL CEZİRE: El Cezire Televizyonu, haberinde ise, kazada kurtulan olmadığını vurgularken kazanın uçağın inmesinden kısa bir süre önce meydana geldiğini kaydetti. Kanal, kazanın nedeni olarak hava koşullarının dışlandığını da belirtti. LE MONDE: Fransız Le Monde gazetesi, internet sayfasında ise, 56 kişinin bulunduğu uçağın kazasında kurtulan olmadığını belirtirken “Şu an için kazanın nedenleri bilinmiyor” diye yazdı.ANKA

Feci kazanın tanıkları o anı anlattı
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Isparta'da düşen Atlasjet'e ait yolcu uçağında hayatını kaybeden yolcuların yakınları feci kazanın yaşandığı dakikalarda pistte yaşananları anlattı. İşte tanıkların gözlemleri: 30 Kasım 2007 16:13 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Isparta'nın Keçiborlu ilçesinde düşen Atlasjet'e ait yolcu uçağında hayatını kaybeden Sibel Uysal'ın (26) annesi Meral Uysal, uçağın Isparta Havalimanı'ndan pas geçtiğini gördüğünü söyledi. Acibadem Hastaneleri'nin eczacısı olan kızı Sibel Uysal'ı karşılamak için havalimanına gittiğini söyleyen acılı anne, saat 01,30 sularında uçağın geldiğini, ancak pas geçerek Keçiborlu istikametine gittiğini, bir daha da dönmediğini ifade etti. UÇAĞIN PAS GEÇTİĞİ İDDİASI Bu arada, uçakta hayatını kaybedenler arasında olan Şakir Özsoy'un babası Fettah Özsoy, “Oğlum Erciyes Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. İstanbul'da bir dış ticaret şirketinde staj yapıyordu. Babaannesinin cenazesi için Burdur'a gelmek üzere Isparta uçağına binmişti” dedi. Fettah Özsoy, oğlu Şakir Özsoy'u karşılamak için dün gece Süleyman Demirel Havalimanı'na gittiğini, bekleme salonunda uçağın inmek üzere olduğunun haber verildiğini, havalimanı personelinin de takoz koymak üzere aprona çıktıklarını anlattı. Fettah Özsoy, “Görevliler bir süre sonra tekrar içeri girdiler. (Uçak pas geçti) dediler. Saatler ilerledikçe Vali, Emniyet Müdürü ve diğer ilgililer geldi. Ne sorsak da cevap alamadık. Kötü bir olay olduğunu anladık” dedi. Fettah Özsoy, “Zaten bu havaalanı sahası bu işlere ters. Her tarafı dağ. 10 gün önce ortağımın içinde bulunduğu uçak 3 kez havalimanını pas geçti. Onlar da büyük korku yaşadıklarını anlatmışlardı” diye konuştu. CENAZELER MORGA GETİRİLİYORIsparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşen Atlasjet uçağında hayatını kaybeden yolcularla uçak mürettebatının cenazeleri Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi morguna getirilmeye başlandı. Her biri ikişer cenaze taşıyan ambulansların morg önüne gelmeye başlamasıyla birlikte, hastane önünde bekleyen yolcu yakınlarında da hareketlenme yaşandı. Ambulansların girişi sırasında Morg önünde cenaze yakınlarına seslenen Başkomiser Erol Ülgen, cenaze yakınlarının acil servis önünde toplanmalarını istedi. Acılı ailelere seslenen Başkomiser Ülgen, kendilerinin de çok üzgün olduğunu ifade ederek, cenazelerin teşhis edilmesi için her aileden yalnızca bir kişinin morga alınacağını bildirdi. Ülgen, “Sadece cenazenin en yakını olan bir kişi morga alacağız. Lütfen sakin olun. Teşhis tamamlanınca cenazeleri vereceğiz. Lütfen morga giriş yapan ambulansların peşinden koşmayın” dedi. Hastane güvenlik görevlileri de morg önünde çember oluşturdular. Bu arada, Atlasjet'den bir görevli, İstanbul'a götürülecek cenazelerle, ölenlerin yakınlarının ulaşımı için özel bir uçak kaldırılacağını duyurdu. HABER 7-AA

Sizin yazılarınız sayesinde anneannem emekli oldu-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Ali bey merhaba;Çok teşekkür ederim. Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizin yazılarınızsayesinde anneannem emekli oldu. Bugün maaş kartı geldi çok sevinçli nekadar sevaba girdiniz bir bilseniz. Sağolun. Çok sağolun.Dedem vefat ettiği zaman başvurmuştuk emekli olmak için; ama askerlikleberaber 1.770 günü çıktı. Emekli etmediler. Çok üzülmüştü o zaman. Şimdi 10yıl sonra emekli oldu 440 ytl. maaş bağlandı. Çok sevinçli nenem, nasıl duaediyor bir görseniz. Onun tek istediği rahat rahat doktora gitmek. Bugünmaaş kağıdı geldi yarın doktora gidebilir miyim diye soruyor. Düşüneniçindeki özlemi.Teşekkür ediyorum tekrar. Yazılarınızı okumaya büyük bir keyifle devamedeceğim.İyi çalışmalar.KEZBAN ULUĞSU Cevap: Hanımefendi ne mutlu bana çok sevindim. Şu da bir gerçekki 900 günden ölüm aylığı ile ilgili geniş ve kapsamlı yazılarım ulusal yayın yapan bir çok dergide ve internet sitelerinde yayınlandı. Ayrıca emekli olan kişi hemen sağlık hizmetlerinden yararlanabilir. Ninenizin dualarını önemsiyorum. Allah benim adıma dualarını kabul eder inşaallah. Kendisine selamlarımı iletin... Ölüm Aylığına Hak Kazanmak Kolaylaşınca SSK'ya Yapılan Başvurular Arttı... SSK'LI HAKSAHİPLERİNE 900 GÜNDEN ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASINA BAŞLANDI ÖLÜM AYLIĞIYLA İLGİLİ SORULARINIZA CEVAPLAR SSK'da 900 Günden Ölüm Aylığı Uygulaması Kalkabilir... SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Korkunç şüphe: Uçak düşürüldü mü?
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
30 Kasım 2007 15:40 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Düşen uçağın yolcuları arasında Isparta'da düzenlenen bilimsel bir toplantıya katılmak için İstanbul'dan gelen Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Engin Arık, Boğaziçi Üniversitesi Araştırma görevlisi Berkol Doğan, Lisansüstü öğrencisi Engin Abat, Doğuş Üniversitesi Fen Bilimleri Bölümü Başkanı Prof.Dr. Şenel Boyda, Doç.Dr. İskender Hikmet ve Araştırma görevlisi Mustafa Fidan da bulunuyordu. Isparta'ya gelen bilim adamlarının, Eğirdir ilçesinde gerçekleştirilecek 'Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarının Kurulması' başlıklı DPT projesinin IV. Çalışma toplantısına katılmak için yola çıktıkları öğrenildi. Korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında bulunan 6 bilimadamının Türkiye'nin nükleer araştırmalarında çok önemli role sahip oldukları ortaya çıktı.Kazanın Nükleer enerji konusunun hararetli bir şekilde tartışıldığı ve Türkiye'nin nükleer güç kullanımına ilk adımlarını attığı günlere denk gelmesi soru işaretlerini artırdı.Vefat eden yolcular arasında Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesinden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan da bulunuyor.Bu sabah Süleyman Demirel Üniversitesinin davetlisi olarak, konferans vermek üzere Isparta'ya giden bilim adamlarının mesai arkadaşlarından gelen açıklamalar da bu şüpheleri doğrular nitelikte. Bakın yakın arkadaşları esrarengiz kazada hayatını kaybeden arkadaşlarını nasıl anlatıyor?[ DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ'NDEN 3 ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ]ÇOK ÖNEMLİ İŞLER YAPIYORLARDIProf. Dr. Şener Fatma Boydağ ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan'ın, Doğuş Üniversitesi'nde görev yaptıkları öğrenildi.Prof Dr., Mithat Uysal, "3 öğretim görevlimiz, proje için Isparta'ya gidiyorlardı. Uçağın düştüğünü öğrendik, çok üzüldük. Çok önemli işler yapan önemli bilim adamlarıydı." diye konuştu.Öte yandan, hayatını kaybeden Doğuş Üniversitesi öğretim görevlilerinin Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ile birlikte teknoloji projesini gerçekleştirmek üzere 10 ayrı üniversiteden öğretim görevlileriyle birlikte Isparta'ya gittikleri öğrenildi. Ayrıca, yine Doğuş Üniversitesi'nden Doç. Dr. Serkan Ali Çetin'in de aynı bineceği, ancak daha sonra vazgeçtiği öğrenildi. Bu arada, üniversitede yas ilan edilerek üniversitenin bayrağı yarıya indirildi.Doğuş Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ahmet Ceranoğlu, Atlasjet uçağının Isparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşmesi sonucu hayatını kaybeden üniversitenin 3 öğretim üyesinin, Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı Projesi'nin önde gelenleri olduğunu bildirdi.Üniversitede basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Ceranoğlu, Ankara Gölbaşı'nda kurulacak Hızlandırıcı Teknoloji Merkezi için Türkiye'de 10 üniversitede çalışan akademisyenlerce ''Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı'' projesi çalışması başlatıldığını söyledi.Projenin yüksek teknolojiye yön veren bir çalışma olduğunu kaydeden Ceranoğlu, ''Arkadaşlarımız Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı Projesinin önde gelenleriydi'' dedi.Bu sabah başlayacak toplantının 6 ayda bir 10 üniversiteden birinde yapıldığını hatırlatan Doç. Dr. Ceranoğlu, çalışmaların değerlendirilmesiyle ilgili bu toplantının, Süleyman Demirel Üniversitesinin talebiyle Isparta'ya alındığını kaydetti.Doç. Dr. Ahmet Ceranoğlu, ''Kaderin cilvesi. Son 2-3 ay içinde toplantının yapılacağı üniversitenin değişikliği konusunda talep geldi. Süleyman Demirel Üniversitesi daha istekli ve hazırlıklı gibi görünüyordu. Bu değişiklik yapıldı. Çalışmalar arkadaşlarımızın ölümüyle yavaşlamış veya bitmiş değildir. Bu olay bu çalışmaları hızlandırıcı bir güç olacaktır'' diye konuştu.ENGİN ARIK "CERN" ADLI MERKEZDE YÜRÜTÜLEN “ATLAS DENEYİ”NDE ÇALIŞIYORDUIsparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşen Atlasjet uçağında ölen yolcular arasında bulunan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık'ın, İsviçre'nin Cenevre kenti yakınlarında kurulu, “European Organization for Nuclear Research (CERN)”deki “Atlas Deneyi”nde çalıştığı öğrenildi.Avrupa ülkelerinin ortak girişimleri ile kurulan bir nükleer araştırma merkezi olan CERN'de yürütülen “Atlas” deneyine Ankara ve Boğaziçi üniversiteleri “Gözlemci” statüde katılıyor.Boğaziçi Üniversitesi Grubunun başında ise Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde düzenlenen çalıştaya katılmak üzere Isparta'ya giderken uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybeden yolculardan Prof. Dr. Engin Arık bulunuyor. Arık başkanlığındaki grup, aynı zamanda “Karanlık madde” arayan “CAST deneyi”nde de çalışıyor.Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü yetkilileri, “Atlaj Deneyi”nin, yüksek enerji fiziği ile ilgili deneysel bir çalışma olduğunu, “Atlas”ın da bir “detektör” adı olduğunu bildirdi.İşte Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık'ın katıldığı konferanslarda Nükleer Enerji Santralleri hakkında aktardığı kritik ve önemli bilgiler.Toryum madeni ve gerçeği Nükleer Enerji Santralleri'nde uranyum yerine kullanılabilecek olan toryumun 21. yüzyılın en stratejik maddesi olacağını ve Türkiye'nin dünya toryum rezervlerinde 2. sırada bulunduğunu belirten Prof. Dr. Arık, "Japonya, elinde hiç toryum bulunmamasına rağmen, toryumla çalışacak nükleer enerji santrallerine yönelik çalışma yapan üç ülkeden biri. Türkiye'de ise bu alandaki bilimsel araştırmalar desteklenmiyor."1 ton toryum = 1 milyon varil petrol "Eğer toryum kullanıma sokulabilirse Türkiye elektrik üretmek için petrol ya da doğalgaz satın almak zorunda kalmayacak. Isınma ihtiyacımız için yer altındaki yaklaşık 900 bin tonluk toryum ile ürettiğimiz elektriği kullanabiliriz." "Bugün dünyada savaşlara neden olan petrolün 1 milyon variliyle elde edilebilen enerji, sadece 1 ton toryum kullanılarak üretilebilecek."-AYNI UÇAKLA GİTMEYEN DOÇ. DR. ÇETİN KURTULDU-Bu arada, toplantıya katılması gereken Doğuş Üniversitesinin 4 kişilik grubunun diğer üyesi Doç. Dr. Serkant Ali Çetin'in, Prof. Dr. Fatma Şenel Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan ile bugün Isparta'ya gitmeyerek kazadan kurtulduğu belirlendi.Ceranoğlu, 3 gün sürecek aynı toplantıya katılması gereken Doç. Dr. Serkant Ali Çetin'in Pazar günkü bölüme katılmak üzere aynı gün uçakla Isparta'ya gideceğini ifade etti.Öte yandan, üniversitenin bayrakları kaza nedeniyle yarıya indirildi. Bazı öğrencilerin hocalarının ölümü dolayısıyla gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.Kazada hayatını kaybeden Fen-Edebiyat Fakültesi Fen Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatma Şenel Boydağ, aynı bölümde öğretim üyesi olan Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan'ın fotoğrafları da üniversitenin salonlarına asıldı.samanyoluhaber.com

57 kişinin öldüğü korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında önemli kişiler varmış
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
57 kişinin öldüğü korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında bulunan 6 bilimadamının Türkiye'nin nükleer araştırmalarında çok önemli role sahip oldukları ortaya çıktı.

Mali Müşavir ve Sosyal Güvenlik
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
ALİ TEZEL 01.01.1966 doğumluyum, 01.01.1984 yılından beri sigortalı olarak çalışmaktayım. Halen ortağı olduğum Ltd. Şti.’nde sigortalı olarak prim ödemekteyim fakat eylül 2006 tarihinden itibaren SMMM olarak faaliyetimi sürdürmek istiyorum. Öğrenmek istediğim SMMM olarak çalışmaya başladığım takdirde Bağ-Kur'lu olmam gerekir mi? (bu arada sigortam kesintisiz olarak devam etmekte) Bağ-Kur'lu olursam bu emekliliğime nasıl yansır? SSK'da prim günü toplamım 4920 gündür. Ali Kılıçdoğan Sayın okurum, ülkemizde uygulanan sosyal güvenlik sistemimiz sosyal güvenliğin tekliği ilkesine dayanmaktadır yani bir sosyal güvenlik kurumuna zorunlu olarak (isteğe bağlı değil) prim ödenirken, diğer sosyal güvenlik kurumuna prim ödenmesi gereken bir işe başlansa bile önce başlayan kesintiye uğrayıncaya kadar sonra başlayan yürürlüğe girmez. Ayrıca, hiç kimse kurucu ortağı olduğu şirketten sigortalı olarak gösterilemez siz ortağı olduğum dediğiniz şirkette kurucu ortak iseniz SSK sigortanız geçersiz, şayet bu şirkette SSK’lı olarak çalışırken sonradan ortak olup SSK’nız devam ettiyse SSK’nın geçerlidir aksi halde Bağ-Kur’lusunuz. Ayrıca, 3568 Sayılı Meslek Kanununuzun 45 inci maddesi gereğince, “Madde 45 - Serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci mali müşavirler bu unvanlarla, yeminli mali müşavirler ise bu unvan ve tasdik yetkisiyle; 2 nci maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzelkişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalışamazlar, ticari faaliyette bulunamazlar, meslekle ve meslek onuru ile bağdaşmayan işlerle uğraşamazlar.” Hükmü gereğince SMMM olarak serbest faaliyet gösterirken bir başka yerde hizmet akdi ile çalışmanız da yasak. Bunlara göre, çözülmesi gereken öncelikli mesele, halen ortağı olduğunuz şirketteki SSK sigortanızın geçerli olup olmadığına karar vermektir, şayet geçersiz ise siz Bağ-Kur’lusunuz. Geçerli ise bu kere 3568 Sayılı Kanunun 45 inci maddesiyle çelişmemek şartıyla (ortağı olduğunuz şirketin mali müşaviri olmamak şartıyla) SSK’nız devam edebilir.

Genç Astsubaydan Sitem
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Genç Astsubay Tarih: 30.11.2007 Konu: sitem... Meslektaşlarım tarafından yazılmış konuyu ve ilgili yorumları okurken meslek hayatının başında, henüz 4 yıllık bir astsubay olarak sonuna kadar destekliyorum. 4 yıl bu meslek için çok uzun bir süre değil, fakat; tabi olduğum emeklilik yaşının 51 olduğunu ve şu anda 25 yaşında olduğumu düşünürsek önümde emekli olabilmek için çalışacağım 26 sene daha olduğunu düşününce karamsarlığa kapılmamam imkansız. Ben bu mesleğe 2 yıllık Meslek Yüksek Okulundan mezun olduktan sonra girdim. Birde askeri hazırlama okulundan mezun olanları düşünün. Onlar bu mesleğe 17-18 yaşlarında başlıyorlar. Tabi oldukları emeklilik yaşının benimkiyle aynı olduğunu düşünürsek ki öyle zaten. 34 yıl kim, devletin hangi kurumunda hizmet edebilir? 34 yılın Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan bir astsubay için kaç yıl olarak hissedildiğini düşünmek için sadece 2 dk duyarlı bir şekilde düşünmeniz yeterli. Yetkili kişiler ellerini vicdanlarına koysunlar ve bu devlet, bu millet için 7 gün 24 saat görev yapmayı gözlerini bile kırpmadan kabul eden bu insanlarında birer hayatı, ailesi, sevdikleri ve hayalleri olduğunu düşünler. ASTSUBAYLAR YENİ SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNUN KENDİLERİNİ MAĞDUR EDECEĞİNİ DİLE GETİREN BİR YAZI GÖNDERMİŞLERDİR. ONLARI YORUMLARIMIZLA DESTEKLEYELİM..

Bağ-kur'dan emekli olanlar SSK'dan yetim aylığı alamazlar-Ali ÖZTÜRK Ekonomist
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Canan Hanım'a: SSK emeklisi babanızdan almış olduğunuz yetim aylığını geri ödemeniz gerekiyor. O dönemde durumunuzu SSK'ya bildirmeniz gerekiyordu. Bu ihmal edilmiş. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Uçağa binmedi, ölümden döndü
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Uçağa binmedi, ölümden döndü Pazar yapılacak programa erken katılma kararı alan öğretim görevlileri düşen uçakta öldü. Biletinin tarihini değiştirmeyen doçent ise uçağa binmekten son anda vazgeçti. 30 Kasım 2007 13:16 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Isparta'daki uçak kazasında, Doğuş Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Fatma Şenel Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan da hayatını kaybederken, Doç. Dr. Serkant Arıçetin'in son anda uçağa binmekten vazgeçtiği ortaya çıktı. Prof. Dr. Boydağ, Doç. Dr. Hikmet ve Mustafa Fidan, Süleyman Demirel Üniversitesi'ndeki bir toplantıya katılmak üzere Isparta'ya gitmek için bindikleri uçağın düşmesiyle hayatını kaybetti. Acı haber Doğuş Üniversitesi'ni yasa boğarken, aynı üniversitede görevli Doç. Dr. Serkant Arıçetin'in son anda uçağa binmekten vazgeçtiği ortaya çıktı. BİLETLER İKİ GÜN ÖNCEYE ALINDI Devlet Planlama Teşkilatı ile ortak yürütülen ve 10 farklı üniversitenin katılımı ile gerçekleşen teknoloji projesinde görevlendirildikleri için Isparta'ya giden Doğuş Üniversitesi öğretim üyelerinin pazar günü yapılması planlanan programın erken katılma kararı almaları nedeniyle biletlerini de iki önceye aldıkları öğrenildi. O DA BİLETİNİ ERKENE ALSAYDI ÖLÜME GİDECEKTİ Pazar günü gitmesi planlanan toplantıya gidecek ekip 4 kişilikti. 4'üncü isim ise Doğuş Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkant Ali Çetin'di. Özel nedenler ile biletinin tarihini değiştirmeyen Çetin, hayatta kaldı. Çetin acı haberi sabaha karşı aldığını ve gece yarısı rüyasında Doç. Dr. İskender Çetin gördüğünü ve odasının boş olduğunu söyleyerek, "Rüyamda bir anda panige kapıldım. Koridorda koşmaya başladım ve hocamı aradım. Bir anda kan ter içinde uyandım. Sabaha karşı ölüm haberlerini alınca şok yaşadım. Hepsi birbirinden değerli insanlardı. Onlar sizler, bizler için uğraşıyor, Türkiye için çalışıyorlardı. Özel bir teknoloji projesi için 6 ayda bir düzenlenen ve 10 üniversitenin katılımı ile gerçekleşen bir proje toplantısıydı. Onlar arasında ben de yer alabilirdim fakat özel nedenlerle ben bileti erkene almadım ve iki gün sonra geleceğimi söyledim. Kayıbımız çok büyük" diyerek gözyaşlarını boğuldu. Öğrenciler ise hocalarının kendilerine çok sıcak ve ilgili olduklarını, olanlara inanamadıklarını söyleyerek ağladılar. Üniversite bayraklarını yarıya indirdi. Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mithat Uysal ise acılarının tarifsiz olduğunu ve söyleyecek söz bulamadıklarını dile getirerek, "Hepimizin Başı Sağolsun" dedi. İstanbul -Isparta seferinin yapan AtlasJet uçağı Isparta yakınları Keçiborlu'da düştü. Ölen 56 kişi içinde Süleyman Demirel Üniversitesi'ndeki fizik konulu teknoloji projesinin toplantısına giden bilimadamları ve öğretim üyeleri de var. Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan'ın ölüm haberini alan öğretim görevlileri ve öğrenciler gözyaşlarına boğuldu. Hürriyet

Eğer memurluktan bu gün istifa etsem hizmetimi SSK'ya aktarma şansım var mıdır?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Ali Bey;Öncelikle internet üzerinden vermiş olduğunuz bu hizme için teşekkür ederim. Benim sorum şu olacak:1987 tarihinde devlet memuru olarak göreve başladım ve kesintisiz bu güne kadar devam ediyorum. Eğer bu gün istifa etsem hizmetimi ssk ya aktarma şansım var mıdır? şartları nelerdir ve hangi şartlarda emekli olabilirim. Saygılarımla.Hayran TanerCEVAP: Emekli Sandığından SSK'ya geçerseniz en az 3,5 yıl SSK primi ödeyerek SSK emeklisi olabilirsiniz. İsminizden bayan olduğunuzu düşünerek bu cevabı veriyorum. Bu hizmetlerinizi SSK'ya aktarmak zor bir işlem değildir. Emeklilik başvurusu yapılırken Emekli sandığı numaranız SSK'ya bildirilir ve onlar sizin hizmetlerinizi resmi yazıyla isterler. Ayrıca 1987 yılı SSK tarafından ilk işe giriş tarihiz sayılır. SORUN CEVAPLAYALIM Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Yeni Çağ: AKP, emeklinin maaşını kesiyor
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
SSK ve Bağ -Kur"lunun maaşları düşecek Hükümet, yürürlük tarihi 1 Ocak 2008 tarihine ertelenen kanunda değişiklik yapılmasına dair yasa tasarısını TBMM Başkanlığı "na sundu. SSK ve Bağ -Kur"a bağlı işçi ve esnaf dahil tüm çalışanlar için aylık bağlama oranı 2016"ya kadar yüzde 2.5, 2016"dan sonra yüzde 2 olacak. Yasa, ilk kez işe girecek memur, işçi ve esnafları kapsayacak. Tasarıda, sosyal güvenlik sisteminin yükü, emekli aylıkları zaten düşük olan işçi ve esnafa yıkılacak. İşçi ve esnafın emekli aylığında yüzde 25"e varan oranlarda düşüş olacak. Örneğin, yeni sistemde 25 yıl ortalama 1000 YTL ücret ile çalışan işçi 500 YTL aylık emekli maaşı alacak. Ancak mevcut sistemde 650 YTL alması gerekiyor. Yani SSK ve Bağ -Kur"a bağlı işçi ve esnafın emekli aylığı beşte bir oranında düşecek. Sendikalar reforma tepkili Kamu sendikaları, yeni Sosyal Güvenlik Reformu "nu eleştirerek, Anayasa "nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu görüşünü dile getirdiler. Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız , tasarının Anayasa Mahkemesi "nden yeni bir iptal kararını ortaya çıkaracağını savunarak, "Taslak değişmezse, yasanın Anayasa Mahkemesi "ne taşınması için çalışacağız" dedi. Türk-İş Başkanı Salih Kılıç ise düzenlemeleri içlerine sindiremediklerini sorumluluğun iktidarda olduğunuifade etti. 2007-11-29 23:50:54 Yeni Çağ

İşte madde madde sağlıkta devrim
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
15 Haziran 2007 Sağlıkta yeni bir dönemi başlatacak Sağlık Uygulama Tebliği yarın yürürlüğe girdi. İşte yürürlüğe girecek düzenlemeler ve bu konulardaki mevcut uygulamalar: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) tarafından hazırlanan tebliğ ile Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptal edilen Sosyal Güvenlik Reformu "nun, yasal düzenlemeye gerek olmayan kimi hususları hayata geçirilecek. Tebliğ ile yarından itibaren yürürlüğe girecek düzenlemelerden bazıları ve bu konulardaki mevcut uygulamalar şöyle: -SSK , Bağ -Kur ve Emekli Sandığı kapsamında sağlık işlemleri yürütülen kişiler için uygulama birlikteliği sağlanacak. -Sigortalılar, üniversite hastaneleri dahil, sözleşmeli tüm sağlık tesislerine doğrudan müracaat edebilecekler. Mevcut uygulamada, Emekli Sandığı mensupları üniversite hastanelerine doğrudan müracaat edebiliyor, SSK "lılar devlet hastanelerinden sevk alarak gidebiliyor. Bağ -Kur"lular ise üniversite hastanelerindeki tedavi giderlerini öncelikle kendileri karşılayıp daha sonra Bağ -Kur"dan talep edebiliyor. Ödemede çıkan fark ücreti hasta tarafından karşılanıyor. -Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişiler, acil hallerde sözleşmesi olmayan sağlık kurum ve kuruluşlarından aldıkları hizmetlerin bedeli kurumca ödenecek. -SSK "lılar sağlık tesislerine daha önce kendilerinden istenen belgelerden biri ile gidebilecek. SSK "lıların, mevcut uygulamada, sağlık tesislerine işverence düzenlenmiş vizite kağıdı, sağlık karnesi ve resmi kimlik belgesinin üçü ile birlikte müracaat etmeleri gerekiyor. HASTAYA İLAÇ TEMİN ETTİRİLMEYECEK -Tebliğin yürürlük tarihinden itibaren 120 gün sonra, yatarak tedavilerde ilaçlar hastane tarafından temin edilecek. İlke olarak, hastalara ilaç temin ettirilmeyecek. Hastane eczanesinde bulunmayan ilaçlar şu anda reçete karşılığı sözleşmeli eczanelerden hasta veya yakınları tarafından temin ediliyor. -Yine tebliğin yürürlük tarihinden itibaren 120 gün sonra, yatarak tedavilerde tıbbi malzemeler hastane tarafından temin edilecek. Hastaya zorunlu olarak temin ettirilen malzemelerin bedelleri fatura tutarı esas alınarak hastaya ödenecek. Mevcut uygulamada, hastanede bulunmayan tıbbi malzemeler hasta veya yakınları tarafından sağlanıyor. Hasta veya yakınları tarafından temin edilen tıbbi malzemelerin ödenmesinde fark ücreti çıkması halinde bu hasta tarafından karşılanıyor. RAPORLU İLAÇ TEMİNİ KOLAYLAŞIYOR -Tansiyon, şeker gibi uzun süre ilaç kullanılmasını gerektiren hastalıklarda, rapor ve reçete sadece bir kez düzenlenerek, her seferinde reçete yazdırmadan 2 yıl boyunca hastalar doğrudan eczaneye giderek üçer aylık miktarlarda ilaçlarını alabilecek. Uygulamayla raporlu ilaçların reçetesiz temini kolaylaştırılacak. Sağlık tesislerindeki gereksiz hasta yoğunluğunun azaltılması, kronik hastalıklarda sadece reçete yazılması için sağlık tesislerine ödenmesi gereken başvuru başına ücretlerde tasarruf yapılması amaçlanıyor. Şu andaki uygulamada, hastalar raporda belirtildiği halde ilaçlarını 3 ayda bir sağlık tesisine giderek reçete yazdırmak sureti ile eczanelerden alabiliyor. AMBULANS BEDELLERİ -Sigortalı herkesin şehir içi ve şehirler arası ambulans bedelleri ödenecek. Mevcut uygulamada, Bağ -Kur"da ambulans bedelleri ödenmiyor, Emekli Sandığında şehir içi ve şehir dışı ambulans bedelleri ödeniyor, SSK "da belediye/büyükşehir belediyesi mücavir alan dışına ambulans ile gönderilme ücreti ödeniyor. -SSK ve Bağ -Kur kapsamında bulunan hastaların muayene katılım payı gelir ve aylık alanların gelir ve aylıklarından, diğer kişilerden ise eczanelerden tahsil edilecek. Uygulamada, SSK kapsamında olanlar eczanelerde kendileri ödeme yapıyor. Bağ -Kur kapsamında olanlar ise sağlık tesislerinde sıraya girerek muayene katılım payı ücretini ödüyor. -İlaç katılım payı SSK kapsamında bulunan hastalardan da gelir ve aylık alanların gelir ve aylıklarından, diğer kişilerden ise eczanelerden tahsil edilecek. Söz konusu bedeller halen SSK kapsamında olanlar için eczanelerden tahsil ediliyor. SÜNNET BEDELLERİ -Koruyucu sağlık hizmeti amacıyla yapılan yeni düzenleme ile sözleşmeli sağlık tesislerinde yapılan sünnet giderleri sağlık kurulu raporuna gerek olmaksızın ödenecek. Mevcut uygulamada, bedelleri sağlık kurulu raporu ile tıbbi gerekliliği belgelenmesi halinde ödeniyordu. ÖZÜRLÜLER -Sigortalı özürlüler, diş tedavileri için tüm sağlık tesislerine doğrudan müracaat edebilecek. Halen özürlülerin diş tedavileri için resmi sağlık tesislerine müracaat zorunluluğu bulunuyor. Serbest diş tabipliklerine veya özel sağlık tesislerine müracaat için resmi sağlık tesisinden sevk gerekiyordu. -Motorlu malul arabası kullanılması gerekli görülen kapsamdaki kişilere motorlu malul arabası bedeli ödenebilecek. Uygulamada, SSK "da sadece aktif sigortalılar bu olanaktan yararlanabiliyor. Bağ -Kur ve Emekli Sandığında ise bu yönde bir ödeme yapılmıyor. HASTA TRANSFERİNİ SAĞLIK KURUMU YAPACAK -Sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, sigortalıları, sadece tetkik veya tahlil için başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna sevk edemeyecek. Kurum ile halen tetkik veya tahlil sözleşmeleri bulunan merkezlerin sözleşmeleri, tebliğ yürürlük tarihinden 120 gün sonra feshedilecek. Sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, bünyelerinde yapılamayan tetkik ve tahlilleri hizmet alımı yoluyla başka sağlık kurum veya kuruluşlarından sağlayabilecek. Kurum ile sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, laboratuvar hizmeti almaları durumunda, hastayı hastane dışına numune almak için gönderemeyecek, alınan numunenin transferi ya da sonucunu hasta veya yakını aracılığıyla isteyemeyecek. Radyoloji hizmetinin alınması durumunda sağlık kurumu bünyesinde bulunmayan görüntüleme hizmeti için hasta transferi sağlık kurumu tarafından yapılacak. -Müracaat edilen sözleşmeli resmi sağlık kurum veya kuruluşunca kron ve protez tedavisine 90 gün, dolgu tedavisine 30 gün, diğer diş tedavilerine de 45 gün içinde başlanamayacağının belirtilmesi ve kapsamda yer alan kişilerce talep edilmesi halinde diş hekimliklerine, kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum veya kuruluşlarına, özel sağlık kurumu veya kuruluşlarına sevkleri yapılabilecek. Kurumla sözleşmeli resmi kurum ve kuruluş bünyesinde diş hekimi bulunmayan ilçelerde, serbest diş hekimi bulunması halinde resmi sağlık kurumu başhekimi tarafından serbest diş hekimliklerine veya özel sağlık kurum veya kuruluşlarına sevk alınabilecek. ÖZEL VE ÜNİVERSİTE HASTANELERİNE PROTOKOL Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ), tüm sigortalılara hizmet sunmak amacıyla özel ve üniversite hastanelerine yönelik olarak sözleşme ve protokol hazırladı. Alınan bilgiye göre, SGK , "Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Kurumundan/Kuruluşundan Sağlık Hizmeti Alma Sözleşmesi" ve "Sosyal Güvenlik Kurumu /Üniversiteler Sağlık Hizmetleri Protokolü" başlıklı iki çalışma yaptı. "Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Kurumundan/Kuruluşundan Sağlık Hizmeti Alma Sözleşmesi", özel kurum ve kuruluşların, sağlık yardımlarına ilişkin işlemleri devredilen SSK , BAĞ -KUR ve Emekli Sandığı tarafından yürütülen kişilere, 56 maddelik "Branş Listesi" uyarınca, ruhsatında ve faaliyet izin belgesinde bulunan tüm branşlarda vermeyi taahhüt ettiği hizmetin usul ve esaslarını düzenliyor. Bu kuruluşlar, muayene amacıyla doğrudan başvurulması halinde, müracaat belgeleri ve MEDULA (elektronik kayıt sistemi) sisteminden takip numarası alarak işlem yapacak. Tedavi amacıyla bir başka resmi veya özel sağlık kurum veya kuruluşundan sevk ya da rapor ile başvurulması halinde, müracaat belgeleri, sevk veya rapor belgesindeki hasta takip numarası ile MEDULA sistemini kullanarak işlem yapılacak. Sözleşmeyi imzalayan sağlık kurum/kuruluşları, müracaatını kabul ettiği hastaların gerekli tetkik ve tedavilerinin müracaat tarihi itibariyle yapacak, ileri tarihler için randevu vermeyecek. Zorunlu durumlarda randevu süresi 10 günü geçmeyecek. Aksi takdirde söz konusu kurum/kuruluşa 10 bin YTL para cezası uygulanacak. Sözleşmeyi kabul eden sağlık kurumu/kuruluşunun, doğrudan veya sevk ya da rapor ile gelen hastaları kabul etmek zorunluluğu bulunuyor. Kabul edilmeyen hastaya kabul edilmeme gerekçesi sağlık kurumunun/kuruluşunun yetkilisinin imzasıyla yazılı olarak bildirilecek. Hastanın yazılı olarak kuruma müracaatı halinde sağlık kurumu/kuruluşunca belirtilen gerekçe kurum tarafından uygun bulunmazsa 10 bin YTL para cezası verilecek. İLAVE ÜCRET TALEBİ Verilecek sağlık hizmetleri için SGK tarafından ödenecek ücret dışında ilave ücretin talep edilmesi ve hastanın veya hasta yakınının bu talebi kabul etmemesi nedeniyle sağlık kurumunca/kuruluşunca müracaatın kabul edilmemesi cezai şart uygulamasını gerektirmeyecek. Dernek, vakıf ve benzeri kuruluşlar için istenecek bağışlar ilave ücret olarak kabul edilmeyecek. Sağlık kurumu/kuruluşu, muayene, tetkik ve tedavi amacıyla yapılacak her işlem öncesinde hasta veya hasta yakınının yazılı onayını alarak SGK tarafından ödenecek ücret dışında ilave ücret ödenmesi talebinde bulunabilecek. İşlemlerden önce yazılı onay alınmadan, işlemler sonrasında herhangi bir gerekçe ileri sürerek ilave ücret talebinde bulunulması halinde 30 bin YTL cezaya çarptırılacak. Sağlık kurumu/kuruluşu tarafından talep edilebilecek ilave ücretler için alınacak yazılı onayda, bu ilave ücretin kurumdan talep edilemeyeceğinin taahhüt edildiğine dair ibare bulunacak. İlave ücret alınabileceğini belirten yazı, sağlık kurumuna/kuruluşuna girildiğinde görülebilecek bir yere uygun büyüklükte çerçeve/tabela şeklinde asılacak, aksi takdirde 10 bin YTL para cezası uygulanacak. PERSONEL ZORUNLULUĞU Sağlık kurumu/kuruluşu, hastalara hizmet verebilmek için ruhsatında ve faaliyet izin belgesinde yer alan branşlarda 65 yaşını doldurmamış en az 1 tam zamanlı uzman hekim bulunduracak. Tıp merkezleri için ruhsata esas zorunlu 4 ana branştan en fazla 2 branşta yarı zamanlı uzman hekim çalışabilecek, ruhsatında ve faaliyet izin belgesinde bulunan diğer branşlarda tam zamanlı uzman hekim bulunmaması halinde tıp merkeziyle sözleşme imzalanmayacak. Sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ve sağlık kurumuna/kuruluşuna yapılan yersiz ödemeler, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle sağlık kurumunun/kuruluşunun tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilecek. Tahakkuk etmiş alacağı veya yeterli alacağı bulunmayan sağlık kurumları/kuruluşları için bu konudaki genel hükümler uygulanacak. BAŞKA KURUMDAN TEDAVİ HİZMETİ KARŞILANAMAYACAK Sağlık kurumu/kuruluşu, sözleşme kapsamında hastalara sunmayı taahhüt ettiği tedavi hizmetlerinin tamamını veya bir kısmını bir başka sağlık kurumundan/kuruluşundan karşılayarak, kuruma fatura edemeyecek. Aksi halde fatura bedeli ödenmeyecek , 10 bin YTL para cezası verilecek. Sağlık Kurumu/Kuruluşu Sağlık Uygulama Tebliği "nde yer alan tetkik ve tahlillerden bir veya daha fazlasını gerçekleştiremediği hallerde, bu durumu kuruma bildirecek. Bu hizmetleri başka bir sağlık kurumundan/kuruluşundan hizmet alımı yöntemiyle temin etmek için başvurması ve hizmet alım sözleşmesinin uygun olması halinde hizmet alabilecek. Hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları ve üçüncü şahıslarla açık veya gizli işbirliği, ilgili mevzuata aykırı yersiz talep oluşturacak reklam ve tanıtım yapılmayacak, simsar ve benzeri yönlendirici personel bulunmayacak. MUAYENE SINIRI Ayaktan tedavi başvurularında, sağlık kurumu/kuruluşu için günlük muayene sınırı, ilgili branştaki tam zamanlı her bir uzman hekim için en fazla 50 muayene olacak. Bu sayıya aynı branştaki yarı zamanlı hekimlerin yapacağı muayeneler de dahil olacak. Bu sınır aşıldıktan sonra kabul edilen hastalar için sağlık kurumuna/kuruluşuna hiçbir ödeme yapılmayacak. Tıp merkezleri için ruhsata esas zorunlu 4 ana branştan en fazla 2 branşta çalışan yarı zamanlı uzman hekimler için her bir branşta günlük muayene sınırı toplam 25 muayene olacak. Tam zamanlı her bir fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimin yapacağı uygulama en fazla 25 hasta, tam zamanlı her bir fizyoterapist için en fazla 20 hasta ile sınırlı olacak. Tam zamanlı fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekiminin aynı zamanda poliklinik muayenesi yapması durumunda, günlük yapabileceği 50 muayene sayısına yapacakları fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları da dahil edilecek. Sağlık kurumu/kuruluşu, acil serviste en az 1 tam zamanlı uzman/pratisyen hekim istihdam edecek. ELEKTRONİK FATURA Sağlık kurumları/kuruluşları hastalara verdikleri hizmetlere ilişkin faturaları, hem kendi sistemleri üzerinden basılı olarak hem de MEDULA sistemi üzerinden elektronik olarak SGK taşra teşkilatına teslim edecek. İstisnai haller hariç olmak üzere MEDULA sistemi üzerinden elektronik olarak faturalanmayan işlemler için ödeme yapılmayacak. CEZALAR Sözleşmede yer alan diğer bazı cezai düzenlemeler de şöyle: -Sunulmayan sağlık hizmetinin fatura edilmesi veya kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişilere sunulan sağlık hizmetinin, kurum tarafından sağlık yardımları karşılanan kişiler üzerinden fatura edilmesi halinde 10 bin YTL "den az olmamak üzere bu hizmetin 5 katı tutarında, -Sağlık Bakanlığınca yasaklanan ilaç ve tıbbi malzemelerin verilmesi/kullanılması veya bozuk, zamanı geçmiş ilaç, kan ve kan bileşenleri, malzemeler verilmesi/kullanılması durumunda 50 bin YTL , -Temini zorunlu ilaç, tıbbi malzeme ve kan bileşenlerinin temin edilmeyerek hastalara aldırdığının tespit edilmesi halinde 10 bin YTL "den az olmamak üzere, hastaya ödenen fatura bedelinin 5 katı tutarında, -Sağlık kurumu/kuruluşunun, kuruluş ve faaliyetiyle ilgili tabi olduğu mevzuat hükümlerine uymadığının tespit edilmesi halinde 10 bin YTL para cezası uygulanacak. SÖZLEŞMENİN FESHİ SGK "nın özel sağlık kurum ve kuruluşları ile yapacağı sözleşme , ceza gerektiren aynı fiilin veya farklı fiillerin, son 1 yıl içinde üçüncü kez gerçekleşmesi, personel bildirimi kapsamındaki kimi hükümlerin ihlal edilmesi, Sağlık Bakanlığınca yasaklanan ilaç ve tıbbi malzemelerin kullanılması, bozuk, zamanı geçmiş ilaç, kan ve kan bileşeni, tıbbi malzemelerin verilmesi, kullanıldırılması ve sağlık kurumuna/kuruluşuna ait ruhsatın Sağlık Bakanlığınca iptal edilmesi durumunda tek taraflı olarak feshedilebilecek. İmzalanacak sözleşmeler 31 Aralık 2007 tarihine kadar geçerli olacak. Her takvim yılının 15 Aralık günü mesai saati bitimine kadar taraflardan biri feshi ihbar etmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla 1 yıl daha uzamış sayılacak. ÜNİVERSİTELER "Sosyal Güvenlik Kurumu /Üniversiteler Sağlık Hizmetleri Protokolü" ise SGK tarafından karşılanan ayakta/yatarak muayene, tetkik, tahlil ve tedavinin teminine ilişkin usul ve esasları düzenliyor. Buna göre, protokol hükümleri, taraf olan üniversite bünyesinde hizmet veren tüm sağlık kurum ve kuruluşları için geçerli olacak. Üniversite, SGK "dan doğmuş ve doğacak alacaklarını hiçbir suretle devir ve temlik edemeyecek. Protokolde, yürürlükte olan SGK Sağlık Uygulama Tebliği ve Ödeme Genelgesi "ndeki hükümler esas olacak. Protokolün geçerlilik süresi ve devamında, özel sağlık kurum ve kuruluşları ile yapılan sözleşmedeki düzenleme geçerli olacak. FATURA BEDELLERİNİN ÖDENMESİ SGK "nın yayımladığı "Fatura Bedellerinin Ödenmesi"ne ilişkin genelgede de alınacak sağlık hizmeti bedellerinin ödenmesine ilişkin usul ve esaslara yer verildi. Buna göre, sağlık kurum ve kuruluşları verdikleri hizmet karşılığı SGK adına biri ayaktan tedavilere, diğeri yatarak tedavilere ait olamak üzere 2 fatura düzenleyecek. Eczane ve optik faturaları ise provizyon sistemi üzerinden ödenecek. Kuruma gelen faturalar, hizmet sunucunun talebi doğrultusunda ya seçilecek örneklem içinde ya da tamamen incelenecek, yapılacak değerlendirme sonunda ödemeler gerçekleştirilecek. 2007-11-28 06:23:42 iyibilgi.com

SSK"lı işçiye çeyiz parası (evlenme yardımı) verilmez
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
RESUL KURT star okuru M. Fatih GÖÇGÜN diyor ki, evlilik ve çeyiz yardımı adı altında bir defaya mahsus olarak aylık gelirinin bir yıllık tutarını ödeyecekleri ifade ediliyor. Ben sigortalı ve nişanlı bir çalışanım ve yaz aylarında evlenmeyi düşünüyorum. Bu ödenecek nakdi yardım geri ödenecek bir yardım mı, yoksa tamamen ikramiye kabilinden bir yardım mı? Buradaki aylık gelir olan net maaş üzerinden mi hesaplanacak? Örneğin aylık net 1000 YTL alan işçiye 12 * 1.000 YTL olarak mı hesaplanacak? Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince, sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi (çalışmayan-evli olmayan) yetim kız çocuklarına evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere kurumdan aldıkları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme yardımı olarak verilmektedir. İki yıl içerisinde meydana gelen boşanma veya dul kalma halinde bu süre için tekrar aylık veya gelir ödenmemektedir. Yoksa, okurumuz gibi bir işyerinde SSK "lı olarak çalışanlara, evlenmeleri halinde yardım veya ikramiye kabilinden çeyiz parası adı altında herhangi bir yardım verilmemektedir. İsteğe bağlı Bağ -Kur"lu çalıştığında SSK "lı olabilir mi? 12.09.2000 tarihinden itibaren isteğe bağlı Bağ -Kur"luyum. Ücretli olarak bir yerde çalışmaya başlamam halinde, SSK " ya göre mi çalışmam gerekli, yoksa sosyal güvenliğim olduğu için ücretimden sadece gelir vergisi kesintisi ile çalışabilir miyim. Osman GÜNGÖR 1479 sayılı Bağ -Kur Kanununda isteğe bağlı Bağ -Kur sigortalılığı düzenlenmiştir. 1479 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II ) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanlar, Bağ -Kur zorunlu sigortalılık niteliğini kaybedenler, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, yurt dışındaki vatandaşların yanlarında bulunan ve herhangi bir işte çalışmayan eşleri, ev kadınları ve Türkiye "de ikamet eden yabancı uyruklular talepleri halinde Bağ -Kur Kanunu kapsamında isteğe bağlı sigortalı olabilirler. İsteğe bağlı Bağ -Kur sigortasına devam edenlerin, bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde zorunlu SSK sigortalısı olmaları gerektiğinden, çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce Bağ -Kur isteğe bağlı sigortalılığı sona erecektir. Üç işyerinde çalışan işçiye SSK prim iadesi yapılır mı? Yıl içinde üç ayrı iş yerinden ücretli olmam dolayısıyla 5-6 ay prim kesintim tavanı aşıyor. Fazla kesintiyi geri almazsam emekli aylığımı olumlu etkiler mi? Yoksa geri alayım mı? Abdullah Arslanbay Sosyal Sigortalar Kanununa göre, aynı zamanda birden fazla işverenin işinde çalışan sigortalıların ücretlerinden kesilen primler, bu madde uyarınca tesbit edilen üst sınır üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, fark, sigortalının müracaatı üzerine hissesi oranında kendisine geri verilir. Halen geçerli olan sigorta primine esas kazancın aylık üst sınırı 3.802,50 YTL olup aynı ay içinde bildirilen kazançlarınızın 3.802,50 YTL "yi aşan kısmının işçi payı geri verilmektedir. Birden çok işyerinde SSK "ya bildirilen kazançlar toplanır Sigorta yardımlarından yararlanacaklar için prime esas kazanç üst sınırını (aylık 3.802,50 YTL ) aşan ödemeler dikkate alınmaz. Bu nedenle üst sınırı aşan kısmın işçi payını almanızı öneririm. Mevlana "dan Ok gibi doğru olsam, yabana atarlar beni, Yay gibi eğri olsam; elde tutarlar beni, Doğruda aç görmedim; eğride tok, Eğri yay elde kalır; menzil alır doğru ok. 2007-11-29 08:02:03 Star

Sizce Bağ-kur'dan mı yoksa SSK'dan mı emekli olsam iyi olur?- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
Merhabalar Ali bey Yardımcı olursanız çok sevinirim. Ben 35 yaşında bir bayanım. SSK dan 5375 gün prim ödemem gerekirken şu an 6000 iş gün primim bulunmaktadır. Yaş itibariyle 2018 yılında emekli olacağım. Şu an bir işyeri açmayı düşünüyoruz. Bakkal dükkanı veya tuhafiye gibi. Ama mecburen bağkur ödeyecekmişim. Benim öğrenmek istediğim bağkura kaçıncı basamaktan ve ayda ne kasar öderim. Bu ödediklerim benim emekliliğimi ne şekilde etkiler ssk ma fayda mı zarar mı sağlar yada alacağım emekliliğime. Diyelim ki 3 yıl bağkur ödedim sonra kızıma devrettim o bağkurlu olsun diye . ben çekildim bağkurdan kana 7 yıl ben ödemeden bekledim bu nasıl yansır. çok sordum biliyorum ama şu an bunları netleştirmem gerekiyor. Ben 18 yıldır ssk lı çalıştım bağkur aklıma bile gelmezdi ama galiba bu gidişle bağkurluda olucam. Birde 17 yıl tam primim varya benim bağkurda 25 yıl primi tamamlayınca emekli olunuyomuş. benim ssk primlerini 17 yılı sayıp üzerine 8 yıl bağkur ödedim diyelim bende o zaman bağkurdan emekli olabilirmiyim, sizce bağkurdan mı ssk danmı emekli olmak iyi olur çok teşekkür lütfen cvp verin CEVAP: Hanımefendi bu SSK hizmetiyle Bağ-kur'a girerseniz basamak intibakı gereği 12. basamaktan ayda 275 YTL ödemek zorunda kalırsınız. Tabii 6000 gün SSK üzerine 12. basamaktan 3,5 yıl Bağkur ödeyerek 20 yıl dolduğunda Bağkur tam emekliliğe hak kazanırsınız. 25 yıl erkekler için şart bayanlar için 20 yıl yeterli. Fakat siz 3,5 yıl Bağkur ödeyerek Bağkur emekliliğine hak kazansanızda hemen emekli olamazsınız. Nasıl SSK sizi 2018 yılına atıyorsa Bağkur'da ileri bir tarihe atacaktır. Buradaki ayrıntı şudur: Vergi kaydını kapatmadığınız sürece 20 yıl dolsa bile Bağkur primi işler ödemek zorunda kalırsınız. Ama ben olsam bu haliyle 2018 yılını bekler SSK'dan emekli olurum. Holding ortağı olmuyorsunuz sıradan bir bakkal yada tuhafiye açacaksınız. Kızınızın üzerine yapın onun geleceği garantiye alınsın. Siz zaten herşeyi tamamlamışsınız. Yaşınızı bekleyin. Yine de sonuçta karar sizin... Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Bağkur borcumdan kurtulmak için ek 19. maddeden yararlanmak istiyorum- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
30 Kasım 2007 Cuma, 20:07:30
İyi günler ali bey vermiş olduğunuz bu hizmeteden dolayı sizlere çok teşekkür ederim sizlerden benimde bir ricam var benim derdimle de dertlanirsen de dertlenmesende ALLAH şimdiden razı olsun 1479 sayılı kanun ek 19 maddesinden yararlanmak istiyorum fakat 5 seneyi dolması için 4 ay eksik var şu an kamuda çalışıyorum ssk lıyım nasıl yapmam lazım bana yardımcı olursanız sevinirim tayyar saygaılarımla CEVAP: Tayyar bey; kanun maddesi açık ve net. 5 yıl ve daha fazla prim borcu olanlar bu haktan yararlanabilir. Sizin 5 yıldan 4 ay eksiğiniz varmış dolayısıyla bu maddeden yararlanamazsınız. 1479 sayılı Kanun Ek 19’uncu madde: “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde, daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle, sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” İlgili yazıyı okumak için tıklayınız: Bağ-kur’a 5 Yıl ve Daha Fazla Prim Borcu Olanlara Müjdeli Haber ... Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

SON 300 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Emeklilerin, GSMH’nin gelişme hızı payları verilmelidir Yüksek Teknikerlerin talebi Emekliler çözümleri de biliyor Emekliler sorunları biliyor Kocaeli ve Bursa izlenimleri Tevhide için savcılığa suç duyurusu Barlas ile Kongar'ın "11 milyon cahil" kavgası-VİDEO Bakmaya Doyamayacağınız Kadar Güzel Türkiye Fotoğrafları Sosyal güvenlik reformu ve vazife malullerinin ikinci emeklilik hakkı Sosyal Güvenlik Reformu"ndan sonra Bağ-Kur"lular nasıl emekli olacak? SSK tarım sigortasından nasıl yararlanılır? 'Gündüz tedavi ediyordum, gece öldürüyordum' Liverpool adeta şov yaptı ve sahadan 4-1 galip ayrıldı. Beşiktaş'ın grubunda işler karıştı Şampiyonlar ligi maç sonuçları Fransızlar maç öncesinde 8-0'lık tarihi Liverpool hezimetini hatırlatarak, sataştı... Başbakanımıza 900 Günden Ölüm Aylığıyla İlgili bir okurdan mektup- Ali ÖZTÜRK Ekonomist Muhteşem Türkiye fotoğrafları-İngilizce Bugün ULUSAL Basında Yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri MHP'li Gül: PKK'lılar da şehidimizdir Devler Liginde gecenin sonuçları Sosyal güvenlik hakkı neden kısıtlanmalı? Sosyal Güvenlik Reformuna Eleştiri: Yeni tasarı çalışanların tüm kazanımlarını ortadan kaldırıyor. Özürlü ve Yaşlılık Aylıkları Yasayı heyecanla bekleyenler var Emekçiler ne kaybediyor? `Ucuz işgucuyle rekabet edemeyiz` Sosyal Güvenlik Reformu"ndan sonra Bağ-Kur"lular nasıl emekli olacak? "SSK primleri gelecek yıl indirilecek" SSK primlerinde indirim 2008"de Reform dul ve yetimlere ne getiriyor? `Bürokratlar yükümüzü azaltsın çocukları bizden iş isteyecek` SAĞLIK SİGORTASI SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Çağlayan: SSK priminde 5 puan indirimin yanında idari ve yasal yükler ... İşadamı isyan etti, bakan "İndirim 2008`de" dedi Bakan Çağlayan, SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Sosyal Güvenlik Kurumunun Yeni Logosu İsteğe Bağlı Bağkur Tarım Bağkur Muhtar Bağkur Esnaf Bağkur Türbanlı kızı kürsüden indiren komutanı kutluyorum! FENERBAHÇE Stadyumdaki kulüp logosu Fenerbahçe Zafer Videoları Bağ-Kur (Devredilen) Adres Bilgisi Emekli Sandığı (Devredilen) Adres Bilgisi Sosyal Sigortalar Kurumu (Devredilen) Adres Bilgisi Sosyal Güvenlik Kurumu Adres Bilgisi Babam 1985-91 yılları arasındaki vergi mükellefi olduğu dönemi Bağ-kur'a borçlanabilir mi? Ali ÖZTÜRK Ekonomist Sosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt `un hazırladığı ve Dünya gazetesinin manşetinden yayınladığı inceleme raporu: Kayıt Ve Belgeleri Saklama Süresi 10 Yıla Çıkıyor Her Şirketten Ayrı Bağ -Kur Primi Alınacak Basamak Sistemi Kalkıyor, Bağ -Kur"lunun Primi İşçisinin Ücretine Bağlanıyor Ücret Dışındaki Ödemelerin Tavanı Aşan Kısmından Prim Alınacak Cenaze Yardımı 2 Asgari Ücret Olacak Evlilik ve Çeyiz Yardımı Eşitleniyor "Çalışan Kadın"ın Dul Aylığı Düşürülüyor Ölüm Sigortasından Yararlanma Şartları Eşitleniyor 2008"den Önce İşe Girenlerin Emeklilik Süresi Değişmiyor Emekliden de Genel Sağlık Sigortası Primi Alınacak Bağ -Kur"lu Emeklinin Destek Primi Artıyor Emeklilerin Çalışması Kaldırılıyor Aylık Bağlama Oranı Düşüyor Yıpranma Payı Kalkıyor Kayıtdışı İstihdama Ceza Yok Borçlu Bağ -Kur"luya Sağlık Yardımı Yapılmayacak Bağ -Kur"luya da İş Göremezlik Ödeneği Geliyor, Ödeme Oranı Düşüyor Altı Ay Süreyle 58,50.-YTL Süt Parası Ödenecek Evlenen Malul Çocukların Aylığı Kesilecek Gelişme Hızının yüzde 25"i Emekli Aylığı Artışında Dikkate Alınacak YASA NELER GETİRİYOR Sosyal Güvenlik Reformunda Neler Oluyor İki kuruma prim ödeme Emekli esnafın destek primi Emekli vatandaş ''emekli maaşından kesinti yapılmasına'' sinirlenerek bankaya baltayla saldırdı... İş çıkış bildiriminde yazan durumun bana ileride ne gibi eksisi olacaktır? Benim çeyiz parası alma hakkım var mıdır? BU ŞARTLARDA NE KADAR YIL PRİM ÖDEMEM GEREKLİ? Yurtdışı çalışmalarını borçlanma‏ Şimdi bu 900 gün hakkından faydalanabilir miyim? SSK günlerimi Bağ-kur'la birleştirebilir miyim? Yeni çıkan yasaya göre durumum ne olacak? %40 oranın da özürlüyüm. Ben ne zaman emekli olabilirim? NASIL EMEKLİ OLABİLİRİM? Bu durumda aylık elime geçecek emekli maaşı ne olur? Vergi İadesi Bir bayan olarak ne zaman emekli olabilirim? Emekliliğim hesaplanırken 1998'mi yoksa 1999'mu sayılacak? Polislerin emeklilik yaşı GÜNÜN OKUYUCU YORUMU Bugün ULUSAL Basında Yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri GÜNÜN EN GÜZEL HABERİ MÜSİAD: Yüksek prim kayıtdışını yükseltiyor TİSK: İşverene ve işçiye yeni yükümlülükler kabul edilemez Ortadan kalkan sosyal güvenlik hakkı ve sorumluları Genel Sağlık Sigortası Meclis`e geliyor GÜNÜN EN ÖNEMLİ UYARISI GÜNÜN EN AYIP HABERİ Dolandırıcıların yeni hedefi emekliler `Sosyal güvenlikte gurbetçilerin emeklilik hakkı kalkmayacak` Gurbetçinin emeklilik hakkı kaldırılmayacak SSK priminde uygulama iletişim vergisinde indirim ... Bugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları Sosyal güvenlik reformu `çok hızlı` yapılacak İşsizliği azaltacak ilk paket hazır Her iki çalışandan biri sigortasız 11 milyon kişi kayıtdışı çalışıyor Çelik:Reform Gelecek Nesiller İçin MÜSİAD: İstihdam vergisi 20 puan indirilmelidir Özürlü memurlar eşitlik bekliyor Aylık bağlama oranları dünya ortalamasının üzerinde Kayıt dışı kaydedilirse kara delik kapanır Çalışma Bakanı Çelik: Türkiye"deki mevcut aylık bağlama oranları dünya... SGK hatalı ceza yazmıs itiraz edin Yoksullara kira ve çocuk yardımı `Sosyal güvenlik taslağı dedikleri hak gaspı` Sosyal güvenlikte hak gas... ‘Kreşime dokunma!’ Sosyal güvenlik tasarısına göre doğum yapan bir inek, kadından daha de... Dünya Şehirlerinden Muhteşem Manzaralar Netten 100 Adet Elişi Resmi Türkiye Norveç Maçı İlginç Yorumlar Bu günün en önemli köşe yazısı- Ziya Perver Bugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları Çalışma yaşamında çarpık yapı: 11.4 milyon kişi kayıt dışı çalışıyor 23,5 milyon çalışanın yarısı sigortadan mahrum `Anayasa Mahkemesi, reformu yok saydı` Sosyal Güvenlik Sistemi huzur vermeli Sosyal Güvenlik Reform tasarısı bu hafta Başbakanlı`ğa gidiyor Izmir Emekli Sandığı`nda patlama İSMMMO: Genel Sağlık Sigortası taslağı, kazanılmış haklara darbe indir... Ali TEZEL Zaman Gazetesinde ZİYA PERVER Müstear adıyla yazdı: Hak etmeyene ödenen emekli maaşında sorumluluk sadece vatandaşın değil TİSK`ten sosyal güvenlik taslağına eleştiri. Esnafın haciz korkusu... Askere giden işçinin kıdem tazminatı Sosyal Sigortalar Kanunu"na TİSK"ten sert çıkış: Böyle olacaksa, sosya... DPT: Kişi başına asgari sosyal yardım, fert başına düşen milli gelirin... Hükümet, hak kayıplarının adına reform diyor CHP`li Selvi: Iş kazalarından yılda 20 milyar kaybediyoruz Bugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları Hızlı erişim Kepeğe karşı en etkili ilaç uyku! Cilde en çok zarar veren 10 etken İşte evliliğinizin düşmanları Yunanistan'da inanılmaz skandal BM polisi olma sınavı 27 Kasım'da Otoda marka marka kampanyalar Yalanın daniskası:'Gol atmayın artık Tayyip kızacak' 'Kıyamet geliyor' diye mağaraya kapandılar Emekliye zulmediliyor TİSK sosyal güvenliğe yeni taslak istemiyor Sosyal güvenlikte yeni taslak prim yükünü artırıyor RAPOR KARMAŞASI HASTALARI VE ECZACILARI CANLARINDAN BEZDİRDİ TİSK`ten sosyal güvenlik taslağına eleştiri. Yeni yasa engellilerin emeklilik durumlarını değiştiriyor mu? Bağ-Kur sigortalısının malulen emekliliği Şehit eşinin `Yanlışlık var` diye maaşını düşürdüler Büyük” sorunlar; “Küçük” düşünceler... İki koli dolusu PKK Euro"su yakalandı Akın Birdal genel af istedi Çikita`ya 8 milyar $`lık terör davası Meclis`ten atalım da dağa mı çıksınlar 5 bin kişilik anti-terör timi Bush: Ben hiç hata yapmadım Kişi başına gelir 10 bin $ olur mu? ULUSAL BASINDAN SEÇME YAZILAR SEÇME YAZARLAR Fener'in R.Madrid'i yenme olasılığı yüzde 10 İngilizce Linkler F.Bahçeli Tümer TEM'de kaza yaptı Bir Türkiye ütopyası Bir milleti aşağılamadan eleştiremez miyiz? 'Nurcular hala değişmedi' polemiği Google Adsense'ye üye ol kazan... U-2 casus uçakları iş başında Putin: 'Sizi Kıbrıs'a çeviririm' İşte kahraman Türk askeri ODTÜ, yeni fikirleri, yeni işlere dönüştürüyor İtalya'da Sosyal patlama! 8.5 milyon yeşil kartlıya 2 yıllık geçiş süresi tanınacak `Demirel bu haberi okudu mu?` Sporda SGK farkı:Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) ile ARKAS aynı renk mavi forma ile oynadı. Doğumda felç oldu 39 bin YTL alacak Ali TEZEL yazdı: Reform, emekli aylıklarına haczin de yolunu açıyor İşte Sosyal Güvenlik Sistemimiz Böyle Çöktü... Asıl düşman faiz KEY hesaplarında çözüm şubata kaldı, bireysel başvuru yok Haydi Telekom greviyle dayanışmaya Sosyal güvenlikte açık 26.4 milyar YTL KEY ödemeleri Emlakbank`ı kilitledi İstihdam yükleri azalacak SSK primleri % 5 düşecek KEY"de hesaplar karıştı CHP`li Köktürk, SSK emeklilerinin maaşına yeniden hesaplama teklifi ve... Sosyal güvenlikte 352 milyon YTL fazla ödeme yapılmış ASTSUBAYLARIN ÇALIŞMA ŞARTLARI TOP 25 TOP 50 TOP 75 TOP 100 Tartışmaya son nokta: Kur'an ayetleri cep melodisi olamaz 11 bin dolara beş yıldızlı Hac Eski Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in, gençlik yıllarında kaleme aldığı aşk romanı “İki Aşk Çiçeği” ilk kez yayımlandı. İstanbul Boğazına yeni köprü geliyor Tarihi belgelerin yer aldığı Rus arşivleri 60 yıl aradan sonra Azerbaycan'a teslim edilmesiyle Atatürk belgeleri gün ışığına çıkıyor... İşte genelde çok konuşmayan erkekleri konuşturmanın yolları... Google'a masöz girdi milyoner çıktı Kitap Fuarı'nın Kare As'ı Bol kayısı zihin sağlığını koruyor Gizli numaralar Vekillerin de kabusuymuş... MEDYADA FLAŞ GELİŞME Hükümetten atama rekoru Doktorum bile Galatasaraylı oldu Hülya Avşar'la ekranda AKP kavgası CHP'nin adayı Can Dündar Beşiktaş'a FIFA şoku:'Ocak ayında ara transfer yapamayacak, puanları da silinebilir..' Azerbaycan Televizyonu'na Türkçe yasağı Kamer Genç'e: AKP'lilerden tepki: "Allah'tan kork" Mehmetçiğin elleri neden kınalı? Toplumun tahammül sınırlarını zorlamamak lazım GENELKURMAY: Şehit veya gazi olan Subay, Astsubay, Er-Erbaş, polis, öğretmen, hemşire, korucu, kolluk... herkes bundan yararlanmalı." Toplanan 86 Trilyon İnşaallah Herkese Ulaşır... ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERE ÇOK ÖNEMLİ HABER 60-70 Yıl Önceki Türkiye Hz. Peygamber (as) Milli Eğitim Bakanı olsaydı ne yapardı? Dağda kalsalar daha mı iyiydi? Köşeye Sıkışan DTP... Herkesin şemsiyesi var ama yağmurda ıslanıyor Kürt sorununda Asker-Sivil sorumluluğu Hiçbir güç Türkiyesiz bu oyunu oynayamaz! Fenerbahçe-Beşiktaş Süper Kupa Carlos Şov Fenerbahçe:2- PSV:0 VİDEO Emekliyim vergi mükellefi olacağım.‏ Resmi Nikahı Olmayanlara 900 Günden Maaş Bağlanır mı? 30 kişiyi sahte evraklarla emekli yapan SSK dolandırıcıları yakalandı... Haksız yere emekli aylığı aldığı tespit edilenlerin aylıkları kesiliyor. Ali Tezel'e de her şeyi yazdırmıyorlar... SSK'da 900 Günden Ölüm Aylığı Uygulaması Kalkabilir... Ölüm Aylığı İçin Ocak 2008'den Önce Başvuru Hakkında Bir Soru 'Silahları susturma iradesine sahibiz' Cep Telefonunuzla En iyi Fotoğraf Çekme Yöntemleri Asansör 20. kattan düştü: 6 ölü SSK primleri % 5 düşecek DP kongresi iptal Fener kovdu, şampiyon oldu / VİDEO Vatan'ın Tümgeneral'i kovuldu Karadelik yakında bütçeyi de yutacak Devlet 1,2 milyon kişinin ensesinde Sosyal güvenlik saldırısı Meclis`e geliyor Yeni yasa engellilerin emeklilik durumlarını değiştiriyor mu? Annenin kahkahası bebeğe şifa Aileyi kenetleyen unsur ABD'Lİ savaş gazisi askeri bunalımda Hastahanelerde imam araştırması Laptoplar artık semt pazarında Türk üniversiteleri sondan 7. oldu Ünal Tanık haber7.com'u anlattı Bekar odaları belgesel oldu Genelkurmaya 'biz hain miyiz?' dedi Facebook'un saçtığı tehlikelere dikkat 'UEFA'yı da mı hakemlerle aldık' Kanseri besleyen en tatlı gıda İnternette sahibinden satılık bebek! Kitap aleminin yeni kralı Türkçe'de İslam merkezine meczup ateşi Filipinler Meclisinde patlama TOKİ İstanbul'a zengin istiyor! Unakıtan: Ha vergi kaçıran, ha askerden kaçan Uçakta olay çıkaran pop sanatçısı gözaltında İstanbul'a helikopter taksi geliyor WT: Türkiye'nin işgal hakkı var Hasta yatağında Chavez endişesi sardı Fenerbahçe ile eşleşmeyi istemem Sahada tutacağı adamı tanımıyordu/VİDEO Röntgenciler ölesiye mi çalıştırılacak 5 çocuk doğuran anaya emeklilik bedava Yaşlılık ve Yalnızlık En fazla yeşil kart Diyarbakır"da ama... `Sosyal haklar artık ötelenmesin` İşçi emeklileri "maaşlarda düzeltme" istiyor Askerlik borçlanması vergiden düşülebilir mi? Emekli maaşları, ekonomideki büyümeden nasibini alamıyor Ölüm aylığı şartları değişiyor? Sağlık hizmetlerinde değişime doğru İşçi ücretinde haciz uygulanması `Özel hastanenin istediği fahiş farklar düzenlenecek` SSK dolandırıcıları yakalandı SSK’yı 1 trilyon lira dolandırdılar Engelliler SSK’dan nasıl emekli olacaklar? Devleti 1 milyon YTL dolandırmışlar Cezavine konan askerlerin ifadeleri Yemeklerin Zorluk Dereceleri ve Pişme Süreleri Honda'nın yatırım da tercihi İngiltere yerine Türkiye 'Rehin alınan' 8 asker tutuklandı DTP sitesinde Mehter Marşı Atatürk’e çek yırttıran adam... ABD terörle sörf yaparken, Çin tsunami gibi geliyor Kürtler, Evren, Sofya Elleri kanlı bunların

Emeklilerin, GSMH’nin gelişme hızı payları verilmelidir
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Ali TEZEL'in Kocaeli ve Bursa izlenimleri Emeklilerin, GSMH’nin gelişme hızı payları verilmelidirTıpkı, Anayasamızın 10. maddesinde belirtilen , “Herkes dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” hükmü gereğince, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine enflasyon zammının yanında kalkına hızından da pay verilmelidir. Yoksa eşit şartlarla emekli olanlar arasındaki farklar gün geçtikçe artmaya devam edecek.

Yüksek Teknikerlerin talebi
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Ali TEZEL'in Kocaeli ve Bursa izlenimleri Yüksek Teknikerlerin talebiYİne Bursa’dan Mehmet Kuru’nun bizden bir talebi vardı, 2 yıllık yüksekokul mezunu teknikerlere 2200 ek gösterge verilirken, 4 yıllık lisan mezunlarına ise 3600 ek gösterge verildiğini kendisi gibi 3 yıllık yüksek teknikerlere ise 2200 ek gösterge verilmesinin haksızlık olduğunu her ikisinin ortası olan 2900 rakamlı ek gösterge verilmesini talep ettiklerini belirtti. Merak ettik sorduk, eski tarihlerde biri İstanbul Maçka’da diğeri de Ankara’da Ulus’ta açılan okullardan yaklaşık 5000 kişinin 3 yıl teknik eğitim alarak ülkeye hizmet ettiğini öğrendik.

Emekliler çözümleri de biliyor
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Ali TEZEL'in Kocaeli ve Bursa izlenimleri Emekliler çözümleri de biliyorTüm İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Ali Şahiner, denetimle sorumlu olan Ali Genç’de aynı sorunu aynı çözüm önerisi getirdikleri gibi emekli aylığının yanında, emeklilerin sağlık problemlerinin, ilaç problemlerinin olduğunu da eklediler. İlaç konusunda Maliye Bakanlığının ilaç listelerini sık sık değiştirmesinden yakındılar. Ertesi gün Bursa’daydık ve bizi yine dertli insanlar bekliyordu her birini tek tek dinledik, sorunlarına nasıl çözüm bulabilecekleri konusunda yol ve yöntem geliştirip kendilerine anlattık. Aylıkların adaletsizliği konusunda da tek çözümü de emekliler için bir intibak kanununun çıkarılması ile emeklilere ülkenin kalkınmasında pay verilmesi olduğunu da biliyorlar ve hepsi de haksızlıkların farkındayız, biliyoruz diyordu.

Emekliler sorunları biliyor
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Ali TEZEL'in Kocaeli ve Bursa izlenimleri Emekliler sorunları biliyorTüm Emekliler Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Osman Nuri Şenel, emekliler arasında gerek işçi, esnaf, memur emeklisi olmalarında kaynaklanan eşitsizlik yanında her birinin kendi arasında da adaletsizliklerinden dem vururken gerçeği belirtiyordu. Çünkü, eski isimleriyle SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı emeklileri arasında nimet-külfet dengesizliği olduğu gibi memur emeklileri hariç olmak üzere SSK ve Bağ-Kur emeklileri arasında da adaletsizlikler had safhalara erişmiş durumda.

Kocaeli ve Bursa izlenimleri
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Ali TEZEL'in Kocaeli ve Bursa izlenimleri Kocaeli ve Bursa izlenimleri ali.tezel@aksam.com.tr Sevgili ağabeyim Ahmet ÇAVUŞOĞLU, gazetemizin değerli yazarı Mustafa DOLU ile birlikte “AkŞam yazarları halkı dinliyor” diyerek yola çıktık. İlk durağımız Kocaeli idi ve bizi epey sayıda çalışan ve emekli karşıladı. Dertlerini doğru ve yerinde ifade etmekle kalmadılar, gerçekten ülke sorunlarına yılların tecrübesi ile yerinde çözüm önerileri de getirdiklerini sevinçe gördüm.

Tevhide için savcılığa suç duyurusu
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Tevhide için savcılığa suç duyurusu Başörtülü olduğu için kürsüden indirilen İHL'li Tevhide Kütük'ü, kürsüden indiren kişiler olarak ileri sürülen Kaymakam Aydın Tetikoğlu ve Binbaşı Hüseyin Çopur için suç duyurusu: 29 Kasım 2007 15:25 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Hakların Korunması ve Hukuki Araştırmalar Derneği (HUKUKDER) 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Adana’nın Kozan ilçesinde meydana gelen olay için Kozan Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda Kozan Kaymakamı Aydın Tetikoğlu, Garnizon Komutanı Hüseyin Çopur ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canpolat hakkında kamu davası açılması istendi. Hukukder adına suç duyurusunda bulunan Genel Başkan Av. Fikret Karapekmez, Kozan İmam Hatip Lisesi 11 C sınıfı öğrencisi Tevhide Kütük’ün dışarı çıkarılmasının hukuk ile bağdaşmadığın belirterek, suç duyurusu metninde şunları kaydetti: “Öğrenci zor kullanılarak kürsüden indirilmiş ve dışarı atılmıştır. Ödül almak üzere kürsüye gelmiş 15 yaşındaki bir öğrenciyi sinema salonundan atmanın hiç bir hukuki dayanağı yoktur. Herkes yasalar önünde eşittir, hiçbir kimse görevi ne olursa olsun yasada almadığı bir yetkiyi kullanamaz, suç işlediği takdirde cezasız bırakılmaz” Öğrenci Tevhide Kütük’ün söz konusu olay nedeniyle çok ağır harekete maruz kalındığı belirtilen suç duyurusunda, “Hakarete uğrayanın masum 15 yaşında bir çocuk olması hakaret edenlerin de ilçenin en yetkili bürokratlarının olması suçun vasfını ağırlaştırmaktadır. İdarecilerin kendi maiyetindekilere karşı suç işlemesi ağırlaştırıcı nedendir” diye belirtildi. Duyurunun son kısmında ise “Sanıklar hakkında kovuşturma başlatılarak sanıkların tecziyesi için haklarında kamu davası açılmasını istiyoruz” ifadeleri yer aldı. Ayrıca Hukukder tarafından Kozan Kaymakamı Aydın Tetikoğlu ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canpolat’a idari ceza verilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu. (cafesiyaset)

Barlas ile Kongar'ın "11 milyon cahil" kavgası-VİDEO
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Barlas ile Kongar'ın 11 milyon kavgası Prof. Emre Kongar ile yazar Mehmet Barlas’ın NTV’deki ’Yorum Farkı’ programında "11 milyon cahil" sözü yüzünden fena halde kapıştı. 29 Kasım 2007 17:55 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Programın dün akşam yayınlanan bölümünde ikili arasında tansiyon "tarih" konusu açılınca bir hayli gerildi. Emre Kongar Kurtuluş Savaşı'nı anlatırken, o dönemde nüfusun 11 milyon olduğunu ve bunlardan sadece yüzde 10'unun okuma yazma bildiğini söyledi. Barlas sinirlendi ve "O cahil 11 milyon Mustafa Kemal ile birlikte Kurtuluş mücadelesi verdi" dedi. Kongar'ın yanıtı da "O yurt sevgisiydi, tabii ki millet kültürünü bilmeyen, okuma yazması olmayan cahil insanlardı" oldu. İkili orasındaki diyalog şöyle devam etti; Barlas: Türkiye'de kurtuluş savaşını sadece Atatürk kazanmadı. Neticede arkasında o cahil dediğiniz, küçümsediğiniz, bazen görmezden geldiğiniz halkla birlikte yaptı. Ayrıca Atatürk hiç bir zaman cahil filan da demedi halka.Kongar: Öyleydi ama..Barlas: İzin ver ben konuşuyorumKongar: Hayır ama demogoji yapma banaBarlas: Neyin demogojisiKongar: Tarihi gerçekler bunlar, sessizce dinleyinBarlas: Tarihi yanlış anlatıyorsunKongar: Hani neresi yanlış(...)Barlas: Bu demogoji değil. Ben sizin ezberinizi bozunca hep demogoji diyorsunuz. Bu yorum farkı.Kongar: Yorum farkı ayrı, gerçeği çarpıtıyorsunuzBarlas: Siz gerçeği saptırıyorsunuz. Ezberletilmiş sözleri söylüyorsunuzKongar: 11 milyon insanın yüzde 10'u okuma yazma biliyordu. Gayet tabiki cahillerdi. www.moralhaber.net

Bakmaya Doyamayacağınız Kadar Güzel Türkiye Fotoğrafları
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Bakmaya Doyamayacağınız Kadar Güzel Türkiye Fotoğrafları TURKEY PHOTO GALLERY • The Grand Bazaar• Fatih Sultan Mehmet Bridge as seen from Rumelihisarı• Bosphorus Bridge• Maslak financial district • Galata Tower • The famous Maiden's (Leander's) Tower was originally built by Alcibiades in 408 BC• The Obelisk of Thutmosis III at the Hippodrome of Constantinople was brought from the Temple of Karnak in Egypt by Theodosius the Great • Satellite photo over Istanbul and the Bosphorus• Portion of the legendary walls of Troy (VII), identified as the site of the Trojan War (ca. 1200 BCE)• The Celsus Library in Ephesus, dating from 135 CE • Mustafa Kemal Atatürk, founder and first President of the Republic of Turkey• F-247 TCG KemalReis is a SalihReis (MEKO 200TN II-B) class frigate of the Turkish Navy• A KC-135R-CRAG Stratotanker of the Turkish Air Force refueling TAI-built F-16 fighter jets • Roosevelt, İnönü and Churchill at the Second Cairo Conference in December 1943• Orhan Pamuk, winner of the 2006 Nobel Prize in Literature• Sufi whirling dervishes• Cafés at the port of İzmir• İstiklal Avenue in Istanbul's cosmopolitan Beyoğlu district • TCDD high speed train• Esenboğa International Airport in Ankara• Selimiye Mosque, built in 1575 in Edirne • The Sultan Ahmed Mosque (Blue Mosque)• The Grand Chamber of the Grand National Assembly of Turkey in Ankara • Motto:Peace at Home, Peace in the World• LocationTurkey • Republic of Turkey Flag• Republic of Turkey Emblem Pera Museum during the Rembrandt exhibition in 2006 • Istanbul's Tünel (1875) is the world's second-oldest subway line after London's Underground• Haydarpaşa Terminal • Subway connection between Kabataş and Taksim Square • Historic tram on İstiklal Avenue• Basilica Cistern• Valens Aqueduct• Fatih Sultan Mehmet Bridge and the skyline of Levent financial district• View of Taksim and Levent from The Marmara Hotel, with the "Conference Valley" in the center of the frame • Street level view of Levent as seen from the entrance of Metrocity• Streets of Nişantaşı, the fashion district of Istanbul and seat of the Turkish textiles industry• View of the city from Gülhane Park near Topkapı Palace • S. Antonio di Padova• Arap Mosque• Sultan Ahmet Mosque• The 6 km (4 mi) long Bağdat Avenue • İstiklal Avenue in Beyoğlu • Akmerkez in the quarter of Etiler• Yalıs in Arnavutköy • Dolmabahçe Palace• Ortaköy Mosque and the Bosphorus Bridge • Topkapı Palace • Exterior view of the Hagia Sophia• Ölüdeniz near Fethiye in the Turkish Riviera • Mt. Ararat is the highest peak in Turkey at 5,165 m (16,946 ft)

Sosyal güvenlik reformu ve vazife malullerinin ikinci emeklilik hakkı
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
ALİ TEZEL Sayın Ali Tezel bey ben Türkiye Harp Malülleri Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Balıkesir Şubesi Başkanı’yım . Mevcut uygulamada bir gazinin SSK ’ya tabi olarak çalışabilmesi için 506 Sayılı SSK Kanunu ’nun 63. maddesinin B bendine göre yüzde 30 oranında (% 22,5 işveren, % 7,5 işçi) Sosyal Destek Primi ödemesi zorunluluğu var. Çalıştıkları işyerlerinden emekli olabilmeleri için de ilave olarak 506 Sayılı SSK Kanunu ’nun 73. maddesinin D bendine göre yüzde 20 oranında ( %9 sigortalı , %11 işveren) malullük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi olmak üzere toplam %50 oranında prim ödemeleri gerekmektedir. 01.01.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen 5510 sayılı kanunun 5. maddesinin “c” bendinde gazilerin nasıl çalıştırılacağı tarif edilmiştir. Ancak Destek Primi ödenip ödenmeyeceği ve kısa vadeli sigorta kolları derken bizler Emekli Sandığı karnesi ile sağlık hizmeti aldığımız için hastalık ve analık primi ödememiz gerekip gerekmediği ile ilgili bir netlik bulunmamaktadır. Yeni yasaya göre çalışan gazilerin ne şekilde prim ödemeleri gerekeceği konusunda bir açıklama getirebilir misiniz? l Haydar Filiz Bahsettikleriniz, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ’nun SGK tarafından hazırlanmış yeni metninde de var ve bu daha TBMM tarafından kabul edilmiş değil. Ancak, aynen kabul edildiğiniz varsayarsak, T.C. Emekli Sandığı Kanunu olan 5434’e göre “vazife malulü” olarak aylık alanlar isterlerse işçi olarak (eski adıyla SSK ’ya) yeni ismiyle 4/c’li olarak veya eski adıyla Bağ -Kur’lu yeni adıyla 4/b’li olarak çalışabilirler. Bu çalışmaları esnasında aylıklarını almaya devam edecekleri gibi çalışmaları nedeniyle ikinci bir gelir de elde edebilirler. Ancak, sizin de bahsettiğiniz gibi öncelikle 5510 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin 4’üncü bendinde tanımlanan “Kısa vadeli” sigorta kollarına ait primleri ödemek zorundadırlar. Aynı kanunun 81’inci maddesine göre de, “c) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre % 1 ilâ % 6,5 oranları arasında...”dır ve bu primin tamamını işveren öder . Aynı maddenin (f) bendi gereğince de, “f) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kollarına tâbi olanlar için... % 12,5” oranında da genel sağlık sigortası primi de ödenecektir. Bu primin yüzde 5’i sigortalı, yüzde 7,5’i ise işveren hissesidir. Yani vazife malulleri için işverenler öncelikle işyerinin tehlike sınıfına göre 13,5 ile 19 oranında prim ödeyeceklerdir. Öte yandan isterlerse bir de yüzde 20 oranında emeklilik primi de ödemeyi isteme hakları da vardır. Görüleceği üzere, yeni dönemde vazife malulleri daha az prim ödeyecekler ama işin bir de emekli aylığı boyutu var. Şu anki uygulamalara göre vazife malülü yüzde 50 oranında prim ödeyerek hem 5434 sayılı Kanun’a göre vazife malullüğü aylığını almakta hem de şartları oluştuğunda SSK ’dan emekli aylığı da alabilmektedir. Yani iki yerden birden tam oranlı emekli aylığı alma imkanı vardır ama yeni 5510’un 54’üncü maddesi gereğince; “...6) Bu Kanunun beşinci maddesinin (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan hem vazife malullüğüne hem malullük aylığına hak kazananlara bu aylıklardan yüksek olanı, aylıkları eşitse yalnızca vazife malullük aylığı, bu kanunun beşinci maddesinin (c) bendine göre hem vazife malullüğüne hem yaşlılık aylığına hak kazananlara bu aylıklardan yüksek olanın tamamı, düşük olanın yarısı, “ verilir demektedir. Yani yeni dönemde iki yerden tam aylık alma hakkı ortadan kalkmakta biri tam biri yarım olmaktadır. Sonuç olarak, Sosyal Güvenlik Reformu ’yla 5434 sayılı Kanun gereğince T.C. Emekli Sandığı ’ndan vazife malulü aylığı alanlardan alınacak primler düşürülmektedir. Buna paralel olarak da ikinci emekli aylıkları da yarıya düşürülmektedir. Emeklinin geçirdiği iş kazası 1959 class=u href="/haberleri/1-agustos/" 1 Ağustos 1999 gününden beridir Sosyal Güvenlik Destekleme Primi ’ne tabi olarak çalışmaktayım. 20 Ekim 2007 tarihinde çalıştırmakla yetkili olduğum freze makinesinde yapmış olduğum kaza sonucu sol el baş parmağımı tamamen kaybettim. Hastanede yapılan tedavi sonucu 10 gün iş göremezlik raporu aldım. SSK ’dan raporumun ücretini aldım. Hastane polisinin düzenlediği Adli Raporu işyerinin bulunduğu jandarma karakoluna göndermesi sonucu, jandarma karakolu tarafından ifademin alınması için çağrıldım. Verdiğim ifade de, “Çalışmakta ve çalıştırmakla yetkili olduğum freze makinesin de kendi dikkatsizliğim sonucu bu kaza olmuştur, kimseden şikayetçi değilim” diye ifade verdim. Bu arada SSK ’ya kaybettiğim parmağım için maluliyet dilekçesi verdim. Sonucu daha gelmedi. Nasıl gelecek ve nasıl hesaplanacak? SSK ’ya bildirilen ücret tabandan gösteriliyor (aynı zamanda işyerinde iş kazası raporunu da SSK ’ya bildirdim.). Benim bu durumda kaybettiğim parmağım için ayrıca maddi tazminat talep etme hakkım var mı? Varsa işyerinden mi yoksa SSK ’dan mı talep edeceğim? Benim nasıl bir yol izlemem gerekiyor? Bana yardımcı olursanız size minnet duyarım. Sizin bu konularda engin bilgilerinize ihtiyacım var. l Haydar Yalçıntaş Sayın okurum, nereden emekli olursa olsun emekli olduktan sonra işçi olarak çalışanlardan SSK ’ya SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi ) ödenir ve bu prim sadece iş kazası-meslek hastalığı içindir. Siz de emekli çalışan olarak iş kazası geçirdiğiniz için istirahatli kaldığınız süre için SSK geçici işgöremezlik ödeneklerini size ödemiş. Şimdi de bu kaza sonrasında maluliyet talep ettiğiniz için öncelikle yüzde kaç oranında işgöremez olduğunuzu hastane sağlık kurullarına tespit ettirecek. Şayet yüzde 10 ve daha fazla oranda işgöremez çıkarsanız size son üç aylık ücretinin ortalamasının işgöremezlik oranı ile çarpımı kadar ömür boyunca her ay sürekli işgöremezlik geliri ödeyecekler. Yüzde 10’dan az çıkarsa SSK size bir şey ödemeyecek. Oran yüzde 10 ile 25 arasında kalırsa ve siz talep ederseniz her ay ödeme yerine bütün bir ömür ödenmesi gerekeni size peşin olarak da öderler. Öte yandan, oran ne çıkarsa çıksın işverene karşı acı çektiğiniz için manevi ve kaybınız nedeniyle de maddi tazminat davası açabilirsiniz. 29.11.2007 2007-11-29 04:10:45 Akşam

Sosyal Güvenlik Reformu"ndan sonra Bağ-Kur"lular nasıl emekli olacak?
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Bağ -Kur`dan emeklilikte, SSK `da olduğu gibi sigorta başlangıç tarihinin bir önemi bulunmamaktadır. Asıl önemli olan normal emeklilik için 01.06.2002 tarihi, kısmi aylıktan ise 01.10.1999 gününden önceki prim ödeme gün sayısıdır. Bağ -Kur`lular iki yöntem ile emekli olabilmektedirler. Birinci yöntem kadınların 20 ve erkeklerin 25 tam yıl prim ödemesi ile ortaya çıkan tam aylık ile emeklilik, ikincisi de 15 tam yıl ile kısmi aylık alarak emekli olmaktır. Emeklilikte kademeli geçişi düzenleyen 4447 sayılı kanunun Anayasa Mahkemesi `nce iptal edilmesinden sonra 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı kanunla yeni bir düzenleme yapıldı. Daha önce 08.09.1999 tarihi emeklilikte milat olarak belirlenmişti. Ancak, 4759 sayılı kanunla, milat 23.05.2002 olarak yeniden belirlenmiş bulunmaktadır. İlk defa, 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olanların yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri için kademeli bir geçiş süreci öngörülmüştür. Bağ -Kur`dan emeklilik A- İlk defa 08.09.1999 tarihinden önce Bağ -Kur`lu olanların emekliliği 08.09.1999 tarihinde yayınlanan 4447 sayılı kanun gereğince, 01.10.1999 tarihi itibariyle erkekler için 23 ve kadınlar için 18 yıldan fazla süre prim ödemiş olan esnaf ve serbest meslek sahipleri ve tarım işletmesi sahipleri (Bağ -Kur`lular) YAŞ`a tabi değildirler ve bunlardan hala çalışmaya devam edenler var ise diledikleri zaman emekli olabilirler. Bunların dışında kalanlar ise aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi emekli olacaklardır. 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşı (01.06.2002) itibarıyla, kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl prim ödemiş olanlar ile prim ödeme sürelerinin dolmasına kalan süre emekli olunacak yaşın belirlenmesinde önem taşımaktadır. Bağ -Kur`lular için 01.06.2002 itibariyle; Prim ödemeleri gereken süre Emekli olacakları YAŞ Kadınların 20 yılı tamamlamasına kalan süre Erkeklerin 25 yılı tamamlamasına kalan süre Erkek Kadın Erkek Kadın 2 yıl veya daha az 2 yıl veya daha az 25 20 44 40 2 yıldan fazla-3 yıl ve daha az 2 yıldan fazla- 3 yıl 6 ay ve daha az 25 20 45 41 3 yıldan fazla-4 yıl ve daha az 3 yıl 6 aydan fazla-5 yıl ve daha az 25 20 46 42 4 yıldan fazla-5 yıl ve daha az 5 yıldan fazla-6 yıl 6 ay ve daha az 25 20 47 43 5 yıldan fazla-6 yıl ve daha az 6 yıl 6 aydan fazla-8 yıl ve daha az 25 20 48 44 6 yıldan fazla-7 yıl ve daha az 8 yıldan fazla-9 yıl 6 ay ve daha az 25 20 49 45 7 yıldan fazla-8 yıl ve daha az 9 yıl 6 aydan fazla-11 yıl ve daha az 25 20 50 46 8 yıldan fazla-9 yıl ve daha az 11 yıldan fazla-12 yıl 6 ay ve daha az 25 20 51 47 9 yıldan fazla-10 yıl ve daha az 12 yıl 6 aydan fazla-14 yıl ve daha az 25 20 52 48 10 yıldan fazla-11 yıl ve daha az 14 yıldan fazla-15 yıl 6 ay ve daha az 25 20 53 49 11 yıldan fazla-12 yıl ve daha az 15 yıl 6 aydan fazla-17 yıl ve daha az 25 20 54 50 12 yıldan fazla-13 yıl ve daha az 17 yıldan fazla-18 yıl 6 ay ve daha az 25 20 55 51 13 yıldan fazla-14 yıl ve daha az 18 yıl 6 aydan fazla-20 yıl ve daha az 25 20 56 52 14 yıldan fazla-15 yıl ve daha az 20 yıldan fazla-21 yıl 6 ay ve daha az 25 20 57 53 15 yıldan fazla-16 yıl ve daha az 21 yıl 6 aydan fazla-22 yıl 25 20 58 54 16 yıldan fazla-17 yıl 22 yıldan fazla 25 20 60 55 17 yıldan fazla 20 58 İlk defa 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olanların kısmi yaşlılık aylığından yararlanmaları 4447 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan, kanunun yürürlük tarihini takip eden aybaşından (01.10.1999) itibaren kısmi aylık bağlanması için 15 tam yıl hizmet süresini ve kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmalarına 2 tam yıl ve daha az süre kalanlara, kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre kısmi yaşlılık aylığı bağlanacaktır. 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurma koşulunu, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından (01.10.1999 günü) itibaren, o 2 tam yıldan fazla, 4 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 51, erkeklere 56 yaşını, o 4 tam yıldan fazla, 6 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 52, erkeklere 56 yaşını, o 6 tam yıldan fazla, 8 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 53, erkeklere 57 yaşını, o 8 tam yıldan fazla, 10 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 54, erkeklere 57 yaşını, o 10 tam yıldan fazla süre içinde yerine getiren, kadınlara 56, erkeklere 58 yaşını, Doldurmaları ve talepte bulunmaları halinde, yaşlılık aylığı bağlanacağı ifade edilmiştir. B- İlk defa 08.09.1999-31.12.2007 tarihleri arasında Bağ -Kur`lu olanların emekliliği İlk defa 08.09.1999-31.12.2007 tarihleri arasında Bağ -Kur sigortalısı sayılanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması veya kadın ise 60 erkek ise 62 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar. C- İlk defa 01.01.2008 tarihinden sonra Bağ -Kur`lu olacakların emekliliği İlk defa Sosyal Güvenlik Reformu `nun yürürlüğe girmesi öngörülen 2008 yılından itibaren sigortalı olacaklar için emeklilik yaşı 2036 yılına kadar kadın ise 58, erkek ise 60 yaş olarak uygulanacaktır. 2036 yılından itibaren ise kademeli olarak artarak, 2044 yılında erkek sigortalılar için 65`e ve 2048 yılında da kadın sigortalılar için 65`e ulaşacaktır. Yıllar itibarıyla erkek sigortalılar için emeklilik yaşları aşağıdaki gibi artarak; 1) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61, 2) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62, 3) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63, 4) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64, 5) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65, 6) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65, 7) 1/1/2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65, olarak uygulanacaktır. Bağ -Kur sigortalıları, yukarıda yer alan yaş hadlerine 65 yaşını geçmemek üzere üç yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malûllük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabilecekler. 2007-11-27 16:25:06 Dünya

SSK tarım sigortasından nasıl yararlanılır?
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
SELİM EROL 10.08.1956 doğumluyum. SSK tarım sigortalısıyım. Sigorta başlangıç tarihi 01.01.1991. Sigorta başlangıcımdan önce 20 ay askerlik yaptım. Ne zaman emekli olabilirim? Kazım Halim / AYDIN Sayın AYDIN , diğer okuyucularımızın da benzer sorularının bulunması nedeniyle SSK Tarım Sigortası Uygulamaları hakkında genel bilgi vermiş olalım. Kimler SSK Tarım Sigortası Kapsamındadır? -Ülkemizde gezici, geçici yada göçmen işçi olarak isimlendirilen süreksiz tarım işçileri 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Yasası ile sosyal sigorta kapsamına alınmıştır. -Tarım sigortası, tarım işçilerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların istekte bulunmaları kaydıyla bu Kanunda yazılı şartlarla sosyal güvenliklerini sağlamayı amaçlayan bir sigorta koludur. -Tarım sigortasının, hizmet akdi unsuru bulunmasına rağmen, zorunlu olmayıp isteğe bırakılması sigortalının yaptığı işçin süreksiz olmasından kaynaklanmaktadır. Süreksiz olarak çalışmaktan kastedilen, sigortalının 30 günden az süren işlerde çalışmasıdır. Kimler Sigortalı Sayılır? -Sosyal güvenlik kanunları kapsamı dışında olanlarla bu kanunlara göre malullük, emeklilik (yaşlılık) aylığı, sürekli tam iş göremezlik geliri almayanlardan; süreksiz olarak tarım işlerinde hizmet akdiyle çalışanlar istekte bulunmaları kaydıyla bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar. Kimler Sigortalı Sayılmazlar? -18 yaşını doldurmamış olanlar, -Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaları nedeniyle prim veya kesenek ödemekte olanlar, -Sosyal güvenlik kuruluşlarından kendi çalışmalarından dolayı emeklilik (yaşlılık) veya malullük aylığı ile sürekli iş göremezlik geliri alanlar, -Aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunanlar, -2022 sayılı Kanuna göre aylık bağlananlar, sigortalı sayılmazlar. Tarım Sigortalılığına Başvuru ve Tescil Nasıl Olacak? -Durumları bu Yasada öngörülen şartlara uygun olanlar, örneği Kurumca hazırlanan İstek ve Tescil Belgesini, nüfus hüviyet cüzdanındaki bilgilere göre iki örnek doldurup imzaladıktan sonra, mümkünse en son çalıştığı işverene imzalatıp bilahare ikamet ettiği yer muhtarlığına, Tapu Sicil Müdürlüğü `ne ve en son Bağ -Kur(Devredilen) İl Müdürlüğü `ne onaylattıktan sonra Kanuni ikametgahlarının bulunduğu yer çevresindeki SSK (Devredilen) Müdürlüğü`ne verirler. -SSK Müdürlüğü `nce alınan İstek ve Tescil Belgesi`ne istinaden tescil işlemi yapılır. -Tescili yapılan sigortalıya, SSK tarafından kimliğinin ve prim ödeme gün sayılarının tespitini sağlayacak Sosyal Güvenlik Belgesi verilir. -Bu belgenin içindeki kartların her biri, Kurumca ilgili ay bölümüne Primi Tahsil Edildi kaydının düşülmesiyle sigortalı tarafından en geç ertesi yılın Şubat ayı sonuna kadar Alındı Belgesi karşılığında Kuruma geri verilir. -Primi Tahsil Edildi kaydını taşıyan kartın sigortalı tarafından herhangi bir sebeple geri verilmemesi halinde, söz konusu kartın ilgili olduğu süreye ait primler ödenmemiş sayılır. Sigortalılığın Başlangıcı? -Tarım sigortasına devam etmek isteyenlerin sigortalılıkları, ilgilinin yazılı istek tarihini takip eden aybaşından başlamaktadır. -Tarım sigortasına devam etmekte iken sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, işlerinden ayrılmaları halinde tarım sigortalılıkları işten ayrılışlarını takip eden aybaşından itibaren kendiliğinden başlar. Sigortalılığın Sona Ermesi? Tarım Sigortasına devam edenlerden; -Primini ait olduğu yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar ödemeyenlerin o yılın 1 Ocak gününden, -Tarım sigortalılıklarını sona erdirmek isteyenlerin yazılı isteklerini takip eden yılbaşından, -Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona erer. Sağlık Yardımı ve Prim Ödeme Miktarı? -Sigortalılardan % 30 oranında prim alınır. Primlerin hesabında esas tutulacak günlük kazanç, 506 sayılı Kanunun 78`inci maddesiyle belirlenen prime esas kazancın alt sınırıdır. -Bu Kanun gereğince alınacak prim hesabına esas gün sayısı her ay için 15, bir tam yıl için 180 gündür. -Sigortalılar her ayın primini en geç ertesi ayın sonuna kadar Sosyal Güvenlik Belgesine Kurumca tahsilat yapıldığını gösteren bir kayıt düşülmek suretiyle Kuruma öderler. Ait olduğu yılı izleyen Şubat ayı sonuna kadar ödenen primler de süresi içinde ödenmiş sayılır. -Gerekli olan primlerin ödendiği sosyal güvenlik kartıyla belgelenmedikçe, sigortalılar ve aile fertlerine veya hak sahiplerine Yasada belirtilen yardımlar yapılmaz. -Sigortalının sağlık yardımlarından yararlanabilmesi için hastalığın anlaşıldığı tarihten önceki bir yıl içinde bu Kanuna göre 120 gün prim ödemiş olması şarttır. -Sigortalının eşi ve geçindirmekle yükümlü olduğu çocukları, hastalıkları halinde sağlık yardımlarından yararlanırlar. Sayın AYDIN , 20 aylık askerliğinizi borçlanmanız halinde sigortalılık başlangıcınız 01.05.1989 tarihi olacaktır. Bu durumda 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün ve 44 yaş şartına tabisiniz. -Yaş ve sigortalılık sürenizi doldurmuşsunuz. Sigortalılık başlangıç tarihine göre de Askerlik borçlanması ile birlikte 3600 gün şartını yerine getirmiş oluyorsunuz. -Bu durumda; SSK `ya (Devredilen) emekliliğiniz için yazılı talepte bulunmanız halinde, yaşlılık aylığınızın ödenmesine, aylık bağlanması için Kurumdan yazılı istekte bulunduğunuz tarihi takip eden aybaşından başlanacaktır. Sağlıcakla ve sosyal güvenlikle kalın... 2007-11-28 04:04:56 Bugün

'Gündüz tedavi ediyordum, gece öldürüyordum'
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
İsrail'de Yuval adlı bir pilot binbaşının gündüzleri Gazze'deki bir hastanede aralarında Filistinlilerin de bulunduğu çocukları tedavi edip geceleri de helikopterle Filistinlilere yönelik operasyon düzenlediği ortaya çıktı. Ordunun koyduğu yasak gereği soyadını açıklamayan ve yüzünü gizleyerek konuşan 40 yaşındaki İsrailli Binbaşı Yuval, gündüzleri doktor kimliğiyle Gazzeli minikleri tedavi ediyor, gece savaş helikopteri pilotu olarak operasyonlara çıkıyor. Amerikan Washington Post gazetesi, "Öldürme zamanı da vardır; iyileştirme zamanı da" başlığı ile verdiği haberde, iki ayrı kimlikle hayatını sürdüren Yuval'in hikayesine yer verdi. 3 çocuk babası Yuval, İsrailli bir çocuk doktoru. Ancak İsrail ordusunda pilot binbaşı olarak da görev yaptığı için, emir geldiğinde gündüzü bir kenara bırakıp, diğer kimliğine bürünüyor ve ölüm yağdıran Cobra helikopterleriyle Filistin semalarında insan avına çıkıyor. Filistinlilerle dosttum Büyüdüğü çiftlikte babası traktörle tarla sürerken kendisi Gazzeli Filistinlilerle birlikte portakal toplayan; daha sonra da ortak kurdukları sofrada Filistinlilerle birlikte yemek yiyen Yuval, "Artık o günler tarih olmuş gibi görünüyor" diyor. 'BUGÜN DOKTOR MUSUN YOKSA PİLOT MU?' Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki İsrail'e ait Palmaçim hava üssündeki lojmanında karısı ve 3 çocuğuyla birlikte yaşayan Yuval, hasta çocukları tedavi ederek geçirdiği günün ardından eve geldiğinde her baba gibi çocuklarına sarılıp öpüyor. Askerlik yaptığı dönemde ordunun özel izniyle, bir yandan da tıp eğitimi alan Yuval'in kaynanası Nitzan da, damadının bu iki kimliği arasında gidip geliyor. Ona her eve gelişinde, "Evet Yuval, bugün doktor musun yoksa pilot mu?" diye sormadan edemiyor. Nitzan, gazetenin muhabiriyle konuşurken, "Bu büyük bir çelişki gibi görünüyor; ancak o bizi koruduğunun farkında. İnsanları öldürmek istemezsiniz değil mi?" diye de ekliyor. 'BELKİ DE ÖLDÜRDÜKLERİMİN AMCALARI BİZDEN İNTİKAM ALIYORDUR' 15 Filistinliyi öldürdü 2000'de başlayan ikinci intifadanın ardından Filistin semaları üzerinde helikopterle suikast görevlerine çıkan, yaklaşık 15 intifadacıyı öldüren Yuval, "Doktor olurken ettiğim yemin, 'Kimseye zarar vermeyeceksin' diyor. Ancak pilot olarak görev emri aldığımda, 'Şu anda zarar vermiyor, birilerinin hayatını kurtarıyorum' şeklinde düşünüyorum. Belki öldürdüğüm o iki adamın kardeşleri, amcaları intikam olsun diye bize Kassam füzesi atıp belki de iki Yahudi çocuğu öldürecekler. O zaman ben iyi birşey mi yapmış oluyorum? Bilmiyorum..." diye konuşuyor. Oğlunu teslim ettiği doktor belki de kuzeninin katili 2 yıl önce iki kuzenini İsrail helikopterlerinin füze ateşinde kaybeden; ancak şimdi 2 yaşındaki kalp hastası oğlu Ahmed'i bu hastaneye getirip büyük bir umutla Yuval'ın ellerine teslim eden Filistinli anne Nesime'nin durumunda olanlar da var. Çünkü Nesime, kendilerine gece kabuslar yaratan savaş helikopterlerinden birini de Yuval'ın kullandığını bilmiyor. Kaynak: Mehr News

Liverpool adeta şov yaptı ve sahadan 4-1 galip ayrıldı.
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Porto karşısında Liverpool adeta şov yaptı ve sahadan 4-1 galip ayrıldı.

Beşiktaş'ın grubunda işler karıştı
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Beşiktaş'ın grubunda yer alan Liverpool ve Porto, İngiltere'de karşı karşıya geldi. Porto karşısında Liverpool adeta şov yaptı ve sahadan 4-1 galip ayrıldı. 29 / 11 / 2007 00:08 Liverpool, 18.dakikada F.Torres'in attığı golle 1-0 öne geçti...Porto, 33.dakikada L.Lopez'in golüyle şimdi durumu 1-1'e getirdi.Liverpool'da ilk yarı 1-1 sona erdi...78.dakikada F.Torres bir kez daha Liverpool'u öne geçirdi...Dakika 84 Gol Steven Gerrard. Liverpool şimdi 3-1 önde.Ve dakika 87. Sahneye Crouch çıkıyor. Maçın skoru Liverpool 4-1 PortoA GRUBU PUAN DURUMU1.PORTO = 82.MARSİLYA = 73.LİVERPOOL = 74.BEŞİKTAŞ 6

Şampiyonlar ligi maç sonuçları
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
CHAMPIONS LEAGUE: Group stage, Group A Puan Durumu 20:45 FT Besiktas 2 : 1 Marseille 20:45 FT Liverpool 4 : 1 Porto CHAMPIONS LEAGUE: Group stage, Group B Puan Durumu 20:45 FT Rosenborg 0 : 4 Chelsea 20:45 FT Valencia 0 : 0 Schalke 04 CHAMPIONS LEAGUE: Group stage, Group C Puan Durumu 20:45 FT Lazio 1 : 2 Olympiakos 20:45 FT Werder 3 : 2 Real Madrid CHAMPIONS LEAGUE: Group stage, Group D Puan Durumu 20:45 FT Benfica 1 : 1 Milan 20:45 FT Celtic 2 : 1 Shakhtar

Fransızlar maç öncesinde 8-0'lık tarihi Liverpool hezimetini hatırlatarak, sataştı...
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Bak sen şu Fransızlara! Takımlarını desteklemek için İstanbul'a gelen Olympique Marsilyalı taraftarlar, Beşiktaşlı taraftarlara maç öncesinde 8-0'lık tarihi Liverpool hezimetini hatırlatarak, sataştı... Takımlarını desteklemek için İstanbul'a gelen Olympique Marsilyalı taraftarlar, Beşiktaşlı taraftarlara maç öncesinde 8-0'lık tarihi Liverpool hezimetini hatırlatarak, sataştı. Eski açık tribünde kendilerine ayrılan yerde bulunan yaklaşık 250 Fransız taraftar, Beşiktaşlı taraftarlara yönelik ''Liverpool'' diye tempo tutup, parmaklarıyla 8 işareti yapınca, siyah-beyazlılar da ''Olympique Lyon'' diye karşılık verdi. Öte yandan, karşılaşmada 40'ı yabancı olmak üzere 200'e yakın gazeteci görev yaptı. AA

Başbakanımıza 900 Günden Ölüm Aylığıyla İlgili bir okurdan mektup- Ali ÖZTÜRK Ekonomist
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
Bir okurumuz''Ali bey yazılarınızı dikkatle takip ediyor saygılarımı sunuyorum. Sizden isteğim eğer başbakanımıza 5510 sayılı kanun ile ilgili yazdığım yazıyı sizin açınızdan sorun olmazsa yayınlarsanız çok sevinirim. '' demiş hiç bir noktasına dokunmadan aynen yayınlıyorum. Başbakanımıza : 5510 sayılı kanunla 1 ocak 2007 de çıkacak olan yasayla bağkur ve diğer sigortalıların 1800 gün dul ve yetim aylığını 900 güne inecek olan yasa cumhurbaşkanı sezeri iptaliyle hayallerimiz ümitlerimiz yerle bir oldu. sonra temmuz 2007 sonrada 1 ocak 2008 de çıkacak denmişti yani bizlere başbakanımız söz verdi bizlerin umudu oldu. Biz babamızı ağır hastalığı sebebiyle 2004 yılında kaybettik ve şuan biz ve bizim gibileri emeklilik hayalini kurarken sgk kanununu hazırlayan bir beyefendi cömert emeklilik diyor devlet bunu kaldıramaz diyor bunun hesebını niye baştan yapılmadı niye geliri olmayan bu insanlara 1 seneden beri umut verildi .Başbakanım size soruyorum bize senelerce her konuda vaadlerde bulunuldu sözler verildi evler arabalar deniz bile getiren olacaktı bu söylenenlere hiç bir zaman inanmadık.............sadece size inanmıştık başbakanım saygılarımla Elisra Demir

Muhteşem Türkiye fotoğrafları-İngilizce
29 Kasım 2007 Perşembe, 19:26:03
• Galata Tower • The famous Maiden's (Leander's) Tower was originally built by Alcibiades in 408 BC• The Obelisk of Thutmosis III at the Hippodrome of Constantinople was brought from the Temple of Karnak in Egypt by Theodosius the Great• Satellite photo over Istanbul and the Bosphorus• Portion of the legendary walls of Troy (VII), identified as the site of the Trojan War (ca. 1200 BCE)• The Celsus Library in Ephesus, dating from 135 CE• Mustafa Kemal Atatürk, founder and first President of the Republic of Turkey• F-247 TCG KemalReis is a SalihReis (MEKO 200TN II-B) class frigate of the Turkish Navy• A KC-135R-CRAG Stratotanker of the Turkish Air Force refueling TAI-built F-16 fighter jets• Roosevelt, İnönü and Churchill at the Second Cairo Conference in December 1943• Orhan Pamuk, winner of the 2006 Nobel Prize in Literature• Sufi whirling dervishes• Cafés at the port of İzmir• İstiklal Avenue in Istanbul's cosmopolitan Beyoğlu district• TCDD high speed train• Esenboğa International Airport in Ankara• Selimiye Mosque, built in 1575 in Edirne• The Sultan Ahmed Mosque (Blue Mosque)• The Grand Chamber of the Grand National Assembly of Turkey in Ankara• Motto:Peace at Home, Peace in the World• LocationTurkey• Republic of Turkey Flag• Republic of Turkey Emblem

MHP'li Gül: PKK'lılar da şehidimizdir
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
MHP'li Gül: PKK'lılar da şehidimizdir MHP'nin en katı milliyetçilerinden olan Mehmet Gül'den çok tartışılacak sözler. Organ nakli yapıldıktan sonra sağlığına kavuşan Gül, ölen PKK'lılar için 'bizim şehitlerimiz' dedi. 27 Kasım 2007 09:30 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Mine Şenocaklı'nın röportajıMHP içinde bile en uçtaki milliyetçilerden olan Mehmet Gül, “Dağda ölen PKK’lılar da bizim şehidimizdir” dediğinde, yanlış duydum sanıyorum. O devam ediyor, Atatürk’ün Anzakların annelerine söylediklerini hatırlatarak; “Onlar artık bizim de evlatlarımız. Çünkü onların anne babaları bizim vatandaşımız. Çocukları kandırılmış, dağa çıkmış... Sonunda da bedelini canıyla ödemiş. Onlar artık bizim şehitlerimiz!” Kürt sorunu nasıl çözülür? Gazetenizdeki söyleşide DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş diyor ki, ’Bugün Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında yeni bir Ortadoğu yaratılmak isteniyor. Bu yaşanan Ortadoğu krizidir. Aslında bizim sorunumuz yok. Bu emperyalizmin bir oyunu...‘ Çok doğru diyor. Bugüne kadar 29 Kürt isyanı oldu diyenler var. Hiçbiri Kürt isyanı değil ki! Birincisi Şeyh Bedirhan isyanı, merkezileşmeye karşı. Şeyh Ubeydullah isyanı, Batılıların tezgâhladığı bir isyan. Şeyh Sait bir Kürt isyanı deniyor. Ama Şeyh Sait kendisi Zaza. Üstelik İslam adına, şeriat adına isyan ettiğini söylüyor... Ben PKK’lıların ve DTP’lilerin bir kısmının Büyük Ortadoğu Projesi’nin ne anlama geldiğini, Ortadoğu ve İslam ülkeleri üzerinde Amerika’nın ve diğer emperyal güçlerin hangi tezgâhları kurmaya başladığını kavradıklarını görüyorum. Bu olumlu bir gelişme. Siz 2003’te ‘Amerika artık Türkiye’yi stratejik ortak değil stratejik hedef olarak görüyor’ demiştiniz. Ya bugün? Bakın, Amerika 17 yıldır Kuzey Irak’ı kendi istediği gibi şekillendirmeye çalışıyor. Son savaşa da 500 milyar doların üzerinde para ayırdı. Bölgede güçlü Türkiye onların menfaatlerine aykırı. PKK ise ellerindeki bir koz. Niye bu kozu bıraksınlar ki! Ama anlaşmaya varıldı, Amerika PKK’yı bitirmek için yardım edecek deniyor... Amerika sana bu imkanı tanır mı? Soğuk savaş bitti, müttefiklik, NATO, hepsi yeniden değerlendirmeye alındı ve Türkiye gözden çıkartılır bir ülke oldu. Amerika stratejisini ortaya koydu, sana sormadı. Sen Amerika’nın koyduğu stratejiye ortak olayım diye debelenirken, o ’Hayır, seni ihtiyacım olduğu zaman part-time değerlendiririm’ diyor. Şimdi bize ihtiyaç var, yarın yok. İran ve Suriye meselesi olmasa Türkiye’ye bu kadar da taviz vermezlerdi. Amerika’ya, ‘Kurduğun sistemi yık’ diyoruz. Yıkmayacak. Tabii elinden gelirse... Nasıl? Ülkemizdeki bu direnç ve birlik süper güçleri de geride bırakır. Şırnak’ta, Hakkari’de, her tarafta, bunun ipuçlarını görüyoruz. Türk milleti, Gürcüsü, Türkü, Kürdü, tümüyle artık şuna inandı; ‘Bizi bölmek istiyorlar. Bizi birbirimizden ayıracaklar.’ Bunu DTP’lilerin içinde de bazılarının anladıklarını düşünüyorum. Selahattin Demirtaş onlardan biri... Aysel Tuğluk onlardan biri... Bazıları ise anlamak istemiyor. Kürt komşularımıza sahip çıkalım! DTP kapatılmamalı o zaman? O ayrı. Demokrasi açışından farklı bir bakış getirebilirsiniz. Ama hukukun üstünlüğü açısından kimse mazur görülemez. DTP, kapatılmasını istemiyorsa kapatılmayacak gibi davranacak. DTP’nin kapatılması tam da barış derken sorunu derinleştirmez mi? Hukuki açıdan bu şart. Peki ne yapılmalı? Kendi insanımıza daha çok sahip çıkacağız. Sevindirici olan bir şey var. Hiçbir yerde PKK’dan dolayı Türk ve Kürt çatışması olmadı. Zaten 700 bin Kürt ve Türk evliliği var. Herkes bütünleşmiş. Ben bu yaşananların geçeceğini düşünüyorum. Direnmemiz lazım. Kürdü, Türkü, Lazı, Hakkari’den Edirne’ye bütün millet ayağa kalktıysa bunu durdurmaya da gerek yok. Başbakan’ın açıklamaları aftan yana... Sonra tam öyle söylemediğini izah etti. Bakın, eve dönüş yasası bile sadece 25 kişinin teslim olmasını sağladı. İçeriden çıkan PKK’lıların büyük bölümü de Kandil’e gitti. Yani ‘af’ diyorsunuz, ‘Meclis’e gelin’ diyorsunuz. Ama Meclis’e gelmenin belli kuralları var. Siz suçluyu, terörün elebaşlığını yapmış insanı Meclis’e getiriyorsunuz. Mahkemelere giderler, cezalarını çekerler. Tabii ki hafifletici cezalar söz konusu olabilir, zaten teslim olana pişmanlık yasası uygulanıyor. Ama bebekleri bile şehit edenler, toplumu acılara boğanlar cezalarını çekmezse bütünleşme olmaz. ‘Ben artık iyi düşünüyorum, affedin!’ olmaz. Yani seni şahsi olarak benim affetmem mümkün olabilir. Ama o şehitlerin yakınları seni nasıl affedecek? Affedilmezse barış mümkün olabilir mi? Herkes yaptığına katlanacak. ‘Ben bunu yaptım, pişmanım, cezamı çekeceğim’ diyecek. Yani sen bütün topluma zulmetmişsin. Kürt ve Türk’ün birbiriyle bağını çözmeye çalışmışsın. Ama Allah’a çok şükür ki, bugün Hakkari’de de insanlar ellerine bayraklarını alıp sokağa çıkıyorlar... İdil’de geçen gün 250 genç, 10’u Hristiyan, tıpkı Yozgat’taki gibi halaylarla uğurlandı askere. Şehit olan askerlerimize bakarsanız yarıya yakın Doğulu. Yani Kürt, Türk demeden, Çanakkale Savaşı’nda savaşır gibi teröre karşı bir mücadele var... Üstelik de 30 bin insan ölmüş bu uğurda. 30 bin insan içinde sadece asker yok ama. Büyük bölümü de PKK’lı... Dağda ölen PKK’lılar da öldükleri andan itibaren bizim şehidimiz. Atatürk nasıl ki Çanakkale’de savaşırken ölen Anzaklar’ın anneleri geldiği zaman, ’Artık onlar bizim de evlatlarımızdır’ diyor. Onun gibi PKK’lıların anne babaları da bizim vatandaşımız. Çocukları kandırılmış, dağa çıkmış. Sonunda da bedelini canlarıyla ödemiş. Onlar artık bizim şehitlerimiz. Biz toplum olarak Hakkari ve Edirne’yi farklı tutamayız! Onların hepsi bizim vatandaşımız. Herkes bunu yüksek sesle söylemeye başlamalı. Ve eğer komşusu Kürtse onu daha çok sahiplenmeli. Çünkü bizim gücümüz şehit verebilmekten geliyor. Amerika’da, 30 asker tabutta gidiyor diye ülkelerine millet ayağa kalkıyor. Biz hâlâ İdil’de bile davul zurnayla yolluyoruz çocuklarımızı askere. Nazım’a fazla yüklenmişim Nazım Hikmet’i eleştiren bir kitap yazdınız. ’Nazım Memleket mi?’ diye... Peki sizi etkileyen dizeleri oldu mu? Ben Nazım Hikmet’in şair yönüyle ilgili bir şey söyleyecek durumda değilim. O farklı bir konu. Onun, ’Dört nala gelip Uzak Asya’dan... Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan... Bu memleket bizim’ diye başlayan meşhur bir şiiri var. Bir de ağaçlar, kardeşler dediği... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür... Ve bir orman gibi kardeşçesine... Evet, o... Hatta onun Kuvvayi Milliye Destanı çok güzel ama maddi hatalar var içinde. Bunları kitabımda da yazdım. Beni Nazım’dan çok millilik ve gayrimillilik ilgilendiriyor. Ben milli komünistleri, Mustafa Suphi de dahil olumsuz bulmuyorum. Onlar bir alternatiftir. Ama enternasyonele, yani Sovyetler’e çok fazla biat eden, Türkiye’yi ikinci, üçüncü sınıfa atan yapıya karşı olduğum için eleştirdim Nazım’ı. Yoksa ona, NATO’ya girişimiz hakkında söylediklerinden ötürü fazla yüklendiğimi düşünüyorum. Nazım Hikmet’in o dönemde bunu Sovyet ağzıyla söylemesini kabullenemiyorum. Ne diyor NATO’yla ilgili? Kore’ye niye gittin? Ey Mehmet, dön evine dön diye şiirleri var... Haklı mıymış? Şu anda haklı ama haksızlığı şurada; o dönemde Amerika bizim için tehdit değil, ama Sovyetler tehdit. Boğazları istiyorlar falan... Türkiye de mecbur kalıyor Amerika’ya. Yani ehven-i şer kabul ediliyor Amerika. Onun için de fedakarlık yapması gerekiyor Türkiye’nin; Kore’ye gidiyor. Türkiye açısından bir zaruret gibi bu... Nazım’ın Amerika’ya çatmalarının, eleştirilerinin doğru olduğunu biliyordum da bugün daha iyi anlıyorum. Askerlerin hatası Evren mantığından kaynaklanıyor... Artık askerler bile Kürt sorunu konusunda hata yaptık, onları yok saydık diyorlar... Hayır, askerlerin hatası ondan kaynaklanmıyor. Askerlerin hatası Kenan Evren mantığından kaynaklanıyor. Amerika’nın eski Başkanı Carter diyor ya, ’Bizim çocuklar, iktidarı ele aldı, işe el koydu!’ Evren de öyle düşündü. Bu Amerikan mantığı... Büyük Ortadoğu Projesi’nin ön hazırlıkları bunlar. Düşünün federasyon benzeri şeyleri bugün bile savunabiliyor Kenan Evren. Ne badireler atlatmışız? Diyarbakır’da pek çok işkence yapıldı. O dönemde Kürtçeyi yasaklamanın bir anlamı var mıydı? Diyarbakır cezaevindeki insanlar kendilerini ziyarete gelen ve tek kelime Türkçe bilmeyen anne babalarıyla bu yüzden yıllarca konuşamadılar... Öyle. İnsanlar konuşacak. Bu bir lehçedir. Türk milletinin ona bir tepkisi yok ki! Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Onun dışında tabii ki herkes istediği dili konuşabilir. Ama DTP’lilerin istediği gibi Kürtçeyi eğitim dili haline getirmek, dil farklılığını kurumlaştırmak anlamına gelir. İki dilli olduğunuz zaman otomatikman iki milletli olmaya başlarsınız... Ama o dönemin basiretsiz yöneticileri adeta bugünkü zemini hazırladı. Peki siz o dönemde de böyle mi düşünüyordunuz? Biz de aynı işkencelerden geçtiğimiz için doğru yapılmadığını görüyorduk. ‘Onlar hain, siz vatanperversiniz’, böyle bir mantık olmaz. Yani orada devlet teröre bir ivme kazandırdı. Onlara bir koz verdi. Zaten sorun vardı, Kürtler birden kitlenme imkanı buldular. Bilinçsiz yöneticiler tarafından zulümler yapıldı. Oysa ben daha çocuk yaşta Genç Ülkücüler Teşkilatı’na girdiğimde, ’Türklerle Kürtler aynı milletin evladıdır’ diyordum. Şimdi de bu fikrimi geliştirerek sürdürüyorum... Doğrusu aynı milletin değil, aynı ülkenin evladıdır demek olmaz mı? Hayır. Çünkü milletleşme farklı bir olgudur. İşte Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi, Amerika 250 yılda millet oluyor da, biz nasıl olamıyoruz? Bırakın daha önceki etnik süreçleri, Kürt-Türk ayniliğini, bin yıldır İslam inancıyla yoğrulmuşuz. Üç devlet kurmuşuz; Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti... Üç devlette bir arada olmuşuz. Aynı savaşları, aynı mücadeleleri vermişiz. Bugün hâlâ aynı değiliz diyoruz. Demek ki, bir yanlışlık var. Herkes hata yaptı ‘Din kardeşliği bir çimentoydu ama artık o da zayıflıyor’ demişti Abdülmelik Fırat... Zayıflatılmak isteniyor olabilir. Ama hiç de zayıflamadığı anlaşılıyor. Hakkari’de eline Türk bayrağı almış vatandaşımız, ’Aynı Kuran’a, aynı dine, aynı Allah’a inanıyoruz. Biz ayrı değiliz!’ diyor. Demek ki yapacağımız şey, buluştuğumuz ortak noktaları geliştirmek ve bu konuda eksiklerimiz varsa gidermek olmalı. Askerlere dönersek... Ben de hata yaptıklarını kabul ediyorum. Ama sadece onlar değil herkes hata yaptı. Mesela Türk devleti 1990’dan itibaren Kuzey Irak’taki oluşuma katkıda bulunmadı mı? 5 bin peşmergeyi biz eğitmedik mi? PKK’yla mücadele edecek diye... Pasaportlarını biz vermedik mi? Hatta birbirleriyle kanlı bıçaklı olan Talabani ve Barzani’yi biz barıştırmadık mı? Onların milli birlik ve bütünlüğüne hizmet etmedik mi? Onlara günde 1 milyon dolarlık bir sınır ticaretiyle imkan tanımadık mı? Bu hata değil mi? Amerika’nın etkisinde kalan insanlar kanalıyla oldu bu. İçinde askerler de olabilir. Ama bütün bu gerçeklerden sonra ordumuz çok tecrübelendi. 23 yıllık bir hata var ama sonuçta o hatalardan ciddi ders almış bir Türk ordusu var. Bugün orduya Kuzey Irak’a girme müsaadesi verildi aslında. Girmeyip, hazırlık yapıyorlarsa eğer, bu hata yapma endişesinden ve işin sonucunu çok iyi hesaplamalarından kaynaklanıyor. (Vatan)

Devler Liginde gecenin sonuçları
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Devler Liginde gecenin sonuçları Şampiyonlar Ligi 5. haftası 4 grupta oynanan toplam 8 karşılaşma ile başladı. 28 golün atıldığı gecede sonucu merakla beklenen Lion- Barcelona maçından galip çıkmadı. 28 Kasım 2007 00:00 Yazı boyutunu büyütmek için #haberImage { float: right; margin: 0 0 4px 8px; } #haberImage img { border: solid 1px #900; width: 272px; height: 204px; } #nealsak { border: solid 1px #990; width: 272px; height: 204px; background: url(http://image.haber7.com/ads/nealsak/market-bg.jpg) no-repeat; cursor: pointer; } #bannerCorp { width: 272px; height:260px; border: solid 1px #909; text-align: center; padding: 10px 0 0 0; } Futbolda Avrupa Şampiyonlar Ligi'nin (E), (F), (G) ve (H) gruplarında 5. hafta maçları bugün yapıldı. Alınan sonuçlar şöyle: (E) Grubu: VFB Stuttgart -Glasgow Rangers : (3-2) Olympique Lyon -FC Barcelona (İspanya): (2-2) (F) Grubu: Dinamo Kiev -AS Roma : (1-4) Manchester United -Sporting Club Lizbon: (2-1) (G) Grubu: CSKA Moskova -PSV Eindhoven: (0-1) FC Inter -Fenerbahçe: (3-0) (H) Grubu: Sevilla -Arsenal (3-1) Steaua Bükreş -SK Slavia Prag: (1-1)

Sosyal güvenlik hakkı neden kısıtlanmalı?
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Sosyal güvenlik hakkı neden kısıtlanmalı? Şu günlerde en önemli tartışmalardan birisi ve tüm toplumu ilgilendiren “sosyal güvenlik hakkı” nereden geldi, niçin tanındı ve neden kısıtlanıyor? Biraz geriye gidersek; İkinci Paylaşım Savaşı sonrasında dünyada yükselen sosyalist değerlere karşılık kapitalist ülkeler, toplumsal çözülmeyi engelleme ve sınıflar arası uzlaşma sağlamaya yönelik önlemler aldı. Sosyalist ülkelerde öne çıkan “insan hakları, yoksullukla savaş, sömürüyü sonlandırma, toplum için üretim, barış ve demokrasi” gibi söylemlere karşılık kapitalist ülkeler “sosyal devlet” kavramını geliştirdi. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948), İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Avrupa Sözleşmesi (1950), Avrupa Sosyal Şartı (1965) sosyal güvenlik hakkına vurgular yaptı. Sosyal güvenlik hakkı bizde de aynı yıllarda tartışıldı. İş kazaları, meslek hastalıkları ve analık sigortası İşçi Sigortaları Kanunu kapsamında kabul (1945) edilirken, Emekli Sandığı Kanunu ; mensuplarına hastalık, adi ve vazife malûllüğü ile yaşlılık gibi sosyal güvenlik hakları vererek yürürlüğe (1949) girdi. ILO ’nun 1952’de kabul ettiği Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hk Sözleşme gelişememiş ülkeler için yeni bir açılım sağlamasına rağmen, Türkiye tarafından gecikmeli ve şartlı olarak kabul (1971) edildi. 1961 Anayasası sonrasında sosyal politikalarda değişimler yaşandı. Örneğin, Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hk Kanun, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine gönderme yaparak, toplumun sağlık hizmetlerinden eşit ve adil yararlanması iddiası ile ortaya çıktı (1963). 1976’ya kadar sürdürülen hizmet, sosyal devlet olgusundan vazgeçildiği dönemde, yasa değiştirmeye dahi gereksinim duyulmadan sonlandırıldı. 1970 sonrasında gelişen ekonomik kriz ve Sovyetler Birliği ’nde kapitalizmin restorasyonu sonucu güçler dengesinin değişmesiyle dünyada sosyal politikalar da değişti. Kapitalizmin ekonomik bunalımı ile artı değer oranlarının düşmesi ve sosyal güvenlik harcamalarının artmasıyla yeni liberal arayışlar gündeme geldi. Yeni liberal politikalara uygulama alanı bulabilmek için yapılan 1980 darbesi ülkedeki sosyal politika uygulamalarını ters-düz etti. 24 Ocak kararları içindeki “daha fazla kâr için üretimde emek payının düşürülmesi ve işçilerin düşük ücretle çalıştırılması” mesajı o günden bugüne ekonomik yaşamın belirleyicisi oldu. Sonraki dönemde küreselleşmeye uyum sağlamaya çalışan kapitalist sistem, sosyal güvenliği gereksiz harcama kalemi, sağlık sektörünü ise; sermaye birikim süreçleri ve emek sermaye sınıflarının güçler dengesi içerisinde mal ve hizmetleri üreten ekonomik etkinlik olarak algıladı ve hizmeti alınır-satılır meta haline dönüştürmeyi hedefledi. Emek örgütlerinin etkisizleştirilmesi ve ücretlerin sefalet sınırlarına indirilmesine paralel olarak; sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşım giderek engellendi. DSP -MHP -ANAP koalisyonu tarafından Sosyal Güvenlik Kanunu (1999) ile “reform” adı altında yapılan değişim, sosyal devletin bitirilmesi yönünde ilk işaretleri verdi. Kanun; emeklilik yaşını 58-60 sınırına; asgari prim ödeme zorunluluğunu 7 bin güne çıkarttı; bazı hizmetlere katılım payı zorunluluğu getirdi; emeklilikte aylık ücreti düşürdü; sosyal güvenlik prim miktarlarını yükseltti vb. Aynı dönemde önümüze gelen yeni İş Kanunu ; üretim, çalışma, işyeri vb gibi kavramlarda “esnekleşme” ile birlikte insanı tüketilip atılan malzeme gibi algıladı. Emeği koruyan yasalar yerine; “sermayenin korunması”, toplumsal koruma yerine; “bireysel koruma”, kamu sigortacılığı yerine; “bireysel sigorta” tercih edilerek yeni liberal hedeflere ulaşılmaya çalışıldı. AKP , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile gasp edilen hakları bir üst aşamaya çıkarttı. 2008 yılında yürürlüğe girmesi beklenen yeni yasa sosyal güvenlik sistemine kaynak aktarımını ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Kanun, sosyal güvenlik kurumlarını Sosyal Güvenlik Kurumu (tek çatı) altında toplamayı; kurumlar içerisinde en az hak veren veya en fazla yük getiren halkalardan “norm ve standart birliği” sağlamayı hedefliyor. Kanunun bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi kamu çalışanları yönünden farklı tartışmalara (bu tartışma ayrı bir yazı konusu) yol açmışsa da; izlenen politikaların özü değişmeyecek, gecikmeli de olsa kanunun genel gerekçesinin mantığı tekrar karşımıza çıkartılacaktır. Kapitalist sistem, bir zamanlar can simidi olarak gördüğü “sosyal hukuk devleti” ilkesini Anayasa ’ya değiştirilemez madde olarak koymuş ve Anayasa Mahkemesi söz konusu karar öncesinde bu ilkeyi mahkeme kararlarında hep savunmuştur. Dava bu ilkenin ihlali üzerinden açılmış olmasına rağmen, Mahkeme oy çokluğuyla aldığı kararlarında tek bir yasa maddesinde dahi sosyal devletin varlığını anımsamamıştır. Anlaşılan odur ki; artık yeni liberal politikalar devlet yapısı içerisinde tüm kurumlarca benimsenmiş; yürürlükteki Anayasa ’ya rağmen Anayasa Mahkemesi “sosyal devlet” ilkesinden vazgeçmiştir. 2007-11-27 10:56:37 Evrensel- Celal Emiroğlu

Sosyal Güvenlik Reformuna Eleştiri: Yeni tasarı çalışanların tüm kazanımlarını ortadan kaldırıyor.
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Tombul: Yeni tasarı çalışanların tüm kazanımlarını ortadan kaldırıyor. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul , yeni Sosyal Güvenlik reformu yasa tasarısının çalışanların tüm kazanımlarını ortadan kaldırdığını öne sürdü. İsmail Hakkı Tombul Ankara `da düzenlediği basın toplantısında, Sosyal Güvenlik Reformu tasarısını eleştirdi. Yasanın sadece Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bölümlerinin değil tümünün yeniden tartışmaya açılması gerektiğini dile getiren Tombul ;" Tüm sosyal taraflar biraraya getirilerek toplumsal bir uzlaşma sağlanmalıdır" diye konuştu. 2007-11-25 15:25:03 TRT

Özürlü ve Yaşlılık Aylıkları
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Özürlü ve Yaşlılık AylıklarıÇelik: "Yaşlılık aylığı müracaatları 1 ay içinde sonuçlandırılacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , özürlü ve yaşlı aylığı bağlama sürelerinin, bugüne kadar yapılan başvuruların yoğunluğu nedeniyle uzadığını bildirdi. Faruk Çelik , CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü`nün soru önergesine verdiği cevapta, başvuruların yoğunluğu nedeniyle özürlü ve yaşlı aylığı bağlama sürelerinin uzadığını bildirdi. Bakan Çelik ;"Bundan sonra yaşlılık aylığı talebinde bulunanların müracaatları yaklaşık 1 ay içinde, özürlü aylığı talebinde bulunanların başvuruları ise yaklaşık 3 ay içinde sonuçlandırılacaktır" dedi. Bu yılın ilk 10 ayında 132 bin 195 yaşlı ve özürlü vatandaşın müracaatının alındığını belirten Faruk Çelik , 2006`dan devreden 56 bin dosya ile birlikte dosya sayısının 188 bin 195`e yükseldiğini kaydetti. Çelik, bu vatandaşlardan 77 bin 918`ine aylık bağlandığını, 76 bin 277 dosyanın yazışmalarının yapıldığını, yaklaşık 34 bin dosyanın ise işlemlerinin devam ettiğini belirtti. 2007-11-25 15:25:03 TRT

Yasayı heyecanla bekleyenler var
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Yasayı heyecanla bekleyenler var soL Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB) adına Prof. Dr. Erhan Nalçacı yeniden Meclis gündemine getirilen "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu " ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Sosyal güvenlikte "reform" adı verilen yeni yasa tasarısı , çalışanların sisteme katkı payını, prim yapısını ve aylık bağlama oranını köklü bir şekilde değiştiriyor. Sizce temel olarak hedeflenen nedir? Prof. Dr. Erhan Nalçacı : Söz konusu yasa; emeklilik ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkını bir yük olarak görenler tarafından hazırlanmıştır. Sermayeye göre, emekçilerin sağlığı ve sosyal güvenliği için bütçeden ayrılan pay bir yüktür, çünkü bütçenin giderek artan bir kısmı bugün sermaye sınıfına çeşitli yollarla servis edilmektedir. Gazetelerde Sosyal Güvenlik Yasasını heyecanla destekleyen yazarlar tamamen sermaye sınıfının bakışını yansıtmaktadırlar. Bütçe; büyük ölçüde emekçi sınıfların ödediği vergi ile oluşmaktadır ve tüm zenginliğin yaratıcısı olan emekçiler aileleri ile birlikte ceplerinden ödeme yapmaksızın sağlık hizmetine kavuşma hakkına sahip olmalıdırlar. Ancak yasa sağlık hizmeti ve emekli olma hakkı karşılığında ek bir vergi talep etmektedir. Tüm emekçilerin ücretlerinden ek bir kesinti olacaktır. Bu açıkçası sağlık ve emeklilik haklarının paraya bağlanması anlamına gelmektedir. Yasa emekçilerin uzun mücadelelerle kazandıkları sosyal ücreti yok etmeyi amaçlamaktadır. AKP hükümeti yasanın çıkması için hangi taktikleri gütmüştür? Sosyal Güvenlik yasası aslında AKP "nin değil, emperyalizmin bütün hükümetlerin önüne koyduğu başlıca bir dayatmadır. Örneğin, Avrupa Birliği yasanın çıkmasını dört gözle beklemekte ve sürekli baskı yapmaktadır. Burada ve Bulgaristan gibi bizden önce sosyal güvenlik yasasının uygulandığı ülkelerde benzer taktikler izlenmiştir. Bunlardan birisi yasanın daha kabul edilebilir formlarda sunulması ve yasalaşması, sonra giderek koşulların ağırlaşmasıdır. Bu nedenle sadece şu anda önümüze konan yasaya değil, neyi niyetlendiklerine bakmak gerekecektir. Sağlık hizmeti bir kez cepteki paraya endekslendikten sonra karşımıza çıkacak tablo şudur: Prim ödeyemeyen geniş emekçi kesimlerin tamamen devre dışında kalacaklardır. Prim ödeyebilenler ise ödedikleri prim miktarına bağlı olarak farklı hizmet paketlerine sahip olacaklardır. Örneğin, A paketi büyük ameliyatları içermezken, B paketi sadece bazı temel hastalıkların tedavisini içerecektir. Veya emeklilik maaşının miktarı ödenen prime göre değişebilecektir. Prim miktarı ve emekçiler tarafından doğrudan ödenen kısmın oranı sürekli artırılacak, ayrıca hizmet alımı sırasında katkı payı adı altında doğrudan ödemeler gündeme gelecektir. Taslağın özellikle koruyucu sağlık hizmetlerini geri plana ittiği biliniyor. Bu çok doğal, çünkü sosyal güvenlik yasası bir finansman modeli öneriyor. Hizmetin alınacağı yer ise giderek şirketleşen ve özelleşen sağlık sektörü olacaktır. Buna aile hekimliği üzerinden birinci basamak sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması da dahildir. Özel sektörün olduğu yerde koruyucu sağlık hizmetlerinden bahsetmek işin doğasına aykırıdır. Sizce, tasarının bir de "ideolojik" boyutu olduğunu söyleyebilir miyiz? Tasarının ideolojik boyutu olduğu çok açık, çünkü sermaye sınıfının asalakça çıkarlarını tüm toplumun yararınaymış göstermeye çalışıyor. Oysa devlet parasız olarak tüm vatandaşların sağlığının geliştirilmesinden ve korunmasından sorumlu olmalıdır. Yaratılan ideolojik atmosfer, herkesin kendi sağlığından sorumlu olduğunu vaaz ediyor. "Sen de bir şirketsin ve yaşamak istiyorsan sağlığına yatırım yapmak zorundasın" veya "neden başka hastalanan insanların yükünü ben çekeyim, insan ne kadar hastalanırsa o kadar ödesin" fikirleri toplumsal çürümenin de başlıca ideolojik motiflerini oluşturmaktadır. Tasarıya karşı nasıl bir mücadele verilmeli? Sizce en temel hedefler ne olmalı? Yurtsever Cephe İşçi Birliği bu konuda nasıl bir çalışma yapacak? Yasa tasarısının ne getirdiği emekçiler tarafından henüz tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Yurtsever Cephe İşçi Birliği öncelikle bunu işçilere anlatmalıdır. Bununla ilgili toplantılar yapmalı, broşürler hazırlamalı, film gösterileri düzenlemelidir. Sosyal güvenlik yasa tasarısını, emperyalizmin ülkemize dayattığı "yerel yönetimler yasası " gibi diğer yasa tasarıları ile bir bütün içinde ele almalıdır. Görüldüğü gibi saldırı yasaları sadece emekçi haklarını hedeflememekte, aynı zamanda ülkemizin bağımsızlığını da tehdit etmektedirler. Bu gidişe top yekun karşı çıkmanın yolları aranmalıdır. 2007-11-27 08:53:13 soL

Sosyal bilimler ‘şöleni’ başlıyor
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Sosyal bilimler ‘şöleni’ başlıyorTürk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği 10’uncu Sosyal Bilimler Kongresi yarın ODTÜ’de başlayacak. Türk Sosyal Bilimler Derneği ’nin düzenlediği 10’uncu Sosyal Bilimler Kongresi yarın ODTÜ ’de başlayacak. Zengin içeriği ile bir şöleni andıran kongrede, sosyal bilimler alanındaki birçok konu yüzlerce sosyal bilimci tarafından ele alınacak. 3 gün sürecek olan kongrede, bazı oturumlar yakın dönemde yaşama veda eden sosyal bilimcilerin anısına gerçekleştirilecek. Kuruluşunun 40’ıncı yılını kutlayan Türk Sosyal Bilimler Derneği ’nin (TSBD ), bilimler alanında çalışanların araştırma bulgularını ve düşüncelerini paylaşabilecekleri, dünya ve Türkiye ’deki gelişmeleri birlikte değerlendirebilecekleri bir tartışma ve buluşma ortamı oluşturmak için düzenlediği Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nin 10’uncusu, 28-30 Kasım ’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi ’nde yapılacak. Merkez Bankası , TÜBİTAK , ODTÜ ve DİSK ’in de desteğiyle gerçekleştirilen kongrenin açılışında ODTÜ Rektörü Ural Akbulut ile TSBD Başkanı Galip Yalman konuşacak. Konuşmaların ardından Prof. Dr. İlhan Tekeli , “Sosyal Bilimler Alanında Günümüz için Merkezi Önemde Bir Sorun Belirlenebilir mi?” başlıklı açılış bildirisini sunacak. Açılış, Genç Sosyal Bilimciler Ödül Töreni ile sona erecek. Kongrede 67 ayrı oturumda, yüzlerce sosyal bilimci çalışmalarını paylaşacak. Öne çıkan başlıklar Sosyal bilimler alanındaki birçok konunun gündeme geleceği kongrede, emek, medya, toplumsal cinsiyet ve neo-liberalizm gibi başlıklar öne çıkıyor. “Bilimden Sanata Türkiye Emek Tarihi Çalışmaları”, “Emek, Sosyal Politika ve Sendikalar”, “Küreselleşme , Emek ve Örgütlenme”, “Kadın Emeği ve Piyasalaşma”, “40’ıncı Yılında DİSK ve Türkiye ’de Sendikacılık ”, “Teknoloji, Emek ve İletişim”, “İnsan Kaynakları Yönetimi ve Yabancılaşma” ve “2000’li Yıllarda Emek, Sermaye ve Siyaset: Kazananlar, Kaybedenler” başlıklı oturumların da aralarında yer aldığı pek çok oturumda, emek ve çalışma yaşamı masaya yatırılacak. “Basın Tarihinden Kesitler”, “Medya, Reklamlar ve Sinema”, “TV Dizileri ve Toplumsal Dönüşüm” ve “2007 Seçimleri ve Medya” gibi oturumlarda ise medya mercek altına alınacak. Toplumsal cinsiyete ilişkin çalışmalar, 5 ayrı oturumda tartışmaya açılacak. Neo -liberalizm ve kapitalizmin dönüşümü birçok oturumda çeşitli başlıklar altında gündeme gelecek. Öte yandan kongrede; eğitim, iktisat, siyaset, kentleşme ve çevre politikaları çeşitli yönleriyle ele alınacak. Tarih, felsefe , sosyoloji , psikoloji , dış politika, tarım , yoksulluk, sanat , edebiyat, modernleşme, milliyetçilik, vatandaşlık, kimlik, göç, sosyal güvenlik ve sağlığa ilişkin pek çok konu da birçok oturumda masaya yatırılacak. Yitirilenler anılacak Kongrenin bazı oturumları, yakın dönemde yaşamını yitiren sosyal bilimcilere adanacak. Ulus Baker , Prof. Dr. Cahit Talas , Muzaffer Şerif Başoğlu , Sevilay Kaygalak’ın yanı sıra TTB eski Başkanı Füsun Sayek ’in anısına oturumlar gerçekleştirilecek. Ayrıca Kapital ’in yazılışının 140’ıncı yılı anısına bir oturum yapılacak. Kongre , 30 Kasım ’da Prof. Dr. Mübeccel Kıray anısına yapılacak “TSBD ’nin 40’ıncı Yılında Türkiye ’de ve Dünyada Sosyal Bilimler ” başlıklı panelle sona erecek. (Ankara /EVRENSEL ) Onur Bakır 2007-11-27 10:56:38 Evrensel

Fransa`da sosyal güvenlik terörü
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Fransa`da sosyal güvenlik terörü DIŞ HABERLER Henüz başbakanlığı döneminde "Fransa "nın Thatcher "i" olacağını deklare eden Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy , sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında atmaya çalıştığı adımlarla gündemde yer alıyor. Kamuya saldırı Sarkozy "nin seçim kampanyasının merkezinde duran sosyal güvenlik reformunun esas hedefini kamu emekçileri oluşturuyor. Sarkozy "nin vaatleri arasında yer alan "Sosyal Güvenlik Reformu " uyarınca, "özel emeklilik rejimine" tabi toplam 1,6 milyon Fransız kamu işçisinin 37,5 yıl olan emeklilik öncesi zorunlu hizmet süresi, 40 yıla çıkarılmaya çalışılıyor. Bu işçiler arasında ağırlığı demiryolu, enerji ve ulaşım sektörlerinde çalışanlar oluşturuyor. 1995 yılında gerçekleşen benzer bir tasarıyı, üç haftalık kütlesel bir grevle püskürten Fransız işçi sınıfı, son iki haftadır yine grev silahını eline almış bulunuyor. Hükümet, reformun gerekçesi olarak "yılda 5 milyar euro tasarruf yaparak bütçe açığını kapatacağını" vurgulasa da, iki haftayı geride bırakan grevlerin maliyeti bu rakama yaklaşmış durumda. Hükümetin adımları üzerine yapılan yorumlar, Sarkozy "nin esas hedefinin kamuda yoğunlaşan sendika direncini kırmak olduğunu gösteriyor. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, iki haftayı aşkın grevlerin ardından arkasında hâlâ geniş bir "orta sınıf" desteği barındıran Sarkozy , grevciler karşısında rahatlığını ve direncini koruyabiliyor. Hükümet mensupları, her fırsatta "Zorlu ve uzun soluklu bir mücadeledeyiz" açıklamalarında bulunarak, özellikle İngiliz maden işçilerinin direnişine uzun süre karşı koyan ve başarıya ulaşan Margaret Thatcher hükümetine göndermede bulunuyorlar. Grevcilerin kamuoyu desteği sağlayamamaları ve hükümetin uzlaşmaz tavrı ise, grevlerin tempo ve katılımında dalgalanmaya yol açan etkenler olarak öne çıkıyor. Grev fırsat oldu Öte yandan, grev ve eylemlilik gündemini fırsat bilen hükümet, sağlıkta paralılaşmayı getiren bir tasarıyı, parlamentodan geçirerek yasalaştırdı. Fransız Sağlık Bakanı Roselyne Bachelot tarafından "Bütçe açığını kapatmak istiyoruz" gerekçesiyle oluşturulan ve geçen Cuma kabul edilen yasa uyarınca, sosyal güvenlik kurumlarına tabi yurttaşlar, eczanelerden ilaç alımlarında 50 santim (yarım euro) ücret ödeyecekler. Ayrıca, bir hasta için ambulans çağrılması durumunda, hastadan 2 euro katkı ücreti alınacak. Hükümet, "Bir kişiden, bir yılda en fazla 50 euro katkı ücreti alınabilir" düzenlemesiyle tepkileri hafifletmeye çalışırken, sendikalar ve muhalif partiler, düzenlemeyi "özelleştirmenin yolunu döşemekle" eleştiriyor. 2007-11-27 08:53:13 soL

Yabancı fonların yarısı sağlık için geliyor
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Yabancı fonların yarısı sağlık için geliyor Son yıllarda gösterdiği büyüme performansı ile 15 milyar YTL `lik hacme ulaşan sağlık sektörü, yabancı fonların yakın takibinde. Daruma Corporate Finance Ortağı Maruf Dindar, iki yıl içinde 5 büyük grubun yabancılarla ortaklık yapacağını açıkladı. Dentistabul`un Global Environment Fund`a (GEF ), Acıbadem `in yüzde 21,66 hissesini Abraaj Capital `e satışının ardından son olarak Şafak Hastaneleri`nin de yüzde 60 hissesini ABD `li Juluis Baer fonuna satması, gözleri sağlık sektörüne çevirdi. Yakaladığı hızlı büyüme trendiyle 15 milyar YTL `lik hacme ulaşan sağlık sektörü, yabancı fonların yakın takibinde. Pek çok yabancı yatırım fonunun yerli oyuncularla el sıkışmak üzere olduğun belirtiliyor. Sağlık alanındaki şirket evlilikleri ve ortaklıkların çoğuna imza atan Daruma Corporate Finance Ortağı Maruf Dindar, iki yıl içinde sektöre 5 büyük grubun yabancı ortaklıklarla damga vuracağını söyledi. Türkiye "ye yatırım için gelen fonların yarısından çoğunun da sağlığa yöneldiğini ekleyen Dindar, Amerika ve İngiltere merkezli fonların arkasında Körfez sermayesinin olduğunu ifade etti. Dindar, Daruma Finance olarak iki ay içinde sağlık sektöründe iki büyük anlaşmaya daha aracılık edeceklerini açıkladı. Dindar, aracısı olduğu milyar dolarlık bu iki yatırım fonunun ise adını sır gibi saklıyor. Kamudaki hantallık büyük fırsat oldu İşbirliği halinde oldukları 32 private equity fonundan 17"sinin doğrudan sağlık sektörüne yöneldiğini açıklayan Dindar, sektörün yabancı yatırımcı açısından avantajını, "Asıl rekabetin özel hastaneler arasında değil kamuya karşı olması. Kamudaki hantallık da yabancı kreditörler için büyük fırsat. Rakip çok güçsüz" olarak özetledi. Körfez sermayesine yakınlığıyla bilinen Daruma Finance , sağlık sektörüne yön veren şirketler arasında. 2000 yılında verdiği ipoteksiz krediyle Acıbadem Sağlık Grubu `nu ve Alman Hastanesi `ni bugünlere taşıyan Daruma , geçen yıl Medical Park ve Sancak Grubu `nun evliliğine aracı oldu. Son dönemde ağırlıklı olarak yabancı yatırımcıları yerli oyuncularla buluşturduklarını anlatan Dindar, "Sektör çok hızlı gelişiyor. Türkiye yabancı sermayeyle ilgili bütün engellerini kaldırmış bir tablo çiziyor. Önümüzdeki 2 sene baş döndürecek gelişmeler yaşanacak" dedi. Tek endişe SGK Dindar 40-50 milyon dolar üzerinde ciro yapan sağlık kuruluşları dışında küçük grupların yabancıların markajında olduğunu aktarırken, "Müzakere masasında olduğumuz 4-5 proje var. Yabancı yatırımcı iş yapma kültürünü de beraberinde getirdiğinde sektörün ilerideki büyük oyuncularını da ortaya çıkaracak" dedi. Yatırımcının tek çekincesinin ise Sosyal Güvenlik Kurumu `ndaki (SGK ) belirsizlikler olduğunu dile getiren Dindar, sis perdesi kalktığında yabancı fonların daha da artacağını belirtti. Dindar "Görüştüğümüz yatırımcılar şu anda bu riskleri satın almış durumda. Bulunduğumuz noktadan geriye gidiş beklenmiyor" sözleriyle mevcut durumun yeterince cazip olduğuna işaret etti. "Özel sektördeki 300 oyuncudan 3 milyar YTL `lik ciro sağlanıyor. Buna karşılık kamudan kaynaklanan geniş bir alan var. Yabancılar da sektörün bu derinliğinden dolayı ilgi gösteriyor" diye konuşan Dindar, şöyle devam etti: "Şu anda 2009"dan sonra yabancı ortağı düşünürüz diyenlerin hepsi zaten görüşme halinde." Büyük hastaneler ihracat için gelir Sektörde yatırım fonlarının yanısıra dev hastane zincirlerinin de Türkiye pazarına gireceği konuşuluyor. Bu yatırım fonları arasında ise adı sıkça gelenler Houston Methodist ve Cleaveland Clinic . Maruf Dindar`ın bu iddialara yönelik açıklaması ise şöyle; "Türkiye `ye büyük hastane grupları gelmeyecek. Adı geçen markalar ancak Türkiye sağlık ihracatı yapacağı zaman yatırıma gelir." Sektördeki büyük A grubu hastanelerin yurtdışındakilerden farklı olmadığını vurgulayan Dindar, "Bu yüzden aynı gruptan yabancı hastanelerin gelmesine gerek yok. Kendi ülkelerinde bakamadıkları hastaya Türkiye üzerinden hizmet vermek isterlerse burayı tercih eder. Büyük bir yabancı hastanenin buraya gelmesi ancak lüks bir Fransız restoranının açılması kadar katkı sağlar. Ama Türk sağlık sektörünün gelişimi yurtiçindeki müşteriye bakıyor. Yabancı yatırımcı da bunu hedefliyor" diye konuştu. 2007-11-26 09:45:49 Referans

Bugün ULUSAL Basında Yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Emekçiler ne kaybediyor? `Ucuz işgucuyle rekabet edemeyiz` Sosyal Güvenlik Reformu"ndan sonra Bağ-Kur"lular nasıl emekli olacak? "SSK primleri gelecek yıl indirilecek" SSK primlerinde indirim 2008"de Reform dul ve yetimlere ne getiriyor? `Bürokratlar yükümüzü azaltsın çocukları bizden iş isteyecek` SAĞLIK SİGORTASI SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Çağlayan: SSK priminde 5 puan indirimin yanında idari ve yasal yükler ... İşadamı isyan etti, bakan "İndirim 2008`de" dedi Bakan Çağlayan, SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Sosyal Güvenlik Kurumunun Yeni Logosu İsteğe Bağlı Bağkur Tarım Bağkur Muhtar Bağkur Esnaf Bağkur Türbanlı kızı kürsüden indiren komutanı kutluyorum! FENERBAHÇE Stadyumdaki kulüp logosu Fenerbahçe Zafer Videoları Bağ-Kur (Devredilen) Adres Bilgisi Emekli Sandığı (Devredilen) Adres Bilgisi Sosyal Sigortalar Kurumu (Devredilen) Adres Bilgisi Sosyal Güvenlik Kurumu Adres Bilgisi Babam 1985-91 yılları arasındaki vergi mükellefi olduğu dönemi Bağ-kur'a borçlanabilir mi? Ali ÖZTÜRK Ekonomist Sosyal güvenlik hakkı neden kısıtlanmalı? Sosyal Güvenlik Reformuna Eleştiri: Yeni tasarı çalışanların tüm kazanımlarını ortadan kaldırıyor. Özürlü ve Yaşlılık Aylıkları Yasayı heyecanla bekleyenler var Sosyal bilimler ‘şöleni’ başlıyor Fransa`da sosyal güvenlik terörü Yabancı fonların yarısı sağlık için geliyor

SON 275 YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Emekçiler ne kaybediyor? `Ucuz işgucuyle rekabet edemeyiz` Sosyal Güvenlik Reformu"ndan sonra Bağ-Kur"lular nasıl emekli olacak? "SSK primleri gelecek yıl indirilecek" SSK primlerinde indirim 2008"de Reform dul ve yetimlere ne getiriyor? `Bürokratlar yükümüzü azaltsın çocukları bizden iş isteyecek` SAĞLIK SİGORTASI SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Çağlayan: SSK priminde 5 puan indirimin yanında idari ve yasal yükler ... İşadamı isyan etti, bakan "İndirim 2008`de" dedi Bakan Çağlayan, SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Sosyal Güvenlik Kurumunun Yeni Logosu İsteğe Bağlı Bağkur Tarım Bağkur Muhtar Bağkur Esnaf Bağkur Türbanlı kızı kürsüden indiren komutanı kutluyorum! FENERBAHÇE Stadyumdaki kulüp logosu Fenerbahçe Zafer Videoları Bağ-Kur (Devredilen) Adres Bilgisi Emekli Sandığı (Devredilen) Adres Bilgisi Sosyal Sigortalar Kurumu (Devredilen) Adres Bilgisi Sosyal Güvenlik Kurumu Adres Bilgisi Babam 1985-91 yılları arasındaki vergi mükellefi olduğu dönemi Bağ-kur'a borçlanabilir mi? Ali ÖZTÜRK Ekonomist Sosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt `un hazırladığı ve Dünya gazetesinin manşetinden yayınladığı inceleme raporu: Kayıt Ve Belgeleri Saklama Süresi 10 Yıla Çıkıyor Her Şirketten Ayrı Bağ -Kur Primi Alınacak Basamak Sistemi Kalkıyor, Bağ -Kur"lunun Primi İşçisinin Ücretine Bağlanıyor Ücret Dışındaki Ödemelerin Tavanı Aşan Kısmından Prim Alınacak Cenaze Yardımı 2 Asgari Ücret Olacak Evlilik ve Çeyiz Yardımı Eşitleniyor "Çalışan Kadın"ın Dul Aylığı Düşürülüyor Ölüm Sigortasından Yararlanma Şartları Eşitleniyor 2008"den Önce İşe Girenlerin Emeklilik Süresi Değişmiyor Emekliden de Genel Sağlık Sigortası Primi Alınacak Bağ -Kur"lu Emeklinin Destek Primi Artıyor Emeklilerin Çalışması Kaldırılıyor Aylık Bağlama Oranı Düşüyor Yıpranma Payı Kalkıyor Kayıtdışı İstihdama Ceza Yok Borçlu Bağ -Kur"luya Sağlık Yardımı Yapılmayacak Bağ -Kur"luya da İş Göremezlik Ödeneği Geliyor, Ödeme Oranı Düşüyor Altı Ay Süreyle 58,50.-YTL Süt Parası Ödenecek Evlenen Malul Çocukların Aylığı Kesilecek Gelişme Hızının yüzde 25"i Emekli Aylığı Artışında Dikkate Alınacak YASA NELER GETİRİYOR Sosyal Güvenlik Reformunda Neler Oluyor İki kuruma prim ödeme Emekli esnafın destek primi Emekli vatandaş ''emekli maaşından kesinti yapılmasına'' sinirlenerek bankaya baltayla saldırdı... İş çıkış bildiriminde yazan durumun bana ileride ne gibi eksisi olacaktır? Benim çeyiz parası alma hakkım var mıdır? BU ŞARTLARDA NE KADAR YIL PRİM ÖDEMEM GEREKLİ? Yurtdışı çalışmalarını borçlanma‏ Şimdi bu 900 gün hakkından faydalanabilir miyim? SSK günlerimi Bağ-kur'la birleştirebilir miyim? Yeni çıkan yasaya göre durumum ne olacak? %40 oranın da özürlüyüm. Ben ne zaman emekli olabilirim? NASIL EMEKLİ OLABİLİRİM? Bu durumda aylık elime geçecek emekli maaşı ne olur? Vergi İadesi Bir bayan olarak ne zaman emekli olabilirim? Emekliliğim hesaplanırken 1998'mi yoksa 1999'mu sayılacak? Polislerin emeklilik yaşı GÜNÜN OKUYUCU YORUMU Bugün ULUSAL Basında Yayınlanan SOSYAL GÜVENLİK Haberleri GÜNÜN EN GÜZEL HABERİ MÜSİAD: Yüksek prim kayıtdışını yükseltiyor TİSK: İşverene ve işçiye yeni yükümlülükler kabul edilemez Ortadan kalkan sosyal güvenlik hakkı ve sorumluları Genel Sağlık Sigortası Meclis`e geliyor GÜNÜN EN ÖNEMLİ UYARISI GÜNÜN EN AYIP HABERİ Dolandırıcıların yeni hedefi emekliler `Sosyal güvenlikte gurbetçilerin emeklilik hakkı kalkmayacak` Gurbetçinin emeklilik hakkı kaldırılmayacak SSK priminde uygulama iletişim vergisinde indirim ... Bugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları Sosyal güvenlik reformu `çok hızlı` yapılacak İşsizliği azaltacak ilk paket hazır Her iki çalışandan biri sigortasız 11 milyon kişi kayıtdışı çalışıyor Çelik:Reform Gelecek Nesiller İçin MÜSİAD: İstihdam vergisi 20 puan indirilmelidir Özürlü memurlar eşitlik bekliyor Aylık bağlama oranları dünya ortalamasının üzerinde Kayıt dışı kaydedilirse kara delik kapanır Çalışma Bakanı Çelik: Türkiye"deki mevcut aylık bağlama oranları dünya... SGK hatalı ceza yazmıs itiraz edin Yoksullara kira ve çocuk yardımı `Sosyal güvenlik taslağı dedikleri hak gaspı` Sosyal güvenlikte hak gas... ‘Kreşime dokunma!’ Sosyal güvenlik tasarısına göre doğum yapan bir inek, kadından daha de... Dünya Şehirlerinden Muhteşem Manzaralar Netten 100 Adet Elişi Resmi Türkiye Norveç Maçı İlginç Yorumlar Bu günün en önemli köşe yazısı- Ziya Perver Bugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları Çalışma yaşamında çarpık yapı: 11.4 milyon kişi kayıt dışı çalışıyor 23,5 milyon çalışanın yarısı sigortadan mahrum `Anayasa Mahkemesi, reformu yok saydı` Sosyal Güvenlik Sistemi huzur vermeli Sosyal Güvenlik Reform tasarısı bu hafta Başbakanlı`ğa gidiyor Izmir Emekli Sandığı`nda patlama İSMMMO: Genel Sağlık Sigortası taslağı, kazanılmış haklara darbe indir... Ali TEZEL Zaman Gazetesinde ZİYA PERVER Müstear adıyla yazdı: Hak etmeyene ödenen emekli maaşında sorumluluk sadece vatandaşın değil TİSK`ten sosyal güvenlik taslağına eleştiri. Esnafın haciz korkusu... Askere giden işçinin kıdem tazminatı Sosyal Sigortalar Kanunu"na TİSK"ten sert çıkış: Böyle olacaksa, sosya... DPT: Kişi başına asgari sosyal yardım, fert başına düşen milli gelirin... Hükümet, hak kayıplarının adına reform diyor CHP`li Selvi: Iş kazalarından yılda 20 milyar kaybediyoruz Bugün ULUSAL Basında Çıkan Sosyal Güvenlik Yazıları Hızlı erişim Kepeğe karşı en etkili ilaç uyku! Cilde en çok zarar veren 10 etken İşte evliliğinizin düşmanları Yunanistan'da inanılmaz skandal BM polisi olma sınavı 27 Kasım'da Otoda marka marka kampanyalar Yalanın daniskası:'Gol atmayın artık Tayyip kızacak' 'Kıyamet geliyor' diye mağaraya kapandılar Emekliye zulmediliyor TİSK sosyal güvenliğe yeni taslak istemiyor Sosyal güvenlikte yeni taslak prim yükünü artırıyor RAPOR KARMAŞASI HASTALARI VE ECZACILARI CANLARINDAN BEZDİRDİ TİSK`ten sosyal güvenlik taslağına eleştiri. Yeni yasa engellilerin emeklilik durumlarını değiştiriyor mu? Bağ-Kur sigortalısının malulen emekliliği Şehit eşinin `Yanlışlık var` diye maaşını düşürdüler Büyük” sorunlar; “Küçük” düşünceler... İki koli dolusu PKK Euro"su yakalandı Akın Birdal genel af istedi Çikita`ya 8 milyar $`lık terör davası Meclis`ten atalım da dağa mı çıksınlar 5 bin kişilik anti-terör timi Bush: Ben hiç hata yapmadım Kişi başına gelir 10 bin $ olur mu? ULUSAL BASINDAN SEÇME YAZILAR SEÇME YAZARLAR Fener'in R.Madrid'i yenme olasılığı yüzde 10 İngilizce Linkler F.Bahçeli Tümer TEM'de kaza yaptı Bir Türkiye ütopyası Bir milleti aşağılamadan eleştiremez miyiz? 'Nurcular hala değişmedi' polemiği Google Adsense'ye üye ol kazan... U-2 casus uçakları iş başında Putin: 'Sizi Kıbrıs'a çeviririm' İşte kahraman Türk askeri ODTÜ, yeni fikirleri, yeni işlere dönüştürüyor İtalya'da Sosyal patlama! 8.5 milyon yeşil kartlıya 2 yıllık geçiş süresi tanınacak `Demirel bu haberi okudu mu?` Sporda SGK farkı:Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK ) ile ARKAS aynı renk mavi forma ile oynadı. Doğumda felç oldu 39 bin YTL alacak Ali TEZEL yazdı: Reform, emekli aylıklarına haczin de yolunu açıyor İşte Sosyal Güvenlik Sistemimiz Böyle Çöktü... Asıl düşman faiz KEY hesaplarında çözüm şubata kaldı, bireysel başvuru yok Haydi Telekom greviyle dayanışmaya Sosyal güvenlikte açık 26.4 milyar YTL KEY ödemeleri Emlakbank`ı kilitledi İstihdam yükleri azalacak SSK primleri % 5 düşecek KEY"de hesaplar karıştı CHP`li Köktürk, SSK emeklilerinin maaşına yeniden hesaplama teklifi ve... Sosyal güvenlikte 352 milyon YTL fazla ödeme yapılmış ASTSUBAYLARIN ÇALIŞMA ŞARTLARI TOP 25 TOP 50 TOP 75 TOP 100 Tartışmaya son nokta: Kur'an ayetleri cep melodisi olamaz 11 bin dolara beş yıldızlı Hac Eski Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in, gençlik yıllarında kaleme aldığı aşk romanı “İki Aşk Çiçeği” ilk kez yayımlandı. İstanbul Boğazına yeni köprü geliyor Tarihi belgelerin yer aldığı Rus arşivleri 60 yıl aradan sonra Azerbaycan'a teslim edilmesiyle Atatürk belgeleri gün ışığına çıkıyor... İşte genelde çok konuşmayan erkekleri konuşturmanın yolları... Google'a masöz girdi milyoner çıktı Kitap Fuarı'nın Kare As'ı Bol kayısı zihin sağlığını koruyor Gizli numaralar Vekillerin de kabusuymuş... MEDYADA FLAŞ GELİŞME Hükümetten atama rekoru Doktorum bile Galatasaraylı oldu Hülya Avşar'la ekranda AKP kavgası CHP'nin adayı Can Dündar Beşiktaş'a FIFA şoku:'Ocak ayında ara transfer yapamayacak, puanları da silinebilir..' Azerbaycan Televizyonu'na Türkçe yasağı Kamer Genç'e: AKP'lilerden tepki: "Allah'tan kork" Mehmetçiğin elleri neden kınalı? Toplumun tahammül sınırlarını zorlamamak lazım GENELKURMAY: Şehit veya gazi olan Subay, Astsubay, Er-Erbaş, polis, öğretmen, hemşire, korucu, kolluk... herkes bundan yararlanmalı." Toplanan 86 Trilyon İnşaallah Herkese Ulaşır... ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERE ÇOK ÖNEMLİ HABER 60-70 Yıl Önceki Türkiye Hz. Peygamber (as) Milli Eğitim Bakanı olsaydı ne yapardı? Dağda kalsalar daha mı iyiydi? Köşeye Sıkışan DTP... Herkesin şemsiyesi var ama yağmurda ıslanıyor Kürt sorununda Asker-Sivil sorumluluğu Hiçbir güç Türkiyesiz bu oyunu oynayamaz! Fenerbahçe-Beşiktaş Süper Kupa Carlos Şov Fenerbahçe:2- PSV:0 VİDEO Emekliyim vergi mükellefi olacağım.‏ Resmi Nikahı Olmayanlara 900 Günden Maaş Bağlanır mı? 30 kişiyi sahte evraklarla emekli yapan SSK dolandırıcıları yakalandı... Haksız yere emekli aylığı aldığı tespit edilenlerin aylıkları kesiliyor. Ali Tezel'e de her şeyi yazdırmıyorlar... SSK'da 900 Günden Ölüm Aylığı Uygulaması Kalkabilir... Ölüm Aylığı İçin Ocak 2008'den Önce Başvuru Hakkında Bir Soru 'Silahları susturma iradesine sahibiz' Cep Telefonunuzla En iyi Fotoğraf Çekme Yöntemleri Asansör 20. kattan düştü: 6 ölü SSK primleri % 5 düşecek DP kongresi iptal Fener kovdu, şampiyon oldu / VİDEO Vatan'ın Tümgeneral'i kovuldu Karadelik yakında bütçeyi de yutacak Devlet 1,2 milyon kişinin ensesinde Sosyal güvenlik saldırısı Meclis`e geliyor Yeni yasa engellilerin emeklilik durumlarını değiştiriyor mu? Annenin kahkahası bebeğe şifa Aileyi kenetleyen unsur ABD'Lİ savaş gazisi askeri bunalımda Hastahanelerde imam araştırması Laptoplar artık semt pazarında Türk üniversiteleri sondan 7. oldu Ünal Tanık haber7.com'u anlattı Bekar odaları belgesel oldu Genelkurmaya 'biz hain miyiz?' dedi Facebook'un saçtığı tehlikelere dikkat 'UEFA'yı da mı hakemlerle aldık' Kanseri besleyen en tatlı gıda İnternette sahibinden satılık bebek! Kitap aleminin yeni kralı Türkçe'de İslam merkezine meczup ateşi Filipinler Meclisinde patlama TOKİ İstanbul'a zengin istiyor! Unakıtan: Ha vergi kaçıran, ha askerden kaçan Uçakta olay çıkaran pop sanatçısı gözaltında İstanbul'a helikopter taksi geliyor WT: Türkiye'nin işgal hakkı var Hasta yatağında Chavez endişesi sardı Fenerbahçe ile eşleşmeyi istemem Sahada tutacağı adamı tanımıyordu/VİDEO Röntgenciler ölesiye mi çalıştırılacak 5 çocuk doğuran anaya emeklilik bedava Yaşlılık ve Yalnızlık En fazla yeşil kart Diyarbakır"da ama... `Sosyal haklar artık ötelenmesin` İşçi emeklileri "maaşlarda düzeltme" istiyor Askerlik borçlanması vergiden düşülebilir mi? Emekli maaşları, ekonomideki büyümeden nasibini alamıyor Ölüm aylığı şartları değişiyor? Sağlık hizmetlerinde değişime doğru İşçi ücretinde haciz uygulanması `Özel hastanenin istediği fahiş farklar düzenlenecek` SSK dolandırıcıları yakalandı SSK’yı 1 trilyon lira dolandırdılar Engelliler SSK’dan nasıl emekli olacaklar? Devleti 1 milyon YTL dolandırmışlar Cezavine konan askerlerin ifadeleri Yemeklerin Zorluk Dereceleri ve Pişme Süreleri Honda'nın yatırım da tercihi İngiltere yerine Türkiye 'Rehin alınan' 8 asker tutuklandı DTP sitesinde Mehter Marşı Atatürk’e çek yırttıran adam... ABD terörle sörf yaparken, Çin tsunami gibi geliyor Kürtler, Evren, Sofya Elleri kanlı bunların

Emekçiler ne kaybediyor?
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Emekçiler ne kaybediyor? HABER MERKEZİ Geçtiğimiz yıl Anayasa Mahkemesi tarafından bazı maddeleri iptal edildiğinden bütünüyle uygulamaya konamayan "Sosyal Güvenlik Reformu ", AKP hükümetinin öncelikli gündemi durumunda. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu "nun kısmi değişikliklerle önümüzdeki günlerde TBMM komisyonunda ele alınması bekleniyor. Anayasa Mahkemesi "nin 31.12.2006 günü gerekçeli kararını açıklamasının ardından, 2007 Bütçe Kanunu "na konulan bir hüküm ile yasanın uygulanması önce 1 Temmuz 2007, daha sonra, 1 Ocak 2008 tarihine ertelenmişti. Yeni tasarıda, Anayasa Mahkemesi "nin iptal kararına neden olan katkı oranları ve memurlarla ilgili düzenlemelerde göstermelik değişiklikler yapılıyor, ancak yasanın esası aynen korunuyor. Yasanın emeklilik yaşını kademeli olarak 65"e çıkaran düzenlemeleri ise yürürlüğe girmiş durumda. Hükümetin sosyal güvencesiz kimse kalmayacağını söyleyerek sunduğu yasa tasarısı üzerindeki çalışmaların hızlandırılması IMF ile yapılan görüşmelerde de gündeme gelmişti. Eylül ortasında Hükümet ve IMF heyeti arasında yapılan görüşmelerde heyet sosyal güvenlik reformunda yeni bir ertelemeye sıcak bakmadığını ortaya koymuştu. Yeni yasa ne getiriyor? Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu `na göre herkes bu sisteme üye olmak zorunda. İşçiler, memurlar, isteğe bağlı sigortalılar, yeşil kartlılar, 65 yaşını doldurmuş muhtaç ve güçsüz olup aylık alanlar, harp malulü aylığı alanlar, işsizlik ödeneğinden yararlananlar, vb genel sağlık sigortalısı sayılıyor. Bunun anlamı bu grupların tümünün prim ödemekle yükümlü olmaları. Bu çerçevede önemli bir nokta da bir "diğer" grubunun tanımlanmış olması. Bu grup, az önce sayılanlara ek olarak, zorunlu sosyal sigorta kapsamı dışında bulunup, yeşil kart alma koşullarına da sahip olmayan ve çoğu düşük gelirli olanları tanımlıyor aslında. Sistem bunlardan asgari ücretin iki katı üzerinden yüzde 12`lik bir prim kesintisi yapmayı düşünüyor. Türkiye `de bu kapsamda yaklaşık 15 milyonluk bir nüfusun bulunduğunu, bu nüfusun kırsal kesimde, gecekondularda ve geri kalmış bölgelerde toplandığı ifade ediliyor. O nedenle yasanın bu yaklaşımının eşitlik ve adalet ilkeleriyle bağdaşmadığı ifade ediliyor. Bu 15 milyon kişinin kendilerinden istenen primi ödeyemeyeceği de vurgulanıyor. Yasa bakmakla yükümlü olunan kişilere de sınırlama getiriyor. Çalışmayan eşler yine bakmakla yükümlü olunanlar arasında. Çocuklar ise 18 yaşını dolduruncaya kadar, eğer lise ve dengi bir okulda okuyorlarsa 20, yüksek öğrenim görüyorlarsa 25 yaşına kadar ve evlenmemiş olmak koşuluyla ailenin koruması altındalar. Çocuk okumuyorsa 18 yaşından, okuduğu taktirde ise 25 yaşından sonra aile korumasından çıkıyor. Eski durumda kız çocukları çalışmadıkları ve evli olmadıkları sürece ömür boyu ailenin koruması altındaydı. Yasa hastalara sevk zorunluluğu getiriyor. Bu noktada aile hekimliği ile bağlantı kuruluyor. Hastalar önce bağlı oldukları aile hekimine, hekimin sevk etmesi durumunda anlaşmalı hastanelere gidecekler. Sevksiz olarak, yine anlaşmalı hastanelere gidenlerin sağlık giderlerinin ancak yüzde 70`i kurumca ödenecek. Aradaki yüzde 30`luk farkı ise sigortalı kendisi karşılayacak. Kurum anlaşmalı hastanelerle yaptığı sözleşmelere göre ödeyeceği fiyatları belirleyecek. Sağlık hizmeti fiyatlarının belirlenmesinde özel sektörün kâr payı dikkate alınacak. Özel odaların ve öğretim üyesi tedavisinin giderleri kapsam dışı kalmış oluyor. Vatandaşların sözleşmesiz kurumlara gitme olanağı da var. Sözleşmesiz sağlık hizmeti üreticilerine sevkli başvuranların masrafının yüzde 70`i kurumca ödeniyor. Sözleşmesiz hizmet üreticilerine sevksiz gidildiğinde ödeme oranı yüzde 50`ye iniyor. Yasa hastaları sevk sistemine ve sözleşmeli kurum ağına uymaya zorluyor. Özel sağlık kurumlarının devletin belirlediği fiyatlardan hizmet sunmaya önemli derece ayak direyecekleri tahmin ediliyor. Bir diğer önemli ayrıntı prime esas kazançların hesaplanmasıyla ilgili. İşçiler ve devlet memurları için, prime esas kazanç, o ay içinde aldığı bütün ödemelerin (döner sermaye de dahil) brüt toplamı. Eğer kişinin özel sağlık veya emeklilik sigortası varsa, bu özel sigortaya yapılan ödemenin, asgari ücretin yüzde 30 kadarlık bir kısmı, prime esas oluşturacak brüt kazançtan düşülüyor. Burada özel sigortacılığın özendirilmesine yönelik bir tutum sergilendiğinin altı çiziliyor. Prim borcu olanlar sağlık hizmetinden yararlanamıyorlar. Bu noktanın sistemin sürdürülebilirliği hakkında da fikir verdiği belirtiliyor. Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için genel sağlık sigortası prim borcunun bulunmaması gerekiyor. Yasa, borçluların sağlık hizmetinden yararlanamayacağını yazıyor. Bu haliyle bu yasa, düzenli işi, geliri olmayanları, 18 yaşından büyük çocukları (eğitim sürecinde oldukları taktirde 25 yaşına kadar kurtarabilirler), evlenmemiş ya da işi olmayan kadınları neredeyse tümüyle kapsam dışına iten, memurlara yüzde 5, değişik üretim dallarında (malullük , iş göremezlik, meslek hastalığı, iş kazası gibi risk durumları gözetildiğinde) yüzde 32`ye kadar ulaşan prim yükü getiren, primini ödeyemeyenleri hizmetsiz bırakan bir yapıya sahip. Üstelik devletin finansmanda yalnızca bu sisteme güvendiği ve genel bütçeden sağlığa aktarılan kaynağı da azaltmayı hedeflediği ifade ediliyor. Bütün bunların kaçınılmaz biçimde halkın sağlığını olumsuz etkileyeceği ve geliri olanları da özel sağlık ve emeklilik sektörüne iteceği vurgulanıyor. Kamuoyunda daha çok bu gündemle tartışılan kanunun daha az gündeme gelen ve emekçilerin kazanımlarını elinden alınan hükümleri şu şekilde: * Türkiye `de yaşayan herkes, aylık gelirinin yüzde 12,5`ini zorunlu Genel Sağlık Sigortası primi olarak ödeyecek. * Devlet, ancak aylık geliri 116,6 YTL `den az olanların primini üstlenecek. v Primlerini kendi ödeyenlerden prim borcu olanlar ve bir işverene bağlı olarak emekçilerden son bir yıl içinde 90 gün prim ödemeyenler sağlık hizmetlerinden yararlandırılmayarak sistem dışına atılacaklar. * Sağlık hizmetleri sınırlandırılacak. * Sağlık hizmetlerinin cinsi, kullanım süreleri ve kullanım miktarları Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenecek ve tebliğ edilecek. * Ortez , protez, iyileştirme araç ve gereçleri için yüzde 10-20 arasında katkı payı alınacak. Yani ilaç alımında emekliler için yüzde 10, diğer kişiler için yüzde 20 olarak alınan katkı payı tüm hizmetleri kapsayacak biçimde genişletilecek. * Sağlık harcamalarının yükü, sağlık hizmetlerine en çok ve en sık başvurmak zorunda kalan yoksul ve az gelirli kesimlere yükleniyor. * Emeklilik yaşı yükselecek. 2007 yılından itibaren ilk kez sigortalı olacaklar için emeklilik yaşı 2036 yılına kadar kadınlarda 58, erkeklerde için 60 olacak. Kademeli artışla 2048 yılında emeklilik yaşı 65`te eşitlenecek. * Prim ödeme gün sayısı 7 bin`den 9 bin`e çıkarılacak. * Ölüm aylığı bağlama şartı SSK "ya bağlı sigortalılar için 900 günden 1800 güne çıkarılacak. * Emeklilik maaşları düşecek. Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, SSK ve Bağ -Kur için yüzde 2,6, Emekli Sandığı için de yüzde 3 olan aylık bağlama oranı, 2016 yılına kadar her yıl için yüzde 2,5`e, 2016`dan sonra ise yüzde 2`ye düşecek. * Emekli maaşlarının hesaplanmasında GSMH `deki değişim dikkate alınmayacak, sadece TÜFE artışına bakılacak. Bu da emekli maaşlarını daha da düşürecek. 2007-11-27 08:53:13 soL

`Ucuz işgucuyle rekabet edemeyiz`
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
`Ucuz işgucuyle rekabet edemeyiz` İstanbul Sanayi Odası (İSO ) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük , kurun geldiği noktada rekabet gücünü ilgilendiren diğer alanlarda iyileştirmeler yapılmasının her zamankinden acil bir hal aldığını belirterek, "Kura bir şey yapılamıyorsa, üretim ve ihracata nefes aldıracak, destek sağlayacak alternatif enstrümanlar süratle devreye so -kulabilmelidir" dedi. İSO tarafından "Sürdürülebilir Rekabet Gücü : Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon " temasıyla düzenlenen 6. Sanayi Kongre -si`nde konuşan Küçük, Türkiye `nin rekabet mücadelesi verdiği küresel ekonomi içinde Çin ve Hindistan `ın, dünyanın imalat merkezi olma yolunda hızla ilerlediğine dikkati çekti. Bu ülkelerin mevcut durumda herşeyi Türkiye `den daha ucuza imal edebildiğini belirten Küçük, "Bugün Çin ve Hindistan yarın diğerleri... Bu tablo bize şunu söylüyor: Bu koşullarda, maliyete ve ucuz işgücüne dayalı rekabet için şansımız yok. Kalite ve uygun fiyatın, ayırt edici bir üstünlük olmaktan çıktığını, adeta yarışa katılmanın önkoşulu haline geldiğini görüyoruz. Rekabet üstünlüğüne giden yol, artık, yenilik yapmaktan, inovasyondan geçiyor" diye konuştu. Gelişmiş ekonomilerde büyümenin yarıdan fazlasının inovasyondan kaynaklandığını ifade eden İSO Başkanı, "Türk sanayisi, bilgiye, özel beceriye dayalı bir üretim yapısına geçişi hedeflemek zorunda" dedi. Son 5 yılda ekonomide elde edilen kaza-nımlara karşılık rekabet gücünün iyileştirilmesinde somut mesafeler kaydedileme-diğini söyleyen Küçük, şöyle devam etti: "2006 Ekim `inde , 158,3 olan TÜFE bazlı reel kur endeksi, 2007 Ekim `inde 188,ı`e ulaşmış ve 1980`den bu yana en yüksek seviyeye çıkarak adeta tarihi bir rekor kırmıştır. Bu, 2007 Kasım `ında sanayimizin rekabet gücünün, bir yıl öncesinden daha geride olduğu anlamına gelmektedir. Nitekim, bugün daha çok fabrika kapanma noktasına, işçilerini zorunlu izne çıkarma noktasına gelmiştir. Kura bir şey yapılamıyorsa, üretim ve ihracata nefes aldıracak, destek sağlayacak alternatif enstrümanlar süratle devreye sokulabilmelidir." Küçük, aksi takdirde, üretim ve istihdam alt yapısında ciddi kayıplar ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti. * * * ISO 6. SANAYİ KONGRESİ Çağlayan : SSK primleri 2008`de 5 puan inecek KONGREDE konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan , sanayicilerin rekabet edemedikleri isyanını, seçim öncesinde verdikleri vaadi yerine getireceklerini söyleyerek yatıştırmaya çalıştı. Çağlayan , sanayicilerin "canını dişine takıp, verimliliğini artırarak, ihracat artışını devam ettirmeye devam ettiğini" ifade ederek, "SSK primlerinin 5 puan indirilmesi 2008 yılında gerçekleştirilecektir" dedi. 2007-11-27 11:09:39 Birgün

Sosyal Güvenlik Reformu"ndan sonra Bağ-Kur"lular nasıl emekli olacak?
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
Bağ -Kur`dan emeklilikte, SSK `da olduğu gibi sigorta başlangıç tarihinin bir önemi bulunmamaktadır. Asıl önemli olan normal emeklilik için 01.06.2002 tarihi, kısmi aylıktan ise 01.10.1999 gününden önceki prim ödeme gün sayısıdır. Bağ -Kur`lular iki yöntem ile emekli olabilmektedirler. Birinci yöntem kadınların 20 ve erkeklerin 25 tam yıl prim ödemesi ile ortaya çıkan tam aylık ile emeklilik, ikincisi de 15 tam yıl ile kısmi aylık alarak emekli olmaktır. Emeklilikte kademeli geçişi düzenleyen 4447 sayılı kanunun Anayasa Mahkemesi `nce iptal edilmesinden sonra 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı kanunla yeni bir düzenleme yapıldı. Daha önce 08.09.1999 tarihi emeklilikte milat olarak belirlenmişti. Ancak, 4759 sayılı kanunla, milat 23.05.2002 olarak yeniden belirlenmiş bulunmaktadır. İlk defa, 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olanların yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri için kademeli bir geçiş süreci öngörülmüştür. Bağ -Kur`dan emeklilik A- İlk defa 08.09.1999 tarihinden önce Bağ -Kur`lu olanların emekliliği 08.09.1999 tarihinde yayınlanan 4447 sayılı kanun gereğince, 01.10.1999 tarihi itibariyle erkekler için 23 ve kadınlar için 18 yıldan fazla süre prim ödemiş olan esnaf ve serbest meslek sahipleri ve tarım işletmesi sahipleri (Bağ -Kur`lular) YAŞ`a tabi değildirler ve bunlardan hala çalışmaya devam edenler var ise diledikleri zaman emekli olabilirler. Bunların dışında kalanlar ise aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi emekli olacaklardır. 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşı (01.06.2002) itibarıyla, kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl prim ödemiş olanlar ile prim ödeme sürelerinin dolmasına kalan süre emekli olunacak yaşın belirlenmesinde önem taşımaktadır. Bağ -Kur`lular için 01.06.2002 itibariyle; Prim ödemeleri gereken süre Emekli olacakları YAŞ Kadınların 20 yılı tamamlamasına kalan süre Erkeklerin 25 yılı tamamlamasına kalan süre Erkek Kadın Erkek Kadın 2 yıl veya daha az 2 yıl veya daha az 25 20 44 40 2 yıldan fazla-3 yıl ve daha az 2 yıldan fazla- 3 yıl 6 ay ve daha az 25 20 45 41 3 yıldan fazla-4 yıl ve daha az 3 yıl 6 aydan fazla-5 yıl ve daha az 25 20 46 42 4 yıldan fazla-5 yıl ve daha az 5 yıldan fazla-6 yıl 6 ay ve daha az 25 20 47 43 5 yıldan fazla-6 yıl ve daha az 6 yıl 6 aydan fazla-8 yıl ve daha az 25 20 48 44 6 yıldan fazla-7 yıl ve daha az 8 yıldan fazla-9 yıl 6 ay ve daha az 25 20 49 45 7 yıldan fazla-8 yıl ve daha az 9 yıl 6 aydan fazla-11 yıl ve daha az 25 20 50 46 8 yıldan fazla-9 yıl ve daha az 11 yıldan fazla-12 yıl 6 ay ve daha az 25 20 51 47 9 yıldan fazla-10 yıl ve daha az 12 yıl 6 aydan fazla-14 yıl ve daha az 25 20 52 48 10 yıldan fazla-11 yıl ve daha az 14 yıldan fazla-15 yıl 6 ay ve daha az 25 20 53 49 11 yıldan fazla-12 yıl ve daha az 15 yıl 6 aydan fazla-17 yıl ve daha az 25 20 54 50 12 yıldan fazla-13 yıl ve daha az 17 yıldan fazla-18 yıl 6 ay ve daha az 25 20 55 51 13 yıldan fazla-14 yıl ve daha az 18 yıl 6 aydan fazla-20 yıl ve daha az 25 20 56 52 14 yıldan fazla-15 yıl ve daha az 20 yıldan fazla-21 yıl 6 ay ve daha az 25 20 57 53 15 yıldan fazla-16 yıl ve daha az 21 yıl 6 aydan fazla-22 yıl 25 20 58 54 16 yıldan fazla-17 yıl 22 yıldan fazla 25 20 60 55 17 yıldan fazla 20 58 İlk defa 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olanların kısmi yaşlılık aylığından yararlanmaları 4447 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan, kanunun yürürlük tarihini takip eden aybaşından (01.10.1999) itibaren kısmi aylık bağlanması için 15 tam yıl hizmet süresini ve kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmalarına 2 tam yıl ve daha az süre kalanlara, kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre kısmi yaşlılık aylığı bağlanacaktır. 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurma koşulunu, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından (01.10.1999 günü) itibaren, o 2 tam yıldan fazla, 4 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 51, erkeklere 56 yaşını, o 4 tam yıldan fazla, 6 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 52, erkeklere 56 yaşını, o 6 tam yıldan fazla, 8 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 53, erkeklere 57 yaşını, o 8 tam yıldan fazla, 10 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 54, erkeklere 57 yaşını, o 10 tam yıldan fazla süre içinde yerine getiren, kadınlara 56, erkeklere 58 yaşını, Doldurmaları ve talepte bulunmaları halinde, yaşlılık aylığı bağlanacağı ifade edilmiştir. B- İlk defa 08.09.1999-31.12.2007 tarihleri arasında Bağ -Kur`lu olanların emekliliği İlk defa 08.09.1999-31.12.2007 tarihleri arasında Bağ -Kur sigortalısı sayılanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması veya kadın ise 60 erkek ise 62 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar. C- İlk defa 01.01.2008 tarihinden sonra Bağ -Kur`lu olacakların emekliliği İlk defa Sosyal Güvenlik Reformu `nun yürürlüğe girmesi öngörülen 2008 yılından itibaren sigortalı olacaklar için emeklilik yaşı 2036 yılına kadar kadın ise 58, erkek ise 60 yaş olarak uygulanacaktır. 2036 yılından itibaren ise kademeli olarak artarak, 2044 yılında erkek sigortalılar için 65`e ve 2048 yılında da kadın sigortalılar için 65`e ulaşacaktır. Yıllar itibarıyla erkek sigortalılar için emeklilik yaşları aşağıdaki gibi artarak; 1) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61, 2) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62, 3) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63, 4) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64, 5) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65, 6) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65, 7) 1/1/2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65, olarak uygulanacaktır. Bağ -Kur sigortalıları, yukarıda yer alan yaş hadlerine 65 yaşını geçmemek üzere üç yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malûllük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabilecekler. 2007-11-27 16:25:06 Dünya

"SSK primleri gelecek yıl indirilecek"
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
"SSK primleri gelecek yıl indirilecek" SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan , SSK primlerinin işveren payının indirilmesi ile ilgili tartışmaları netleştirdi. Uzun süredir söyleyen ancak tarih verilmeyen indirimle ilgili dün İstanbul Sanayi Odası "nın kongresinde konuşan Çağlayan "SSK primlerinin 5 puan indirilmesi 2008 yılında gerçekleştirilecektir" dedi. "Sürdürülebilir Rekabet Gücü Endüstriyel Teknoloji ve İnnovasyon " ana temalı 6. Sanayi Kongresi başladı. Açılışta konuşan Bakan Çağlayan , sanayinin 2001 krizinin ardından, ihracatta kaydedilen başarının da katkısıyla hızlı bir büyüme dönemine girdiğini ve ekonominin lokomotifi haline geldiğini söyledi. "YÜKÜNÜZÜN FARKINDAYIZ" Türkiye "nin sanayisinde ve ihracatında çok önemli bir yapısal değişim gerçekleştirdiğini vurgulayan Çağlayan , katma değeri düşük malların üretim ve ihracatından sanayi mallarına yoğunlaşan bir ülke haline gelindiğini ifade ettti. Bu süreçte kárlılıktan fedakarlık yapıldığını, herkesin daha da çok çalıştığını ifade eden Çağlayan , artık verimliliği arttırmak, yenilikler yapmanın, farklılaşmanın markalaşmanın hayatta kalabilmenin ön koşulu haline geldiğini söyledi. Çağlayan "İstihdam üzerindeki yüklerin büyüklüğünün farkındayız. SSK primlerinin 5 puan indirilmesi 2008 yılında gerçekleştirilecektir" diye konuştu. 2007-11-27 09:02:53 Star

SSK primlerinde indirim 2008"de
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
SSK primlerinde indirim 2008"deSanayi Bakanı Zafer Çağlayan, 2008 yılında SSK primlerinin işveren payında 5 puan indirilmesinin gerçekleştirileceğini, bununla birlikte idari ve yasal yüklerin de azaltılacağını kaydetti. İSTANBUL - Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan , İstanbul Sanayi Odası (İSO ) tarafından düzenlenen 6. Sanayi Kongresinde yaptığı konuşmada, Türkiye "nin lokomotifi olan sanayinin, üretimin ve ihracatın önünün açılması gerektiğini belirterek, "27 yıllık sanayicilik ve 12 yıllık sanayi odası başkanlığımın kazandırdığı tecrübe ve bakış açısı bana bu iddiayı dile getirme olanağı sağlıyor . Bu büyük iddiayla yola çıkıyorsam bakanlığımın atacağı adımlar da o oranda büyük olmalı dedi.Sanayicinin en büyük problemlerinden biri olan istihdam üzerindeki yüklerin büyüklüğünün farkında olduklarını aktaran Çağlayan , "Bu nedenle partimizin seçim beyannamesinde ve hükümetimizin programında, sayın başbakanımızın açıkladığı gibi, SSK primlerinin, işveren hissesinde 5 puan indirilmesi 2008 yılında gerçekleştirilecektir. Bununla beraber idari ve yasal yükler de azaltılacaktır. Biliyoruz ki, bu rekabet ortamında büyük hedeflere, ideallere ulaşmak için stratejimizi iyi oluşturur, rotamızı çizer ve gecemizi gündüzümüze katarsak bizi hiçbir şey durduramaz diye konuştu. eYOL HARİTASI İÇİN CİDDİ ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ " Sanayi politikalarını hazırlarken izlenecek yol haritası için çok ciddi çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Çağlayan , bu çerçevede 81 ilin "Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları projesinin tamamlandığını, bunun yanı sıra yatırım yapacak girişimcilerin bilgilendirilmesi amacıyla bugüne kadar sürdürülen çalışmalarla bakanlık tarafından 256 yatırım konusunda "sanayi profili çalışması ve 38 adet "sektör araştırması çalışmasının bitirildiğini kaydetti. Bir de yatırımcı rehberi hazırlandığına değinen Çağlayan , bütün bu çalışmaları Aralık ayı içinde açıklayarak sanayicilerin hizmetine sunacaklarını aktardı. Çağlayan , sanayi potansiyeli ve yatırım alanları çalışmasında İstanbul "a özel bir önem verdiklerini, bu ildeki sanayi potansiyeli ve yatırım alanları araştırmasını tamamladıklarını belirtti. eHABERCİLERİN 5N 1K FORMÜLÜNÜ KULLANACAĞIZ" Sanayi stratejisinin hazırlanması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı "nın sorumluluk üstlendiğini ve bugüne kadar DPT "nin yaptığı çalışmaların kaldığı yerden kendi bakanlığı tarafından gerçekleştirileceğini kaydeden Çağlayan , şöyle konuştu: "Türkiye "nin neyi, ne kadar ürettiğini bilmemesi sorunu, yani sanayi envanteri en önemli konulardan biridir. Bir ordunun nerede, ne kadar askeri, topu, tüfeği olduğunu bilmesi savaşta galibiyetin temel koşulu ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığının da hangi ilde, bölgede kaç tane fabrika olduğunu, bu fabrikaların hangi sektörlerde faaliyet gösterdiğini, ne kadar üretim yaptığını, ne kadar işçi çalıştırdığını, ne kadar enerji kullandığını bilmesi ülkenin kalkınması açısından temel koşuldur. Burada habercilerin kullandığı 5N 1K formülünü kullanarak sanayi envanterini oluşturacağız. Yani neyin, nerede, nasıl, niçin, ne kadar ve kimin tarafından üretildiğini çıkartacağız. 2007-11-26 14:36:41 NTV-MSNBC

Reform dul ve yetimlere ne getiriyor?
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
SELİM EROL 26.Kasım .2007 Reform dul ve yetimlere ne getiriyor? Sosyal Güvenlik Reformu dul ve yetimlere aylık bağlama şartlarını değiştiriyor mu? Benim kayınpederim 1989 yılında ilk defa SSK `lı olmuş ve 15 ay prim ödedikten sonra 1990 yılında vefat etmiştir. Gün olarak bir sıkıntımız yok askerliği borçlanarak 900 günü tamamladık. Size sorum şu olacak: Yeni çıkarılacak Sosyal Güvenlik Kanunu `ndaki ibare bizler gibi olan vatandaşlar lehine değiştirilemez mi? Yani en azından süre olmasa çok rahat aylık bağlanabilecek ve mağduriyetler ortadan kalkacaktır. (Ersoy MACİT ) Sayın MACİT , vefat eden sigortalının hak sahiplerine 5561 sayılı yasa uyarınca 18.10.2006 tarihinden bu yana en az 5 yıl sigortalı ve 900 gün prim bildirilmiş olması koşuluyla aylık bağlanma uygulaması getirilmiştir. -Ayrıca 18.10.2006 tarihi öncesinde de bu haktan yararlanamamış olanlar için de müracaatları halinde aylık bağlanabilmektedir. -Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde 01.01.2008 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5510 sayılı yasa ile SSK ve Bağ -Kur sigortalıları ile memurların vefatı halinde hak sahiplerine dul ve yetim aylığı bağlanma şartları eşitlenmiş olacak. -Ölüm her insanoğlu için erken. Söylemeye dilimiz varmasa da maalesef yeni uygulama SSK `lı hak sahiplerinin aleyhine memurların ise lehine olacak. -Sizin durumunuzda olan okurlarımıza mevcut durum ve yeni uygulama hakkında bilgi vermiş olalım. Mevcut durumda SSK `lıların hak sahiplerine aylık bağlanma şartları neler? -506 sayılı yasanın 66`ncı maddesine göre; 5 yıl sigortalılık süresi ve bu süre içerisinde de en az 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda, ölen sigortalının geride kalanlarına aylık bağlanır. -Noksan günler için hak sahipleri sigortalı adına hizmet ihyası ve askerlik borçlanması talebinde bulunabilmektedir. Mevcut durumda memurların hak sahiplerine aylık bağlanma şartları neler -5434 Sayılı T .C. Emekli Sandığı Yasası `nın 78`inci maddesine göre; vefat eden memurlardan fiili hizmet süreleri 10 yıl ve daha fazla bulunanların geride kalanlarına aylık bağlanmaktadır. -Ölen memurun beş yıldan fazla on yıldan az hizmeti varsa eşi ile ana babasına aylık verilmez ama geride kalan çocuklarına 25 yaşını geçmemek şartıyla eğitimleri süresince aylık bağlanır. -Eş malul veya geçimini temin edemeyecek durumda olması halinde aylık bağlanmaktadır. Mevcut durumda Bağ -Kur`luların hak sahiplerine aylık bağlanma şartları neler? 1479 sayılı yasanın 41`inci maddesine göre; ölüm tarihinde en az beş tam yıl sigorta primi ödemiş olan, en az beş tam yıl sigorta primi ödemiş olanlardan toptan ödeme talebinde bulunmakla beraber, toptan ödeme yapılmadan ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanmaktadır. Mevcut durumda 3,5 yıl şartı aranmayacak mı? Gerek memur, gerek işçi ve gerekse esnaf olanlardan birden çok Sosyal Güvenlik Kurumu `na prim ödemiş olanlar için ölüm tarihinden geriye doğru 7 yıllık sürede en çok hangi kuruma prim ödenmiş olup olmadığına yani 1260 gün şartına bakılmaksızın son bağlı oldukları kurum tarafından geride kalanlarına aylık bağlanmaktadır. Reformdan sonra SSK , Bağ - Kur ve memurların hak sahiplerine aylık bağlanma şartları neler? Bu kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahipleri için ölüm aylığı; en az 1800 gün malullük , yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş olması şartı aranacaktır. -SSK `lılar için 900 gün olan şart 1800 güne çıkacak, -Memurlar için 3600 gün olan şart da 1800 güne inecek, -Bağ -Kur`lular için mevcut 5 tam yıl yani 1800 gün şartı işe değişmemiş görünüyor. SSK `dan erken emeklilik nasıl olur? Ben friedreich ataxia denen dengesizlik hastalığına sahip biriyim. Halen 13 yıl 6 aydır çalışmaktayım. İşe ilk başvurduğumda (%40 özürlü) raporu verdiler. 1973 doğumluyum. 01.05.1994 işe başlama tarihim. Şu an 4940 prim günüm var. Acaba erken emeklilik diye bir şey var mı? Yani işe baslarken engelli kadrosundan işe başladım. Ama hastalığım ilerledi, su an tekerlekli sandalyedeyim, kalem tutamıyor, yemek, tuvalet, çay, ulaşım vs. tek başıma yapamıyorum. Bir de SSK web sayfasında benim işe başlama tarihim 1989 görünüyor. Bu tarih, benim staja başlama tarihim. SSK numaramı ilk o zaman çıkarttırmıştık. Acaba o tarih, sigortalılık başlangıcı kabul edilir mi? (Celal ÇELİK) Sayın ÇELİK , çalışma azminiz ve sabrınızın için taktire şayan olduğunuzu belirterek size sabırlar ve acil şifalar diliyorum. -506 sayılı yasa uyarınca, yetkili hastanelerce düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3`ünü yitirmiş ve toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalıya malul aylığı bağlanabilmektedir. -Sayın ÇELİK , yasanın 53/B maddesi uyarınca, ilk işe girişinizdeki özür oranınızın malul sayılmayı gerektirecek derecede olmaması (%40) ve işe başladıktan sonra hastalık derecenizdeki artış nedeniyle, SSK `ya maluliyet talebiyle müracaat ederek çalışma gücünüzün 2/3`ünü yitirmiş olduğunuzu belgelendirebilirseniz hemen malulen emekli olabilirsiniz. -Ayrıca raporunuzda "başka birinin bakımına muhtaçtır" ibaresi bulunursa size bağlanacak malul aylığı daha yüksek olur. -Sigortalılık başlangıcınıza gelince, stajyer olarak geçen süreler sigortalı hizmet cetvelinde yer almaz ve bu süreler de sigortalı başlangıcı olarak sayılmaz. 1989 tarihinin sigorta başlangıcınız sayılması için adınıza uzun vadeli (malullük , yaşlılık ve ölüm ) primlerinin yatmış olması gerekir. Bu dönemde adınıza uzun vadeli prim yatırılıp yatırılmadığını SSK `ya müracaat ederek öğrenebilirsiniz. Sağlıcakla ve sosyal güvenlikle kalın... 2007-11-26 09:35:47 Bugün

`Bürokratlar yükümüzü azaltsın çocukları bizden iş isteyecek`
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
`Bürokratlar yükümüzü azaltsın çocukları bizden iş isteyecek`Ağır vergi yükü ve düşük döviz kuru, özel sektörün önündeki en büyük sorunlar arasında yer alıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kamu bürokrasisine, `özel sektörün üzerindeki yükleri hafifletme` çağrısında bulundu. İstanbul Sanayi Odası `nın (İSO ) düzenlediği 6. Sanayi Kongresi `nin açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu , "Her bürokrattan, özel sektörün üzerindeki yükü daha nasıl azaltırım diye düşünmesini bekliyoruz. Ben her gördüğümde bürokratları ikaz ediyorum. Bakın çocuklarınız yarın bizlerden iş isteyecek. Yani onların geleceği bizim başarımıza bağlı. O yüzden `Bırakın, her şeye olumsuz yaklaşan, iş yapmamayı marifet sayan eski düşünce kalıplarınızı` diyorum." şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu , ekonomide kaydedilen büyümenin, sanayicinin her türlü zorluğa göğüs germesiyle sağlandığını belirtti. Türkiye `nin eskisine göre daha değerli ürünler ihraç etmeye başladığını; ancak bunun ürünlerin katma değerinin yüksek olduğu anlamına gelmediğini ifade ederek, "Her ay ihracat rekoru kırıyor olabiliriz; ama düşen kurun etkisiyle ithal girdilerimiz ihracatımızdan çok arttıkça, net katma değerimiz azalıyor. Bugün sanayimiz, düşük döviz kuru rüzgârının önünde sürüklenen, hangi limana gittiğini bilmeyen bir gemi durumundadır." değerlendirmesini yaptı. Ancak bu durumdan düşük kurun, tek başına döviz kurunun sorumlu tutulmaması gerektiğini anlattı. Asıl sorunun doğru bir sanayi politikası yürütülmemesinden kaynaklandığını öne sürdü. Ekonomideki çarpıklıklara dikkat çekerek, "Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz; ama ilk 100 şirket içinde tek bir kuruluşumuz bile yok. Bizden daha küçük ölçekteki Yunanistan `ın, Portekiz `in, Finlandiya `nın bile dev şirketleri var." eleştirisinde bulundu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük de kurun geldiği noktada iyileştirmeler yapılmasının acil bir hal aldığını kaydetti. Üretim ve ihracata nefes aldıracak alternatif enstrümanların süratle devreye sokulmasını istedi. Akbank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Suzan Sabancı Dinçer ise 2002 sonrasında Türkiye `de şirketlerin daha uzun vadeli düşünebildiğini, finans şirketlerinin de reel sektöre daha farklı bakıyor hale geldiğini söyledi. Dinçer , "Dolayısıyla ben önümüzdeki 6-7 yılda Türkiye için çok büyük fırsatlar ve bu bölgede çok büyük dinamizm olacağına inanıyorum." dedi. Çağlayan : Gelecek yıl SSK primlerini indiriyoruz Kongreye katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ise daha önce verdiği `SSK primlerini indiriyoruz` sözünü yineledi. Sanayi Bakanı , "SSK primlerinin 5 puan indirilmesi 2008 yılında gerçekleştirilecektir." dedi. Çağlayan , bunun yanında özel sektörün üzerindeki idari ve yasal yükleri de azaltacaklarını söyledi. Yeni buluşları desteklemek için Ar -Ge yatırımlarına büyük önem verdiklerini ifade ederek, "2013 yılında GSMH `mizi 800 milyar dolara, Ar -Ge `ye ayrılan payın da GSMH `nin yüzde 2`si düzeyine yükseltilmesini hedefliyoruz. Bunun için Ar -Ge ile ilgili yapılan tüm harcamalarda vergi muafiyeti getireceğiz." diye konuştu. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ise daha önce SSK primlerinde indirime gidilmesinin gündemlerinde olmadığını söylemişti. 2007-11-27 01:42:03 Zaman

SAĞLIK SİGORTASI
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
SAĞLIK SİGORTASIAhmet Sağırlı Çalışanların ödediği primlerin tamamı sağlık harcamalarını karşılıyor mu? Karşılamıyor. Çalışanların ödediği primlerin tamamı sağlık harcamalarını karşılıyor mu? Karşılamıyor. Emekli maaşlarını karşılıyor mu, onu da karşılamıyor. Üzerinde yıllardır çalışılıyor. İlk sonuçlar şöyle: Bu, bugünden yarına halledilebilecek bir problem değil. Gerekli tedbirleri alırsak, 2030`dan itibaren düzelmeler olacak. "Niye bu hale geldi"nin cevabı da herkesi bıktırdı. Kimse dinlemek istemiyor artık. Herkes bıkmış vaziyette. Ama madem sosyal güvenlik sistemi üzerinde çalışılıyor.. O konuda söyleyeceğim, daha doğrusu soracağım iki şey var. SSK `lı Ahmet Efendi ..tek başına yaşıyor, 15 yıldır sigortalı..ve farzedelim ki 50 YTL sağlık primi ödüyor. SSK `lı Mehmet Bey ..o da sigortalı..o da 15 yıllık..üstelik dört çocuğu var, bakmakla mükellef olduğu anası-babası var..o da 50 YTL sağlık primi ödüyor. İkisi de 50 lira ödüyor ama biri 8 kişiye sağlık hizmeti alıyor, digeri tek kişiye. Yahut 25 yıl az veya çok, sağlık primi ödeyip hiç hizmet almayanla, hastane kapılarından ayrılmayanlar aynı muameleyi görüyor. Yeni taslakta bu konuda bir değişiklik düşünülüyor mu? Özel sigorta şirketlerinin kalıbını birebir almak mümkün değil ayrım yapmak bir ihtiyaç. En azından şeklen bir ayrım olur, fark devlet desteği olarak başka yerden karşılanır. Özel sağlık sigortası yapmak istediğiniz zaman 3 çocuklu bir ailenin primi ile tek kişinin primi arasında birkaç kat fark var. Artık takip de kolay. Birçok yerde sigortalının numarası girildiği zaman yahut sağlık karnesindeki barkod okutulduğu zaman geçmiş bilgilerine erişilebiliyor. Puanlama sistemine de geçilmeli. İşlem yapacak olan görevli, on yılda bir defa uğrayan adam için kılı kırk yarmamalı.. Genel sağlık sigortasına geçilse dahi, sosyal güvenlik kurumu çatısı altına girmeyenlerin primleri hizmet alacağı kişi sayısına göre değişiklik göstermeli.. Para aynı yerden çıkıyor olsa dahi, kağıt üzerinde farklılığı hissetmeli insanlar. > SAÄ žLAMA İlkokulda yaptığımız işlemlerin doğru olup olmadığını anlamak için sağlamasını yapardık. Şu anda nasıl yapıldığını bile hatırlamıyorum. Sosyal olayların da bir nevi sağlaması yapılabilir. Misal: Adam bütün meslekler kutsaldır, diyor. Eee doğrudur. Şöyle test edebilirsin: Kızın evlenme çağında.. Talipleri var. Hepsi de kutsal mesleklerden. Sıvacı, boyacı , marangoz, oto elektrikçisi, teğmen, doktor, iş adamı.. Benim için farketmez hepsi de uyar diyorsan, doğru söylemişsin demektir. .... Adam oğlu için iş istiyor. Burada her iş mübarek, filan birimde işe başlasın diyen adam.. O mübarek işi oğluna da layık görüyorsa mesele yok. Doğruların eğrilerin dışında şöyle bir şey daha var: Tamirci ile borsacı, belediyedeki imar müdürü ile marangoz, köftecide çalışan adam bu işi bilerek ve isteyerek tercih etmişse..asgari standartlarda farklılık yoksa hem işlerini severek yaparlar, hem de insanlar ikiyüzlülükten kurtulur. 2007-11-27 03:17:14 Türkiye

SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi
28 Kasım 2007 Çarşamba, 18:45:11
SSK priminde 5 puan indirim sözü verdi, alkış istedi Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan `ın arasında süren işverenlerin SSK primleri indirimi tartışması yine alevlendi. Şimşek 19 Kasım `da `2009`a kaldı` açıklaması yapmışken Çağlayan , Sanayi Kongresi `nde `2008`de indireceğiz, alkış yok mu` diye konuştu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan , 2008`de mi yoksa 2009`da mı yürürlüğe gireceği konusu yılan hikâyesine dönen SSK priminde işveren payının 5 puan düşürülmesi ile ilgili düzenlemenin 2008 yılında uygulamaya gireceğini açıkladı. Zafer Çağlayan `ın 2008 başında uygulanacağını söylediği ve Hazine `den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile aralarının açılmasına yol açan SSK prim indiriminin, hükümetin eylem planına göre 2008`de yasal düzenlemesinin yapılacağı, 2009`da ise uygulamaya gireceği ifade edilmişti. Ancak dün İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenen 6. Sanayi Kongresi `ne katılan Çağlayan , sanayicinin en büyük problemlerinden biri olan istihdam üzerindeki yüklerin büyüklüğünün farkında olduklarını belirterek "Bu nedenle partimizin seçim beyannamesinde ve hükümetimizin programında, Sayın Başbakanımızın açıkladığı gibi, SSK primlerinin, işveren payında 5 puan indirilmesi 2008`de gerçekleştirilecektir" dedi. Çağlayan , bu açıklamasının ardından sanayicilere "Alkış yok mu" diye seslendi. Sanayiciler Çağlayan `ın alkış isteğini, düzenlemenin 2008`de uygulanmasını sağladığı yönünde sinyal olarak algıladı. Bakanlıkta köklü değişim "İçinizden gelen biri olarak sorunları en iyi bilenlerden biriyim" diyen Çağlayan , sadece SSK primi değil sanayicinin üzerindeki idari ve yasal yüklerin de azaltılacağını kaydetti. Çağlayan , Türkiye `nin dünyada kısa sürede ilk 10 ülke arasına girmesi hedefine ulaşmak için sanayicilerin yükünün hafifletilmesi gerektiğini vurguladı. Oda başkanı olduğu dönemde, en büyük sıkıntıyı kamu ile sürekli ve sürdürülebilir bir diyalog kuramamak olarak gördüklerini anlatan Çağlayan , "Özel sektörün önündeki engelleri kaldırmaya dayalı yepyeni bir bürokratik anlayışı uygulamaya koyuyoruz. Bu yeni dönemde, tüm politikalarımızın temeli diyalog olacaktır. Bürokrasi özel sektörü, özel sektör bürokrasiyi dinleyecektir. Aramızdaki diyalog kanallarını kurumsallaştıracağız. Sürekli, devamlı ve şeffaf hale getireceğiz. Kişilere, kişisel ilişkilere bağlı olmaktan çıkaracağız" dedi. Fabrikalar kapanma noktasında Kurun rekabet gücü açısından taşınamaz bir noktaya gerilediğine dikkat çeken İSO Başkanı Tanıl Küçük , "2006 Ekimi`nde 158.3 olan TÜFE bazlı reel kur endeksi, 2007 Ekimi`nde 188.1`e ulaşmış ve 1980`den bu yana en yüksek seviyeye çıkarak adeta tarihi bir rekor kırmıştır. Bu, 2007 Kasımı `nda sanayimizin rekabet gücünün, bir yıl öncesinden daha geride olduğu anlamına gelmektedir. Nitekim, bugün daha çok fabrika kapanma noktasına, işçilerini zorunlu izne çıkarma noktasına gelmiştir" dedi. Kurun bugün geldiği noktada rekabet gücünü ilgilendiren diğer alanlarda iyileştirmeler yapılmasının her zamankinden acil bir hal aldığını vurgulayan Küçük, "Kura bir şey yapılamıyorsa üretim ve ihracata nefes aldıracak, destek sağlayacak alternatif enstrümanlar süratle devreye girmelidir. Aksi takdirde, üretim ve istihdam altyapısında ciddi kayıplar ortaya çıkması kaçınılmazdır" dedi. Küçük, "Devletin yapması gerekenleri devletten talep etmeye devam edeceğiz ama kendi sorumluluklarımızın da farkındayız" dediklerini, bu kongrede de rekabet gücünü artırmak için işletmelerin yapması gerekenler üzerine odaklandıklarını belirtti. Tek sorun kur değil Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB ) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu , her bürokratın, "özel sektörün üzerindeki yükü daha nasıl azaltırım" diye düşünmesini beklediklerini kaydederek kendisinin her karşılaştığında bürokratları, "Bakın çocuklarınız yarın bizlerden iş isteyecek" diye ikaz ettiğini bildirdi. "Bugün sanayimiz, düşük döviz kuru rüzgârının önünde sürüklenen, hangi limana gittiğini bilmeyen bir gemi durumundadır" diyen Hisarcıklıoğlu , bu durumda akla gelen ilk sorumlunun düşük kur olduğunu ancak yalnızca kuru sorumlu tutmanın, fırtınada dümeni çalışmayan bir gemi karaya oturunca bundan sadece rüzgârı sorumlu tutmaya benzediğini söyledi. Yaşanan sıkıntının temelinde döviz kuru kadar sanayi politikasının olmamasının da yattığını kaydeden Hisarcıklıoğlu , döviz kurunun, buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ifade etti. Simidi saraya soktuk Son yıllarda herkesin dilinde bir "inovasyon " kelimesi olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: "Ama inovasyonu yurtdışından gelmiş, mucizevi bir çözüm sanıyoruz. Bu nedenle Anadolu `da nereye gitsem bana `Başkan nedir bu inovasyon` diye soruyorlar. Ben de `yenilikçi` diyorum ve şu örnekle açıklıyorum: Daha düne kadar tablada satılan simidi, bugün simit saraylarında 15-20 farklı çeşitte satarak yeni katma değer sağlayan da biziz. İşte inovasyon bu. Nasıl ki simidi saraya sokmayı başardıysak, tüm şirketlerimizin de üretim sürecinin her aşamasında daha yenilikçi olması, daha çok patent alması, teknolojik altyapısını yükseltmesi, çalışanların pratik bilgilerini ve eğitim düzeylerini geliştirmesi gerekmektedir." İSO Meclis Başkanı Hüsamettin Kavi ise cari açık sorununa değinerek "İç ve dış borcun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı ne olursa olsun borç borçtur ve yeri gelir bir gün baskıya dönüşebilir. O nedenle Türkiye imalat sanayiinin yapısını ihracat ürünlerinin katma değer niteliklerini gözden geçirmesinin kaçınılmaz ve çok hayati olduğunu düşünüyoruz" dedi. 2007-11-27 01:48:37 Referans

Bağ-Kur (Devredilen) Adres Bilgisi
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Adres : Necatibey Cad. No:37 Kızılay / ANKARA Telefon : 0312 231 74 20 (Santral)

Emekli Sandığı (Devredilen) Adres Bilgisi
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Emekli Sandığı (Devredilen) Adres : Milli Müdafa Cad. No:24 Bakanlıklar / ANKARA Telefon : 0312 414 44 44 (Santral)

Sosyal Sigortalar Kurumu (Devredilen) Adres Bilgisi
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Adres : Mithatpaşa Cad. No:7 Kızılay / ANKARA Telefon : 0312 458 70 00 (Santral)

Sosyal Güvenlik Kurumu Adres Bilgisi
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Adres : Ziyabey Cad. No:6 Balgat / ANKARA Telefon : 0312 207 80 00 (Santral)

Babam 1985-91 yılları arasındaki vergi mükellefi olduğu dönemi Bağ-kur'a borçlanabilir mi? Ali ÖZTÜRK Ekonomist
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Merhabalar babam ibrahim kılıç 1979-1981 yılları arasında iki yıllık bağkur ödemişliği var ayrıca 81 den 85 e kadar kendisi 800 gün kadar sigorta ödemesi yapmıştır. 86 dan 91 yılına kadar da vergi mükellefi olup sicil kayıtları ve diğer kayıtları mevcuttur fakat bağkura bildirmemiştir.(bu yıllarda istanbuldaydı) daha sonra izmir etaşınıp orda berberlik mesleğine devam ediyor. 91 de açılışıda yaparak bunu bağkurada bildirip 1991-2005 yılları arasında bağkur ödemesi yapılmıştır. sorum 85-91 yılları arasındaki vergi mükellefi olduğu dönemi bağkura borçlanabilir mi? borçlanabilirse bunun ortalama ne kadar ücret tutacağını nasıl öğrenebiliriz... Cevap: Babanız; 4.10.2000 öncesi Bağ-kur kaydı olduğu için 1985-1991 arasını Bağ-kur'a bildirip borçlanabilir. Ali ÖZTÜRK Ekonomist aliozturk.tr@hotmail.com

Değerli okurlar beni MSN adresinize eklemek yerine grubumuza üye olmanızı tavsiye ederim - Ali ÖZTÜRK Ekonomist
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Değerli arkadaşlar ve okurlar; Öncelikle ilginize teşekkür ediyorum. Çok sayıda kişi beni MSN adresine her gün ekliyor. Fakat şunu bilmenizi isterim ki ben pek MSN'yi kullanamıyorum. Çünkü Msn açtığımda bir çok kişi aynı anda soru yağmuruna tutuyor. Takdir edersinizki herkese aynı anda cevap vermem mümkün değil. Sizleri kırmaktandan çekindiğim için genelde online olamıyorum. Sizlere daha faydalı olmak için mail grubumuza üye olmanızı tavsiye ediyorum. Aşağıdaki kutudan gruba üye olabilirsiniz. BİZ SİZİN YERİNİZE SSK VE BAĞKUR'LA İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLERİ DERLEYİP SİZE GÖNDERECEĞİZ. Saygılarımla... Ali ÖZTÜRK Ekonomist İstanbul

Yüksek emekli maaşı için ne yapmalıyım?
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
RESUL KURT Ben 20/07/1965 doğumluyum. 01/07/1982’de, askerden önce sigortalı oldum. 3 yıl yurt dışında olduğum için prim ödemedim. 1993’de işe yeniden başladım. Şimdi 15/9/2006’da işten ayrıldım beni ne zaman emekli olabilir ve daha yüksek maaş alabilmem için ne kadar daha prim ödeyebilirim? Benim için artısı olur mu? Yoksa emeklilik yaşını mı beklemeliyim? Fikret Akolsun Okurumuz Fikret Akolsun, 47 yaşını ve 5150 gün sayısını doldurmak koşuluyla 20.07.2012 tarihinden sonra emekli olabilecek. Bir çok okurumuz, emekli maaşının yüksek olması için ne yapılması gerektiğini soruyor? Öncelikle belirtmek gerekir ki, emekli maaşının yüksek olması için mutlaka sigorta primlerinin yüksek matrah üzerinden yatırılması gerekmektedir. Yani, primleriniz ne kadar yüksek tutardan yatarsa maaşınız da o kadar yüksek olur. Çok uzun bir süre asgari ücretten prim ödeyip, son birkaç yıl yüksekten prim yatırmanın çok büyük bir katkısı olmaz. Aylık bağlama oranının tespitinde prim ödeme gün sayısı dikkate alınmaktadır. Yine prime esas kazanç tutarı da emekli aylığının hesaplanmasına esas alınacak ortalama yıllık kazancın tespitinde önemlidir. Aylık bağlama oranı, sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3.600 gününün her 360 günü için %3.5, sonraki 5 400 günün her 360 günü için %2 ve daha sonraki her 360 gün için %1.5 oranlarının toplamıdır. Eğer prim ödemeye devam ederseniz, her 360 gün, aylık bağlama oranınızı yüzde 2 oranında artıracaktır. Ancak emeklilik için prim gün sayınızı doldursanız bile, bundan sonra çalışmaya devam etmeniz halinde sigorta primi yatırılması zorunludur. HABER7

Bediüzzaman Said Nursi ve Kürt meselesi
27 Kasım 2007 Salı, 18:04:16
Bediüzzaman Said Nursi ve Kürt meselesi elif.cakir@aksam.com.tr Ne alakası var demeyin. Şöyle bir alakası var: ‘İnsanlık Onuruna Yakışır Bir Dünya için Adalet’ başlıklı Bediüzzaman Sempozyumu yapıldı geçen hafta. Sekizincisi yapılan sempozyum ancak THY’nin sponsor olması vesilesiyle gündeme geldi. THY bir sürü ıvır zıvıra sponsor olunca hiç haberimiz bile olmuyor ama iş Bediüzzaman’a geldi mi, birileri hemen dikleniyor.THY’ye yakışmadı...THY’den ilginç sponsorluk... Kimdir Bediüzzaman Said Nursi...Osmanlı’nın çöküş ve cumhuriyetin kuruluş döneminde önemli hizmetleri vardı.Trablusgarp cephesinde Mehmed Akif ve Mustafa Kemal ile birlikte çalıştı.Meşrutiyetin ilanında ön saftaydı.Bir Kürt kökenli bir alimdi ve Kürt meselesini tartıştığımız şu günlere denk düşen çözüm önerileri vardı.En önemli projesi de Medresetüz Zehra idi.Bitlis merkez olmak üzere Van ve Diyarbakır’da kurulu bir üniversite projesiydi bu. Arapça, Kürtçe ve Türkçe eğitim dili olacaktı.Bediüzzaman, Kürtlerin temel sorununun cehalet ve fakirlik olduğunu tesbit ediyor, bu bölgeye eğitim ve üretim yatırımını öngörüyordu.Bu hususta kaleme aldığı bir yazıda, Kürtlere “meşrutiyetin ve hürriyetin mehasininden istifade ettirmek”ten söz ediyordu.Alın meşrutiyeti, daha gelişmişi olan cumhuriyeti koyun yerine.Yani, cumhuriyetin ve hürriyetin güzelliklerinden istifade ettirin Kürtleri, diyordu.Türklerin, Kürtlerin ve Arapların, bu bölgede yaşayan vazgeçilmez dostlar olması gerektiğini ileri sürüp, aksinin menfi ırkçılığı körükleyeceğini dile getiriyordu.Ama onun tek eksiği! vardı belki...İşçi sınıfı diye hiçbir şeyin bulunmadığı bir yerde, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) gibi Marksist bir model sunmamasıydı.Bölünmeye değil, birleşmeye yönelikti.Ancak, artık bütün dünyayı meşgul eder hale gelen bu meselenin büyüyeceğine geçen asırda dikkat çekmiş mi, çekmiş.Çözüm düşünürken, bütün fikirleri değerlendirmek gerekmez mi?Nitekim Deniz Baykal da “eğitim şart” tadında şimdilerde.Bilmiyorum, belki de karşı çıkanlar haklıdır. Olan olmuş, biten bitmiş. THY’nin Bediüzzaman’ın İslamcı çözüm önerileriyle ne alakası olabilir? * * *THK olsa neyse... Zorla da olsa kurban derilerini topluyor ya... Bari bizim de bir katkımız olsun diye düşünebilirlerdi. Kırmızı başlıklı kızKırk yılın başı -ki gerçekten- kırmızı bir iç örtüsü bağladım, başıma neler geldi neler...Okurlardan bu konuda gelen mailler oldukça şaşırtıcı...Meseleyi anladınız sanırım, fotoğrafımdaki kırmızı örtüye takanlar var...Kırmızıyla verdiğim mesajı merak edenlerden tutun da, işi özel bir tercih mi yoksa gerçekten rastlantı olup olmadığına kadar götürenler var...Hatta...Siz İslamcısınız normalde yeşil taksanız anlardık da, kırmızı olunca... Vs...Bunların hepsi tamam da...Aralarında Yalçın Küçük’ün kırmızı atkısı arasında gizemli bağlar aranması bir hayli enteresan geldi.İş Yalçın Küçük’e kadar dayanmışsa, bana da bu konuda kalem oynatmak vacip olmuştur..Ne Yalçın Küçük’ü tanırım, ne de kırmızıya özel bir düşkünlüğüm var.Ne “benim sevdam kırmızı” şarkıları mırıldanıyorum...Ne de en sevdiğim türkü “kırmızı gül demet demet”!..Ne en sevdiğim roman “benim adım kırmızı”Ne de “kırmızı başlıklı kız” masalını hatırlıyorum aynaya baktığımda. Aslında hatırlasam galiba iyi olacak. “Kırmızı başlıklı kızım, kurtlar beni yemek istiyor” falan diye bağırsam mı acaba...“Kırmızı bonem olmadan asla” triplerinde olmadığım gibi “kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun” da demiyorum. Ey merak eden okurlar...Başımdaki kırmızının Yalçın Küçük’ün kırmızı atkısıyla uzaktan yakından alakası bulunmamaktadır...Bugün kırmızı takarım yarın mor...Boş yere kafa yormayın...
Tüm öğeleri göster
Görüntüleniyor
200 / 200

Tümü
200
Yeni
50
Sıralama ölçütü:

Etiketler: , , ,

<$I12 Yorum4>